13 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
1 MART 2013 CUMA CUMHURİYET [email protected] SAYFA ‘TURANDOT’ OPERASI: YA DA BİRİ BİZİ GÖZETLİYOR KÜLTÜR 13 Güçteröraşk üçgeni talıklı yorum Puccini’yi Calaf’la; operayı yaratma sürecini Turandot’u fethetme sürecine eşleştirmesiydi... Çok Uzaktan, Çok Yakın… Gazete haberleri: “Şair, reklamcı, güzel insan Salih Ecer öldü ve …” “Ve”si önemli değil. Gömüldü elbet. Herkes gibi. Vasiyeti üzerine, bir dost yanına (bak bu önemli!) – ‘can dostu’ Mehmet Günsür’ün yanına. Herkesin ‘can dostu’ var mı? Hele de yanına gömülmek istediği? Salih Ecer, Şile’de toprağa verilmiş. Erdal Öz de orada toprağa karışanlardan… Bir ölüm haberi bir kez daha aradan geçmiş, araya sıkışmış bütün yılları ufalıyor. Bir ‘dün’, bir kez daha ‘bugün’ ile gerdeğe giriyor. Çünkü Salih Ecer, çok, ama çok özel bir insanın adı. Yaşamış bir insan peki ne var, her insan yaşamaz mı? Yaşar. Ama yaşadığını bilmeyebilir. Daha da ‘vahim’ olanı, sadece yaşamayı önemsemeyebilir. Yıllar yıllar önce, İstanbul’un buz gibi bir sıkıyönetim gecesinde, sokağa çıkma yasağı başlayalı bir saatten fazla olmuşken, sanki görünmeyen sislerin arasından çıkıp Beşiktaş’ta, elinde yarım içki şişesiyle apartmanın giriş katındaki bir dost evinin, daha doğrusu o zamanki her dost evi gibi, gece dostluklarına ve sohbetlerine düşman iktidarların yasaklarından kaçanların sığınağı olan bir evin kapısını çaldığında ve kapıyı rastgele açan ben olduğumda (kapıcıdır herhalde, çıkma yasağı çoktan başladı!) ve o güne kadar gördüğüm en insanca bir göz çiftiyle karşılaştığımda elini neye dokundursa ‘yaratan’, fakat her şeyden önemlisi nereye gitse, kimlere karışsa, hep yaşamayı birincil uğraş sayan birinin gözleriyle karşılaştığımda, ertesi sabah, yasak son bulduğunda yani, eve döner dönmez masamın başına geçip sonradan adını ‘Düş’ koyduğum bir şiir yazacağımı bilmiyordum: “Şimdi,/ bir buluversen diyorum,/ kapında sürünen satırlarımı. Düş bu ya, gece döneceğin tutsa oteline/ ve yazdıklarımı içkili okusan. Sonra,/ seslensen kapını açıp:/ Benimkisi de sensizlik! Düş bu ya,/ ben de diyorum,/ üzerime alınabilsem/ seslendiğini. Kıpırdayabilsem/ diyorum bir an yerimden,/ otelliğimi unutup/ yine insan olabilsem. Düş bu ya!” Epey sonra, bir gün göstermiştim. “Şiir yazmayı mutlaka sürdürmelisin!” demişti, “Ben seni bugüne kadar yalnızca çevirmen sanıyordum!” Ben de öyle sanıyordum aslında. Önceden bazı çiziktirmelerim vardı, ama onların hiçbirine ‘şiir’ demeye cüret edememiştim. Ta ki o geceye kadar. Hayatını şiire çevirmiş, şiiri ile bütün hayatını dokumuş, hepimiz gibi etten ve kemikten yaratılma, ama hayatını sadece yaratıcılığına borçlu olmakta kararlı bir insanla karşılaşana kadar. Ben şiirlerimi hep kuytuluklarda tuttum. Ama Salih Ecer gerçek bir şair oldu. Önce yaşamayı, önce insanca yaşamayı her şeyden, ama her şeyden önemli sayan her katıksız yaratıcı gibi, önce gerçek bir şair oldu. Şu dizeleri yazacak kadar: “Tam/ kan gövdeyi götürüyormuşken/ sefer istiyorum./ Ümit sizi ne ilgilendirir kerata çocuklar/ gezi sizi ne ilglendirir./ Tam sefere çıkıyormuşken/ şehir sizi ne ilgilendirir./ Kan gövdeyi ne ilgilendirir/ tam ben ölüyormuşken.” Enerji yüklü prodüksiyon Opera Orkestrası’nı yöneten Thomas SonderStockholm’de, İsveç PEN’in gard, müthiş dinamik bir düzenlediği “Türkiye’de Düşef, orkestrayı uçuruyordu. şünce ve İfade Özgürlüğü” İsveç’in “gururu” diyebiletoplantısıyla ilgili ana noktaceğimiz Nina Stemme (Tuları dünkü yazımda sizlerle randot) ilk kez bu roldeypaylaşmıştım. Stockholm’demiş. Çok geniş bir ses hacki iki akşamımdan birinde İsmi, dramatik ama bence fazveç Kraliyet Operası’nın o görla sert bir oyunculuğu var. kemli yapısında, övgülere boKarşısında Calaf rolünğulan, tüm eleştirmenlerden de İtalyan tenor Riccardo tam not alan yeni prodüksiyoMassi sesiyle olduğu kadar nu “Turandot”u görme fırsafiziğiyle de sahneyi doldutım oldu. Gördüm ve çarpılran bir Calaf’tı. Ama kalbidım! Olağanüstüydü. Çok etmi çalan Rus asıllı çok genç kileyiciydi. Şöyle ki: Hepimiz soprano, Liu rolündeki Yaseyirciyiz dünyada: Konusunu na Kleyn’di. Çok yumuşak eski bir Çin öyküsünden alan ve sıcak bir ses rengi var. “Turandot” Puccini’nin en Daha ilk perdede “Signore ünlü, en sık oynanan eserlerinAscolta” (Dinleyin Bayım) den biri. Bestecinin bitirmeye İsveç’in gururu soprano Nina Stemme (Turandot) aryasından sonra aldığı alve İtalyan Tenor Riccardo Massi (Calaf). Rus soprano Yana Kleyn (Liu). ömrü yetmediği eseri. İsviçreli kış, dünyanın en ünlü aryayönetmen Marco Arturo Malarından “Nessun Dorma” nı feda edecek kadar Calaf’a âşık, şim ların eşi sahnede de var) Sahnedeki serelli, eseri sahneye koyarken (Kimse Uyumuyor) aryasıdi köle kız Liu... Kral, başrahip, bayirci (koro) idamları da, güç oyunları“Çin”lilikten arındırmış öyküyü, benın aldığı alkışı bile gerilerde bırakkanlar (PinPangPong) kısaca egemen nı da, aşk sahnelerini de, kıskançlıkla tı. PinPangPong’un (usta oyunculuk lirsiz bir zamana, belirsiz bir yere tagüçler... Bunlar arasında gücün terörı da kâh kışkırtarak, kâh öfkeyle, kâh şımış... 1950’ler de olabilir, şimdi güusta seslerle) günümüzün yanar döner rüne ve terörün gücüne halk (koro) ile sevinç nidalarıyla izliyor. İşine gelnümüz de, dünyanın öbür ucu da, bukaypak politikacılarına, gülünç zavallıbirlikte tanıklık ediyoruz. di mi olaylara karışıyor, işine geldi mi lara dönüşmesi de isabetliydi. rası da... Yönetmen, (sahne ve ışık tasarımı sadece “seyirci”. Yeter ki sansasyon Zalim kraliçe, güç tutkunu Turandot. İşte İsveç Kraliyet Operası’nda, da onun) Koroyu, (özgün halinde Peolsun! Tam biri bizi gözetliyor duruİlk görüşte kraliçeye âşık olan ama en uluslararası kadrolu, çok dinamik, mokin’deki Çin halkını) opera/tiyatro semu! Hayattaki gibi! çok kendine ve gücüne hayran, iddialı dern, enerji yüklü bir “Turandot”tan Yönetmenin getirdiği bir başka usCalaf ve bir zamanlar prenses, yaşamı yircisine çevirmiş. (Salondaki koltukkimi satırbaşları.... Cannes’ın yeni jüri başkanı Spielberg MEHMET BASUTÇU PARİS 66. Cannes Film Festivali’nin seçici kurul başkanlığına Amerikalı ünlü yönetmen ve yapımcı Steven Spielberg getirildi. Bu yıl 1526 Mayıs günleri arasında gerçekleştirilecek olan festivalin seçici kurul başkanlığını Nanni Moretti’den devralan Spielberg, “Cannes Festivali’nin sinemanın uluslararası dilini savunma yolundaki değişmez misyonuna duyduğum hayranlık ölçüsüz. Türünün en saygını olan Cannes Festivali, sinemayı her zaman kültürler ve kuşaklar arası bir ortam olarak ele almıştır” dedi. Festivalin başkanı Gilles Jacob da, Spielberg’in Cannes’ın ‘gedikli’lerinden olduğunu, ama ‘E.T.’nin 1982’deki dünya prömiyeriyle birlikte aralarında unutulmaz bir bağ kurulduğunu söyledi. Jacob, o zamandan beri Spielberg’e sürekli seçici kurul başkanlığını önerdiğini, ama Spielberg’in hep film setlerinde olduğunu, en sonunda bu yıl bu dileğinin gerçekleştiğini belirtti. 40 yıllık sinema uğraşında aralarında “E.T.”, “Color Purple”, “Güneş İmparatorluğu”, “Schindler’in Listesi”, “Jurassic Park”ın da bulunduğu 27 film çeken Spielberg’in son filmi “Lincoln” büyük başarı kazanırken Daniel DayLewis’e de üçüncü kez En İyi Erkek Oyuncu Oscarı’nı getirmişti. İFMO sezonu Boğaziçi’nde açıyor n Kültür Servisi İstanbul Film Müzikleri Orkestrası (İFMO), 2013 sezonunun ilk konserini bugün Boğaziçi Üniversitesi Garanti Kültür Merkezi’nde verecek. Boğaziçi Üniversitesi Müzik Kulübü tarafından düzenlenen “Boğaziçi Müzik Ayı” etkinlikleri kapsamında gerçekleşecek konserde Star Wars, Titanik, Yüzüklerin Efendisi, Karayip Korsanları, Harry Potter, James Bond ve pek çok filmin senfonik müzikleri seslendirilecek. Konserin biletleri Boğaziçi Üniversitesi kampuslarından ve konser günü kapıdan satın alınabilinir. (bilgi@ ifmorkestra.com) n Kültür Servisi “Benim Çocuğum” belgeseli, festival gösterimleriyle, bir haftada 2 bin 100’ü aşkın kişi tarafından seyredildi. Can Candan’ın yönettiği belgesel, çocukları lezbiyen, gay, biseksüel, trans bireyler olan Türkiyeli bir grup anne babanın öykülerini ele alıyor. n ESKİŞEHİR (Cumhuriyet) Ünlü piyanist İdil Biret, Eskişehir Büyükşehir Belediyesi Senfoni Orkestrası’yla birlikte Eskişehir’de konser verecek. Konser bugün saat 20.00’de yarın da saat 14.00’te Büyükşehir Belediyesi Opera Binası’nda gerçekleştirilecek. ‘Benim Çocuğum’a bir haftada iki bin izleyici İdil Biret’ten Eskişehir konseri n Kültür Servisi Beyoğlu’ndaki eğlence mekanı 360istanbul, bu gece İstanbul Amsterdam Burlesque Fest gösterisine ev sahipliği yapacak. Burlesque sanatçılarının yer aldığı gösteride müzik ve dansın iç içe olduğu bir şov gerçekleştirilecek. 360istanbul’da şov var
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle