25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 6 ARALIK 2013 CUMA kultur@cumhuriyet.com.tr 16 Yönetmen Mahmut Fazıl Coşkun’un İstanbul, Altın Koza ve Malatya festivallerinde ödülleri toplayan ikinci filmi ‘Yozgat Blues’u gösterimde KÜLTÜR BU HAFTA 7 FİLM GÖSTERİME GİRİYOR Beyazperdede ‘Düğün Dernek’ var Kültür Servisi Bu hafta 4’ü yerli 7 film gösterime girecek. Selçuk Aydemir’in yazıp yönettiği komedi filmi “Düğün Dernek” izleyiciyle buluşacak. Hakan Haksun’un yazıp yönettiği “Kızım İçin” dram sevenleri sinema salonlarına çekmeyi hedefliyor. Ragga Oktay ile Cem Yaz’ın yönettiği “Mc Dandik”in oyuncu kadrosunda, Ragga Oktay, Zerrin Arıkan, Lemi Filozof ile Sümer Tilmaç yer alıyor. Yönetmen koltuğunda, ilk uzun metraj çalışması “Uzak İhtimal” ile beğeni kazanan ve İstanbul Film Festivali’nde “Altın Lale” ödülüne değer görülen Mahmut Fazıl Coşkun’un oturduğu “Yozgat Blues” izleyiciyle buluşacak. David Lowery’nin yazıp yönettiği “Ölümsüz Aşk”ta, Casey Affleck, Rooney Mara, Ben Foster ile Nate Parker izleyici karşısına çıkacak. Ermenistan, Fransa ve Türkiye ortak yapımı olan “Saroyan Ülkesi”nin yönetmen koltuğunda Lusin Dink oturuyor. Benson Lee’nin yönettiği “Yılın Savaşı”nda, Josh Holloway, Chris Brown, Laz Alonso, Josh Peck ile Caity Lotz izleyici karşısına çıkıyor. Pastırma yazı Belediyenin düzenlediği müzik kurslarında ders veren Yavuz’un (Ercan Kesal) bir AVM’de verdiği asansör müziğinden farksız konseriyle başlıyor, son Altın Koza’da en iyi film, senaryo, erkek ve yardımcı erkek oyuncu ödüllerini kazanan, ayrıca İstanbul Film Festivali’nde de Ercan Kesal’a en iyi erkek oyuncu ödülünü getiren, kısa süre önce biten Malatya Festivali’nde de en iyi film seçilip en iyi yönetmen ve SİYAD ödüllerini alan “Yozgat Blues”. Vokalde de Yavuz’un kurslardan öğrencisi, varoş kökenli Neşe (Ayça Damgacı) var. Gözleri dalarak uzaklardaki bir sevgiliye yönelikmişçesine Fransızca şarkılar söyleyen, kariyerinde sonun başlangıcını yaşamakta olduğu izlenimi veren, peruklu olduğu da aşikâr şantör Yavuz’u telefonda ablasına babasının ölümünü fısır fısır aktarırken izliyoruz daha sonra. Aslında hiç de sert, adı gibi yavuz değil, gayet halim selim biri o. Eski bir tanıdığının işlettiği, Yozgat’taki “Delila” adlı bir gazinoda çalışmak önerisini kabul ederek arabasıyla yola çıkarken vokalist Neşe de katılıyor hocası Yavuz’a son anda. İlişki kurmakta biraz tutuk ve ketum ama çok ciddiye aldığı besbelli işini yaparken, sahnede ruj lekeli gömleğini bile sorun edecek kadar titiz, dolgun cüssesi ve maske gibi taşıdığı peruğuyla, sokaktaki taşralı gençlerde hafif bir James BondSean Connery etkisi de uyandıran Yavuz’umuz, 3035 yıl öncesinin nostaljik bir şarkısını (“L’ete Indien”, Amerikan kökenli bu Fransızca deyim bizdeki “pastırma yazı”nın karşılığı oluyor, kelime çevirisi “Kızılderili Yazı”ndan çok) yineliyor sahnede biteviye. Ne var ki Delila’nın müşterileri bir türlü benimseyemiyor onu ve “Pastırma Yazı”nı. Yavuz salondan müşteri kaçırırken her an Sabri’nin ilgisiyle çepeçevre kuşatılmış vokalist Neşe götürüyor gösteridinletiyi. 1940’larda Amerikan toplumunu eleştiren “kara film”leriyle ünlenmiş ama o ma lum Mc Carthy’ci solcu avının gemi azıya aldı melankolisinin duyumsandığı ve Yozgat görünğı 1950’lerde ABD’yi terk edip Fransa’ya yertülerini kullanmaktan özellikle kaçınılan filmleşmiş (1964’te İstanbul’a gelerek, zengin kadde, gözden düşmekteki, artık kariyerinin sonuna rolu “Topkapı”yı da çekmiş) olan usta yönetgelmiş, çaktırmadan kendini sürekli öğrencisi ve men Jules Dassin’in şarkıcı oğlu Joe Dassin’le vokalisti Neşe’ye beğendirmeye çabalayan, yaşnerdeyse özdeşleşmiş ve bir zamanlar çok çalılı şarkıcı Yavuz’un huzursuz ruh halini çok iyi nıp dinlenmiş, 1970’lerin popüler şarkısı “L’ete yansıtan, Nuri Bilge Ceylan’ın keşfi, oyuncu, Indien”i sahnedeki kitsch ve monoton perforsenarist, yazar Ercan Kesal, klişe deyişle, filmi mansıyla habire tekrarlayan YavuzNeşe çiftisürükleyen lokomotif. ne, kafayı bir an önce evlenip kendi dükkânını Yavuz’un sahne dışında kirli çarşaflı otel odaaçmak derdindeki genç berber Sabri’yle (Tansu larında, berberde, sokakta geçen günlük hayatıBiçer), Sabri’nin yerel bir radyoda program yana oldukça sevecen yaklaşıyor yönetmen filmpan, şiiredebiyatsanat tutkunu (ayrıca 3 yıldır de. 4 yıl önce farklı kökenlerbitiremediği “İnsanı Kâmil” adden gelen genç bir imamla, kilı bir roman da yazan), taşra lisede çalışan, Katolik bir genç entelektüeli arkadaşı Kâmil de kızın çıkmaz ilişkisini hü(Nadir Sarıbacak) katılıyor. zünlü bir finale bağlayan, beDerken konuşkan Kâmil, dağendiğimiz ilk filmi “Uzak ha çok para kazandıracağı için İhtimal”le radarımıza girkadın kuaförü olmak isteyen miş olan yönetmen Mahmut Sabri’nin yeşillendiği vokaFazıl Coşkun’un senaryosuu “Yozgat Blues”, seyirciyi list Neşe’yi çabucak ikna edinu Tarık Tufan’la yazdığı ikinpeşine takan, yoğun yor, radyoda NeşeKâmil ikici filmi “Yozgat Blues”, seyircilisi olarak başka bir müzikdramatik bir yapıdan yoksun yi peşine takan, yoğun dramatik li şiir dinletisi daha yapmaya. bir yapıdan yoksun ama hayatın ama hayatın gelgitlerine, Müslüman mahallesinde salgelgitlerine, inişçıkışlarına dainişçıkışlarına dayanan yangoz satmak gibi algılanan yanan yoğun bir sinema duygumonoton sahne programının yoğun bir sinema duygusuna suna sahip baştan sona. Sonuçta “Uzak İhtimal”i gitgide ilgi görmeyip seyirci sahip baştan sona. aşan sinematografisi, E. ve dinleyici kaybetmesi üzeKesal’ın yanı sıra sanata tutrine para almadan bir süre dakun taşralı radyocu Kâmil rolündeki Nadir ha (Neşe’den gizli) durumu idare ediyor Yavuz, Sarıbacak’ın da öne çıktığı oyuncu kadrosu, kaarabasını filan satarak. mera (Barış Özbiçer) ve montaj (Çiçek KahYozgat süreciyle yaşamları değişen kahraraman) çalışmasıyla iz bırakan, duyarlı bir manlarımızdan Neşe dükkânının dekorasyonufilm olmuş sonuçta Mahmut Fazıl Coşkun’un na karıştığı Sabri’nin evlenme önerisini kabul “Yozgat Blues”u. Bizce Lusin Dink’in “Saroederek mutlu bir Yozgat geleceğine dümen kıyan Ülkesi” belgeseli ve montajcılıktan gelen rarken, yalnızlığını paylaştığı vokalisti Neşe’yi Amerikalı yönetmen David Lowery’nin mokaptırmanın sıkıntısı dışına vuran, ezgin bezdern bir Bonnie Clyde çeşitlemesi niteliğindegin Yavuz’u da İstanbul’a döneceği otobüsünün ki “Ain’t Them BodiesÖlümsüz Aşk”ıyla birönünde, otogarda görüyoruz filmin finalinde. likte kuşkusuz yeni haftanın sinemaseverlere Yolu İstanbul’dan Yozgat’a düşen Yavuz’un salık verilecek filmi “Yozgat Blues”. dokunaklı hikâyesine paralel gelişen bir taşra RADYO VE DEMOKRASİ MÜZESİ AÇILDI Demokrasiyi radyodan dinleyecekler! İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) Konak Belediyesi’nin Basmane Semti’nde yaşama geçirdiği Radyo ve Demokrasi Müzesi, Halit Kıvanç, Orhan Ayan, Nihat Sırdar gibi tanınmış isimlerin de katıldığı törenle açıldı. Müzede, Cumhuriyet tarihinin önemli dönüm noktalarına ait kayıtlar da ziyaretçilere sunuluyor. Konak Belediyesi, Ümran Baradan Oyun ve Oyuncak Müzesi, İzmir Mask Müzesi, Neşe ve Karikatür Müzesi’nden sonra, Radyo ve Demokrasi Müzesi’ni de kente kazandırdı. Düzenlenen törene radyoculuğun duayen isimleri Halit Kıvanç, Orhan Ayan’ın da aralarında bulunduğu çok sayıda tanınmış isim katıldı. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, CHP İzmir İl Başkanı Ali Engin, CHP Konak İlçe Başkanı Sinan Karamustafaoğlu da törende yer aldı. hep radyo ile öğrendik. 12 Eylül sürecinden itibaren bütün demokrasi tarihimizdeki iyi, güzel günleri de kara günleri de hep radyodan öğrendik. Evlerimizin bir köşesinde duran, ajansı dinlediğimiz, radyo tiyatrosu ve arkası yarınları dinlediğimiz radyoları müzemizde sergiliyoruz” dedi. Tartan, Kocaoğlu’nun 400 yıl ceza istemiyle yargılandığını da anımsatarak, “Demek ki demokrasiyi daha çok tartışacağız. Müzemiz İzmirimize, Türkiye’nin çağdaş geleceğine armağan olsun” diye konuştu. Basmane’de Altınpark kazı alanı karşısında bulunan Sarmaşıklı Ev, Konak Belediyesi tarafından restore edilerek Radyo ve Demokrasi Müzesi yapıldı. Yurttaşların bağışlarıyla da onlarca radyo toplandı. Müzede, dünyada radyo yayınının yapılmaya başlandığı 1921’den günümüze kadar teknolojiyle birlikte gelişen radyonun serüvenine tanıklık edilecek. Müzenin ilk odasında Atatürk’ün 10. yıl ve Meclis konuşması, 19451964 yıllarını kapsayan dönemde Adnan Menderes’in Yassıada savunması, 19641980’li yılları kapsayan odada Deniz Gezmiş’in mahkeme savunması, Kenan Evren’in darbe konuşması dinlenebiliyor. Ayrıca Beatles, Semiha Yankı gibi döneme damgasını vuran kişilerin, olayların ve şarkıların yer aldığı bölümler de yer alıyor. DE ÜN GÖSTERİM G U B ’ K Ş A Z ‘ÖLÜMSÜ Tutkulu bir aşk öyküsü Mara) onları gerçek bir baba ilgisiyle yetiştiren, bildiklerini aktaran Skerritt’in (Keith Carradine) öğrettiği yolda, banka soyarak yaşamSinemada yasadışı çiftleri konu alan klalarını sürdürmektedirler. Ruth, Bob’dan hamile siklerin içinde They Live by Night (Nicholas Ray/1949), Gun Crazy (Joseph H.Lewis/1950), kalır. Bir soygun sonrasında Ruth, polis Patrick Wheeler’ı (Ben Foster) vurur. Hapis yatmaktan Bonnie and Clyde (Arthur Penn/1967), Badçok korkan Ruth’un suçunu Bob üstlenir. lands (Terrence Malick/1973) yer alıyor. Bob cezasını çekerken Ruth, kızları Sylvie’yi Yönetmen, senarist, kurgucu, görüntü yönetmeni David Lowery (Pioneer/2011) ikinci uzun (Kennedie ve Jacklynn Smith) doğurur. Beş kez kaçmayı deneyen Bob, metrajı Ain’t Them Bodies Sylvie’nin 4. yaş gününde firar Saints’te (Ölümsüz Aşk/2013) u David Lowery, John edip Meridian kasabasına dön1960’ların sonu 70’lerin başınmeyi başarır. The Chase’deki da belirginleşen Yeni HollywoFord’un westernlerinin (Takip, Yönetmen: Arthur Penn, od akımının yönetmenlerine yalınlığına ulaşmış. Feda 1966) gibi Bob, Güney’in uzun saygıda bulunuyor. Sinefillerin etme, ihanet, tutku, özgürlük yollarındadır, kasaba halkı, kabelleğine yapılan bu yolculukrısı, polisler, dostları, düşmanlata hızlı yaşayan, silahlı, genç temalarını yetkinlikle rı akıl hocası onun yolunu gözölen bu haydutların, soyguncuanlatan, klasik Amerikan lüyorlardır. ların aşk, tutku, cinayet içeren westernlerini, 70’lerin yaratıcı Müzik, görüntüler alabildiğine öykülerine doğru uzanıyoruz. etkileyicidir, diyaloglar yazınTutkulu aşkın yanılsaması zayönetmenlerini saygıyla sal uyumluluk içerisindedirler, manın akışına nasıl dayanıyor? selamlıyor “Ölümsüz Aşk”. bilmecenin tüm parçaları filmKendi kendini yetiştiren otosel bir şiirin uyumunu yansıtır. didakt Lowery filmini efsaneBu noktada Terrence Malick’i anımsarız, Lovi bir son deyişle noktalıyor. 2013 Cannes Film wery gibi o da zamanın akışını değiştirmeye, aşFestivali’nin Eleştirmenlerin Haftası’na seçikın tüm ayrıntılarını, bir okşamanın, dokunuşun len, Sundance Film Festivali’nde en iyi görüntü benzersiz sevecenliğindeki güzelliği yakalama(Bradford Young) ödülünü alan dram, bir soyya çalışır. guncunun geride bıraktığı karısını, kızını bulGeriye dönüşlerde Bob, Ruth’a yerleşerek evmak için tutukevinden firar edişini anlatan bir iş kurmayı, birlikte yaşlanmayı istediğini anlaaşk öyküsü. 1970’lerin Teksas’ında Bob Multır. Ruth, Bob’a yazdığı tutkulu mektuplarındoon (Casey Affleck), Ruth Guthri (Rooney ASLI SELÇUK Balbay’a özgürlük! Konak Belediye Başkanı Hakan Tartan, demokrasiye özlem duyulan bir süreçte kendilerini yalnız bırakmayan konuklara teşekkür ederek, “Yaşamımızın her noktasında demokrasinin sancılarını yaşıyoruz. Mustafa Balbay’ın haklılığı, Anayasa Mahkemesi kararıyla bir kez daha tescil edildi. Ama biz hâlâ tutuklu vekiller dramını yaşıyoruz. Demokrasi tarihimizdeki köşe noktalarını da “dünyanın bizi unutacağı zamanı beklemeliyiz” der. Film, 70’lerin klasiklerinin, Arthur Penn’in, Robert Altman’ın, Terrence Malick’in etkilerini taşır. Lowery klasik yasadışı çift temasını yeniden canlandırmayı başarmıştır. Yönetmen, gözde sinemacısı Altman’ın formülünü kullanır: “John McCabe’i (1971) çekerken Altman bilindik bir öyküyü anlatırken alışılmış değişikliklere değil ayrıntılara odaklanacaksın demişti. Ustanın yöntemini filmime uyarladım” diyen Lowery karakterlerine yoğunlaşır, “Örneğin banka soygununu göstermiyorum, çünkü aksiyon sahneleri çekmeyi sevmiyorum. Ara anların duyarlılığını yeğliyorum, olaylardan çok sonuçlara odaklanıyorum” diyen sinemacı sessizlikleri aktarıyor. John McCabe’in çeken ünlü Çek kökenli Amerikalı görüntü yönetmeni Vilmos Zsigmond’dan etkilenen Lowery, kameramanı Bradford Young’la birlikte filmin atmosferini eski, sararmış bir fotoğraf olgusundan yola çıkarak oluşturmuşlar. Eski aydınlatma tekniklerini uygulamak onları çağdaş sinemasal anlatımdan uzaklaştırmış. Yakın planlar yok. Daniel Hart’ın müziği çok etkileyici. Lowery, John Ford’un westernlerinin yalınlığına ulaşmış. Feda etme, ihanet, tutku, özgürlük temalarını yetkinlikle anlatan, klasik Amerikan westernlerini, 70’lerin yaratıcı yönetmenlerini saygıyla selamlayan Ölümsüz Aşk bugün gösterime girdi. n Kültür Servisi Bedri Baykam’ın 5 Ocak tarihine kadar devam edecek “Dünyayı Değiştiren 8 Saniye” başlıklı sergisinin paralel etkinlikleri kapsamında film gösterimi ve panel düzenlenecek. Taksim Piramid Sanat’ta yarın saat 15.00’te başlayacak panele Sevil Atasoy ve Bedri Baykam konuşmacı olarak katılacaklar. (0212 2973121) ‘Dünyayı Değiştiren 8 Saniye’ üzerine söyleşi n Kültür Servisi Tiyatro yönetmeni ve oyuncusu Çetin Akçan kalp krizi sonucu yaşamını yitirdi. Haldun Dormen, Oda Tiyatrosu başta olmak üzere birçok tiyatroda yönetmenlik yapan sanatçı, aynı zamanda şarkı sözü yazarıydı. Sanatçının cenazesi bugün Teşvikiye Camii’nde kılınacak öğle namazının ardından toprağa verilecek. Çetin Akçan hayatını kaybetti
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle