18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
14 ARALIK 2013 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER Tutukluluk araştırmasına göre, hâkimler iddia makamının gerekçesiz istemlerine boyun eğiyor 7 İstanbul Haber Servisi Bahçeşehir Üniversitesi (BAÜ) Hukuk Fakültesi tarafından İstanbul’daki Kartal, Bakırköy ve Çağlayan’daki İstanbul adliyelerinde 800 dosya üzerinde yapılan “Türkiye’de Tutuklama Uygulamaları ve Tutuklamada Savunmanın Rolü” araştırmasının sonuçlarına göre, savcıların yüzde 97’sinin herhangi bir gerekçe göstermeden tutuklama isteminde bulunduğu ortaya çıktı. Bahçeşehir Üniversitesi Hukuk Fakültesi Ceza ve Ceza Muhakemesi Anabilim Dalı Başkanı öğretim üyesi Prof. Dr. Feridun Yenisey, uzun tutukluluk sürelerinin Türkiye’de bir sorun olduğuna dikkat çekerek “Sorunun Savcı ne derse o! u “Tutuklama Uygulamaları”na ilişkin araştırmaya göre, dava dosyalarının yüzde 97’sinde savcılar herhangi bir gerekçe göstermeden tutuklama isteminde bulunuyor, hâkimler de büyük oranda bu isteme uyuyor. Araştırmada ortaya çıkan bir diğer çarpıcı sonuç da avukatların tutuklama kararlarına itiraz etmemeleri ve yetersiz savunma yapmaları. Ayşe Nuhoğlu tarafından yürütülen bilimsel araştırma için Kartal, Çağlayan ve Bakırköy adliyelerinde kesinleşmiş 800’e yakın dava dosyası incelendi. Araştırma ile Türkiye’de tutuklama kararlarının verilme sıklığı ve tutuklama kararlarının adil yargılanma hakkı açısından niteliğine bakıldı. Araştırmada incelenen ve sonuçlanan dava dosyalarının yalnızca yüzde 3’ünde savcıların gerekçe göstererek tutuklama isteminde bulunduğu, kaynağı, duruşmaların uzaması ve Yargıtay’da beklemelerden kaynaklanıyor” dedi. BAÜ Hukuk Fakültesi tarafından, Harvard Kennedy ve Max Planck Research School işbirliği ile gerçekleştirilen araştırmanın sonuçları dün üniversitenin Beşiktaş Yerleşkesi’nde Dr. Todd Foglesong ve Prof. Dr. HansLörg Albercht’in katıldığı toplantı ile açıklandı. BAÜ Hukuk Fakültesi öğretim üyeleri Prof. Dr. Feridun Yenisey ve Prof. Dr. herhangi bir gerekçe göstermeden tutuklama talebinde bulunulan dosyaların oranının ise yüzde 97 olduğu belirlendi. Türkiye’de hâkimlerin çok büyük oranda savcıların tutuklama istemini kabul ettiği ortaya çıkan araştırmada, savcıların tutuklama isteminin reddedildiği dosya oranının yalnızca yüzde 3 olması dikkat çekti. Hâkimlerin, savcıların tutuklama istemini yüzde 97 oranında kabul ettiğinin belirlendiği araştırmada, savcıların tutuklama ka rarının hâkim tarafından reddedildiği hallerde ise savcıların yalnızca yüzde 44’ünün bu karara itiraz ettiği görüldü. BÜ’de Yüksekova gerilimi İstanbul Haber Servisi Boğaziçi Üniversitesi’nde dün sert polis müdahalesi yaşandı. Üniversitenin Güney Kampusu’nda dün akşam saatlerinde toplanan öğrenciler, “Gezi’de, Gazi’de, Gever’de polis katliamı devam ediyor” pankartı açarak kampus girişine yürüdü. Burada öğrencilerin önü çok sayıda çevik kuvvet ve TOMA’larla kesildi. AKP Beşiktaş ilçe binasına yürümek isteyen öğrencilere polis izin vermedi. Dağılmayan öğrencilere TOMA’lardan sıkılan tazyikli su ile müdahale edildi. Bir süre devam eden çatışmanın ardından kampus önünde yapılan açıklamayla eyleme son verildi. Yüksekova’daki olayları protesto için Van’da toplanan aralarında BDP Van Milletvekili Özdal Üçer’in de bulunduğu yaklaşık 500 kişinin yürüyüşüne engel olan polis, Üçer’in arabulucuğuyla yolu açtı. Grup bunun üzerine polisi alkışladı. vukatlar karara itiraz etmiyor’ Türkiye’de savunma avukatlarının yüzde 30’unun tutuklama kararına itiraz etmediği ya da yeterli savunmayı gerçekleştiremediği belirtilen araştırmada, tutuklama kararlarının yüzde 95’inin de henüz ilk soruşturma aşamasında verildiği kaydedildi. Tutuklama kararları incelendiğinde ise dosyaların yalnızca yüzde 9’unda hâkimler tarafından verilen kararda kuvvetli suç olgusu gösterilmesi dikkat çekti. Hâkimlerin tutuklama kararı vermeden önce yapmak zorunda olduğu “hukukta ölçülülük ilkesi” yaklaşımının ise araştırmada yalnızca bir dosyada yapıldığı, cumhuriyet savcısının da yalnızca üç vakada tutuklama kararını bozduğu ortaya çıktı. Tutuklama kararı verilirken savunma makamının (müdafi) oturumda bulunma zorunluluğu olmasına karşın tutuklama kararlarının yüzde 11’inin müdafi oturumda olmadan verildiği görüldü. Müdafilerin yüzde 65’inin duruşma öncesinde dosyayı incelemedikleri de araştırmanın bir başka sonucu olarak öne çıktı. ‘A BDP’den polise alkış İSTANBUL KCK DAVASI AVUKAT TAYLAN TANAY’DAN ZORLA PARMAK İZİ ALMA GÖRÜNTÜLERİ ORTAYA ÇIKTI ÖNERGELER YANITSIZ ‘Olmayan şeyin yokluğunu nasıl ispatlayalım?’ İstanbul Haber Servisi Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) il ve ilçe yöneticisi 83’ü tutuklu 204 kişinin yargılandığı İstanbul KCK ana davasına devam edildi. İstanbul Demokratik Kent Konseyi üyesi Ömer Gölge’nin “KCK operasyonları, siyasi soykırım operasyonlarıdır” sözleri üzerine mahkeme başkanı “savunma sınırlarını aştığı” uyarısında bulundu. İstanbul 15. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından Silivri Cezaevi karşısındaki binada görülen davanın 64. duruşmasında tutuklu sanıkların savunmalarının alınmasına devam edildi. İstanbul Demokratik Kent Konseyi üyesi Ömer Gölge, iddianamede kendilerinden “olmayan bir şeyi” ispatlamalarının istenildiğini ifade ederek “Burada bizden, olmayan bir şeyin yokluğunun ispatlanması istenmektedir. Yok olan bir şeyin yokluğunu biz savunamayız. Dolayısıyla burada yaptığım bir savunma değil, bir hakikat söylencesidiBunu var olduğunu iddia eden savcı savunabilir” dedi. “Burada BDP’nin legal faaliyetleri yargılanıyor” diyen Gölge şöyle konuştu: “Kürtlerin ve Türklerin karşılıklı dayanışma tarihleri anlaşılır ise, bu süreç daha iyi anlaşılır. Çünkü yıllardır birbirine düşman olarak gösterilen halklar birbirini daha iyi anlayacak.” Dava 16 Aralık’a ertelendi. AKP iktidarı Gezi suskunu MAHMUT LICALI ANKARA AKP hükümeti, muhalefet milletvekillerinin Gezi eylemlerinde özellikle de polis şiddeti ve hak ihlalleriyle ilgili sorularını yanıtsız bıraktı. Gezi eylemlerinin başladığı 31 Mayıs 2013’ten bugüne kadar hükümete bu konuyla ilgili olarak yöneltilen 323 soru önergesinden yasal süresi içinde yanıt verilenlerin sayısı 30 oldu. Gezi eylemleriyle ilgili 42 soru önergesi hâlâ yasal süresi içerisinde işlem görürken 251 önerge süresi geçmesine karşın yanıtlanmadı. Gezi eylemleriyle ilgili muhalefetin hükümete yönelttiği soruları; polis şiddeti, orantısız güç kullanımı, eyleme katılan kamu çalışanları hakkında yürütülen soruşturmalar, gözaltı süreçlerindeki hak ihlalleri, eyleme katılan öğrencilere yönelik fişlemeler, eylemler sırasında hayatını kaybeden ve yaralananlar, eylemler sırasında basına uygulanan sansür konuları oluşturdu. Yanıt bulmayan soru önergelerinin oranı yaklaşık yüzde 78 oldu. AKP hükümeti Gezi’yle ilgili soru önergelerinin yalnızca yüzde 9.2’sine yanıt verdi. Söz konusu önergelerin yüzde 13’ü ise henüz ilgili bakanlıkların 3 aylık süresi dolmadığı için TBMM kayıtlarında “işlemde” statüsünde yer alıyor. yapmayalı yıllar oldu ÇHD operasyonunda tutuklanan avukat Taylan Tanay’ın gözaltına alındıktan sonra Emniyet Müdürlüğü’nde zorla parmak izi alınmasına dair görüntüler ortaya çıktı. Polis kamerası görüntülerine göre şubeye getirilen Tanay, geçmişte alınmış parmak izleri Emniyet’te bulunduğu için ikinci bir işlemi kabul etmeyeceğini söylüyor. Buna karşılık bir komiser, direndiği takdirde bu işlemin zorla yapılacağını ifade ediyor. Ardından Tanay, beş polis tarafından zor kullanılarak yere yatırılıyor. Bir polis Tanay’ın elini ters vaziyette yukarı kaldırırken, bir diğeri de mü rekkep sürerek örneğini alıyor. Tanay işlem sırasında “İnsanlık onuru işkenceyi yenecek” diye bağırıyor. Buna karşılık bir üst düzey bir polis “Taylan Bey işkence yapılmıyor ki şu an” diyor. Fakat Tanay slogan atmayı sürdürüyor ve bir ara “Ah, kolumu kırdınız!” diye bağırıyor. Aynı polis de “İşkence yapmayalı yıllar oldu” diye çıkışıyor. Beş dakika süren işlemin ardından Tanay ayağa kaldırılarak koltuğa oturtuluyor. Tanay, “İşkence yapıyorsun!” diye bağırınca polis yetkisi de “İşkence değil bu. Elektrik vermiyoruz, su vermiyoruz” diye karşılık veriyor. Polis: İşkence rtalama tutukluluk süresi 314 gün Türkiye’de tutukluluk sürelerinin ortalama 314 gün olduğunun da görüldüğü araştırma ile ilgili açıklama yapan Prof. Yenisey, Türkiye’de tutuklama kararlarının denetimi konusunda anayasada eksiklikler olduğuna vurgu yaptı. Yenisey, Türkiye’de temyiz aşamasında büyük bir sıkıntının olduğunu belirterek “Çünkü tutuklama kararları nihai olarak ilk mahkemede bitiyor. Görülmekte olan dava sırasında Yargıtay denetleme yapamıyor. Bunun kanun ile değiştirilmesi gerektiğini düşünüyorum. Uzun tutukluluk süreleri bir sorun, fakat bunun sorumlusu tutukluluk müesseseleri değil” dedi. Prof. Yenisey, bu durumun nedeninin uzayan duruşmalar ve Yargıtay’daki bekleme süreleri olduğuna dikkat çekti. O CHP’DEN SİNCAN CEZAEVİ RAPORU Havalandırmada bile fişleme var ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Mersin Milletvekili Aytuğ Atıcı, Sincan Cezaevi’nde yaptığı ziyaretin ardından hazırladığı raporda, “Tutuklular havalandırma alanlarına takılan kameralarla devamlı gözetim yapıldığından ve her hareketlerinin izlendiğinden söz etmektedir. Kameraların bu özelliği ile kişilerin vücut hareketlerini kopyaladığı ve ileride bu hareketlerden kişilerin tanınmasının mümkün olduğu iddia edilmektedir. Bu işlemin bir çeşit fişleme ve biyolojik kimlik kaydı olduğu kabul edilmektedir” dedi. CHP’li Atıcı, YÖK’ü protesto ettikleri için tutuklanan üniversite öğrencilerini 4 Aralık 2013 Çarşamba günü Ankara Ceza İnfaz Kurumları Kampusu’nda ziyaret etti. Tutuklularla yüz yüze görüşerek oluşturduğu raporda, kadın tutukluların ilk gün aralarında temsilci seçerek yetkililer ile görüştüğünü ve siyasi mahkumlarla beraber kalmak istediklerini ifade eden Atıcı, “Bu istekleri önce kabul edilmemiş ve direnen öğrencilere şiddet uygulanmış” dedi. Atıcı raporunda şu ifadeleri kullandı: “Emniyette yaptıkları açlık grevi sonrası tutuklanarak cezaevine getirilen öğrencilere ilk iki gün su verilmemiş. Hapishane görevlilerinin Muharrem ayında tutuklulara bilerek su vermedikleri ddia edilmektedir.” AKPGÜLEN GERİLİMİNİ YAZDI Economist: Kim galip gelecek? Haber Merkezi The Economist dergisi, Başbakan Tayyip Erdoğan liderliğindeki AKP ile Fethullah Gülen ve cemaati arasında yaşanan gerilime ilişkin Erdoğan’ın otoriterleşen yönetiminin durdurabilecek tek gücün Gülen olduğunu iddia etti. Dergi yaşanan gerilimin zamanlamasına ilişkin ise başkanlık seçimleri ve İsrail’le yaşanan Mavi Marmara baskını sonrası ortaya çıkan fikir ayrılıklarının etkili olduğunu belirtti. İngiltere’de yayımlanan dergi, “Kim galip gelecek?” başlıklı yazısında Erdoğan ve Gülen arasındaki son zamanlarda gerginleşen ilişkilerin sonunda kimin kazanacağı sorusunu irdeledi. Yazıda, AKP iktidarının son 10 yıllık süreçte en büyük başarısının orduyu siyasetten uzaklaştırmak olduğu belirtilirken bunun Gülen cemaatinin katkısıyla gerçekleştirildiği vurgulandı. Dergi, yapılacak belediye seçimlerinde Gülen’in Erdoğan’a destek verip vermeyeceği konusunda ise “Gülen cemaatini Erdoğan’a karşı harekete geçirecek mi? Eğer böyle olursa cemaatin desteği AKP’den İstanbul’u almaya yetecek mi? Erdoğan’ın Türkiye’nin ilk seçimle işbaşına gelen başkanlık hayaline ne olacak?” sorularını sordu. Yazıda ayrıca, “Kabahatini çok nadir kabul eden Erdoğan, daha ılımlı davranmalı. Böylece Türkiye daha mutlu ve daha demokratik bir yer olur” denildi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle