18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
2 MAYIS 2013 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA 6102 sayılı yeni Türk Ticaret Kanunu’nu 1 Temmuz 2012 tarihinden beri uygulamaktayız. Aslında bu kanun ticaret hayatımızda devrim niteliğinde düzenlemeler barındırmaktaydı. Ancak kanun üzerinde yapılan son dakika budaması ile devrim niteliği kaybolmuş, sıradan bir güncelleme kanunu şekline bürünmüştü. Bu kapsamda en büyük budama sermaye şirketlerinin denetimi konusunda yapılmıştı. Kanunun yasalaşan ilk halinde tüm sermaye şirketlerinin bağımsız denetime tabi tutulacağı öngörülmekteydi. Ancak yasanın yürürlüğe girmesine dakikalar kala yapılan budama ile Bakanlar Kurulu’nun belirleyeceği şirketlerin bağımsız denetim kapsamında olduğu vurgulandı. Bakanlar Kurulu bu belirlemeyi yaptı. Buna göre üç kriter belirlendi. Bu üç kriterin ikisini sağlayan şirketler bağımsız denetime tabi olacaktı. Son derece yüksek belirlenen bu kriterler şunlardı: Aktif toplamı yüz elli milyon ve üstü TL. Yıllık net satış hasılatı iki yüz milyon ve üstü TL. Çalışan sayısı 500 ve üstü. Bu kriterlere göre bağımsız denetime tabi olacak şirketlerin sayısı 2 bin 700 civarında kaldı. Oysa ki 31 Aralık 2012 tarihi itibarıyla mevcut 898 bin 628 ticaret şirketi bulunmaktaydı. Bu belirleme sonrası pek çok şirket denetimsiz kaldı. İşin kötüsü 6102 sayılı yeni Türk Ticaret Kanunu, anonim şirketlerde yer alan denetim kurulu organını da kaldırmıştı. Bu durum, anonim şirketler açısından tam bir denetimsizliği ifade ediyordu. düştüğü bu hataya düşmeyecektir. Çünkü 3568 sayılı yasanın 2. maddesi, denetçilik görevinin yeminli mali müşavir veya serbest muhasebeci mali müşavirlere ait olduğunu açık olarak belirtmiştir. Ayrıca konuya ilişkin Avrupa Birliği direktifleri de bu belirlemeye uygun. 6455 sayılı yasa özellikle anonim şirketler açısından çok büyük bir işlev görmüş ve en azından bu tür şirketleri denetimsiz kalmaktan kurtarmıştır. Peki bu denetim neden bu kadar önemli? 6102 sayılı Ticaret Kanunu ile şirketin finansal tabloları ile yıllık faaliyet raporunun, dolayısıyla tüm içeriğine ve raporun genel kurula sunulmasına ilişkin muhasebe işlemlerinin denetlenmesi öngörülüyor. hususlar, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı’nca hazırlanan Bu durum kanunun 397. maddesinin gerekçesinde ve Bakanlar Kurulu’nca çıkarılacak yönetmelikle açıkça ifade edilmiş. Ayrıca bu denetim, uluslararası düzenlenecek. denetim standartları ile uyumlu Türkiye Denetim İşte bu yönetmelikle yapılacak düzenlemeler Standartları’na göre yapılacak. Bu çerçevede, son derece önem arz ediyor. Bilindiği üzere 6102 yönetim kurulunun yıllık faaliyet raporu içinde yer sayılı TTK’nin 400. maddesi denetçi olabilecekleri alan finansal bilgilerin, denetlenen finansal tablolar ile tanımlamış. tutarlı olup olmadığı ve gerçeği yansıtıp yansıtmadığı Buna göre denetçi, bağımsız denetim yapmak denetlenmiş olacak. üzere, 3568 sayılı Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik Aslında işin Türkçesi şu… Artık finansal tablolar ve Yeminli Mali Müşavirlik Kanunu’na göre ruhsat vergi dairesi için düzenlenen ve vergiyi hesaplamak almış, yeminli mali müşavir veya serbest muhasebeci için düzenlenen finansal tablo olmaktan kurtulacak. mali müşavir unvanını taşıyan ve Kamu Gözetimi, İşletmelerin gerçek durumunu gösteren, işletme ile Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumu’nca (KGK) ilgili üçüncü kişilere ve yurtdışı yatırımcılara doğru yetkilendirilen kişiler ve/veya ortakları bu kişilerden bilgiler veren finansal tablolar oluşacak. oluşan sermaye şirketi olabilir. Bu kapsamda belki de en önemlisi bankalar ve kredi kuruluşları için anlam ifade eden, işletmelerin ümrük ve Ticaret Bakanlığı, KGK’nin kredi kullanımlarını kolaylaştıran finansal tablolar yaptığı hatayı yapmaz… oluşacak. Son dönemde işletmelerin kredi Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları temininde güçlük yaşamalarının belki de birinci sebebi, yukarıda açıkladığımız denetimsizlik. Bu Kurumu, bağımsız denetçi yetkilendirmesi yaparken denetimsizlik BASEL kriterlerini de göz önünde 3568 sayılı kanun ile bağımsız denetime ilişkin bulunduran finansman kuruluşlarını kredi sağlama Avrupa Birliği direktiflerini tamamen göz ardı ederek konusunda çaresiz bırakmaktaydı. yetkilendirme kriterleri belirledi. 3568 sayılı yasa İşte bu nedenlerle, 6455 sayılı yasa ile en azından gereğince denetimci ve denetçi unvanına zaten sahip anonim şirketlerin denetimsizlikten kurtarılması olan yeminli mali müşavir veya serbest muhasebeci çok büyük anlam ifade etmektedir. Bu noktada top mali müşavirler için eğitim ve sınav gibi ilave şartlar Gümrük ve Ticaret Bakanlığı’nın elindedir. Denetçi getirildi. belirlemesi yapılırken sürecin önü tıkanmamalı, Ancak 6455 sayılı yasa ile bağımsız denetim zaten kanunlarla denetçi olduğu kabul edilmiş olan kapsamı dışında kalan anonim şirketler ile 4572 yeminli mali müşavir veya serbest muhasebeci mali sayılı kanun kapsamındaki kooperatifler ve bunların müşavirler denetçi olarak yetkilendirilmelidir. bağımsız denetime tabi olmayan üst kuruluşlarının Böylece sistemin önü açılacak ve 6102 sayılı denetçilerini belirleme konusunda yetkilendirilen Ticaret Kanunu’nun reformist niteliği bir nebze olsun Gümrük ve Ticaret Bakanlığı, Kamu Gözetimi, su yüzüne çıkarılacaktır. Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumu’nun 13 Denetimin önemi… En Kötüsü ‘Denetimsiz Kalmak’! İyi Uykular!.. Dün, İstanbul Valisi tarafından “inşaat var” gerekçesiyle emekçiye açılmayan, girmeye kalkanlara da polisin “Allah yarattı” demeden giriştiği Taksim Meydanı’nda, yalnızca bir hafta önce, 24 Nisan’da, “Ermeni soykırımını” anmak için Türkiye’ye teşrif eden Ermeni Diyasporası üyelerinin ağırlandığını biliyor muydunuz?!.. Tabii, yerli işbirlikçileri ile birlikte!.. Heyetin başında da Fransa Ermeni Dernekleri Koordinasyon Kurulu Başkanı Aleksi Gövciyan vardı. Hani şu “soykırım yasasını” Fransa Parlamentosu’ndan geçiren adam canım!.. Taksim Meydanında bi güzel Ermeni soykırımını(!) andıktan sonra, Hürriyet’ten Cansu Çamlıbel’e tam sayfa röportaj verdi, sonra da çekti gitti... Pekii, bu arkadaş röportajda neler söyledi, acaba?.. “Türkiye’de artık daha özgür bir atmosfer var” dedi... “Türkiye sadece, evet bir soykırım oldu desin, yeter” dedi... “Biz sonra affederiz” bile dedi!.. Sonra, “affederiz meselesi yanlış anlaşılmasın. Affedeceğimiz zaten bugünkü Türk insanı değil. Onlarla bir sorunumuz yok ki. Affedeceğimiz şey geçmişte yapılanlar” da dedi!.. Röportajı yapan arkadaş “misafirdir ayıp olur” diye düşündü herhalde, “O zaman niçin 100 yıl öncesi için, bugünkü Türklerden özür bekliyorsun kardeşim” diye sormadı!.. Adam üstelik tehdit edip “zihniyetinizi değiştirin ve bunu çabuk yapın, çünkü iki yıl sonra 2015..” diye de ekledi, iyi mi?!.. Allah’a şükür, röportajcı arkadaş bu kez “Neye hazırlanıyorsunuz, ne olacak 2015’te” diye sorabildi!.. Biraz önce “bugünün Türkleriyle sorunumuz yok” diyen diyasporacı muhterem bakın kıkır kıkır gülerek ne karşılık verdi: Size söylememi beklemiyorsunuz herhalde!.. Haa, bi de Gül ve Erdoğan’ı överek onların bu işi (soykırımın tanınması) çözebilecek kapasitede siyasetçiler olduğunu söyledi... HHH AKP’nin en entelektüel isimlerinden biri olarak lanse edilen Ömer Çelik’in, “Batı’da ulus devlet modernleşmenin sonucunda, muazzam bir sosyolojik değişim sonucunda oluştu. Bizde ise ulus devlet, bir ‘devlet ulus’ olarak oluştu. Yani, devlet kendisine yönetecek bir ulus oluşturmak istedi” dediğini biliyor muydunuz?!. Agos gazetesine demeç veren “entelektüel kültür bakanı” bu sözleriyle, ne Fansız Devrimi’nden haberdar olduğunu, ne Türk Devrimi’ni anladığını ne de Batı’da ve Türkiye’de ulus devletlerin nasıl kurulduğundan zerre kadar bilgisi olmadığını bi güzel açıklamış oldu!.. Önce Mehmet Ali Güller’den alıntıladığım, İtalyan devlet adamı Massimo D’azeglio’nun şu sözlerini paylaşayım: İtalya’yı kurduk, şimdi sıra İtalyanları oluşturmakta... Yani, Batı’da da önce devlet kurulmuş, sonra millet yaratılmıştır. Ömer Çelik’in, “modernleşme, muazzam sosyolojik değişim” dediği tam da budur zaten!.. Ziya Gökalp “Türkçülüğün Esasları” isimli eserinde tam da bu nedenle, “Meşrutiyet’ten evvel Türk Milleti yoktu” der.. Birgül Ayman Güler de, işte bunu vurgulamak için “Türk milleti ile Kürt milliyeti eşit değildir” demişti. Çünkü Batı’da da, bizde de devrimler öncesinde millet diye bir olgu yoktu.. Milliyetler yani etnoslar yani etnik topluluklar vardı... Yazık, Ömer Bey bu yaşta bir kez daha çalışıp öğrenmek zorunda... Ama kafa 191819’lardaki “Hürriyetİtilaf” kafası olunca zor, çok zor!.. HHH Devlet adamı olma yolunda koşar adım ilerleyen Murat Karayılan’ın “Kürt halkı, Türkiye’de kimliksiz ve statüsüz yaşayamayacak bir noktaya gelmiştir. Önemli bir düzey kazanmıştır” sözlerinin güzide Türk medyası tarafından sansürlendiğini biliyor muydunuz? Pekii, Barzani’nin, Suriye, Irak, İran, Türkiye Kürdistan’larının tüm parçalarının bir kongre toplamaları için koşulların her zamankinden daha uygun olduğunu açıkladığından haberiniz var mıydı?.. Ünlü şeriatçı Abdurrahman Dilipak’ın, “Yeni devlet adamımız Öcalan, eski devlet adamımız Demirel’den daha sahici” sözlerini de mi duymadınız yoksa?. Pes valla.. İyi uykular!.. 455 sayılı kanunla büyük bir boşluk dolduruldu… Bu denetimsizlik nihayet fark edildi ve yapılan kanuni düzenleme ile bu boşluk giderildi. 11 Nisan tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanan 6455 sayılı Gümrük Kanunu İle Bazı Kanun Ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile 6102 sayılı Ticaret Kanunu’nda gerekli değişiklik yapıldı. Buna göre bağımsız denetim kapsamı dışında kalan anonim şirketler ile 4572 sayılı kanun kapsamındaki kooperatifler ve bunların bağımsız denetime tabi olmayan üst kuruluşları denetim kapsamına alındı. Bu çerçevede yapılacak denetime ilişkin usul ve esaslar ile bu fıkra uyarınca denetim yapacak denetçilerin niteliklerine, uyacakları etik ilkelere, görev ve yetkilerine, seçilmelerine, görevden alınmalarına veya ayrılmalarına; denetimin ve denetim raporlarının 6 G Perihan ERGUN Yeniden Kuvayı Milliye KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK [email protected] Son aylar ve günlerde memleketin gidişatıyla ilgili kaygılarımı bir türlü üstümden atamıyordum. Hele Milli Meclisimizin ilk açılış günü olan 23 Nisan 1920 günlü “Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir” özsözü kapsamında TBMM’nin ilk açılış günü şenliklerinin meydanlarda kutlanmasının aynı 19 Mayıs kutlamaları gibi iktidarın çıkardığı özel kanunla yasaklanması(!) bana neredeyse karalar bağlatmıştı. Bu yılın 23 Nisan ından birkaç gün önce Ankara’nın Yenimahalle ilçesindeki Nâzım Hikmet Kültür Merkezi’nde toplumda seçkin yurtsever kişilerin, “Söz konusu vatansa gerisi teferruattır” içerikli bir toplantı yapacağının duyurusu ümit verici oldu. Çünkü halkın da çağrılı olduğu bu hareketin düzenleyicileri Atatürk Cumhuriyeti’nin tutkulu kişileriydi. İçimde birdenbire “Yeniden Kuvayı Milliye mi” umudu kıpırdadı. Çünkü İzmir’in Yunan efsonlarınca işgaliyle evini barkını, eşini işyeriyle birlikte kaybeden anneannemin iki oğlundan büyüğü meçhul asker, 16 yaşındaki küçüğü de Yunan ordularının bölgeyi işgali nedeniyle Rüştiye’yi terkle aile dostu Çakırcalı Mehmet’in, Bayındır’a bağlı Hasköy’deki aile mekânında 6 yaşındaki kızıyla (annemdir) korunmaya alındıkları sürede, Kuvayı Milliye’ye yiyecek götürdüğü gecelerden birinde Menderes Çayı’ndan karşı kıyıya geçerken üzerine sıkılan Yunan kurşunuyla dizinden yaralanmış. Yaranın kangrenleşmesiyle o da yaşamını yitirmiş. Anneannem acılarını anlatırken, Kuvayı Milliye hareketiyle başlayan Kurtuluş’un destanını da ağıtlara dökerdi. İşte bunları anımsarken, acep “Yeniden Kuvayı Milliye mi?” dedim. HHH Yanılmamışım. Yıllardır, özellikle de1960 darbesinden sonra Yassıada mahkemesinde yargılanan Başbakan Adnan Menderes’in savunmanlığını yapan ve hep siyasetin içinde ön sıralarda yer alan eski TBMM Başkanı Hüsamettin Cindoruk da “Milli Merkez” toplantısına gelenlerden salona ancak 15 bin delegeyi sığdırabildiklerini, dışarıda toplananların bunlardan da fazla olduğunu görünce bu halk hareketini, Kuvayı Milliye’ye benzetmiş. Halk hareketinin Milli Merkez’de birleşmesinden sonra Yürütme Kurulu’nun başına Cindoruk getirildi. Yürütme Kurulu’nda yer alan kişilerin hemen hepsi de bulundukları kurumlardaki görevlerinin dışında toplumda yurt ve ulus severlikleriyle tanınmaktadırlar. Örneğin; yakından tanıdıklarımdan Ali Topuz, CHP yönetiminde daima etkili görevler almış, Çalışma Bakanlığı sırasında hükümeti temsilen Güneydoğu’da işyerleri açarak oradaki yurttaşlarımıza iş imkânı sağlamıştır. Yaz günlerinde Büyükada’dayken de hep halkın arasındadır. Şair ve edip hemşerim sevgili Ataol Behramoğlu’nu memleketimizde tanımayanın olduğunu sanmıyorum. Nedeni, mağduriyetlerini belirtmek amacıyla eyleme girişen halkının kışyaz demeden hep yanında olup onlara moral vermeyi görev bilir. Aynı “Sanatçılar Girişimi sözcülüğü”ndeki gibi. Çağdaş Cengiz TGB Genel Başkanı. Türkiye Gençlik Birliği’ni tanıtmaya gerek var mı? Çünkü, onların yurtseverlikle giriştikleri eylemleri bilmeyen vatandaşımız olabileceğini düşünmek bile bana abes geliyor. Örneğin, Atatürk’ün Türk Gençliği’ne armağan ettiği 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı kutlamalarını yasaklayan AKP iktidarına karşı, 2012’de İstanbul’da Beyoğlu’nun Tünel Meydanı’ndan hareketle marşlar, pankartlar ellerinde bağımsızlık simgemiz al bayrağımızla Taksim’den Dolmabahçe Meydanı’na yüz binleri de yanlarına alarak yürüdüler. Onlar “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” nidalarıyla Ata’larıyla birlikte tek tek vatanseverliklerini kanıtlayarak T.C’nin canlı örnekleri oldular. HHH İşte bu duygu ve düşüncelerle Milli Merkez’i oluşturan değerli ve sorumlu insanlarımızın da Halk Hareketi’yle T.C’yi değerbilmeyenlerin yönetiminden kurtarıp gelecek kuşaklara Mustafa Kemal ATATÜRK ilkelerini tümüyle sağ salim bırakacakları umudunu taşıyorum. Bu umut ve inançla, anayasanın değiştirilemez ilk dört maddesine dokunamayacaklarını, istemleri olan Başkanlık sistemini getiremeyeceklerini, ülkemizin üniter yapısını değiştiremeyeceklerini, “açılım” sözcüğüyle ülkemizin kutsal bilinen özelliklerini yok edemeyeceklerini, yurdumuzda hangi mezhep ve ırktan olursa olsunlar birlikteliğimize dokunamayacaklarını ve Türkiye Cumhuriyeti’nin sonsuza dek bu niteliklerle var olacağına inanıyorum. ÇİZGİLİK KAMİL MASARACI kamilmasaracı@gmail.com BULMACA SOLDAN SAĞA: SEDAT YAŞAYAN HARBİ SEMİH POROY T.C. GEBZE 3. İCRA DAİRESİ’NDEN TAŞINIRIN AÇIK ARTIRMA İLANI 2013/1913 ESAS Aşağıda cins, miktar ve değerleri yazılı mallar satışa çıkarılmış olup: Birinci artırmanın aşağıda belirtilen gün, saat ve yerde yapılacağı ve o gün kıymetlerinin %50’sine istekli bulunmadığı takdirde, yine aşağıda belirtilen gün, saat ve aynı yerde 2. artırmanın yapılarak satılacağı; şu kadar ki, artırma bedelinin malın tahmin edilen değerinin %50’sini bulmasının ve satış isteyenin alacağına rüçhanı olan alacakların toplamından fazla olmasının ve bundan başka paraya çevirme ve payların paylaştırma giderlerini geçmesinin şart olduğu; birinci artırmadan on gün önce başlamak üzere artırma tarihinden önceki gün sonuna kadar elektronik ortamda teklif verilebileceği, birinci artırmada istekli bulunmadığı takdirde elektronik ortamda birinci artırmadan sonraki beşinci günden başlamak üzere ikinci artırma gününden önceki gün sonuna kadar elektronik ortamda teklif verilebileceği, mahcuzun satış bedeli üzerinden aşağıda belirtilen oranda KDV’nin alıcıya ait olacağı ve satış şartnamesinin icra dosyasından görülebileceği; gideri verildiği takdirde şartnamenin bir örneğinin isteyene gönderilebileceği; fazla bilgi almak isteyenlerin yukarıda yazılı dosya numarasıyla dairemize başvurmaları ilan olunur. 29/04/2013 1. İhale Tarihi: 27/05/2013 günü, saat 11.15 11.20 arası. 2. İhale Tarihi: 06/06/2013 günü, saat 11.15 11.20 arası. İhale Yeri : BARIŞ MAH. KOŞUYOLU CADDESİ 1801 SOK. NO: 18/21 GEBZE No Takdir Edilen Adedi KDV Cinsi (Mahiyeti ve Önemli Nitelikleri) Değeri TL. 1 390.000,00 1 Adet %18 1 Adet. Tekmak Marka Dilme makinesi (sac dilme) 0,30 mm.ile 3 mm arası saç dilme özelliğine sahip 2011 model 2 410.000,00 1 %18 1 Adet. Tekmak Marka Boy kesme makinesi. 0,30 mm. ile 3 mm. arası 1600 mm. boy kesme özelliğine sahip 2012 model. (İİK. m.114/1,114/3) * : Bu örnek, bu Yönetmelikten önceki uygulamada kullanılan Örnek 63’e karşılık gelmektedir. “Resmi ilanlar: www.ilan.gov.tr’de” (Basın: 26129) 1/ Mevlevi 1 dervişlerinin giydiği yüksek 2 ve tepesi düz 3 keçe külah... 4 Nine. 2/ Türk müziğinde 5 “usul” anla 6 mında kullanılan sözcük... 7 Herhangi bir 8 şeyi kesme 9 ye yarayan araç. 3/ Teker 1 2 3 4 5 6 7 8 9 lek biçiminde ve 1 Ç AM YU V A A sarı renkli bir peynir cinsi. 4/ Atlas 2 A L A L A R A N Okyanusu’nda, 3 M İ T U R S A İspanya’ya ait ta 4 B A L A S A G U N kımada. 5/ Os 5 UĞU R GÖD E manlı Devleti’nde İ ME C E bazı resmi daire 6 R A A K İ L E Ü lerin adı... Tarla 7 N sınırı. 6/ James 8 U L V A N K Ö R Cameron’un, bi 9 V A T K A N E limkurgu türündeki ünlü filmi. 7/ Balede kullanılan bir dans figürü... Küçük çocuklarda ishal ve kusmalara neden olan bir virüs. 8/ Çember ve tellerle bağlanmış ticaret eşyası... Bir bölgenin görülmeye değer yerlerini dolaşmak için yapılan gezi. 9/ Notada durak işareti... Keçisi, tavşanı ve kedisi vardır. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Metal para... Oyunda cezalı çocuk. 2/ Yapma, etme... Sporda, bacakların karşıt yönlere açılıp kapanması hareketine verilen ad. 3/ “Aptal, sersem” anlamında argo sözcük. 4/ Güzel ötüşlü bir kuş. 5/ Korunmak için bir yere bırakılan eşya... En kısa zaman süresi. 6/ Hindu inanışında, tanrısal bir varlığın dünyadaki bir kötülüğü önlemek için insan ya da hayvan bedenine bürünmesi. 7/ Borsada, kesin vadeli değerlerin kuru ile primli değerlerin kuru arasındaki fark... Bir gemi ya da uçağın izlediği yol. 8/ Balıkesir’in bir ilçesi... Bir sonuca ulaşılana değin yapılan aynı eylem. 9/ Yatık S harfi biçiminde sifon... Y. K. Karaosmanoğlu’nun, Cumhuriyet’in ilk yıllarını konu alan romanı. 1 2 3 4 5 6 7 8 9
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle