10 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
27 MART 2013 ÇARŞAMBA SAĞLIK CUMHURİYET SAYFA 15 Bir çay kaşığından fazlası zehir İstanbul Haber Servisi Hipertansiyon, kalp hastalıkları, böbrek hastalıkları başta olmak üzere obezite, diyabet ve bazı kanser türlerinden korunmak amacıyla günlük tuz tüketimini 5 gram’dan aza indirmek öneriliyor. Bu da bir çay kaşığı tuz anlamına geliyor. Günlük tuz tüketiminin günde 5 grama kadar indirilmesinin her yıl dünyada kalp krizi ve inmeye bağlı 2.5 milyon ölümü önleyebileceğine dikkat çekiliyor. Liv Hospital Nefroloji Bölümü’nden Prof. Dr. Tekin Akpolat tuzun azaltılmasının kan basıncını kontrol altına almanın yanı sıra hipertansiyon gelişimini de önleyebileceğini söyledi. Akpolat, tuz tüketimini azaltacak pratik önerileri şöyle sıraladı: ? Yemeğin tadına bakmadan tuz koymayın. Tuzsuz yemek çok tatsız diyorsanız biber, sirke, limon suyu ve değişik bitkilerle yemek tatlandırılabilir. ? Tuzsuz ekmek, taze sebze yiyin. Konserve, turşudan uzak durun. ? Tuzu azaltılmış peynir yiyin. ? Dışarıda yemek yerken seçici olun. ? Nane, kekik, soğan, sarımsak yemeklere tuz olmadan lezzet verir. Etleri sarımsak, sirke, limon suyu ile terbiye edin. ? Taze fındık, ceviz, semizotu yemeğe lezzet katar ? Alışveriş yaparken gıda etiketindeki tuz miktarına bakın. ÖZEL HASTANELERDE EK ÜCRET ARTIŞI Meslektaşları Bakan’a duacı olacak ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, özel hastanelerde hastalardan alınan ek ücreti artıracaklarını belirterek “Her kurumun uygulayacağı ek ücretleri kamuoyuna deklare etmesini isteyeceğiz. Fatura dökümünü vatandaşa verecek. Oranlar konusunda, üst limiti belirleyerek serbest bırakacağız” açıklamasını yaptı. Müezzinoğlu, önceki akşam TRT’nin sorularını yanıtladı. “Özel hastanelerin aldığı ek ücretler yeterli mi” sorusuna, kendisi de bir özel hastane kurucusu olan Müezzinoğlu, hastalardan bu yönde şikâyetler geldiğini ve konuyu Bakanlar Kurulu’nda değerlendirdikleri yanıtını verdi. Bakanlık olarak ek ücret oranlarını artırmayı düşündüklerini belirten Müezzinoğlu, “Üst limiti belirleyerek serbest bırakmayı düşünüyoruz. Yalnız kurum şu birimde şu oranlarda ek ücret alırım bilgisini verecek. Buna göre de cezai müeyyidelerini belirleyeceğiz” diye konuştu. Müezzinoğlu, performans sisteminde bazı düzenlemelerde bulunacaklarının da sinyalini vererek “Üniversite hocalarının performanslarını değerlendirirken, hem sağlık hem de eğitim alanlarında performans dinamiklerini birlikte göz önünde bulunduracağız. Normal mesaiden sonra da kurumlarında ilave ücret karşılığı hizmete devam etsinler ki bizim üniversitelerimiz de marka olabilsin” dedi. Yemek borusunda yanmayla ortaya çıkan reflü kansere kadar gidebilir İçimizdeki yangın Süngerimsi SİBEL BAHÇETEPE İstanbul Haber Servisi İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Kardiyoloji Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. İbrahim Keleş, amatör ve profesyonel spor yapan kişilerin spora başlamadan önce usulen bir sağlık raporu aldıklarını, ancak spora başlayacak kişilerin kalp açısından tam bir tetkikten geçmediklerini, sporcu ölümlerinin nedeninin genetik bir hastalık olan süngerimsi kalp hastalığı olabileceğini söyledi. Keleş, bu hastalığın nadir görülen ve doğuştan gelen bir kalp hastalığı olduğunu, erişkinlerde sıklığının 10 binde 14 ile 26 kişi arasında değiştiğini, ancak yaygın olarak bilinmediği için gerçek sıklığının daha fazla olabileceğini, bu nedenle sporcuların detaylı muayaneden geçirilmesi gerektiğini kaydetti. kalbe dikkat Hamilelikten önce kan sayımı yaptırın İstanbul Haber Servisi Sağlıklı bir hamilelik, hamilelik öncesi dönemde sağlığınızla ilgili testleri yaptırmakla başlar. Kadın hastalıkları ve doğum uzmanları hamilelik öncesinde kan sayımından tiroit hastalığına, HIV’den hepatite dek birçok testin yapılması gerektiğini belirterek “Bebeğinizin sağlıklı bir gelişim göstermesini istiyorsanız gebelik oluşmasından en az 6 hafta önce folik asit kullanımına başlamanız gerekir. Hamileliğinizin sağlıklı devam etmesi için de stresten uzak durun” önerilerinde bulundular. Hisar Intercontinental Hospital Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. İrem Cansever, hamilelik öncesinde papsmear, kan sayımı, TSH tetkikleri ve ultrasonografik muayenenin mutlaka yaptırılması gerektiğini söyledi. Hamilelik döneminde beslenmenin en önemli konular arasında geldiğini ifade eden Cansever, “Protein, karbonhidrat ve yağı dengeli olarak tüketmeniz gerekir. Hamilelik dönemi boyunca 915 kg arasında almanız idealdir” dedi. Cansever vitamin, omega 3, kalsiyum ve magnezyum takviyelerinin de sağlıklı bir hamilelik dönemi için gerekli olduğunu kaydetti. Depresyona yeşil yapraklı sebze, kabızlığa incir İlaç gibi gıdalar İstanbul Haber Servisi Diyetisyenler pek çok hastalığın çözümünün sağlıklı ve dengeli beslenmeden geçtiğini söylüyorlar. Uzman diyetisyen Serkan Tutar hastalıklar ve beslenme konusunda özetle şu bilgileri veriyor: Yüksek tansiyon: Özellikle potasyum içeriği yüksek olan gün kurusu, kuru incir, patates, domates, muz gibi besinlerin yeterli miktarlarda tüketilmesi gereklidir. Süt, kalsiyum içeriğinin yüksek olmasının yanı sıra potasyum açısından da zengin. Kolesterol: Katı yağlar, yağda kızartılmış etler, kremalı ürünler, yağlı süt ürünleri ve şarküteri malzemelerinin tamamı kolesterolü arttırır. Bunların yerine kolesterolünüzü dengede tutabilecek sebze ve meyveleri, nohut, fasulye gibi kuru baklagilleri yiyebilirsiniz. Depresyon: Depresyonun engellenmesi için magnezyum, B grubu vitaminleri, D vitamini, folat ve C vitamini alımı desteklenmelidir. Magnezyumun en iyi kaynakları yağlı tohumlar, kuru baklagiller, yeşil yapraklı sebzeler, çikolata ve kakaodur. B grubu vitaminlerin temel kaynakları ekmek, yağlı tohumlar, kuru baklagiller ve tam tahıl taneleridir. B grubu vitaminleri içeren hayvansal kaynaklı besinler ise tavuk, balık ve yumurta sarısıdır. Baş ağrısı: Muz, çilek, kavun gibi bazı meyveler ile belirli sıklıklarda tüketebileceğiniz şekerli besinler seratonin salgılanmasını sağlar ve gün içerisinde çektiğiniz baş ağrıları azalır. Kabızlık: Kuru incir, kuru erik ve hurma gibi bağırsak hızlandırıcı besinleri ara öğünlerde daha sık tercih edebilirsiniz. Beyaz ekmek yerine tam buğday veya çavdar ekmeği gibi bağırsak hızlandırıcı besinleri tercih etmeniz sıkıntılarınızı azaltacaktır. Toplumda en sık görülen mide bağırsak hastalıklarının başında gelen “reflü” her 5 kişiden birinde görülüyor. Ağıza acı su gelmesi, sabah uykudan kalkıldığında ağızda acı tat olması, ses kısıklığı, bu şikâyetlerin devam etmesi durumunda yutma güçlüğü ve kalp krizi şikâyetlerine benzer durumlarla kendini gösteren hastalıktan korunmak için asitli yiyecek ve içeceklerden uzak durulması, düzenli ve bilinçli beslenilmesi gerektiği vurgulanıyor. Genel Cerrah Op. Dr. Mehmet Yalım Uçtum, toplumun yüzde 15’inde haftada en az bir kez, yüzde 7’sinde ise her gün göğüste ve yemek borusunda yanma olduğunu söyledi. Uçtum, obezitenin, bazı ilaçların, sigaranın ve “gazlı içecekler, alkol, domates, nane, baharatlar, yağlı pirzola, portakal, greyfurt, ekşi mandalina, limon” gibi bazı yiyecek ve içeceklerin reflüyü artırdığırı söyledi. Hastalığın genellikle sosyoekonomik düzeyi yüksek kesimlerde daha sık görüldüğüne dikkat çeken Uçtum, “Hastaların, özellikle uyku zamanında yataklarının baş ucu kısmını 20 derece açı oluşturacak biçimde yükseltmesi şikâyetleri azaltabilir” önerisinde bulundu. Hastalığın tedavisinde ilk basamağı düzenli ve bilinçli beslenmenin, ikinci aşamanın ise ilaç tedavisinin oluşturduğunu vurgulayan Uçtum, bu iki basamakta fayda görmeyen hastalar için ameliyat seçeneğinin gündeme gelebileceğini anlattı. dikkat ? Uçtum, tedavi edilmeyen reflü hastalığının ileri dönemlerde yemek borusu kanserlerine yol açtığını kaydetti. Uçtum hastalara önerilerini şöyle sıraladı: Meyve ve Sebzeler: En güvenli meyveler taze ve kurutulmuş elma, armut, muzdur. Asit içeren narenciye ürünlerinden kaçınmak gereklidir. Sebzeler ise haşlanmış ya da fırında patates, brokoli, kabak, havuç, yeşil fasulye ve bezelye olarak sayılabilir. Domates ve domates ürünlerinden kaçınılmalıdır. Reflü diyetindeki sebzeler yağda kızartılmamalı, yerken yağ eklenmemelidir. Yiyeceklerin tuz oranına da dikkat edilmelidir. Et ve Protein: Yağsız kıyma, yağsız dana eti, derisiz tavuk göğsü, yumurta beyazı ve balık çok sağlıklı seçeneklerdir, hiçbiri yağda pişirilmemelidir. Tahıllar: En iyi seçenekler kepekli ve yulaflı gıdalar, mısır ekmeği, bulgur ve pirinç ürünleridir. Reflü hastalarının her öğünde ekmek yemeleri önerilir. Ekmek mide içindeki serbest sıvının bir kısmını emeceğinden asit miktarını azaltır ve reflüye engel olur. Tatlılar: Az yağlı kurabiyeler, kırmızı meyankökü ve jöle yenebilir. Düşük yağlı muz ekmeği, düşük yağlı kabak keki reflü hastaları için iyi seçeneklerdir. Reflü diyetinde yağlı olan ve çikolata, nane içeren her türlü tatlıdan uzak durulmalıdır. Beslenmeye BAKANLIK YÖNETMELİK DEĞİŞTİRDİ ‘Eş durumu’nda kura kalktı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Sağlık Bakanlığı atama ve yer değiştirme yönetmeliğini değiştirdi. Tabip ve uzman tabiplerin eş durumundan atamalarında kura koşulu kaldırıldı. Yönetmelik değişikliği ile birlikte 81 il 6 hizmet bölgesine ayrıldı. Sağlık çalışanlarının görev yaptıkları il göz önünde bulundurularak hizmet puanları hesaplanacak ve bu puan atamalara esas olacak. Hizmet puanının hesaplanmasında Kalkınma Bakanlığı’nca hazırlanan İl ve İlçelerin SosyoEkonomik Gelişmişlik Sıralaması Tabloları esas alınacak. Çalışanlar ihtiyaca göre taşrada görevlendirilebilecek. Ancak geçici görevlendirmeler her seferinde 3 ayı, toplamda ise 6 ayı geçemeyecek. Sağlıkçıların iller arası atama talepleri, hizmet puanlarına göre karşılanacak. Stratejik personel, yani tabip ve uzman tabipler ise yürürlükten kaldırılan yönetmelikten farklı olarak dönem ve kura koşuluna bağlı olmaksızın naklen atanabilecek. Zorunlu yer değiştirmeye tabi personel başka bir ilde görevlendirilirse eşi de aynı ilde hizmet yapabilecek. Kamu hastane birlikleri bünyesinde sözleşme imzalayan personelin eşleri, talepte bulunduğu takdirde eşlerinin görev yaptığı ile atanabilecek. ONLAR DA 4+4+4 KURBANI Kütüphaneler SELDA GÜNEYSU derslik oldu ANKARA Türk Kütüphaneciler Derneği Başkanı Ali Fuat Kartal, derneğin ülke genelindeki kütüphanelere yönelik hazırladığı raporu Cumhuriyet ile paylaştı. Buna göre ülke genelindeki birçok okulda bulunan kütüphaneler “4+4+4” eğitim sistemiyle ortaya çıkan derslik ihtiyacı nedeniyle kapatılarak derslik haline getirildi. Raporda şu saptamalara yer verildi: ? Okullarda okutulan ya da önerilen kitaplara yönelik sansür uygulamalarıyla sıkça karşılaştık. Bu uygulamalar ifade özgürlüğüne saldırıdır. ? Türkiye’deki 1112 kütüphanede yalnızca 344 kütüphaneci görev yapıyor. Kütüphane başına bir kütüphaneci bile düşmüyor. ? Kütüphanecilerin “teknik hizmetler sınıfı”na alınmaları ile birlikte özellikle vakıf üniversitelerinde çalışan meslektaşlarımız ile kamu kurumlarında çalışanların ücretleri arasında makas iyice açıldı. Hatta bazı vakıf üniversiteleri “asgari” ücretle kütüphaneci çalıştırmaktadır. ? YÖK, üniversite kütüphanelerinin 24 saat açık olması için üniversitelerden görüş sormaktadır. Ancak aynı YÖK, güya üniversiteleri denetliyor ama uluslararası standartlara göre “bir üniversite kütüphanesinde ne kadar personel olmalı ya da koleksiyonun niteliği ne olmalı” onu sorgulamıyor. ? Yeni açılan üniversitelerin kütüphanelerinde bırakın 24 saati, 8 saat hizmet verecek uzman personel bile yok. Ayrıca kütüphaneleri yaşamın merkezine çekmeliyiz. Eğitim sistemimizden kaynaklanan nedenlerle gençlerimiz kütüphaneyi “ders çalışma yeri” olarak kullanmaktalar.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle