10 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
27 MART 2013 ÇARŞAMBA HABERLER CUMHURİYET SAYFA 7 Bakan Yıldız, Ankara’da doğalgazın güvenliğini haber veren sistemin çalışmadığını kabul etti Acı itiraf: Hatlar kopuk MUSTAFA ÇAKIR ANKARA Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, başkentte doğalgazın tüketicilere güvenli bir şekilde iletilmesini kontrol eden sistemin çalışmadığını itiraf etti. Yıldız’ın verdiği bilgiye göre, 577 istasyondan 200’üyle elektrik ve haberleşme problemi nedeniyle iletişim sağlanamıyor. CHP Genel Başkan Yardımcısı Umut Oran, Yıldız’a “Supervisory Control and Data Acquisition (SCADAUzaktan Veri Toplama ve Kontrol) sisteminin kurulması amacıyla 2004’te yapılan ihale 14.6 milyon dolarla verilmesine ve bugüne kadar 17 milyon dolar ödeme yapılmasına” rağmen sistemin neden riyet Cumhu Haberi e getirmişti. gündem çalışmadığı hakkında bilgi istedi. Bakan Yıldız yanıtında, SCADA ihalesinin EGO Genel Müdürlüğü tarafından yapıldığını belirtti. İhaleyi kazanan KaleSYS Telvent Konsorsiyumu ile imzalanan sözleşmeye göre SCADA sisteminin 2006’da devreye girmesi gerekirken konsorsiyumun süre uzatım talebiyle 2007’de bitirildiğine işaret eden Yıldız, sistemde işletmeden kaynaklı arızalar olduğunu bildirdi. Bilirkişi raporunun Başkentgaz’a ulaşmasının ardından raporda belirtilen teknik eksikliklerin giderilmesi isteminin yüklenici konsorsiyuma iletildiğini belirten Yıldız, “Bilirkişi raporunda sistemin Coğrafi Bilgi Sistemi (CBS) ile entegrasyonunun sağlanamadığı ve 577 istasyondan 200’ünde elektrik ve haberleşme problemi nede niyle iletişimin gerçekleştirilemediği için bu durumun kontrol merkezi yazılımında görülemediği tespitleri yer almaktadır” dedi. Yıldız, Başkentgaz Yönetim Kurulu’nda sistemin eksikliklerinin giderilmesi ve geçici kabulünün sağlanması amacıyla geçici kabul komisyonu oluşturulmasına karar verildiğini bildirdi. Yıldız, “Komisyon SCADA sistemi ile ilgili geçici kabul eksiklikleri tespit etme çalışmalarını tamamlamış ve 12 Şubat 2013 tarihli yazı ile geçici kabul tutanağının imza altına alınması hususu yükleniciye bildirilmiştir. Konsorsiyum ile geçici kabul çalışmaları devam etmekte olup eksik ve kusurlu işlerin giderilmesi yükleniciden talep edilmiştir” değerlendirmesini yaptı. Fikir Kulüpleri Son günlerin en heyecan verici olayı nedir diye sorarsanız size hiç ikirciklenmeden Üniversite Kongresi’nin toplanmasıdır derim. Bu öyle önemli ve büyük bir adımdır ki, her geçen gün biraz daha kirlenen siyasete, üniversitelerin bilim dünyasının medreseleştirilmesine, gittikçe kararan geceye temel bir itiraz, akıllı bir isyan olmuştur. 180’i aşkın üniversite kulübünün sessizce ortaya çıkıp meydanın hiç de boş olmadığını göstermesi, nereden baksanız büyük iştir. “Üniversite fikirle olur, özgür tartışmayla olur, çünkü kuşku bilimin anasıdır” diyen gençlerin ortaya çıkması, dogmalarla bilimin uyuşmadığını anlayamayanlara, hemen her mahalleye bir “üniversite” açarak kendi “ilimlerini” oluşturabileceklerini zannedenlere, üniversitelerde öğrenci karşısına çıkamayanlara büyük bir uyarı değil de nedir. ??? Ama besbelli ki bu siyaset erbabı ders almaya alışık değil. Onlar siyasette kazanılan başarıların çağa ters düşse de sürüp gideceğine inanıyorlar. Öyle değildir. O siyaset başarıları özgür düşüncenin ve sürekli gelişen bilimin karşısında uzun süre tutunamaz, ayakta kalamaz. Üniversite gençliğinin son toplantısı bunun önemli bir belirtisi, umudun kıvılcımıdır. Ankara’da toplanan üniversiteli gençler gerçekten çok iyi bir çıkış yaptılar; güçlerini birleştirmeye, Fikir Kulüpleri Federasyonu kurmaya karar verdiler. Böylece bir anlamda hem üniversite kavramına saygınlığını geri kazandıracaklarını, hem de her gün biraz daha fikirden ve bilimden uzaklaşma işareti veren düzenin ruhuna teslim olanları, bağnazlığın ve hurafenin, dogmanın ve kör inancın tuzağına düşen insanlarımızı uyaracaklarını ilan ettiler. Bundan büyük adım, bundan büyük sevinç olur mu? ??? Genç üniversitelilerin örgütlenmelerine verdikleri adın da önemi büyüktür. Çünkü bundan neredeyse yarım yüzyıla yakın bir süre öncenin başarılı bir örgütlenmesini, Fikir Kulüpleri deneyimini hem nicel hem nitel olarak bir üst düzeye yükseltecekler. Gençler bu çıkışlarıyla geçmişe takılıp kalmayacaklarını ama o zamanın kıvılcımlarını yeniden yakacaklarını ilan ettiler. Pek karışık, pek dağdağalı günlerde, tam zamanında yaptılar bu işi. Çünkü daha geç kalınsaydı harekete geçebilmek için gerekli zemin ve zaman uzun bir süre için ortadan kalkabilirdi. ??? Çok da önemli değil ama benim için ayrıca kişisel ve “nostaljik” bir anlamı da var bu önemli adımın. O eski FKF’nin hem üyesiydim, hem de son döneminde kısa bir süre İstanbul Sekreterliği yöneticileri arasında yer aldım. “Ha deyip sırtımızı halklara dayamışız” diye başlayan FKF marşının bestecisi de şimdi artık mavi siyah bir karanlığa göç etmiş olan bir opera sanatçısıdır. O naif beste, beni fikir kulüpleriyle, sosyalistlerle, Türkiye İşçi Partisi’nin kahramanlarıyla, İmece, Sosyal Adalet, Yön dergileriyle, Köy Enstitülülerle, o zamanların korkusuz solcularıyla tanıştıran dostum, ağabeyim Muzaffer Sayar’a aittir. ??? Peki, sözlerini kim yazdı bu marşın? O zamanlar şairler fırtına gibi esiyorlardı. Hele iki şair vardı ki, onların yazdıkları şiirlerin her biri bir isyan bayrağıydı. O iki şairden birisi dostum, arkadaşım, yolundan şaşmayan ozanım Ataol’dur. Diğeri İsmet Özel’di. FKF marşının sözlerini İsmet Özel yazdı. Şimdi başka bir dünyada ve ne yazık ki alaca karanlıkta okuyup yazıyor şiirlerini. İşte bu nedenle geç kalmamak çok önemlidir. Çünkü geç kalırsanız, hurafe en iyileri bile kendi karanlığına çekebilir, hurafenin alt edilmesi, bilimin, kuşkunun dogmayı yenmesi güçleşebilir. Sonunda kazanırız, ama unutmayın... Ortaçağ çok, ama çok uzun sürmüştü. Diyanet İşleri Başkanı’nın İzmir’le ilgili sözleri kenti kızdırdı İÜ Rektörü protesto edildi İmanometre mi var ? Bakanlık kadın cinayetlerini ‘aile içi’yle sınırlayınca rakam eksik kaldı HAKAN DİRİK ? İstanbul Haber Servisi Öğrenci Kolektifleri’ne üye bir grup, iletişim fakültesinde açılan stüdyoları gezen İstanbul Ünevirsitesi Rektörü Yunus Söylet’i protesto etti. Söylet’in yanına gelen öğrenciler, “kendilerinden harç parası alınmasını, öğretim üyelerinin kitaplarının satılmasını” eleştirdi. Yaka paça fakülteden çıkarılan öğrenciler, bugün İÜ Hukuk Fakültesi bahçesinde mahkeme kuracaklarını, kendilerine yapılan bu tutumu şikâyet edeceklerini söyledi. İZMİR Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez’in, İzmir’in dindarlığının “irfana” gereksinim duyduğunu dile getirerek, kentin manevi hayatını ayağa kaldıracak birisini müftü olarak atadıklarını söylemesi, kenti ayağa kaldırdı. TMMOB İzmir İl Koordinasyon Kurulu Başkanı Ferdan Çiftçi, Diyanet İşleri Başkanı’nın sözlerini “sağlıklı bir beyinin ürünü” olmadığını söyledi. Çiftçi, “Bir kenti nasıl inandığı konusunda bir yargıyla gündeme getirmek, önümüzdeki süreçler için bizi çok daha fazla endişeye sevk etmektedir. İnanmak ve ibadet, inananla inandığı arasındaki bir ilişkidir. Bir kenti topyekun düzenlemeye kalkmak kabul edebileceğimiz bir şey değildir” dedi. AKP’nin kendi anlayışı doğrultusunda taşları yerine oturtmaya başladığını dile getiren Çiftçi, “Kimse bizi hizaya sokmaya çalışmasın. İzmir buna gereken cevabı verecektir” dedi. demişti ‘İrfan gerek’ Deli gömleği Polis memuru, eşini öldürdü Evli değilsen ? EDİRNE (Cumhuriyet) Edirne’de 1.5 ay önce emekliye ayrılan polis memuru Necip Dönmez, Edirne Devlet Hastanesi’nde Göğüs Kalp ve Damar Cerrahisi’nde nöbetçi olan eşini hastane bahçesinde 4 kurşunla vurarak öldürdü. Necip Dönmez, ardından şakağına dayadığı silahı ateşledi. Ağır yaralanan iki çocuk babası Necip Dönmez, hastanede tedavi altına alındı. ölün bile ÖZLEM GÜVEMLİ sayılmıyor Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’nun, Bilgi Edinme Hakkı Yasası kapsamında Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’na 2012 yılında işlenen kadın cinayetleri ile ilgili yaptığı başvuruya yanıt geldi. Bakanlığın kayıtlarına göre aile içi şiddet olaylarında 155 kadın öldürüldü. Platformun verilerine göre ise bu rakam 210. Aradaki farkın nedeni bakanlığın ölümleri “aile içi şiddet” ile sınırlayıp erkek arkadaşları, eski erkek arkadaşları ya da eski kocaları tarafından öldürülmüş kadınları bu istatistiğe dahil etmemesi. Platform, açıkladığı rakamların bakanlık tarafından gerçekçi bulunmaması nedeniyle konuyu bir tartışma zeminine taşımamak için Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’na resmen başvurarak rakamları açıklamasını istemişti. Rakamlar uzun süre açıklanmayınca platform basından ve ailelerden topladığı bilgiler doğrultusunda 8 Mart’ta kadın cinayetleri istatistiklerini açıkladı. Bakanlık da geçen günlerde platformun başvurusuna “2012 yılında 155 kadın aile içi şiddet olaylarında hayatını kaybetmiş olup kadın sığınmaevinde iken öldürülen kadın bulunmamaktadır. Konuyla ilgili ayrıntılı veriler İçişleri Bakanlığı’ndan temin edilebilir” yanıtını verdi. Bakanlığın 2011 yılına oranla kadın cinayetleri azaldı diye müjdeleyerek açıkladığı verilerin gerçeği yansıtmadığını savunan platform adına yapılan değerlendirmede “Hazırladığımız verilere göre kadınların yüzde 40’ı kocaları tarafından öldürülürken yüzde 20’ye yakını erkek arkadaşları, eski erkek arkadaşları ya da eski kocaları tarafından öldürülüyor. Verilere baktığımızda bile yok sayılamayacak kadar fazla olan erkek arkadaşları, eski erkek arkadaşları ya da eski kocaları tarafından öldürülmüş kadınları Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı nasıl görmezden geliyor” sorusu yöneltildi. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın verilerinin Van’da ölüm tehditleri aldığı Hakan Başar’dan korunmak için şikâyette bulunan ve “en fazla ölürsün” denilerek koruma tahsis edilmeyen öğretmen Gülşah Aktürk’ü, İzmir’de ölümünden bir gün önce katilinin sosyal medyadan “kaybedecek bir şeyim yok, en fazla senelerimi yer” diyerek göz göre göre öldürdüğü Pınar Ünlüer’i yok saydığına dikkat çekildi. Platform, yetkililerin öldürülen kadınlarla ilgili verileri neye göre hesapladığını kamuoyuna açıklamasını istedi. CHP İzmir İl Başkanı Ali Engin, yeni bir “gâvur İzmir” bakışıyla karşı karşıya olduklarını söyledi. Engin, şunları söyledi: “İzmir’e deli gömleği giydirmeye çalışıyorlar. Ancak İzmirliler de direniyor. Diyanet İşleri Başkanı, kendini din ihtiyacı olana din vermekle değil, topluma bir kültürü dayatmakla yükümlü görüyor. Bu, laikliğe karşı suçtur. İzmirli, ilk seçimde bu anlayışa gerekli tepkiyi gösterecektir.” CHP İzmir Milletvekili Aytun Çıray da, “Diyanet İşleri Başkanı’nın elinde imanometre mi var” diye sordu. Görmez’i İzmirlilerden özür dilemeye çağıran Çıray “Görmez’in sözleri, İzmir’i gâvur zanneden çağdışı bir anlayışın uzantısıdır” dedi. Görmez, daha önce de üniversitelerde mutlaka cami bulunması gerektiğini dile getirmiş, kürtaj tartışmalarına “Annenin hayatı sonlandırma hakkı yoktur, o emanetçidir” sözüyle katılmıştı. ? Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, İzmir’deki etkinlikleri sırasında önceki gün Balçova Kaya Termal Otel’de din görevlileriyle bir araya geldi. Burada yaptığı konuşmada, İzmir Müftülüğü’ne, “Kentin manevi hayatını yeniden ayağa kaldıracak” birisini atadıklarını dile getirdi. Prof. Dr. Ramazan Muslu’nun İzmir’e müftü olarak atanmasının “tesadüf” olmadığını belirterek, “İzmir’in farklı bir dindarlığı var. Bu dindarlığın irfan geleneğine ihtiyacı var. Öyle olduğu için tasavvuf profesörünün, irfan geleneğinden geçmiş birinin İzmir’e müftü olarak atanması tesadüf değil” dedi. ‘Özel dindarlık formu’ ?D Diyanet t İşler rii B Baş şk kan nllıığ ğı’nda an yapıılla an açıklamada, her ilin, her rb böllg gen niin n,, k ken ndi içinde özel bir dindarlık formuyla bezendiği, bu çeşitliliğin hiçbir zaman bir kusur ya da a eksiklik olarak değerlendirilemeyeceği belirtildi. Açıklamada, Diiy ya anet İİşleri Başkanı Mehmet G Gör rm mez z’in “İz zmiir gibi çokkültürlü, çokboyutlu iilgi, biillgi ve duyarlılık eksenlerine sahip biir r şehirde b bu çeş şiit tliliğii kuşatacak y ye egâne diilliin n iir rffan nii b bir per rs sp pektif olacağına” işaret ettiği belirtildi. Cesedin kimliği belli oldu ? KARAMAN (AA) Karaman’da yol kenarında yanmış halde cesedi bulunan kadının kimliği tespit edildi. Karaman Devlet Hastanesi morguna kaldırılan kadın cesedinin Emine Uysal’a (41) ait olduğu yakınları tarafından teşhis edildi. Kadının kocası E.U’yu (55) arama çalışmalarının ise sürdüğü öğrenildi. Bakanlık görmezden geliyor Sendikadan nefret söylemi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Türbana için kamu kurumlarında kılık kıyafet serbestisini savunan kampanya başlatan MemurSen, KESK’e ağır suçlamalarda bulundu. MemurSen dün yaptığı yazılı açıklamada, KESK’in ülkenin toplumsal barışına dinamit koyan, üniversite gençliğini canlı bombalara dönüştüren örgütlerle dirsek teması içerisinde olduğu, genel başkanları başta olmak üzere birçok yöneticisinin ülkede “kan pazarı” kurmayı hedefleyen illegal örgütlere üyelikten yargılandığı savunuldu. Açıklamada, “Başka örgütlerin eklentisi olmaya meraklı konfederasyonun açıklamalarına satır satır cevap vermek bizi yormaz ama anlamalarındaki kıtlık nedeniyle onların zihnini yorar” denildi. KESK, “ülkenin bir bölgesini siyaset alanı olarak belirleyen bir siyasi partinin gölgesi altında mitingler/gösteriler ve eylemler yapan bu sendikamsı örgüt” olarak tanımlandı. “Bu ülkeyi kan gölüne çevirmeye mevzi Sağlık çalışanlarından protesto ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumu (YURTKUR), askeri okul öğrencilerine de öğrenim kredisi vermeye başladı. Bu kapsamda askeri öğrencilere de sivil öğrenciler gibi ayda 280 TL kredi ödemesi yapılacak. Askeri öğrenciye kredi Kamuda türban için eylem yapan MemurSen, yaptığı açıklamada KESK’i çok ağır ifadelerle suçladı lenmiş örgütlere üyelikleri açığa çıkmış olanlar” ifadesine yer verilen açıklamada, “Bocalandıkları çamur madeni, sadece ellerini değil zihinlerini de kirlettiği için artık dillerinde de çamurdan başka bir nesne görmek mümkün olmuyor” denildi. Açıklamada, “KESK, açıklamasıyla Kemalist ideolojinin milletimizi ve değerlerini hiçe sayan fetvalarının yeni çığırtkanı, vesayetin yeni(k) borazancısı olduğunu ilan etmiştir” denildi. ? İstanbul Haber Servisi İstanbul Tabip Odası’na üye bir grup, sağlık çalışanlarına yönelik şiddeti protesto etti. Maltepe 17 No’lu Aile Sağlığı Merkezi önünde toplanan gruptakiler, “Sağlıkta Şiddete Son” yazılı pankart açtı. Grup adına açıklama yapan İstanbul Tabip Odası Yönetim Kurulu Üyesi Emel Atik, sağlık çalışanlarına yönelik şiddeti kınadıklarını ifade ederek aile sağlığı merkezlerinin güvenliğinin de diğer kamu sağlık kurumları gibi kamu eliyle sağlanmasını talep ettiklerini söyledi. ‘Gültepe okuluna sahip çık’ ? İstanbul Haber Servisi Gültepe İlkokulu velileri ve öğrencileri okullarının imam hatip ortaokuluna dönüştürülme kararını protesto etti. Kâğıthane Gültepe İlkokulu önünde toplanan veliler ve öğrencilere destek veren Eğitim Sen 3 No’lu Şube Başkanı Hüseyin Tosun, “4+4+4 sistemi dayatmadır. Kâğıthane’de 4 tane imam hatip var ve bunlar için bile yeterli sayıda öğrenci yok. Neden bu öğrenciler sürgün ediliyor?” dedi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle