21 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
13 ARALIK 2013 CUMA CUMHURİYET SAYFA EKONOMİ [email protected] 13 ’ın istatistikleriyle takke düştü kel göründü; kişi başı milli gelir hesabında sınıfta kaldık AKP’nin en büyük eseri! Türkiye’nin şatafatlı büyüme masalı vatandaşlarına ne mutluluk, ne refah getirdi. 2023’te dünyanın en büyük 10 ekonomisinden biri olma hedefindeki Türkiye’de vatandaşların satınalma gücü, krizle boğuşan Avrupa ülkeleri arasında ancak sondan 8. olabildi. Ekonomi Servisi AKP hükümetinin ekonomide çizdiği pembe tablo vatandaşın cebine yansımıyor. Dünyada durgunluk devam ederken, Türkiye ekonomisinin yıllık yüzde 4’lük büyüme performansıyla övünen hükümet, kişi başına milli gelirde (GSYH) sınıfta kaldı. AB İstatistik Ofisi’nin (EuroStat) hazırladığı kişi başına milli gelir endeksinin sonuçlarına göre Türkiye; 2012’de Avrupa ülkeleri arasında 32’nci sırada yer aldı. Toplam 37 ülkeyi kapsayan araştırmada Türkiye sondan sekizinci olurken; listenin ilk sırasında Lüksemburg bulunuyor. Satınalma gücü paritesi (SGP) temel alınarak hazırlanan endekste, kişi başına GSYH’nin 28 Avrupa Birliği (AB) ülkesi ortalaması 100 birim iken; Türkiye 2012 yılı için 54 değerini aldı. SGP, ayrıntılı olarak belirlenmiş mal ve hizmet sepetinin farklı ülkelerdeki fiyat oranı olarak tanımlanıyor. Böylece ülkeler arasındaki fiyat düzeyi farklılıkları giderilirken uluslararası anlamda gerçek fiyat ve hacim karşılaştırmaları yapılabiliyor. Krizdeki ülkelerin gerisinde kaldık Karşılaştırmalarda 28 AB üyesi ülke, 3 Avrupa Serbest Ticaret Birliği (EFTA) ülkesi (İsviçre, İzlanda ve Norveç), 4 aday ülke (Türkiye, Makedonya, Karadağ ve Sırbistan) ve 2 potansiyel aday ülke (Arnavutluk ve BosnaHersek) yer aldı. Araştırmaya göre, 37 ülke arasında kişi başına GSYH endeksi en yüksek ülke 263 ile Lüksemburg, en düşük ülke ise 29 ile Bosna Hersek. Arnavutluk 30, Makedonya 35, Sırbistan 36, Karadağ 41, Bulgaristan 47 ve Romanya 50 değeriyle listede Bosna Hersek’ten sonra Türkiye’nin altında kalan diğer ülkeler oldu. Yıllardır krizle boğuşan şimdi de durgunluk riskiyle karşı karşıya olan Yunanistan (75), İspanya (96), İtalya (101), Portekiz (76), Kıbrıs Rum Yönetimi (92) gibi ülkeler de Türkiye’nin oldukça üstünde yer aldı. 2014 Enflasyon Hedefi Gerçekçi mi? TCMB 2006 yılından itibaren enflasyon hedeflemesi yapmakta, ancak kriz yılı olan 2009 yılı dışında hedef tutturulamadığı gibi hedefe de yaklaşılamamaktadır. 2006 yılından bu yana TÜİK verilerine göre tüketici fiyatlarında (TÜFE) yıl sonu ve yıllık ortalama olarak fiyat artış hızları aşağıdaki tabloda verilmiştir. Tüketici Fiyatları Artış Hızları (%) Yıl sonu Yıllık Yıllar 12 Aylık Ortalama 2006 9.65 9.60 2007 8.39 8.76 2008 10.06 10.44 2009 6.53 6.25 2010 6.40 8.87 2011 10.45 6.47 2012 6.16 8.89 2013* 7.32 7.39 (*) Kasım ayı sonu itibarıyla. 2014 yılı için de geçen yıl olduğu gibi yıl sonu tüketici fiyatları TÜFE artışı yüzde 5.3 olarak hedeflenmiştir. 2013 yılında fiyatlardaki gelişmeler izlenerek TCMB tarafından hedef yıl sonu 12 aylık dönem olarak en son yüzde 6.8 olarak düzeltilmiş, revize edilmiştir. Kasım 2013 sonu itibarıyla tüketici fiyatlarında artış, bir önceki yılın kasım ayına göre yıllık yüzde 7.32, yıllık ortalama olarak da yüzde 7.39 düzeyindedir. Kasım ayı sonuçları 2013 yılında da fiyat artış hızının başlangıç hedefi bir yana, orta vadeli planda da yer alan yüzde 6.8 düzeyindeki fiyat artış hedefini aşacağını göstermektedir. Kaldı ki aralık ayında baz etkisiyle de yıllık fiyat artışının hem dönem sonu hem de yıllık ortalama olarak, Kasım/2013 düzeyini aşması olasıdır. 2013 yılında da fiyat artış hedefinden ciddi sapma gerçekleşmektedir. Geçmiş yıllarda hedeflere ulaşılamaması bir göstergedir, ama 2014 yılında da hedefin tutturulamayacağının bir kanıtı da değildir. 2014 yılında fiyat artış hızı gerçekten yavaşlayacaksa bunun ekonomik nedenleri açıkça ortaya konulmalıdır. Hangi etkenler 2014 yılında fiyat artış hızını, enflasyonu yavaşlatacaktır? Bu sorunun yanıtı açıkça ortaya konulmalıdır. Kaldı ki 2014 yılında fiyat artış hızında bir yavaşlama beklenmemesini gerektiren nedenler söz konusudur. 2013 yılında TL, Avro ve USD’den oluşan döviz sepetine karşı yüzde 16 düzeyinde değer yitirmiştir. Bu değer kaybının getirdiği maliyet artışı işletmelerce henüz fiyatlara yansıtılmamıştır. 2014 yılı için bütçelerini hazırlamakta olan firmalar, maliyet artışını yeni yılda fiyatlarına yansıtmak zorunda kalacaklardır. Maliyet artışı ancak fiyatlardaki yapışkanlık ve sık fiyat değişikliğinin getirdiği menü maliyeti nedeniyle, bir zaman aralığı ile fiyatlara yansıtmakta ve sık aralıklarla da fiyat değişikliğine gidilmemektedir. 2014 yılında fiyatlar üzerinde bir talep baskısı da beklenmemektedir. Orta Vadeli Plan (OVP) 2014 yılı için yüzde 3.2 oranında tüketim harcaması artışı hedeflenmiştir. 2013 yılı için tüketim harcaması artış tahmini yüzde 4.3’e kıyasla 2014 yılında planda tüketim harcamalarında belirgin bir yavaşlama öngörülmektedir. 2014 yılında fiyatlar üzerinde maliyet baskısı yaşanacaktır. İthal girdi fiyatlarında artışın yanı sıra, dövizde açık pozisyonu 160 milyar USD düzeyinde olan özel kesimin finansman maliyetlerindeki yükseliş de fiyatlara yansıyacaktır. Ücretler, en azından 2013 yılı fiyat artış hızına göre ayarlanacaktır. IMF’nin Ekim/2013 tarihinde revize edilen Dünya Ekonomisine Bakış raporunda (World Economic Outlook), Türkiye’de fiyat artış hızı yüzde 8 olarak tahmin edilmiştir. Tüm bu etkenler, 2014 yılı için enflasyon hızında bir yapışkanlık doğuracaktır. Bu durumda 2014 yılı fiyat artış hızı yüzde 6.8’e çekilebilse dahi bu iyi sonuç olarak değerlendirilmelidir. K I S A K I S A . . . * Başbakan Yardımcılığı, son günlerde aralarında @byalibabacan kullanıcı hesabının da yer aldığı bazı hesaplardan Başbakan Yardımcısı Ali Babacan adına “tweet”ler atıldığının tespit edildiğine dikkat çekerek, söz konusu kullanıcı hesaplarının Ali Babacan’a ait olmadığını duyurdu. * S&P, ABD ekonomisi için büyüme tahminlerini, federal harcama kesintilerinin yarattığı aşağı yönlü riske işaret ederek düşürdü. Kuruluş, ABD ekonomisi için 2014 büyüme tahminini yüzde 3.1’den 2.6’ya düşürdüğünü bildirdi. * Hilton Worldwide sektör tarihinin en büyük halka arzını gerçekleştirdi. 117.6 milyon hissesini 20 dolardan fiyatlandıran Hilton ilk halka arzından 2.35 milyar dolar gelir elde etti. Girişim sermayesi şirketi Blackstone Group’a ait Hilton’un hisseleri dün New York Borsası’nda işlem görmeye başladı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle