18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
2 MAYIS 2013 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA İşte AKP’nin işçiye reva gördüğü tablo alışma yaşamını işveren ve özellikle de yeni sermaye grupları için yeniden düzenleyen AKP, örgütlenme ve grev hakkını gayri yasal yollarla önlediği yetmiyormuş gibi bayramını cehenneme çevirdiği emekçiye, açlık düzeyinin altında asgari ücret, güvencesiz ve kuralsız çalışma, mezarda ve kıdem tazminatsız bir emeklilik reva görüyor. OLCAY BÜYÜKTAŞ AKÇA EKONOMİ [email protected] 11 ‘Bir Grup Geliyor Ulan Dağıtın!...’ ŞişliMecidiyeköy yol sapağı özel araçlar, minibüslere de kapatıldığında, bu komutu ilk duyduğumda saat 9.30’a gelmemişti. Dakikalar geçmeden yan yoldan gelmeye çalışan, yüz kişiyi bile bulamadığından emin olduğum grupçuğun üzerine gazlıbasınçlı su ile püskürtme operasyonu başlamıştı. Gaz bulutu akımının ters yönünde en kuytu köşeye yüzüm gözümü örtmüş olarak sığındığım, hedef olmadığım halde, kaçınılmaz nefes almakta zorlanıp, yüzügözü şişmiş konuma düşmüştüm. Gaz bombalarının patlama sesleri arasına, cılız da olsa püskürtülmeye direnen grupçuktan gelen slogan sesleri karışıyordu... Uzaktan atılan taşlarla zaman zaman geri bile çekilmek zorunda kalan tam teçhizatlı panzer yavaş da olsa sokağın içine doğru yol alıyor, dağıtma operasyonunun gereği yerine getiriliyordu. Ardından egemen olan cankurtaran sesleriyle yaralıların toplanması sürecine geçildiğini anlıyordum... Yasaklarıyla boşaltılmış olarak iktidarlarının medyatik güç gösterisi alanına dönüşmüş Taksim’de, yığılmış televizyon kanalları canlı yayınlarında en anlamlı sözcük, açıklamaların anlamsız kaldığının sabahın alacakaranlığında ayırdına vardığımdan, binasında hedef olmuş DİSK’lilerin yanına ulaşabilmenin daha anlamlı olacağına karar vermiştim. Birkaç dakikalık yürüme yolunu, geçişte ayrıcalıklı basın kartımla yaklaşık bir saat içinde aşabilecektim... Bu arada Haliç yolundan minibüsle gelebilmeyi akıl etmişken, ana yolun iki yanında HaliçÇağlayanPerpaŞişli hattında toplanmaya çalışan grupçukları gördüğümden, onların serseri mayın gibi nereye gidebileceklerini bilemeden DİSK’e ulaşmaya çalışacaklarını düşündüğümden, ardı arkası gelmeyen ara sokak çatışmaları sürpriz değildi... Ara sokaklardan biri bitmeden bir diğerinden gelen patlama seslerinin patlayan gaz bombası sayısı, cankurtaran sesleri arasında önlenemez gelen gazın etkisinde yürümeye çalışırken, dağıtılmış kalabalıkların büyüklüğü, aldıkları gaz, ilaçlı, basınçlı su hasarı üzerinden içim burkularak tahminler yürütmem kaçınılmazdı... Yine de DİSK’in önüne geldiğimde, iki saat kadar öncesinden yaşanmış operasyonun sonuçları üzerinden gördüğüm manzara, öngörülerimin çok üstünde ürkütücüydü... Sonradan yaralananların hastanelere kaldırılması için yolların açılmaması bağlantılı cankurtaranların yeni geldiklerini öğrendim. Yıllardır tanıdığım sendikal liderler de içinde olmak üzere, “Sedye nerede, yukarda ağır bir yaralı daha var” haykırışları arasında ortalık sakinleştiğinde binanın içine girdim ki... Bir kez daha yakınımda bomba patlamış gibi gazın etkisi ile nefes alamaz, gözyaşlarına boğulmuş konumuna düştüm. Ya gaz biraz dağıldı ya da onlar gibi ben de biraz alıştım... İçerisi büyük bir çatışma yaşanmış gibi darmadağınık, yerlere gaz bombalarının boş kovanları saçılmış. Artık üstleri kurumuş sendika başkanları şişmiş gözlerinin üzerine, kimyasalların ciltlerinde yol açtığı kaşıntılar arasında çevreden haber almaya çalışıyorlardı. Benim ilk izlenimim aksine çatışma falan da yaşanmamıştı. Zaten DİSK yönetiminin çatışmalara meydan vermeme iradeleri, sonrasında yaptıkları toplantı, basın açıklaması ile de ilan edildi... HHH Gün boyu iktidarları cephesinin, dün İstanbullulara yaşatılan karabasanı, “inşaatın sürdüğü meydana girme inadı” olarak pazarlama korosunun yaşatılanlarla çelişkili açıklamaları, yandaşları için inandırıcı oldu mu bilemem ama artık gerçekten insan hakları, demokratik düzen, emek hakları ölçeğinde, kabul edilemez, mide bulandırıcı... 1 Mayıs’ı Taksim’de DİSK yöneticileri ile kutlamak üzere gelmiş, dünya sendikal örgütlenmeleri ITUC’un genel sekreteri, DİSK’e gelemeden gaz, basınçlı su saldırısına uğramış, gözaltına alınmaya çalışılmış olarak yaptığı açıklamada, işçilere yönelik, polis devleti düzenini, dünyada yaşanan en vahşi, diktatoryal saldırı olarak protesto ediyordu... İktidarlarının Batı kamoyunda söylediklerinin tam tersine uygulamaları ile yüz yüze gelmenin şokunu üzerinden atamıyordu. “Bir grup geliyor ulan dağıtın” operasyonlarının ilk örneğini sabahın alacakaranlığında Beşitaş Meydanı’nda izlemiştik. Gün boyu kameralara yakalananlar ağırlıkla toplanma merkezleri BeşiktaşDolmabahçeKaraköy hatlarından, bol görüntülü yansıdılar... Kabaca yüzlercesinin yaşandığı, sokaklarda toplanabilen grupçuk kalmayana kadar sürdüğü görüntüleri ile sabit. Toplam yaralı, yaralı olmasa da gaz, basınçlı suyla gazi konumuna düşürülmüşlerini bilmemize ise hiç olanak yok. Yaşananları farklı bölgelerden izlemiş arkadaşlar, hafif hasarlılar arasında olmanın şanslıları olarak gazetede toplandığımızda, insanların yaşadıklarını bilemeden ama yürüyerek geldiğimiz yollardaki çevre hasarı, enkazı görmenin burukluğu içindeydik. Kendi adıma DİSK Genel MerkeziCumhuriyet binası arasındaki kısa yolda, yüzler değil binlerce patlatılmış gaz bombası kovanı görmüş, birkaçını inadına içlerine küçük, renkli yapma çiçekler koymak için almıştım. Çok sayıda kaçanların üzerlerinde çıkmış DİSK gömleğinden de bir tanesini aldım. Kanlı 1 Mayıs 1977 anısı eşarbımın yanında saklamaya karar verdim. İktidarları işçi sınıfını 1 Mayıs’ta Taksim’e sokmamayı başarmayı güç gösterisi, zafer sanıyorlar ya... Bir gece öncesinden Adalar’ı abluka altına alarak, metroları, metrobüs hatlarını kapatarak, vapur, otobüs seferlerini durdurarak, yetmedi köprü açtırarak, Taksim’e gelmeyi zorlamamış, uzaklarında kalmış, nerede olurlarsa olsunlar gördükleri grupçukları orantısız, en insanlık dışı polis gücü ile dağıtarak mı? Güçlerini değil, olsa olsa korkularını açığa çıkardıkları için halktan, hele de emekçilerden çok daha fazla korkmalılar... Ç şçileşmenin yüzde 65’lere yükseldiği ülkede, 16 milyon ücretlinin büyük bölümü kuralsız, işçi güvenliğinin yok sayıldığı koşullarda çalışıyor. 4 milyona yakın çalışan kayıt dışı. Ölümlü iş kazalarında Türkiye dünya üçüncüsü, Avrupa’da lider. Resmi rakamlara göre 11 milyon işçinin 650 700 bini toplu iş sözleşmesi yapabiliyor, onun da yarısı kamuda. Yani devlet ne isterse onu veriyor. İ Yasada yeni sermaye grupları destekleniyor Son iki yıldır yasaklanmadığı için Taksim’de gerçekten tam bir emeğin bayramı olarak kutlanabilen 1 Mayıs’ı bu yıl özellikle İstanbul’da Taksim’e çıkabilecek tüm yollar ve toplanacak tüm alanlarda gaz, tazyikli su, cop, dayak ve demir engellerle cehenneme çeviren AKP hükümeti; fabrikalarda çarkları döndüren, kumu cama, pamuğu tekstile dönüştüren emekçiyi, açlık sınırının altında asgari ücret, paralı hale getirdiği sağlık hizmeti, istenmediği halde imam hatipe çevirdiği 4+4+4’lük eğitim sistemiyle ödüllendiriyor. İşçi sağlığının hiçe sayıldığı çalışma koşullarında; ülkede, cinayete dönüşen iş kazaları, kuralsız çalışma, sendikal örgütlenme önünde artan engeller, hükümet eli ve devlet bütçesiyle kırılan grevler, yaratılan yandaş sendikalar çalışma yaşamının günlük rutinleri arasında yer alıyor. Çalışma yaşamını işveren ve özellikle de yeni sermaye grupları için yeniden düzenleyen AKP, trajedi olarak yorumlanan istihdam stratejisi ile getireceği sürprizler için uygun ortam bekliyor. Örgütsüz işçileri daha örgütsüz hale getirip kalmamış ekonomik ve sosyal haklarını daha azaltmak adına IMF, OECD ve işveren örgütlerince hazırlanan ve hükümet tarafından ikide bir ısıtılıp masaya sürülen “istihdam stratejisi” raporlarına göre emekçiye reva görülen uygumaları şöyle özetlemek mümkün: Hükümet, esnek çalışanların oranını yüzde 3.6’dan yüzde 18.8’e yükseltmek istiyor. Esnek çalışmada işçiye, bir işten bir işe geçerken aradaki zaman için para verilmiyor. Bu sistemde işçi, işverenin istediği zaman işe gitmek zorunda ama işveren çağırmadığı zaman, kendi bulduğu bir işe gitme hakkı yok. Esnek çalışma; örgütsüzlük, taşeronlaşma, kıdem ve yıllık iznin olmaması, düşük ücrete razı olmak anlamını taşıyor. * Özel İstihdam Büroları (ÖİB) kurularak işçiler geçici kiraya verilecek. İki kere yasalaştırma denemesi yapılan ÖİB’lerin işçi kiralaması başarılamadı. ÖİB’lerin işçileri işyerlerine kiralaması demek, sendikaların, toplusözleşmelerin olmaması, kıdem tazminatının ortadan kalkması ve ücretlerin de asgariye inmesi anlamına geliyor. Yani sendika, toplusözleşme yok. * Bölgesel uygulamayla asgari ücrette belirsizlik. 1989’dan bu yana asgari ücret komisyon tarafından tüm ülke için belirleniyor. Ancak 2001’de bir cümle eklenerek “Asgari ücretin tespitinde çalışanların geçim şartları ile ülkenin ekonomik durumu da göz önünde bulundurulur” denildi. Yani, başta elektrik, gaz ve benzeri tüketim ürünlerine zamları ülkenin her noktasına eşit yapan 7 Nisan 2012’de Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Yasası, ILO normlarına aykırı bir dizi düzenleme içeriyor. Değişikliğin önemli noktalarından biri, sendikal hükümet, ücreti bölgesel vermek güvencelerin önemli ölçüde azaltılması oldu. Yasa, istiyor. özellikle küçük ölçekli, 30’dan az işçi çalıştıran işyerleri * Kıdem tazminatına yeni biçim ve 6 aydan az kıdemli işçiler için sendikal güvenceyi telaşı. Yıllardan beri işverenler ortadan kaldırdı. Bu, bizzat Meclis aşamasında kimi işveren ve örgütleri kıdem tazminatının örgütlerinin, özellikle TUSKON ve TOBB gibi örgütlerin kaldırılmasını talep ediyor. devreye girmesiyle oldu. Bu düzenleme ile işçilerin yaklaşık İşsizlik sigortasının yarısının (6 milyon civarında) sendikal güvencesi yok edildi. çıkarılmasından sonra Yasa ile eski yasada yüzde 10 düzeyinde olan işkolu barajı sesleri ve talepleri daha yüzde 3’e indirildi. Ancak bu baraj bazı işkolları için hâlâ çok da arttı. Ancak kıdem yüksek; örneğin büro işkolunda 3 milyona yakın çalışan söz tazminatı zaten düşük konusu. Yüzde 3 barajı 100 bin işçi anlamına geliyor. Oysa sektörde ücretle çalışanların örgütlü işçi sayısı 50 bin civarındadır. Yasa ile Ekonomik ve Sosyal Konsey üyesi konfederasyonlara üye sendikalar için 2016’ya kadar hayallerinin karşılığı. Kaldırılması veya işkolu barajının yüzde 1 olması öngörüldü. Adrese teslim ve ciddi bir ayrımcılık yaratan madde, anayasanın eşitlik ilkesine de aykırı. yerine fon gibi u y g u l a m a l a r Bunun Türkİş, Hakİş ve DİSK konfederasyonlarının üyelerinin 4 getirilmesi işçi yıl süreyle yüzde 1 barajına tabi olmaları, diğer sendikaların yüzde 3 örgütlerinin kırmızı barajına tabi olması anlamına geliyor. çizgisi... Çalışma esnekleşecek İşçi sınıfının sosyolojik tabanı yüzde 65’e varmış. 16 milyonluk ücretli çalışan var. Bunlar büyük ölçüde güvencesiz, kuralsız çalışmaya tabi. 4 milyona Toplusözleşme yakını kayıt dışı. İşçi sınıfı sayısal olarak genişliyor. Buna karşın sendikalaşmada ciddi bir gerileme var. Sendikal öryok gütlülüğe dair çeşitli hesaplamalar var. Alternatif araştırmalar, sendikalı işçiyi yüzde 6’nın altında gösteriyor. Daha vahimi, 16 milyonluk bir kitlenin 680700 bin gibi bir kesimi toplusözleşmeden yararlanıyor. Bunun yarısı kamu. Açlık sınırı 1.021, asgari ücret 831 lira Türkİş’in araştırmasına, 2013 Nisan ayı sonuçlarına Türkiye’de 1980’li yıllarda artmaya göre 4 kişilik bir ailenin başlayan taşeronluğun, AKP döneminde sağlıklı, dengeli ve yeterli tam bir patlama yaşadığı biliniyor. Bakanlık beslenebilmesi için yapması açıklamalarına göre 2002’de 358 bin olan gereken gıda harcaması tutarı taşeron işçi sayısı bugün 1.7 milyona (açlık sınırı) 1012 TL, gıda ulaşmış durumda. Bununla da yetinmeyen harcaması ile birlikte giyim, konut, hükümet, taşeronu asıl işleri de kapsar ulaşım, eğitim, sağlık ve benzeri hale getirerek yaygınlaştırmak için ihtiyaçlar için yapılması zorunlu elinden geleni yapıyor. En son diğer harcamaların toplam tutarı sendikalarla yapılan ve toplantının da 3 bin 298 TL oldu. Aile unsuru ardından ‘Taşerona müjde’ göz ardı edilerek tek işçi için yılın ilk başlıkları ile sunulan tasarıda 6 aylık döneminde asgari ücret net müjde değil, hile ve kandırma 773 TL tutarında belirlenirken tek bir olduğu kısa sürede ortaya çıktı. işçinin yaşama maliyeti bu ay 1135.84 Bakanlık teklifine göre, TL olarak hesaplandı. “işletmenin gereği” ve “işin Oysa hükümetin işçi sendikalarının gereği” olmasa da asıl işler itirazlarını göz ardı ederek bu yılın ilk taşerona verilebilecek. altı ayı için belirlediği asgari ücret 16 Ayrıca, “teknolojik yaşından büyük işçiler için brüt 978, net nedenlerle uzmanlık 831 lira. 16 yaşını doldurmamış işçiler için gerektirme” koşulu da brüt 839, net 673 lira. Kapıcılar için asgari yasadan çıkarılıyor, ücret ise net 831 lira. bunun yerine “asıl Taşeronda müjde yok, hile var işin teknoloji veya uzmanlık gerektiren çözülecektir.” Taşeron işçilerin de yasal hakkı bölümlerinin” başkaca bir koşul aranmaksızın olan kıdem tazminatı bir lütuf olarak sunuluyor. alt işverene verilmesi sağlanıyor. Teknoloji veya Bir kritik unsur, geçici iş ilişkisi adıyla uzmanlık gerektirmeyen asıl iş neredeyse yok getirilmek istenen “kiralık işçilik” uygulaması... mertebesinde olduğu için, her iş bu gerekçeyle Mevcut taşeron sisteminin daha pervasız ve alt işverene verilebilecek. Asıl işte taşeron esnek bir uygulaması anlamına gelen “geçici iş çalıştırmanın önünde neredeyse hiçbir engel ilişkisi” ülkeyi tam bir taşeron cumhuriyetine kalmayacak. Bu değişiklik ile Türkiye adeta dönüştürecek. bir taşeron cenneti haline gelecek ve taşeron Sendikalı işçi uygulamasında patlama yaşanacak. Ayrıca, taşeron denetiminde iş müfettişlerinin İşverenin, sayısı düştü yetkisi kaldırılıyor. Böylece yasada yer alan devletin üye “muvazaa” (hile) kavramı “kanuna olmayı da zorunlu saydığı sanayi ve ticaret aykırılık” olarak değiştirilerek, odalarına, esnaf oda veya derneklere üye olmak hileli taşeron suçu hafifletiliyor. zorunda olduğu ülkede işçi, sendikalara üye olup Taslağa göre “Tüm örgütlenmek için birçok engeli aşmak zorunda. 2013 işçilerin kıdem tazminatı yılının Ocak ayında Resmi Gazete’de yayımlanan Sendikalar sorunu çözülecektir. İstatistiği’ne göre Türkiye’de 10 milyon 881 bin 618 işçinin Bireysel kıdem 1 milyon 671’i sendikalı. Bunun da 600 bini kamu, yaklaşık hesabı sistemine 400 bini özel sektörde. Ülke barajı olan yüzde 1 oranını 44 sendika geçilecek ve tüm geçebilir durumda, bu sendikaların 30’u Türkİş, 8’i Hakİş, 4’ü işçilerin kıdem DİSK’e bağlı sendikalar olurken bağımsız sendikalardan da 2’si yüzde tazminatı sorunu 1’lik barajı geçer durumda. DİSK’in üye sayısı 100 bin civarında seyrederken Hakİş’in üye sayısı 166 bin, Türkİş’in üye sayısı da 702 bin civarında. Bağımsız sendikaların üye sayısı ise yaklaşık 32 bin. Mersin Sulama Birliği’nin işçileri, hem 1 Mayıs’ı hem de kadroya alınmalarını davul zurna eşliğinde halay çekerek kutladılar. Kadroya aldı davalık oldu ABİDİN YAĞMUR DHL 36 sendikalıyı işten çıkardı Ekonomi Servisi Türkiye Motorlu Taşıt İşçileri Sendikası (TÜMTİS) uluslararası kargo ve lojistik şirketi DHL’nin (Deutsche Post), Türkiye’de yasal haklarını kullanarak sendikaya üye olan 36 işçiyi işten çıkardığını bildirdi. TÜMTİS, şirketin Almanya’da çalışanlarının tamamına yakınının sendikalı olduğuna vurgu yaptı. Sendika, Türkiye’de ise yasaları çiğneyen DHL’nin yüzde 25’lik hissesine sahip Alman hükümetinin de Türkiye’de yapılan bu sendikasızlaştırmaya sessiz kalmasını protesto etti. MERSİN Mersin Sulama Birliği, bugüne kadar taşeron bünyesinde çalışan 85 işçisini kadroya aldı. Birliğin çağrısı üzerine Tesİş Sendikası örgütlenme çalışmasına başladı. Birlik, bu adımların ardından yılda 350 bin lira kâra geçti ancak yöneticileri hakkında çeşitli nedenlerle 4 ayrı dava açıldı. Birliğin işçileri kadroya almasıyla yılda 9 ay maaş alan işçiler, yılda 12 ay maaş ve yılda 2 kez ikramiye hakkına kavuştu. Mersin Sulama Birliği Başkanı Mahmut Kutlay, “İşçilerimizin güvencesi olacak” dedi. Mersin Sulama Birliği Müdürü Tekin Karabıyık da “Hem taşeronu kaldırdığımız için, hem tıbbi malzeme alımı yaptığımız için hakkımızda Orman Bakanlığı’na, valiliğe, savcılıklara şikâyette bulunan arkadaşlarımız oldu. Hakkımızda 4 ayrı dava açıldı. Bu davalardan ceza alırsak gurur duyarız” dedi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle