Katalog

28 MART 2013 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA HABERLER 3 27 Şubat’ta iptal edilmesine karşın yasağın uygulandığı ortaya çıktı İçki yasağında ısrar HÂKİME İKİNCİ SUÇLAMA HURİYE MAZİ Obama’nın Sesini Özlemiş... “Sesinizi özlemişim...” “Oh İrdoğan...” “Benim ben...” “Hov ar yuuuu...” “Sizi sormalı...” “????????” ? (Şu son ?’li satır, bizimki İngilizce anlamadığı için, kafasından geçenler...) ? Ben hiç böyle diplomasi görmedim... Bir devlet adamı, bir başka ülkenin devlet adamı (İsrail) ile konuşurken “Barack Obama oradaymış, ver bi de onu duyayım, sesini nasıl da özlemişim” derse... Ancak elçilikte ambar memuru yaparlar adamı... ? O ses mühim... Mesela şu sırada kazara çavuşun tüfeği patlayıp da bir teröriste değse var ya... Çavuş “Analar ağlamasın”ı engellemekten gitti... Çünkü devlet adamı bu kez terör örgütüne “güvenli çıkış” arıyor... Yeryüzünde teröristinin güvenliğini düşünen ilk devlet... Özlediği sesin söylediği bu çünkü... ? Düne kadar askerlerin savaştığı teröristlerin yanlarına yakın koruma birer komando verilse yeridir... Önde de general yürür... Mayın varsa o uçsun... Daha iki hafta önce “teröristleri yakalayıp teslim etmiyorsunuz bize” diye Batı ülkelerine kızan devlet adamı, teröristlerin selametle çıkışı için önlem alıyor... Özlediği sesin talimatıdır... ? Neler oluyor derseniz... Hiçbirisi rastlantı değil, büyük projenin “sürecidir” olanlar: 2002’de sıfıra inmiş terörün sistemli ve düzenli tırmanışı... Kuzey Irak’tan sonra Suriye’de de Kürt bölgesinin çizilmesi... BDP’li milletvekillerinin dokunulmazlığının kaldırılmasından ve idamın tekrar gelmesinden söz eden Başbakan’ın bir anda çark ederek BDP ile kucaklaşması... Arkasından... “Terör örgütü ile pazarlık eden şerefsizdir” diyen ağızların, bu kez pazarlığa kızanlara “şerefiz” demeleri... Eşzamanlı televizyonlarda beyin yıkama yayınları... Bir anda terörden kurtulmanın yol haritasını terörist başından bekleyen bir Türkiye... Nasıl olduysa teröristleri gördükleri yerde yaylım ateşi açan askere, teröristlerin can güvenliğini sağlama görevinin düşmesi... Kürtlere devlet kuran “ses” artık ne derse... ? Sesini özlemiş... Sanki Zeki Müren bu?.. Cinayetten önce kadın kaçırmış ALİCAN ULUDAĞ ANKARA Keçiören’de bankacı Mustafa Hastürk’ü öldürdüğü iddiasıyla aranan Yargıtay Tetkik Hâkimi Serhat T’nin adının, cinayetten 5 gün önce bir iş kadınının kaçırılarak 2 milyon TL fidye istenmesi olayına karıştığı ortaya çıktı. Polisin savcılıktan teknik takip izni istediği ancak alamadığı öğrenildi. İzin çıkmadığı için polis takibinden kurtulan Serhat T, 5 gün sonra bankacıyı öldürdü. Cumhuriyet’in ulaştığı bilgilere göre, hâkim Serhat T, cezaevinden denetimli serbestlikle çıkan 4 mahkumdan, adı açıklanmayan bir iş kadınını kaçırmasını istedi. İddiaya göre mahkumları “İnfazlarını yakarım” diyerek tehdit eden Serhat T, hazırladığı sahte gözaltı kararını imzalayıp şüphelilere verdi. Bunun üzerine 4 şüpheli, Serhat T’nin aracına sahte plaka takarak kadını kaçırdı ve karşılığında 2 milyon lira fidye istedi. Kadının sevgilisinin şikâyeti üzerine polis, iş kadınını kurtardı. 3 zanlı kaçmayı başarırken, Haydar E. yakalandı. Haydar E, polise verdiği ifadede kendilerini Serhat T’nin azmettirdiğini belirterek söz konusu olayın bu ayrıntılarını anlattı. Serhat T’nin kadını kaçırıp fidye istemesinin sebebinin, bankaya yüklü miktarda kredi borcunun olması olduğu iddia edildi. Haydar E’nin ifadeleri üzerine polis, savcılıktan şüpheli hâkim hakkında teknik takip ve soruşturma izni istedi. Ancak savcılık bunu kabul etmeyerek hâkimin dosyasının ayrılarak kendisine gönderilmesi talimatını verdi. Bu nedenle polis, hâkim hakkında herhangi bir işlem yapamadı. Bu olaydan 5 gün sonra da bankacı cinayeti yaşandı. Hatta hâkimin cinayetten iki gün sonra Ankara’da bir otelde kaldığını tespit eden polis, soruşturma izni verilmemesi nedeniyle gözaltı yapamadı. Öte yandan yazılı bir açıklama yapan HSYK, Serhat T. hakkında kendilerinden soruşturma izni istendiği haberlerini yalanladı. Kurul, bu suçlardan izin istenmesine gerek olmadığını, doğrudan soruşturma yapılabileceğini kaydetti. Savcılıktan kurula dün gönderilen yazı üzerine de HSYK, hâkim hakkında disiplin soruşturması başlattı. AFYONKARAHİSAR Vali İrfan Balkanlıoğlu imzasıyla geçen yıl nisan ayında yayımlanan ve kent sınırları içerisindeki açık alanlarda her türlü alkollü içki tüketilmesini yasaklayan genelgenin Afyonkarahisar İdari Mahkemesi’nce 27 Şubat’ta iptal edildiği ortaya çıktı. Ancak Vali Balkanlıoğlu, “Milletin rahatsız edilmesine müsamaha isteniyorsa buna yine izin vermeyeceğiz” dedi. Balkanlıoğlu, “Mevcut mevzuatın dışında yeni bir yasak getirmedik, ancak bu da iptal edilmişse Bölge İdare Mahkemesi ‘yanlış anlamıştır’ manasına geliyor. Parklarda, bahçelerde, meydanlarda alkol alan, belli bir alkol sınırını aştıktan sonra insanları rahatsız etmek, rezalet çıkarmak, serbest mi? Bizim yasakladığımız budur” dedi. Vali Balkanlıoğlu imzasıyla yayımlanan genelgenin yürürlüğünün durdurulması için bir yurttaş Düzen adına Afyon valisinden sonra dün Isparta Valisi Memduh Oğuz da gazetecilere yaptığı açıklamada, açık alanlarda alkollü içki tüketilmesine izin verilmemesi yönündeki kararı kamu düzenini sağlamak adına aldıklarını belirtti. DHA’nın haberine göre, Oğuz, “Türkiye’de son derece özgürlükçü bir ortam var” dedi. Oybirliği ile iptal edildi tarafından İdare Mahkemesi’nde dava açılmıştı. Oybirliği ile valiliğin genelgesini iptal eden mahkeme, kararda şu ifadelere yer verdi: “Afyonkarahisar merkez ilçede açıkta içki içilmesinin yasaklanmasına ilişkin idari kararın yasa ile koruma altına alınmamış ve herhangi bir yasaklama öngörülmemiş, pek çok alana ilişkin bir düzenleme olması sebebiyle anayasamızın 13. mad desinde benimsenen yasallık ilkesine aykırı olduğu, aynı maddede yasaklanan kişi hak ve özgürlüklerinin özüne müdahale niteliğinde olduğu, belirtilen yasak konusunun mevzuatta suç teşkil etmediği halde idari karar ile Kabahatler Kanunu kapsamında müeyyide getirildiğinden tüm bu yönleri ile anılan bu düzenlemenin yasal dayanaktan yoksun olduğu sonucuna varılmıştır.” kurşun yağdırdı İstanbul Haber Servisi Beşiktaş Etiler Nispetiye Caddesi Akmerkez önünde önceki gün meydana gelen olayda, kimliği belirlenemeyen bir kişi, Nispetiye Caddesi girişinde otomobiliyle ilerleyen Erhan Hastürk’e (33) tabanca ile ateş etti. Uyuşturucu madde bulundurmaktan suç kaydının olduğu belirtilen Hastürk, aracıyla kaçmaya başladı. Otomobille Hastürk’ün aracını takip eden şüpheli Akmerkez önünde trafiğin yoğun olmasından yararlanarak Hastürk’ün bulunduğu otomobile 5 el ateş açtı. Erhan Hastürk yaşamını yitirdi. Etiler’de Darüşşafakalılardan ziyaret Darüşşafaka İlköğretim Okulu 678. sınıflarında okuyan Gazetecilik Kulübü öğrencileri gazetemizi önceki gün ziyaret ederek bir gazetenin nasıl hazırlandığını yerinde gördü. Cumhuriyet’in Şişli’deki merkez binasına rehber öğretmenleri ile birlikte gelen öğrenciler, ilk önce gazetemiz Genel Yayın Yönetmeni İbrahim Yıldız ile görüştü. Gazetenin tarihine ilişkin Yıldız’dan bilgi alan öğrenciler daha sonra gazetemizin servislerini gezerek haberlerin nasıl toplandığına, sayfaların nasıl çizildiğine yönelik sorular yöneltti. Öğrenciler, akşam toplantısında yazıişleri müdürleri ile birlikte gazetenin hazırlanma sürecine de katıldı. ÖRNEK KARAR Yanlış iki ameliyata 2 milyon TL tazminat VAN (AA) Doğuştan kambur Ağrılı Nurcan Fırat (18) ile Erzurumlu Ramazan Kılıç (19), 2005’te Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde ameliyat edildi. Fırat ve Kılıç’ın ameliyatlarda felç olarak yatağa mahkum kalmaları üzerine, Tıp Fakültesi aleyhine 2007’de Erzurum 1. İdare Mahkemesi’nde her iki hasta için tazminat davası açıldı. Bilirkişi raporlarını göz önünde bulunduran mahkeme, üniversiteyi her iki hasta için toplam 2 milyon 200 bin lira maddi ve manevi tazminat ödemeye mahkum etti. Kararın temyiz edilmesi üzerine dosyayı görüşen Danıştay 10. Dairesi, yerel mahkemenin kararını onadı. Fırat ve Kılıç’ın avukatı Mustafa Aladağ, Danıştay’ın, hukuk dünyası açısından anlamlı bir karara imza attığını belirterek tazminatın iki hastanın tedavisi için harcanacağını belirtti. Fotoğraf: SERKAN YILDIZ