18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
15 MAYIS 2013 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA EKONOMİ [email protected] 11 AKP dünyanın yasakladığı nişasta bazlı şekerin kotasını yüzde 38 artırdı 20 bin işsiz daha MUSTAFA ÇAKIR Paralel Gezegende Yaşamak... Küresel Büyük Durgunluk çeşitli süreçlerden geçerek gerçek niteliğini ortaya döküyor: Bir yanda durağanlaşan büyüme, gerileyen sabit sermaye yatırımları, işsizlik (özellikle genç nüfusta işsizlik); diğer yanda ise Türkiye dahil hemen bütün dünya borsalarında ivmelenen borsa getiri endeksleri, köpükleşen finansal varlık fiyatları ve gerileyen (çöken) faizler... Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) gezegenimizde açık işsiz miktarını yaklaşık 210 milyon kişi olarak belirlemekte. İşsizlik tehdidinin yanı sıra “güvencesiz istihdam”, “enformalleşme” ve “sosyal dışlanma” tehlikeleriyle yüz yüze kalan ücretli emeğin yoksullaşma ve proleterleşme süreçleri derinleşerek ivme kazanmakta. ILO tahminlerine göre dünyadaki her üç işçiden biri ailesiyle birlikte günde 2 dolarlık yoksulluk sınırının altında yaşamakta. Bir yanda artan işsizlik, derinleşen durgunluk ve yoksulluk; diğer yanda borsa spekülasyonlarında yükselen getiri oranları. Birbirinden ayrışmış iki paralel gezegenin giderek uzaklaşmalarını yaşamaktayız sanki. Ülkemiz de kuşkusuz, bu süreçlerden yakından etkilenmektedir. Kalkınmakta olan bir “yükselen piyasa ekonomisi” olarak Türkiye’de finansal aktiviteler ile reel sektörel faaliyetler birbirinden ayrışmakta; finans dünyası reel ekonominin gerçeklerinden (yaygın medya deyimiyle fundamentallerden) kopmaktadır. Bu sürecin en yalın gözlemi olarak iki ana değişkeni birlikte ele alalım: Tarım dışı işsizlik oranı ve IMKB endeks puanları. Aşağıdaki grafikte bu iki veri seti 2012 boyunca aylık bazda sergilenmekte. ANKARA Hükümet, mısırdan elde edilen ve yüksek oranda fruktoz içermesi nedeniyle sağlığa zararlı olduğu gerekçesiyle dünyada kullanımı sınırlandırılan nişasta kökenli şeker (NBŞ) kotasını yüzde 38 oranında artırdı. Şekerİş Sendikası Genel Başkanı İsa Gök, bu kararın 20 bin tarım işçisinin işsiz kalması anlamına geldiğini vurguladı. Bakanlar Kurulu’nun “20122013 pazarlama yılında nişasta kökenli şekerler için Şeker Kurulu tarafından 244.400 ton olarak belirlenen kotanın yüzde 38 oranında artırılması” kararı Resmi Gazete’de yayımlandı. Mevcut yasada Bakanlar Kurulu’nun yüzde 10’luk kotayı yüzde 50 oranında artırma ya da eksiltme yetkisi bulunuyor. u Hükümet, mısırdan elde edilen ve yüksek oranda fruktoz içermesi nedeniyle sağlığa zararlı olduğu gerekçesiyle dünyada kullanımı sınırlandırılan nişasta kökenli şeker (NBŞ) kotasını yüzde 38 oranında artırdı. Bu karar; 20 bin tarım işçisinin işsiz kalması, 230 milyon liranın da buhar olması anlamına geliyor. Şekerİş Sendikası Genel Başkanı İsa Gök, kotanın artırılmasına karşı olduklarını ve yıllardır da bunun için mücadele ettiklerini söyledi. “Her seferinde kotayı hep artırdılar. Hiç düşürmediler. Neden bir kere düşürülmüyor?” diyen Gök, konuyla ilgili davalar da açtıklarını belirtti. Bakanlar Kurulu’na kotanın artırılması yönünde teklifte bulunan Şeker Kurulu üyeleri hakkında tazminat davası da açacaklarını dile getiren Gök, yüzde 38’lik artışın ne anlama geldiğini de şöyle özetledi: “Yüzde 38’lik artış 100 bin ton şekerin üretilmemesi, 900 bin ton pancarın yok olması, 160 bin dekar alanda pancar üretimi yapılmaması, 228 bin ton besi hammaddesi olan küspenin hayvan yemi olarak piyasaya sürülmemesi, yaklaşık 40 bin ton ‘melas’ın yani kozmetik, ilaç, alkol, yem sanayisinde kullanılan hammaddenin piyasaya sürülmemesi, ekonomiye kazandırılmaması, 20 bin tarım işçisinin işsiz kalması, ekonomide 230 milyon liranın buharlaşması, buna karşın NBŞ üretimi yapan 5 firmanın kârlarına kâr katması anlamına geliyor.” Gök, sağlıklı olmadığı gerekçesiyle birçok ülkede NBŞ üretiminin sınırlandırıldığına dikkat çekerek, “NBŞ üretimi Fransa’da sıfır, Almanya’da 1.9, Hollanda’da sıfır, Polonya’da 3. Bu ülkeler neden NBŞ üretmiyorlar? Bunlar pancar üreten ülkeler. Sağlık açısından tartışıldığı için sürekli NBŞ’den kaçış var. ABD’de neden obezite fazla. Çünkü ilk NBŞ üretimi orada başladı. NBŞ’nin sigara gibi bir gün mutlaka yasaklanacağı ifade ediliyor” açıklamasını yaptı. Gök, NBŞ’nin sağlıklı olup olmadığı konusunda da şu örneği verdi: “Pancarı kaynatınca pekmez oluyor. Meyveleri kaynatınca komposto oluyor ama mısırı kaynatınca mısır oluyor. Mısırdan şeker elde etmek için mutlaka kimyasal işlem yapmak gerekiyor. Yani şekerin sahtesi, yapayı.” Havada grev karmaşası Restleşmede geri adım atan olmadı. THY yönetimi, grevin etkili olmayacağını savunurken, Havaİş yüksek katılım bekliyor. CHP’li Oran, Kotil’in görevden alındığını iddia etti Ekonomi Servisi Türk Hava Yolları (THY) ile Havaİş Sendikası arasında karşılıklı restleşmede geri adım atan olmadı. THY tarafı grevin etkili olamayacağını savunurken, sendika tarafı katılımın yüzde 80 seviyesinde olacağını belirtti. Günlük 800 uçağın İstanbul’da kalkış yaptığı THY ile sendika arasında bir süreden beri süren toplu iş görüşmelerinde anlaşma çıkmayınca, Havaİş dün yaptığı açıklamada sabaha karşı 03.00’te fiili greve başlayacağını yineledi. Taraflar arasındaki görüşme en son önceki gün yapıldı. CHP milletvekillerinin de katıldığı son toplantıda da sonuç çıkmadı. THY’de en son 1991’de greve çıkılmıştı. Bu arada CHP Genel Başkanı Yardımcısı Umut Oran, THY Genel Müdürü Kotil’in görevinden alındığını, bu durumun da İMKB’ye bildirilmeyerek yatırımcıların zararına yol açacak şekilde bir suç işlendiğini iddia etti. Kotil’in yerine eski bakan Kemal Unakıtan’ın danışmanlığını da yapan Çoşkun Kılıç’ın getirileceğini öne süren Oran ayrıca hükümetin son dakikada grevi “demokratik toplumun temel ilkelerine aykırı bir şekilde” erteleyeceğini, personel tasfiyesi için bahane olarak kullanacağını öne sürdü. Bu kez ‘kırmızı ruj’ için soyundular Kadın hakları savunucusu Ukraynalı FEMEN Hareketi üyeleri bu kez Türk Hava Yolları’nın (THY) “kırmızı ruj ve oje yasağını” protesto etmek için soyundu. Fotoğrafları web sayfalarında yayımlayan FEMEN üyeleri vücutlarına, “Benim dudaklarım, benim tırnaklarım, benim kararım” sloganlarını yazdı. Hareketin internet sitesinde “Gökyüzünün İslamlaştırılmasına geçit yok” sloganıyla yapılan açıklamada, “THY çalışanlarının parlak renkli ruj, oje ve makyaj yapma hakları yok. Ayrıca şirket, kadın çalışanlarına yönelik daha başka muhafazakâr uygulamalar da yapıyor. FEMEN, Türkiye laik bir ülke olmasına rağmen THY’deki kadın çalışanların en doğal haklarının kısıtlanmasına, kadınlığı hiçe sayan standartlar getirilmesine karşı kadın işçilerle dayanışma halindedir” denildi. 2012 yılı bir bütün olarak ele alındığında yılın ilk yarısında (mevsimsel etkilerden arındırılarak hesaplanmış olan) tarım dışı işsizlik oranının düşme eğilimi içinde göründüğünü; buna karşılık “finansal aktivitelerin” en yalın göstergesi olan borsa endeks değerlerinin de durgun luk ve hatta gerileme içerisinde olduğunu görmemiz mümkündür. 2012’nin ikinci yarısında reel ekonomide durgunluğun baş gösterdiğini ve tarım dışı işsizliğin yükselme eğilimi içine girdiğini gözlemekteyiz. Oysa bu dönem finans kesimi için yeni bir coşku dönemini yansıtmaktadır. İMKB endeksi 50 bin düzeyinden, 80 binlere sıçramış ve tarihi zirvelerini gerçekleştirmiştir. Dolayısıyla, 2012 yılı finansal coşkunun reel ekonominin gerçeklerinden koptuğu sanal bir ayrışma dönemidir. Aslında bu gözlemi daha da genelleştirirsek, 1980’den bu yana dünya ekonomisinin ve yönetişiminin tarihinin, finansal olarak serbestleştirilmiş, aşırı likit ve finansal açıdan aşırı hareketli küresel finans sermayesinin gereksinimlerine göre gerçekleştirilen yapısal uyarlamaların tarihi olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Bütün bu gözlemlerimizi UNCTAD’ın daha 1998 tarihli Ticaret ve Kalkınma Raporu’nda yer alan ifadelerle söylersek, “finansın küreselleşmesiyle birlikte finansın sanayi üzerindeki başatlığı, dünya ekonomisindeki istikrarsızlığın ve öngörülemezliğin başlıca kaynağı haline gelmiştir (...) Özellikle, finansal deregülasyon ve sermaye hesabı serbestleştirmesi, gelişmekte olan ülkelerde krizlerin en iyi kestirimcisi gibi görünmektedir.” (sf. 5 ve 55). Finansalparasal istikrarsızlıkla ilgili olarak son dönemde ortaya çıkan sorunların hemen hepsi, sermaye akışlarında gözlemlenen aşırı salınımların çoğunlukla ülkelerin kendi içindeki finansal koşullarla dünyanın geri kalan bölümündeki koşullar arasındaki büyük farklılıkların yansıması olduğunu göstermektedir. Basitçe söylenirse, spekülasyonyönlü büyüme koşullarında dünya ekonomisi kaynaklarının çok az bir bölümünü finans dışı, reel sektör etkinliklerine yatırmaktadır ve yeterli istihdam yaratamayacak kadar yavaş büyümektedir. Bu koşullarda para politikası da etkisiz kalmakta, karşı döngü yaratacak mali politikalar ise ideolojik dogmalara kurban edildiğinden, gelişmiş ya da gelişmekte olan tüm ulusal ekonomiler büyümenin koşullarını yeniden ivmelendirebilecek araçların denetimini piyasanın anarşik gel gitlerine teslim etmekte, sermaye yatırımlarının ve istihdam yaratılmasının kaderini de finans dünyasının kaprislerine terk etmektedir. THY karışTı Başbakan araya girdi ÖZCAN YAŞAR VEFAT Güzide AKGÜÇ, Atıf AKGÜÇ’ün evladı; ARIKAN, GÜVEN, UZELLER, SARIOĞLU, KARADOĞAN ailelerinin değerli varlığı; Öztin AKGÜÇ, Gültin AKGÜÇ’ün kardeşi; Ayşe, Aslı, Süha ALICI’nın amcası; Belgin TARTAN’ın eniştesi; Lale AKGÜÇ’ün kayınbiraderi; Burak AKGÜÇ, İskender AKGÜÇ’ün babası; VEFAT 20052012 yılları arasında gazetemizin yönetim kurulu başkanlığı ve murahhas üyeliğini yapmış olan THY Yönetim Kurulu Başkanı Hamdi Topçu ile Genel Müdür Temel Kotil arasında yaşanan “istifa krizini” Başbakan Tayyip Erdoğan’ın araya girerek şimdilik önlediği öğrenildi. Alınan bilgiye göre Yönetim Kurulu Başkanı Hamdi Topçu, Genel Müdür Temel Kotil’in “kırmızı ruj” ve “grev” konusundaki açıklamaları üzerine hemen izne çıkmasını istedi. Bu gelişmeler üzerine seyahatini yarıda kesen Kotil, Londra’dan İstanbul’a döndü. Gerginliği bakanlardan öğrenen Erdoğan, İstanbul’da bulunduğu sırada, Topçu ve Kotil ile geçen pazar kriz zirvesi yaptı. Erdoğan, THY’nin en üst düzeydeki iki yöneticisine, bu durumun grev öncesi duruma olumsuz etki edeceğini dile getirdi. Bunun üzerine izin krizi çözüldü. Sezgin AKGÜÇ’ün sevgili eşi ERTİN AKGÜÇ’ü (19402013) Uğurluyoruz. Işıklar içinde yatsın. 16 Mayıs 2013 Perşembe (yarın) Cumhuriyet Gazetesi’nde (Merkez Bina Şişli) saat 12.00’de tören yapılacaktır. Şişli Camii öğle namazı Yeni Kilyos Mezarlığı ERTİN AKGÜÇ’ü (19402013) kaybettik. Üzüntümüz büyüktür. Çok genç yaşında başlayan profesyonel iş yaşamı ve yöneticilikteki engin bilgi birikimi ve deneyimiyle gazetemize önemli hizmetleri geçen değerli mesai arkadaşımızı 16 Mayıs 2013 Perşembe günü (yarın) saat 12.00’de gazetemizin Şişli’deki merkez binası önünde yapılacak bir törenle uğurlayacağız. Başta ailesi ve yakınları olmak üzere tüm dost ve tanıdıklarına başsağlığı dileriz. AİLESİ Çelenk gönderilmemesi rica olunur. Arzu edenler ÇYDD’ye bağış yapabilirler. C Gazetesi Çalışanları
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle