18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 11 NİSAN 2013 PERŞEMBE 14 IMPAC Dublin Edebiyat Ödülü’nün adayları belirleniyor KÜLTÜR Kültür Servisi Uluslararası IMPAC Dublin Edebiyat Ödülü’nün aday listesinde, gerçeküstü bir aşk öyküsünün anlatıldığı “1Q84” adlı yapıtıyla Haruki Murakami ve “ünlü romancı Michel Houellebecq”in kurmaca bir karakter olarak sunulduğu “Harita ve Topraklar” adlı romanıyla Michel Houellebecq önde gidiyor. Dublin Belediyesi ile IMPAC şirketinin ortaklaşa düzenlediği 100 bin Avro’luk ödülün adayları yıl boyunca dünyanın önde gelen halk kütüphaneleri tarafından belirleniu Orhan yor. 10 kişilik aday listesiPamuk’un nin kesinleşmesinden son2003’te ‘Benim ra ödülün kime verileceği, Adım Kırmızı’ aralarında Kamila Shamadlı romanıyla sie ve Patrick McCabe gibi romancıların da bulunkazandığı 100 bin duğu seçici kurul tarafınAvro’luk ödülün dan belirlenecek ve sonuç 6 adayları arasında Haziran’da açıklanacak. Bu Haruki Murakami yılın aday romanları arasında çeviri kitapların eskiye ve Michel oranla fazla olduğu belirtiliHouellebecq yor. Ödül bir çeviri romana başa baş verilirse, 100 bin Avro’luk gidiyor. ödül tutarının 75 bin Avro’sunu yazar, 25 bin avrosunu da çevirmen alıyor. Houellebecq’in daha önce bir kez kazandığı IMPAC Dublin’e değer görülmüş yazarlar arasında Orhan Pamuk ve Herta Müller gibi Nobel’li yazarlar da bulunuyor. Murakami ve Houellebecq önde Endişenin çeşitli halleri Onur Ünlü’nün yeni filmi ‘Sen Aydınlatırsın Geceyi’ İstanbul Film Festivali’nde AYŞEGÜL ÖZBEK u Onur Ünlü, Em eylemine polis sa ek Sineması ldırıs “Paf diye su patl ını anlatırken ad Sonra biber gazı ı üstümüzde. . Sonra, polisten niye kaçıyorum ki diye dü Durdum orada” şündüm. diyor. SEVGİ GÖNÜL TİYATRO GÜNLERİ BAŞLIYOR Mado’dan videolu açıklama Kültür Servisi Emek Sineması protestoları sırasında protestoculara su vermediği ve yardım etmediği iddia edilen ve internet sitesi RedHack tarafından iki kez hacklenen Mado, konuyla ilgili videolu bir açıklama yaptı. Açıklamada, “Olay esnasındaki kamera kayıtları incelendiğinde yaşanan yoğun ve gerilimli kargaşanın içinde insani vazifelerini ön planda tutarak bina içerisinde bulunan ve şubemize sığınan vatandaşlarımıza su, kolonyalı mendil, limon servis edildiği net bir şekilde görülmektedir” denildi. Çoğu sinemacı için malum gün. Emek sineması eylemi. Tam polisin saldırıya başladığı anlarda, tazyikli su, biber gazı havada uçuşurken herkes kendini korumanın derdindeyken kalabalığın içinden biri yapışıyor Onur Ünlü’nün koluna: “Abi biliyorum hiç sırası değil ama, Mimar Sinan Üniversitesi’ne söyleşiye gelir misin?” Tam da Onur Ünlü sahnesi gibi... Olayların ertesi gününde İstanbul Film Festivali’nin ulusal yarışma bölümde yer alan yeni filmi “Sen Aydınlatırsın Geceyi”yi konuşmak için buluştuğumuzda sinirler hâlâ gergindi: “En son ana kadar durdum orada. Uğur Abi (Vardan), Cengiz (Bozkurt), Serkan (Keskin) oradaydık... ‘Paf’ diye su patladı üstümüzde. Sonra biber gazı. Sonra düşündüm bir an, polisten niye kaçıyorum ki. Durdum orada. Neden bu hale düşürülüyorsunuz ki, koca koca insanlarız.” Sinemanın yukarı taşınmasına herkes gibi o da bir anlam veremiyor belli ki. “O binayı satarsın, alan alır. Ama sen adamsan böyle bir sinema var, orayı ayrı tutar projeyi de ona göre yaparsın. Orayı korursun. Devlet bunu da yapmayacaksa ne yapacak? Eylemde olan herkes bir sürü riskler alarak bu işi yapan insanlar. Gazeteci, sinemacı... Bir insana sinirlenirsin ama saygından dolayı laf söylemezsin; Erden Kıral’a gaz sıkılır mı ya!” Cevat Çapan’ın Shakespeare’in sonelerinden derlediği kitabının is ‘Filmi kendimiz dağıtacağız’ Ana dağıtıma girmeyecek film. İsteyenlere ortak imkânları kullanarak ulaştıracağız. Türkiye’nin dört bir tarafına, kültür merkezleri, üniversiteler... Talepler de gelmeye başladı. [email protected]’e mail atabilir filmi almak isteyenler. Ücretsiz olmayacak ama o memlekette ne kadara satılıyorsa biletler o kadara satılacak. Biz de bir biletten ne kadar alınıyorsa o kadar alacağız. Ortalama bir şey. Esas benim istediğim, bizi bir sinema klübü çağırsın satsın biletleri, bize bizim payımız, kendi payıyla da oraya kamera, film alsın. Bizim filmimiz siyah beyaz, bu tür filmlere arthouse diyerek üzerlerini çiziyorlar. Biz de bu şekilde daha fazla insana ulaşabileceğimizi düşünüyoruz. Semaver Kumpanya’ya perde aldık, ses sistemi kurduk. İlk orada göstereceğiz. İSTANBUL FİLM FESTİVALİ’NDE BUGÜN mi “Sen Aydınlatırsın Geceyi”. Yıllar önce Adam Yayınları’nın bastığı kitabı gördüğünden beri hep çok güzel film ismi olur diye düşünmüş. Bir önceki filmi “Celal Tan ve Ailesinin Aşırı Acıklı Hikâyesi” de Shakespeare’in “İnsan insandır” sözüyle açılıyordu. “Shakespeare’i kim sevmez. Onu sevmezsek kimi seveceğiz şu hayatta?” Birtakım sıra dışı özellikleri olan insanların gündelik ve olağan sıkıntılarını, endişelerini anlatıyor film. Bu film de Euripides’in “İnsan endişeden yaratılmıştır” sözüyle açılıyor. İnsanların süper güçleri olsa bile özünün aynı kalacağını söylüyor. Ona göre film süper kahraman filmi değil. Zaten fantastik sinemayla da çok ilgilenmediğini söylüyor: “En son Mandrake ve Kızıl Maske’de kaldım. Karakterlerin birtakım olağanüstü özellikleri var. Benim derdim başka. İnsanın durduğu yerden emin olamamasının yarattığı sıkıntıyla ilgili. Ki bu temel sıkıntıdır. Hepimizin içi içini yer sürekli olarak. Her an endişe içindeyizdir. O endişenin çeşitli hallerini gösteren bir film yapmaya çalıştım.” Filmleri bir yana, ana akım işi televizyon dizisi “Leyla ile Mecnun”dan da belli, Ünlü’nün derdi hikâyeden çok karakterle. Filmdeki karakterlerin çoğu da “Leyla ile Mecnun”daki oyuncular. Ali Atay, Cengiz Bozkurt, Ahmet Mümtaz Taylan... “Aslolan karakterdir. Hikâye kolaydır. Karakterler hikâyeyi kendi kendine yaratır. Karakterler birbirine değdikçe çatışma çıkar, o çatışma da hikâyeyi doğurur zaten. Doğalında gelişir. Tıpkı hayatta olduğu gibi.” (“Sen Aydınlatırsın Geceyi” yarın saat 21.30’da Atlas Sineması’nda gösterilecek.) Sevilen oyunlardan bir seçki Kültür Servisi Koç Üniversitesi Tiyatro Kulübü tarafından bu yıl 1526 Nisan tarihleri arasında 12’ncisi gerçekleştirilecek Sevgi Gönül Tiyatro Günleri, üniversite toplulukları ile profesyonel tiyatroların yıl boyunca severek izlenen oyunlarından oluşan bir seçki sunuyor. 12. Sevgi Gönül Tiyatro Günleri’nde, Anton Çehov’un “Vişne Bahçesi”nden “Sevgili Doktor”una, Engin Hepileri ve Nergis Öztürk’ün yer aldığı “Oda ve Adam”dan Haldun Taner’in ünlü eseri “Keşanlı Ali Destanı”na kadar çok sayıda oyun, tiyatroseverlerle buluşacak. Koç Üniversitesi Gönüllüleri’nin çocuk oyunuyla katkıda bulunacağı festival, Koç Üniversitesi Sevgi Gönül Kültür Merkezi’nde toplam 10 oyuna ev sahipliği yapacak. KAMİL KÜLTÜR MASARACI l ÇİZİK ‘Sanatçı ve Modeli’ güzelliği arıyor Festival kapsamında bugün de önemli filmler sinemaseverlerle buluşuyor. Yeni Türkiye Sineması Bölümü’nden Dilek Keser ve Ulaş Güneş Kaçargil’in yönetmenliğini üstlendiği “Evdeki Yabancılar” perşembe günü saat 11.00’de yönetmenlerin katılımıyla Beyoğlu Sineması’nda gösterilecek. Yazar Friedrich Gorenstein’ın bir öyküsünün anlatıldığı “Kuleli Ev”in senaristi ve yönetmeni Eva Neymann. Film saat 16.00’da Atlas Sineması’nda seyirciyle buluşa cak. Belgeseller bölümünde gösterilecek olan yönetmenliğini Kemal Emir’in yaptığı “Zemo” Emir’in de katılımıyla saat 16.00’da Pera Müzesi Salonu’nda. Dünya Festivalleri’nde yer alan “Sanatçı ve Modeli” adlı film saat 16.00’da City’s 2’de gösterilecek. Yönetmenliğini Fernando Trueba’nın, senaristliğini ise JeanClaude Carrière’nin yaptığı film, yaşamı ve ölümü, gençliği ve yaşlılığı, dehşet zamanlarında insanın karşısına çıkan güzelliği arıyor. ESTÉE LAUDER’IN VÂRİSİ, KÜBİZM KOLEKSİYONUNU METROPOLİTAN’A BAĞIŞLADI Picasso’nun yapıtı “İstiridye Kabuğu” (1912). u 80 yaşındaki Leonard A. Lauder’ın Metropolitan Sanat Müzesi’ne bağışladığı yapıtlar arasında 33 Picasso, 17 Braque, 14’er Gris ve Léger bulunuyor. 1 milyar dolarlık bağış dan dönüştürücü bir önem taşıdığı vurgulandı. 80 yaşındaki Lauder, koleksiyonundaki yapıtların dünyanın en büyük müzelerinden biri olan Metropolitan’da herkesçe görülmesini ve incelenmesini istediğini belirterek “Metropolitan’ın modern sanat koleksiyonu, Modern Sanat Müzesi, Guggenheim Müzesi ve Whitney Müzesi’ndekilerle birlikte, New York’un dünyanın sanat başkenti konumunu güçlendirdiriyor” dedi. Lauder’ın Metropolitan’a bağışladığı tablolar arasında Picasso’nun “İstiridye Kabuğu” (1912) ve “Koltukta Oturan Kadın (Eva)” (1913), Braque’ın “Estaque’ta Ağaçlar” (1908) ve “Keman” (1912) adlı yapıtları gibi kübizm açısından büyük önem taşıyan başyapıtlar bulunuyor. Lauder’ın bağışladığı koleksiyon, Metropolitan Sanat Müzesi’nde 2014 sonbaharında açılacak bir sergiyle sanatseverlere sunulacak. Sanat koleksiyonculuğuna Art Deco kartpostallar satın alarak başlayan Leonard A. Lauder, daha sonra kübist yapıtlara yönelmişti. Kültür Servisi Dünyanın önde gelen kozmetik şirketlerinden Estée Lauder’ın vârislerinden, eski yönetim kurulu başkanı Leonard A. Lauder, koleksiyonundaki 78 kübist yapıtı Metropolitan Sanat Müzesi’ne bağışladı. Pablo Picasso’nun 33, Georges Braque’ın 17, Juan Gris ve Fernand Léger’nin 14’er yapıtının bulunduğu koleksiyonun, dünyanın en önemli kübist koleksiyonlarından biri kabul edildiği ve değerinin 1 milyar dolardan fazla olduğu belirtildi. Metropolitan Sanat Müzesi’nden yapılan açıklamada, Lauder’ın koleksiyonunun 20. yüzyılın en önemli sanat akımlarından biri olan kübizmin gelişimini gözler önüne sermesi bakımından benzersiz olduğu ve bu bağışın müze açısın
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle