18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
21 MAYIS 2013 SALI CUMHURİYET SAYFA EKONOMİ [email protected] 11 Maliye, yeni nesil ödeme kaydedici cihazlarla tüm mükelleflerin her anını izlemeye hazırlanıyor Esnafın ‘Big Brother’ı MUSTAFA ÇAKIR Habersiz Haber Yayını Okur olarak genellikle sıkılıp kanal değiştirme ya da haber yayınlarını kapatma alışkanlığını edindiğinizi biliyorum. Bizim işimiz olunca kapatma lüksümüz olamıyor, kendimizce görece en anlamlı haberlerin verildiğini düşündüğümüz kanallar arasında dolanıp duruyoruz. Sözde ustalıklı arayışlarımızda bile, nerede ise aynı cümlelerle, aynı görüntülerle döndürülüp döndürülüp verilen aynı haberlerin bıkkınlığında, boşa giden zamana, kendimize mi, mesleğimizin yerlerde sürünmesine mi daha çok kahredeceğimize karar veremiyoruz... İşlenmiş, içerikli, bol haber, ister yazılı basın, isterse görsel, sesli medyada olsun çok pahalı. Medyamız kaliteyi artırmak yerine, birlikte diplere indirgemekte sanki yarışta. Ancak sorunumuz holding medyasının kazançlı, ayakta kalabilme baskısı altında habercilikten kaçması ile sınırlı bir sonuç değil. Bizdeki olumsuz gidişi katlayan İktidarlarının ileri demokrasi anlayışı içinde, giderek gücünün sarhoşluğunda, diktatoryal eğilimleri kabarmış olarak, yandaş, teslim alınmış medyadan aldığı destekle yetinemeyişi... “Ucuza şişirme haberle doldurma eğilimine güdümlü haberler üstüne, algılamayı tek yanlı güdüleme uğruna tartışmacılarına bile el konulmuş oturumlar eklenince işin çivisi çıktı, olup biteni sorgulama birikimi, yetisi sınırlı kitleler gerçeklerden kopuyor...” sonucuna varmak, İktidarlarının günümüz sıkışıklıklarına yanıt veremiyor olmalı. Toplumsal, rejimin, Cumhuriyetin, laikliğin tehdit altında olduğu kaygı patlamasına, Ortadoğu bataklığına, ırklarmezhepler çatışmalarına çekilme kaygıları büyüdükçe, İktidarlarının medya yakınmaları, medyayı daha daha susturma baskıları tetikleniyor... Dün İktidarlarının bir sözcüsünün medya yorumcularını eleştirirken, “CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun Swoboda ile karşı karşıya kalışının medya yorumcularımızca yeterince eleştirilmediği eleştirisini..” duyunca kulaklarıma inanamadım. Yandaşlar duydunuz mu? Kılıçdaroğlu’nu iktidarlarını mutlu edecek dozlarda yerden yere vuramamışsınız, çaptan düşmüşsünüz. Sakın ola ki gözden de temelli düşmeyesiniz... HHH Dün sabahın haberlerini haber kokusu alamadan saatlerce boşu boşuna izledikten sonra, kafamda bir sonuç değerlendirmesi yaparken, şaşkınlıkla dış haberlerin yok düzeyine indirgendiğinin de ayırımına vardım. Zaten yandaşlar Başbakan’ın ABD görüşmelerini değerlendirirlerken, ABD medyasının doğrudan Obama’ya yönelttikleri sorulardan ABD’nin kendi iç politikalarına yönelik gelişmelere ne kadar Fransız kaldıklarını itiraf ediyorlardı. ABD İktidarları ile Türkiye İktidarlarının ittifakları üzerinden haber yorum ürettikleri süreçte dahi ABD’nin güncel gündemi, ekonomiksosyalsiyasal gelişmelerinden habersiz olduklarının şaşkınlıkla ayırımına varmışlardı... Benim için dış politika gazeteciliğinin hâlâ simge ismi Ergun Balcı ışıklar içinde yatsın, dış politika uzmanlığında cehaletin bu çapta olabileceğine akıl sır erdiremez, dış haber gazeteciliği, yorumculuğunda stajyerliğe bile layık göremezdi. Güncel gündem üzerinden yorum yapan kimi uzman gazetecinin fetvalarını duyduğumda o kadar çok utanç duyuyorum ki... THY grevi, haberleri üzerinden dün uzlaşma formülü başlığı atılan haber, dünyada hiçbir demokratik rejimde örneği görülemeyecek, suç içerikli, akla gelemeyecek bir grev kırıcı, hukuk dışı çağrının ta kendisi idi örneğin. THY Genel Müdürü yasal grevin uygulanmakta olduğu bir süreçte, iş tehdidi ile tek bir işçinin bile greve katılamıyor olmasını, işyerine bağlılık, THY ile özdeşleşme olarak ilan ederken, medyamız aynı koroya katılmakla kalmıyor, sözleşme imzalanmadan tek yanlı rüşvet anlamında zam uygulaması için “sözleşme zammı” başlığını kullanmakta bir sakınca görmüyordu... ObamaErdoğan görüşme gündemi üzerinden uzman gazeteci yorumları ile bir kez daha gördük ki.. sadece saklanan gündemin ağırlıklarına değil, Suriye, Irak, Ortadoğu gelişmelerine de bayağı Fransız kalınmış... Dün 20 kişi ölünce “Bağdat kan gölü” başlığı ile tabii ki zorunlu haber yapıldı, ancak “ŞiiSünni çatışması” eklentisi ile sınırlı kaldı. Obama’nın Irak gelişmelerinden neden bu kadar kaygılı olduğunu elbette anlayamadık. Alışılmışın dışında iki ülkenin istihbarat örgütleri başkanlarının katılımı ile yapılan toplantıda Başbakan Erdoğan’dan hangi verilere dayalı olarak SuriyeIrakFilistin başta pek çok Ortadoğu yaşamsal politikalarında önemli kararlar değişikliklerinin istendiğinin, nasıl ikna edildiğinin de elbette ayrımına ulaşamadık. El yordamı ile Obama zirvesi öncesisonrası milat İktidarlarının dış politikasında kökten değişiklikleri biliyoruz da, getirileri götürüleri üzerinden sonuca varmak yine önyargılarımıza, mezhebimize, meşrebimize kalıyor... ANKARA Seyyar EFTPOS cihazları ile yazarkasaların yeni nesil ödeme kaydedici cihazlar ile değişimi temmuzda başlıyor. Maliye Bakanlığı, yeni nesil ödeme kaydedici cihazlarla tüm mükelleflerin ekonomik faaliyetlerini anlık izleyebilecek. CHP Genel Başkan Yardımcısı Umut Oran, “Her firmanın o an ne kadarlık satış yaptığı eşzamanlı olarak Maliye tarafından görülecek. Yani bir anlamda Maliye de artık ‘Big Brother’ olacak” diyerek bu bilgilerin güvenliği sağlanamazsa Önce seyyar POS makineleri, ardından tüm yazarkasalar yeni nesil araçlarla değiştirilecek. Maliye, tıpkı 1984 romanındaki ‘Büyük Ağabey’ gibi herkesin her ekonomik adımını izlemeye başlayacak. ‘Ya bu bilgiler rakiplerin eline geçerse’ diye soran CHP’li Umut Oran, araç satışının kime yarayacağını soruyor. haksız rekabetin ortaya çıkacağına dikkat çekti. CHP’li Oran, Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in yanıtlaması istemiyle verdiği önergede, 2 milyon 200 bin yazarkasanın yeni nesil kasalarla değiştirileceği, yazarkasa ve POS cihazlarının birleştirileceği bilgisinin doğru olup olmadığını sordu. Şimşek yanıtında, yeni nesil ödeme kaydedici cihazların temel olarak EFTPOS özelliği olanlar ile basit/bilgisayar bağlantılı cihazlar olarak iki gruba ayrıldıklarına dikkat çekti. Cevaba göre seyyar POS kullananlarla yol kenarı otopark hizmeti verenler birinci grupta yer alacak ve zorunlu uygulama 1 Temmuz’da başlayacak. Diğer mükellefler için uygulama ise 1 Ocak 2016’da başlayacak. Bu yolla yaklaşık 1.5 milyon cihaz değiştirilecek. Gelir İdaresi Başkanlığı yeni nesil ödeme kaydedici cihazlara erişim sağlayacak. Mükelleflerle ilgili mali bilgileri anlık veya dönemsel olarak alabilecek. Bu bilgilerin yetkisiz kişilerin eline geçmemesi için gereken önlemler alınacak. Yeni nesil cihazların mali hafızaları en az 10 yıllık veriyi tutabilecek. Kapasiteleri dolunca içindeki veriyi en az 5 yıl saklayabilecek. Şimşek, firmaların yeni cihazları nereden temin ede cekleri konusunda bir sınırlama bulunmadığını söyledi. CHP’li Umut Oran, cihazların hem değişim maliyetine hem de veri güvenliğine dikkat çekerek “Hesaplamalarıma göre 1.5 milyar dolara yakın bir maliyet ortaya çıkacak” dedi. Oran, POS ve yazarkasayı birleştiren cihazı üreten tek firmanın MT Bilgi Teknolojileri ve Dış Ticaret AŞ olduğunu, KDV hariç 590 dolara satılacağı belirtilen cihazı üreten bu firma lehine toplamda 1 milyar 298 milyon dolarlık haksız rekabet oluşacağı bilgisine dayalı sorusuna ise yanıt verilmediğine dikkat çekti. İhracatçının kredi maliyeti düşürüldü Ekonomi Servisi Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, ihracatçıların Eximbank’tan sağlayacakları finansman kredilerinde maliyetleri düşürdüklerini belirterek, TL cinsi ihracat nakit kredilerinde, vadelerine bağlı olarak, faizlerin 0.752.25 puan arasında indirimle yüzde 4.05.5 arasında olacağını söyledi. Söz konusu kredilerde 120 gün vadede faiz oranı yüzde 4, 540 günde ise yüzde 5.5, bir yılı geri ödemesiz 5 yıl vadeli ihracata yönelik TL kredisinde yüzde 6.25 olacak. Bugünden itibaren döviz reeskont kredileri 120 gün için Libor+yüzde 0.75, 540 gün için Libor+yüzde 2.50, beş yıl vadeli bir yılı geri ödemesiz ihracata yönelik işletme sermayesi ve yatırım kredisinde ise faiz Libor+yüzde 3 olacak. Marka kredisi programını yaygınlaştırmak istediklerini kaydeden Babacan, artık markaya yapılan harcamayı da yatırım sayarak kredilendireceklerini söyledi. İki yılı geri ödemesiz yedi yıl vadeli marka kredisinde faiz oranı Libor+yüzde 2.75 olacak. STAR için 4.3 milyar dolarlık imza Finansman maliyeti ile yaklaşık 5 milyar dolarla Türkiye’nin tek bir noktaya yapılan en büyük yatırımı olan STAR için imzalar atıldı. Rafineri tamamlandığında cari açığı yıllık 2.5 milyar dolar azaltacak. Ekonomi Servisi Azeri devlet petrol ve gaz şirketi SOCAR’ın Türkiye Başkanı Kenan Yavuz, Aliağa Yarımadası’nda kuracakları SOCAR Türkiye Ege Rafinerisi’nin (STAR) yapım maliyetinin vergiler dahil, finansman hariç 4.35 milyar dolar olacağını söyledi. STAR’ın detay mühendisliktedarikinşaat (EPC) anlaşmalarının imza töreninde konuşan Yavuz, rafinerinin toplam 51 ay sonunda üretime geçeceğini belirterek “10 milyon ton rafineri ürünü üretilecek. Bu da ithalatı engelleyecek. Böylelikle Türkiye’nin cari açığını da yıllık 2.5 milyar dolar net aşağı indirecek” dedi. Yavuz, finansman dahil edildiğinde maliyetin 4.85 milyar dolara çıkacağını belirtti. SOCAR, Aralık 2012’de Aliağa’da kuracağı rafinerinin mühendislik ve müteahhitlik işleri için Tecnicas ReunidasSaipemGS Engineering ve Itochu’yu seçmişti. Konsorsiyum ile imzalanan anahtar teslim anlaşmanın bedeli 3.46 milyar dolar olacak. SOCAR Türkiye’nin Petkim Yarımadası için belirlediği rafineripetrokimyaenerjilojistik entegrasyonunun en önemli adımı olan STAR’ın temelini attıkları 25 Ekim 2011’den bu yana öz kaynaklarından 185 milyon dolar harcadıklarını söyleyen Yavuz, saha hazırlık çalışmalarının ise yüzde 70’inin tamamlandığını açıkladı. SOCAR Uluslararası Yatırımlar Sorumlusu ve Petkim Yönetim Kurulu Başkanı Vagif Aliyev ise grup olarak Türkiye’ye 2018’e kadar toplam 17 milyar dolar yatırım yapacaklarını ifade etti. Üçüncü havalimanında ikinci adım Ankara Cumhuriyet İstanbul’a yapılacak 3. havalimanı projesinde ikinci adım atıldı. Yeni havalimanı için en yüksek teklifi veren ortak girişim grubu ile uygulama sözleşmesi ön imzaları atıldı. Ankara’daki imza törenine Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım ve 22 milyar 152 milyon Avro teklif vererek ihaleyi kazanan CengizKolinLimakMapaKalyon Ortak Girişim Grubu’nun temsilcileri katıldı. Bakan Yıldırım’ın onayının ardından OGG’nin kuracağı yeni şirket ile uygulama sözleşmesi imzalanacak. Uygulama sözleşmesinin ardından şirket bir ay içinde yer teslimi isteyecek; yer tesliminin yapılmasıyla 42 aylık ilk etap yatırım süresi; birinci etabın işletmeye alınmasıyla da 25 yıllık işletme süresi başlayacak. DHMİ ile OGG arasında gerçekleştirilen ön imza töreninde konuşan Limak Holding Yönetim Kurulu Başkanı Nihat Özdemir, “Bizler sadece Türkiye’de değil, uluslararası alanda da büyük projelere imza atmış kuruluşlarız. Projenin fizibilitesinde kullandığımız varsayımlar OGG’nin; Türkiye’nin ekonomik büyümesine, İstanbul ve Türkiye’nin yolcu potansiyeline mutlak inancını gösteriyor” dedi. Özdemir, dört etabın tamamı için yapacakları 10.247 milyar Avro’luk yatırımın 6.435 milyar Avro’luk kısmının ilk etap için olacağını söylemişti. Projeyle birlikte kamuözel sektör ortak proje hacminin 120 milyar lirayı geçtiğini ifade eden Yıldırım ise “Proje, BM üyesi 193 ülkenin 103’ünün milli gelirinden büyük, Türkiye’nin bir yıllık cari açığı kadar, 10 yılda Ulaştırma Bakanlığı’nın yaptığı yatırımın yüzde 90’ı kadar” dedi. ülkelere baktığımızda daha yolun başında olduğumuzu görüyoruz. Anlaşma yaptığımız ülkeler Arnavutluk, Bosna HersekEFTA (İsveçNorveçFinlandiyaİzlandaAvusturyaİsviçreLihtenştayn), FasFilistinGürcistanİsrailKaradağMakedonyaMısırSırbistanSuriye olmak üzere 18 ülkedir. Bu nedenle hayal görmeyelim ve çok önemli bir iş başarıldı diye vatandaşları heyecanlandırmayalım; veya heyecanlandırsak bile gerçekçi olmayı da elden bırakmayalım. İhracat (Milyar Dolar) 3.1 3.3 3.7 4.8 4.9 5.0 4.1 4.3 3.2 3.7 4.5 5.6 50.2 İthalat (Milyar Dolar) 3.2 3.0 3.4 4.7 5.3 6.2 8.1 11.9 8.5 12.3 16.0 14.1 96.7 Dış Ticaret Hacmi 6.3 6.3 7.1 9.5 10.2 11.2 12.2 16.2 11.7 16.0 20.5 19.7 146.9 3. havalimanını yapacak ortak Girişim Grubu’nun temsilcileri dünkü imzadan sonra ortak bir şirket kuracaklar. Temel 29 Mayıs’ta atılacak. Başbakan’ın son ABD ziyaretinin en önemli sonuçlarından biri serbest ticaret anlaşması konusunda ciddi çalışmalara başlamak olduğu idi. Bu görüşme ve çalışmalara başlamak elbette iyidir; ama hemen politik bir başarı olarak ileri sürülmemesi de gerekir. Çünkü rakamlar ve ABD politikası bunun uzun vadeli bir iş olacağını gösteriyor. ABD ile Serbest Ticaret Anlaşması Uzak İhtimal sanayileri korumak gibi sebeplerle himayeci politika izlenir. KISA... KISA... Ordu’da çikolata vadisi kurulacak Ordu’nun Gülyalı ilçesinde yaklaşık 60 dönümlük araziye çikolata vadisi kuruluyor. Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz’ın verdiği bilgiye göre bütçesi 5 milyon lira olan ve dünyada bu ölçekte ilk kez yapılacak proje, iki yılda tamamlanacak. “Çikolata Vadisi Projesi” Kalkınma Bakanlığı’na bağlı Doğu Karadeniz Kalkınma Ajansı (DOKA) desteğiyle yürütülüyor. Serbest ticarete geçiş kolay bir iş değildir Bilindiği gibi serbest ticaret (free trade) uluslararası emek işbölümü ve karşılaştırmalı üstünlükler teorisine göre ülkeler arasında meydana gelen ticarete devlet tarafından müdahale edilmemesidir. Bununla dünya ölçüsünde daha etkin bir kaynak dağılımı ve dünya gelirinin maksimize edilmesi amaçlanır. Fakat uygulamada serbest ticarete kolay geçilemez. Hükümetler ekonomik olmayan sebepler nedeniyle uluslararası ticarete müdahale etmektedirler. Milli savunma, kırsal alanlarda yaşayanların durumunu ve ithalat tehdidi altındaki ABD hükümetleri serbest ticaret konusunda vatandaşlarının çokça eleştirisine uğramaktadır Himayeci politikalar bakımından tutucu olan ABD, dolar imparatoru olarak serbest ticaret anlaşmalarını kolay kolay yapmaz. Çünkü serbest ticaret için ABD’nin tüm vergiler ve diğer düzenlemeler yanında gümrük vergilerini ve kotalarını kaldırması gerekir. Bu durum ABD mükelleflerinden sistematik bir dolandırıcılıkla alındığı ve bu vergilerin; 1) Çalışması için ABD hükümet bürokrasisine, 2) Çaresiz dış yardıma muhtaç ve ABD’nin güdümündeki ülkelere, 3) Yabancı hükümetlerin aşırdığı dolarlarını harcamak zorunda oldukları ABD ihracat firmalarına ve sanayilerine aktarıldığı ABD’de özellikle seçim kampanyalarında çokça dile getirilen bir eleştiridir. Türkiye’nin ABD’ye ihracatı ve ithalatı serbest ticaret anlaşması için yeterli değildir Türkiye ile derinliği olmayan bir dış ticaret hacmi (20 milyar dolar) için serbest ticaret anlaşması yapması ABD için uzun bir vade konusudur. Zaten dünya kartelleşmiş dünya kâğıt parasına gidiyor. Tek merkez bankası tarafından oluşturulan ve kontrol edilen bir dünya enflasyonu sağlayacak bir düzene doğru yol alıyoruz. (Bknz: Ekonomiyi AnlamakMurray N.Rothbard sh. 308309) ABD’ye 20012012 arası ithalat ve ihracat rakamlarına baktığımızda, bu ülkeyle bir hayli yol almamız gerekeceğini Yıllar görüyoruz. 12 yılın toplamı 2001 150 milyar dolara ancak ulaşmaktadır. 2002 Türkiye serbest ticaret anlaşmalarında henüz yolun başındadır Türkiye’nin bugüne kadar serbest ticaret anlaşması yaptığı 2003 2004 2005 2006 2007 2008 2009 2010 2011 2012 Toplam Kazancı, Aksa Enerji’de pay satacak Kazancı Holding, iştiraki Aksa Enerji’nin sermayesinde sahip olduğu ve yüzde 16.3’üne denk gelen 100 milyon adet B grubu payın uluslararası nitelikli yatırımcılara satış süreci için Bank of America Merrill Lynch’i yetkilendirdi. Toplam sermayesi 613.2 milyon lira olan Aksa Enerji’de Kazancı Holding’in yüzde 81.54, Goldman Sachs’ın yüzde 13.30 payı bulunuyor. Şirketin yüzde 5.15’i halka açık.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle