22 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 14 ARALIK 2013 CUMARTESİ [email protected] 16 Çukurova Caz Günleri KÜLTÜR Yıl boyunca caz Yılda yaklaşık altı konserle dinleyenlerle buluşmayı hedefleyen Çukurova Caz Günleri 19 Aralık’ta ilk konseri İmer Demirer Quartet ile Adanalılarla buluşuyor. Vokalde Ayşe Gencer, piyanoda Serkan Özyılmaz, davulda Cem Aksel ve trompette İmer Demirer’den oluşan topluluğun konseri saat 20.00’de Adana Büyükşehir Belediyesi Tiyatrosu’nda gerçekleşecek. Caz müziğinin Türkiye’deki önemli isimlerini konser dinleyicisiyle buluşturmayı hedefleyen Çukurova Caz Günleri, konserlerini yıl içine yaymayı planlıyor. http:// cukurovacazgunleri. com/ KÜLTÜR BAKANI ÖMER ÇELİK ‘Kapatma yok, kriter var’ ANKARA (ANKA) Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik, Devlet Tiyatroları ile Devlet Opera ve Balesi’nin kapatılacağı iddialarına ilişkin “Kültürsanat kurumları kapatılıyor ya da lağvedilecek gibi bir yaklaşım bizim vizyonumuzun dışındadır” dedi. Dün bütçe görüşmelerinde konuşan Bakan Çelik konuyla ilgili olarak şu ifadeleri kullandı: “Bahsettiğimiz şey; Türkiye’de devletsanat üretimi ilişkisinin yeniden yapılandırılması, çağdaşlaştırılmasıdır. Şunu kabul etmek gerekir ki, sanatçının memur olduğu, devletin bu kadar kültürsanat alanı içerisinde mali bir güce sahip olduğu bir kültürsanat ortamı hiçbir şekilde çoğulcu ve özgürlükçü olamaz. Bu alan içerisinde hiçbir ideolojik önceliğe yer verilmemesi gerekir. Bu alan kadrolaşma alanı değildir. Kültürsanat alanı kısır kalmıştır ve devletsanat üretimi ilişkisinin yeniden yapılandırılması gerekir. Burası rekabete açılmalıdır.” Bakan Çelik yardım verilecek tiyatrolara “ahlak kriteri” getirilmesiyle ilgili olarak da “Kamuya ait bir kaynağı kullanırken bir ölçü koymak zorundasınız. Her kamu parasını kullanan kurum genel ahlak ölçüsüne dikkat etmek durumundadır. Genel ahlak ölçüsüyle, ahlaki kriterlere dikkat etmekle ahlakçılık arasındaki farkı herkesin bildiğini varsayarak konuşuyorum” açıklamasını yaptı. İmer Demirer Ayşe Gencer Genç şef Selin Tenik, Türk ve Fransız müzik sevdalılarını Türk müziği korosunda buluşturdu Paris’te ‘Kadifeden Kesesi’ ASLI ULUSOYPANNUTİ PARİS Paris’in “bohem” havasıyla ünlü 3. Mahallesi’nde her cuma akşamı toplanan heyecanlı bir kalabalık. Her yaştan, her meslekten Türk ve Fransızın oluşturduğu bu grubun başında genç bir şef: Selin Tenik. 9 yaşında girdiği Paris Devlet Konservatuvarı’ndan 19’unda mezun olan, UNESCO korosunda koristlik yapan ve bir gün kendi korosunu kurmay tasarlayan, Fransa doğumlu bir genç psikologmüzisyen: “UNESCO korosundayken kurumun ‘Barış Sanatçısı’ seçtiği Cezayirli orkestra şefi Amin Kouider’le tanıştım. ‘Paris’te bir Türk müziği korosu ne güzel olurdu’ dediğimde beni çok yüreklendirdi ve projeyi birlikte hazırladık.” Başlangıçta bir çocuk korosu kurmayı hedefleyen Tenik, anne babaları ikna etmenin güçlüğünden projesini değiştirir ve yetişkinlere yönelir. Bunun için Paris’teki Anadolu Kültür Merkezi’nden yardım ister, derneğin başkanı Dr. Demir Fıtrat Onger’in büyük desteğini görür. Böylece baştan beri tasarladığı “Fransızların da katıldığı bir Türk müziği korosu” hayalinin ilk adımı atılır: Kültür merkezinde Türkçe dersleri alan Fransızlara ulaşılır. Paris’te her yıl düzenlenen Anadolu fes u Her yaştan ve her meslekten Türk ve Fransızın oluşturduğu 35 kişilik koro, şubat ve mayıs aylarında Paris’te iki konser verecek. Tenik’in hayali ise Bastille Operası’nda bir Türk müziği konseri vermek. tivalinde ise Türk koristlerle ve Türk müziği yapan müzisyenlerle tanışır. Böylece ortalama 15 kişiden oluşan bir karma koro çıkar ortaya: “Koronun Fransızlara açık olması benim için çok önemliydi. Zaten tamamen bağımsız kurduğumuz derneğimizin yasal statüsünde de belirttik bunu. Burada kurulan Türk, Kürt dernekleri genellikle dışa kapa lı, kendi içinde gelişiyor. Oysa ben istiyorum ki müzik aracılığıyla herkes buluşsun!” Provaların 4. ayında, Paris’te Türk müziği yapan az sayıdaki Yunanlı ve Fransız müzisyenler eşliğinde arka arkaya dört konser verirler. Repertuvarları ise Tenik’in bilip sevdiği ve makam olarak okunması rahat parçalardan oluşur. Paris’te Claude Debussy Konservatuvarı’nda şeflik dersleri alan Selin Tenik’in Türk müziği merakı nereden? “ 31 Aralık gecesi Madeleine Kilisesi’nde, Amadeus Korosu’nda Mozart’ın Requiem’ini söyleyeceğim, yani kutsal müzikle de bir alakam var, ama bu türden bir koro kurmak hiçbir zaman çekmedi beni. Çocukluğumda yazlarım İzmir’de, müzisyen komşularımızın fasıllarıyla geçti. Çiçek Pasajı’nda da çalan ve büyük müzisyenlere eşlik eden bir keman üstadı vardı mesela. Sonra TRT korosu... Hep ilgimi çekmiştir, bir gün ben de orada söylesem mi demişimdir.” Tenik, bu arada TRT Ankara Korosu’nun çalışmalarını izlemeye gittiğini ve böylece çok da yanlış yolda olmadığını gördüğünü söylüyor. Şubat ayında 3. Paris Belediyesi’nin konser salonunda, mayıs ayında ise yine Paris’teki “Küçük İstanbul” etkinlikleri çerçevesinde konserler verecek 35 kişilik korosu için genç müzisyen çıtayı yüksek tutuyor: ParisBastille Operası’nda konser vermek! “Bunu söylerken içim titriyor, heyecandan ölüyorum. Ama neden olmasın!” Evet, neden olmasın?.. [email protected] Haluk Çetin’den solo albüm ‘Çaresi isyan olmuştur’ Sanatçı, yeni albümünde Pir Sultan, Dadaloğlu, Mahzuni Şerif, Neşet Ertaş, Âşık Veysel, Muhlis Akarsu, Muhyi, Nâzım Hikmet ve Ataol Behramoğlu’nun şiirlerini yorumladı. İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) Haluk Çetin’in “Ozanlarımız Türkülerimiz / Çaresi İsyan Olmuştur” adlı ikinci solo albümü raflardaki yerini aldı. Arda Müzik’ten çıkan yeni albümün tanıtımı için ilk durak olarak İzmir’i seçen Çetin, “Albümümü, varlığımı borçlu olduğum, insani birikimimin temel taşı, Cumhuriyetin özverili, onurlu, dürüst öğretmeni dünyanın en güzel annesi, sevgili anneciğim Neriman Çetin’e aziz hatırasına adıyorum” dedi. Çetin, “Bu albümün gerçek sahipleri, bu topraklarda barışın, onurlu ve soylu duruşun, özgürlük ve aşkın, haksızlıklara karşı yiğit haykırışların, erdemin destanını yazanlardır. Bu proje, gelmiş geçmiş tüm ozanlara adanmıştır” vurgusu yaptı. Çalışmasında, Pir Sultan Abdal’dan Dadaloğlu’na, Mahzuni Şerif’ten Neşet Ertaş’a, Âşık Veysel’den Muhlis Akarsu’ya, Muhyi’den Ataol Behramoğlu ve Nâzım Hikmet’e kadar, birçok değerin şiirlerini yorumlayan Çetin, albümün düzenlemelerini de kendi üstlendi. türk tiyatrosunun en yaşlı sanatÇılarındandı Zafer Önen hayatını kaybetti Kültür Servisi Tiyatro, sinema, dizi oyuncusu ve seslendirme sanatçısı Zafer Önen dün kalp yetmezliği nedeniyle yaşamını yitirdi. 6 aydır Pendik’te bir rehabilitasyon merkezinde tedavi gören sanatçı, 92 yaşındaydı. 1921 yılında Çorum’da dünyaya gelen Önen, 1941 yılında Ankara Devlet Operası Şan Bölümü’ne girdi. İlk oyununu 1942’de Ses Tiyatrosu’nda Ekrem Reşit Rey’in “Hava Cıva” operetinde oynadı. Önen, Muammer Karaca Tiyatrosu, İstanbul Tiyatrosu, Raşit Rıza Tiyatrosu, Mücap Ofluoğlu Tiyatrosu, Küçük Sahne, Dormen Tiyatrosu, Tevhit Bilge Tiyatrosu gibi pek çok tiyatroda görev aldı. Sanatçı, “Lüküs Hayat”, “Cibali Karakolu”, “Şöminedeki Ceset” gibi oyunlarda ve “Tatlı 4. Rus Edebiyatı Buluşmaları’nda Anton Çehov Komikken birden ağlatan yazar Kültür Servisi Türk Rus Kültür Vakfı’nın bu yıl 4’üncüsünü düzenlediği “Rus Edebiyatı Buluşmaları”nda Anton Çehov’un hayatı ve eserleri anlatıldı. Etkinlikte, Çehov’un “Küçük Köpekli Kadın” isimli oyunu da sahnelendi. İstanbul Aydın Üniversitesi’nde gerçekleşen etkinlikte St. Petersburg Devlet Üniversitesi’nden Profesör Tatyana Bobarıkina, “Küçük Köpekli Kadın” üzerine bir sunum yaptı. Sunumun ardından İstanbul Aydın Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Drama ve Oyunculuk Bölümü öğrencileri Gülşah Fırıncıoğlu ve İsmail Sağır Küçük oyunu sahneledi. Etkinliğe konuşmacı olarak katılan gazetemiz yazarı Ataol Behramoğlu ise “Çehov Tiyatrosunda Modernist Öğeler” başlıklı bir sunum yaptı. Behramoğlu konuşmasında, “Çehov’un yeri benim için çok ayrı. Benim yaptığım çeviriler de Çehov’un kimliğine uygun oldu. ‘Küçük Köpekli Kadın’ Tüm ozanlara... Kaçıklar”, “Köşe Kapmaca”, “Kuruntu Ailesi”, “Eksik Etek”, “Güngörmüşler” gibi sinema filmleri ve televizyon dizilerinde oynadı. Zafer Önen, Türk tiyatrosunun en yaşlı sanatçılarındandı. Devlet Tiyatroları’nda Çehov’un oyunları sahneleniyor. Tiyatroda klasikçiliğin formları her zaman geçerlidir. Komik olan komiktir. Çehov bunu değiştirmiş bir sanatçı. Komikken birden ağlatan bir kişiliğe bürünebiliyordu. Çehov bir bakıma hikâyeyi yabancılaştırarak okuyucuyu veya izleyiciyi hakiki hayata getirir. Sanatçının kahramanları da hakiki insanlar gibidir. Masasının başında oturup yazan bir adam değildi. İnsanları ücretsiz tedavi etmiş bir sanatçıdan bahsediyoruz” dedi. FilM Mandela’nın hayatını anlatıyor Şubatta Türkiye’de gösterimde Kültür Servisi Geçen hafta yaşamını yitiren Güney Afrika’nın eski lideri Nelson Mandela’nın hayatını konu alan, “Mandela: Özgürlüğe Giden Uzun Yol” (Long Walk to Freedom) isimli film, şubat ayında Türkiye’de gösterime girecek. İdris Elba, Naomie Har ris, Tony Kgoroge ile Riaad Moosa’nın rol aldığı filmin senaryosunu William Nicholson yazarken, yönetmenliğini ise Justin Chadwick üstlendi. Film, Nelson Mandela’nın çocukluğundan, başkan seçilmesine kadarki bölümü anlatıyor. Mandela, Güney Afrika’daki ırkçı beyaz rejime karşı yürüttüğü mücadele nedeniyle ömrünün 27 yılını cezaevinde geçirmiş ardından ülkesine 5 yıl devlet başkanı olarak hizmet etmişti.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle