13 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 15 MART 2013 CUMA 4 HABERLER Kaçırılan 8 kamu görevlisi serbest, yakınları kaçırılan 8 aile daha “iyi haber” bekliyor Mağrur Olma Başbakanım Senden Büyük İmam Var Bu yıl 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü yaşadığım Fransa’da, ana konulardan biri Türk Pınar Selek’ti. 9 Mart gecesi, ülkeme dönünce evde bulduğum gazetelerde “memleketimden kadınlar günü manzaraları”ndan biriyle karşılaşıp sorunların nasıl iç içe olduğunu anlama olanağı buldum. Olay şu: Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla geçen cuma, Bodrum’un Barış Meydanı’nda, Bodrum Kadın Dayanışma Platformu üyesi kadınlar davullarla zurnalarla eylem yapmak istemişler. Ne var ki, Kızılcahisarlı Mustafa Paşa Camii İmamı Harun Ateş, buna izin vermemiş. Burada davullarla zurnalarla eylem yapamazsınız. Cemaatin dikkati dağılır demiş. Göstericilerin resmi izinleri olduğunu söylemelerine imamın yanıtı kesin olmuş: Dinen caiz değil! Neyin dinen caiz olup olmadığına ise tabii ki imam efendi karar verecek. Ve bir kez o dinen caiz değil dedi mi, akan sular duracak. Nitekim o da öyle söylüyor ve diyor ki: Kaymakam da, Başbakan da izin verse bu durum doğru değil. HHH Yani Bodrum Kızılhisarlı Mustafa Paşa Camii İmamı Harun Ateş gösterilere izin verilebilmesi için bunların dinen caz olması gerektiğini ileri sürüyor ve buna karar verecek olanın da kendisi olduğunu söylüyor ve ekliyor: Eğer gösteri dinen caiz değilse, kaymakam da başbakan da izin verse kıymeti yok. Nitekim öyle de olmuş ve Harun Ateş’in dinen caiz görmediği gösteri, imamın uygun bulmadığı yerde devletten alınan izne rağmen yapılamamış, 100 kişilik kadın gösterici grubu Barış Meydanı’nda değil, imam efendinin caiz gördüğü Belediye Meydanı’nda yapmışlar eylemlerini. Yirmi birinci yüzyılda, güya laik Türkiye Cumhuriyeti’nde bir kadın derneğinin barışçı gösterisinin yapılacağı yerin dinen caiz olup olmadığına bakılarak karar verilmesindeki garabet artık kimseyi yadırgatmıyor. Bu durumda, artık Türkiye Cumhuriyeti önündeki laik sıfatının fuzuli olduğunu, gerçekte kullanılmaması gerektiğini söyleyenler haksız olmasalar gerek. Durum böyle olup siyasi eylemlerin kararlarının da nesnel, demokratik kurallara değil de din kurallarına bağlı olmaları halinde de artık devletin ilçedeki resmi temsilcisi kaymakamdan çok, cami imamı yetkili oluyor. Ee, imam efendi dururken neyin dinen caiz olduğuna kaymakam bey karar verecek değil ya. HHH Toplumsal yaşamın belirleyici normları dinsel kurallar olduğuna göre, devletin memurlarının yetkilerinin de dinsel organların kendilerine bıraktığı alanla sınırlı olması da, bu sınırların dinsel makamların keyfine uyarak değişmesi de kaçınılmaz. Devletin yalnız memurları değil, ama aynı zamanda seçilmiş yöneticileri de, din kurallarına uymak zorunda olduklarından kimin, nerede, nasıl gösteri yapacağı konusunda kaymakam gibi Başbakan da söz sahibi olamaz. Yani olur da olmasına, imam efendi, “dinen caiz değildir” diyene kadar. Nitekim, Harun Ateş bunu açık açık şöyle dile getiriyor: Başbakan da izin verse bu durum doğru değil. Ve Harun Ateş’in dediği oluyor, gösteri onun sakınca görmediği alana kaydırılıyor. Harun Ateş de kimi şaşkınların hâlâ şeriatçı niteliği olup olmadığını tartıştıkları rejimin niteliğini Osmanlı dönemini anımsatan bir tekerlemeyle şöyle dile getiriyor: Mağrur olma Başbakanım senden büyük imam efendi var. Böyle bir durum, hiçbir başkancı sistemde bile görülmemiş, fiili yetkilere, şu anda dahi sahip Tayyip Bey’in ne kadar hoşuna gider? Kongre karşısındaki çaresizliği dolayısıyla Obama’ya zavallı diyen Burhan Kuzu Hoca’nın gözünde bu ahvalde, Tayyip Bey ne duruma düşmüş olur dersiniz? Ya bırakılmayanlar... TÜREY KÖSE ANKARA PKK’nin kaçırdığı 8 kamu görevlisi ve asker serbest bırakılırken 1990’lı yıllarda çocukları kaçırılankaybolan 8 aile de umutlu bir bekleyiş içine girdi. Şırnak’ta 21 yıl önce kaçırılan er Engin Ekşi’nin ağabeyi Fadıl Ekşi “Bizim de askerimizi versinler, biz de sevinelim, biz de davul çalalım” dedi. CHP İstanbul Milletvekili Melda Onur, 1992 yılından itibaren Güneydoğu’da çeşitli tarihlerde PKK tarafından kaçırılan ve bazıları için gaiplik kararı bulunan askerlerin akıbetlerinin araştırılması için önerge verdi. Onur’un soru önergesine Milli Savunma Bakanlığı tarafından verilen yanıtta “15 personel ile ilgili gaiplik (bir kimsenin ölüm tehlikesi içinde kaybolması veya kendisinden uzun süre haber alınmaması sonucu yargıç kararı ile kişiliğine son ve u CHP’li Melda Onur’un araştırmasına göre, 1990 yılından beri kaçırıldığı sanılan ve kendilerinden hiçbir haber alınamayan 8 asker var. Bu kayıplar hakkında Meclis’e önerge veren Melda Onur, PKK’ye de bu kişiler hakkında bilgi vermesi için çağrı yaptı. 21 yıl önce kaçırılan er Engin Ekşi’nin ağabeyi Fadıl Ekşi, ‘’Bizim de askerimizi versinler, biz de sevinelim’’ dedi. rilmesi) kararı bulunmakla birlikte, ayrıca 15 personelin takibine devam edildiği” bildirildi. Ancak bu askerlerin kimlik bilgileri açıklanmadı. Melda Onur’un kişisel girişimleriyle elde ettiği listeye göre, 1990’lı yıllarda kaçırılan ve haber alınamayan askerlerin listesi şöyle: Er Aydın Şahin ve er Engin Ekşi (15.05.1992 tarihinde Şırnak ili Uludere İlçesi Taşdelen Jandarma Karakolu baskınında kaçırıldı), jandarma er Doğan Yaman (20.07.1992 tarihinde Hakkâri ili Çukurca ilçesinde kaçırıldı), Jan. Ast. Kdm. Bşcvş.Yaşar Gökçe (24.08.1992 tarihinde Batman ili Sason ilçesinde kaçırıldı), er Mehmet Karaca ve er Yunus Çaça (7 Nisan 1995 tarihinde K.Irak sınır karakolu baskınında kaçırıldı), er Levent Yabangülü (27.11.1998 tarihinde Irak sınırında düşürülen helikopterde izine rastlanmadı), Üsteğmen Fatih Uluğ (2.12.2007 tarihinde Diyarbakır ili Lice ilçesinde kaçırıldı). Onur, 8 kamu görevlisinin serbest bırakılmasının çocuklarından 20 yıldır haber alamayan ailelerin de umutlarını artırdığını söyledi. Onur, “Nasıl Cumartesi Anneleri faili meçhul çocuklarının peşindeyse, bu insanların çocukları da faili meç hul. Gaiplik kabul edilemez. PKK, bu çocuklarla ilgili de bilgi vermeli” dedi. Uludere’de 1992 yılında kaçırılan Engin Ekşi’nin ağabeyi Fadıl Ekşi, 21 yıldır kardeşinin izini sürüyor. 8 kişinin bırakılması, 21 yıldır oğlunu bekleyen 70 yaşındaki anneleri Hatice Ekşi’yi de çok umutlandırmış. Fadıl Ekşi, yaşadıklarını şöyle anlattı: “Kardeşim 1992’de 10 aylık askerken kaçırıldı. Gitmedik yer, çalmadık kapı bırakmadık. İlk 34 yıl Kızılhaç aracılığıyla mektuplaştık 56 kez. Kardeşim mektup yazıyordu, biz de Kızılhaç aracılığıyla gönderiyorduk. İlk 810 sene bağlantımız vardı bir şekilde, ondan sonra koptu. Barış sürecinde güzel bir hava yakalandı, kardeşlik adına kardeşimi bıraksınlar. Kalan 8 askeri de bıraksınlar. Biz de sevinelim, biz de davul çalalım.” Ağabeyin çığlığı BÜLENT ARINÇ, ÖCALAN’DAN BİLDİRİ BEKLİYOR Piyade Uzman Çavuş Zihni Koç, 21 aylık esaretin ardından Amasya’nın Karaali köyündeki babasının evine döndü. Annesi Gülsüm Koç’un kalp krizinden öldüğünü yeni öğrenen Koç’un üzgün olduğu gözlenirken oğlu Alican Koç’un balkona astığı Türk bayrağını öperek poz verdi. ‘Bir duyuru ümit ediyorum’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, İmralı sürecinin başladığı gibi olumlu seyretmesi durumunda 21 Mart tarihinden önce terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan tarafından bir bildiri ortaya çıkabileceğini belirtti. Arınç, bir televizyon kanalında gündeme ilişkin soruları yanıtladı. PKK’nin elindeki kamu görevlilerinin serbest bırakılmalarıyla ilgili “Devletin, hükümetin gücü bunları bugüne kadar bulmaya yetmedi mi”? düşüncesinin zaman zaman dile getirildiğini belirten Arınç, “Memleketlerine, ülkelerine dönebilecekleri en iyi ortam bugüne kadar beklendi. Bu onlardan bir tanesiydi belki” dedi. İkinci İmralı heyetinin ardından Kandil ve örgütün Avrupa kanadına 2 mektup ulaştırıldığını anımsatan Arınç, bu mektuplara gelecek yanıtlara göre sürecin devam etmesinin öngörüldüğünü anlattı. Arınç, “Eğer süreç başladığı gibi olumlu seyir takip edecek olursa yine 21 Mart’tan önce Öcalan tarafından yine bir bildiri, haberleşme veya onların tabiriyle bir talimat ortaya çıkabilir. Bu süreç zannediyorum ki hemen silah bırakmayla ilgili olmaz, mutlaka bir eylemsizlik çatışmasızlık kararı vereceksiniz, bundan sonra artık silahların susması gerekiyor şeklinde bir bildiri veya duyuru yapılacağını ümit ediyorum” diye konuştu. Ergin Saygun’un sağlık durumu nedeniyle serbest bırakıldığının anımsatılarak diğer hasta tutukluluların neden serbest bırakılmadığına ilişkin soru üzerine Arınç, bu konunun kendisini vicdanen çok yaraladığını belirterek “Bunların bir şekilde tahliye edilmeleri, hükümlü iseler, hükümlerinin iyileştikten sonraya tehir edilmeleri gerekiyor. En son sanıyorum Fatih Hilmioğlu için bu daha fazla söz konusu oluyor, başkaları da mutlaka vardır” dedi. Kaçırılan kamu görevlileri aileleriyle hasret giderdi Yurt Haberleri Servisi Terör örgütü PKK tarafından serbest bırakılan kamu görevlileri evlerine ve ailelerine kavuştu. Kimileri aylardır görmediği annesinin ölüm haberini alırken kimileri çocuğuna ilk kez sarılabildi. Aylardır, hasret çeken aileler bu kez sevinç gözyaşı döktü. Piyade Uzman Çavuş Zihni Koç, 21 aylık esaretin ardından Amasya’nın Karaali köyündeki babasının evine döndü. Annesi Gülsüm Koç’un kalp krizinden öldüğünü yeni öğrenen Koç’un üzgün olduğu gözlenirken oğlu Alican Koç’un balkona astığı Türk bayrağını öperek poz verdi. Anneannesi 75 yaşındaki Ayşe Koç, torununun gelişiyle yeniden doğmuş gibi olduğunu belirtti. Baba Veysel Koç ise “Sürece destek veren tüm yetkililerden Allah razı olsun. Barış görüşmelerini sonuna kadar destekliyoruz” diye konuştu. Eve dönüş düştüğünü söyledi. Kaymakam adayı Kenan Erenoğlu da Ankara Esenboğa Havaalimanı’ndan ailesi, akrabaları ve arkadaşlarının yanı sıra çok sayıda vatandaşla geldiği mahallesinde, sevinç gösterileriyle karşılandı. Kurban kesilmesinin ardından Erenoğlu, anne ve babasıyla evine çıktı. Erenoğlu, “Çok mutluyuz, hep beraberiz. Çok teşekkür ediyoruz, halkımızın gösterdiği ilgiye” dedi. Şanlıurfalı askerler Reşat Çeçan ile Hadi Gizli 8 ay sonra evlerine döndü. Kardeşi dağda olan er Çeçan, evinde alkış ve zılgıtlarla karşılandı. Çeçan, yakınlarıyla sarılarak hasret giderdi. Çeçan, ailesine kavuştuğu için mutlu olduğunu söylerken kendisine yöneltilen soruları ise asker olduğu için yanıtlayamayacağını söyledi. Baba Cemal Çeçan ise barış çağrısını yineleyerek “Türk ya da Kürt hiçbir anne ağlamasın” dedi. Er Hadi Gizli de Viranşehir ilçesi Yaban köyünde alkış ve zılgıtlarla karşılandı. 18 ay sonra evine dönen Uzman Çavuş Kemal Ekinci de babası Ömer, annesi Nezihe, eşi Dilek ve hiç görmediği 1.5 yaşındaki kızı Bahar ile hasret giderdi. Davul zurnayla karşılanan Ekinci yakınlarının omuzlarında evine girdi. Mardinli er Ramazan Başaran, 14 ay sonra Derik ilçesine bağlı Derinsu köyündeki baba ocağına ulaştı. Başaran için evinin önünde kurban kesildi. Başaran, aile fertlerine tek tek sarılarak hasret giderdi. Hasta tutuklular sorunu erin 100 metre altında tutuldular Astsubay Başçavuş Abdullah Söpçeler, Kırklareli’nin Büyükmandıra beldesindesi baba evine döndü. 4.5 yaşındaki Melis de babasının döneceğini duyunca en güzel kıyafetini giydi, babasını bekledi. Bitkin gözüken Söpçeler, yakınlarına sarılarak hasret giderdi. Buluşma anında ailesi gözyaşlarına boğuldu. Tutuldukları mağaranın yerin 100 metre altında olduğunu ve burada yaşadıklarını belirten Söpçeler, 85 kilodan 59 kiloya Y KIZILTEPE BELEDİYE BAŞKANI İstanbul Haber Servisi İstanbul Üsküdar Kısıklı’daki konutunda soğuk algınlığı nedeniyle dinlenen Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, dün serbest bırakılan 8 kamu görevlisini tek tek aradı. Kamu görevlileri ve aileleriyle görüşen Başbakan Erdoğan, “geçmiş olsun” dileklerini iletti. Bu arada Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu da Erdoğan’ı evinde ziyaret etti. Müezzinoğlu, Erdoğan’ın konutunda yaklaşık 1 saat kaldı. Geçmiş olsun telefonu Ferhan Türk Matem evinden düğün evine... göreve iade edildi OZAN YAYMAN MARDİN (Cumhuriyet) KCK operasyonunda 29 Aralık 2009’da tutuklanan ve 19 Şubat’ta tahliye edilen Mardin’in Kızıltepe Belediye Başkanı BDP’li Ferhan Türk, İçişleri Bakanlığı tarafından göreve iade edildi. Kızıltepe Kaymakamlığı’na konuyla ilgili yazı gönderildiğini belirten Türk, “Göreve iade edildiğim sözlü olarak ifade edildi. Görevime döneceğim için mutluyum” dedi. Van’daki KCK operasyonunda tutuklanan BDP’li Edremit Belediye Başkanı Abdulkerim Sayan ve Özalp Belediye Başkanı Murat Durmaz, tahliye edilmelerinin ardından görevlerine iade edilmişti. SÖKE PKK’nin 19 ay alıkoyduktan sonra serbest bıraktığı polis memuru Nadir Özgen’in, Aydın’ın Söke ilçesi Bağarası beldesindeki baba ocağı, matem evinden düğün evine döndü. 30 yaşındaki polis memuru, 2011’de Van’da kaçırılmıştı. PKK’nin serbest bırakmasının ardından Özgen, 19 ay sonra dün sabaha karşı saat 02.00 sıralarında babası Hidayet Özgen’le birlikte Bağarası’na geldi. Annesi Müşer ref bir an olsun oğlunun yanından ayrılmazken Nadir Özgen şaşkın ve ürkek. Konuşmuyor, sadece “Aileme kavuştuğum için çok mutluyum. Başka da diyecek bir şeyim yok” diyor. Anne Müşerref ve baba Hidayet Özgen’in mutlulukları yüzlerinden okunuyor. Hidayet Özgen, “19 aydır bu günü görmek için yaşıyorduk. Anlatılmaz bir mutluluk içindeyim. Hiç umudumuzu kaybetmedik. Evladımız bir gün gelecek diyorduk” diye konuşuyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle