22 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
14 ARALIK 2013 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA EKONOMİ [email protected] 13 ‘Başarı’ diye sunulan 4.4’lük büyüme Erdoğan’ın ‘faiz lobisi’ diye yerdiği bankalardan geldi Şu feleğin işine bak! Faik Öztrak başkanlığında hazırlanan ‘Ekonomik Görünüm Raporu’ yılın üçüncü çeyreğine ilişkin yüzde 4.4’lük büyümenin yaldızını kazıyınca altından Başbakan Erdoğan’ın ‘faiz lobisi’ diye yüklendiği finans kesiminin önemli katkısı çıktı. Ekonomi Servisi CHP’nin ekonomi raporuna göre 3. çeyrekteki yüzde 4.4’lük büyüme, dört dörtlük değil. Büyümenin yüzde 43’ü stok birikiminden, yüzde 29’u Başbakan Tayyip Erdoğan’ın “faiz lobisi” dediği bankalardan geliyor. CHP Ekonomi Politikaları Genel Başkan Yardımcılığı’nın Genel Başkan Yardımcısı Faik Öztrak’ın koordinasyonunda hazırladığı “79. Ekonomik Görünüm Raporu” yayımlandı. Yılın üçüncü çeyreğindeki yüzde 4.4’lük büyümenin irdelendiği raporda, stok birikiminden büyümeye gelen katkının 1.9 puan olduğuna dikkat çekilerek, “Tabloya böyle bakınca büyümenin yüzde 43’ü stok birikiminden geliyor” denildi. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) 2013’ün 3. çeyreğinde büyümenin, yüzde 4.1’lik beklentiyi aşarak, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 4.4 olduğunu açıklamıştı. Büyüme, bir önceki üç aya göre ise yüzde 0.9 olarak gerçekleşti. Raporda, yılın 3. çeyreğinde ihracatın büyümeyi 0.6 puan aşağı çektiği, bunun 2010’un üçüncü çeyreğinden bu yana ilk kez gerçekleşen bir durum olduğu belirtildi. Rapora göre dikkat çeken bir diğer unsur ise bu dönemdeki büyümenin neredeyse üçte birinin bankalardan gelmesi. Sektörler içinde büyümeye en büyük katkı “mali aracı kuruluşların faaliyetlerinden” yani finans ve bankacılık kesiminden geldi. Bu sektör yüzde 4.4’lük büyümeye 1.3 puan yani yüzde 28.7 katkı yaptı. Büyümeye, ulaştırmadan yüzde 10, toptan ve perakende ticaretten ise yüzde 15 katkı geldi. Raporda ayrıca kredilere ve kredi kartlarına sınırlama getirileceği haberlerinin ardından iç talepte dikkat çekici bir artış yaşandığı vurgulanarak, vatandaşların sınırlamalardan önce koşullar nispeten elverişliyken önümüzdeki aylarda yapacakları harcamaları yapmış olabileceği ifade edildi. CHP’nin raporunda, “Hükümet seçimlerin öncesinde tüketimi kısacağım derken tersine patlatabilir. Bunun dış denge üzerinde ne kadar baskı yaratacağını ise ilerleyen günlerde göreceğiz” değerlendirmesinde bulunuldu. Terazisiz Adalet İki gün boyunca kamera görüntülerine yakalanmış olması, sansasyon haber içeriği nedeni ile görüntülü, anahaber bültenlerinde yer aldı... İzledinizse insanlık halleri adına utancın ağır bastığı duygu, düşüncelerinizi kestirmek zor değil... Suriyeli kaçak, ucuz işçi çalıştırma; sıradan, yaşam koşullarının dayatması, çaresizliğe çözüm, sevap türünden gerekçelendirmelerle olumlu bir girişim gibi bile pazarlanabilir. Habere konu olan örnekte, kaçak Suriyeliyi çalıştıran patronun kardeşi bu kadarı ile yetinmemiş, zorla başka yerdeki ek bir işe götürüp, çok daha olumsuz koşullarda, dayakla çalıştırmış. Sonuçta kaçak Suriyeli işçi, çareyi işini bırakmakta bulmuş. Patronun kardeşi bu işe çok sinirlenmiş. Görüntüler, bir arkadaşının yanına sığınmış oturan işçinin yanına gelip öfkeyle tekme tokat dövme sahnesi ile başlıyor. Hıncını alamıyor, silahını çekip bir de vuruyor... Bizim ekranlarda gördüğümüz görüntüler mağdur Suriyeli için açılan dosyada yoksa, mahkemeye götürülmemişse adil yargılama adına çok daha vahim bir durum var demektir. Dosyada varsa çoğu televizyon haberlerinde aynı cümlelerle verilen sonuç yargı kararını, döverek, işkence altında işçi çalıştırıp bir de üstüne vuranı, patron kardeşini, serbest bırakılmasını nasıl okuyacağız? Adalet terazisinin adil tartmamasına alışığız da, terazisi yok edilmiş adalet düzeninde içimizin donarak titreyişini durdurmak zor... Sevgili Balbay’ın özgürlüğüne kavuşması, aramıza katılması ile sevincimizi, içimizin ısındığını saklamak yalancılık olur... Ateş düştüğü yeri yakıyor... Yine de Anayasa Mahkemesi’nin gerekçeli kararını okurken hukuk devleti düzeni, bağımsız yargı, siyasetin sorumlulukları üzerinden iç burkan birden çok ayrıntıya takılmamak olası değil... Hakhukukun olmazları arasında kişinin milletvekili seçilmesi ile, halk iradesinin geçerliliği açısından görevini yapması önündeki engelin kaldırılması zorunluluğu var idiyse, Balbay’ın milletvekilliği dönem süresinin yarısından fazlasını cezaevinde geçirmesi olgusuna nasıl seyirci kalındı? İktidarın sayısız çözüm önerisine, hukuk yolu açılmasına engel oluşturan tersine iradesi, ileri demokrasi palavrasında sivil diktatoryal eğilimlerin icraatlarına yansıması değil mi? HHH Utanmadan Balbay’ın özgürlüğünü AKP’nin 12 Eylül referandumu paketine borçlu olduğu propagandası yapılıyor... Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nden gelen cezaları göreceli azaltmaya yönelik, Anayasa Mahkemesi’ne tanınan bireysel başvuru hakkına sanki hak ve özgürlükleri savunanlar karşı çıkmışlar gibi... İktidarın “Yetmez ama evetçilerin” arkasına sığındıkları tuzak tam da buydu; AB uyum, demokratikleşme kriterlerinden kimi maddeler katılarak aynı torba içinde İktidarın sivil diktatoryal gücüne güç katan düzenlemelerin aynı torba içine sokulması. “Hayır”cıların karşı çıktıkları tuzak bu kadar ucuz yok sayılabilir, saklanabilir mi? Anayasa Mahkemesi’nin gerekçeli kararının bir başka boyutu, iki parlamenter adına açılmış bu davanın gerekçelendirmesinde parlamenterlik kimliklerinin yükümlülüklerinin altını çizerken genel haksızhukuksuz yargısız infaz içerikli uzun tutukluluklara ilişkin çok boyutlu hak ihlallerinin üzerinde yeterince durulmamış olması... Böylece Balbay açısından bizi çok sevindiren sonucun, haksızhukuksuz büyük çoğunluk tutuklular için soluk aldırıcı anlamlı sonuçlarının, uygulamaları vicdansız yargı düzeninin keyfine, insafına bırakılması... Ne demek istediğimi dün sosyal medyada gördüğüm çok anlamlı bir bilimsel çalışma sonuçları ile yorumsuz kanıtlamaya çalışayım... Bahçeşehir Üniversitesi Hukuk Fakültesi tutuklama dosyaları üzerinden bir bilimsel çalışma yapmış. İşte en anlamlı dudak uçurtan sonucu; tutuklama kararlarının ancak yüzde 3’ünün gerekçesi yazılmış... Üstüne üstlük savcının tutuklama talebi ile mahkemeye sunulmuş dosyaların sadece yüzde 3’ünün reddedildiği gerçeği daha da çarpıcı... Tutuklamaların yüzde 95’i ilk soruşturma sonrasında verilmiş. Tutuklama kararlarının yüzde 9’unda ancak, kanıtı kuvvetli suç olgusu var. Yine de savunma avukatları görevlerini yapıyor olma adına da olsa tutukluluk kararlarının yüzde 60’ına itiraz ediyorlar. Tersine konumda savcılığın güven duymaması gereken tutuklama isteminin reddedilmesi hallerinde ise savcıların ilk istemlerine göre haksız olduğunu düşündükleri tahliye kararlarına karşı itirazları yüzde 44 oranında kalıyor. Savcıların tutuklama kararlarını bozması ise yüzde 0.4 gibi düşük bir oranda... Ortalama tutukluluk süresi 314 gün.. Araştırmayı yürüten çalışmanın başındaki Prof. Feridun Yenisey, tutukluluğa ilişkin düzenlemelerde anayasal eksiklikler olduğu saptamasının altını çizmiş. Tutukluluk kararlarına itirazların denetiminin önemli bölümünün ilk mahkemeler sürecinde bitiyor olması, Yargıtay denetiminin işlememesi önemli hukuksal sakıncaları oluşturuyor... Bağımsız yargı düzenini katleden özel yargı, kadrolaşma... masaya yatırılmadıkça, adalet terazisinin doğru tartmamasının ötesinde, terazisiz kalmış adalet düzeni ile yüz yüzeyiz... Çağlayan’dan piyano şov Bakan Çağlayan, Hikmet Tanrıverdi ile İHKİB’nin önceki başkanları Sırrı Gültekin, Nuri Akın, Sezer Mavituncalılar, Okan Oğuz, Nuri Artok, Süleyman Orakçıoğlu’na plaket verdi. Zafer Çağlayan, plaket takdiminin ardından katılımcılara piyano ile “Elbet bir gün buluşacağız” şarkısını çaldı. Gecede İHKİB Korosu ve Aile Tiyatrosu da sahne aldı. 29 Ekim 2023 tarihli özel bir gazetenin de dağıtıldığı gecede hazır giyim ihracatçıları şarkılarla coştu. Faiz lobisinin hortumu kesilmiş Ekonomi Servisi Ekonodaşlarına karşı, bizim boSon verilere göre Türkiye’de büyümenin 3’te 1’i mi Bakanı Zafer Çağlayan, yun borcumuzu yerine ge“Faiz lobisinin hortumlarıtireceğimiz tarihtir” dedi. bankalardan ya da Başbakan Erdoğan’ın yakıştırmasıyla nı kestik Allah’a şükürler olİHKİB Başkanı Hikmet Tan‘faiz lobisi’nden sağlanırken Ekonomi Bakanı sun. Onlara artık hayat hakkı rıverdi ise, hazır giyim ailesi Çağlayan, “Faiz lobisinin hortumlarını kestik. vermiyoruz” dedi. Hafta başında olarak Cumhuriyet’in 100. yıOnlara artık hayat hakkı açıklanan verilere göre Türkiye yıllında 60 milyar dolarlık ihracat helık yüzde 4.4 büyürken, bunun üçte bideflerini aşacaklarını dile getirerek, vermiyoruz” dedi. ri büyük ağırlığı bankacılık olan mali “20 yıl önce kilogramı 3 dolar olan kesimden ya da Başbakan Recep Tayhazır giyim ürünün fiyatını bugün yip Erdoğan’ın yakıştırması ile ‘faiz katıldı. Çağlayan, kurulduğu günden Türkiye’nin en çok katma değer yalobisi’nden geldi. Mersin’in Mut ilçe bu yana İHKİB’de Başkanlık yapan 7 ratan 3 sektöründen biri olarak 25 sinde konuşan Çağlayan, yurttaşın pa isme ve son 13 yılda toplam 500 mil dolara çıkardık. Sektörümüz başta rasının artık faize gitmediğini savuna yon doların üzerinde ihracat yapan 21 hammaddeye ulaşımdaki engeller rak; Türkiye’nin adeta krize meydan kuruluşa ödüllerini verdi. 500 milyar olmak üzere birçok zorluğa rağmen dolarlık 2023 hedefine ulaşmada ha ihracatını 17 milyar doların üzeriokuduğunu iddia etti. Bakan Çağlayan, önceki akşam da zır giyimin en önemli sektörlerden biri ne taşıdı. İstihdamda yaşadığımız sıİstanbul Hazırgiyim ve Konfeksiyon olacağını söyleyen Çağlayan, “2023, kıntılara, her yıl çoğalan ek yükleİhracatçıları Birliği (İHKİB) tarafından bu Cumhuriyet’i kuran Gazi Mus re rağmen Türkiye’de sosyal çözüdüzenlenen “35. Yıl Vefa Gecesi”ne tafa Kemal Atatürk ve onun arka mün bir parçası olduk” diye konuştu. Aman dikkat; patlayabilir Ekonomi Servisi “GDO’ya Hayır Platformu”, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’nun, GDO’lu mısırların hayvan yemi olarak kullanılmasına izin veren Biyogüvenlik Kurulu kararlarının yürütmesini durdurduğunu açıkladı. Karar uyarınca söz konusu mısırların ithalatı yasaklanıyor. Piyasada olan ürünlerin de toplatılması gerekiyor. Ziraat Mühendisleri Odası, Çevre Mühendisleri Odası, Ekoloji Kolektifi ve Tüketiciler Derneği, Biyogüvenlik Kurulu’nun hayvan yemi olarak kullanılabilir dediği 16 mısır çeşidinden 2’si için Danıştay 10. Daire’de dava açmış, Amerikalı Monsanto’nun iki mı GDO’ya Hayır Platformu’nun mısır zaferi sır çeşidinin hayvan yemi olarak kullanılmasının engellenmesini istemişti. Dosya Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’na gitti. Biyogüvenlik Kurulu’nun verdiği kararın yürütmesini durduran kurul, 11 sayfalık gerekçeli kararını üç gün önce de taraflara tebliğ etti. “hurriyet. com.tr”nin sorularını yanıtlayan Av. Emre Baturay Altınok, karar sonrası dosyanın Danıştay 10. Daire’ye geleceğini, ancak genel uygulamanın, bir üst kurulun kararına uyulacağı yönünde olduğunu söyledi. GDO’ya Hayır Platformu’na üye kuruluşlar haberi “zafer” olarak duyurdu. Platform bugün basın toplantısı ile kararı değerlendirecek. Keskinoğlu kümesten canlı yayına geçiyor Ekonomi Servisi Keskinoğlu, yeni projesi internet TV ile üretimini canlı yayına açtı. Piliçlerin kesim sürecine kadar yetiştirilmesinin her aşamasını internet ortamına aktaran şirket, Broiler (etlik piliç) kümeslerine yerleştirilen kameralarla, piliçlerin nasıl bir ortamda yetiştiğini tüketicinin izlemesini sağlayacak. Projenin ilk adımı için 100 bin dolarlık yatırım yapan Keskinoğlu, internet yayını için özel olarak kurulan kümeste gerçek üretim şartları oluşturdu. Keskinoğlu Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Üyesi ve Pazarlama Grup Başkanı Keskin Keskinoğlu tüketicinin internet TV’yi 24 saat boyunca kesintisiz izleyebileceğini belirterek, “Tavuk üretimi hakkındaki iddialar, asılsız iddialardır. Biz Keskinoğlu olarak kendi soframızda ne yiyorsak, tüketiciye de onu sunuyoruz. TV ile tavuğun hangi şartlarda ve nasıl yetiştiğini görmesini istedik. Poje ile 10 milyonu aşkın insana ulaşmayı hedefliyoruz” dedi. Turkcell’in ortağı Altimo mahkemeye başvurdu Ekonomi Servisi Turkcell’in hissedarı Rus Altimo, Çukurova’nın Turkcell hisselerini geri almak için yapacağı ödemede son tarih belirlenmesi için İngiltere Yüksek Mahkemesi’ne (Privy Council) başvuru yaptı. Mahkeme bu talebi 2014 OcakNisan döneminde ele alacak. İki hissedar arasında devam eden dava sürecinde Privy Council, 9 Temmuz’da Çukurova’nın 60 gün içinde Altimo’ya 1.57 milyar dolar ödeyerek Turkcell’deki kontrol paylarını geri alabileceğine karar vermişti. Çukurova Holding, Privy Council’den ödeme için süre uzatımı istemiş, Council de temmuz sonunda süre uzatımını kabul ederken, 1 Aralık’tan sonra, son tarih belirlenmesi için tarafların talepte bulunmasına izin vermişti.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle