14 Kasım 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
13 ŞUBAT 2013 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA Esas amaç topluma Bölgedekigöç durmuyor biçim vermek REHABİLİTASYON PROJESİ TUTMADI HABERLER 7 Diyanet’in TÜİK ile birlikte yaptığı ‘din ölçümü’ anketine ilahiyatçılardan büyük tepki geldi MAHMUT LICALI CEMAAT SENDİKASI KAPANIYOR u Anketi yorumlayan uzmanlar “Toplumsal barışı ve dayanışmayı zedeler” ifadelerine yer verdi. FIRAT KOZOK ‘Tartışılamaz’ İlahiyatçı CHP vekili İhsan Özkes. Dindarlık ölçüsü nasıl bir ölçüdür ki, iyi, orta, kötü şeklinde tespitler yapılsın? Diyanet’in böyle bir işe girişmesi hayret verecek bir durum. İnsanın ne kadar dindar olduğunu nasıl tespit edebilirsiniz? Kaldı ki, aynı soruya Diyanet İşleri Başkanı nasıl yanıt verebilir? Sayın Görmez, çok mu, orta mı, az mı dindar, bunu da mı tartışalım? vapların bilimsel olmasının beklenmesi hayaldir. Hayalin ötesinde toplumsal barışı ve dayanışmayı zedeler. Bırakın Diyanet İşleri Başkanlığı’nı, dindarlığı insanın kendisi de ölçemez, bir hissin beyan edilmesi onun ölçülmesi anlamına gelmez. Eğitim ve öğretimin konusu olamayacak şeylerin bilgi diye sunulması, ilkokul mezunlarını ve ev kadınlarını daha fazla bilgi sahibi gibi gösterir. Dini, sosyal bilimlerin dalı olarak görmeden inanç ve duygu olarak görüyorlarsa zaten araştırma konusu olmaz. ‘Bir yerlerden talimat geldi’ iddiası FİGEN ATALAY Fethullah Gülen cemaatine yakın olduğu iddia edilen Aktif Eğitimciler Sendikası fesih kararı aldı. “Hükümete tehdit” amacıyla kurulduğu iddia edilen ve dokuz ayda 35 bin üyeye ulaşan sendikanın, önümüzdeki günlerde yapılacak olağanüstü genel kurulunda fesih kararı görüşülecek. Eski EğitimSen Genel Başkanı Alaattin Dinçer, AktifSen’in kapanma kararını, “Bunun anlamı, kurulan bu sendikadan iktidara yakın duran sendika ve birtakım güçlerin rahatsız olmalarıdır. Çünkü iktidara yakın sendika bu yıl işkolu yetkisini kaybetme ile karşı karşıya kalabilirdi. Aktif EğitimSen kurulduğunda ileri sürdüğü gerekçeleri 9 ayda ortadan kalkmadığına göre demek ki bir yerlerden talimat gelmiş ya da iktidarın sağladığı olanakların paylaşımında bir anlaşma sağlanmış görünmektedir. Birleşmeyi tabanlarına anlatamayacakları için kendilerini kapatma yoluna gitmeyi yeğlemişler” diye yorumladı. 4 Talimatla kuruldu, talimatla kapandı Öğretmen yorumları... 4 Cemaat sendikayı hükümete karşı tehdit olarak kurdu. Alacağının sözünü aldı, EBS (Eğitim BirSen) ile birlik olmak adına feshedildi. İşte cemaat.. İşte EBS 4 35 bin üye sayısına ulaşan AktifSen’in ivme kazandığı bir dönemde sendikayı feshetmesinin nedeni olarak dershanelerin kapatılmaması konusundaki uzlaşma olduğu iddia ediliyor. 4 Eğitim BirSen şimdi hiç çalışmadan AktifSen’in 35 bin üyesini kendi bünyesine alacak. Masa başında üye kazanmak buysa ben öğretmenliğimden tiksindim. 4 Demek dershanelerin kapanması mevzusu halledildi. Bu memleketin öğretmenlerinin düşürüldüğü hale bakar mısınız? 4 Talimatla kuruldular, talimatla da feshedildiler. Abiler ne derse odur. Biz bilmeyiz. Emir geldi üye olduk, emir geldi kapattık. Özet bu. 4 Cemaat okullarında herhangi bir sendikaya üye olmak zinhar yasaktı ve derhal işten atılma sebebiydi. Devlet okullarındaki cemaat ehli öğretmenler de sendikasızdı. Cemaatin eski bakan Ömer Dinçer’le araları bozulunca sendika kurup baskı unsuru oluşturmak istediler. Şimdi arada sulh olunca sendikalarını feshediyorlar. Sendikalaşma kavramından cemaatin anladığı ancak bu kadar. ANKARA Diyanet İşleri Başkanlığı’nın Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) altyapı desteği ile yurttaşlara evlerinde anket uygulayarak “dindarlık düzeylerini” ölçtürmesi tepki çekti. Diyanet’in Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) belirlediği örneklem üzerinden yapılan anketinde çarpıcı sorular ve seçenekler yer almıştı. Bu çerçevede katılımcılara “Kendinizi ne kadar dindar buluyorsunuz?” sorusu yöneltilmiş ve “Çok dindarım”, “Dindarım” “Ne dindarım, ne değilim”, “Dindar değilim”, “Hiç dindar değilim”, “Herhangi bir dine inanmıyorum” seçenekleri sunulmuştu. İşte bu seçenekler, ilahiyat çevrelerinde de tepkiyle karşılandı. Önde gelen bazı ilahiyatçıların yorumları şöyle: Ege Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Nadim Macit: Demokratik toplum da insanların inançlarına saygı vardır, inanç alanlarını destekleme, koruma, özgür kılma vardır, ‘sen ne kadar inanırsın’, ‘ölçüsü nedir’ şeklindeki sorular o insanı baskı altına almanın otoriter şemasını üretmektir. Diyanet’in yaptığı bu anket esasen toplumu denetleme, biçimlendirme ve bunu da din aracılığıyla yapma arzusudur. Akdeniz Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Şahin Filiz: Dindarlık ya da dindar olmamak, bir duygu ve histir. Bunların somut olgu yerine konulup sosyolojinin uygulama alanı olan anketlerde kullanılması ve alınan ce ANKARA Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da terör ve güvenlik kaygılarıyla yaşadıkları yerlerden kentlere göç eden 187 bin 861 kişi, 1999’dan bu yana yürütülen Köye Dönüş ve Rehabilitasyon Projesi (KDRP) kapsamında köylerine dönerken, 20082011 döneminde bölgeden 429 bin 393 kişi göç etti. Buna göre geri gelen her 1 kişiye karşılık 2 kişi bölgeden göç etti. 14 ilde uygulanan KDRP’ye karşın göçün önüne geçilemiyor. MHP Milletvekili Ahmet Kenan Tanrıkulu’nun teröre karşı alınan sosyal ve ekonomik önlemlere yönelik soru önergesini yanıtlayan Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz’ın açıkladığı veriler, “göç olgusunu” gözler önüne serdi. Buna göre proje kapsamında 28 bin 384 haneden 187 bin 861 kişinin köylerine geri dönüşleri sağlandı. Göç, azalmaya başlasa da eğiliminin devam ettiğini gözler önüne serdi. Proje kapsamındaki 14 ilin yer aldığı 6 bölgeye göre oluşturulan göç verilerine göre bölgeden 20082011 yılları arasında 429 bin 393 kişi göç etti. ERDOĞAN’IN 9 YILLIK HAYALİ! ‘Şehir hastaneleri’ genel kurulda Sansür yayılıyor EMRE DÖKER İZMİR Ülkemiz televizyonları son dönemde yine sansürle anılır oldu. “3.10 Yuma Treni” adlı filmde kadın oyuncunun çıplak omzunu 1 dakika boyunca sansürleyen TRT, oyuncu Ayça Varlıer’i de katıldığı program öncesinde kıyafet konusunda uyarmasıyla dikkatleri üzerine çekti. Diğer kanallar da “buzlama”, “bantlama” ve “gizleme” içeren sansür uygulamalarını artırdı. Muhalefetin görüşlerini kesenden, heykelin göğüs uçlarını buzlayana kadar birçok sansür uygulaması son yıllarda Türkiye’nin gerçeğine dönüştü. İşte başta TRT’dekiler olmak üzere uygulanan sansür örnekleri: l AKP kadrolarının doluştuğu TRT, Tosun Paşa filmindeki Adile Naşit’li hamam sahnesini sansürledi! l Londra Olimpiyatları’nın kapanış töreninde John Lennon’ın “Imagine” şarkısısının “No religion too” (Dinler de olmasın) kısmı spiker tarafından makaslandı. l TRT Müzik’te, Ajda Pekkan’ın görüntüleri buzlanarak sansürlenmiş, Ziynet Sali’nin hafif dekolteli kıyafetine de buzlama tekniği uygulanmış ve şarkıcı Nevra Günay Tosun’a dekolte sansürü yapılmıştı. l TRT 1’de yayımlanan “Hacivat Karagöz Neden Öldürüldü” adlı filmde Alevilik konuşması sansürlenmişti. CHP İzmir Milletvekili Erdal Aksünger, gelişmeyi Meclis gündemine taşımıştı. l Siirt’te helikopter faciasında şehit olan 17 asker için düzenlenen törene katılan CHP Lideri Kılıçdaroğlu’nun ismi anons edilmemişti. l ATV’de yayımlanan Karadayı dizisinde, mahkeme salonundaki Atatürk imzası karalanmıştı. l Yine ATV, Başbakan Erdoğan’ın ODTÜ’de katıldığı törende yaşanan protesto gösterilerinin gerekçesini sansürlenmişti. l TV 8’de yayımlanan, Sadri Alışık’ın canlandırdığı “Turist Ömer” serisinin bir filminde Feri Cansel’in dekoltesi buzlanarak ekrana getirilmişti. l Fox TV’de yayımlanan “Yer Gök Aşk” dizide çıplak kadın figürü buzlanmış, kanal yetkilileri ise RTÜK engeline takılmamak için böyle uygulama yapıldığını açıklamıştı. Kanallar programlarını farklı yöntemlerle makaslıyor Büyük tepki Türkiye Gazeteciler Federasyonu, İzmir Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Atilla Sertel, sansürün her türlüsüne karşı çıkmak gerektiğini söyledi. Sertel, “TRT’nin sansür anlayışına dikkat etmek lazım. İran ve Irak’ta devlet televizyonlarında bu uygulamalar yapılmıştı. TRT’nin yaptığı da devlet sansürü olarak algılanır ve asıl facia devlet sansürüdür” dedi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu Başbakan Tayyip Erdoğan’ın “9 yıllık hayalim” sözleri ile ısrarla üzerinde durduğu şehir hastaneleri projesi ile ilgili yasa tasarısını kabul etti. Kabul edilen metne göre, Sağlık Bakanlığı tarafından ihale ile özel şirketlere yaptırılacak hastanelerin kiralama süresi 49 yıldan 30 yıla indirildi. Ayrıca tesisin yaptırılmasının yanında, özel şirkete verilecek hizmet ihalelerinin de 5 yılda bir yenilenmesine karar verildi. Ayrıca ihaleye girecek şirketlerin anonim şirket olması sağlandı. Muhalefet üyeleri, bu değişiklik ile sözleşme imzalayacak şirketlerin büyük şirketler olmasının sağlandığı yönünde itirazda bulundu.Tasarıya göre şehir hastanesi özel şirketler tarafından yapılarak devlete kiraya verilecek, devlet de hem şirketlere kira ödeyecek hem de tesiste verilecek sağlık hizmetleri dışındaki tüm hizmetler şirketlere devredilecek. Ayrıca ihaleyi kazanan firmaların destek aldığı uluslararası kredi firmaları hazine garantisi alacak. 30 yıla kadar üstlenilen kira borcu ise hastane döner sermayelerinden veya bakanlık bütçesinden karşılanacak. Öte yandan Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, muhalefet üyelerinin eleştirilerine ve sorularına karşılık verirken, sağlık çalışanlarının ek ödemelerini alamayacağı tartışmalarına yol açan yeni performansa dayalı ek ödeme yönetmeligi çalışmalarının sonuna gelindiğini ve Başbakanlık’a gönderildiğini belirtti. ÖZÜR GRUBU ATAMALARI 40 bin öğretmen kapsam dışında ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) İller arasında 8 bin 286 özür grubu ataması gerçekleştiren Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) “eş ve sağlık durumu ile genel ve özel hayatı olumsuz etkileyen nederlere bağlı il içi yer değişikliklerini” de şubat ayı içinde tamamlayacak. Ancak eylül ayında atanan 40 bin 164 öğretmen il içi atama talep edemeyecek. MEB’den yapılan duyuruya göre “eş ve sağlık durumu ile genel ve özel hayatı olumsuz etkileyen nedenlere bağlı il içi yer değişikliği” işlemleri, okullardaki norma ve öğretmenlerin tercihleri ile hizmet puanı üstünlüğüne göre 1128 Şubat 2013 tarihleri arasında valiliklerce bilgisayar ortamında gerçekleştirilecek. Ancak Eylül 2012’de ilk ataması yapılan 40 bin öğretmen il içi yer değişikliği talebinde bulunamayacak. 46. KURULUŞ YILDÖNÜMÜ DİSK işçilerle kutlayacak İstanbul Haber Servisi DİSK, 46. kuruluş yılı kutlamasını, Çorlu’daki DAİYANGSK işyerinde sürmekte olan grev ile dayanışma içerisinde kutlayacak. DİSK Başkanı Erol Ekici, DİSK’in kurulduğu günden bu yana sermaye ve iktidarların hedefi olduğunu belirterek, “DİSK tüm baskılara karşın alanlarda olmaya devam ediyor. Hak ve özgürlükler mücadelesine devam edeceğiz” dedi. DİSK, 13 Şubat 1967’de Türkİş’ten ayrılan sendikalar tarafından İstanbul’da kuruldu. DİSK’in kurucuları arasında bulunan ve ilk genel başkanı olan Kemal Türkler, 22 Temmuz 1980’de evinin önünde uğradığı silahlı saldırı sonucu katledildi. Kapatılan, yöneticileri tutuklanan, idamla yargılanan DİSK her zaman sermaye ve iktidarların hedefi oldu. DİSK’in tüm baskılara karşın sendikal ve demokrasi mücadelesine devam edeceğini vurgulayan Ekici, Çorlu’da devam eden DAİYANGSK işyerindeki direnişe destek vereceklerini anlattı. Ekici, “90 güne yaklaşan greve destek olmak için Çorlu’ya gideceğiz. Bu grevde çeşitli saldırılar yaşanıyor. Dışarıdan işçiler getiriliyor. Biz, Çorlu’ya giderek işçilere destek olacağız. 46. yılda işten atılanlara, iş, ekmek mücadelesine destek olacağız ve alanlarda olacağız” ifadesini kullandı. Meclis’e kitapçıkla giremedi Polisler Evrensel Gazetesi Ankara Temsilcisi Özer’in çantasındaki Emek Partisi logolu kitapçığa el koydu, broşürle Meclis’e girmesine izin vermedi FIRAT KOZOK ANKARA TBMM Dikmen Kapısı’nda görevli polisler, Evrensel Gazetesi Ankara Temsilcisi ve 17 yıllık parlamento muhabiri Sultan Özer’in çantasındaki EMEP’in “Tarihsel Bir Gerçeklik, Kürtler ve Kürt Sorunu” başlıklı kitapçığa el koydu. Broşüre el koyma gerekçesi olarak üzerindeki “parti logosu” gösterildi. “AKP logolu ki tapla gelsem aynı şeyi yapar mıydınız? Ben gazeteciyim” diyen Özer’in çantasındaki soru önergeleri de tek tek incelendi. Olay Başbakan Tayyip Erdoğan’ın Meclis’e gelişinden kısa süre önce yaşandı. Özer, Dikmen kapısından Meclis’e gireceği sırada TTB Genel Sekreteri Bayazıt İlhan ile telefon görüşmesini bitirmek için bir süre kapıda bekledi. Polislerin uyarısı üzerine parlamento mu Türkiye ‘insanlık dışı muamele’den mahkum oldu Koruma dayağına AİHM cezası Haber Merkezi Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ı 7 Nisan 2007 tarihinde Trabzon’da bir yol açılış töreni sırasında fındık fiyatlarındaki düşüş nedeniyle sözlü protesto ettiği için korumalar tarafından dövülen Necati Yılmaz’ın AİHM’de açtığı “kötü ve insanlık dışı muamele” davası dün sonuçlandı. AİHM, Türkiye’yi “insanlık dışı muamele”den mahkum etti. Türk hükümeti karar gereği görme kapasitesinin yüzde 80’ine sahip olmayan davacı Yılmaz’a 12 bin Avro manevi tazminat ödeyecek. AİHM; Başbakan’ın korumalarının Yılmaz’ı döverek “yetkilerini aştıkları” ve kendisine “insanlık dışı muamelede bulundukları” sonucuna vardı. habiri kimliğini gösteren Özer, görüşmenin ardından içeri gireceğini söyledi. Kısa süreli tartışmanın ardından görüşmesini bitiren Özer, çantasını XRay cihazından geçirerek turnikelerden giriş yaptı. Ancak bu sırada kapıya çağrılan kadın polis Özer’in çantasını didik didik aradı. Özer’in çantasında Emek Partisi’nin “Tarihsel Bir Gerçeklik, Kürtler ve Kürt Sorunu” adlı kitapçığını bulan polis, “Bununla giremezsiniz, rozet dışında hiçbir parti amblemi olan şey giremez” dedi. Özer de “Ben gazeteciyim, o da benim haber dokümanım. Sizin dediğiniz şey belki izleyiciler, ziyaretçiler için geçerlidir ama ben Parlamento Muhabirleri Derneği üyesi, parlamento muhabiri kartı olan bir gazeteciyim ve el koyamazsınız” diye ısrar etti. Amirlerin de devreye girdiği tartışma 1015 dakika sürdü. Özer’in “Diyelim bu AKP’nin broşürü ve ben onu haberleştireceğim. Giremeyecek miyim?” diye ısrarına rağmen broşürle Meclis’e giremedi. Özer’in şikâyeti üzerine TBMM Basın Yayın ve Halkla İlişkiler Müdürü Ali Özer, Özer’den soruna ilişkin bilgi alarak gereğini yapacağını söyledi. ‘ZORUNLULUK KALKARSA MESLEK ÖRGÜTLERİ ÇÖKER’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Atılım ve Başkent ünversiteleri öğretim üyeleri ve avukatlar tarafından hazırlanan “Kamu Kurumu Niteliğindeki Meslek Kuruluşları Raporu: Anayasanın 135. Maddesinin Karşılaştırmalı Değerlendirilmesi ve Bir Öneri” başlıklı rapor düzenlenen basın toplantısında paylaşıldı. Başkent Üniversitesi İdare Hukuku öğretim görevlisi Orhan Tekinsoy, yeni anayasa tartışmalarında gündeme gelen meslek örgütlerine üye zorunluluğunun kaldırılması ile ilgili olarak “Üyeliğin zorunlu olmayışının meslek mensuplarını denetim ve yaptırımdan azade tutacağı, bu nedenle de kamu yararını zedeleyeceği” uyarısında bulundu. Ankara Tabip Odası Başkanı Özden Şener ise “zorunlu üyeliğin olmadığı örgütün mesleği çökerteceğini” dile getirdi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle