09 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
22 MART 2013 CUMA CUMHURİYET SAYFA HABERLER 7 Özgürlükte dibe battık Avrupa Gazeteciler Federasyonu Başkanı Barry White, 2002 yılına göre Türkiye’de basın özgürlüğünün daha da kötüye gittiğini vurguladı İstanbul Haber Servisi Basın meslek örgütleri Türkiye’nin düşünceyi ifade özgürlüğü açısından baskı ve sindirme döneminden geçtiğini belirterek “özgür basın sindirilmeye çalışılırken, sansür ve otosansürün gazetecilerin ayrılmaz bir parçası haline geldiğini” vurguladılar. Avrupa Gazeteciler Federasyonu Başkanı Barry White ise Türkiye’de basın özgürlüğünün iyiye gitmediğini, 2002’ye göre Türkiye’de basın özgürlüğünün daha da kötü olduğunu söyledi. Gazetecilere Özgürlük Platformu (GÖP) dün Çağlayan Adliyesi’nde görülen Odatv davasını izledi. Duruşma öncesinde açıklama yapan, 93 meslek örgütünün oluşturduğu ve dönem başkanlığını Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nin (TGC) yaptığı Gazetecilere Özgürlük Platformu (GÖP) “Özgür basın varsa, özgür toplum vardır” pankartı açarak tutuklu gazetecilere destek verdi. ‘Hele Köprüyü Bir Geçelim’ Türkiye’nin, farklı nitelemelere göre “tarihi”, “karışık”, “tehlikeli”, “kritik” daha uzatabilirsiniz günlerden geçtiği bir gerçektir. Tarihin bir anlamda hızlı aktığı böyle günlerde belirsizlik, gittikçe koyulaşan bir sis de her şeye egemen oluyor. O nedenle çıplak gerçeği istiyorsanız olanı biteni her türlü süsten, boyadan arındırmak zorundasınız. Biz de öyle yapmaya çalışalım. AKP ile ya da isterseniz devlet ile ya da isterseniz hükümet ile henüz “terör örgütü” listelerinden çıkarılmamış PKK arasında görüşmeler sürüyor. Konu bir tarafın söylemine göre “terörün sona erdirilmesi” diğer tarafa göre “hakların teslimi”dir. Bu sonucu, MİT gözetiminde BDP ile PKK lideri Öcalan arasında yapılan görüşmelerden sonra yapılan açıklamalardan, Öcalan’ın Nevruz ya da Newroz törenlerinde okunan mesajından anlıyoruz. Kısacası Kürtleri temsil eden ya da ettiği vurguyla söylenen kesimin isteklerini, yapacaklarını, yapabileceklerini öğrendik. Henüz öğrenemediğimiz AKP’nin, hükümetin ya da isterseniz devletin ne dediğidir. Öcalan “PKK militanlarının geri çekilişinin TBMM denetiminde akil adamlar gözetiminde” olmasını istiyor. TBMM’de grubu bulunan partilerin konu ile ilgili tutumları henüz net değildir. Farklı söylemler, farklı tutumlar partisi MHP henüz bu konuda bir fikir vermiyor. CHP baştan beri Meclis’i gösteriyor. PKK ile görüşmeler yapılmasına da saydam olması koşuluyla karşı çıkmıyor. Akil adamlar önerisi ise zaten CHP’ye ait. Bilemediğimiz, açıklanan görüşlerde kullanılan cümlelerin gerçeği yansıtıp yansıtmadığı. Bunu merak ediyoruz. ??? Merakımızı giderebilmek için gözümüzü siyasilerin açıklamalarından, demeçlerinden ya da kavgalarından ayırıp sokağa çeviriyoruz: Sokak karışık duygular içinde. Bir de tabii aynı günlerde açıklanan ve gazetecilerin, aydınların, eski komutanların ağır hapse mahkum edilmesini isteyen savcının akıllara ziyan mütalaası var. Ölçü böyle zamanlarda hızla kaçıveriyor. Bir televizyon programında kerametleri kendilerinden menkul bir takımın “tarihte Türk diye bir ırkın, budunun, milletin, halkın bulunmadığını, sonradan icat edildiğini” anlatmak için nasıl ter döktüklerini, onları “Yahu siz delirdiniz mi” diye insafa davet eden yapayalnız kalmış romancı hanımefendiyi görünce, bu cins arkadaşların sorunun çözümünün önünde en büyük engel olduğuna bir kere daha inandım. İnandım, peki şaşırdım mı? ??? AKP’nin başta Başbakan olmak üzere “akil” adamları da aslında benzer bir fikri savunuyorlar. Son zamanlarda daha yüksek sesle dile getirilen “fikir” millet kavramının ulusu değil, din birliğini ifade ettiğini söyleyen İslamcı anlayıştır. Bu konuda Başbakan Erdoğan ile Öcalan benzer şeyler söylüyorlar ve bu çok eski ama parlatılmış “yeni fikir” Davutoğlu’nun “stratejik derinliğine” de pek uygundur. Öcalan “Fırat ve Dicle çevresinde bir Ortadoğu konfederasyonu” hayal ediyor ve bu hayalin çimentosunun doğal olarak inanç olacağını ilan ediyor. Başbakan da bu pek yeni “millet” kavramını en son Çanakkale şehitlerini anarken yineledi: Bir millet var; İslam milleti, başka da bir şey yok. Ben Kürtlerin yerinde olsam bu söylemden biraz ürkerdim. Çünkü bu sözlerin devamı arada bir söylendiği gibi “Ne Türk var ne Kürt, ne Kürt sorunu var ne Türk sorunu, hepimiz İslam milletindeniz” olacaktır, olmaktadır. Bu “pek yeni” kavramlaştırma solla ilişkisini kesmiş Kürt aydınlarına tehlikeli gelmeyebilir. Ne de olsa onlarda “hele şu köprüyü bir geçelim” anlayışı şimdilik egemendir. Ama bu “şimdi”nin bir de sonrası var. “Hele şu köprüyü bir geçelim” diyen yalnızca siz olmayabilirsiniz. Akdoğan: Gazete yönetimiyle görüştük ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Başbakanın siyasi başdanışmanı Yalçın Akdoğan, İmralı tutanaklarının açıklanması sürecinde Tayyip Erdoğan’ın eleştirisinin ardından Hasan Cemal’in Milliyet’ten ayrılması ile ilgili olarak gazete yönetimiyle görüştüklerini söyledi. “Müdahale etmediklerini” savunan Akdoğan şunları aktardı: “Gazete yönetimiyle temasımız oldu. Ama şunu atın, tutun... Böyle bir şey olmamıştır. Bu olaydan sonra gazete patronajıyla onlar bizi arıyor biz de düşüncemizi söylüyoruz. Ben onu Kürt meselesinde akil bir adam olarak görüyorum. Kendisini aramadık. Karışmamız doğru olmuyor.” Gazetecilere Özgürlük Platformu (GÖP) dün Çağlayan Adliyesi’nde görülen Odatv davasını izledi. asın özgürlüğü bir haktır’ GÖP üyeleri Türkiye’de basın özgürlüğünün demokratik bir hak olduğunu belirterek gazeteci Soner Yalçın, Nedim Şener ve Ahmet Şık’ın da aralarında bulunduğu 13 kişinin davasının 16. duruşmasını izlediler. GÖP dönem başkanlığı adına açıklama yapan TGC Genel Sekreteri Sibel Güneş gazetecilere yönelik baskılara artık dur denilmesini isteyerek şunları kaydetti: “Geçen yıl, GÖP dönem başkanlığını devrettiğimizde 179 ülke arasında 148. sıradaydık. 2012’nin açıklamasına göre, 6 basamak daha düşerek 154. sıraya geriledik. İktidar, cezaevinde gazeteci olmadığı konusunda ısrar ederken, uluslararası kuruluşlar Türkiye’deki basın özgürlüğü konusunu ‘kriz’ olarak tanımlıyor. Cezaevlerinde şu an 70 gazeteci bulunuyor” dedi. Avrupa Gazeteciler Federasyonu Başkanı Barry White ise açıklamasında Türkiye’de basın özgürlüğünün 2002’ye göre daha da gerilediğini belirterek özetle şunları söyledi: “Sizin benden iyi bildiğiniz gibi Türkiye’de basın özgürlüğü iyiye gitmiyor. 2002’ye göre Türkiye’de basın özgürlüğü daha da geriye düştü. Türkiye, Kongo’nun üzerinde yer alıyor. Bu rakamlara bakarsak Türkiye için bir karanlık tablodur.” ‘B ODATV’de yine tahliye yok. Küçük ve Avcı’dan mahkemeye tepki ‘Hangi hukukla tutuyorsunuz’ HİLAL KÖSE ‘154. sıraya geriledik’ Odatv davasının tutuklu sanıkları Hanefi Avcı ve Yalçın Küçük’ün tahliye istemi dünkü oturumda da kuvvetli suç şüphesi gerekçesiyle reddedildi. Suç şüphesinin dosyadaki TÜBİTAK raporuna göre devam ettiğini belirten heyet, sanıklara atılı suçların alt ve üst sınırları dikkate alındığında diğer koruma önlemlerinin yetersiz kalacağına hükmetti. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nden Ergenekon davasının mütalaasının istenmesini kararlaştıran heyet, davayı 13 Haziran’a erteledi. Ergenekon mütalaası geldikten sonra, dosya, esas hakkındaki görüşünü açıklaması için savcıya verilecek. İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davanın 16. oturumunda ilk söz hakkı tutuklu sanık Prof. Dr. Yalçın Küçük’e verildi. Gazeteci Soner Yalçın dahil davanın diğer sanıklarının tahliye edildiğini belirten Küçük, “Odatv davasını kapattınız. Yalçın Küçük davasını açtınız” dedi. Davanın tutuksuz sanıklarından gazeteci Barış Pehlivan ile evinde görüştüğünün ileri sü rüldüğünü ancak Pehlivan’ın da tutuksuz yargılandığını dile getirdi. Diğer sanıklara dönerek “Hepsi dışarıda. Ben nasıl yöneteceğim sizi” diKüçük ye soran Küçük, devam etti: “Kapıyı açtınız, mandalını tutuyorsunuz. Bunlara akıl vermişim, berikine mülakat vermişim. Hepsini saldınız, beni tuAvcı tuyorsunuz. Niye tutuyorsunuz beni? Hangi hukukla tutuyorsunuz? Meyhanede yalnız kaldım.” Diğer sanıklara dönerek konuşmasını sürdüren Küçük, “Hepiniz benim yüzümden şöhret oldunuz. Buraya çıkacaksınız, yemin üstüne yemin edeceksiniz. Benim evime hiç gelmediğinizi söyleyeceksiniz” derken Barış Pehlivan’a da bağırarak “Senin yüzünden tutuyorlar beni burada” dedi. Davanın diğer tutuklu sanığı eski emniyet müdürü Hanefi Avcı ise Ahmet Şık ve Nedim Şener’le ilişkilendirilerek tutuklandığını ifade ederek “Onlar dışarıda ben içerdeyim. Kitabımı yayınevine gönderdiğim tarih, söz konusu dijitalden daha önce. Gösterdiğim delillere inanmayıp kimin yazdığı belli olmayan dijitallere itimat etmeniz mantıklı değil” diye konuştu. 3. yargı paketi çıktıktan sonra kendisiyle aynı durumda olan herkesin tahliye edildiğini belirten Avcı, “Bugünün sözde mağdur kahramanları 28 Şubat’ta susarken ben karşı çıkıyordum. Susurluk’ta tüm bildiklerimi anlattım. Tutuklandım yine de bir çizgide durdum” dedi. İzleyicilerin bazılarının Yalçın Küçük’e destek olmak için kırmızı atkıyla geldiği duruşmayı, CHP milletvekili Melda Onur, gazeteci Ayşenur Arslan, Uğur Dündar, TGS Genel Başkanı Ercan İpekçi de izledi. Avcı’nın tepkisi Kırmızı atkıyla katıldılar BAŞSAĞLIĞI 68 devrimci öğrenci gençlik kuşağının öğrenci önderlerinden, 6 Mayıs 1972 günü Deniz Gezmiş ve Hüseyin İnan'la birlikte idam edilen Yusuf Aslan'ın annesi MEDİHA ASLAN yaşama veda etmiştir. 68'liler topluluğu ile ailesi ve yakınlarına başsağlığı diler, acılarını paylaşırız. 68'LİLER BİRLİĞİ VAKFI YÖNETİM KURULU T.C. OSMANİYE 2. İCRA DAİRESİ’NDEN TAŞINIRIN AÇIK ARTIRMA İLANI 2012/793 TLMT. Aşağıda cins, miktar ve değerleri yazılı mallar satışa çıkarılmış olup: Birinci artırmanın aşağıda belirtilen gün, saat ve yerde yapılacağı ve o gün kıymetlerinin %50’sine istekli bulunmadığı takdirde, yine aşağıda belirtilen gün, saat ve aynı yerde 2. artırmanın yapılarak satılacağı; şu kadar ki, artırma bedelinin malın tahmin edilen değerinin %50’sini bulmasının ve satış isteyenin alacağına rüçhanı olan alacakların toplamından fazla olmasının ve bundan başka paraya çevirme ve payların paylaştırma giderlerini geçmesinin şart olduğu; birinci artırmadan on gün önce başlamak üzere artırma tarihinden önceki gün sonuna kadar elektronik ortamda teklif verilebileceği, birinci artırmada istekli bulunmadığı takdirde elektronik ortamda birinci artırmadan sonraki beşinci günden başlamak üzere ikinci artırma gününden önceki gün sonuna kadar elektronik ortamda teklif verilebileceği, mahcuzun satış bedeli üzerinden aşağıda belirtilen oranda KDV’nin alıcıya ait olacağı ve satış şartnamesinin icra dosyasından görülebileceği; gideri verildiği takdirde şartnamenin bir örneğinin isteyene gönderilebileceği; fazla bilgi almak isteyenlerin yukarıda yazılı dosya numarasıyla dairemize başvurmaları ilan olunur. 05/03/2013 l. İhale Tarihi: 03/04/2013 günü, saat 14.5015.00 arası. 2. İhale Tarihi: 19/04/2013 günü, saat 14.5015.00 arası. İhale Yeri: Özkardeşler Yeddiemin Otoparkı Adana yol üzeri, Karakaya Tuğla fabrikası yanı Merkez/Osmaniye No: 1 Takdir Edilen Değeri TL.: 40.000,00 Adedi: 1 KDV: %1 Cinsi (Mahiyeti ve Önemli Nitelikleri): 31pe797 Plakalı, 2012 Model, VOLKSWAGEN Marka, 2KN Tipli, CAYH82657 Motor No’lu , WV1ZZZ2K2CX064914 Şasi No’lu, Dizel, 44,890km, araç çalışır vaziyette, iç aksam fabrikasyon eksiği yok, arka tampon, sağ tarafta 10 cm çizik var, lastikler normal, çelik jant, görüntü itibarı ile temiz ve iyi görünümlü, Açıklamalı Araç. (İİK. m. l 14/1,114/3) *: Bu örnek, bu Yönetmelikten önceki uygulamada kullanılan Örnek 63’e karşılık gelmektedir. “Resmi ilanlar: www.ilan.gov.tr’de” (Basın:15986) Bir çocuk daha okusun diye 21.YÜZYIL EĞİTİM VE KÜLTÜR VAKFI (YEKÜV) Tel: 0212 274 15 02 0212 213 74 02 Fax: 0212 275 52 44 www.yekuv.org • [email protected] Vakıflar Bankası: Osmanbey Şubesi : 00158007287986476
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle