18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 11 NİSAN 2013 PERŞEMBE 8 GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK ? Baştarafı 1. Sayfada Bay Başbakan, terörün sona ermesini beklemeyen, istemeyen yok bu ülkede. Çözüm süreciyle ilgili muhalefet partilerinin açıklamalarını işinize geldiği gibi, değişik içerikte açıklayarak yine yalan söylüyorsunuz halka. Muhalefet partileri terör sorununun çözümüne değil; sizin kapalı kapılar arkasında İmralı ve Kandil’deki terör şefleriyle yaptığınız gizli kapaklı görüşmelerde, örgüte verdiğiniz, halktan gizlediğiniz, içeriğini bilemedikleri ödünlere karşı. Bu gerçeğe kısaca değindikten sonra gelelim tarih bilgiçliğinize. ??? İki muhalefet partisi üzerlerine düşen ulusal görevi layıkıyla yaparken, iddia ettiğiniz gibi onlar neden tarihin kara lekesi olacaklarmış? Tarihin; çağdaşlığa soyunan bu ülkeyi baştan aşağı tersine çevirdiğiniz, laik Cumhuriyeti hastası olduğunuz Osmanlı ile bütünleştirmeye azmettiğiniz için sizi kara bir leke olarak yazmayacağını nereden biliyorsunuz? Üstelik, sanki tarih bilgisiyle yoğrulan kafanız varmış gibi, muhaliflerinizi tarih bilmemekle suçlamanız da abesle iştigalinize canlı, ibretlik bir örnek. Türk diyemeyen, Türklükten ve Atatürk’ten nefret eden, Türk milleti yerine sürekli millet diyen, muhaliflerini tarih bilmemekle suçlayan; velakin kitap okumadığını, okuyanların anlattıklarıyla yetinip üzerlerinde konuştuğunu itiraf eden bu Başbakan aslında tarih cahili. Türk sözcüğünü yeni anayasadan kaldırma çabasında ama Türklerin tarihiyle ilgili ufacık bilgi birikiminden yoksun. ??? Bay Başbakan; mademki kitap okumak gibi uygar insanlara özgü nitelikten yoksunsunuz, o zaman hiç değilse Türklerin tarihiyle ilgili TV programlarını izleyiniz de cehaletinizi dışa vurmaktan uzak durmuş olasınız! Türklerle ilgili tarihsel cehaletinizi gidermek istiyorsanız eğer; örneğin NTV’de her hafta pazartesi günleri yayımlanan “Zaman Yolcusu” adındaki belgeseli ve yapımcısı Ahmet Yeşiltepe’nin Asya’da yaptığı araştırmalarla ilgili “Türklerin İzinde” programını izleyiniz hiç değilse. Yeşiltepe; millattan önce de, milattan sonra da Türklerin kurduğu devletleri; sosyal, ekonomik ve siyasal yaşamlarını, Asya’da gezdiği ülkelerde araştırıyor. Saptadığı gerçekleri kanıtlarıyla anlatıyor. ??? Olası bile değildir ama... RTE, “Zaman Yolcusu” veya benzeri belgeseli izlese, acaba: Türk’ün, Türk milletinin yüzyıllara dayanan örgüsünü ve bu örgüyü ayrıntılarıyla bilen Atatürk’ü ve onun, “Ne Mutlu Türk’üm” diye özetlediği yüzyıllardan bugünlere uzanan tarihsel gerçeği anlayabilir mi? Soruyu soru ile yanıtlayalım: Kendisinin Çeçen veya Çerkez, karısının Arap kökenli olmasıyla övünen bir Başbakan’dan Türk olduğunu söylemesi ve Türk milletini savunması beklenir mi?.. RTE’den her şey beklenir ama… ... işte bu; Türk olmak ve Türk milletini savunmak beklenemez! HABERLER Gülçin Çaylıgil, İlhan Selçuk’la mahkemelerde... (CUMHURİYET ARŞİVİ) Uğur Mumcu ve eski Milli Savunma Bakanı Ercan Vuralhan davası... Yiğit insanların avukatıydı Siyasi davaların simge ismi Gülçin Çaylıgil, 88 yaşında kalbine yenildi. Çaylıgil bugün Bodrum’da sonsuzluğa uğurlanıyor İstanbul Haber Servisi Gazetemizin ve yazarlarının uzun yıllar hukuk danışmanı, avukatı, düşünce suçu davalarının simge ismi, Deniz Subayları davası, Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının İstanbul’daki davaları, Aydınlık, DevYol, DİSK, Barış, THKPC davaları gibi çok sayıda davanın müdafi avukatı Gülçin Çaylıgil (88), Bodrum’daki evinde yaşamını yitirdi. Çaylıgil, bugün Muğla Barosu’nca düzenlenen törenin ardından Bodrum’da son yolculuğuna uğurlanacak. İstanbul Barosu’nca yapılan değerlendirmede, “Zor dönemlerin ve yiğit adamların avukatlığını yapan Çaylıgil’in mücadele dolu yaşamı yolumuzu aydınlatacaktır” denildi. Çaylıgil’in cenazesi, Bodrum Devlet Hastanesi Morgu’na kaldırıldı. Çaylıgil için bugün Muğla Barosu saat 15.00’te Muğla Adliyesi önünde tören düzenleyecek. Törenin ardından Çaylıgil için Bodrum Belediye Meydanı’ndaki Adliye Camisi’nde ikindi vakti cenaze töreni yapılacak. Çaylıgil, törenin ardından Gümbet Karaburgaz Mezarlığı’nda toprağa verilecek. ? İstanbul’da 1925 yılında doğan, 1950 yılında İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden mezun olan Gülçin Çaylıgil, meslek hayatına 1952 yılında başladı. Bodrum ilçesi Eski Çeşme mahallesindeki evinde yaşamını sürdüren zor dönemlerin avukatı Çaylıgil, dün sabah saatlerinde kalp krizi sonucu yaşamını yitirdi. Kim ne dedi? rosu Başkanı Turgut Kazan da Çaylıgil’in 12 Eylül darbesinden sonra özellikle Barış Derneği davasında, Çaylıgil’in “inanılmaz bir savunma” görevi üstlendiğini vurgulayarak “Böyle bir meslektaşımı kaybettiğim için büyük bir acı duyuyorum” dedi. Kazan: Büyük acı Eski İstanbul Ba Devletin koruduğu Yasemin Manav, konukevinde çalışırken sanayide gece vardiyasına verildi Gürkan: Yeri doldurulamaz Muğla Barosu Başkanı avukat Musfata İlker Gürkan da Çaylıgil’in bütün hayatının siyasi davalarda mücadele etmekle geçtiğini anımsatarak “Büyük bir üzüntü içindeyiz. Son röportajında ‘kaybolmuş davaların’ avukatlığını yürüttük diye bir söz söylemişti. Avukatlar bugün de böylesi davalara giriyorlar. Yeri doldurulmayacak büyük bir insandı” diye konuştu. temiz yazarı Ali Sirmen, “Bütün ömrünü hukuku ve hukuk devletini savunmak için harcadı. 12 Mart ve 12 Eylül’ün bütün siyasi davalarında vardı. Büyük bir hukukçu ve müstesna bir insandı. Onu çok arayacağız” dedi. Yasemin Mücadelelerle dolu yaşam İstanbul Barosu’ndan yapılan yazılı açıklamada, 3701 sicil numaralı üyeleri Çaylıgil’in, Türkiye Barolar Birliği (TBB) Delegeliği ve Staj Eğitim Merkezi Yürütme Kurulu Üyeliği görevlerinde de bulunduğu belirtilerek şöyle denildi: “Mücadelelerle dolu geçen yaşamı emek, barış, düşünce özgürlüğü davaları ile özdeşleşen Gülçin Çaylıgil, düşünce özgürlüğünün ağır darbeler aldığı 12 Mart ve 12 Eylül dönemlerinde açılan birçok davanın savunmanlığını yapmıştır. Harun Karadeniz, Adnan Benk, Orhan Apaydın, Doğan Avcıoğlu, Çetin Altan, Vedat Günyol, Server Tanilli, Can Yücel, İlhan Selçuk, İlhami Soysal, Alp Kuran, Uğur Mumcu, Ali Sirmen, Erdal Atabek, Yalçın Küçük ve Ahmet Altan’ın da avukatlığını üstlenmiştir. Geride onurlu bir yaşam ve örnek alınacak bir meslek anıtı bırakan, zor dönemlerin ve yiğit adamların avukatlığını yapan Çaylıgil’in mücadele dolu yaşamı yolumuzu aydınlatacaktır.” “Çağdaş hukukçuların yüz akı ve devrimci avukatlığın 60 yıllık hafızası artık bizimle değil” değerlendirmesini yapan Çağdaş Hukukçular Derneği’nin (ÇHD) açıklamasında da şu görüşlere yer verildi: “Gülçin Çaylıgil, ‘İsyankâr olun, muhalif olun. Kuzu kuzu oturmayın’ derdi stajyerlerine ve kendisinin de müdürlük yaptığı staj eğitim merkezinde ders verdiği yeni avukatlara. 12 Mart ve 12 Eylül faşist darbelerine karşı hep başı dik ve haklının yanında oldu. 12 Eylül’den sonra açılan davalara yine korkusuzca katıldı. Meşru olan cuntacılar değil halktı, devrimcilerdi, bunun bilincinde hareket etti. Cuntacıların talimatıyla açılan davaların cuntacıların emriyle karara bağlanacağını bildiği halde o savunmanlık koltuğunda adalet mücadelesi verdi. Son zamanlarına kadar adalet mücadelesini hep sürdürdü. O hep kendini devrimci olarak gördü ve öyle son nefesini verdi.” Sirmen: Onu arayacağız Gaze Eski Ergenekon savcısına ceza ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) 2009’da Ergenekon soruşturmasına atanan ve 2011 yaz kararnamesi ile özel yetkileri alınan İstanbul Cumhuriyet Savcısı Kasım İlimoğlu’na “görevi savsama” suçundan verilen 3 ay 3 gün hapis cezası onandı. İlimoğlu, Bakırköy Cumhuriyet Savcısı olarak görev yaptığı dönemde 2009’daki denetim sırasında kendisine verilen 541 adet değişik suç türlerine ilişkin soruşturma evrakını 4 aydan 1 yıl 3 ay 8 güne varan sürelerle işlemsiz bırakmakla suçlanıyordu. Yargıtay, 1 ay 16 gün süreyle kamu görevinden yoksun bırakma cezası da verilen savcı İlimoğlu’nun temyiz istemini görüştü. Kurul, İlimoğlu’nun temyiz talebini reddetti ve cezasını onadı. İlimoğlu, günlüğü 20 liradan 1860 lira adli para cezasına çevrilen bu cezasını birer ay arayla on eşit taksitte ödeyecek. sürgünü ALİCAN ULUDAĞ Kadına konser ‘İsyankâr olun, muhalif olun’ İçeride bilim dışarıda gözaltı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün Çankaya Köşkü’nde basına kapalı gerçekleştirdiği yemeğe, YÖK Başkanı Prof. Dr. Gökhan Çetinsaya, TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Yücel Altunbaşak, Türkiye Bilimler Akademisi (TÜBA) Başkanı Prof. Dr. Ahmet Cevat Acar, Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Başkanı Prof. Dr. Derya Örs ile gazeteciler İsmet Berkan ve Hasan Bülent Kahraman katıldı. Gül, yemekte konuklarıyla teknoloji üretmenin önemi ve yöntemleri üzerinde durdu. İçeride bunlar olurken YÖK’ün kaldırılmasını isteyen GençDer üyesi üniversite öğrencileri Köşk’e doğru yürümek isterken çevik kuvvetin müdahalesiyle karşılaştı. Müdahalede 10 öğrenci gözaltına aldı. Erdal Atabek de görüşlerini, “Gülçin Çaylıgil adaletin yılmaz bir savunucusu ve adaletin kalesidir. Kalesiydi demiyorum çünkü etkisi geçici değil kalıcıdır. Kanımca, Çaylıgil, yaptıkları kadar yaşamıyla da bütün hukukçulara örnek olacak niteliktedir. Bugünkü koşullar bu kaybın ne kadar büyük olduğunu bize daha iyi anlatıyor” sözleriyle dile getirdi. Atabek: Örnek bir yaşam Gazetemiz yazarı ANKARA Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’na bağlı Ankara 2. Kadın Konukevi Müdürlüğü’nde özel güvenlik görevlisi olarak çalışan Yasemin Manav, (31) şiddet mağduru kadınları Halkevleri’nin 81. yıl konserine götürünce başına gelmeyen kalmadı. Kurum müdürünün isteği üzerine Manav, bağlı olduğu özel güvenlik firması tarafından Kuruçayırlı Sanayi Sitesi’nde gece vardiyasına verildi. Kurum, gerekçesini ise “davranış bozukluğu” olarak açıkladı. Olayın daha ilginç yanı ise Yasemin Manav’ın da eşinden şiddet gördüğü için boşanmış olmasıydı. Manav, Bakan Fatma Şahin’den yardım isterken “Zoruma giden tek başına ayakta durmaya çalışan, mücadele eden bir kadının önünün kesilmesi” dedi. Çaylıgil, Berin Nadi’yle.. 6 yıl önce eşinden şiddet gördüğü için boşanan Manav, 10 yaşındaki çocuğu ile hayat mücadelesi veriyor. Manav, Halkevleri’nin 81. yıldönümü kutlamaları kapsamında konser düzenleyeceğini öğrendi. Konsere Zuhal Olcay, Onur Akın gibi ünlü sanatçılar katılıyordu. Manav, bir kadın güvenlik görevlisi ile kurumun kadın olan müdüründen izin alarak, 4 mağdur kadın ile bunların çocuklarını 23 Mart’ta Ankara Arena Spor Salonu’ndaki konsere götürdü. Konserden iki gün sonra tavrı değişen kurum müdürü, yanına çağırdığı kadınlara, “Konser nasıldı? Orada AKP aleyhine sloganlar atıldı mı” diye sordu. Konsere gitmekten mutlu olduklarını vurgulayan kadınlar, bazı grupların AKP aleyhine sloganlar attığını belirtti. Bunun üzerine kurum müdürü, Manav’ı ve isminin açıklanmasını istemeyen diğer güvenlik görevlisini yanına çağırarak görev yerlerinin değiştirileceğini aktardı. İddiaya göre kurum müdürü, nedeninin sorulması üzerine “Kendimi düşünmek zorundayım” demekle yetindi. Manav ve arkadaşının çalıştığı güvenlik şirketine yazı gönderen kurum müdürü, iki kadının görev yerlerinin değiştirilmesini istedi. Hayat savaşı veriyor
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle