23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA 4 HABERLER CUMHURİYET 13 ŞUBAT 2013 ÇARŞAMBA AKP’li İyimaya’dan yeni anayasanın oylaması konusunda ‘radikal’ bir öneri geldi Köşk’ü bypass formülü AYŞE SAYIN ‘Kucaklaşanlar’ gitmiyor MUHALEFETE HAVUÇ AKP; BDP’nin İmralı heyeti değişti AYŞE SAYIN ANKARA BDP, İmralı heyetini “revize” etti. Adalet Bakanı Sadullah Ergin’in, İmralı’ya gidecek ikinci heyet konusunda önümüzdeki hafta gelişme olabileceği açıklaması üzerine BDP yönetimi, 2 gündür üst üste toplantılar yaparak, İmralı heyeti ile ilgili strateji belirliyor. Abdullah Öcalan’la görüşecek ikinci heyet için daha önce BDP Eşbaşkanları Selehattin Demirtaş, Gültan Kışanak, DTK Eşbaşkanları Ahmet Türk ve Aysel Tuğluk’un ismini bildiren BDP, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın bu isimlerden bazılarını “Teröristlerle kucaklaşanlarla görüşmeyiz” diyerek veto etmesi üzerine “isim tartışması” nedeniyle süre cin kesintiye uğramaması ve yeni isimlerin belirlenmesi kararı aldı. Dün toplanan BDP MYK’de de yeni isimlerin belirlendiği öğrenildi. Bu kapsamda Erdoğan’ın “teröristlerle kucaklaşanlar” diye tarif ettiği Tuğluk ve Kışanak’ın yeni heyette yer almayacağı dile getirildi. Yeni heyette Demirtaş’ın yanısıra BDP Grup Başkanvekili Pervin Buldan’ın yer alacağı belirtilirken, Başbakan Erdoğan’ın “Kandil’e operasyon” eleştirisi nedeniyle tepkili olduğu Ahmet Türk’ün, Öcalan’ın talebi olması nedeniyle heyette yer alması bekleniyor. BDP yönetiminin heyette yer almasını istediği isimleri bugün kamuoyuna açıklayıp Adalet Bakanlığı’na başvuruda bulunacağı öğrenildi. ANKARA Başbakan Tayyip Erdoğan’ın anayasa konusundaki “zaman sıkıştırması” ve “BDP ile ittifak” açıklamalarının yankıları sürerken, AKP’den yeni anayasanın oylaması konusunda “radikal” bir öneri geldi. AKP’li Ahmet İyimaya, anayasa değişikliği önerisinin Meclis’te görüşülmesi ve yasalaşması süreciyle ilgili Hasan Celal Güzel’in sahibi olduğu “Yeni Türkiye Dergisi”nde bir makale kaleme aldı. İyimaya’nın önerilerini, AKP yönetiminin önümüzdeki günlerde tartışmaya açması bekleniyor. Yeni anayasanın “kurucu iktidar” yetkisi ile yapılmasını öneren İyimaya, formülünü şöyle anlattı: Taslağın tabi olacağı hukukun üretimine yön verecek temel dinamikler bellidir. muhalefetin bypass formülünü desteklemesi için bütün anayasa teklifleri için geçerli olmasını sağlayacak bir teklif getirmeyi planlıyor. Ancak Meclis çoğunluğu AKP’nin elinde olduğu için muhalefetin anayasa değişikliği tekliflerinin AKP ile uzlaşma olmadıkça TBMM’den geçmesi mümkün görünmüyor. Bunlar, “yürürlükteki anayasanın ilgası ve yeni anayasa yapımı noktasındaki partilerin ortak iradesi”, “uzlaşma kurumunun mahiyeti” ve “asli kurucu iktidar yetkisi”dir. Asli kurucu iktidar, yürürlükteki anayasa dahil, kurulu hukukla hiçbir şekilde bağlı değildir. Büyük zorluklarla üretilen uzlaşma metnini, kurulu hukukun usul labirentlerine feda etmek, kurucu iktidar felsefesine ve işin mahiyetine ters düşer. Kurucu iktidar, teklifin mahiyetini esas alarak, tabi olacağı hukuku, Meclis kararı ile üretme kudretini haizdir. Kurucu iktidar, Anayasanın 175’inci maddesinin çizdiği hiçbir usul şartına bağlı değildir. Bu konudaki usulü de kendisi üretir. Sözgelimi, açık oy, niteliksiz çoğunluk, tek müzakere gibi kolaylıklar, usul kararında öngörülebilir. Yeter ki mutabakat ilkesine sadık kalınsın. Anayasaya meşruiyet sağlayacak olan, yapım sürecindeki demokratiklik (katılım potansiyeli ve toplumsal talep ve tartışma evreleri dahil) ve halkoylamasıdır. Halkoylaması, az da olsa aksine örneklere rağmen yeni anayasa için bir varlık şartıdır. Halkoylaması ile kesinleşen anayasanın anayasa yargısı denetimine tabi olamayacağı açıktır. Halkoylamasının kabul ile sonuçlandığı anda, yürürlükteki anayasa, ilgaya uğramakta, eski anayasa adı ile tarih malzemesi haline dönüşmekte ve bir bütün olarak uygulama yeteneğini yitirmektedir. Anayasa Mahkemesi, mülga hukuktan yetki üretemez. Ayrıca bu halde yeni anayasanın hangi anayasal ilkelere aykırı olacağı yönünde bir ölçü norm da kalmamış olmaktadır. İyimaya, mevcut anayasanın değiştirilemez maddelerinin yeni anayasanın da ilk 4 maddesini olması önerisine yer verirken, komisyon çalışmalarında “makul süre” tavanına da yaklaşıldığı görüşüne yer verdi. Ekmek, Özgürlük, Toplumsal Adalet BDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş AKP’ye yakın olduklarını açıkladıktan sonra, “Biz AKP ya da BDP’nin değil, bütün Türkiye’nin anayasasını yapmak için böyle bir uzlaşma arayışı içine gireriz. Sonuçta yeni anayasa bir toplumsal barış anayasası olmalıdır. Ben PKK ve devlet arasındaki barıştan söz etmiyorum” demiş. Umarım bu sözlerin içeriğinin tam olarak ayırdındadır. Yoksa kendimizi, anayasada Kürtler için ufak bir iki makyaj karşılığında ekmek, özgürlük ve toplumsal adalet taleplerinin daha da bastırılacağı, her türlü yasal denetimden kurtulmuş totaliter bir başkanlık rejiminde bulacağız. “Kürt sorunu” denen olgunun temelinde ekmek, özgürlük ve toplumsal adalet talebi yatmıyor mu? Kürt burjuvazisinin, seçkinlerinin kimlik talebine cevap olacak bir “sonuç”, Kürt yoksullarının, işçilerinin, işsizlerinin, topraksız köylülerinin, töre baskısı altında ezilen kadınlarının sorunlarını nasıl çözecektir? “Kürt sorunu” aslında bunların sorunu, demokratikleşme de bunların sesinin duyulur hale gelmesi demek değil midir? İşe “en alttakilerin” ekmek, özgürlük, toplumsal adalet gereksinimlerine cevap arayarak başlamayan bir “çözüm” toplumsal barış getirebilir mi? şçi sınıfı... Bu kaygılarımızı dile getirdikten sonra, birkaç adım geri çekilerek daha büyük resme baktığımızda, Amerika’dan İngiltere’ye, Ortadoğu’ya “işçi sınıfı”, “alt sınıflar” kavramlarının hızla günlük söyleme geri döndüğünü görüyoruz. Bu geri dönüşün arkasında da bu sınıfların ekmek, özgürlük, toplumsal adalet taleplerini gittikçe artan bir biçimde, ellerinde hangi ideolojik araç varsa onunla dile getirmeye başlamış olmaları yatıyor. “Türkiye ve Kürt Sorunu” kümesi üzerinde düşünürken bu olguyu “bir”leştirici etken olarak kullanmak gerekir. Toplumsal yapıları, kültürel ve tarihsel gelenekleri farklı toplumlarda ortaya çıkmaya başlayan benzer olgular bir evrensellikle karşı karşıya olduğumuzu gösteriyor. Örneğin son dönemde Kuzey İrlanda’da patlak veren toplumsal olayları irdelemeye başlayanlar, Protestan kesim içinde, sınıfsal temelde bir bölünmeye işaret ediyorlar. Protestan orta sınıf, kapitalist sınıf “barış” sürecine uyum sağlarken sokak protestolarında Protestan işçi sınıfını, işsiz gençleri görüyoruz. Bu kesim öfkesini bu kez Katolik kesime değil, kendi liderlerine yönlendiriyor. Protestan işçi sınıfından, işsiz gençlerden önemli bir kesim kendi seçkinleri, liderleri tarafından bir kenara atıldıklarını düşünerek isyan ediyor. Güney Afrika’da da ırkçı rejim yıkıldı, ama varoşlardaki siyahların, proletaryanın yaşam koşulları hâlâ iyileşmedi, üzerlerindeki devlet baskısı azalmadı. Popüler kültüründe “işçi sınıfı” kavramını dışlamaya özen gösteren ABD’de Pew Research Centre’in geçen eylülde gerçekleştirdiği bir anket halkın yüzde 30’unun kendini “alt sınıf” olarak gördüğünü ortaya koyuyordu. Geçen ay İngiltere’de yayımlanan bir araştırmaya göre, “Yeni İşçi Partisi”nin liberal söylemlerine karşın halkın yüzde 60’ı aidiyetini işçi sınıfı olarak tanımlıyor. Bu gelişmelerde, iki yıldır Akdeniz bölgesini sarsan öfke dalgasının yankıları var, ama farklı sınıfların ekonomik krizi farklı yaşıyor olması da önemli... Mısır ve Tunus’ta devrimci süreç, rejim düzeyinde, seçkinler arası ilişkilerde önemli değişimlerin önünü açtı. Ancak kent yoksulları, işsiz gençler umduklarını bulamadılar; ekonomik koşullarsa bozulmaya devam etti. Şimdi sokaklarda esas olarak bu kesimler var. Tam bu noktada iki olasılığı değerlendirmek gerekiyor. Birincisi, kent yoksullarının, proletaryanın asgari taleplerine cevap vermeye başlamadan “toplumsal barışın” sağlanması olanaklı görünmüyor. İkincisi, bu hoşnutsuzluk dalgası, özgürlük ve toplumsal adalet taleplerini beslerken aynı zamanda, radikal İslamın özellikle de Selefi akımların, Müslüman Kardeşler geleneğinin oynadığı tehlikeli oyunun da katkısıyla yükselmesini hızlandırıyor. İki düşünceyle bitireyim: “Kürt sorunu”, toplumsal bir sorun olarak çözülmeden, “toplumsal barışa” yol açacak biçimde çözülebilecek bir sorun değildir. İkincisi, ekmek, özgürlük, toplumsal adalet sorunları derinleşirken Türkiye’nin kendini tüm bölgede yükselmekte olan Selefi hareketin etkisinden koruması, hele Suriye’de karıştığı süreçlerden sonra daha da zorlaşacaktır. İ İğneli Fırça ZAFER TEMOÇİN Fransa ve İspanya PKK’ye iki ülkede operasyon PARİS (Cumhuriyet) Fransa’nın Bordeaux şehrinde PKK’nin illegal para kaynaklarının ortaya çıkarılmasına yönelik başlatılan soruşturma kapsamında yeni operasyon düzenlendi. Fransız antiterör ekiplerinin çeşitli adreslere yaptığı baskınlar sonucu PKK için zorla para toplayarak ve kara para aklayarak örgüte gelir sağladığı iddia edilen 15 kişi yakalandı. Geçen yıl mart ayında başlatılan soruşturma kapsamında bugüne kadar Fransa’nın başta Paris olmak üzere Bordeaux, Toulouse ve Strasbourg kentlerinde 200 kişi gözaltına alınmış ve mahkemeye çıkarılmıştı. Öte yandan terör örgütüne yönelik İspanya’da yapılan operasyonda da 6 kişinin gözaltına alındığı bildirildi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) BDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş, İmralı ile başlatılan görüşmelerde BDP’de isim noktasında tıkanma olmadığını belirterek “İmralı’ya ziyaret gerçekleşmemesi bizden kaynaklı değil. Şimdiye kadar koster bozuktu, şimdi Başbakan bozuk. Başbakan Ahmet Türk’e bozuk” diye konuştu. Diyarbakır’da yapılan gösterilerde 19 yaşındaki Şahin Öner adlı gencin ölümünü değerlendiren Demirtaş, “Devletin valisi, katliamı gizleme telaşına girmiştir. İçişleri Bakanı’ndan acil açıklama bekliyoruz” dedi. BAŞBAKAN ERDOĞAN CHP LİDERİNE YÜKLENDİ Kılıçdaroğlu’nun lik, ulusçuluk gibi kavANKARA (Cumrdoğan, konuş ramlarda ciddi bir zihin huriyet Bürosu) masında şehit ve karmaşası yaşıyor.HüBaşbakan Tayyip Ergazi yakınlarının kümet, devlet ve ülke gidoğan, Hatay Cilvetoplu taşıma hizmetlegözü sınır kapısındaki rinden ücretsiz yarar bi kavramlar arasında da patlamayla ilgili mu landırılacaklarını, en çok ciddi bir bocalama halefetin eleştirel açık gelliler için de kamuda yaşıyor. Yurtdışında, lamalarına, “Bu pat 8 bin 115 kişilik istih ‘hükümeti eleştirecelamayı fırsat olarak dam sağlanacağını ğim’ derken, kendi ülgörüp, buradan si açıkladı. Engelliler de kesine haksızlık yapıyor. yasi çıkar arayışına miryollarının şehir içi Kendi ülkesini yerden girenlerin bu tavrı ve şehirlerarası, deniz yere vurmak gibi bir gafyollarının şehiriçi ve let sergiliyor. da takdir edersiniz şehirlerarası hatların Esad’la ilgili ifaki ne insafla bağda da, belediyelerin şeşır ne de vicdanla hiriçi toplu taşıma deler köşeliydi yubağdaşır” diye kızdı. araçlarından ücretsiz varlak olmuş: SosErdoğan, partisinin seyahat edebilecek. yalist Enternasyonal’in grup toplantısında Erdoğan, engellilere 45 Şubat tarihlerinde öğretmenlik yolunun toplantısında CHP, bilşunları söyledi: Siyasi çıkar da açılacağını söyledi. dirideki Suriye ile ilgili ifadeyi değiştirdi. Bildiarayanlar: Suriye tarafındaki gümrük kapısı çalışma ride, Beşşar Esad ile ilgili ifadeleri dığı, denetim yapılmadığı için bom yumuşatmışlar. Köşeliydi, şimdi yuvarlak olmuş. Tebrikler. ba yüklü araç, Türkiye’nin gümrük Suriye’nin eli kanlı kapısına kadar ulaşabilmiş ve infilak diktatörü, 70 bine ettirilmiştir. Bu patlamayı fırsat olayakın masumun karak görüp, buradan siyasi çıkar aratili eminim ki yışına girenlerin bu tavrı da takdir CHP’ye minnettar edersiniz ki ne insafla bağdaşır ne de olmuştur. vicdanla bağdaşır. Zihin karmaşası yaşıyor: CHP Genel Başkanı millet, ulus, ırk, milliyetçi kafası karışık E namikzafer@yahoo.com ‘Şimdi de Başbakan bozuk’ F16’lar kampları vurdu Fotoğraf: NECATİ SAVAŞ ? SİVAS (Cumhuriyet) Sivas’ta bir iş merkezinde esnaf arasında çıkan tartışma kavgaya dönüştü. İhbar üzerine olay yerine gelen Asayiş Şube Müdürlüğü’nde görevli polis ekibi, sorunu kendi aralarında çözebileceklerini belirten esnafla tartıştı. Tartışmanın ardından polis ekibi biber gazı sıkarak copla müdahalede bulundu. Olayın ardından iki esnaf suç duyurusunda bulunurken, olayla ilgili soruşturma başlatıldı. Polisten esnafa sıra dayağı ? DİYARBAKIR (Cumhuriyet) PKK’nin önemli kamplarından Kandil, Zap ve Hakurk üzerinde keşif uçuşu yapan insansız hava araçları kamplara tekrar yerleşim yapılmaya çalışıldığını tespit etti. Bunun üzerine Diyarbakır 2. Hava Kuvvet Komutanlığı’ndan dün sabah havalanan F16’lar, kampları eşzamanlı bir şekilde bombaladıktan sonra üslerine sorunsuz bir şekilde döndü.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle