Katalog

21 ARALIK 2013 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER Barış Güler, Salih Kaan Çağlayan ve Rıza Sarraf mahkemeye sevk edildi 7 Şaşıran Ördek... Halkbankası Genel Müdürü Süleyman Aslan Fatih Belediye Başkanı Mustafa Demir Rıza Sarraf Tutuklanmaları istendi CANAN COŞKUN İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen “rüşvet ve yolsuzluk” operasyonu kapsamında gözaltına alınan ve aralarında İçişleri Bakanı Muammer Güler’in oğlu Barış Güler, Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar’ın oğlu Abdullah Oğuz Bayraktar, Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan’ın oğlu Salih Kaan Çağlayan, Fatih Belediye Başkanı Mustafa Demir, iş adamı Rıza Sarraf ve Halkbank Genel Müdürü Süleyman Aslan’ın da bulunduğu 49 kişi tutuklama istemiyle, Ali Ağaoğlu’nun da aralarında olduğu 4 kişi ise adli kontrol talebiyle mahkemeye sevk edildi. Ağaoğlu’na yurt dışına çıkış yasağı getirildi. 18 kişi ise savcılık sorgusunun ardından serbest bırakıldı. Böylece adli kontrol istenenlerle birlikte serbest bırakılanların sayısı 22 oldu. Mustafa Demir, “rüşvet almak”, diğer şüpheliler ise “örgüt kurmak”, “resmi belgede sahtecilik”, “altın kaçakçılığı”, “imar kirliliği”, “kara para aklama”, “sahtecilik” ve “nüfuzu kötüye kullanmak” la suçlanıyor. Adliye önünde gerginlik İşadamlarının yakınları sorguların sürdüğü savcılık katında ifade vermeye giden şüphelileri alkışlarla karşıladı. Dışarıda bekleyen Ali Ağaoğlu’nun yakınlarına polis kalkanlarla müdahale ederken, Ağaoğlu’nun yakınları gazetecilere saldırdı. Ali Ağaoğlu hakkında sabah saatlerinde çıkan “serbest kaldı” haberleri de kafaları karıştırdı. Ağaoğlu’nun avukatı Adnan Uğur Kılıç, “Savcılık sorgusu tamamlandı. Kararı bekliyoruz” açıklaması yaptı. Karar oybirlğiyle alındı Öte yandan kararların savcılar tarafından oybirliği ile alındığı belirtildi. 71 kişi dün sabah erken saatlerde Çağlayan’daki İstanbul Adliyesi’ne getirildi. Şüphelilerin adliyeye sevkinden bir süre sonra da soruşturmayla ilgili 8 klasör, po lis aracıyla adliyeye ulaştırıldı.Gözaltına alınan toplam 89 kişiden, aralarında Fatih Belediye Başkanı Demir ve Halkbank Genel Müdürü Aslan’ın da bulunduğu 27 kişilik ilk grup, Haseki Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde sağlık kontrolünden sonra dün sabah erken saatlerde adliyeye getirildi. Ali Ağaoğlu’nun da bulunduğu 23 kişi ise adliyeye daha sonra geldi. Son olarak ise aralarında İçişleri Bakanı Muammer Güler’in oğlu Barış Güler ile işadamı Rıza Sarraf da aralarında bulunduğu 21 kişilik grup Haseki Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde yapılan sağlık kontrolünden sonra adliyeye getirildi. Şüpheliler, memur suçları soruşturma bürosu savcısı Ekrem Aydıner ile Mehmet Yüzgeç, özel soruşturma bürosu savcısı Mustafa Erol ile Kaçakçılık, Mali Suçlar ve Anıtlar Kanunu’na muhalefet suçlarıyla görevli savcı Celal Kara tarafından sorgulanıyor. Fatih Belediye Başkanı Demir’in de içinde olduğu bir grup şüpheli adliyenin ön kapısından ve gazetecilerin görüntü alabileceği şekilde adliyeye giriş yaparken, Barış Güler ve Ali Ağaoğlu ile Rıza Sarraf’ın arka kapıdan gizlice adliyeye getirilmesi dikkat çekti. Diğer şüphelilerin koluna gelişleri sırasında prosedür gereği polis girerken Güler’in kolunu kim senin tutmadığı görüldü. 8 kişi tutuklanmıştı Önceki gece adliyeye sevk edilen 10 kişiden 2’si savcılıktan serbest bırakılırken Mustafa Demir’in kardeşi Sebahattin Demir, Fatih İmren Özbey, Ümit İhsan Döğer, Kader Demir, Mustafa Bayhan, Yener Çavdar, Selim Velioğlu ve Hasan Yılmaz da tutuklanmıştı. Mahkeme, şüphelilerin “rüşvet için anlaşmak suretiyle rüşvet almak ve vermek”ten tutuklamıştı. Aralarında Zorlu Gayrimenkul Grup Başkanı Mesut Pektaş’ın da bulunduğu 13 kişi ise Emniyet’ten serbest bırakılmıştı. Güler’in oğlu gizlice getirildi İstanbul Haber Servisi Büyük rüşvet operasyonu soruşturmasının başındaki İstanbul Cumhuriyet Başsavcı Vekili Zekeriya Öz dün ikinci kez İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne gitti. Öz, Emniyet’te sorguları tamamlanan şüphelilerin adliyeye sevkinin ardından 10.20’de soruşturmayı yürüten B Blok 3. kattaki Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ile 4. kattaki Mali Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü’ne uğradı. Öz, 10 dakika süren ziyaretin ardından Emniyet’ten ayrıldı. Öz, önceki akşam da İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne gelmişti. Yaklaşık bir saat kaldıktan sonra ayrılan Öz’ün, soruşturmaya müdahale edildiği iddialarıyla ilgili emniyete geldiği öne sürülmüştü. Öz’ün ilk ziyareti sırasında İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu’nun da Emniyet’te olduğu öğrenildi. (Fotoğraf: SERKAN YILDIZ) Savcı Öz, ikinci kez Emniyet’te Cash To Yukarı! u İddiaya göre bir rüşvet listesi ele geçirildi. Bu listeyi Rıza Sarraf’ın adamı Happani’nin tuttuğu ileri sürülen oğlu gözaltına alınan bakanlardan birine ödeme yapıldığı not ediliyor. Bu rakamın ise 105 milyon TL olduğu ileri sürülüyor. Haber Merkezi Türkiye’yi sarsan “Büyük Rüşvet” soruşturmasının en önemli ayaklarından birini “bakanlara verilen rüşvet iddiaları” oluşturuyor. İddiaya göre, operasyon kapsamında yapılan teknik takip sırasında bir rüşvet listesi ele geçirildi; ve bu listede bir bakana verilen rüşvet ödemeleri sıralandı. Listede dikkat çeken bir para transferi var. Soruşturma dosyasına giren sözkonusu listede yer alan iddiaya göre bir para transferine “Cash to yukarı” koduyla listede yer veriliyor. Listedeki iddiaya göre 2 milyon 100 bin Avro 12 Kasım 2012 tarihinde veriliyor. Rüşvet listesinde dikkat çeken diğer iddia ise rüşveti bakana ulaştıran kuryeyle “Cash to yukarı”ya aktarılan parayı götüren kurye aynı isimler. Büyük yolsuzluk soruşturması kapsamında teknik takipte belirlendiği belirtilen ve Rıza Sarraf’ın adamı Abdullah Happani’nin tuttuğu ileri sürülen para listesinde mali hareketlerin kayıt altına alındığı görülüyor. Soruşturma kapsamında oğlu gözaltına alınan bakanlardan birine ödeme yapıldığı not ediliyor; bu rakamın ise 105 milyon lira bulduğu ileri sürülüyor. Dosyada bakanın sözkonusu listeyi gördükten sonra kendisini ifade edecek şekilde kayıt tutulmasına tepki gösterdiğinin bu tepkinin de teknik takibe takıldığı öne sürülüyor. Listede yer alan ödemeler tarih ve kurye bilgileriyle birlikte kayıt altına alınması dikkat çekiyor. Yolsuzluk soruşturmasıyla ilgili önemli bir ayrıntıyı da polisin teknik takipte tespit ettiği birçok rüşvet iddiasının, para listesindeki tarihlerle örtüşmesi oluşturuyor. Soruşturma dosyasındaki listede kuryeyle aktarılan parada dikkat çeken ayrıntı ‘Bu pisliği devrim temizler’ Haber Merkezi Rüşvet ve yolsuzluk skandalı yurt genelinde protesto ediliyor. İSTANBUL: Çağlayan’daki İstanbul Adalet Sarayı önünde biraraya gelen SDP’liler “Ayakkabı kutularında milyonlar saklayanlar ekmeğimizi çalanlardır! Hırsızı Bulduk!” pankartı açarak, “Hırsızlar halka hesap verecek”, “Bu pisliği devrim temizler” sloganları attı. Kadıköy Altıyol Meydanı’nda dün akşam saatlerinde bir araya gelen Yoğurtçu Parkı Forumu üyeleri ve yurttaşlar da sloganlarla Mehmet Ayvalıtaş Meydanı’na yürüdü. Boş ayakkabı kutuları taşıyan yurttaşlar buradan da Rıhtım’daki Halkbank binasına yürüdü. Bankanın önüne ayakkabı kutularını bırakan eylemciler, duvarlara “Bu pisliği devrim temizler” sloganını yazıp afiş ve dövizler yapıştırdı. Abbasağa Forumu üyeleri de Beşiktaş’taki Kartal Heykeli’nde bir araya gelip, Halkbank şubesine yürüdü. Buraya “Hükümet istifa” yazılı boş ayakkabı kutuları bırakan eylemciler, bankaya “Hırsızlar burada” dövizleri astı. KOCAELİ: Cumhuriyet Parkı’nda toplanan Öğrenci Kolektifleri, BDP, Halkevleri, EMEP ve HDK partisi üyelerinden oluşan yaklaşık 100 kişiden oluşan grup, ellerinde meşale ve ayakkabı kutularıyla eylem yaptı. Grup daha sonra İnönü Caddesi boyunca yürüyüp sloganlar atarak Yürüyüş yoluna indi. Halk Bankası önüne ayakkabı kutuBaşkent Ankara’da Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi, bugün 16.00’da Yüksel Caddesi’nde hükümeti protesto edecek. Ankara’nın farklı bölgelerinde toplanılarak, bugün 19.00’da da Kennedy Caddesi’nde hükümetin karıştığı yolsuzluklar protesto edilecek. Pazar günü ise saat 12.00’de tüm Türkiye için kentlerin meydanlarında olmak üzere protesto gösterisi çağrıları yapılıyor. İşçi Partisi, bugün ve yarın İstanbul, Ankara, İzmir, Muğla, Bursa, Hatay ve Afyon’da eylem yapacak. larını atan grup, ardından İnönü Caddesi’ne çıktı. Kalabalık, burada da AKP İzmit İlçe Başkanlığı irtibat bürosu önüne de ayakkabı kutularını fırlattı. TEKİRDAĞ: Çorlu ilçesinde sabah banka şubesini açmaya gelen güvenlik görevlileri cama sprey boyalarla “hırsızlar” yazısı yazıldığını görerek polis ekiplerine haber verdi. Polisin incelemesinin ardından yazı bankanın görevlileri tarafından temizlendi. ANTALYA: Öğrenci Kolektifleri üyesi 25 öğrenci, Akdeniz Üniversitesi Olbia Çarşısı içinde toplandı. Öğrenciler 17 Aralık operasyonu nedeniyle gözaltına alınanlar ve hükümet aleyhinde slogan attı. Protestolar sürecek Sonunda Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) kodamanları da suçsuzluk ilkesi (masumiyet karinesi) ile soruşturmanın gizliliği ilkesini öğrenmek ya da ihlalini destekten vazgeçerek dile getirmek zorunluğu ile karşı karşıya kaldılar. Oysa Silivri, Ankara ve İzmir davalarının soruşturması sürerken gazetecilerin, başta Genelkurmay Başkanı olmak üzere subay ve astsubayların, bilim insanlarının gözaltına alınışını, sadece söylentilere dayalı iddiaları alkışlamışlar, terörist ilan etmekten kaçınmamışlardı. Kendilerini devlet yerine koydukları için yapılanları kutsamış, hatta pis kokular yayan cümleler kurarak övünmüşlerdi. Ne zaman ki gerçek pis kokular ortalığı sarmaya başladı, halkın cebinden yürütülen paraların hesabının soruşturulması için harekete geçildi, mantık tersine işlemeye başladı. “Ok yayından fırladı; kendini kolla Cebbar” aklımda kalan bir film cümlesiydi. Şimdi tüm Cebbar’lar kendilerini kollamaya çalışıyorlar. Umarım geç kalmışlardır. HHH Bildim bileli hukukumuzun sorunları arasında süreğen duruma gelmiş iki konu vardır. 1. 1924 yılında kaldırılan istinaf mahkemelerinin (yerel mahkeme ile Yargıtay arasındaki yargı kurumu) kurulması. 2. Yargı kolluğunun savcılara bağlı olarak oluşturulması. İstinaf mahkemelerinin bölge mahkemesi adıyla kurulması 2005 yılında çıkarılan Ceza Mahkemeleri Yasası (CMY) ile kabul edildi. Aradan 8 yıl geçti. AKP, 2010 yılındaki anayasa referandumuna kadar yargıyı ele geçiremediği için değişikliği yaşama geçirmemekte direndi. Sonrasında kendine güveni gelmiş olmalı ki uygulamaya geçmek istedi. Bu sefer de Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu yan çizmeye başladı. Bölge mahkemeleri şimdi galiba sadece başsavcıları olduğu halde işlevsiz bekliyor. HHH Siyasal iktidarlar, İçişleri Bakanlığı’na bağlı olduğu için kontrol altında tuttukları kolluk güçlerinin bir bölümünün doğrudan savcıların emrine girmesini istemiyorlar. Yargı kolluğunun yasal tanımı, nasıl çalışacağı, emirleri yalnız savcıdan alacakları ve ona bilgi verecekleri, yasalarda ve özel yönetmelikte yer alıyor. Son yolsuzluk soruşturması, iktidar ayak sürüse de yargı kolluğunun oluştuğunu gösteriyor. İşin tuhaf yanı ise çok sayıda emniyet müdürünün yasayı uyguladıkları için “görevi kötüye kullanma” suçlaması ile sürgüne tabi tutulması. Uygulamayı; bir halk deyişinin kibarcasıyla özetleyeyim: “Şaşıran ördek suya kuyruğundan dalar.” HHH Daha önce de yapılanlara bakıp “Türkiye, AKP öncesi İslamiyeti yanlış biliyormuş” kanısına vardığımı biraz da dalga geçmek için dile getirmiştim. Yeniden o konuya dönmek istiyorum. İslamiyetin iki ana bölümü var: İtikat ve amel. İtikat; gönülden onaylayarak inanma demek. Bir Müslümanın yaşamında neleri yapması ve neleri yapmaması gerektiğini, güzel ahlaka ulaşmayı kurallara bağlıyor. Amel ise tapınmaya ilişkin kurallar. Bir süredir itikat sadece Allah’a inanmaya indirgendi. Kurallar neredeyse uygulamalardan anlaşılıyor ki siyaseten yok sayıldı. Aptes almak, namaz kılmak, cumaya gitmek, oruç tutmak ve tekbir getirmek (o da bir bölümü) sayılır oldu. İsteyen Yaşar Nuri Hoca’nın (Prof. Öztürk) “Allah ile Aldatmak” kitabında ayrıntıları bulabilir. HHH Ortaya çıkanlar “Seçimi nasıl etkiler” sorusunu da gündeme getirdi. Yanıtına bir anımla katkıda bulunayım. 1961 yılında tanınmış bir yazarın peşinden gidenlerden birine “Bu adam kumar oynar, içki içer, siz nasıl peşinden gidiyorsunuz” sorusunu sormuş ve şu yanıtı almıştım: “Olsun. İslamiyete hizmet ediyo ya.” Bu yaklaşım değişti mi, azaldı mı, çoğaldı mı sorularının kesin yanıtını yakın gelecekte öğreneceğiz. Zaman’dan iddia Öte yandan Zaman gazetesinin sitesinde yer alan habere göre Öz’ün önceki gün Mali Şube’ye yaptığı ziyarete ilişkin ilginç bir iddia ortaya atıldı. Öz’ün özellikle bakan çocuklarının da aralarında bulunduğu bazı şüphelilerin ifadelerinin değiştirilmesi ve metinlerden bazı cümlelerin çıkarılması bilgisi üzerine müdahalede bulunduğu iddia edildi. Öz’ün bazı polislere “Yasadışı işlem yaparsanız tutuklanırsınız” diyerek uyarıda bulunduğu belirtildi. Haberde, Öz’ün bakanların yargılanabilmesi için TBMM’ye gönderilmesi beklenen belgelere müdahaleleri böylece önlediği iddia edildi. CAMİDE YOLSUZLUK PROTESTOSU VAN (Cumhuriyet) Van’ın merkezinde bulunan Belediye Camii’nin imamı Rahmi Arvas, cuma hutbesinde yolsuzluk operasyonuna değindi. İmamın, hutbenin bir yerinde “Bu yolsuzluk operasyonu ABD’nin ve İsrail’in işidir. Müslümanlar arasına fitne fesat sokmak isteyenlerin işidir” demesi üzerine cemaatten tepki geldi. İmamı protesto eden 40 kişilik grup, camiyi terk etti. Van müftülüğü olayla ilgili çalışma başlattı. THY’DEN ‘CEMAAT’ AMBARGOSU Haber Merkezi THY, Gülen cemaatine yakın gazeteleri uçuşlarda bulundurmama kararı aldı. Today’s Zaman’ın internet sitesinin haberine göre, THY, Zaman, Today’s Zaman ve Bugün gazetesi yanı sıra MHP’ye yakın Ortadoğu’yu da artık tedarik etmeyecek. Uçuşları için 1750 Zaman, 1000 Today’s Zaman alan THY bu kararı gerekçe göstermeden uygulamaya başladı. Today’s Zaman ise kararı yolsuzluk haberlerine bağladı. Hakan’dan Gökçek’e: Abi şu pankartı yeniden assana Haber Merkezi Hürriyet yazarı Ahmet Hakan, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek imzasıyla Ethem Sarısülük’ün Gezi eylemleri sırasında öldürüldüğü yere asılan pankartın fotoğrafıyla birlikte paylaştığı tweet günün konusu oldu. Ahmet Hakan, uzun süredir tweet atmayan Melih Gökçek’i işaretleyerek “Abi şu pankartı yeniden assana...” dedi.