25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
6 ARALIK 2013 CUMA CUMHURİYET SAYFA HABERLER 5 Gerçekten konuşmalarını dinledikçe ne denli kin ve intikam içinde olduklarını gördüm. Bir hukuk devletinde hukuk insanı böyle olur mu? Ne yazık ki oluyor! AYM’nin verdiği karar iki gerekçeye dayanıyor... Bunu görebilmek için hukuk insanı olmaya gerek yok. Tutukluluğun makul süreyi geçmesi ve siyasi faaliyette bulunma hakkının ihlali... Gerekçe böyle olduğuna göre, Balbay en kısa sürede tahliye edilmeli, halkın oylarıyla seçilmiş bir milletvekili olarak Meclis’te yemin ederek görevine başlamalıdır. Silivri mahkemesi dört aydır gerekçeli kararı yazmadığına göre, dosya yerel mahkemenin elinde bugün. Beş bin lira gibi komik bir rakam... Beş yıldır tutukluluk hali... AYM’nin kararı, verildiği anda sonuç doğurur... AYM en üst yargı organıdır... HHH 21 Kasım’da Balbay’la sohbet ederken sanki içime doğmuştu... Mustafa’nın koğuşta demlediği çayı içerken birden şöyle demiştim: “Balbay, geçecek bugünler... Bir gün gelecek adalet yerini bulacak... O günler yakın, yaz bunu bir yere...” O gün geldi! Türkiye bir hukuk devletiyse! Yargı organları, kimi emekli yargıçlar, savcılar gibi öç alma peşinde değilse... AYM, en üst yargı organıysa... TBMM Adalet Komisyonu Başkanı Ahmet İyimaya ne diyor AYM kararına: “Anayasa Mahkemesi, ceza mahkemesinin tutukluluğun devamı ve uzun süreli tutukluluk yönündeki kararını hak ihlali olarak gördü. Bu konuda saptama ve ihlal kararını verdi. Muhtemelen anayasanın 153. maddesine göre, AYM’nin kararları yargı organlarında bağlayıcı olduğu için, yüksek mahkemenin kararının uygulanmasını sağlayan yani ona uygun bir karar verme zorunluluğu doğabilir. Yani yerel mahkemeden ya da denetim mahkemesinden Balbay’la ilgili tahliye kararı beklenebilir.” Son söz; Anayasa Mahkemesi Haşim Kılıç’ın açıklaması: “Bu noktadan sonra hapisteki tüm milletvekillerinin mağduriyetlerinin giderilmesi gerekir. Yeni bir hukuki işlem yapılmak zorunda. Zaten esas hak ihlali bu kişilerin milletvekili seçildiği Haziran 2011’de tahliye edilmemiş olmalarıydı. ..... Balbay’ın tazminat talebi olduğu için bu kararı verdik. 5 bin TL verince bu iş bitecek diye bir değerlendirme yok.” Gezi yasakları EMİNE KAPLAN AKP’nin demokratikleşme paketi, hak arama ve protestoyu imkânsız hale getiriyor Balbay’a Özgürlük!.. Anayasa Mahkemesi’nin Mustafa Balbay’a ilişkin verdiği kararı duyunca, önce şaşırdım, ardından düşünmeye başladım... Balbay, Ergenekon davasından beş yıldır tutukluydu... Silivri mahkemesinin verdiği karardan sonra Silivri’den Ankara Sincan’a taşınmıştı. 21 Kasım’da İbrahim Yıldız’la birlikte Adalet Bakanlığı’nın izniyle Mustafa’yla bir saat yüz yüze görüşmüştük. Umutluydu! Bir gün adaletin gerçekleşeceğine inanıyordu... 2011 seçimlerinde CHP’den İzmir milletvekili seçilen Balbay, adil yargılanmamıştı. Beş yıl sonra Anayasa Mahkemesi Balbay’ın tutuklu kalmasının hukuksuz olduğuna karar verdi... Anayasa Mahkemesi verdiği kararda Balbay’a yönelik bir hukuksuzluğu tescil etti. Hukuksuzluk salt beş bin lira para cezasını kapsamıyor. Önemli olan, AYM Balbay’ın seçilmiş bir milletvekili olarak siyasal haklarını kullanması konusunda “hak ihlali”ne uğradığı saptamasını yapıyor. Ne demek oluyor bu? Konuştuğum hukukçuların söylediği şu: “Özel Yetkili Silivri Mahkemesi, Mustafa Balbay’ı, halkın seçtiği bir milletvekili olduğu için derhal serbest bırakmalıdır. Bu karar, tutuklu olan KCK davasından yargılanan milletvekilleri için de geçerlidir.” HHH Türkiye laik, demokratik bir hukuk devletidir... AYM, bu kararı bireysel başvuruda bulunan Balbay ve Mehmet Haberal için vermiştir. Balbay çıkacak mı, içeride mi kalacak gibi tartışmalara hiç gerek yok. Çünkü özel yetkili mahkemeler, Anayasa Mahkemesi’nin bu kararını uygulamak zorundadır. 2012 yılında AYM’ye bireysel başvuru yapma hakkının verilmesi, ülkemizin içindeki hukuksal sorunları, AİHM’ye götürülmeden önce içeride çözümlemek içindir. Çünkü mahkemeler öyle kararlar veriyor ki, AİHM bunların hepsini bozuyor, Türkiye yüklü tazminatlar öderken Türkiye’nin evrensel hukuku uygulamadığı da apaçık görülüyor. AYM’ye bireysel başvuru 2012 yılında bu nedenle yaşama girdi... Kimi hukukçuları önceki gece televizyonlarda izledim... ANKARA AKP hükümetinin “demokratikleşme paketi” olarak nitelendirdiği yasa tasarısı, TBMM Başkanlığı’na sunuldu. Tartışmalı düzenlemelerin yer aldığı tasarıda, Gezi, ODTÜ ve HES karşıtı eylemlere hapis cezası, eylemcilerin görüntülerinin kaydedilerek fişlenmesi, Abdullah Öcalan’a siyaset yapma olanağı, Kürtçe propaganda ve özel okul getiriliyor. Tasarıda, şu düzenlemeler öngörülüyor: Siyasi partiler ve adaylar seçim süreçlerinde Türkçenin yanı sıra farklı dil ve lehçelerde propaganda yapabilecek. lacak Hazine yardımı için gePartilere Hazine yardımı: Siyasi partilere yapıKürtçe propaganda: ÖCALAN’A DA SİYASET YOLU AKP’nin yeni demokratikleşme paketinde, siyasi partilere “Kamu hizmetlerinden yasaklılar, basit ve nitelikli zimmet, irtikap, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, ihaleye fesat karıştırma gibi yüz kızartıcı suçlardan mahkum olanlar, taksirli suçlar hariç 5 yıl ve daha fazla hapis ceza sına mahkum olanlar, terör eylemlerinden mahkum olanlar”ın üye olma yasağı kaldırılıyor. Buna göre, Abdullah Öcalan başta olmak üzere terör eylemlerinden mahkum olanlara siyasi partilere üye olma olanağı getiriliyor. Köylere Kürtçe isim: Türkçe olmayan köy adlarının değiştirileceğine ilişkin yasa hükmü kaldırılarak köylere Türkçe dışında isim verilmesinin önü açılacak. rekli olan yüzde 7 oy alma koşulu yüzde 3’e düşürülecek. lerde toplantı ve gösteri yürüyüşü yer ve güzergâhı, kamu düzenini ve genel asayişi bozmayacak ve yurttaşların günlük yaşamını zorlaştırmayacak ve Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Yasası’nda öngörülen sınırlamalara uyulması kaydıyla TBMM’de grubu bulunan siyasi partilerin il ve ilçe temsilcileri ile en Gösteriler siyasi partilere sorulacak: İl ve ilçe çok üyeye sahip üç sendikanın ve kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının il ve ilçe temsilcilerinin görüşleri alınarak mahallin en büyük mülki amiri tarafından belirlenecek. Toplantı ve gösteri yürüyüşlerine katılımcıların ses ve görüntüleri kolluk tarafından kaydedilecek. Kayıt ve görüntüler şüphelilerin ve suç delillerinin tespiti dışında başka bir amaçla kullanılamayacak. Eylemcilere fişleme: Toplantı ve gösteri yürüyüşlerdeki gözetim yetkisi hükümet komiserinden alınarak kolluğa verilecek. Gösteri ve yürüyüşün, yasaya aykırı hale dönüşmesi durumunda yetkili kolluk amirinin bildirmesi üzerine mülki amir tarafından sona erdirilmesine karar verilecek. Özel okullara Kürtçe eğitim: Farklı dil ve lehçe Valiye polis önerisiyle dağıtma yetkisi: lerde eğitim ve öğretim yapZAFER TEMOÇİN MGK HABERİNİN İNTİKAMI İğneli Fırça Taraf’a tehdit kullanarak kamu faaliyetinin yürütülmesine engel olanlara 2 yıldan 5 yıla kadar hapis verilecek. Buna göre, Gezi eylemcileri, ODTÜ’de yol yapımına karşı eylem yapanlar ile HES’leri protesto edenler “kamu faaliyetinin yürütülmesine” engel oldukları gerekçesiyle hapis cezasıyla yargılanabilecek. Mevcut yasada, 1 yıldan 3 yıla kadar ceza verilmesi hükmü yer alıyor. Paketle eylemcilerin cezasının erteleme kapsamına alınmasının önüne geçiliyor. Türkiye Barolar Birliği’ne ceza: Kamu ku Gezi, ODTÜ, HES eylemcilerine hapis: Cebir veya veya tehdit kullanılarak ya da hukuka aykırı başka bir davranışla kişinin eğitimöğretim hakkının kullanılmasını engelleyenlere 2 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası verilecek. Üniversitede türbanı engelleyene ceza: Cebir mak amacıyla özel öğretim kurumları açılabilecek. u Başbakanlık, MGK ve MİT; Gülen cemaatiyle ilgili kararların yayımlanması üzerine Taraf gazetesi ve Mehmet Baransu hakkında suç duyurusunda bulundu. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Başbakanlık, Milli Güvenlik Kurulu (MGK) ve Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT), “Fethullah Gülen’i bitirme kararlarının” alındığı 25 Ağustos 2004 tarihli MGK toplantısı belgesini yayımlayan Taraf gazetesi ve haberi yazan Mehmet Baransu hakkında ayrı ayrı suç duyurusunda bulundu. Taraf ve Baransu hakkında Türk Ceza Yasası’nda düzenlenen “devlet sırlarına karşı suçlar” kapsamında soruşturma başlatan Ankara Başsavcı Vekilliği, dosyayı yetkisizlik kararıyla İstanbul Başsavcılığı’na gönderdi. Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın Taraf’ta yayımlanan haberler üzeMİT’TE SIZMA rine 3 Aralık’ta “TCK, MİT Kanunu, Basın Kanunu, RTÜK Kanunu’na göre sır niteliğindeki bilgilerin yayınlanması ile ilgili ceza öngörülANKARA (Cumhuriyet müş. Bunu yaBürosu) Partisinin genel pan insan bir ceza merkezinde önceki gün dü sorumluluğu ile zenlediği basın toplantıkarşı karşıya gesında, Taraf’ta yayımlanan fişleme belgesinin MİT’ten lebilir. Bunu savsızdırıldığını söyleyen AKP cılarımız düşünGenel Başkan Yardımcısı sün” açıklamasıHüseyin Çelik, Twitter ad nı yapmasının arresinden yaptığı açıklama dından savcılardan da “2004 MGK kararının önce üç kurum haMİT’ten sızdırıldığını söylemediğini, bunun bazı ga rekete geçti. MGK zetelerde yanlış yazıldığı Genel Sekreterlinı” ifade etti. Çelik, katıl ği, 28 ve 30 Kasım dığı bir televizyon progra 2013 tarihinde Tamında da “‘Bunlar MİT’in raf gazetesini, Güiçinden bazı kimseler ta len cemaatiyle ilgirafından sızdırılmıştır’ dedim, MİT’in kurumsal ola li kararların alındırak böyle bir şey yapma ğı MGK belgesini sı söz konusu değil. Son yayımlamasını savdönemlerde AK Parti ile cılığa şikâyet etti. ters düşen kişilerce kav Şikayet dilekçesingayı kızıştırmak isteyen de, “MGK kararzihniyetlerin ürünü” dedi. larının gizli kalÇelik’in açıklamalarıa, Taraf muhabiri Mehmet ması kuralının ihBaransu’dan yanıt yine laline ve konuya Twitter üzerinden geldi. ilişkin gerçeğe ayBaransu, “Erzurum’da bir kırı yayınlar yatabir vardır Hüseyin Bey. pıldığına” işaret Yalanınızı yiyim. Öyle mi edildi. Başbakanii? Beni hangi kanuna göre takip edip sahte belgey lık Hukuk Hizmetle dinlediler? Yalanınızı yi leri Başkanlığı, 2 yimmm sayın vekil. (Mille Aralık 2013’te yati, kurban vereni fişleyen yımlanan haberler vekil, bakan dahi olsa de, “Başbakanhak ettikleri uslup bu) ifa lık Müsteşarı Efdelerini kullandı. kan Ala’ya iftira suçunun işlendiğini” belirterek Baransu hakkında kamu davası açılması talebinde bulundu. MİT Müsteşarlığı tarafından yapılan suç duyurusunda ise teşkilatın Gülen cemaatini fişlediğine ilişkin 2 Aralık 2013 tarihli haberde imzası bulunan Baransu ve Taraf gazetesi sorumluları hakkında cezai takibat yapılması talep edildi. Şikâyetler üzerine Ankara Başsavcılığı, dosyayı TMK Savcılığı’na gönderdi. Soruşturma başlatan Ankara TMK Savcılığı, haberi yayımlayan gazetenin merkezinin İstanbul olması nedeniyle dosyada yetkisizlik kararı verdi. Taraf ve Baransu hakkındaki soruşturma İstanbul’da sürdürülecek. namikzafer@yahoo.com üçlü şikâyet cın gereğinin yerine getirilmesinin engellenmesi halinde fail hakkında 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası verilecek. şünce veya kanaatlerinden kaynaklanan yaşam tarzına müdahale eden veya bunları değiştirmeye zorlayan kişiye 3 yıla kadar hapis verilecek. “Düşünce veya kanaate göre yaşam tarzı” ifadesinin muğlak olduğu değerlendirmesi yapılıyor. Kime göre yaşam tarzı: Bir kimsenin inanç, dü Mesaide namaz engellenemeyecek: Dini inan rumlarında veya kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarında verilen ya da kamu makamlarının verdiği izne dayalı olarak sunulan hizmetlerden yararlanılması engellenirse fail hakkında 2 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası verilecek. Buna göre, türbanlı avukatlara ruhsat vermemesi durumunda Türkiye Barolar Birliği yöneticileri yargılanabilecek. Erdoğan: Rahatı görünce farklı duruma büründüler İstanbul Haber Servisi Başbakan Tayyip Erdoğan, Gülen cemaatine 28 Şubat ile gönderme yaparak “28 Şubat bu ülkeye çok şeyler kaybettirdi. Bir nesil katledildi. Bunu yapanlar bu vebalin altından kalkamaz. Temenni ederim ki bunu da anlarız. Bazıları rahatı görünce farklı bir duruma büründüler. Birlik ve beraberliğe ihtiyacımız var” dedi. Erdoğan, İlim Yayma Vakfı’nın 40. yıl programına katıldı. Başörtüsü ve imam hatiplerdeki katsayı sorununu çözmek için bir süre sabrettiklerini söyleyen Erdoğan, “Önce damarlarımızdan birini kestiler, imam hatiplerin orta kısmını kapattılar. İşi biliyorlardı. Tabii onların tuzakları, hesapları varsa o tuzakların üzerinde Rabbimin de hesabı vardı ve bu hesap tecelli etti ama birilerinin sabırlı olmadıklarını şimdi anlıyoruz. İlahi mesaj bir anda gelebilirdi ama bir anda gelmedi ilahi mesaj 22 yılda geldi. Bu işin sosyolojik değerlendirmesini, psikolojisini çok iyi yapmamız gerekiyordu. Birileri bize gelip o tür nasihatlerde de bulundu ama biz sabır tavsiye ettik ve bunun neticesini de aldık” şeklinde konuştu. Çelik ve Baransu kapıştı Eşcinsellere nefret kapsam dışı: Dil, ırk, milli yet, renk, cinsiyet, engellilik, siyasi düşünce, felsefi inanç, din veya mezhep farklılığından kaynaklanan nefret nedeniyle bir kişiye taşınmaz mal satışı, kiraya verilmesi, hizmetten yararlanması, işe alınmasını engelleyen kişiye 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası verilecek. Cinsel yönelime ilişkin nefret suçu ise kapsam dışı tutuldu. CEMAAT HEM ELEŞTİRDİ HEM DE KORKULARINI(!) DİLE GETİRDİ: 68 KENTİN BAŞKAN ADAYI AÇIKLANMIŞ OLDU Fişleme ve tasfiye var Haber Merkezi Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı, dershanelerin kapatılması ve 2004 yılına ait MGK belgeleri sonrasında başlayan tartışmalara ilişkin açıklama yaptı. Açıklamada öncelikle “Eğitim Reformu ve Dershaneler” konusuna değinen Vakıf, “Eğitim sistemindeki çarpıklıklar, yetersizlikler ve eşitsizliklerin sonucu olarak ortaya çıkan ve on yıllardır teşebbüs hürriyeti çerçevesinde yasalara uygun şekilde faaliyet gösteren dershanelerin kanun zoruyla yasaklanmak istenmesi, başta evrensel hukuk ilkeleri, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve Türkiye Cumhuriyeti Anayasası olmak üzere temel insan haklarına ve demokrasiye aykırıdır. Gerçek demokrasilerde neyin ihtiyaç olup olmadığı bireye ve topluma dayatılamaz; toplum mühendisliği yapılamaz” denildi. Ardından “fişlemeler ve tasfiyeler” konusunu gündeme getirildiği vakıf açıklamasında, “Dershanelerin yasaklanma teşebbüsünden kamudaki fişlemelere; medyada yer alan bürokrasideki tasfiyelere kadar, söz konusu MGK kararını çağrıştıran uygulamaların olması kaygı vericidir” denildi. Açıklamada, cemaat ve hükümet arasında kaset savaşları yaşanacak iddiaları da gündeme getirilerek, “Önceki seçimler arifesinde denenmiş olan özel hayatın mahremiyetini ihlal edici ahlakdışı metot ve girişimlerin, tekrar denenebileceğine dair endişe verici işaretler görülmektedir” ifadesi kullanıldı. AKP’nin İstanbul adayı 3. kez Topbaş İstanbul Haber Servisi Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 30 Mart’taki yerel seçimlerde İstanbul Büyükşehir Belediyesi başkan adayının Kadir Topbaş olduğunu açıkladı. Topbaş 3. kez İBB başkanlığına aday olurken AKP’nin toplam 68 kentteki başkan adayı da açıklanmış oldu. Başbakan Erdoğan, Haliç Kongre Merkezi’nde AKP Seçim İşleri Başkanlığı Bölge Toplantısı’nda 7’si büyükşehir ve 21 ilin belediye başkan adayını açıkladı. Erdoğan yaptığı konuşmada AKP’nin lafla değil, eserleri ve projeleriyle seçime girdiğini söyledi. İstanbul’da süren 3. köprü, ikinci tüp tünel projelerini anlatan Erdoğan toplantının yapıldığı Haliç Kongre Merkezi’ni örnek gösterdi. Merkezin bulunduğu yerin eskiden mezbahane olduğunu anımsatan Erdoğan, “Şimdi burada git de daire al bakalım, fiyatlar ne oldu? Şu Haliç’i bu hale getiren AKP ziyniyetidir” dedi. Konuşmasının ardından Erdoğan, 20 kentin 3’er dakikalık görüntüleri ile adaylarını açıklamaya başladı. Erdoğan, en son Kadir Topbaş’ın adaylığını açıklarken bütün salon ayağa kalkarak “Dik dur eğilme dindar gençlik seninle”, “Recep Tayyip Erdoğan” sloganları atıp “Beraber yürüdük biz bu yollarda” şarkısını söyledi. Törende açıklanan 7 büyükşehir belediyesi başkan adayı şöyle: “Mardin Mehmet Vejdi Kahraman, Tekirdağ Mustafa Yel. Çorlu Belediye Başkan adayıÖzlem Yemişçi, Sakarya Zeki Toçoğlu, BalıkesirAhmet Edip Uğur (AKP Genel Başkan Yardımcısı), Kocaeli İbrahim Karaosmanoğlu. Bursa Recep Altepe, İstanbul Kadir Topbaş.” Diğer 21 kentin adayları da şu isimler: “Bayburt Mete Memiş, Sinop Hamza İnce, Yalova Yakup Koçal, KırıkkaleMehmet Saygılı, Nevşehir Hasan Ünver, Siirt Ali İlbaş, NiğdeFaruk Akdoğan, KırklareliSadettin Mim Solmaz, EdirneProf. Dr. Ahmet Günşen, MuşFeyat Asya, Yozgat Kazım Arslan, Çanakkale Mehmet Daniş, ÇorumMuzaffer Külcü, Elazığ Mücahit Yanılmaz.” TRT’de cemaat temizliği Zaman gazetesi yazarı kurumdan cemaatçilerin tasfiye edildiğini ve Zaman’dan ayrılan isimlere program yaptırıldığını savundu Haber Merkezi Hükümet ile Gülen cemaati arasında kavga karşılıklı hamlelerle devam ederken hükümetin cemaatçileri TRT’den tasfiye etmeye başladığı öne sürüldü. Zaman Gazetesi Dış Haberler Editörü Mustafa Edib Yılmaz, Twitter’da çok çarpıcı mesajlar kaleme aldı. Cemaatçilerin TRT’den tasfiye edildiğini ve Zaman’dan ayrılanlara program yaptırıldığını öne süren Yılmaz, Twitter’dan “TRT iş başvurusunda cevap: Sizinkiler binanın önünden bile geçemez! Danaya girenler TRT’ye giremiyor mu artık? Zaman’dan ayrıl köşe verelim, TV programı yaptıralım...” mesajlarını paylaştı. Taraf gazetesi yazarı Emre Uslu ise yine sosyal paylaşım sitesi Twitter üzerinden hükümetin önemli yazarları cemaat medyasından koparmak için yüksek maaşlar teklif ettiğini öne sürdü. Öte yandan Demirören’in sahibi olduğu Vatan gazetesinin kurucularından Güngör Mengi’nin de işine son verildiği iddia ediliyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle