14 Kasım 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET kultur@cumhuriyet.com.tr 9 ŞUBAT 2013 CUMARTESİ 16 KÜLTÜR Tiyatroya yıllarca verdiği emek, Macide Tanır’ı ‘sahnelerimizin unutulmazları’ arasına taşımıştı 14 Şubat’ta ‘Romeo ve Juliet’ balesi n Kültür Servisi Shakespeare’in yapıtı “Romeo ve Juliet”, Çağdaş Bale Topluluğu tarafından sahnelenecek. “Romeo ve Juliet”, Cem Ertekin’in koreografisi ile 14 Şubat saat 20.30’da Kadıköy Halk Eğitim Merkezi’nde ve 13 Mart saat 20.00’de Kozyatağı Kültür Merkezi’nde izlenebilecek. Oyunculuğa yazgılı Cumhuriyet kızı ‘Amerikan Bağımsız Sineması’ konferansı n Kültür Servisi Pera Film ve İstanbul Amerikan Başkonsolosluğu işbirliğiyle “Amerikan Bağımsız Sineması” adlı bir konferans düzenlenecek. Konferans, 22 Şubat saat 16.30’da Pera Müzesi Oditoryumu’nda gerçekleştirilecek. Columbia Üniversitesi Film Araştırmaları Profesörü Richard Peña’nın konuşmacı olarak katılacağı etkinlikte “Hollywood dışı” sinemacılığın 1920’lerden günümüze olan gelişimi incelenecek. Şebnem Ferah albümleri yeniden n Kültür Servisi Rock müziğinin sevilen isimlerinde Şebnem Ferah’ın 19962003 tarihlerinde yayın lanan 4 albümü tekrar satışa çıkıyor. İlk solo çalışması olan “Kadın” ve ardından çıkartmış olduğu “Artık Kısa Cümleler Kuruyorum”, “Per deler” ve “Kelimeler Yetse” albümlerini müzikseverler 14 Şubat’tan itibaren yeniden müzik marketlerde ve dijital ortamda bulabilecek. Mimarlar için Heidegger ‘aydınlanma’ süreciyle bütünleşmişti. Bu nedenle, kültürsanat olaylarının da sıkı bir izleyicisi, tartışmacısı ve eleştiricisiyTiyatromuz bir ‘efsane’ oyuncusunu yitirdi. Macide Tanır di. Kendi deyişiyle ‘Tiyatronun Cadısı’ydı. 2000’de yayımla1922 doğumluydu. Gençliğinde, ustaları, arkadaşları ve hayran nan kitabına bu adı vermişti. ları ‘Macide’ diye anarlardı onu. 1970’ler Ankarası’nda benim 1947’de kurulan Devlet Tiyatroları’nın ilk kırk yılındaki emekuşağımdan sanatçıların ‘Macide Abla’sıydı. Emekliliğinden ği onu sahnelerimizin ‘unutulmazlar’ı arasında baş köşeye taşıbirkaç yıl sonra İstanbul’a taşınınca, her yaştan sanat insanının mıştır. Sanat yaşamının her döneminde çoğunlukla ‘anne’ rolle‘Macide Abla’sı oldu ve hep öyle kaldı. riyle görevlendirilmiş olması onun oyuncu kişi olgunluğuna ne Yalnız oyunculuğuyla değil, kişiliğiyle de efsaneydi. Top denli erken ulaşmış olduğunu gösterir. Canlandırdığı anne kalumsalpolitik dinamiklerin izini titizlikle sürüp açık sözlü rakterlerinin çoğu dünya tiyatro dağarının zorlu rolleri arasındalükle yorumlayışında görülen ‘ödünsüz duruş’uyla katıksız dır. İçinde yer aldıkları oyunlarsa şöyle sıralanabilir: İbsen’den bir Cumhuriyet kızıydı. Erenköy Kız Lisesi ve Ankara Devlet ‘Hortlaklar’, Sean O’Casey’den ‘Dünyanın Düzeni’, Eugene Konservatuvarı’nda Cumhuriyet idealleri doğrultusunda eğitim O’Neill’den ‘Günden Geceye’, Casona’dan ‘Ağaçlar Ayakalmış, bireysel gelişim çizgisi, toplumun o dönemde yaşadığı ta Ölür’, Lorca’dan ‘Kanlı Düğün’, Camus’den ‘Yanlışlık’, sonra Yıldırım TürkerYeşim Müderrisoğlu’ndan ‘Gölge Ustası’, Marsha Norman’dan ‘İyi Geceler Anne’, dahası, ‘Öyle Bir Sevgi ki’, ‘Altın Göl’… 199293 döneminde Nedim Saban’ın İstanbul’da sahnelediği ‘Müziksiz Evin Konukları’ Macide’nin son sahne çalışmasıdır. ‘Yer Demir Gök Bakır’, ‘Cumhuriyet’, ‘Yengeç Sepeti’yle sinemaya da imza attı. Televizyonda ‘Kurtuluş’, ‘Güz Güneşi’, ‘Baharın Bittiği Yer’, ‘Anne’, ‘Şehnaz Tango’ ile milyonlara ulaştı. Devlet sanatçısı oldu. Otuzu aşkın ödülü var. Kabul etmedikleri de… Oscar Wilde’ın ‘Yelpaze’sinde, kırmızı tuvaletiyle yaptığı muhteşem ‘giriş’le ilk kez 1978’de tanımıştım sahnedeki ‘Macide’yi. İlk değerlendirmem ise 1983’teydi: “Gölge UstaMacide Tanır, DT’nin 8384 sezonunda sahnelenen ‘Altın Göl’ oyununda Baykal Saran’la. sı’ndaki (…) ‘gölge’ ortamını AYŞEGÜL YÜKSEL Y alnız oyunculuğuyla değil, kişiliğiyle de efsaneydi. Kültürsanat olaylarının da sıkı bir tartışmacısı ve eleştiricisiydi. ‘Şehnaz Tango’ gibi dizilerle milyonlara ulaşmıştı. , satırlardan çok satır aralarını oynayan Tanır belirliyor. Bağırdığı zaman bile yırtıcı olmayan sesiyle, bakışlarıyla, yürüyüşüyle, (…) acıları yaşam biçimine sindirmiş annenin sessiz duyarlığını (…) sergileyerek.” Macide Tanır’ın oyunculuğu, her farklı role bürünüşte tepeden tırnağa bir kişilik çözümlemesi gerektiren, ruhu ve bedeni o kişiliğin emrine veren düşünselduygusal bir yoğunlaşma süreci içerir. Karakteri canlandırabilmek için, önce onun ‘iç ses’ine ulaşmayı, iç dünyasının labirentlerinde dolaşmayı amaçlayan bir yaklaşımdır bu. Sahnedeki Macide’nin sevinci de, coşkusu da, acı çekişi de hep yalın, ama çok derinlerde olmalı… Macide Abla’yı en son 2009 Martı’nda görmüştüm. Sağlıklı ve neşeliydi. Anadolu yakasındaki bir sahneye adının verilmiş olması onu sevindirmişti. İnce bedeni, sarışın güzelliği ve ‘laf sakınmaz’ sohbetiyle, son otuz yıldır olduğu gibiydi. Onu hep öyle anımsayacağım… n Kültür Servisi YEM yayınları tarafından çıkan “Mimarlar İçin Düşünürler” dizisinin “Mimarlar İçin Heidegger” adlı ikinci kitabı çıktı. Mimarlığın kendisini başlı başına bir düşünme konusu edinmiş olan Alman filozof Heidegger’in kitapta “Şey” ve “Şiirsel biçimde, insan mesken tutar” adlı iki metni de inceleniyor. Macide Tanır, Ses Tiyatrosu’nda düzenlenen kalabalık bir törenin ardından toprağa verildi ‘Tiyatromuzun cesur aydını’ Tiyatro Medresesi’ne üç oyunla destek n Kültür Servisi Tiyatro topluluğu Seyyar Sahne bu ay gösterimlerin tüm gelirini Şirince’deki Tiyatro Medresesi’ne bağışlayacak. Topluluk, Oğuz Atay’ın ve Tezer Özlü’nün aynı adlı eserlerinden yola çıkarak hazırladıkları “Tehlikeli Oyunlar” ve “Çocukluğun Soğuk Geceleri”nin yanı sıra ilk kez 2006’da sahneledikleri “Ben, Pierre Riviere…” ile seyirciyle karşısına çıkacak. Bu üç oyun, şubat ayı boyunca İstanbul, İzmir ve Eskişehir’de sahnelenecek. (www.tiyatromedresesi.org) 10. ODTÜ Klasik Gitar Festivali n Kültür Servisi Bu yıl 10’uncusu düzenlenecek olan ODTÜ Klasik Gitar Festivali, Türkiye’nin dört bir yanından birçok gitaristi ağırlamaya hazırlanıyor. Arjantinli gitarist Ricardo Moyano, Safa Yeprem ve Mehmet Özkanoğlu gibi isimlerin katılacağı festival, 27 Şubat 5 Mart tarihleri arasında gerçekleşecek. Festivalde konserlerin yanı sıra seminerler ve atölye çalışmaları da yer alıyor. Kültür Servisi Usta tiyatro ve sinema sanatçısı Macide Tanır, dün Ses Tiyatrosu’ndaki törenle son yolculuğuna uğurlandı. Sanatçı, törenin ardından Teşvikiye Camii’nde kılınan ikindi namazının ardından Emirgan Mezarlığı’nda toprağa verildi. 1991 yılında devlet sanatçısı unvanı alan Tanır, sade bir törenle, alkışsız uğurlanmayı vasiyet etmişti. Sanatçı hakkındaki kısa film gösteriminin ardından Tanır için saygı duruşunda bulunuldu. Törene sanatçının manevi kızı ve oyuncu Emine Ulmar, Devlet Tiyatroları Genel Müdürü Lemi Bilgin, Rutkay Aziz, Gülriz Sururi, Menderes Samancılar, Derya Baykal, Yavuz Özkan ve Haldun Dormen, Vecdi Sayar, Işık Yenersu, Nedim Saban, Deniz Gökçer, Alp Öyken, Zerrin Tekindor, Zafer Algöz, Levent Özdilek, Tijen Par, Zeliha Berksoy, Gencay Gürün, Nebil Özgentürk, Can Gürzap, Erdal Özyağcılar, Ferhan Şensoy, Eşber Yağmurdereli, Mehmet Ali Alabora, Üstün Akmen, Ayşe Tolga, Oya İnci, Sumru Yavrucuk, Hatice Arslan, Ayşenil Şamlıoğlu, Civan Canova, Mustafa Uğurlu’nun da bulunduğu sanatçılar ile Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Başkanı ve gazetemiz imtiyaz sahibi Orhan Erinç, gazetemiz Genel Yayın Yönetmeni İbrahim Yıldız, gazetemiz yazarı Fotoğraf: Vedat Arık Ali Sirmen ve Miyase İlknur, gazeteci Mete Akyol katıldı. Sahnedeki tabutun yanında 1983’te rol aldığı “Altın Göl” isimli oyunda kullandığı oyuncak bebekle birlikte Mustafa Kemal Atatürk’ün de bir resmi yer aldı. Törende Lemi Bilgin, “Macide Tanır tiyatromuz için bir şans, ülkemiz için de bir gurur kaynağı olmuştur” dedi. Şensoy ise şu sözlerle uğurladı sanatçıyı: “Hayranı olduğum, gözünden ışık fışkıran, sahneye çok yakışan, nevi şahsına münhasır mükemmel kadın, dimdik siyasal duruşuyla anıt kadın, âşık olduğum insan.” Mal varlığını bağışladığı Türk Eğitim Vakfı (TEV) Genel Müdür Yardımcısı Güsel Bilal, “Gençler için yapacağı çok şeyler vardı. Biz de onun bu arzusunu onun gibi aydınlık gençler yetişmesini sağlayarak yerine getireceğiz” dedi. Akyol da” Hayatı boyunca hep Atatürk’ün kızı olarak kaldı. Aynı zamanda adına ‘namus’ dediğimiz yaşam değerlerine hiç toz kondurmadı” dedi. Berksoy, “Macide Hanım son anına kadar bir misyon insanıydı. Bu misyon sanatın, kültürün katıksız, özgün, aldatmasız, asla riyakârca olmayan tarafıydı. Ruhu, gerçek sanatın peşinden koştu ve gerçek sanatla coştu. Son nefesine kadar protest, mücadeleci bir insandı” derken, Gürün de şunları söyledi: “Her şeyi tiyatroydu. Bu büyüklükte bir sanatçı, medeni bir Avrupa ülkesinde kaybedilsey di gazeteler onunla dolup taşardı, günlerce konuşulurdu. Ben Türkiye’nin Macide’ye daha minnetle yaklaşmasını beklerdim.” “Son 21 yılımdaki yol arkadaşım olan Macide Tanır’ı hangi yönüyle anlatayım?” diyerek sözlerine başlayan Saban şöyle devam etti: “Bu aralar mesleğinizi kutsallaştırmayın baskısı var. Mesleği için çocuk doğurmadığını ve bütün oynadığı annelerin çocuklarını çok sevdiğini mi yoksa düzenli olarak okuduğu gazetenin ekonomik krize girdiğini duyduğunda bakkaldan her gün iki tane gazete aldığını mı söyleyeyim... Sadece ‘tiyatro’ adı geçtiği her anda heyecan, coşku yaşadığını zaten biliyorsunuz.” Saban ayrıca Devlet Tiyatrosu bünyesinde açılacak yeni bir sahneye geç de olsa sanatçının adının verilmesi gerektiğini söyledi: “Başarısını sadece yeteneğine değil, her fırsatta Cumhuriyet’e de borçlu olduğunu söyleyen Macide’nin adı, Cumhuriyet’in köklü kurumu olan Devlet Tiyatrosu’na yaraşıyor.” Işık Yenersu ise gazetemize yaptığı açıklamada şunları dile getirdi: “Türk tiyatrosunun en cesur aydınlarından biriydi. Sahnede izlemeye doyamadığım bir devdi. Son zamanda Türkiye’nin içinde bulunduğu durumdan son derece mutsuzdu.” Onurlu bir duruş GÜLŞEN KARAKADIOĞLU Macide Tanır, eleştirinin hatır gönül tanımaması gerektiğinin örneğiydi. Tiyatrocunun tiyatroya, seyirciye ve kendisine karşı sorumlu olduğunu, bunun da acımasız bir disiplin gerektirdiğini söylerdi. Kendisini bu nedenle “tiyatronun cadısı” olarak isimlendirmişti. Ama onu asıl tanımlayan özelliği tiyatroya ilişkin sorumluluğuyla yetinmeyişi; ulusuna, insanlığa karşı sorumlu olduğu bilinciyle yaşamasıydı. Sağlık sorunlarının yorduğu son günlerinde bile çağdaş yaşam biçiminde görülen gerici tırmanışa karşı tavır almaktan geri durmuyordu. Gecenin tuhaf sayılabilecek bir saatinde telefon edip ülkenin demokrasi macerasıyla ilgili görüşlerini paylaşır, o güzelim Türkçesiyle gereken yorumu yapardı! Son kırk yılda birçok kırılma noktasını paylaştığım Macide Tanır, tiyatro dünyamızda hep özlenecek, eksikliği duyumsanacak, onurlu duruşuyla örnek alınacak.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle