23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 13 ARALIK 2013 CUMA 6 HABERLER Çocuk mahkumlar kemik testine çıplak aramayla, dayakla sevk edildi Eziyete yolculuk ALİCAN ULUDAĞ Beğenilen Bütçe Konuşmasının Perde Arkası Genel başkanlık koltuğuna oturduğu günden bu yana CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’na yöneltilen eleştiriler arasında, Meclis’te ve miting meydanlarında yaptığı konuşmalardaki “coşku eksikliği” hep üzerinde durulan bir konu oldu. Kimi, bunu CHP liderinin halka hitabet gerektirmeyen teknokrat geçmişine, kimi ise konuşmalarını prompter’dan yazılı metin halinde okumak yerine, yanına aldığı küçük not kâğıtlarından esinlenerek irticalen yapma tercihine bağladı. l Koğuştan dövülerek çıkartıldılar 2 Aralık 2013 ANKARA Mardin E Tipi Kapalı Cezaevi’nde tutuklu bulunan 17 yaşındaki iki çocuk mahkumun, “kemik testi” gerekçesiyle Ankara’ya yapılan sevk işlemi sırasında darp edildiği, zorla çıplak aramaya tabi tutulduğu bildirildi. İki çocuk, bu sevkin asıl amacının test değil, Ankara’ya “kalıcı sürgün” olduğunu ifade ederken çocukların kemik testi yoluyla asıl olarak daha ağır cezaların verildiği TMK mahkemesinde yargılanmalarının amaçlandığı da belirtildi. İHD Ankara Şube Sekreteri Avukat Fatma Güneş ve İHD Cezaevi Komisyonu üyeleri Avukat Dilan Coşkun ve Avukat Hürmüz Biçer’den oluşan bir heyet, Ankara Kapalı Çocuk ve Gençlik Cezaevi’ne giderek, çocuk mahkumlar M.K. ve F.T. ile görüştü. Raporun ayrıntıları şöyle: l 14 saat kelepçeli yolculuk Ring aracına (Fotoğraf: DHA) parmaklıklara vurmak suretiyle darp ettiğini, M.K. belirtmektedir. Ayrıca F.T’ye tokat atan kişilerden birinin cezaevi İnfaz Savcısı olduğunu sonradan öğrendiklerini F.T. ve M.K. ifade etmektedirler. l Muğla’da bandana silah sayıldı tarihinde, Mardin E Tipi Kapalı Cezaevi’nde bulunan M.K. ve F.T., sabahın erken saatlerinde gardiyanların ani oda baskını ile uyandıklarını belirtmektedirler. İnfaz koruma memurları tarafından M.K. ve F.T.’ye “kemik testi” için Ankara’ya götürülecekleri belirtilmiştir. Buna karşın çocuk mahpuslar sevk öncesi cezaevi müdürü ile görüşmek istediklerini belirtmişlerdir. Zorla çıkarılmaya direnen M.K. ve F.T.’ye, infaz koruma memurlarının fiziksel şiddet uyguladığı belirtilmektedir. Ayrıca, koğuşta bulunan diğer mahpusların da, şiddet uygulanmasına engel olmak isteyince, aynı kötü muameleye, fiziksel şiddete maruz kaldıkları ifade edilmektedir. l Savcı da tokat attı M.K. ve F.T., uygulanan fiziksel şiddetin boyutunun ağır olduğunu, tek tek bütün mahpus çocukların darp edilerek koğuştan çıkarıldığını ve geride kalan 9 arkadaşlarının ayrı ayrı hücrelere götürüldüklerini, geride kalan 9 arkadaşlarının bugün dahi hücre disiplin cezasında olduklarını düşündüklerini, belirtmektedirler. Bu olaylar esnasında, cezaevi I. müdürünün de hazır bulunduğunu; müdürün M.K.’yi M.K.’nin başını demir l Çıplak arama Ankara’ya getirilen çocuklar öncelikle, kabul etmemelerine rağmen cezaevi infaz koruma memurlarınca ayrı ayrı kamerasız odalara alınarak çıplak aramaya maruz bırakıldıklarını ifade etmektedirler. Daha önce kendilerine “kemik testi” için Ankara’ya götürüldükleri söylenmesine rağmen; çocuklar, Sincan Çocuk ve Gençlik Kapalı Cezaevi’ne sevk amacı ile kendi tabirleri ile –kalıcı sürgün edildiklerini öğrenmişlerdir. Bu sebepten dolayı çocuk mahpuslar şahsi eşyalarını getiremediklerini, kendilerine Mardin Cezaevi’nde şahsi eşyaları toparlama imkânı verilmediğini, bundan dolayı getirildikleri Sincan Cezaevi’nde ayakkabı, kıyafet, para yokluğu çektiklerini belirtmektedirler. Sincan Çocuk ve Gençlik Kapalı Cezaevi’ne getirildikleri günün ertesi gün olan, 3 Aralık 2013 tarihinde ise; çocuklar, rızaları dışında zorla saçlarının cezaevi görevlilerince asker tıraşı yaptırılarak kesildiğini ve maruz kalmış oldukları bu tür muamelelerin rızalarının dışında olduğunu, bu tür muamelelerle onurlarının incindiğini ayrıca belirtmektedirler. bindirilmeden önce M.K., burnunun gardiyanlar tarafından burkulmak suretiyle kendisine çok ağır şiddet uygulandığını, ellerinin arkasına sabitlenerek yere yatırıldığını, üzerine gardiyanların çullanarak kendisini darp ettiklerini, zorla soyduklarını ve bu şekilde üst aramasına maruz kaldığını belirtmektedir. Çocuk mahpuslar Mardin’den Ankara’ya ring aracı ile getirildiklerini, yolculuğun 13–14 saat sürdüğünü, yolculuk boyunca her ikisinin de ellerinin arkadan kelepçeli olduğunu belirtmektedirler. Ayrıca yolculuk boyunca defalarca talep etmelerine rağmen kendilerine hiç yemek ve su verilmediğini, bütün yolculuk boyunca yalnızca bir kez tuvalete götürüldüklerini ifade etmektedirler. Hazırcevaplığı beğenildi Ancak Kılıçdaroğlu’nun önceki gün TBMM Genel Kurulu’nda bütçe görüşmeleri açış konuşması, CHP’li olsun olmasın kamuoyunda geniş kitlelerden puan topladı. Son iki gün içinde bulunduğum çok değişik platformlarda CHP liderinin konuşma içeriği ve üslubu övülürken, hitabet konusundaki başarısı tartışılmaz Başbakan Tayyip Erdoğan’ın da o kadar donuk bir konuşma yaptığı genel bir kanaat olarak ortaya çıktı. Kılıçdaroğlu’nun üzerinde durduğu konulara hâkimiyetinin yanı sıra mesajlarını rakam, mizah ve ironi ile süslemesi ve AKP grubundan gelen sataşmalara karşı hazırcevaplığı, genel olarak artı hanesine yazılan faktörler oldu. Nitekim konuşması sonrasında herkesin aklında kalan bölümler şunlar oldu: Tarım Bakanı Mehdi Eker’e, “Saman ithal eden bakansın” yanıtı, Laf atan AKP Bitlis Milletvekili Vedat Demiröz’e, “Bitlis tütünü, fabrikası ne oldu? Bitlis’in sorunlarına ne oldu?” cevabı, Sürekli 30’ların 40’ların CHP’sini eleştiren Erdoğan’a, “2013’te doğalgazı karneye bağladınız” eleştirisi, Hükümetin Tunus’a TOMA ve polis copu yardımı yaptığını açıklaması, TİKA’nın “su” için yardım yaptığı Oregon’daki Kızılderililerin kumarhane ve baraj sahibi olduklarını anlattığı bölümler. Kılıçdaroğlu’nun, hükümetin ekonomi politikasına yönelttiği eleştirilerde AKP öncesi ve AKP sonrası sayısal büyüklükleri yan yana koyarak kıyaslamalar yapması da (Cumhuriyet dönemiAKP dönemi kaynak kullanımı, TürkiyeGüney Kore büyüme karşılaştırması, borcunu ödemeyen esnaf, icralık olan vatandaş karşılaştırmaları) dinleyenler üzerinde olumlu etki yarattı. Ayrıca görseliği de kullanarak, Sayıştay’ın gümrüklerle ilgili raporunun Meclis’e gelen incecik versiyonu ile sansürlenerek gönderilmeyen orijinal halini yana yana göstermesi de “Sayıştay raporları” tartışmasını hiç bilmeyenler için dahi oldukça öğretici olmuş gözüküyor. Dün Kılıçdaroğlu’nun bu ezber bozan konuşmasının perde arkasını merak ederek kurmaylarıyla görüştüm. Kürsüye yine her zaman yaptığı gibi tam bir metin yerine, kendisine konuşacağı konuları anımsatacak kısa notları yanına alarak çıkmış. Ancak o notların hazırlanmasında perde gerisinde bir ekonomi kurmayı heyeti var. Heyetin başında Ekonomiden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Faik Öztrak geliyor. Onunla birlikte PlanBütçe Komisyonu’ndaki milletvekillerinden Bülent Kuşoğlu ve Aşkın Türeli var. Bu üçlü ile birlikte çalışan bir de teknokrat ekip var. Kılıçdaroğlu ve Öztrak’ın yakından tanıdığı, AKP öncesi hükümetler döneminde ekonomi bürokrasisinin kilit tepe noktalarında görev almış emekli bürokratlar bunlar. Alanlarının en iyi isimleri. Grubun toplamı 10’u bulmuyor. Her pazartesi Öztrak başkanlığında bir araya gelerek Türk ve dünya ekonomisindeki gelişmeleri değerlendiriyorlar. Onların hazırladığı notların yanı sıra özellikle Sayıştay raporları konusunda Grup Başkanvekili Akif Hamzaçebi ve basında çıkan değişik haberlerle ilgili de Aydın Ayaydın’ın katkıları olmuş. Biber misillemesi KAYSERİ (Cumhuriyet) Gezi eylemleri nedeniyle haklarında dava açılan 160 kişi Kayseri’de hâkim karşısına çıktı. Dava sürerken adliye binası önünde gerginlik yaşandı. SDP’li bir grup ellerindeki flamalarla adliye binası önündeki alana girmek isteyince polisle aralarında tartışma çıktı. Polis gruba, biber gazı ile müdahale etti. SDP’li grup da polise biber gazı sıktı. Biri polis 3 kişi gazdan etkilendi. Sanık avukatları, olaylarda polis tarafından çekilen görüntüleri izlemek istediklerini, görüntüleri izlemeden savunma yapmayacaklarını söyledi. Yeni suç aleti (!) ÖZCAN ÖZGÜR MUĞLA Muğla’da Gezi Parkı Direnişi’ne katıldıkları gerekçesiyle gözaltına alındıktan sonra serbest bırakılan ve haklarında dava açılan yaklaşık 300 kişiden 50’si dün hâkim karşısına çıktı. Sanık avukatlarından Burak Erbay, “Bandanayı suç aleti olarak dosyaya koymuşlar. Düzmece bir iddianame ile karşı karşıyayız” dedi. Erbay, düzmece bir iddianameyle karşı karşıya olduklarını belirterek “Gösteri yürüyüşleri kanununa muhalefet diyorlar, ama suçladıkları insanların en az yarısı mahkemeye sunulan görüntülerde yok. Gençler o gün Marmaris’te olduklarını kanıtlamakla birlikte yargılanıyorlar” dedi. Erbay’ın verdiği bilgiye göre Muğla Üniversitesi öğrencisi bir sanıkla ilgili iddianamede, “... Üzerinde ise aynı emanette kayıtlı silahtan sayılan bandananın yakalandığı” ifadesi yer aldı. Kıyaslama etkisi ‘Bu iftirayı atan da konuşacak’ Hanefi Avcı ve Yalçın Küçük tahliye oldu tahliye değil beraat Gazetecilere CANAN COŞKUN Odatv davasında yargılanan tutuklu sanıklar Prof. Dr. Yalçın Küçük ile eski Emniyet Müdürü Hanefi Avcı tahliye edildi. Küçük, Ergenekon davasında, Avcı da Devrimci Karargâh davasında hapis cezasına çarptırıldığı için cezaevinde kalmaya devam edecek. Avcı’nın duruşmadaki, “Ben bu devletin en güvendiği adamdım. Susurluk’a, 28 Şubat’a karşı çıktım, bildiklerimi anlattım. Sahte delillerle iftiraya uğradım. Bir gün bu iftiraları atanlar, bu sahte delilleri yaratanlar da konuşacak. Emin olun onlar da itiraf edecekler. O zaman iftira atanlar da, ‘bizi aldatmışlar’ diyenler de kurtulamayacak” sözleri dikkat çekti. Duruşmada savunma yapan Avcı, Devrimci Karargâh davasından tutuklandığı sırada kitabını Ergenekon’un isteği üzerine yazdığına yönelik suçlamalar olduğunu belirterek, “4 ay sonra Odatv aramasında söz konusu suçlamaya dair belge bulundu. Bir kitaba dava açmak için zamanaşımı süresi 4 aydır. Benim kitabıma açılan dava 14 ay sonra açılmıştır. Bu davada benim yargılanmamın tek sebebi yazdığım kitaptır” dedi. Avcı, davanın bel kemiğini oluşturan dijital delillerin davaya delil üretmek için oluşturulduğunu ve Emniyet’ten bazı isimlerin bu “sahte delil üretme operasyonuna” dahil olduğunu söyledi. Ekonomi pazartesileri Sınav yeri çıktığı cezaevi OZAN YAYMAN İZMİR Gezi Parkı Direnişi’nin İzmir ayağına katılan ve 5.5 aylık tutukluluğunun ardından geçen hafta tahliye edilen Barış Cem Çakıl, serbest bırakıldığı Buca Kaynaklar F Tipi Cezaevi’ne bu kez açıköğretim sınavı için girecek. Açıköğretim fakültesi radyo televizyon bölümü birinci sınıf öğrencisi Çakıl, sınav yeri kaydının Buca Kaynaklar Cezaevi olarak belirlendiğini söyleyerek, “Bu da ilginç bir anı olacak” diyor. Çakıl, sınavın bu hafta sonu gerçekleştirileceğini söyleyerek, “Her gün tahliye edilme umuduyla uyandığım cezaevine şimdi kendiliğimden, sınava girmeye gideceğim. Artık sınav yerinin değiştirilmesi ihtimali de yok. Sınava girmenin yanı sıra belki hâlâ orada tutulan arkadaşlarımı görme umudu taşıyorum” diye konuşuyor. Türkiye’de baskılar her geçen gün artarken, insanların sosyal yaşamından giyimine kadar her türlü hakkına müdahale edilirken sessiz kalamayacağını vurgulayarak, “Bu bilinçle Gezi Parkı protestolarına destek verdim. Yine olsa yine yaparım” diyor. Çakıl, hakkında hazırlanan iddianamede, örgütten 3 Haziran tarihinde talimat almakla suçlanmasına karşın protestoların 1 Haziran bölümünde yer aldığına da dikkat çekerek, “Bu çelişkiyi nasıl anlatırsınız ki? Kendileri de inanmıyor ya, başka da ne demek gerekir bilemiyorum” vurgusu yapıyor. 5.5 ay hapis yattığı için kesinlikle pişmanlık duymadığını da söyleyerek, “Yine olsa yine bu eylemlere katılırım. Haklı olduğumuzu biliyoruz ve bize bunun için saldırdıklarının da farkındayız” görüşlerine yer veriyor. İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesi’nde dün görülen duruşmaya tutuksuz olarak yargılanan gazeteciler Ahmet Şık, Soner Yalçın, Nedim Şener, Barış Terkoğlu, Barış Pehlivan, Müyesser Yıldız, Doğan Yurdakul, İklim Bayraktar, Coşkun Musluk da katıldı. Duruşmayı CHP Milletvekili İlhan Cihaner, gazeteci Uğur Dündar, Gazetecilere Özgürlük Platformu temsilcileri, Türkiye Gazeteciler Sendikası Genel Başkanı Ercan İpekçi, Avrupa Gazeteciler Federasyonu temsilcisi Barry White ve Fransız Milletvekili Patrick Le Hyaric, Basın Danışmanı Marie Ringot, Bölgesel temsilci Danielle Lebail, Uluslararası İlişkiler Danışmanı Sylvie Jan, Fransız gazeteci Fransa Gazeteciler Sendikası temsilcisi Patrick Kamenka ve Fransız gazeteci Gael Legenne de izledi. Avrupa Gazeteciler Federasyonu (EFJ) Yönetim Kurulu Üyesi Barry White Türkiye’de tutuklu gazeteciler beraat edene dek bu davaların takipçisi olacaklarını belirtti. Polislerden ‘gizli tanık ol’ teklifi Polislerin cezaevine gelip sanıklara “gizli tanık” olmayı teklif ettiğini anlatan Avcı, İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmada Mahkeme Başkanı Mehmet Ekinci’nin “2009’da kitap yazmadan önce sizinle neden uğraştılar?” sorusunu da yanıtladı. Avcı, AKP öncesinde cemaate karşı tasfiye çalışmalarını önlediğini ancak AKP sonrasında cemaatin Emniyet içerisinde kırıp döktüğünü, kendisinin de buna karşı çıktığı için cemaat tarafından hedef alındığını ifade etti. Tutuklu sanık Prof. Dr. Küçük de iddianameyi Ergenekon savcılarının yazmadığını ve savcı Cihan Kansız’la ilgili soruşturma istediklerini söyledi. Küçük, “Bu iddianamenin çırak polisler tarafından yazıldığına kuşku yoktur” dedi. Küçük kendisinin henüz polisin eline geçmeyen notları olduğunu vurgulayarak, “Odatv davası bitti. Yalçın Küçük davası başladı” dedi. Mahkeme heyeti, Küçük ile Avcı’yı, üzerlerine atılı suçların vasıf ve mahiyeti, mevcut delil durumu, dosya kapsamında tutuklu kaldıkları süre, başka dosyalardan halen hükümlü olmaları, tanıkların büyük çoğunluğunun dinlenilmiş ve toplanmış delillere etki etme ve karartma ihtimallerinin bulunmaması nedeniyle tahliye etti. Yabancı ekonomistleri de dinledi CHP liderine bir başka önemli katkı da geçen pazar günü İstanbul’da katıldığı, dünyanın önde gelen ekonomistleriyle yaptığı kapalı toplantı olmuş. Kılıçdaroğlu, o toplantıda dünya ekonomisindeki gelişmelerin Türkiye’ye olası etkileri üzerine aldığı bazı notları da bütçe konuşmasına yansıtmış. Bütçeden bir gün önce tüm randevularını iptal ederek kendisine ulaşan notlar üzerinde çalışmış ve taslak bir konuşma planı ortaya çıkarmış. Gerisi ise üç yıllık genel başkanlık deneyimi... Balbay da katılacak Gazetecilere Özgürlük Platformu (GÖP) da tutuklu gazetecilere tahliye değil, beraat istedi. Basın açıklamasını okuyan GÖP Dönem Başkanı Ümit Gürtuna, Mustafa Balbay’ı da bugünkü eyleme gelmesi için çağırdıklarını ancak programının müsait olmadığını, bundan sonraki GÖP’ün eylemlerinde ise Balbay’ın da yer alacağını belirtti. Taylan Kulaçoğlu serbest ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yürüttüğü “RedHack” soruşturması kapsamında gözaltına alındıktan sonra savcılığın itirazı üzerine tutuklanan Taylan Kulaçoğlu serbest bırakıldı. RedHack soruşturması kapsamında tutuklanan ve Sincan Cezaevi’ne konulan Taylan Kulaçoğlu serbest bırakıldı. Tahliye haberini Kulaçoğlu’nun kardeşi Özen Kulaçoğlu verdi. Kulaçoğlu, oyuncu Barış Atay’ın da arasında bulunduğu RedHack gözaltıları sırasında alınmış, Atay ile birlikte çıktığı duruşmada serbest bırakılmış, daha sonra yeniden tutuklanmıştı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle