Katalog

9 NİSAN 2013 SALI CUMHURİYET SAYFA EKONOMİ [email protected] 13 Sanayi üretimi büyüme için umut vermedi TÜİK yine kafa karıştırdı TÜİK önce veriyi yüzde 4.4 artış Ekonomi Servisi olarak açıkladı. Ardından Reuters Mevsim ve takvim ethaber ajansı kaynaktan düzeltme kisinden arındırılmış sabaşlığıyla rakamın yüzde 1.6 nayi üretimi şubat ayınolduğunu duyurdu. TÜİK Başkanı da bir önceki aya göre Birol Aydemir, hatalı bir açıklama yüzde 1.5 artışla 115.5 yapmadıklarını, hatayı haber ajansının düzeyinde gerçekleşti. yaptığını savundu. Aydemir, mart Takvim etkisinden arınayında yaptıkları açıklamada bundan dırılmış endeks şubatta sonra sanayi üretim verilerini geçen yılın aynı ayına götakvim etkilerinden arındırılmış re yüzde 4.4 oranında arşekilde vereceklerini söylediklerini tışla 104.1’e yükseldi. Şusavunarak “Sanırım ilgili ajanslar batta, arındırılmamış sanabu açıklamaları unuttular” dedi. yi üretim endeksi ise geçen Aydemir, 12 yıla işgücü, yılın aynı ayına göre yüzde dış ticaret ve milli gelir gibi 1.6 oranında artışla 104.6 düverilerin de takvim etkisinden zeyinde gerçekleşti. arındırılarak verileceğini aktardı. Türkiye İstatistik Kurumu, TÜİK daha önce 3 Aralık’ta Şubat 2013, sanayi üretim enenflasyon verisini 17 dakika deksi verilerini açıkladı. Şubaterken açıklamış, Ekim ta takvim ve mevsim etkilerinden 2012 işsizlik verisini arındırılmamış sanayi üretim endekde SMS’le erken si (2010=100 temel yılı) bir önceki aya duyurmuştu. Barışa Silivri’den Dikilen Bariyerler... Ülkemizde barış içinde birlikte yaşama, Kürt sorununda çözüm sürecini Silivri’yle ilişkilendirmenin, sorunları birbirleriyle bağlantılandırıp kilitlemenin, günahı vebali iktidarlarının, içdış odaklı büyük stratejistleri, düşünce kuruluşlarının... Mustafa Kemal Atatürk, Cumhuriyet devrimleri, laiklik, ulus devlete, özü ile en çok da evrensel insan hakları, hukuk devleti düzeni, gerçek demokratik düzen işleyişine yönelik savaş ilanı boyutunda kampanyaların aralarındaki ilişkilendirme, zamanlama bağları hakkında önceleri en küçük bir fikrimiz, önyargımız yoktu... 1.2. Cumhuriyetçiler numaralandırılmasının dahi, ağırlıklı Sovyet eksenli soldan liberalizme kayanların yeni arayışları, özgür düşüncelerinin ürünü, bir tür emperyalizm karşıtlığından kaçış olduğunu düşünebilecek kadar saftık... Yeni emperyalizm, tek kutuplu dünya düzeninin çarklarının işleyişinde, daha doğrusu iki kutuplu dünyadaki diktatoryal yapıyla da olsa Marksizm uygulamalarının kırılması, Marksizm tehdidi altında kapitalizmin, emperyalizmin demokratikleşme, sosyal devlete geçişten vazgeçmeleriyle... İnsana, üretime aykırı, sanal, piyasalar düzeni içinde tekelleşme, büyümeyle, dünya ölçeğinde yaşanan büyük kırılma, sosyal damping sürecinde... Milyarlarla dünyalının kazanılmış haklarının hızla geriye püskürtülmesinde, insanların örgütlü, birlikte hak arama bilinçlerini kırma, birbirlerini boğazlatma refleksleri olarak ırkçılığın, dinciliğin bireyin özgürleşme mucizesi olarak pazarlanması öncelikle yoksul güney dünyası için kaçınılmaz bir sonuç oldu.., Dünyanın enerji yatakları üzerinde, ağırlıklı İslam dünyasının tümü ile diktatörlükler, birbirinden koparan çatışmacı şeriat yorumlarında, iç savaşlar bataklığından çıkamamaları, milyarlarla Müslümanın halleripürmelalleri kader olabilir miydi? Marksist diktatörük bile olsa, insandan yana paylaşımcılığı kırmayı var oluş aracı olarak gören emperyal kapitalizmin, komünizm karşısında ürettiği radikal İslami akımlar, tek kutuplu dünyaya geçişten sonra başa bela olduğunda, “İslami terör” olarak geri dönüşü, bedelleri tırmanınca, sistemden yana ılımlı İslam projelerinin üretilmesi de kaçınılmaz, anlaşılır bir sonuç... Günümüz yeni dünya düzeninde çıkar paylaşım savaşlarında dengeler öylesine karmaşık, çok boyutlu değişmekte ki... Masa başında dört dörtlük planlar ya uygulamaya sokulmadan ya da sokulur sokulmaz sonuçları ile dengeleri tersyüz ediveriyor... İslami terörü yuvasında kırmak için gerçekleştirilen işgaller sürecinden nasıl kaçılacağının tam hesabı yapılamadan askeri güçle savunulmaktan yüksek maliyetleri nedeniyle kaçınılmaz çoktan vazgeçilen Ortadoğu’nun güvenliğinde stratejik tek ortak İsrail’den sonra Kürtlerin de yetmeyeceği, Türkiye’nin yeni Osmanlıcı kimlikle ittifaka girmesi zorunlu görülüyorken de... HHH Dış odaklı çoğu masa başında kalan senaryolardan bıkkın, somut Türkiye gerçeklerini tartışmak, kaygıları paylaşma önceliğimize saygım sonsuz... Elbette gerçek barış, insan hakları, demokrasi, hukuk devleti düzeninin devamından yana arayışlarla yola çıkılmamış, önünüarkasını göremediğimiz çözüm sürecine yönelik kaygılarımız büyük... “kazan, kazan” sloganı, uzlaşma kriterlerinde din ve tek mezhep üzerinden kurulumuş bağın öne çıkarılıp Türkiye Cumhuriyeti çatısı altında, demokratik düzen, hukuk devleti koşullarında barış arayışlarının, Cumhuriyetin tüm değerleri baştan reddedilerek, sorun ilan edilerek söz konusu olmadığı ortaya konmuşken, ucu açık bırakılmış bir sürecin neresine güvenilebilir ki.. bile demeye elbet dilimiz varmıyor... Ama bu kadarı da olur mu? Cumhuriyetten günümüze en uzun süreli, yasamayürütmeyargı güçlerini avucunun içine almış, güçlü, nerede ise padişahlığı çağrıştıran İktidarlarının sorumluluğunda, hakhukuk duygularını böylesine ağır yaralayan, Türkiye Cumhuriyeti’nin varlığını, değerlerini tümden reddeden bir cepheleşme süreci yaşatılabilir mi? İktidarlarını birlikte paylaştıkları TSK’nin Genelkurmay başkanı içinde, üst görevden emekli görevde komutanlar, terör örgütü üyesi, darbeci suçlamaları ile müebette mahkum edilmek üzereler... PKK terör örgütü ile bile ilişkilendirilmiş, kanıtları kişiselleştirilmemiş suçlananlar ordusu içinde çok sayıda gazeteci, milletvekili, aydınla birlikte... Askeri darbelerle hesaplaşma gerekçesi ile Silvri’de dün yaşanılan, gelinen nokta arasında inandırıcı bir bağ kaldı mı?.. Ortadoğu hesaplarında kimileri yeni oluşumlarda; “Türkiye Cumhuriyeti’ne, Atatürk devrimleri, ulus devlet kimliği, laiklik projesi, toprak bütünlüğü, İslam dünyası içinde eksiği gediği ile tek demokratik model, uygarlık öngörüleri ile..” tarihe gömülmesinde uzlaşmış olabilirler mi? İslam dünyasının Türkiye’ye özenmesinin tek sihirli anahtarını onlar yok saymaya kalkışsalar da masa başı hesapları Türkiye’ye uyar mı? Özetle Silivri’de, iktidarlarının iradesi, sivil hukuk devleti düzeninin işletilmesinden yana somut adımlar atmadıkça, hepimizin gönlündeki Kürt açılımında barışın yolu çizilebilir mi? Sanayi üretimi şubatta yüzde 1.6 ile beklentilerin altında arttı. İlk 2 aydaki artış yüzde 1.9’da kaldı. Takvim etkisinden arındırılmış endeks şubatta geçen yılın aynı ayına göre yüzde 4.4 arttı. Ancak piyasa oyuncularının baz aldığı sanayi üretimi verisi yüzde 1.6 olarak açıklanan mevsimsellikten arındırılmamış rakam oldu. Ekonomistler ilk çeyrekte büyümenin zayıf kalacağını belirtiyor. mistler sanayi üretiminin yüzde 2.2 artmasını bekliyordu. Şubat verilerini The Wall Street Journal Türkiye’ye değerlendiren Burgan Yatırım Başekonomisti Haluk Bürümcekçi, sanayi üretiminin zayıf bir büyümeye işaret ettiğine dikkat çekti. “Veriler sanayi üretiminin şubat ayında bir önceki aya göre bir miktar iyileşme kaydettiğini gösterirken, büyüme hızında 2012’de kaydedilen yüzde 2.2’ye göre henüz önemli bir hızlanmaya işaret etmiyor” diyen Bürümcekçi, öncü göstergelerin zayıf seyrettiğini belirtti. Bürümcekçi, yıl sonu yüzde 4.5 olan büyüme tahminini koruduğunu ancak aşağı yönlü risklerin birikmekte olduğuna işaret etti. Arındırılmamış sanayi üretim endeksi sanayinin alt sektörleri incelendiğinde madencilik ve taşocakçılığı sektörü endeksi yüzde 5.3 düşüşle 88.5; imalat sanayi sektörü endeksi yüzde 3.8 artışla 105.8; elektrik, gaz, buhar ve iklimlendirme üretimi ve dağıtımı sektörü endeksi ise yüzde 8.4 düşüşle 104.2 düzeyinde gerçekleşti. Ana sanayi grupları sınıflamasına göre 2013 Şubat ayında arındırılmamış sanayi üretim endeksinde geçen yılın aynı ayına göre en yüksek artış yüzde 5.6 ile ara malı imalatında gerçekleşti. Ara malı imalatı endeksi 104.2 düzeyinde gerçekleşti. göre ise 2.2 oranında geriledi. Ekonoİspanya’da bu kez gençler hükümetin kemer sıkma politikalarını protesto etti. Bankalar, altın alırken mağdur ediyor Ekonomi Servisi Balıkesir Kuyumcular ve Sarraflar Derneği Başkanı İrfan Günsay, “Biz bankalara ‘altın işi yapmayın’ demiyoruz. Altın hesabı açabilirler. Sıkıntımız, bankaların, şubelerine terazi koyup altınları gramla tartarak alması. Altınların gerçek değeri verilmiyor. Düğünden sonra 50 çeyrek altını olan çift, kuyumcu yerine bankaya gittiğinde 200 lira zarar ediyor. Bilezikler ve gram hesap edildiğinde mağduriyet büyüyor” dedi. Günsay, bu nedenle oda ve dernekler olarak tüm kuyumcu dükkânlarına ‘Bankanıza altın hesabı açtırmadan önce takılarınızı getirip, doğru değer tespiti yaptırmanızı tavsiye ederiz’ şeklinde uyarı yazısı astıklarını söyledi. Portekiz yeniden kemer sıkacak Portekiz Anayasa Mahkemesi’nin geçen hafta 2013 bütçesinin kesintiler içeren dört maddesini iptal etmesinden sonra, Başbakan Pedro Coelho, iptal edilen kalemler yerine hızla yeni tasarruf tedbirlerinin devreye sokulacağını açıkladı. Coelho, sosyal güvenlik, sağlık ve eğitim sektörlerinde harcamaların düşürüleceğini söyledi. Avrupa işsizlikten kırılıyor Krizden kurtulmak için acı reçeteler uygulayan Avro bölgesinde işsiz sayısı şubatta 19 milyon 71 bine ulaştı. İşsizlik oranı yüzde 17.3’ü bulan Portekiz, yeni kesintiler yapmaya hazırlanıyor. Ekonomi Servisi Avrupa küresel ekonomik krizin yaralarını sarmak amacıyla acı reçeteler uygulamak zorunda kalırken bu reçeteler aynı zamanda işsiz sayısını da artırıyor. 17 ülkeden oluşan Avro bölgesinin işsizlik oranı bu yılın şubat ayında yeni bir rekor kırarak yüzde 12 seviyesine yükseldi. AA’nın Avrupa İstatistik Ofisi verilerinden yaptığı derlemeye göre, Avro bölgesindeki işsizler ordusunun sayısı hızla yükseliyor. Bölgenin, 2012’nin ilk çeyreğinde 17 milyon 800 bin olan işsiz sayısı, 2013 Şubat sonu itibarıyla 1 milyon 271 bin kişi artarak 19 milyon 71 bin oldu. Ekonomik gösterge ve tahminlere göre süreç içinde bu rakamlar daha da yükselecek. İşsizlik oranları Yunanistan’da yüzde 26.4, İspanya’da ise yüzde 26.3 olarak gerçekleşti. İspanya, aynı zamanda 2012 sonu itibarıyla sahip olduğu 6 milyona yakın işsizle, bölgenin işsizlik oranını yükselten ülkelerin de başında yer alıyor. Komşuda bankacılık endişesi Yunanistan’ın en büyük bankası NBG ve iştiraki Eurobank’ın hisseleri, iki bankanın birleşme planlarının askıya alınmasının ardından Yunan devletinin bankada hissedar olabileceğine dair endişelerle yüzde 30 değer kaybetti. Bankaların birleşmesi, ortaya çıkacak bankanın Yunan ekonomisine kıyasla çok büyük olması nedeniyle AB ve IMF tarafından endişeyle karşılanmıştı. VakıfBank’tan 59. yıl kredisi Ekonomi Servisi VakıfBank, 59. kuruluş yıldönümünü, müşterilerine sunduğu ‘Geleneksel Kuruluş Yıldönümü Kredisi’ ile kutluyor. Vakıfbank açıklamasına göre, her yıl olduğu gibi bu yıl da banka, müşterilerine 59. yıla özel, yüzde 0.59’dan başlayan ihtiyaç, yüzde 0.76’dan başlayan otomobil ve yüzde 0.74’ten başlayan konut kredisi imkânı sunuyor. VakıfBank, otomobil, konut ve diğer tüm ihtiyaçlar için heyecanla beklenen kuruluş yıldönümüne özel geleneksel kredileriyle, müşterilerinin mutluluğunu artırmayı amaçlıyor. Garanti engelleri aştı Garanti Bankası, Türkiye Bedensel Engelliler Spor Federasyonu (TBESF) ile sponsorluk anlaşması imzaladı. Anlaşma kapsamında Garanti; kadın, erkek, genç Tekerlekli Sandalye Basketbol Milli Takımları’nın ve Tekerlekli Sandalye Basketbol Ligleri’nin Ekim 2016’ya kadar sponsorluğunu üstlendi. Özen, son 1012 yılda spora aktardıkları kaynağın yaklaşık 70 milyon doları bulduğunu belirterek, “Engellilerin günlük yaşamda kolaylaştırmak amacıyla çalışmalarımız sürdürüyoruz. 2013 ve sonrasında her ilde en az bir engelli dostu şube olmasını planlıyoruz. Büyük illerde ise hedefimiz her ilçede en az bir engelli dostu şube” dedi. İslami bankacılık da yaparız Ekonomi Servisi Garanti Bankası Genel Müdürü Ergun Özen, katılım bankacılığında şu anda Ziraat Bankası ve Halkbank’a lisans verileceğini hatırlatarak “Biz diyoruz ki, bunun bütün özel sektör bankalarına açılması gerekir. Dünyada Citi de HSBC de İslami bankacılık yapıyor. Lisans verilmesi halinde biz de yaparız. Sonra bunu alırız, ayrı bir marka yaparız, mevcut banka altında yaparız, ona o zaman bakarız. Durum netleşsin, sonra değerlendiririz” dedi. Özen, Türk bankalarının bölgesel güç olması için hâlâ önünde fırsatların olduğunu, ancak global banka olma trenini kaçırdığını söyledi. Bölgesel olarak, Sberbank hariç Türk özel sektör bankalarının, Rusya, Ortadoğu, Balkanlar’da en büyük bankalar olduğunu ifade eden Özen, bu fırsatların daha fazla değerlendirilmesi gerektiğini belirtti. Yeni banknotlar piyasada n EDİRNE (AA) Merkez Bankası’nın hâkim rengini mor olarak değiştirdiği yeni 5 liralık banknotlar tedavüle çıktı. Merkez Bankası Edirne Şube Müdürlüğü’nden alınan bilgiye göre, renk benzerliği nedeniyle 50 lirayla karıştırılmasının önüne geçilmesi amaçlanan ve hâkim renk olarak mor rengin seçildiği 5 liralar bugün piyasada yerini aldı. Havacılıkta TürkRus işbirliği Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü, Rusya ile uçak seferlerinin artırılmasından bağlantılı uçuşlara, hava sahası kullanımından kod paylaşımına kadar detaylı bir anlaşmaya imza attı. İstanbul’dan Krasnodara’a 2, Ufa’ya 2, Kazan’a 4, Omsk’a 4 ilave frekans tahsis edildi. Turkcell Milli Piyango’ya talip Turkcell Üst Yöneticisi (CEO) Süreyya Ciliv, Bulgar mobil telefon operatörü Cosmote Bulgaria Mobile teklifini canlandırmayı ve Milli Piyango özelleştirmesi ile ilgilendiklerini söyledi. Ciliv, Bloomberg’e verdiği demeçte, Türkiye içinde fibere yatırımda fırsatlar olduğunu ve 23 yılın içinde LTE yatırımları olacağını belirtti. 6 kişiye 41’er bin lira n ANKARA (AA) On Numara’da 10 bilen 6 kişi 41 bin 282 TL 95’er kuruş kazandı. Numaraların 7, 11, 12, 14, 17, 20, 23, 27, 28, 32, 42, 43, 46, 48, 55, 58, 59, 62, 64, 67, 70, 74 olarak belirlendiği çekilişte 9 bilenler bin 475’er TL, 8 bilenler 874’şer TL, 7 bilenler 16’şar TL, 6 bilenler 2’şer TL ve hiç numara bilemeyenler 2 TL 40’ar kuruş alacak.