10 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA 8 HABERLER CÜNEYT ARCAYÜREK CUMHURİYET 27 MART 2013 ÇARŞAMBA GÜNCEL ? Baştarafı 1. Sayfada Elazığ Belediyesi’ndeki yolsuzluk iddialarıyla ilgili davada sanıklara ceza yağdı fotoğrafçılık olduğu söylenen Sierra adındaki kadının öldürülmesi olayı... Sierra’nın tinerle kendinden geçen bir adamın kurbanı olduğu açıklandı. O kadar!.. Amerikalı kadının Türkiye’ye ilginç fotoğraflar çekmek için geldiği dışında, son kez Türkiye’ye ziyaret nedeni ve örneğin öldürüldüğü gün, tren rayları üzerinde tek başına neden yürüdüğü açıklanamadı. Cinayetin ortaya çıktığı ilk günlerde TV’lere ve gazetelere düşen bilgiye göre; Sierra, Türkiye’ye geldikten birkaç gün sonra Hollanda’ya gidiyor, dönüyor. Neden? Bilinmiyor... Amerika, bizim gibi vatandaşının dış ülkelerde ölmesine lakayt kalan bir ülke değil. Dış bir ülkede ölen veya öldürülen vatandaşı için büyükelçilikler derhal devreye giriyor... Ne ki, Sierra ile ilgili tek satırlık bir açıklama yapmadı. İlgi çekici girişimde bulunmadı Washington... Türk ilgili makamları da ABD de; Sierra’nın Türkiye’ye sık sık geliş nedenlerini doğru dürüst açıklamadı kamuoyuna. Basit bir cinayete kurban gittiğini içeren bir hava yaratıldı. Sierra; geride gizli servis elemanı olduğundan tutun da uyuşturucu mafyası hesabına çalıştığını öne süren birçok nedeni, niçini yanıtsız bıraktı. ??? Geçenlerde AKP’nin genel merkezine, alışveriş merkezlerinde satılmayan lav silahı ile saldırıldı. Saldırıyı DHKPC örgütünün düzenlediği açıklandı. RTE, geçen cuma günü yayımlanan demecinde; lav silahıyla gerçekleştirilen saldırıyla ilgili kendine ulaşan bilgileri şöyle açıkladı: “(Genel merkezde) Benim çalışma odamla alt oda arası krişe denk gelmiş.Toplantı odasının yanındaki cam parçalanmış.” Bu ve benzeri açıklamalarla RTE ve yetkili kişiler AKP genel merkezine saldırıyı çözüm sürecinde “milli iradeye saldırı” diye nitelediler. Ancak: Lav silahının genel merkezin onca odası varken neden genel başkan (RTE’nin) çalışma odasını hedeflediğine açıklık getirmediler veya getirmek istemediler. AKP genel merkezindeki genel başkanın çalışma odasına lav gibi bir silahla saldıranın olası hedefinin; RTE’ye ve partiye gözdağı vermekten kaynaklanmış olabileceğinden nedense hiç söz edilmiyor. Hatta, RTE’ye kolaylıkla suikast gerçekleşebileceğine bir örnek verilmek istenildiğinin üzerinde de durulmuyor. Ne var ki Başbakanlık’ta önlemler yeterli değilmiş gibi son günlerde mevcut olanlara ek, yeni önlemler alındığını içeren ve akla takılan bu olasılıkları doğrular nitelikte haberler TV’lerde izleniyor. ??? Bilinenleri yeni öğrenilmiş gibi büyüterek açıklamakta da mahiriz. Suriye’deki iç savaş başladığından beri Esad muhaliflerine silahları hangi ülkelerin hangi yollardan sağlandığını içeren, bizde ve dünya medyasında onlarca haber yayımlandı. Katar ve Suudi Arabistan’ın Hırvatistan’dan satın aldıkları silahları Türkiye üzerinden Özgür Suriye Ordusu’na iletildiği de yazıldı. Ama New York Times, bilinen bu haberleri bir harita üzerine dökerek (3 bin 500 ton) silah rotasını yineleyince ortalık toz duman! ABD’nin silah yardımı yaptığı zaten gizli saklı değil. Bize gelince uluslararası medya, Suriye’de savaşın tarafı olduğumuzu bir kez daha kanıtladı. Meclis’in izni veya bilgisi olmadan hükümetin Suriye’deki muhalif güçlere her türlü yardım için başka devletlere ve gizli servislerine Türkiye topraklarını kullandırdığı açığa çıktı. ??? Bu olay da acaba bir görünüp kaybolan diğer olaylar arasına karışacak mı? Zira Türkiye’nin yabancılar tarafından yolgeçen hanı gibi kullanılmasına izin veren; anayasaya, yasalara ve hatta devlet geleneklerine aykırı bu davranışın hesabını kimin vereceği, vermesi gerektiği belli de... ... hesabı kimin soracağı ortada yok! AKP’li başkana hapis ELAZIĞ (Cumhuriyet) AKP’li Elazığ Belediye Başkanı M. Süleyman Selmanoğlu ve üst düzey belediye yöneticilerinin de aralarında bulunduğu 46 şüphelinin yargılandığı yolsuzluk davasında dün karar çıktı. İhaleye fesat karıştırma, görevi kötüye kullanma ve evrakta sahtecilik iddialarıyla ilgili açılan davada Selmanoğlu, 1 yıl 10 ay 15 gün hapis cezasına çarptırıldı. Selmanoğlu’nun cezası ertelenmezken davada 44 sanığa 5 ay ile 4 yıl 2 ay arasında hapis cezası verildi. 1 sanık beraat etti. Elazığ Belediyesi’nde 20052010 yılları arasında yapılan ihalelere fesat karıştırma, görevi kötüye kullanma, zincirleme görevi kötüye kullanma ve evrakta sahtecilik iddialarıyla haklarında 512 yıl hapis cezası istemiyle açılan davaya dün devam edildi. 46 sanığın yargılandığı davanın 8’inci duruşması Elazığ 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yapıldı. Duruşmayı gözlemci olarak CHP İstanbul Milletvekili Müslüm Sarı, CHP Tokat Milletvekili Orhan Düzgün de izledi. Mah SELMANOĞLU KOLTUKTA OTURACAK MI? AYKUT KÜÇÜKKAYA Cumhuriyet’in Elazığ Belediyesi’ndeki yolsuzluk iddialarını gündeme getirmesinin üzerinden iki yılı aşkın bir süre geçti. Bu süre içerisinde AKP’li Elazığ Belediye Başkanı Süleyman Selmanoğlu, Ankara’daki bir mahkemeden “hakkında soruşturma yürütülmediğine” yönelik tekzip kararı bile aldırarak gazetemizde yayımlattı. Tekzip kararının yayımlandığı o gün dönemin İçişleri Bakanı Beşir Atalay’ın soruşturmaya onay verdiğini gösteren belgesini de yayımlayarak haberlerimizi sürdürdük. Ve süreç dünkü karara kadar uzandı. Mahkemenin dünkü kararı tabii ki kesin bir hüküm değil. Selmanoğlu ve belediye yöneticileri kararı Yargıtay’da temyize götüreceklerdir. Yine de insan yargı kararı bile çıkmadan İçişleri Bakanlığı tarafından görevden alınan muhalefetteki belediye başkanlarını düşününce birkaç soruyu sormadan edemiyor. Şimdi Elazığ 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nin Selmanoğlu’na verdiği hapis cezasının ardından iki soru yanıt bekliyor: Muhalefet partilerinden belediye başkanlarını abluka altına alan İçişleri Bakanlığı, iktidar partisinin belediye başkanı hakkında bir tasarrufta bulunup Selmanoğlu’nu görevden alacak mı? Ya da Selmanoğlu belediye başkanlığı koltuğunda oturmayı sürdürecek mi? Mehmet Yeşilta, Mustafa Ayık, Mustafa Kılıç, Necmettin Gül, Rahmi Altunbaş, Salim Turan, Süleyman Vural, Yasin Kıvanç, Lütfü Oğuz ve Özkan Barlak’a, görevi kötüye kullanma suçundan 1 yıl 15 gün hapis cezası verilmesini kararlaştırdı. Sanıklardan Burhanettin Yılmaz, Fedai Toptaş, Gülşah Özek, Mahir Uzun, Mehmet Akif Aladağ, Mehmet Hanifi Karabulut, Mehmet Karaaslan, Musa Aktı, Namık Öcalan, Önder Duru, Şeref Tokgöz, Yalçın Pehlivan ve Zülfü Taşkıran, 5 ay hapis cezasına çarptırıldı. Resul Şahin ve diğer 5 ay hapis cezası alan sanıkların cezaları ertelendi. Sanık Hakan Pac’ın beraatına karar verildi. keme heyeti, verilen aranın ardından kararını açıkladı. AKP’li Başkan Selmanoğlu, zincirleme görevi kötüye kullanma suçundan 1 yıl 10 ay 15 gün, belediye başkan yardımcısı Şükrü Köse, görevi kötüye kullanma suçundan 1 yıl 15 gün, eski belediye başkan yardımcısı Resul Şahin de aynı suçtan 5 ay hapis cezası na çarptırıldı. Elazığ Meteoroloji Müdürlüğü çalışanı Abdullah Öznay ile Özel İdare AŞ Genel Müdürü Ahmet Sezer Ünlü’ye, evrakta sahtecilik ve zincirleme görevi kötüye kullanma suçundan 4 yıl 2’şer ay hapis cezası verildi. Mahkeme, sanıklardan Ahmet Gadri Güneri, Fikret Eskin, Hamza Uslu, Mehmet Aydın Özsoy, Sayim Aydın, Metin ve Suat Öztürk’e zincirleme görevi kötüye kullanma suçundan 1 yıl 10 ay 15 gün, Hakan Bulut, Haluk Harun Tuzsuzoğlu, Murat Torgut, Osman Cahit İlhan, Ramazan ve Sezgin Yerlikaya’ya, aynı suçtan 1 yıl 8 ay, Adnan Çiçek, Ali Karaosmanoğlu, Harun Reşit Polat, Hüseyin Arslan, Mahkemenin kararını değerlendiren AKP Grup Başkanvekili Mustafa Elitaş, “Elazığ Belediye Başkanı veya herhangi bir belediye başkanı, bu ülkede kamu görevi yaparken her kim ki tüyü bitmedik yetimin hakkını yediyse lanet olsun” dedi. yendiyse ‘Hak lanet olsun’ ‘DİSK’i susturamazsınız’ ANKARA / İSTANBUL AKP Genel Merkezi ve Adalet Bakanlığı’na yapılan saldırının DHKP/C’li faillerini bulmak amacıyla DİSK’e bağlı Genelİş ile Hakİş’e katılma kararı alan Limanİş sendikalarına yapılan polis baskını, TBMM önünde protesto etti. İstanbul’da da oturma eylemi yapıldı. Başbakan Tayyip Erdoğan’ın grup toplantısında sendikalara yapılan baskını savunduğu saatlerde, Genelİş üyesi işçiler, TBMM’nin Dikmen Kapısı önünde eylem yaptı. Polis, eylem için yoğun güvenlik önlemi aldı. Süleyman Çelebi, Levent Gök ve Sezgin Tanrıkulu’nun aralarında yer aldığı 7 milletvekili de protestoya destek verdi. DİSK Ankara Bölge Temsilcisi Kani Beko, Genelİş Genel Merkezi’ne polisin kapıları ve camları kırarak girdiğini ve odaların tahrip edildiğini belirterek “Sendikamız, yıllardır işçilerin evi olmuştur. İşçilerin evi, bizim namusumuzdur. Bunu korumak bizim görevimizdir. AKP hükümetine meydan okuyoruz. DİSK’i susturamazsınız. 12 Eylül’de teslim olmadık, şimdi de teslim olmayacağız” dedi. Baskınları eleştiren DİSK ve Genelİş Genel Başkanı Erol Ekici de sendikaya sanki terör örgütü merkeziymiş gibi operasyon düzenlendiğini söyledi. Sendikanın tüzel kişiliği ile ilgisi olmayan baskınların hu Sendikalara yönelik polis baskınları Ankara ve İstanbul’da protesto edildi Sevag Balıkçı, vatani görevini yaparken devre arkadaşının silahından çıkan kurşunla hayatını kaybetti. Zanlıya 4 yıl 5 ay hapis Sevag kazayla vurulmuş! MAHMUT ORAL AKP Genel Merkezi ve Adalet Bakanlığı’na yapılan saldırının DHKP/C’li faillerini bulmak amacıyla DİSK’e bağlı sendikalara düzenlenen polis baskınları Ankara’da protesto edilirken, İstanbul’da Taksim Meydanı’nda oturma eylemi yapıldı. (Fotoğraflar: NECATİ SAVAŞ / SERKAN YILDIZ) Yazarımızın dünkü yazısında Murat Karayılan yerine yanlışlıkla Murat Karayalçın yazılmıştır. Düzeltir, özür dileriz. Aygün hakkındaki suç duyurusu Savcılık yol gösterdi ALİCAN ULUDAĞ kuka aykırı olduğunu belirten Ekici, bunun bir gözdağı olduğunu ve polisin açıkça suç işlediğini kaydetti. Dünyanın hiçbir yerinde bir sendikanın böyle basılmadığını aktaran Ekici, sendikalarının 48 kapısının kırıldığı ve sendikal hakların ihlal edildiğini kaydetti. KESK Genel Başkanı Lami Özgen, sendikalarda yapılan aramaların hukuksuz ve antidemokratik olduğunu belirterek “Bu 12 Eylül faşizmine denk düşüyor. Sendikalar biat ettirilmeye çalışılıyor. Ancak bu biat politikaların boyun eğmeyeceğiz” dedi. İstanbul Taksim Meydanı’nda toplanan Nakliyatİş, Gıdaİş, Genelİş, Limterİş, Birleşik Metalİş, BankSen, SineSen ve Yurtiçi Kargo işçileri oturma eylemi gerçekleştirdi. Grup adına açıklama yapan DİSK Genel Başkan Yardımcısı Ali Rıza Küçükosmanoğlu, “Polisler, helikopter ve panzerler eşliğinde adeta güç gösterisi yapmıştır. Sadece alınteri Sendika merkezlerini ‘terör üssü’ olarak lanse eden, kamuoyuna sendikal örgütlülüğü ‘yasadışı’ göstermeye çalışan AKP’nin sendika binalarında bulacakları tek şey, işçilerin alınteridir” dedi. Küçükosmanoğlu, AKP’nin bir yandan “demokratikleşiyoruz” derken diğer taraftan da baskıcı ve otoriter uygulamalarıyla tam bir diktatörlüğe doğru evrilmekte olduğunu ifade etti. Kristalİş Sendikası da yaptığı açıklamayla baskınları protesto etti. DİYARBAKIR Batman’ın Kozluk ilçesindeki Gümüşgörgü Jandarma Karakolu’nda vatani görevini yapan Ermeni asıllı er Sevag Şahin Balıkçı’yı öldürmekten yargılanan devre arkadaşı er Kıvanç Ağaoğlu, 4 yıl 5 ay 10 gün hapis cezasına çarptırıldı. Gümüşgörgü Jandarma Karakolu’nda 24 Nisan 2011 günü meydana gelen olayda er Kıvanç Ağaoğlu’nun tüfeğinden çıkan kurşunla devre arkadaşı er Sevag Şahin Balıkçı’nın ölümüyle ilgili davaya, Diyarbakır 2’nci Hava Kuvvet Komutanlığı Askeri Mahkemesi’nde dün devam edildi. Askeri mahkeme, tutuksuz yargılanan Kıvanç Ağaoğlu’nu, Sevag Şahin Balıkçı’nın ölümüne neden olduğu gerekçesiyle 4 yıl 5 ay 10 gün hapis cezasına mahkum etti. Aynı davada tutuksuz yargılanan Astsubay Sadrettin Ersöz’e ise görevi ihmalden verilen 5 ay hapis cezası ertelendi. Balıkçı ailesinin avukatı Cem Halavut, “Biz ilk celesede söylediğimiz gibi buraya gerçekleri öğrenmek için geldik. Fakat burada gerçekler tam olarak açığa çıkartılamadı. Yargıtayda bu dosyanın bozulması için elimizden geleni yapacağız” diye konuştu. Karardan tatmin olmadığını belirten anne Ani Balıkçı ise, “Bu kararla ölümün çok ucuz olduğunu düşündüm, düşündürttüler. ‘Öteki’ olduğumuz belli oldu. O kadar ısrarla söyledim. Başka ülkelere muhtaç olmak istemedim. Burada çözülmesini istedim, olmadı. Sonuna kadar bu davanın peşindeyiz, her ne kadar oğlum geri gelmeyecekse de yasal yolların hepsini deneyeceğiz. AİHM’ye kadar gideceğiz” dedi. Olayın kaza olduğuna asla inanmadığını belirten baba Garabet Balıkçı ise “Çünkü o gün bir bayramdı. Bizim bir de soykırımın 96. yıldönümü Paskalya Bayramı’yla beraber. Ermeni olduğu için öldürüldü. Irkçı bir cinayete kurban gitti” dedi. ‘Öteki olduğumuz belli oldu’ ANKARA TBMM İnsan Hakları Komisyonu toplantısında polisler için “İnsandan çok eşyaya benziyorlar. Eşek demedim, eşya dedim. En azından eşek işimize yarıyor” diyen CHP Tunceli Milletvekili Hüseyin Aygün hakkında, Emniyet Genel Müdürlüğü’nün Türk Ceza Yasası’nın 301. maddesi kapsamında yaptığı suç duyurusuna takipsizlik kararı verildi. Aygün’ün bu sözlerinin “yasama sorumsuzluğu” kapsamında kaldığını belirten savcılık, yasama sorumsuzluğunun, eylemin hukuka aykırılık unsurunu ortadan kaldırmadığı, sadece cezalandırılabilmeyi ortadan kaldırdığı kaydetti. Emniyet’e yol gösterilen kararda, yasama sorumsuzluğunun tazminat hukukunu kapsamadığı, şikâyetçinin Aygün hakkında hukuk mahkemelerinde tazminat davası açabileceği kaydedildi. Karara, Emniyet’in itiraz hakkı bulunuyor. Neden sızdırdın baskısı! EMRE DÖKER İzmir’deki usulsüzlükleri ortaya koyan rapor değil raporun nasıl sızdığı tartışılıyor İZMİR İzmir İl Özel İdaresi’nin 2012 çalışmalarını inceleyen denetim komisyonunun hazırladığı rapor, “Neden sızdırıldı?” tartışmalarını beraberinde getirdi. İdarenin yaptığı ihalelerde usulsüzlük olduğunu öne süren raporun dün gazetemizde haber almasının ardından, komisyon başkanı Mehmet Şenel’e “baskı” uygulandığı belirtildi. Şenel, “Bu nedenle telefonumu kapatmak zorunda kaldım” dedi. Şenel, raporda yazılanların incelenmediğini, bunun yerine “bilgilerin neden sızdırıldığının” sorgulandığını söyledi. Terörist başı Abdullah Öcalan’ın İmralı’da BDP heyetiyle yaptığı görüşmenin ardından ortaya çıkan “tutanakları kim sızdırdı” tartışmasının İzmir’de yaşandığını kaydeden Şenel, “Biz ortaya usulsüzlük olduğunu, bunların araştırılması gerektiğini söylüyoruz ancak bana bu bilgileri neden basınla paylaştığım yönünde baskı yapılıyor. Asıl önemli olan raporda yazılanlardır. Bu bilgileri açıklamak suç değildir” dedi. Denetim komisyonunun amacının “denetlemek” olduğunun altını çizen Şenel, “Bizim görevimiz dosyaları, dosyada ‘Yüzlerce usulsüzlük tespit ettik’ ihaleleri, çalışmaları incelemek ve rapor oluşturmak. Biz de kafamıza takılan, bize ilginç gelen ve eksikleri raporumuza aktardık. Yüzlerce dosyada usulsüzlük tespit ettik. Bu konunun incelenmesi gerekiyor. İzmir İl Genel Meclis Başkanı Serdar Değirmenci’yi bu konu hakkında suç duyurusunda bulunmaya çağırdık. Burada kamu kaynakları söz konusu. Ben yurttaşların vergilerinin nereye harcandığını kuruşu kuruşuna incelemek zorundayım. Biz, CHP’den il genel meclisi seçilirken yurttaşlarımıza bu konuda söz verdik” diye konuştu. Şenel, baskılar nedeniyle telefonunu kapatmak zorunda kaldığını da vurguladı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle