21 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
15 ARALIK 2013 PAZAR CUMHURİYET SAYFA EKONOMİ [email protected] 11 bizimkine de bulaşabilir ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) “GDO’ya Hayır Platformu”, mahkeme kararları ve platform tarafından yıllardır yapılan uyarılar dikkate alınarak Biyogüvenlik Kurulu’nca izin verilen toplam 16 adet transgenik mısır ve 3 adet transgenik soya çeşidinin hayvan yemi olarak ithalinin ve piyasaya sürülmesinin derhal durdurulmasını, piyasadaki tüm ürünlerin toplatılmasını ve GDO’lu ürünlerin etki ve izleme raporlarının kamuoyu ile paylaşılmasını istedi. GDO’lu mısırların hayvan yemi olarak kullanılmasına izin veren Biyogüvenlik Kurulu kararlarının yürütmesini durduran Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’nun kararına ilişkin bir basın toplantısı düzen Dikkat! GDO’lu mısır Sorular? Son günlerde ülkemizde yaşanan olaylar, bavul bavul belgeler, dosyalar, CD’ler, gizli ve açık tehditler, suçlamalar kafalarda bazı soruların çöreklenmesine de yol açıyor. Çıkar amaçlı örgüt, cemaat, tarikat, siyasal parti, mafya (mafia) arasında ne gibi farklar var? Aralarında kesin çizgilerle ayrım yapılabiliyor mu? Bu kişisel kapasitem yeterli olmadığından, çevreye, vatandaşlara sorarak sorunun yanıtını bulmaya çalışıyorum. Net ayrım yapanlar olmadığı gibi, sonuç olarak aynı kapıya çıkar yorumu yapanlar da var. Tartışmaları da izleyerek fark yaratacak bir felsefi öğe, düşünce, inanç, amaç ayrılığı bulmaya çalışıyorum. Sonuç ne yazık ki ortak payda olarak çıkar bölüşümünde birleşiyor. Bu bağlamda medyada TV programları neler tartışıyor, öneriliyor? Tanrı’ya ulaşma yolları mı? Mal ve makam tutkusunu yenmek mi? Para, mal, makam gibi dünya nimetlerine sırt çevirmek mi? Etik ilkelere dayanan bir yaşam biçimi geliştirmek mi? İnsanın erdemlerle, artamlarla (meziyetle) bezenmesi mi? Nefsi dizginlemeye örnek olmak mı? Hayır. Sonuç bir şekilde kişisel çıkar sağlamaya yönelik oluyor. Bazı TV programlarında bu bağlamda sesyayar, sözcü olarak kullanılan, rol verilen kişilerin çoğunun artistik yetenekleri de var. Yaklaşık bin dört yüz yıl önce yaşanmış olayları canlı tanıklarıymış gibi aktarıyorlar, dizi izliyormuşuz görüntüsü veriyorlar. Eğitimde, hizmet savını da irdelemek gerekir. Dershanelere devam eden öğrenci sayısının 1 milyonu aştığı söyleniyor. Peki ürün, sonuç ne? Sadece bazı giriş sınavlarını kazanmak. Dershaneler de, belli piyango bayilerine benziyor. Milli Piyango bayileri, sattıkları büyük ikramiye kazanan bilet sayısı ile övünür, reklam yaparlar; dershaneler de, sınav kazanan öğrenci sayıları ile reklam yapıyorlar. Gerçekte eğitimde bir aldatmaca, kaynak israfı var. Aileler çocuklarının eğitim aldığını sanıyorlar. Eğitimin amacı sanki bir giriş sınavını kazandırmakmış gibi algılanıyor. Eğitimin amacı, özgün, özgür düşünebilen, bilgi sahibi, kişilikli, becerileri gelişmiş ya da yeni beceriler kazanmış bireyler yetiştirmektir. Özetle nitelikli insan yetiştirmektir. Bu konuda başarılı mıyız? Alınan sonuçlara göre bir değerleme yapmak gerekir. Yakın geçmişte, matematik, fen, okumaanlama alanlarını kapsayan uluslararası bir eğitim araştırmasının (PISA) sonuçları açıklandı. Bu araştırma 15 yaş çocuklarının eğitimle kazandıkları becerileri ölçüyor. 65 ülkede yapılan araştırmada Türkiye matematikte 44., fende 43., okumaanlama becerilerinde 42. sırada yer alıyor. ArGe harcamalarına karşın inovasyon endeksinde niçin 68’inci sıranın üstüne çıkamıyoruz diye yakınıyoruz. İnovasyon için para vermek, vergi indirimi sağlamak yeterli, belki gerekli de değil. Bu alanda da yetenekli, nitelikli, yaratıcı insana gereksinim var. Genç ve eğitimli sayılan grup arasında işsizlik oranı yüzde 18.7 gibi yüksek düzeyde. Bu yerleşik oran yalnız ekonomi politikasının başarısızlığını mı yansıtıyor? Hayır, gençlere yeterli ve gereken eğitimi verememenin sonucu. Bir şekilde eline diploma tutuşturulan gençleri, bireyleri eğitimli varsayıyoruz. Bilgi, beceri düzeyleri, düşünme, algılama kapasiteleri ne? Bilmiyoruz, ölçmüyoruz. Gerekli de bulmuyoruz. Bizim düşünen, becerisi yüksek, kişiliği gelişmiş bireylere sanki gereksinimimiz yokmuş gibi fütursuz bir tutumumuz var. Eğitim veriyoruz diye belki de gençlerin geleceğini karartıyoruz. Dershane savaşlarında bile amaç eğitim kalitesini yükseltmek değil, güç gösterisi, çıkar beklentisi, yandaş kazanmak gibi görünüyor. Başlangıçtaki sorunun cevabına dönelim. Ortada kendi çıkarları için her çareye başvuran, yerleşik düzenden pay alan, üstün olmaya çalışan grup varsa, isminin sivil toplum örgütü, tarikat, cemaat, siyasal parti veya mafya oluşu sonucu değiştirmiyor. Ziraat mühendisleri, Danıştay’ın ithal iznini durdurduğu genetiği değiştirilmiş mısır çeşidinin taşıma, kullanma veya muhafazası sırasında çeşitli yollarla ülkemizde üretilen geleneksel mısır çeşidine bulaşma olasılığının göz ardı edilmemesi gerektiğini belirterek ilgilileri uyardı. leyen GDO’ya Hayır Platformu, söz konusu gıdalarla tarımsal ürünlerin insan ve çevre sağlığını tehdit etmediği şirketler tarafından ispat edilmedikçe, bu ürünlerin kullanılmasına izin verilmemesi gerektiğini bildirdi. Ziraat Mühendisleri Odası, Çevre Mühendisleri Odası, Ekoloji Kolektifi ve Tüketiciler Derneği’nden oluşan platformun Ankara Ziraat Mühendisleri Odası’nda yapılan toplantısında özetle şu konular dile getirildi: * Danıştay, Türkiye Yem Sanayicileri Birliği, Beyaz Et Sanayicileri, Damızlıkçılar Birliği ve Yumurta Üreticileri Birliği tarafından genetiği değiştirilmiş söz konusu iki mısır çeşidinin yem olarak ithalatı ve piyasaya sürülmesi için yapı lan başvuruya verilen ithalat iznini hukuka aykırı buldu. * Kararda, ABD ve Kanada’da yabani mısır çeşidinin bulunmamasına rağmen ülkemizde geleneksel mısır çeşitlerinin yetiştirildiği ve izin verilen transgenik mısır çeşitlerinin sakıncalarını gösteren bilimsel çalışmaların göz ardı edildiği belirtiliyor. * Türkiye’de mısırın yüzde 75’i hayvancılık sektöründe yem olarak kullanılıyor. Genetiği değiştirilmiş mısır çeşidinin taşıma, kullanma veya muhafazası sırasında çeşitli yollarla ülkemizde üretilen geleneksel mısır çeşidine bulaşma olasılığı göz ardı edilmemeli. Bu konuda gereken önlemler alınmalı. TİSK Genel Kurulu’nda konuşan Kutadgobilik, Ekonomik ve Sosyal Konsey’in 36 aydır toplantıya çağrılmamasını eleştirirken toplantıya katılan sendika yöneticileri de ‘Kıdem tazminatı için gerekirse genel greve gideriz” dediler. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu’nun (TİSK) 25. Genel Kurulu’nda konuşan Yönetim Kurulu Başkanı Tuğrul Kutadgobilik, Ekonomik ve Sosyal Konsey’in 36 aydır toplantıya çağrılmamasını eleştirirken toplantıya katılan işçi sendikalarının yöneticileri de kıdem tazminatında Tuğrul yapılmak istenen değiKutadgobilik şikliklere dikkat çekerek, gerekirse genel greve gideceklerini söylediler. Genel Kurul’a, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, Hakİş Genel Başkanı Mahmut Arslan ve Türkİş Genel Sekreteri Pevrul Kavlak da katıldı. Genel Kurul başkanlığına tek aday olarak katılan Kutadgobilik, yaptığı açış konuşmasında, Ekonomik ve Sosyal Konsey’in 36 aydır toplanamadığına dikkati çekerek, bu konuyu Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a ilettiklerini ifade etti. Kutadgobilik, makroekonomik hedeflere ancak uzlaşarak varılabileceğini belirtti. Türkiye’nin özellikle gelecek 3 yıl içerisinde yüksek teknolojiye dayalı sanayi üretimine ve ihracata yoğunlaşması gerektiğini söyleyen Kutadgobilik, Türkiye’de yüzde 9’un üzerinde olan işsizlik oranının hâlâ çok yüksek olduğunu ve yeni anayasa çalışmalarından sonuç alınamamasından duydukları üzüntüyü de dile getirdi. Davetliler bölümünde söz alan Hakİş Konfederasyonu Genel Başkanı Mahmut Arslan ile Türkİş Genel Sekreteri Pevrul Kavlak da kıdem tazminatının iş ve gelecek güvencesi olduğunu vurguladılar. Kavlak, “Kıdem tazminatı Türkiye işçi sınıfının ve Türkİş’in kırmızı çizgisidir” diyerek bu uğurda gerekirse genel greve gideceklerini söyledi. TİSK’in 46 yıldır genel kurul üyesi olan ve 15 yıl başkanlığını yapan ve yeni dönemde kendi isteğiyle yönetimde yer almayan Refik Baydur da TİSK’in bazı ilkeler doğrultusunda bugünlere geldiğini belirterek, “Al bayrağımız, Anadolu milliyetçiliği, çağdaş Atatürk ilkeleri bizi bu yolda daha güçlü kılmıştır ve benden sonra gelen arkadaşlarım da bu yolda başarıyla yürümüştür, yürümeye devam edecektir. Biz siyasetimizi, siyasete emek vermeyi, partilerin temsillerini dünya siyaset platformu içinde başarıyla yürütmelerini istiyoruz. Türkiye hiçbir zaman ağaların, şeyhlerin, tarikatların siyaset yürüteceği meydan olmayacaktır” dedi. İki gün sürecek TİSK Genel Kurulu’nda bugün 20142016 döneminde görev yapacak kurullar ve başkanlık seçimi yapılacak. Seçimlere, Kutadgobilik başkanlığında tek listenin girmesi bekleniyor. Emekliler için kefenli eylem ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Emeklilikte yaşa takılanlar, Ankara’da kefenli eylem yaptı. Eylem sırasında yanlarında getirdikleri kefeni giyen yurttaşlar, “Giydiğimiz bu kefenler aslında gerçek halimizi ortaya koymaktadır. Bizler yaşarken ölüme mahkum edilmiş sessiz milyonlarız” dedi. Eyleme CHP’li Milletvekilleri ve DİSK Genel Başkanı Kani Beko da destek verdi. Emeklilikte yaşa takılanlar, içerisinde bulundukları durumu protesto etti. Güvenpark’ta toplanan yurttaşlar, basın açıklaması yaptı. İçinde bulundukları durumu bir “hukuk garabeti” olarak nitelendiren yurttaşlar, “14 yıldır milyonlarca çalışanının ve doğmamış çocuklarımızın hakkını gasp edenler, kul hakkı yemektedirler” dedi. Yapılan basın açıklamasında ise şunlar kaydedildi: “Kısacası biz hakkımızı istiyoruz. En iyi emekli ölü emeklidir anlayışıyla sosyal güvenlik sistemini dizayn edenler, yıllardır emekli hakkı yemektedirler. Bu kefenler, aslında gerçek halimizi ortaya koyuyor. Biz, yaşarken ölüme mahkum edilmiş sessiz milyonlarız. Yetkililer halimizi görmeli, haykırışlarımızı duymalı ve bu hukuk garabetine artık bir son verilmelidir.” İşçilerin kırmızı çizgisi Tarikatlara geçit yok Fotoğraf: NECATİ SAVAŞ Ekonomik Sosyal Konsey için çağrı İş Bankası’na AYB’den 150 milyon Avro kredi Türkiye İş Bankası’nın Avrupa Yatırım Bankası’ndan (AYB) sağlayacağı, küçük ve orta ölçekli işletmelerin finansmanına yönelik 150 milyon Avro tutarındaki krediye ilişkin sözleşme 4 Aralık’ta İstanbul’da imzalandı. Kredi, AYB tarafından belirlenen kriterlere uyan, küçük ve orta ölçekli işletmelerin finansmanında kullanılacak. Kredinin bir bölümünden çevresel ve sosyal sorumluluk politikasına sahip işletmeler de yararlanacak. Sağlanacak kaynağın vadesi azami 8 yıl olacak. İNTES’te başkan Koloğlu ANKARA (AA) Türkiye İnşaat Sanayicileri İşveren Sendikası (İNTES) Başkanlığı’na Celal Koloğlu seçildi. 25. olağan genel kurulu sonrası gerçekleştirilen yönetim kurulu toplantısında yapılan görev dağılımında İlhan Adiloğlu, Mustafa Demir ve Gürhan Özdemir de başkanvekilliği görevlerine getirildi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle