18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 15 MAYIS 2013 ÇARŞAMBA 4 HABERLER Erdoğan, Reyhanlı katliamına tepkileri Kılıçdaroğlu üzerinden mezhep sorunu yapmaya çalışıyor Hedefi yine Aleviler BAHÇELİ’DEN ERDOĞAN’A: Kumarda Kaybetmeye Dair Reyhanlı’yı hedef alan insanlık dışı saldırıyı düşünürken, bugün Türkiye’yi yönetenlerin pek heveslendikleri imparatorluğun Filistin cephesinde savaşan ünlü bir komutanın acı sözleri aklıma geldi: Biz Mehmet’i kumarda kaybettik… Bu hükümetin Ortadoğu politikasını bilgiden çok inanç/fantezi ve saplantı belirliyor. “Stratejik Derinlik” başlıklı çalışmanın kuramsal cılızlığını, inanç/ fantezi hanesinin ne kadar zengin olduğunu çok sayıda araştırmacı birçok kez gösterdi. Bu doktrine dayanan dış politika kendi amaçları bağlamında hiçbir somut başarı, ülkeyi Arap sermayesinin müşterisi durumuna getirmek dışında, üretemedi. Bu yüzden bu hükümetin, bilgiye değil şansa, fanteziye güvenen dış politikası, Suriye’de rejim değişikliği saplantısı giderek bir kumara dönüştü. Bu kumarın faturası da giderek ağırlaşıyor: Ekonomik yükü ve getirdiği toplumsal gerginlikler açısından taşınamaz bir düzeye çıkan sığınmacılar, üç ay önce Cilvegözü kapısındaki patlamanın ardından, Reyhanlı katliamı... Bu dış politikanın dayandığı yetersizlik, içerdiği kuruntular ise artık gözlerden saklanamıyor. İçişleri Bakanı, El Muhaberat’ı rejim yanlısı bir örgüt sanıyor, katliamın, küçük, en garibi de yıllar önce imha edilmiş bir sol örgütün işi olduğuna inanmamızı istiyor. Hem de bomba yüklü araçların, El Nusra örgütünün denetimindeki bölgeden giriş yaptığına ilişkin bulgulara karşın. Dışişleri Bakanı da ABDRusya arasında şekillenmekte olan Suriye planının, Erdoğan’ın (aslında kendisinin) ürettiği bir formüle dayandığına inanıyor. Hem de bu yeni plan Türkiye’nin Suriye yaklaşımının iflasını açıkta ilan etmesine karşın... En korkutucu olanı da şu: Ortadoğu, AKP liderliğinin kafasındaki fantezileri, Davutoğlu’nun kuruntularını çok aşan, son derecede karmaşık bir siyasi, kültürel coğrafya. Başbakan’ın, ABD gezisine hazırlanırken medyada rastlanan birkaç yorum ve habere bakmak yeterli... Esad rejimine karşı oluşan Sünni blok Türkiye ve Katar ile Suudi Arabistan ve Körfez Emirlikleri arasında ikiye bölünmüş durumda. İsrail Suriye’de kimi silah depolarını vurdu. Ancak Suriye’de dinci muhalefetin komutanlarından biri, silahları biz almak üzereydik, Suriye Esad’a yardımcı olmak için vurdu diyor ve ekliyor. Esad savaşı kaybetti; biz Hizbullah, İran ve İsrail’e karşı savaşıyoruz. Bu sırada Washington Post, Esad rejiminin, yeni bir canlılık sergileyerek savaşı kazanmaya başladığını aktarıyor. ABDTürkiye ilişkilerinin kesiştiği yerde yazan Prof. Barkey, Al Monitor’da, Obama’nın, Erdoğan’a Suriye, Kuzey Irak, Irak’ın toprak bütünlüğü konularında nasıl “ayar” vereceğini anlatıyor. Aynı gün The National’da yayımlanan bir başka yazısında, Barkey, Türkiye’nin, Suriye’de güvenlikli bölge oluşturma konusunda bölgesel güçlere fiilen önderlik etmesi gerektiğini savunuyor. Der Spiegel ise “Uzmanlar bir Suriye macerasına karşı uyarıyorlar” başlıklı yazısında, Alman Uluslararası Güvenlik İşeri Enstitüsü’nden (SWP), Markus Kain’in “anlamlı bir güvenlik koridoru oluşturmak için, havadan korunması gereken 40.00050.000 arası asker gerekiyor” saptamasını aktarıyor. Bu karmaşıklık içinde, insan yaşamıyla oynanan kumarda, acımasız sorularla, etik pusulasını kaybetmiş cevaplara da çok sık rastlıyoruz. Örneğin, “İsrail’e vuramayan, Reyhanlı’ya niçin vurur?” başlıklı bir yoruma göre, “Reyhanlı’daki patlamaları ve şimdiye dek herhangi bir benzeri olayda görülmemiş yükseklikteki can kaybını, Ortadoğu politikasında ‘etkili bir aktör’ olmanın ‘kaçınılmaz maliyetlerinden biri’ olarak görmek gerekiyor”. Bu saptamayı “Böyle bir maliyetten uzak kalmak için, Türkiye’nin Suriye’de olan bitenlerden uzak durması gerekmez miydi” sorusu izliyor. Bu soruya “Türkiye’nin ulaştığı gelişme düzeyi ve uluslararası sistemin içine girdiği kalıp, Ortadoğu’da ‘etkili bir aktör’ olmaktan öteye ona bir şans tanımıyordu” Saptamasıyla cevap veriliyor. Böylece insanların yaşamı, maliyet unsuruna, kumar fişlerine indirgeniyor. İnsanlara bu acıları yaşatan politikaların, seçeneklerin de, Türkiye’nin konumunun bir sonucu olduğu itiraf ediliyor. Bu rezil konumun da bir “kaçınılmazlık” olarak kabul edilmesi bekleniyor. AKP Türkiyesi’nin geldiği noktada, acımasızlık ve ahlaki çürüme dudak uçuklatıyor... Konuştukça ülke zarar görüyor ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, Reyhanlı’daki saldırıyla ilgili olarak Türkiye’nin çok yönlü bir saldırı ve aşağılık kumpasın pençesinde olduğunu kaydetti. Türkiye’nin sınır hattının viraneye döndüğünü, egemenlik haklarının çiğnendiğini belirten Bahçeli, İçişleri Bakanı Muammer Güler’in katillerin Suriye menşeli El Muhaberat yapılanmasıyla ilişkili olduğunu açıkladığını; Erdoğan’ın da saldırıyı çözüm sürecini hazmedemeyenlerle ilişkilendirdiğini ifade etti. Hükümetin şaşkın, kafası karışık ve köşeye sıkıştığını kaydeden Bahçeli, “Suriyeli muhalefetin parmağı peşinen ihmal edilmemelidir” dedi. Erdoğan’ın ABD ziyareti öncesi bu saldırının gerçekleşmiş olmasının tereddütleri artırdığını kaydeden Bahçeli, ilk ziyaretinde ABD’ye Başbakanlık hayaliyle gittiğini söylediği Erdoğan’a, “Dönerken utancından Başbakanlık görevinden ayrıl” diye seslendi. Erdoğan’ın Esad merkezli sert beyanlarının Türkiye’nin aleyhine olduğunu kaydeden Bahçeli, “Basına ambargo koydurarak Reyhanlı ile ilgili yasaklar getirmesi Başbakan’ın demokrasi anlayışının seviyesini gösteriyor. Başbakan konuştukça Türkiye zarar görmüştür” dedi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Başbakan Tayyip Erdoğan, iddialar ve tartışmaların sürmesine karşın Reyhanlı saldırısı konusunda hükümet adına son noktayı koydu ve “Saldırı, çok büyük oranda aydınlatıldı” dedi. Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nu da “Alevi vatandaşlarımızı sürekli tahrik eden CHP Genel Başkanı, şu anda da Suriye’nin kanlı rejimine koşulsuz destek vererek çok tehlikeli bir oyun oynuyor”diye suçladı. Erdoğan partisinin Grup toplantısındaki konuşmasında özetle şunları söyledi: Suriye rejimiyle irtibatlı örgüt: Saldırı, arkasındaki GÜLEN’LE GÖRÜŞECEK Mİ? ABD’ye giden Erdoğan’a bir gazeteci, geçen aralık ayında Fethullah Gülen’e yaptığı “Bitsin artık bu hasret” çağrısını anımsatarak Gülen’e ziyarette bulunup bulunmayacağını sordu. Erdoğan, “Şu anda resmi programımızda böyle bir şey yok ama gökten ne yağar ki yer kabul etmez ayrı bir konu” diyerek yanıt verdi. sümü: Reyhanlı sokakların güçler ve kullanılan taşeron lar itibarıyla şu anda çok büyük oranda aydınlatıldı. Bu menfur hadiseyi gerçekleştirenlerin Suriye rejimiyle irtibatlı, Türkiye içinde bir örgüt olduğu, saldırıda yer alanların da Türkiye vatandaşı olduğu tespit edilmiştir. Başbakanlık Teftiş Kurulu olarak da burada ihmaller var mı, nedir, kimler tarafındandır, bütün bunları araştırmak için ayrıca çalış altında kalmayız, er ya da geç bu alçakça saldırının faillerine bedelini misliyle ödetiriz. Ancak soğukkanlı davranacak, büyük devlet refleksiyle hareket edecek, bizi çekmek istedikleri tuzaklara da asla düşmeyeceğiz. Saldırganların tebes Bedelini misliyle ödetiriz ama: Biz bu saldırının malarını sürdürecektir. yenler, acaba çocuklarının yüzüne nasıl bakabiliyor? Hele bu Banyas’tan sonra. ‘Suriyeli mülteciler gitsin’ diyenler, acaba komşularının yüzüne nasıl bakabiliyor? si dışı yöntem ve odaklardan medet umarak, kaostan medet umarak buradan fırsat devşirmenin gayreti ve cüreti içinde oldu. CHP’nin bu arayışının çok farklı ama çok tehlikeli mecralara sürüklendiğini görüyoruz. Sokak sokak direniş çağrısı yapan, çözüm sürecini dahil bir ayrışma fırsatı olarak gören ve Alevi vatandaşlarımızı sürekli tahrik eden CHP Genel Başkanı, şu anda da Suriye’nin kanlı rejimine koşulsuz destek vererek çok tehlikeli bir oyun oynuyor. CHP’nin genel başkanı, Türkiye’nin düşmanlarıyla, Reyhanlı’yı kana bulayan canilerle aynı fotoğraf karesinde bulunmak, onların değirmenine su taşımak gibi vahim bir hata yapıyor. CHP Genel Başkanı, en kanlı terör örgütlerine karşı sessiz ve tepkisiz kalmak gibi adeta onları yüreklendirmek gibi bir tavrın içine giriyor. Kılıçdaroğlu tehlikeli oynuyor: CHP, demokra Mülteciler gitsin diyenler: ‘Suriye’den bize ne’ di dan kara dumanlar yükselirken, tam da saldırganların istediği gibi hemen suçlamalar yapmak, tahrik oluşturmak, en hafif tabirıyla fırsatçılıktır. Saldırganlar o iki aracı patlattıklarında, 50 cana kıydıklarında değil, bu açıklamaları yaptırdıklarında Suriyeli mültecilere, Özgür Suriye Ordusu’na, Türkiye’nin Suriye politikasına yönelik infiali oluşturduklarında küstahça tebessüm ettiler. Tuncel’den kantinde panel ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Ankara Üniversitesi’nde (AÜ) aralarında BDP’li Sebahat Tuncel olduğu için salon tahsis edilmeyen “Ortadoğu’dan Anadolu”ya isimli konferansın panelistleri, okul kantininde öğrencilerle bir araya geldi. Etkinliğe Antikapitalist Müslümanlar grubunun lideri İhsan Eliaçık ile birlikte katılan Tuncel konuşmasına rektörlüğüne teşekkür ederek başladı. Rektörün kendilerine Türkiye’nin demokrasi anlayışını bir kez daha gösterdiğini söyleyen Tuncel; “Salonu yasaklayarak böyle kamuya açık bir alanda, daha kalabalık bir etkinlikte buluştuk” dedi. Daha önce de üniversitelerde davetli olduğu etkinliklerin engellendiğini hatırlatan Tuncel; “Öğrenciler beni davet ettiklerinde ‘iki kere düşünün’ diyorum. İstanbul Üniversitesi’nde davetli olduğum bir panele gittiğimde ‘vekilim siz girebilirsiniz ama öğrenciler giremez’ dediler” ifadelerini kullandı. MHP’den çözüme suç duyurusu MHP Genel Sekreteri İsmet Büyükataman, dün Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na çözüm süreciyle ilgili suç duyurusunda bulundu. Yapılan başvuruda, Abdullah Öcalan ile yapılan görüşmeler ile 21 Mart’taki açıklaması ve İmralı tutanaklarına değinilerek Başbakan ve benzer talimatlar veren hükümet mensuplarının anayasal suç işlediği, konusu suç olan emri yerine getiren, suçluyu kayıran kamu görevlileri ile görevlendirilen 63 kişiden oluşan akil insanlar heyetinin hâlâ suç işlemeye devam ettiği ifade edildi. ÇELİŞKİLİ AÇIKLAMALAR İstihbaratı aldık ama... ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Reyhanlı saldırısı konusunda Başbakan Tayyip Erdoğan ve bakanların açıklamaları kafaları karıştırdı. Başbakan Erdoğan, önceki gün “O tür şeyler belgeler arasında var” dediği asıl hedefin Ankara olduğu yönündeki soruya dün “Dedikodu” dedi. TBMM Genel Kurulu’nda Reyhanlı’daki saldırı hakkında bilgi veren İçişleri Bakanı Muammer Güler, saldırıyı yapanların Türk vatandaşları olduğunun tespit edildiğini belirterek saldırının Suriyeli muhaliflerle ilişkisinin olmadığını belirtti. Saldırıyla ilgili 6 şahsın yakalanması için çalışma yürütüldüğünü belirten Güler, olayla ilgili 8 Mayıs’ta Hatay Emniyet Müdürlüğü’nden “ses getirici bombalı eylem yapılacağı” ihbarının alındığını, 9 Mayıs’ta tüm ilgili kurumların bilgilendirildiğini söyledi. Güler, “Hatay ili ile birlikte birçok yerde önleyici tedbirler aldırılmıştır ama trafiğe hiçbir şekilde çıkmayan, depoda korunan araçların kısa sürede olay yerine getirilerek gerçekleştirildiği anlaşılmıştır” diye konuştu. Güler, bölgedeki MOBESE kameralarının çalıştığını ancak plaka okuma sisteminin oluşturulması gerektiğini ifade etti. Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay ise, gazetecilerin soruları üzerine, olayla ilgili 13 kişinin gözaltına alındığını bildirdi. Atalay, “Saldırının arkasında Acilciler’in ismi geçti, bu net mi” sorusunu, “Halen yakalanması gereken kişiler var. Onlarla ilgili çalışmalar sürdüğü için isim zikretmiyoruz” diye yanıtladı. Erdoğan ise ABD’ye hareketinden önce düzenlediği basın toplantısında, Emniyet ve MİT arasında istihbarat konusunda bir kopukluğun olabileceğini, bununla ilgili olarak Teftiş Kurulu’nu yazılı talimatla görevlendirdiğini söyledi. Erdoğan, asıl hedefin Ankara olduğu, Ulus ve Kocatepe’ye yönelik saldırı planlandığı iddiasıyla ilgili olarak da “Bunların hepsi birer dedikodu. Ankara veya bir başka şehir olabilir” dedi. Erdoğan, önceki gün aynı yöndeki soruya “O tür şeyler belgeler arasında var” demişti. 1920 yılında Amerikan Hastanesi Başhekimi Dr. Lorrin A. Shepard, Türkiye’nin ilk hemşirelik okulu öğretmen ve öğrencileri ile birlikte. 1920’den bugüne yetişmelerine katkıda bulunduğumuz ülkemiz hemşirelerinin Hemşirelik Haftası’nı kutluyoruz.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle