25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
21 ARALIK 2013 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA EKONOMİ ekonomi@cumhuriyet.com.tr 13 uYolsuzluk ve rüşvet skandalı Türkiye piyasalarını vurmaya devam ediyor. TL, dün 2.10’a dayanan dolar karşısında adeta eridi. Merkez Bankası 400 milyon dolar satsa da rekor üstüne rekor kıran doların hızını kesemedi. PELİN ÜNKER Merkez kutu kutu dolar sattı yetmedi Türkiye’nin riski 3.5 ayın zirvesinde Yolsuzluk operasyonu Türkiye’nin risk primi de yükseltti. Markıt verilerine göre, Türkiye’nin 5 yıl vadeli CDS’leri 12 baz puan artışla 3.5 ayın zirvesi olan 220 baz puanı gördü. Risk priminde son iki günde görülen artış yüzde 17’yi aştı. Citi Orta ve Doğu Avrupa, Ortadoğu ve Afrika stratejisti Luis Costa, “Siyasi gelişmeler Türkiye’deki sorunları büyütüyor, ama asıl odak hâlâ ülkenin ödemeler dengesindeki bozuklukları” dedi. Bu Çapta Yolsuzluğun Üstü Örtülebilir mi? Banka genel müdürünün evinden ayakkabı kutularının içinden çıkan milyon dolarlar, bakan oğlunun evindeki kasalar, para sayma makineleri, yine ayakkabı kutusu içine konulmuş paralar... Çocuklarına suçüstü yapılmış bakanların istifaları yerine, Cumhuriyet tarihinin bu en büyük yolsuzluk operasyonunda görevli emniyet müdürlerinin görevlerinden alınması... Şok, şok, son dakika haberleriyle şok... Şoke olma hallerimiz biriki gün içinde şok etkisini yitirdi... Dün polis sorgularının tamamlanmaya çalışıldığı, kimlerin tutuklanıp, kimlerin serbest bırakılacaklarının bile belli olmadığı saatlerde, yağlı güreş kuralları ile oynanan iktidar paylaşımı kirli savaşı, ataklarında hangi tarafın mindere çakılacağı sorgulaması öne çıkmıştı... Şakası yok, Cumhuriyet tarihinin bu en uzun soluklu, en ballı, İktidarlarının çıkar paylaşımı savaşında, siyasal İslam üzerinden siyaset yapanların, ahlak dini, değerleri üzerinden kaygıları rafta, kazanacak cephede olabilme, havayı doğru koklama çabaları her şeyin üstüne çıkmıştı... En çok korkulanı, akıldan geçirilmek istenmeyeni, sivil, sandık demokrasisi vitrininde, siyasal İslamcı kimlikle ele geçirilmiş iktidarın, İktidarlarının bu ballı, diktatoryal, hesapsız gücünün geri dönüşü olmayan kırılmalar yaşaması... İktidar ortaklığı, Başbakan Erdoğan eksenindeki yönetim gücü ile Gülen cemaati arasındaki paylaşım ortaklığı, barışın, artık geri dönüşü olmayan boyutlarda bozulduğu gerçeği veri; tabanda birleştirme söylemleri ile bir biçimde yeni İktidarları cephesi yapılanmasının oluşturulacağı, yenilenlerin ayıklanmalarının, olabildiğince az kurban verilecek formüllerle yeni İktidarları cephesi kadrolarının oluşturulacağı formüllere çoktan razılar... Elbette İktidarları cephe savaşlarında önde gönüllü ya da kaçınılmaz görev almış, iki cepheden de kurban olacaklar, ayıklanacakların direnişleri ile uzun soluklu bir iç savaş, yeni atışların daha öncekilerde yaşandığı üzere öngörülemeyen sonuçları, yeni, yeni, şok, şok dalgaları olacak. Gelişimi, oluşumu, insan hakları, demokrasi, hukuk devleti düzeninin geçerli olduğu bir işleyiş, İktidar gücü kulanımında, doğal uzun süreçli bir ortaklığın bozulması, çatışması ile uzaktan yakından benzerlik içermeyince... Dudak uçurtan kirli ilişkilerin ortalığa saçılmasıyla Türkiye’nin hangi boyutlarda çağdışı, insanlık dışı kirli çıkar ilişkilerine bulaştırılmış olduğunun şaşkınlığı yaşanıyor... HHH Kabaca bu yaşadıklarımız; sandık gücünü, demokratik düzenin tüm kurallarını çiğneme aracı olarak kullanmış, medya gücü, toplumu güdüleme araçlarından en etkin yararlanmış İktidarlarının, yasama, yürütme, yargı bağımsızlığı, demokrasinin parlamento içidışı örgütleri, muhalefet odaklarının işleyişini en kaba hukuksuz baskı güçleri ile ezmiş İktidarlarının, bu kez de birbirlerini elemeye yönelik keyfi, mutlak, kuralsız güç kullanmalarının sonuçları... İktidar ortaklarının, kılıçların çekildiği bu kavgası, bugüne kadar paylaşılmış kamu alanlarındaki güç kullanımında, birbirlerinin çok iyi bildikleri en zayıf, en kirli yanlarını açığa çıkarmayı, gözü kararmış var ya da yok olmayı içeren öfkeyle, belden aşağı vurmaları üretiyor... Durumları aslında demokratik hukuk devleti düzeni kuralları içindeki olağan kavgaların kalıplarına uymayınca, mafya düzeni içindeki çıkar savaşlarını, çatışmaları anımsatan bir tablo ortaya çıkıyor. İktidar ortaklığı siyasal İslam ekseninden olunca, bir diğerini yok etme savaşlarında, Kuran, ayetler, günah, haram, melek, şeytan.. kavramları da yerlerini alıyor. Biat etmiş seçmen için hâlâ bir geçerliliği olur mu bilemem. Kaygıyla izlediğim en kirli çıkar ilişkilerinin güç üzerinden pazarlanabilirliğinin toplumsal, siyasal ortamına yer açması... Hukuk devletinin yaşadığı travmaların toplumsal yüzünde, ırklar, mezhepler, dinler üzerinden çatışmaların veba mikrobu olarak geçerlilik kazandığı bir dünyada milyarlarca dünyalı bu çatışmalar üzerinden kırılıp dökülüyor... Milyarlar ayrıca insanlık tarihinin bilimsel teknolojik gelişimi, küreselleşmeyle ters orantılı akıl almaz bir yoksullaşma, yoksunlaşma, işsizlik, eğitim, sağlık başta, en yaşamsal haklarında uçurum aşağı çekilmeyi yaşıyorlar. Kuralsız düzende, zengin Kuzey’in, çokuluslu sermayenin, emperyal düzenin çarklarının bile belini büken en önemli olgu kirlilik, rüşvet... Kimliğini yitirmiş siyaset, kirli çıkar ilişkilerinin odağında... İpin ucu öylesine kaçmış ki sol tehdit karşısında ehlileşmiş kapitalizmin yıkılan sosyal devlet ağında, sol, sendikal hakların belinin kırılmasının ardından yaşanan ucuz emek düzeninde... Sermaye örgütleri, Dünya Bankası kirliliğe, rüşvete ödenen paylar, işçiliğe ödenen payların 7.5 katlarına varınca, kirliliğe, rüşvete karşı savaş ilan etmek zorunda kaldılar. Artık dünyada gelişmiş ülkeler ile bizim gibi ülkeler arasındaki uçurum, en çok hakların insani gelişmişlik ölçülerinden, işte bu kirli siyasetin, rüşvetin geçerliliği üzerinden ölçülüyor. Yaşanan en büyük kirlilik operasyonu, üstünün örtülüp örtülmemesi Türkiye için önemli ölçü olacak... Türkiye’nin gündemini sarsan ülke tarihinin en büyük yolsuzluk ve rüşvet operasyonu piyasaları da vurmaya devam ediyor. Dolar dün rekor üstüne rekor kırarak 2.0983 TL’ye kadar çıktı. Sepet bazında TL ise 2.48’e çıkarak tarihi rekorunu yeniledi. Merkez Bankası daha önce ilan ettiği 50 milyon dolarlık döviz satım ihalesinde tutarı 400 milyon dolara çıkardı. Satış sonrası dolar ancak 2.0882’ye inebildi, kısa süre sonra yeniden 2.09’un üzerine çıktı. Serbest piyasada dolar günü 2.0910 TL’den tamamladı. Yani Merkez kuru ancak ancak 10 binde 4 düşürebildi. Dolar/TL en son 5 Eylül’de 2.0840’la tüm zamanların en yüksek düzeyine çıkmıştı. Aralarında bürokratların, bazı bakanların oğullarının ve işadamlarının da bulunduğu gözaltılar nedeniyle artan siyasi tansiyon TL’de sert değer kayıplarına neden oluyor. Bir bankanın döviz masası yetkilisi yaptığı değerlendirmede; “TL son günlerde siyasi endişe lerle diğer para birimlerinden ciddi anlamda negatif ayrıştı. Piyasada artan oynaklık Merkez Bankası müdahalesini de beraberinde getirebilir” dedi. Avro kuru da 2.86’yı aşarak güniçi rekorunu 2.8635’e çekti. Türk Lirası’ndaki değer kaybı sürerken 2 yıllık gösterge tahvil faizi de yüzde 9.61 ile eylülden bu yana en yüksek seviyesine yükseldi. 10 yıllık tahvilin faizi de yüzde 10.05 seviyesine çıktı. Borsa İstanbul ise tepki alımlarıyla 69 bin seviyelerinde tutundu. Önceki gün 68 bin 653 puana kadar gerileyen BIST 100 Endeksi günü yüzde 0.68 yükselişle 69 bin 573 puandan tamamladı. Bor sanın haftalık kaybı ise 3 bin 499 puan oldu. ABD Merkez Bankası’nın (Fed) tahvil alım miktarını aylık 10 milyar dolar azaltması sonrası tüm gözler gelişmekte olan piyasalara çevrilirken, bu hafta dolara karşı en çok değer kaybı Türk Lirası’nda yaşandı. Yurtiçinde artan politik riskler, TL’deki kaybı körükledi. Lira, bir haftada yaklaşık yüzde 2.42 değer yitirdi. Diğer gelişmekte olan para birimlerinde kayıplar yüzde 1 civarında oldu. TL’ye en yakın değer kaybı yaşayan para birimi yüzde 1.45 ile Güney Afrika Randı oldu. Lira eriyor Dolar satışını 10 kat artırdı, kuru 10 binde 4 düşürdü Kurun 2.09’u aşarak rekor kırmasının ardından Merkez Bankası’ndan (MB) yeni hamle geldi. Merkez’den yapılan açıklamada, “Düzenli fonlama günlerinde döviz satım ihalelerinde tutar 10 katına kadar artırılabilecek” denildi. Bu; Merkez’in 500 milyon dolara kadar günlük döviz satımı yapabileceği anlamına geliyor. Açıklamayla ilk tepki olarak dolar 2.09’un altına indi, ancak daha sonra tekrar yükselişe geçti. Merkez, bunun üzerine dünkü 50 milyon dolarlık satışı 400 milyon dolara çıkardı. Ancak doları 2.09 seviyesinin altına çekemedi. Merkez, önceki gün de pazartesi yapacağı döviz satış ihalesinde tutarı 100 milyon dolardan 250 milyon dolara çıkarmış ancak doların ateşinin düşmesinde etkili olamamıştı. Yılın bitmesine iki haftadan az zaman kala gözler kur hakkında iddialı konuşan Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı’ya çevrildi. Başçı, ağustosta yaptığı açıklamada “yıl sonunda doların 1.92 TL’ye ineceğini” iddia etmişti. Ancak son gelişmeler Başçı’nın dolar hedefinin tutmayacağını gösteriyor. S&P, AB’nin notunu kırdı Ekonomi Servisi Kredi derecelendirme kuruluşu S&P, Avrupa Birliği’nin notunu AAA’dan AA+’ya indirdi. AB’nin kredi notu için görünümü Ocak 2012’de ‘negatif’e düşüren S&P, dünkü not indirimi sonrasında görün ümü ‘durağan’ olarak belirledi. S&P, AB’nin kısa vadeli notunu A1+ olarak teyit etti. S&P, AB’nin 28 üyesinin toplam güvenilirliğinin düştüğünü vurguladı. Not indirimine neden olarak AB’de bütçe müzakerelerinin daha uzun sürer hale gelmesini işaret eden S&P, bütçe müzakerelerinin uzamasının bazı üyelerin AB’ye destekleri için risklerin arttığına işaret ettiğini savundu. Türkler böcek avına çıktı Böcek ve dinleme cihazı arama şirketlerine giden hizmet alım başvuruları son birkaç günde yüzde 100 ile yüzde 400 arasında artış gösterdi 2006 Alman yapımı Başkalarının Hayatı 1984 Doğu Almanya’sında sanatçı bir çiftin gizlice dinlenmesini konu alıyor. Ekonomi Servisi Bu hafta başlayan rüşvet ve yolsuzluk operasyonunun ardından peşi peşine gündeme gelen kaset ve tape iddiaları Türkiye’de “Dinleniyor muyum” şüphesini artırdı. The Wall Street Journal’ın haberine göre böcek ve dinleme cihazı arama şirketlerine giden hizmet alım başvuruları son birkaç günde yüzde 100 ile yüzde 400 arasında artış gösterdi. Gerçekleşen ortam aramala rının yüzde 20’sinde gerçekten bir cihaz bulduklarını ifade eden AG34 Elektronik Güvenlik Sistemleri’nin yöneticisi Ömer Bayrakçı “Kurumsal şirketlerden talep var. Ama arayan ev hanımları da oluyor” dedi. Macro 3 adlı şirketin temsilcisi rüşvet ve yolsuzluk araştırmasının ardından talebin arttığını ifade ederek “Yüzde 100 gibi bir ta lep artışı hissettik” derken Ankara merkezli bir şirketin yönetici de bu talep artışını doğruluyor ve “Sadece sormakla kalmıyorlar. Taleplerini hizmet alımına da dönüştürüyorlar” açıklamasını yaptı. Bayrakçı 100 metrekarelik bir alan için birinci derece aramanın 10001200 TL karşılığında, ortamdaki tüm eşyala rın röntgeninin çekildiği üst düzey aramanın ise 34 bin TL bedel ile yapıldığını anlattı. Türkiye’de özel sektörün böcek araması hizmetini 2004’te vermeye başladığını ifade eden Bayrakçı, en çok gizli cihaz yerleştirilen ürünlerin daha ucuza mal olan kol saati, kalem kamera, anahtarlık kamera, tatlandırıcı şeker gibi objeler olduğunu ifade ederek “Her ürün gizli kameraya dönüşebilir. Biz fön makinesinin içinde bile bulduk. Bilgisayar speaker’larından da çok çıkıyor” diye konuştu. Gizli kameralar ya da dinleme cihazları artık her yerde ve her şekilde karşımıza çıkabiliyor. Çakmak, alarm, saat, araba anahtarı, gülen yüz biblo, flash bellek ya da kol saati gibi değişik objelerin içine yerleştirilen bu kameraların amatör olanlarında fiyat 20 TL’den başlayıp 400 TL’ye kadar çıkıyor. Sabah ve ATV Kalyon İnşaat’ın Satış, Başbakan Erdoğan’a yakınlığıyla bilinen Taksim yayalaştırma projesinin yürütücüsü Kalyon İnşaat’a yapıldı Ekonomi Servisi Sabah ve ATV medya grubunun yeni sahibi Kalyon İnşaat oldu. Rekabet Kurulu, Zirve Holding AŞ’nin, çeşitli oranlarda Turkuvaz Grubu şirketlerinin hisselerini Çalık Holding AŞ, Çalık Turizm Kültür İnş. San. ve Tic. AŞ, Gapyapı İnşaat AŞ ve Ahmet Çalık’tan devralması işlemine izin verdi. Kalyon İnşaat’ın bağlı olduğu Zirve Holding’in İstanbul Ticaret Odası’na kaydı henüz 23 Ağustos 2013’te yapıldı. Şirket kurulmasının ardından sermaye artırımına gidildi. Şirketin sermayesi 50 bin liradan 380 milyon liraya (190 milyon dolar) çıkarıldı. Yönetim kurulu başkanı konumunda ise Ömer Faruk Kalyoncu bulunuyor. Kalyon İnşaat Gezi Parkı protestolarının hedefindeki Taksim Yayalaştırma Projesi’nin uygulayıcısı. Kalyon İnşaat, Kiptaş konutlarını, Bakırköy Adliye Sarayı ve metrobüs hattı inşaatını da gerçekleştirirken 3. havalimanı projesi inşaatı ihalesini alan ortak girişim grubu arasında da yer alıyor. Ciner Grubu tarafından Dinç Bilgin’den satın alınan Sabah Gazetesi ve ATV’ye TMSF 2007’de el koymuş, daha sonra da grup 22 Nisan 2008’de 1.1 milyar dolar karşılığında Çalık Grubu’na satılmıştı. Sabah ve ATV’ye geçen yıl Rupert Murdoch’un sahibi olduğu News Corp talip olmuş, ancak anlaşma sağlanamamıştı. Babacan: Halkbank için dışarıdan uyarı yok Ekonomi Servisi Devlet Bakanı Ali Babacan; “Halkbank’a yönelik kara paranın aklanması veya terörün finansmanı konusunda herhangi bir kurum veya ülkeden uyarı ya da ihbar söz konusu değil” dedi. Babacan, Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkan Yardımcısı Umut Oran’ın yönelttiği “İran’a altın ihracatı ve paraların zırhlı araçlarla taşındığı iddiasına ilişkin” soru önergesine verdiği cevapta şunları söyledi: “Halkbank aracılığıyla yapılan bütün ödemeler, bankacılık sistemi içerisinde, yerel ve uluslararası geçerli para birimleri ile gerçekleştiriliyor. Bu doğrultuda bankamıza ya da bankacılık hizmetlerimize herhangi bir kurum veya ülkeden uyarı ya da ihbar söz konusu değil.” İhraç ya da ithal edilen ürünün dış ticaret istatistiklerine dahil edilmesi konusunda ödeme şeklinin bir rolü bulunmadığını söyleyen Babacan, “Bu konuda, Birleşmiş Milletler’in kullandığı kapsam ve tanımlar dikkate alınıyor” dedi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle