13 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
13 MART 2013 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA 15 Epostasındaki adı, pek masalımsı: Rozalinda Bravo. Adının “Batılı” tınısına aldırmayın, genç kızımız tesettürlü Müslüman. İletisine sekiz adet “masum” fotoğrafını eklemiş, ben en çok “ayıcığıyla” poz verdiğini beğendim, sizin de beğeninize sunuyorum. Gönderdiği fotoğrafları, “KIZZZZ” diye numaraladığını belirtmeden geçemeyeceğim. Ve çağrısını, Türkçe yanlışlarına dokunmadan yayımlıyorum: “slm sizinle ciddi anlamda tanismak istiyorum amacim ciddi arkadaslik ve ileriye donuk evlilik inanin artik  bende mutlu olmak istiyorum her insan gibi bende mutlu sicak bir yuva kurmak istiyorum ama da malesef nette pek giremiyorum oyuzden de size cep numarami brakiyorum  00306943083648 aramanizi bekliyorum saygilar” Rozalinda’nın beni erkek sanması, “bana koca lazım” çağrısını, kuşkusuz bir erkekten satın aldığı, binlerce kişilik bir “mailing” listesine göndermesinden kaynaklanıyor. Başka bir deyişle oldukça güzel, belki de aşırı masum, hatta bakire ve kesinlikle umutsuz ev kızı Rozalinda, şişeye yazdığı dileğini denize atar gibi bir çağrı atıyor dünyaya… Ne var ki bu cesur girişimde yalnız değil. Rekabet acımasız ve çoğul… Arada, oltayı doğrudan (kötü) İngilizce atıp, kocadan çok sazan bekleyen açıkgöz dullar da çıkıyor: “Assalamu Alaikum Warahmatullahi Wabarakatuh,  My name is Mrs Sabeen Aram Mansour from AlHarrah AlSanayamayn District in Syria and also a Muslim woman. My Late husband was killed in Aleppo in his commercial business area. I write this to see if you can help me to keep this money with you for my Kids as most of our houses in Aleppo is destroyed.  I am not sure if I can “Yasak lezzet, sansür yetenek kazandırır.” MARC VILROUGE İffetten Fuhuşa Yasak Dopingi dolup taşıyor. Adımda, sezemediğim abazan bir erkek tınısı ya da İslami bir tılsım mı var nedir, benden kocalık ya da dünyalık bekleyenlerin hepsinin ortak noktası, Müslüman olduklarını iddia etmeleri! Elbette şaka yapıyorum, çünkü binlerce kişiye aynı anda gönderiliyorlar. Ama ileti sahiplerinin istisnasız İslamiyet vurgusu, tartışmasız bir gerçeği ortaya koyuyor. Bu koca ya da sazan avcıları, Müslüman erkeği “kolay av” bellemiş durumda. Acaba neden? Gazetemizin 31 Ekim 2012 tarihli sayısında, “Üniversiteliler ahlaksızlık getirdi” başlıklı bir haber vardı. Yeşilay Mardin Şube Başkanı Lütfü Günlüoğlu, gençlerin sarmaş dolaş gezdikleri, sokakta ve parklarda öpüştükleri gerekçesiyle üniversitelilerin yöreye ahlaksızlık getirdiğini öne sürüyor; “Ankara, İstanbul ve İzmir’deki gençler arasındaki hayâsızlık manzaraları Mardin’de de görülmeye başlandı. Önce el ele, sonra sarılarak, sonra da dudak dudağa öpüşerek fiili zinaya doğru gidiliyor. Derhal bu ahlaksız davranışların önüne geçilmelidir” diyordu. Mardin’den yükselen bu ses, Fotoğraf: KIZZZ aslında tüm Türkiye’de yaygınlaşan “iffet bekçiliği”nin düdüğü olup, yukardaki “acaba”nın nedenidir, ey okur. Evren, bir etki tepki dengesidir. Aşırılık, aşırılıkla dengelenir. Cinsellik bir içgüdüdür. Bastırılırsa, patlayarak kendini gösterir. İffet baskısı, fuhuşu körükler. Gençlerin sevişmesini ahlaksız, kadınların kocaları tarafından hacamat edilmesini ahlaklı bulan bu zihniyet tam tersini kabullenmediği sürece, fuhuş avcıları en çok Müslüman erkekler arasında avlanacaklardır. Çünkü doğanın değişmez yasaları vardır. Aç ayı saldırır. Yeni ‘kristal geceler’ yakındır Kitaba düşmanlık, Ortaçağ’da bilimsel gelişmelerin hız kazanması ile birlikte ortaya çıkmıştı. Bilgi karanlığı aydınlatıyor, yoksullar, ezilenler içinde yaşadıkları ağır koşulların bir zorunluluk ve tanrı buyruğu olmadığını öğreniyor, başkaldırıyorlardı. Bilgiye ve kitaba düşmanlık o günden bugüne devam ediyor. Hitler’in “Kristal Gece”si gibi meydanlarda yığın yığın yakılmıyor bugün kitaplar. Daha incelikli yürütülüyor bilgi ve kitap düşmanlığı. Son günlerde yaygın yöntem gizli sansürcülük. Şairlerin, yazarların eserleri sansür zaptiyeleri tarafından elden geçiriliyor, onyıllar, yüzyıllardır bilinen, okunan kitaplarda beğenilmeyen mısralar, “aykırı” fikirler, tanımlar, kavramlar, sözcükler ayıklanıyor. Edep bilmez bir zaptiye zihniyeti peydahlanmış, edebiyata nizam vermeye kalkıyor. Dünya klasikleri bir yana, Anadolu halk ozanı Yunus Emre’ye el sürecek kadar kendini bilmez ve fütursuz! Dışarıda bunlar olur da hapishaneler geri durur mu? İçinde atölye şefinin de yer aldığı Eğitim Kurulu toplandı, 10 kitap, 10 dergi sınırı ile dışarıda esen bilgi ve kitap düşmanlığına hapishaneden ses verdi. Gerekçe malum, aramaları zorlaştırıyor, güvenlik riski yaratıyormuş! Kurt kararı vermiş, kuzuyu yiyecek, suyu mu bulandırıyorsun demesinden bir farkı yok bu gerekçenin. Kitap sayfalarının arasında ne aranır, ne bulunur bilgiden, yazıdan başka? Ya nasıl bir güvenlik riski yaratır kitap? Yangın çıkarır demesin kimse, Hitler’in ve Hitlercilerin (Nazilerin) sevdiği şeydir kitapları yakmak. Devrimciler ise içercesine okurlar her satırını, yakmazlar kitapları! Duyun, bilin istedik: Yarın yağma edilircesine toplanacak kitaplarımız, vermeyeceğiz elbette, zorla almak isteyecekler. Duyun, bilin, şaşırmayın, yeni kristal geceler aydınlatacak karanlıkları. Ha bir de dini kitaplara sınır yok diyorlar, kararda aynen öyle yazıyor, ibadet için gerekli olan dini kitaplarda sınırlama olmayacakmış! Bu da bir şeydir. Hitler “Kristal gece”de dinisiyasibilimsel diye ayırmadan hepsini yakmıştı. Bu uygulamayı siyasi bir karar gibi mi algıladınız?! Doğrusu biz öyle düşünmedik. Hiç olmazsa dini kitaplar kurtulacak talandan. Duymakla, öğrenmekle kalmayın istiyoruz, duyurun, bildirin, taraf olun, tavır alın. İbrahimi bir ateştir yakılan, kimi bir damla su, kimi bir çalı parçası atar üstüne. Bir damla su diyenedir sözümüz. Selamımız da sizlere. Aklınız zihniniz, yüreğiniz aydınlık olsun, kitabın ateşi ile değil bilgisi ile aydınlanmaktır dileğimiz. 5 Mart 2013 Seyfi POLAT 2 NO’LU F TİPİ CEZAEVİ C İLAVE 109 TEKİRDAĞ ‘ G ’ N O K T A S I survive but incase anything happens to me I will like you to keep for my kids $7.5million incase i did not survive.  I will tell you the money location in the next email I will send you both my home address in case if I did not survive this condition here in Syria. Reply to me back to me as soon as possible, get back to me today my respected brother/sister if you agree to help me because i will give you 30% ok.i swear to Allah taala. insha allah!!!  Best Regard” Sizlere de geliyordur mutlaka, ama benim posta kutum bu tür iletilerle Kış Hasretleri En son bir cumartesi biner trenlerine yalnızlığın bin gün artar damlarda durur soğuk istasyonlar sevdalar yollarda kalır piyano sesleri sinmiş yıldızların ışıkları karışır sabahlara her taraf bembeyaz ayrılık keser kapanır bütün kavuşmalara gurbetler hasret ne kadar zor. A.KADRİ ERGİN KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK [email protected] ‘Yaşam Mimarı’ ve Mimarlar Sözler” başlığıyla sayfalar ayıran medyanın, aynı sayfalarda “kısa haber” bile yapmadığı açıklamada şunlar vurgulandı: “Bu hezeyanın temel nedeni, TOKİ’nin hazırladığı planın açıkça doğa yağmasına neden olacağının kanıtlanmasından ötürü bağımsız yargı tarafından iptal edilmesidir.” Peki, şan ve servetini adaletin “hayır” dediği talan yatırımlarına borçlu olan bir tüccar, acaba kimlerden cesaret alarak kamu kuruluşu niteliğindeki odaları “kapatırım!” diyebilmektedir? Anayasada açıkça “mesleğin ve halkın çıkarlarını korumak”la görevlendirilen odalara böylesine aşağılayıcı sözler söyleyebilmek, hangi “müteahhitlik etiği”ne sığmaktadır? Yanıt yine Oda’nın açıklamasından: “Doğanın ve yaşam alanlarının yağmasına yönelik yasaların hazırlanmasında demokratik katılımcı yöntemler yerine, halkı, sivil toplumu, “Bakanlık da mı kapatılsın?” meslek odalarını kaldırırım.” (3 Martdışlayan, uyarıları bile gazeteler) kale almayan yönetimler, Sadece bu sözüyle Ağaoğlu’na ilham kaynağı bile odaları “susturma” olmaktadır.” yasaları hazırlayanlarla kol İkinci soru içinse kola olduğunu gösteren “edep dahili”nde ancak Ağaoğlu, “kasalarındaki şu söylenebilir: Talan trilyonlarla ne yapıyorlar?” projesi dışındaki kamuya dediği “TOBB de ait ormanda müşterileri kapatılsın” buyruğuna kandırmak amacıyla at bakın TMMOB’ye bağlı koşturmak, dolandırıcılıkla meslek odaları için neler konut pazarlamak eklemiş: “Her projeden değil de nedir? Bu bile tasdik harcı, her mimardan müteahhitlik bir yana, aidat alarak, her plana geleneksel “ticaret dava açıyorlar. Yargı da etiğinden yoksun”luğun onlara çanak tutuyor.” göstergesidir.. Bakalım yakında ollanan’ tüccar TBMM’ye sunulacak Ekonomi tarihimize yeni anayasada, “meslek “imar rantı sevdası”yla odalarını güçlendirmek” geçecek bu dönemin mi, yoksa zaten “kollanan”ları arasındaki kısıtlanan yetkilerinin emlak tüccarının sözde demokrasi adına “yağmaya dur” diyen “tümüyle budanması” mı yargıya hakaret etmesine hedeflenecek? Mimarlar Odası yanıt Ağaoğlu bunu da verdi: Dubai konuşmasına açıklarsa, şimdiden “Ağaoğlu’ndan Sert öğrenmiş olacağız... Giderek ünlenen emlak tüccarları Ali Ağaoğlu bir yandan “Yaşam Mimarı”yım diye övünürken öte yandan da mimarlara yüklenmeden edemiyor! Anımsarsanız, “İstanbul’un son ormanları”nı da kemirecek “Maslak 1453”ün reklamlarında projeleri yerlere attı; bu görgüsüzlük “asıl mimar”ın kendisi olduğunu “ima” etmek içindi… Aynı “şımarık”lıkla şimdi de Mimarlar Odası’na çatıyor! Çünkü kente ve çevreye zarar verecek “ayrıcalıklı” projelere dava açan oda, hem mimarlığın onurunu hem de toplumsal çıkarları savunmaktan ödün vermiyor. Bunu hazmedemeyen sözde “yaşam mimarı” ise Dubai’deki satış ofisinin açılışında bakın neler söylüyor: “Elimde olsa Mimarlar Odası ve sivil toplum örgütlerini ÇİZGİLİK KÂMİL MASARACI kamilmasaracı@gmail.com BULMACA HARBİ SEMİH POROY SEDAT YAŞAYAN ‘K SOLDAN SAĞA: 1 2 3 4 5 6 7 8 9 1 / A n a 1 dolu’nun 2 kuzeydeki en uç nok 3 tası olan bu 4 run. 2/ Japon 5 lirik dramı... 6 Sığırın öd kesesinden çı 7 kan ve sarı 8 lığı iyi etti 9 ğine inanılan taş. 3/ Tev 1 2 3 4 5 6 7 8 9 fik Fikret ’in, 1 M U H A C İ M H İstanbul’a lanet 2 Ü L Ü Ş L O K A ler yağdırdığı ün 3 S A M K E R EM lü şiiri... Hava ba 4 E M A N E T S U sıncı birimi. 4/ Bir 5 L A A R İ Y E T işi yapmakta usta A R A U R olan... Kimi bitki 6 L S lerin sapında olu 7 E S T E T İ K K İ MONO şan yaprak biti. 5/ 8 S E Basınçlı suyla tu 9 T R E N N E F valetin yıkanmasını sağlayan aygıt... Kurşun boruların ağzını açmakta kullanılan ucu sivri takoz. 6/ Tümör... Oyma ağaç kap. 7/ Düz döşenmiş parke... Utanç duyma. 8/ Algılanan nesnelerin temel niteliği... Duvar içindeki kapaksız küçük dolap. 9/ Bir meyve... Türk halk müziğinde bir uzun hava türü. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Bakırcılıkta kullanılan içbükey yüzeyli makas, 2/ Numaranın kısa yazılışı... Kavga, gürültü. 3/ Kalın su buğusu... Kaplarda su nedeniyle oluşan tortu... 4/ Topluluk, cemaat... “Dur, sakın ha” anlamında kullanılan bir ünlem. 5/ En kalın erkek sesi... Bulgur, biber, soğan, domates, maydanozla yapılan ve asma yaprağına sarılıp çiğ olarak yenen yiyecek. 6/ Kale hendeği... Sert ve fazla kızarmayan bir domates cinsi. 7/ İlgi, ilişki... Güzel sanat. 8/ Mekân... Tavana yakın küçük pencere. 9/ Ateş... Bir cins av köpeği.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle