Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA 4 HABERLER CUMHURİYET 1 MART 2013 CUMA AKP’ye iktidarı altın tepside sunduğunu ve 10 yıldır ayakta kendisinin tuttuğunu savunup Erdoğan’a ‘diktatörlüğe heves etme’ mesajı verdi 1 Mart Tezkeresi Zabıtları Açıklanmalı On yıl önce bugün Türk Silahlı Kuvvetleri’nin Kuzey Irak’a gönderilmesini ve gerektiğinde kullanılmasını, ayrıca yabancı silahlı kuvvetlere mensup askerlerin ve uçakların Türk kara ve hava sahasını altı ay süreyle kullanmasıyla ilgili tezkere TBMM Genel Kurulu’nda görüşülmüştü. Tezkerenin önce kabul edildiği sanılmış, hatta televizyonlar tarafından ilk başta “tezkere geçti” haberi verilmişti. Aslında o gün oylamaya katılan 533 milletvekilinin 264’ü tezkerenin lehine, 250’si ise aleyhine oy kullanmıştı. Tezkerenin kabul edildiği kanısı da kabul oylarının, ret oylarından fazla olmasından doğmuştu. Ne var ki tezkerenin kabulü için salt çoğunluk istenmekteydi. Oysa verilen 19 çekimser oy dolayısıyla bu nisap tutturulamamıştı. Aradan geçen on yıl süresince, tezkerenin reddedilmesinin Türkiye’nin yararına mı, yoksa zararına mı olduğu çok tartışıldı, daha da tartışılacak. Türkiye’yi çalkalayan Ergenekon ve Balyoz gibi davaların iç yüzünü inceleyecek olanlar ileride sık sık 1 Mart tezkeresine dönüp bakmak durumunda da kalacaklardır. CHP 1 Mart tezkeresine karşı tavır almıştı. AKP ise gerek o sırada Meclis dışında olan genel başkanı Recep Tayyip Erdoğan, gerekse o sıradaki Başbakan Abdullah Gül tarafından yapılan açıklamalarda dile getirildiği gibi tezkerenin lehindeydi. ??? Aradan 10 yıl geçmiş, içtüzüğün 71. maddesi gereğince tutanakların açıklanması için CHP, TBMM Başkanlığı’na başvurma kararı almıştır. 1 Mart 2003 günüyle ilgili olan 153 sayfa tutanak, 4 bant ve 5 sayfa stenograf notuyla açık oylamaya ilişkin 24 sayfalık oy tablosunun açıklanması için AKP’nin de bu yönde oy kullanması gerekiyor. Tutanakların açıklanması önemli çünkü açıklama tezkerenin reddinde kimlerin etkili olduğunu gösterecek. Dikkatle bakıldığında görüleceği gibi lehte ve aleyhte oy kullananlar kadar, hatta onlardan da çok, çekimser oy kullananların tutumu, salt çoğunluğun sağlanmasını engellemiş ve tezkerenin geçmemesine neden olmuştu. Türkiye’nin dış politikasında çok önemli yeri olan böyle bir olayın açıklığa kavuşturulması için bu belgelerin üzerindeki gizlilik kaydının artık kaldırılması gerekmektedir. Ancak, AKP kulislerinden gelen haberler, iktidarın açıklamadan yana olmadığı yönündedir. Böyle bir tavır son derecede yanlış olacaktır. ??? Türkiye’de, özellikle Cumhuriyetin ilk dönemlerinde, dış politika konuları, iç kamuoyu önünde açıklıkla tartışılmaz, tartışmak ne söz, konuşulmazdı bile. Dahası, İkinci Dünya Savaşı yıllarında hangi konuların, basında, ne içerikte ve boyutta verileceği dahi iktidar tarafından belirlenmekteydi. Aynı tutum DP döneminde de sürdü. Nitekim Türkiye Kore’ye asker gönderme kararını Meclis’ten geçirmeden almıştır. Zamanın CHP Genel Başkanı İnönü, asker gönderme kararını değil ama onun Meclis’ten geçirilmemesini eleştirmiştir. Hemen belirtmek gerekir ki açıklıktan yoksun olan bu politika sayesinde kimi zaman çok isabetli kararlar alınmıştır. Ancak bu dönemin geride kalmış olduğu da yadsınamaz. Artık dış politika konuları tabu olmaktan çıkmıştır. Bu demek değildir ki, bu konularda tam bir açıklık vardır. Örneğin, Patriotların hangi amaçla Türkiye’de konuşlandırıldıkları konusunda hükümet ve NATO çevrelerinin açıklamaları çelişmektedir ama herhalde bunların aşılması gerek. Çünkü demokrasilerde kamuoyu baskısı, dış politikada iktidarların ellerini güçlendiren bir demokratik etken olarak kabul edilmektedir artık. Eğer, iktidarın tutumu sonucu 1 Mart tezkere zabıtları açıklanamazsa AKP dış politikadaki tavrını, kamuoyu önünde açıkça savunamadığını ilan etmiş olacaktır. Öcalan’dan gözdağı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) İmralı’ya giden BDP heyetiyle 3 saat görüşen Abdullah Öcalan’ın “çözüm planı”ndan, mevcut rejimin “tasfiyesi” ve “yeni cumhuriyet” hedefi çıktı. “AKP’yi ben çıkardım, iktidarı altın tepside sunduk” diyen Öcalan, “2. Atatürk olmaya soyunmakla” suçladığı Erdoğan’a “50 bin kişiyle halk savaşı olur, diktatöryayı kabul etmeyiz” diyerek de gözdağı verdi. Öcalan’ın, “Tayyip Erdoğan’ın başkanlığına destek veririz” diyerek başkanlık sistemine kapıları açması dikkat çekti. Kandil’e de “Süreç kesilirse, Apo öldü deyin” sözleriyle bu projeye kendisini koyduğunu ve başarısızlığa uğrarsa aradan tamamen çekileceği mesajını gönderen Öcalan, BDP’ye Meclis’te, yeni anayasa “Kürt reform yasası” düzenlemelerinde etkin rol ve kamuoyunu etkileme görevi verdi. Öcalan, PKK’lilerin afla değil, “Meclis kararıyla” çekileceğini ve kendisinin de “özgür olacağını” ifade etti. Oslo sürecinde MİT Müsteşarı Hakan Fidan üzerinden Erdoğan’a yönelik planlanan darbeyi kendisinin önlediğini savunan Öcalan, Erdoğan’ı “2. Atatürk olmaya” soyunmak ve “hegomonik” yapılanmaya gitmekle suçladı. CHP ve MHP’yi “katı laik bir mezhep” olarak nitelendirip faşistlikle suçlayan Öcalan, Deniz Baykal’ın “taktiğini” boşa çıkardığını savundu. Süreçte en çok Hakan Fidan’a “güvendiği” anlaşılan Öcalan, savcıya ifade vermeye gitmesi durumunda “darbeciler” tarafından tutuklanacağını anladığını ve cezaevi müdürüne “Hakan Bey’i yalnız bırakmamanız gerekir” dediğini, bunun ardından sözlüyazılı iletişime geçerek 5 ay önce yeni diyalog sürecinin başladığını anlattı. Öcalan, Nevruz’da ilan edeceğini açıkladığı çözüm planının “Demokratik barış sürecine felsefi bakış”, “Demokratik çözüm planı” ve “Demokratik barışın eylem planı” olmak üzere 3 aşama ve 10 ilkeden oluştuğunu belirtti. Öcalan, PKK’lilerin sınır dışına çekilmesinin “Meclis kararı” ile olacağını ısrarla vurgulaması dikkat çekti. Öcalan, sürecin diğer ayaklarını “yeni anayasa” ile “kolektif haklar ve Kürt reformu yasası” düzenlemeleri olarak ifade etti. “Akil adamlar” denetiminde bir Meclis’te “Hakikat Komisyonu” kurulacağını belirten Öcalan, “Çekilme o zaman olacak, köylere geri dönüş olacak. Bunları yapmazlarsa geri çekilme olmaz” diyerek yol haritasını çizdi. Öcalan’ın “demokratik özerklik” konusunda ise frene basması dikkat çekiyor. Öcalan “Biz demokratik özerklikte ısrar edersek bu sabote olur” diyerek şimdilik Avrupa Yerel Yönetim Özerklik Şartı’ndaki çekincelerin kaldırılmasının yeterli olacağını ifade etti. ? İşte satır başları Rejim değişecek Eski yaşam alışkanlıklarını topyekun bırakmak gerekir. Neden çünkü bu bir rejim değişikliği olacak. Tanzimat, Meşrutiyet, Cumhuriyet, 1950 çok partili hayata geçişten çok daha önemli, bu hepsinden daha derinlikli olacak. Başarılı olursak yepyeni bir Cumhuriyet...“Demokratik kurtuluş ve demokratik yaşam” süreci, ben bu deyimi rast gele seçmedim. Zamanında söyledim anlamadılar. “Apo’yu bitirdik” dediler. Stratejik hatalar yaptılar. Ergenekon’a saptılar umarım bu sefer böyle olmaz. Onun için benimle oynanmayacağını özellikle AKP’ye anlatmalısınız. Parti kurmayları görüşmenin nasıl sızdığını araştırıyor AKP’de tutanak şoku ERDEM GÜL (Mehmet) Metiner kendini satmış, saçmalıyor. “Apo sıkıştı” diyor. Kendisini düzene satmış, kendisini rezil etmiş, AKP’yi 10 yıldır ayakta tutan benim. Derhal bu söylemi terk etmesi lazım. Biz AKP’ye iktidarı altın tepside sunduk. AKP’yi ben çıkardım PKK’den karşılık tehdidi DİYARBAKIR (Cumhuriyet) Terör örgütü PKK’nin Kuzey Irak’taki kamplarına pazartesiden bu yana operasyonlar sürerken önceki gece 7 saat süren bir hava operasyonu daha düzenlendi. 15 savaş uçağı sığınaklar, uçaksavar bataryaları ve bazı tesislerinin de bulunduğu birçok hedefi vururken operasyonda beton delici mühimmat da kullanıldı. Operasyonun son dönemdeki en kapsamlı hava harekâtı olduğu bildirilirken Diyarbakır 2. Hava Kuvvet Komutanlığı’na Eskişehir, Balıkesir ve Amasya’dan eğitim amaçlı 25 savaş uçağı geldi. PKK, İmralı’da Abdullah Öcalan ile süren barış görüşmelerine karşın bölgedeki operasyonlara tepki gösterdi. PKK’den ANF’ye yapılan açıklamada, “Saldırılar oldukça biz de hareket ve halk olarak kendimizi elbette savunacağız. Aksi takdirde çözüm adına hiçbir gelişmenin olmayacağı açıktır” denildi. TSK’den Kandil’e 7 saatlik operasyon ANKARA İmralı’da Abdullah Öcalan’la BDP’lilerin görüşme tutanaklarının yayımlanması üzerine AKP kurmayları üst üste toplandı, “tutanakların doğruluğunu teyit için inceleme” yaptı ve “kimin tarafından sızdırıldığını” araştırdı. Partide “sürece zarar vermek isteyenler tarafından sızdırıldı” değerlendirmesi öne çıkarken ağırlıklı görüş adres olarak BDP’yi gösterdi. AKP’de tutanakların sızdırılması için “2. Oslo” benzetmesi de yapıldı. AKP kurmayları, “metnin doğruluğunun teyit edilmesinin” peşine düştü. Görüşmelerde tutulan tutanaklarla karşılaştırmalar yapılarak yayınlanan tutanağın doğruluğu ölçülmeye çalışıldı. AKP değerlendirmesinde bu konuda kesin bir yargıya varılamamasına karşın, tutanakların “görüşmelerinin tamamını içermediği, kişisel yorum ve analizleri de barındırdığı” iddiaları da dile getirildi. AKP yöneticileri ikinci olarak da sızıntının kaynağını masaya yatırdı. AKP’de “Başbakan’ın ve partinin elini zayıflatacak donelerin öne çıkarıldığı görülüyor. Hatta anayasa, başkanlık, PKK’lilerin çekilmesinde Meclis kararı gibi ifadelerle muhalefetin sürece karşı argümanlarını güçlendiren ifadeler yer alıyor. Bu da sürece zarar vermek hatta sabote etmek isteyenlerin sızdırdığını gösteriyor” görüşleri dile getirildi. AKP’de bu konuda en uygun adresin de BDP olabileceği yorumları yapıldı. AKP’de “BDP içinden sürece sıcak bakmayan kesimlerin bu işin içinde olabileceği” iddiaları da ortaya atıldı. AKP’de “İmralı’daki görüşme tutanaklarının yalnızca MİT’te olabileceği” görüşleriyle birlikte, “Tutanaklar BDP’ye de verildi” şeklinde birbirinin tam tersi iki görüş de dile getirildi. Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik ise İmralı tutanaklarının sızmasını “Bu ifadelerin çoğu aktaranların spekülasyonudur ama şunun da bilinmesi gerekir; devletin niteliği, milletin vasfı üzerine bir pazarlık yürütülüyor değildir” diye konuştu. Pervin Buldan Brüksel’e; Demirtaş, Kışanak, Türk, Tuğluk ve Tan da Kuzey Irak’a gitti AKP’nin çıkışları yanlıştır. Son bir buçuk yılda büyük bir savaşa yüklendiler. Nihai tasfiye operasyonları yaptılar. Sayın Başbakan’ı buna inandıran ekip (2011’de) “PKK’yi bitireceğiz” dedi. 10 bin kişiyi (KCK) içeriye aldılar. Bu güç MİT’e de darbe planladı. Ben hemen devreye girdim, “Bu darbedir” dedim. Ergenekon’dan farkı yok. Başbakan MİT’e darbe yapılınca sıranın kendisine geldiğini gördü. Başbakan vatana ihanet suçundan tutuklanacaktı. Genelkurmay Başkanı’nın (İlker Başbuğ’u kastetti) tutuklanması da budur. Hakan Fidan tutuklansa sonra sıra Başbakan’a gelecekti. Darbeyi önleyebileceğimi fark ettim ve süreci başlattım. Erdoğan yerine o Gülen Kemalist mi? BDP’de temas trafiği gitmesi bir çelişki” diyerek Haber Merkezi Terör örBALUKEN: OSLO’YU tepki gösterdi. BDP’liler gütü PKK lideri Abdullah Öcalan’ın mektubunun BDP SIZDIRAN SIZDIRDI Kürdistan Yurtseverler Birliği yöneticileriyle bir zirvede İstanbul Milletvekili Sırrı Sübir araya geldi. Toplantıda reyya Önder tarafından KuANKARA (Cumhuriyet Büzey Irak’a götürülmesinin ar rosu) İmralı tutanaklarının merkez komite üyelerinden dından BDP ve DTK eş geMilliyet gazetesinde yayım Kusret Resul, Mele Bahtiyar ile Hero İbrahim’in yanı nel başkanları Kuzey Irak’a, lanmasının ardından, tutaİmralı’daki ikinci görüşmede nakların kim tarafından sız sıra birçok yönetici de hazır yer alan BDP Grup Başkandırıldığı tartışma konusu ol bulundu. Toplantının ardınvekili Pervin Buldan da du. BDP’li Grup Başkanve dan konuşan DTK Başkanı Brüksel’e gitti. BDP Eş Gekili İdris Baluken, “Oslo’da Ahmet Türk, “Öcalan’la yaptığımız görüşmeleri ve nel Başkanları Selahattin kim sızdırarak sabote etÖcalan’ın mektuplarında Demirtaş ve Gültan Kışamek istemişse, burada da yer alan çözüm projelerini nak’la DTK Eşbaşkanları aynı çevreler sızdırmıştır. bütün Kürt siyasi taraflara Bağımsız Mardin Milletvekili Bu sabotaj girişimidir” diAhmet Türk ve Bağımsız yerek görüşmelerin BDP ta anlatıyoruz, katkı istiyoruz” dedi. Türk “Bu döVan Milletvekili Aysel Tuğluk rafından sızdırılmadığını ile BDP Diyarbakır Milletvevurguladı. Baluken söz ko nemde Kandil’in bombalanması çözüm umudunu kili Altan Tan önceki gece nusu bilgileri sızdıranı açıazaltıyor” dedi. Atatürk HaIrak’ın kuzeyindeki Süleyğa çıkarmanın hükümetin valimanı’nda gazetecilerin maniye kentine gitti. Demirgörevi olduğunu söyledi. sorularını yanıtlayan Buldan taş, Atatürk Havalimanı’nda ise bir gazetecinin “Mektugazetecilere yaptığı açıklabu götürüyor musunuz” sorusuna “Mekmada, “Orada Kürdistan hükümetinin ve tup gitti arkadaşlar. Görüşme yapmak değişik partilerin temsilcileriyle bir araya için gidiyorum. Her şey çok şeffaf bir şegeleceğiz” dedi. Bir gazetecinin, “Heyet kilde yapılıyor. Bugün izlediğimiz kadaiçerisinde Kandil’e gidecek olan var mı?” rıyla zaten görüşme notları da yayımlansorusu üzerine Demirtaş, “Yok. Biz mektumış. Sadece Sayın Öcalan ile yapılan göbu başka yöntemlerle gönderdik” dedi. rüşmelere dair belki arkadaşlarımızın Demirtaş, Kandil’e hava harekâtı düzenlesormak istediği şeyler vardır. Bununla ilmesine “Bir yandan çözüm için mektup gili birkaç şey görüşüp döneceğim” dedi. giderken öbür taraftan savaş uçaklarının Cemaatin merkezi ABD’dir. Benim buraya alınmamla birlikte Fethullah da ABD’ye alındı. Bir yazar (yazarın adını hatırlayamadı) ‘Fethullah Gülen, Nur hareketine sızdı’ diyor. “Kesin bilmiyorum, Kemalistlerin sızması’ diyor. Florida kontrgerillanın eski merkezidir. Türkeş ve Latin Amerika’daki kontrgerilla orada yetiştirildi. Yeni merkez ise Utah’tadır. Emre Uslu vs. orada eğitildi. Sağda ve solda örgütleri kontrgerilla ele geçirdi. Kontrgerilla ABD merkezlidir. Yargı ve Emniyet’i ele geçirdiler. MİT askerlerden güçlü çıktı, savcı çağırdı gitmediler. Bana göre bir direniştir. Erdoğan bunların burnundan fitil fitil çıkarır. İnşallah diyelim. Baykal tarihi hata yapmıştır. Tayyip Bey kurnaz çıktı. Deniz Baykal’ı kullandı. Ergenekon’un bizden beklentisi 2002’den itibaren savaşı tırmandırmamızdı. Ben AKP’nin tam olarak oturması ve olgunlaşması için bilerek bekledim, sabrettim. AKP anlar dedik. AKP darbe ile uğraşırken başını belaya/derde sokmayalım dedik. Onlar darbelerle uğraştılar. 2007, 2009 hatta 2011’e kadar seçim hesapları, oy hesapları yaptılar. Ben geri çekildim. Benim çekilmem AKP’nin istismarından dolayıdır. KCK de PKK de dürüst ve fedakârdır ama savaşı tam yapamadı, yetersiz kaldı; barış meselesinde de dirayetsiz kaldılar. Baykal’ı kullandı PKK beni anlamıyor Tarihi bir barış ve demokratik yaşama geçiş. Kandil onların savaş sistemine katılmadığım için… Bu yüzden onlara kızıyorum. Umarım AKP’de bizi yanlış anlamaz. Yanlış anlarsa felaket olur. Buna rağmen AKP diktatoryasını bize dayatırsa kabul etmeyiz. İğneli Fırça ZAFER TEMOÇİN Metiner ve Taraf yazarları Öcalan’a tepki gösterdi Haber Merkezi BDP heyetinin İmralı’da PKK lideri Abdullah Öcalan ile yaptığı görüşme tutanaklarında isimleri geçen AKP Milletvekili Mehmet Metiner, Taraf gazetesi yazarları Mehmet Baransu ve Emre Uslu, kendileri için ithamlarda bulunan Öcalan’a sert tepki gösterdi. Metiner, dün basına yansıyan zabıtları değerlendirirken “Bu zabıtların doğruluğunu, yanlışlığını önce bilmemiz gerekiyor” dedi. Metiner, Öcalan’ın “Kendisini düzene satmış” şeklindeki sözlerine “Teyidini almadan cevap vermek istemem. Kendini düzene satmış ifadelerini kullanmışsa birileri, kendilerine hak ettikleri cevabı veririm” diye konuştu. Taraf yazarları Baransu ve Uslu da kendileri için “kontrgerilla” oldukları imasında bulunan Öcalan’a Twitter’dan yanıt verdi. Baransu, iddiaya “Siz Allahı unuttunuz ama arkamda tek güvendiğim Rabbim var. Ak Parti’nin ve Fidancığının geldiği nokta” ifadeleriyle tepki gösterdi. Uslu da Öcalan’a dava açacağını açıkladı. Biz Tayyip Bey’in başkanlığını destekleriz. Biz AKP ile bu temelde bir Başkanlık ittifakına girebiliriz. Yalnız başkanlık ABD’deki gibi olmalı, devlet meclisi gibi bir senato. İkincisi, bir de halklar meclisi. Bunun adı demokratik meclis de olabilir. Bu da ABD’deki gibi temsilciler meclisi gibi olabilir, Rusya’daki alt Duma gibi olabilir. Halkların Demokratik Kongresi’ni parlamentoya uyarlamak gibi düşünebiliriz. HDK demişken çok planlı ve örgütlü işler yapmalısınız. Daha fazla kitleselleşin, dar kalıyorsunuz. Seçime BDP mi HDK’yle mi gireceksiniz, siz karar verin. Adayları halkın en popüler olanından seçin. Seçime giderken HDP ile giderseniz eşbaşkanlar değişebilir. Başkanlığa destek namikzafer@yahoo.com BDP genişlesin