25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
21 ARALIK 2013 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA kultur@cumhuriyet.com.tr KÜLTÜR 17 İnsan hakları aktivisti Bob Geldof, AKP hükümetine ağır eleştiriler yöneltti ‘Yarım Kalan Mucize’ filmi, Köy Enstitülerini yeniden gündeme taşıyor Cumhuriyet’in güçlü kadınları ASLI SELÇUK Bugün gösterime girecek olan ‘Yarım Kalan Mucize’de, yazgısını değiştirmek için okula gitme mücadelesi veren Nahide’nin öyküsü üzerinden Köy Enstitüleri anlatılıyor. ama Başbakan Tayyip Erdoğan’ın konuşmaları televizyonlarda Rock yıldızı, insan hakları yayımlanıyor. O sadece bir aktivisti, konuşmacı Sir başbakan, bir süpermen Bob Geldof, “İktidarınız değil. Bunu aşın artık. kültürel bir intikam Siyasetle haşır neşir almaya çalışıyor, bunu olun. Geleceği istediğiniz görebiliyoruz” dedi. gibi kurmak istiyorsanız Geldof, İstanbul’da birleşin. Örgütlenin, bir düzenlenen Marka 2013 partiye üye olun ya da Konferansı’na konuşmacı bir parti kurun. Bunu olarak katıldı. Konuşmasında yaptığınızda ülkenizi markaların siyasi ve sosyal savunmuş olursunuz.” sorumluluğuna dikkat Gündemde deprem etkisi çeken Geldof, konferans yaratan sonrası basın yolsuzluk mensuplarının uMarka 2013 iddiaları ve sorularını derin devletle yanıtladı. Konferansı’nda konuşan ilgili olarak da Geldof, politik Geldof, iktidarın Gezi şu yorumda dozu yüksek bulundu: konuşmasında Direnişi’ne sert tepkisinin “Derin “Hükümet sizi Türkiye’nin marka değerini devlet susturmak düşürdüğünü söyledi. çetedir, istiyor, mafyadır. korkmayın, Geldof, AKP hükümetinin Derin boyun kültürel bir intikam almaya devletin eğmeyin” çalıştığını vurguladı. durdurulması dedi. gerekir. Biz Geldof, her zaman Gezi Parkı derin devleti yenebiliriz. Direnişi’nin bir fay hattı Sessiz kalırsak daha olduğunu ve bu fay hattının büyük tehlikeler doğar. da kırıldığını belirtti: Türkiye gibi ılımlı bir İslam “İktidarın Gezi Parkı ülkesi açgözlü olmamalı. direnişine gösterdiği sert Yolsuzluk varsa eğer tepki Türkiye’nin marka yolsuzluk yapanlar hapse değerini düşürdü. Türkiye girmeli. Siz kamuya hizmet marka olarak bir çamura için oradasınız, soymak bulaştı. Türk markaları da için değil. hükümetin tavrı nedeniyle Liderler, liderlik değer kaybetti. Olimpiyat yapamadıklarında kararının bu olaylardan insanlar onlara bir şeyler etkilendiğini kişisel öğretir! İktidara saygı bağlantılarımdan biliyorum. İktidar kültürel bir duyulmaz, iktidar saygımızı intikam almaya çalışıyor, kazanmak zorundadır. Ben bunu görebiliyoruz. İrlandalıyım, İrlanda’da İnandığınız şeyi savunun, böyledir. Hükümetiniz o zaman kazanırsınız. otoriter olmaya doğru Sizi birleştirenler gidiyor. Yüksek sesle, ayıranlardan daha fazla. barışçıl yolla buna karşı Muhalif sesler kısılıyor, çıkmanız lazım.” CEREN ÇIPLAK Biket İlhan, bugün gösterime girecek olan yeni filmi “Yarım Kalan Mucize”de 2. Dünya Savaşı’nda, 1940’larda açlık ve sefalet içindeki Anadolu’yu, kendilerinden yaşça büyük toprak ağalarıyla evlendirilen, feodalitenin acımasızlığından canlarına kıyan, okula gitmek için evlerinden kaçan köylü kızların dramlarını anlatıyor. Yazgısını değiştirmek isteyen Nahide, ilkokul öğretmeninin desteğiyle kaçıp Köy Enstitüsüne okumaya gider. Nahide’nin bu cesur girişimi Anadolu’da yeni bir eğitim seferberliğinin habercisi de olur, Nahide yalnız da değildir. Filmde Nihan Belgin, Umut Beşkırma, Ayten Uncuoğlu, Yetkin Dikinciler, Dolunay Soysert, Sinan Tuzcu oynuyor.“Unutmayalım, yaşananlardan ders çıkaralım” diyen Biket İlhan’la konuştuk. Köy Enstitüleri konusuna yalın, dürüst bir şekilde yaklaşıyorsunuz... Ben yakın tarihimizle ilgileniyorum. Bazı şeyleri insanlarımıza unutturmamak gerektiğini düşünüyorum. Yarım kalmış olsa da Köy Enstitüleri Cumhuriyetin en önemli proje lerinden biri. Gerçek bir öykü mü? Köy Enstitülerinde yetişmiş öğretmenler aşağı yukarı aynı şeyleri yaşamışlardır. Kurmaca bir film, ama Köy Enstitüleri üzerinden anlatılıyor. Anadolu’da kız çocuklarının okula gönderilmemesi gerçeği de var. Okula gitme mücadelesi veren Nahide üstünden Köy Enstitülerini anlattım. 1940’larda bu köylü kızın cesareti çok etkileyici... Beni de bu etkiledi. Şimdi bile çok farklı yaşamıyoruz. Hâlâ kız çocuklarını okula göndermeyen aileler var. Türkiye, ancak kadınlarla erkekler birlikte olurlarsa bir yere varacaktır. Salt erkeklerin ürettiği, yönlendirdiği bir ülke düşünülemez. Kadınerkek birlikte farklı, güzel yerlere ulaşılır. Nahide karakterini genç kızları yüreklendirmek için koydum. Öykü 1940’larda geçmesine karşın günümüzle tıpatıp örtüşüyor... Örtüşüyor, çünkü eğitim sistemimiz hâlâ oturmuş değil. Nereden alındığı belirsiz birtakım örneklerle kısa dönem bir şeyler yapılıyor. Oysa Köy Enstitüleri modeli Türkiye için düşünülmüş özgün bir proje. O dönemde okuma yazma oranı yüzde 5, çok acı bir şey bu. Bu yüzden Mustafa Kemal Anadolu’da enstitülerin açılmasını istiyor, böylelikle okuma yazma oranı artacak. Bu önemli yapıyı da ne yazık ki kaybettik. Başka ülkelerle başka alanlarda yarışmak anlamsız. Türkiye ziraat ülkesi olduğu için Atatürk bu konuda insanların yetişmesini istemiş. Pratik ve teorik dersler bir arada, üretim, sanat da var. Çok uzun sürmemesine rağmen yine de 17 bin mezun vermişler. Fakir Baykurt, Mahmut Makal gibi değerli birçok isim burada yetişmiş. Çok değerli bir proje ama siyasilerin bitmez koltuk kavgasından ötürü sonlandırılmış. Jenerikte ‘Açlık yok olmadığı sürece kölelik de yok olmaz’ yazısı beliriyor. Çok önemsediğim bir söz. Aç insan her şeyi yapar. Birilerinin boyunduruğu altına girmek zorunda, bu bir esaret. İnsan ancak işi, gücü, aşı olunca özgür olur. Siz de bir öğretmensiniz. Günümüzde öğretmenlik ne denli özgürce yaşanıyor? Öğretmenlik hem keyifli, hem de çok meşakkatli bir meslek. Bir öğretmenin sadece ailesini, karnını doyurması yeterli değil, başka türlü de beslenmesi gerek. Sanata, kitaba, tiyatroya da ulaşması lazım. Çok mağdurlar. Ülkenin geleceği onların ellerinde. Onlara farklı imkânlar sunmalıyız. Öğretmen olduğunuz için filminizle özdeşleştiniz mi? Devlet okullarında da, özel okullarda da çalıştım. Okul açılacağı zaman heyecan duyardım. Zaten heyecansız bir şey yapamazsınız. Köy Enstitüleri modelindeki gibi bir öğretmendim. Öğrencilerimle arama mesafe koymadım. Aradan 40 yıl geçmesine rağmen hâlâ beni arayan öğrencilerim var. Filminizde günümüze göndermeler var. Geçmişinize bugünden bakıyorsunuz. Geçmişte yaşananlar bugün farklı boyutta tekrarlanıyor. Bugünü anlamak için geçmişi bilmek gerek. Günümüzde eğitim sistemindeki yanlışlıklar artarak sürüyor, ulusal bünyemize uygun bir sistem bulmalıyız. Çocuklar yanlış modeller içinde savrulup duruyorlar. ZEYNEP ORAL’IN REHA İSVAN KİTABI METİS’TEN ÇIKTI ‘Direniş ve Umut’ Kültür Servisi Gazetemiz yazarlarından Zeynep Oral’ın “Direniş ve Umut: Reha İsvan” isimli kitabı Metis Yayınları’ndan çıktı. 12 Eylül darbesinden sonra açılan ve tiyatrocuları, ressamları, gazetecileri, bilim insanlarını hâkim karşısına çıkaran Barış Derneği davasının tek kadın sanığı Reha İsvan ile yaptığı söyleşinin ürünü olan kitap, İsvan’ın 198286 tarihleri arasında aralıklarla 38 ay boyunca tutuklu kaldığı Metris Askeri Cezaevi’nde yaşadıklarını anlatıyor. Ayrıca eser, sadece Reha İsvan’ın değil diğer tutukluların da yaşadıklarını aktarıyor. Redd, Jolly Joker Balans’ta Kültür Servisi Rock grubu Redd, bugün İstanbul Jolly Joker Balans’ta konser verecek. 2005’ten bu yana altı stüdyo albümü, bir soundtrack albüm ve bir konser DVD’si yayımlayan Redd, “Hayat Kaçık Bir Uykudur” adlı albümlerini geçen yıl çıkarmıştı. Redd, 27 Aralık’ta Muğla Playback Performance Bar’da, 28 Aralık’ta ise Marmaris Budha Bar’da konser verecek. Biket İlhan ‘İktidar marka değerinizi düşürdü’
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle