Katalog

SAYFA CUMHURİYET 21 MAYIS 2013 SALI 8 GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK n Baştarafı 1. Sayfada dalkavukları, 19 ve 20 Mayıs günlerinin gazetelerini, sağ veya sol köşelerinden Türk bayrağıyla Atatürk resmi yayımlayan TV’leri naklettiler mi acaba? Asabı bozulur, sinirleri yerinden oynar ya da şekeri yükselir diye pür dikkat RTE’yi birden rahatsız etmeyecek, her zamanki idarei maslahatçı tutumlarıyla; patronlarına, kutlama mesajında ulusal savaşı başlatmak üzere 19 Mayıs’ta Samsun’a çıkan Atatürk adını anımsamayarak herhalde ne kadar yerinde bir davranış sergilediniz içeriğinde bilgiler arz etmişlerdir Oysa Atatürk’ü, her alandaki zaferlerini, devrimlerini, yarattığı Cumhuriyeti gözlerden, belleklerden ne kadar uzaklaştırmaya çalışırsa çalışsın, çabalasın RTE; Türk halkı her zaman onu kalbinde sevgiyle saygıyla yaşattığını, onu ve eserlerini yaşatacağını 19 Mayıs günü bir kez daha kanıtladı! HHH RTE! Atatürk, askeri zaferleri ve devrimleriyle yeni, çağdaş bir devlet kuran, tarihin ender kaydettiği insanlardan biri... Ya seni tarih nasıl yazacak? Şöyle: Atatürk’ün kurduğu devletin gelip geçen başbakanlarından, karşıdevrimci biri! 19 Mayıs 2013 günü, Anıtkabir’i yüz binlerle ziyaret eden, sokaklara dökülen Türk halkı, yazılı görsel basından sana seslendi gerçeği: Yedi düvelle savaşan, yenen, bağımsız bir devlet yaratan bir Atatürk’e bak; bir de başka bir devletin uydusu konumundaki kendine! HHH Suriye sorununda iki yıldır kendisini yalnız bırakan Beyaz Saray’ın siyahi Başkanı Obama’yı; Esad’ın halkını gazla zehirlediğine, havadan karadan füzelerle vurduğuna, bir hava köprüsü kurma, güvenlik bölgesi önerilerine, tek çarenin askeri müdahale olacağına inandırmak için yol çıktı... Önerileri reddedilen, ABD koşutunda politika izlemeyi kabul eden bir başbakan olarak dönüşe geçti. HHH Başkan Obama’nın RTE’ye uyguladığı politika artık ABD’de de dillere düştü. Dün Hürriyet’te okuduk. İçimizde ancak birkaç köşe yazarının yazdığı gerçeği, Amerika’nın Uluslararası Kriz Grubu ilan ediverdi: Başkan Obama’nın, RTE’yi Suriye bataklığına iterek; “Biz sizin arkanızdayız” diye sırtını sıvazlayarak uyuttuğunu… …bir başka gerçeği; “Türkiye’nin yalnız bırakıldığını” açıkladı! HHH RTE ise şapkayı önüne koyarak Suriye politikalarını yeni baştan gözden geçirmeyi düşüneceğine... ...hâlâ “Yani ne yapacaktık? Suriye’de Müslüman kardeşlerimiz öldürülürken tribünlerden seyirci mi olacaktık?” diye duygu sömürüsü yapıyor. Söz konusu ulusal yararlar olunca imam kaynaklı kafası, bu doğrultuda dış politika izlemek gereğine bir türlü ulaşamıyor. RTE açıklasa da Arap sevdasını anlasak... Örneğin, Ulusal Savaşımıza MüslümanArap ülkelerinin silah veya para yardımında bulunmayışının nedenlerini… Kaddafi dışında hangi MüslümanArap devleti, Kıbrıs savaşımıza, daha sonra Rumlara karşı Kıbrıs Türklerinin haklarını savunan Türkiye’nin yanında yer aldı? Hiçbiri! Birinci Dünya Savaşı’nın sonuna dek Araplar, RTE’nin hayranı olduğu Osmanlı’yı, ama Türk askerini arkadan bıçakladı. Dünyaya Müslümanlık satan Ortadoğu Araplarından, Müslüman Türkiye’ye, hayırlara vesile olan veya olacak hiçbir davranış izlenmedi. Daha düne kadar haritalarda Hatay’ı Suriye toprakları içinde gösteren baba Esad’ın oğlu Esad’la sınırları birleştirmeye kadar varan derin muhabbet içindeki RTE; Beyaz Saray’dan aldığı taşeronluk göreviyle bir ayda yıkacağını sandığı Esad’ı önce Esed’e çevirdi ve sonra... ...nasılsa Amerika, kadim dostum diye avunduğu Obama arkamdan gelir diye harekete geçti ve... …bir de döndü baktı ki, arkasından ne gelen var, ne gelecek olan! HHH RTE’nin şatafatlı karşılama programıyla uyutulduğu Amerika gezisiyle bağlantılı bir öykü bugünlerde dillerden düşmüyor. Bilirsiniz ünlü öyküyü: Yüzme bilmeyen, birden kendini denizde bulan; “Ulan beni kim itti?” diye bağıran adamın öyküsünü… HABERLER Su alan Zeugma Mozaik Müzesi’nin inşaat firmasına 2 ihale daha Bakanlık çok sevdi SELDA GÜNEYSU ANKARA “İnşaatı sırasında gerekli izolasyon çalışması yapılmadığı” için zemini su alan ve tavanı akan Zeugma Mozaik Müzesi’nin restorasyon işini üstlenen ACE İnşaat AŞ’nin, Zeugma’dan sonra Kültür ve Turizm Bakanlığı’ndan iki restorasyon ihalesi daha aldığı ortaya çıktı. Bakanlık tarafından ihaleye açılan Çanakkale Kilitbahir Kalesi ve Namazgâh Tabyası batı bölgesi restorasyonu ve çevre düzenlemesi işini ACE’nin ortağı olduğu AKE İnşaat AŞ üstlenirken, Muğla Fethiye Telmessos Amfitiyatro restorasyon işini de ACE kazandı. Cumhuriyet, Zeugma Mozaik Müzesi’nin zemininin su aldığı ve tavanının aktığını duyurmuştu. Söz konusu haber üzerine de Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Asım Güzelbey, durumdan müzenin inşaat işini üstlenen ACE’nin sorumlu olduğunu belirtmiş ve ACE İnşaat’tan gerekeni yapmalarını isteyeceklerini açıklamıştı. ACE İnşaat ba kanlıktan iki ihale daha aldı. Çanakkale Kilitbahir Kalesi ve Namazgâh Tabyası batı bölgesi restorasyonu ve çevre düzenlemesi işini ACE’nin ortağı olduğu AKE İnşaat AŞ, Muğla Fethiye Telmessos Amfitiyatro restorasyon işini de ACE kazandı. Öte yandan ACE İnşaat AŞ’nin, Zeugma Antik Müzesi inşaatı sırasında alt yüklenici firmalar, Sofito, Art Restorasyon ve Sistem Elektrik Makine İnşaat Tic. Ltd. Şti’ye 2011 yılından bu yana borçlu olduğu da öğrenildi. Ayrıca ACE’nin Sofi to firması ile mahkemelik olduğu da belirtildi. flas bayrağını çektim’ Sistem Elektrik Makine İnşaat Ltd. Şti’nin sahibi Hüseyin Ulusoy, konuyu bakanlığa, Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü’ne, Gaziantep Belediye Başkanlığı’na, Gaziantep İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü’ne ve Gaziantep Valiliği’ne bildirdiğini belirterek “Zeugma’da iki kısımlık iş üstlendim. Birinci kısmı belediyeye, ikinci kısmı ise bakanlığa aitti. Benim belediyeye yapmış olduğum işten ACE’nin 400 bin TL borcu var. İkinci kısımlık işten de 1 milyon TL’nin üzerinde. Bunların hepsi belgelerle sabittir. Fakat bugüne kadar kerelerce gittim geldim, borcumu tahsil edemedim. Çok sıkıntılı bir duruma düştüm. Şu anda her şeyim, evim, mal varlığım icralık. Türkiye’nin sayılı elektrik firmalarından biri olmama karşın iflas bayrağını çektim. ACE’yi de icraya vereceğim, lakin veremiyorum, çünkü bir sürü harç bedeli istiyorlar. Bunun yanı sıra bakanlık benim dilekçeme sessiz kaldı, yanıt dahi vermedi” dedi. ‘İ Swoboda’nın Çifte Standardı Değerli okurum Tunç Tayanç, Swoboda’nın Kılıçdaroğlu önünde serdettiği “çifte standart”ı; candamarından kavrayan bir örnekle anlatmış… “18 Mayıs 2013 yazınıza (‘Yetmez ama Evet’çi Swoboda’dan Son Ayar’) ek bir bilgi vermek istiyorum” diyen Tayanç, “Sağnak”a şu çarpıcı notu göndermiş: “Swoboda’nın ne söylediğinin İngilizce ya da Almanca metinlerine ulaşamadım; bizdeki kitle iletişim araçlarında yer alan sözlerin de ne kadar gerçeği yansıttığı konusunda kuşkuluyum. Ancak konu bu değil; Kılıçdaroğlu’nun Esad ile Erdoğan arasında sadece ‘ton farkı’ bulunduğuna ilişkin sözlerine tepki göstermesini ‘seçilmiş bir kişiye duyduğu saygı’ ile açıklamaya kalkıştığının belirtilmiş olması... Ekte gönderdiğim Almanca metinleri tam olarak çevirtebilirseniz, yeri geldiğinde kendi ülkesinin seçilmiş bir kişisini, Jörg Haider’i, hiç haksız olmasa da ‘yabancı düşmanı’, ‘ırkçı’ ve ‘milliyetçi’ olarak nitelendirerek Nazi Almanyası ile karşılaştırmaktan kaçınmadığını göreceksiniz. 16 Mart 2000’de Avrupa Parlamentosu’nda bulunan temsilcilere yazdığı mektupta, böyle bir kişiye karşı AB’nin uyguladığı ‘yaptırımlar’ için teşekkür etmektedir. Bir başka anlatımla, Kılıçdaroğlu’nun ‘EsadErdoğan’ karşılaştırmasının benzerini, belki de daha ağırını kendisi yapmış, ‘Jörg HaiderNazi Almanyası’ karşılaştırmasında bulunmuştur. Ve bunu yaparken Haider’in de ‘seçildiği’ni, bu nedenle Kılıçdaroğlu’na yönelttiği eleştirilerin temeli olarak ileri sürdüğü ‘saygı duyma’ yı kendisinin de umursamadığını zamanında göstermiştir. Yazdıklarımdan, Haider’i savunduğum ya da Swoboda’nın sözlerini hafifletmeye çalıştığım sonucunu çıkarmayın; tersine, ‘seçilmiş kişiye saygı gereği’ gerekçesinin nasıl bir yalan olduğunu göstermeye çalışıyorum. İyi çalışmalar dilerim. Tunç Tayanç” Tayanç’ın eklediği metinleriAlmanca bilmediğim için! “daha ayrıntılı ve kapsamlı değerlendirme” adına, sevgili okur temsilcimiz Güray Öz’e ilettim... Swoboda’nın Haider için –armudun sapı, üzümün çöpü demeden! geçmişte uluorta yapmış olduğu eleştirileri; bugün “seçilmişlik” kontenjanından Erdoğan’a kondurmaması, her halükârda izaha muhtaç muazzam bir çelişki. Tayanç’a, bu ilginç çifte standarda dikkat çektiği için şapka çıkartıyoruz! KılıçdaroğluSwoboda yazısı için Şili’nin başkenti Santiago’dan yazan Sacit Yüceer; “Sizi canı gönülden kutluyorum” diyerek ekliyor: “Ülke genelinde CHP’yi eleştiren eleştirene... Ama Türkiye’nin artık böyle bir lüksü yok. Bu densiz Avrupalının hakkından gelen yazıyı da, Avrupa nosyonu olan sizin yazmanız çok iyi olmuş. Ben burada serbest çalışan bir işadamıyım. Ankara Üniversitesi mezunuyum. İspanya’da yaşadım. Yazılarınızı ilgi ile okuyorum.” Zafer Güney, aynı yazıyla ilgili olarak “İnanın, her yazınıza teşekkür etmek istiyorum... Bu sefer yazmak kaçınılmaz oldu” diyor: “Bit yeniği aşikâr olmasına rağmen taşları yerine koyamıyordum, sayenizde konu benim için tam açıklığa kavuştu” diyor... ABD’DE KUTLAMA HEYECANI 19 Mayıs, ABD’nin Florida eyaletinde bağlı Orlando’da coşkuyla kutlandı. ABD’nin birçok eyaletinden gelen yüzlerce Türk, Orlando’da renkli görüntüler sahneledi. Türkler AKP’nin uygulamalarına tepki göstererek, “Çocuklarımıza geri dönebilecekleri laik bir ülke bırakmak istiyorsak bizlere çok iş düşüyor. Sonuna kadar Atatürk’ün fikir ve düşünceleri ışığında Cumhuriyetimize sahip çıkarak, milli değerlerimizi yaşatmaya daha büyük bir istekle devam edeceğiz” dediler. eden yargıya gitmiyorlar?’ ACE İnşaat AŞ ortaklarından Ahmet Cengiz ise “ACE 28 yıllık bir firmadır. Bugüne değin 150 iş gerçekleştiren saygın bir firmadır. Bizim bir iki firmaya borcumuz olduğu doğrudur. Ticaret adamıyız, borcumuzun olmasından daha doğal bir şey yoktur” dedi. Art Restorasyon’a ciddi borçlarının olduğunu kabul eden Cengiz, bunun nedenini de kendilerine atfedilen “iş bedel miktarının ödenmemesine” bağladı. “Bu bedel tarafımıza ödenir ödenmez, biz de borçlarımızı kapatacağız” diyen Cengiz, “Alacağı olanlar neden bugüne değin yargıya gitmemişler” diye sordu. Sofito firmasıyla mahkemelik olma durumunu da “Sofito afaki bir bedel istedi” sözleriyle açıklayan Cengiz, Zeugma’nın su almadığını da iddia etti. Cengiz şöyle konuştu: “Haberiniz yayımlandıktan sonra, Ankara’da, Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürü, Genel Müdür Yardımcısı ve belediyenin üst düzey yetkililerinin katıldığı bir toplantı yaptık. Biz o toplantıda, binanın izolasyon sorunu olmadığını projelerle, daha önce çektiğimiz fotoğraflarla makama sunduk. Binanın su alıyor denilen yerlerinde, orta alana giden suların toplandığı bir çukur vardır. Bu çukurun tahliye pompalarıyla tahliye edilmesi gerekir. Tahliye pompası, proje kapsamında yapılmış olmasına rağmen, gücünün yeterli olmamasından kaynaklı çukurda su olduğu tespit edilmiştir.” ‘N Coşku geceye taştı Haber Merkezi 19 Mayıs Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı kutlamaları gece de sürdü. Pek çok ilde fener alayları düzenlendi. Önceki gece yapılan 19 Mayıs kutlamaları şöyle: İZMİR Büyükşehir Belediyesi tarafından Gündoğdu Meydanı’nda düzenlenen Pinhani grubunun konseri binlerce İzmirliyi bir araya getirdi. Buradaki etkinliğe katılan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, gençlere Atatürk’ü anlattı. Karşıyaka ve Bornova ilçelerinde fener alayları düzenlendi. Fener alayının Bornova Cumhuriyet Meydanı’na ulaşmasıyla doruğa ulaşan coşku, Funda Arar konseriyle tamamlandı. Kutlamalar kapsamında Bayraklı’da Hadise konseri gerçekleştirildi. Öncesinde konuşan Belediye Başkanı Hasan Karabağ, “Yasakların diz boyu olduğu son dönemlerde demokratik bir başkaldırı içindeyiz. Bize bayramlarımızı, Cumhuriyeti, Atatürk’ü unutturamayacaklar” dedi. Urla’da Cumhuriyet Meydanı’nda gerçekleştirilen İzmir Pop Orkestrası, konserinden önce “Gençliğe Hitabe”yi okudu. ANTALYA: Onbinlerce yurttaşın katıldığı fener alayıyla tam bir şölene dönüştü. Yurttaşların bir kısmı Konyaaltı’ndan, bir kısmı da büyükşehir belediyesi önünden başlayan fener alayına katıldı. Bayraklarla iki koldan yürüyüşe devam eden Antalyalılar, Cumhuriyet Meydanı’na ulaştıklarında coşkuyu da doruğa çıkardı. Büyükşehir belediyesi ve 19 Mayıs’ta Antalya El Ele Platformu’nun düzenlediği yürüyüşe Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Akaydın ilçe belediye başkanları ve çok sayıda yurttaş katıldı. BURSA: CHP’li Nilüfer Belediyesi’nce düzenlenen “Gençler Gelecek İçin Yürüyor” mitingine onbinler katıldı. 19 Mayıs coşkusunu yaşayanlar Büyük Önder Atatürk’ün Samsun’a çıkışını anlatan ve meydana bakan apartmanlardan birine özel teknikle yansıtılan filmi izlediler. ‘Bu lüksümüz artık yok!’ LYS’ye hazırlanan öğrencilerin velisi yazılı başvuracak Lise sonlara 45 gün izin ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı’nın yayımladığı genelgeye göre lise son sınıf öğrencileri, velisinin okul müdürlüğüne yazılı olarak başvurması halinde, 45 günü aşmamak kaydıyla izinli sayılabilecek. Genelgede, konuyla ilgili MEB Ortaöğretim Kurumları Sınıf Geçme ve Sınav Yönetmeliği’ndeki, “Ders yılı içinde toplam 20 gün okula özürsüz olarak devam etmeyen öğrenciler, notları ne olursa olsun başarısız sayılır” ile “Özürlü ve özürsüz devamsızlıklar ile okul yönetimince verilen izinlerin toplamı 45 günü aşamaz” ‘Döne Nine bu kadar güzel okunur’ Bir fotoğrafçı olan Zeynep Hanım ise; “Reyhanlı Bizim ‘Guernica’mız” başlıklı nefis yazınız için sizi kutluyorum” diyor ve ekliyor: “Fotoğrafı, bu kadar güzel okuduğunuz için teşekkür ediyorum bir fotoğrafçı olarak. Özellikle yazınızı arkadaşlarıma okumaları için gönderdim. ‘Olmaz Olsun Yamyamlık Siyaseti’ başlıklı yazınızdaki videonun içeriğini de öyle bir anlatmışsınız ki videoyu izler gibi oldum. Videonun kendisini izlemeyi de düşünemiyorum. Böyle devam ederse bu sahneleri yaşayacağımız günler çok uzakta değil...” “Ben Cumhuriyet okunan bir evde doğmuş ve kendimi bildiğimden beri de Cumhuriyet okuyan 55 yaşında biriyim” diyerek yazan okurumuz Nuray Hanım; “Son 7 senedir seramik yapmaya başladım” diye anlatıyor ve “seramik hocası” ile “GuernicaReyhanlı” yazısı üzerinde aralarında gelişen diyaloğu şöyle aktarıyor: “Üç senedir de sayın Ayfer Karamani’nin öğrencisi olma şansına sahip oldum. Ayfer Hanım 80 yaşında olmasına ve gözleri de giderek az görmesine rağmen atölyesine gelmeye ve biz son kabul ettiği birkaç öğrencisine bilgilerini aktarmaya devam ediyor. Ben de ona iki aydır (ne yazık ki bu geç aklıma geldi) öncelikle çok sevdiği Sayın Bekir Coşkun’un yazılarını sonradan da Cumhuriyet’ten haftalık kestiğim birçok yazıyı okumaya başladım. Bu uzun girişi yapmamın sebebi 1416 Mayıs tarihlerindeki yazılarınız... Ayfer Hanım’ın söylediklerini iletmek istedim. Bana, bunca yıllık sanatçıya bile Guernica’ya başka açılardan ve başka gözle bakma şansını verdiğinizi; eve gider gitmez de öncelikle tabloyu tekrar inceleyeceğini söyledi. Yazınız gerçekten çok etkileyici ve mükemmeldi. Aklınıza ve ellerinize sağlık...” Öyle içten satırlar ki bunlar... Buraya taşıyamadığım tüm diğer sevgili okurlara da bu vesileyle teşekkürü ben de borç bilir; sizlerden gelen bu mektupların benim için bu mesleğin en büyük hazinesi olduğunu bilmenizi isterim. bilgisi yer aldı. Genelgeye göre LYS’ye hazırlanan lise son sınıflara yönelik bu öğretim yılına mahsus olarak şu değişik yapılacak: “LYS’ye hazırlanan lise son sınıf öğrencilerine z bu öğretim yılına mahsus olmak üzere; ilgi yönetmelikte belirtilen toplam süre olan 45 günü aşmamak kaydıyla öğrenci velisinin okul müdürlüğüne yazılı olarak başvurması halinde beyan edeceği sürenin de özürlü devamsızlık olarak değerlendirilmesi ve veli dilekçesinin özür belgesi gibi işlem görmesi öğrenci ve velileri açısından daha eşitlikçi bir yaklaşım olacaktır.” ‘Guernica’ya başka bakmak...’ KPSS DENEME SINAVI SORULARI CEVAP ANAHTARI RUM İŞADAMINI ÖLDÜRMEK VE MAL VARLIĞINA KONMAKLA SUÇLANDIĞI ÖNE SÜRÜLDÜ GENEL YETENEK 1 C 21 2 C 22 3 B 23 4 D 24 5 C 25 6 E 26 7 B 27 8 D 28 9 E 29 10 B 30 11 E 31 12 C 32 13 B 33 14 C 34 15 C 35 16 D 36 17 B 37 18 B 38 19 A 39 20 B 40 D 41 B D 42 D B 43 C C 44 B D 45 C D 46 B E 47 D C 48 C B 49 E C 50 A C 51 A B 52 D B 53 E C 54 E D 55 B C 56 B A 57 D D 58 A D 59 C D 60 C GENEL KÜLTÜR 1 D 21 E 2 E 22 B 3 A 23 E 4 A 24 A 5 B 25 D 6 C 26 A 7 B 27 D 8 A 28 B 9 E 29 B 10 B 30 E 11 E 31 C 12 C 32 C 13 C 33 D 14 A 34 E 15 C 35 B 16 E 36 A 17 D 37 C 18 D 38 B 19 A 39 E 20 B 40 A 41 C 42 D 43 B 44 D 45 A 46 D 47 C 48 D 49 C 50 B 51 E 52 A 53 E 54 C 55 D 56 E 57 A 58 C 59 C 60 D Demirören: Haber yalan İstanbul Haber Servisi Taraf gazetesi, Demirören Şirketler Grubu’nun sahibi Erdoğan Demirören’in Rum bir işadamını öldürmek ve mal varlığına konmakla suçlandığını öne sürdü. Demirören ise haberi yalanlayarak yasal hakkını kullanacağını açıkladı. Taraf gazetesi dünkü sayısında Milliyet ve Vatan gazetelerinin sahibi Demirören’in cinayetle suçlandığını iddia etti. Genelkurmay kayıtlarını yayımlayan gazete, cinayet soruşturmasının 1982’den bu yana devam ettiğine dikkat çekti. Haberde geçen Genelkurmay Başkanlığı’na ait 1982 tarihli belgeye göre “Erdoğan Demirören’in, Arşimidis Şirketi’nin haksız yere mallarının ele geçirilmesinde ve bir tuğla fabrikatörünün ölümünde parmağı var.” İddiaya göre her iki şirket sahibinin şüpheli ölümlerinin ardından Demirören, bu şirketlerin tüm mal varlıklarına el koydu. Olay, o dönem Genelkurmay Başkanlığı’na iki kez ihbar mektubuyla bildirildi. Konu önce MİT’e, ardından 1. Ordu Komutanlığı’na değişik aralıklarla dört kez soruldu. Her iki kurumdan gelen cevaplarda iddialar yalanlanmadı. Bunun üzerine iddiaların ivedilikle incelenip sonuçlandırılması için Başbakanlık’a yazı gönderildi. Haberde konuyla ilgili Beyoğlu Cumhuriyet Savcılığı’nca soruşturmanın yürütüldüğü, ancak ayrıntıların Bilgi Edinme Yasası’nın dışında olduğu ileri sürülüyor. Demirören’in avukatı Cemalettin Mutlu, sözkonusu haberle ilgili maddi, manevi ve cezai yasal haklarını sonuna kadar kullanacaklarını bildirdi. Mutlu, Demirören’in kişilik haklarına ağır saldırı niteliğinde yer alan haberin tümüyle yalan ve iftira olduğunu savunarak “Demirören, hayatının hiçbir döneminde böyle bir soruşturmaya muhatap olmamıştır” ifadesini kullandı. Avukatından yalanlama