17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
27 KASIM 2013 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA HABERLER Kılıçdaroğlu ‘ajanyargıç’ işbirliği için ‘Başka ülkede bu olay hükümeti götürürdü’ dedi 7 ‘Sizi millet götürecek’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Adana’da bir TIR’da yakalanan silahlara dikkat çekerek AKP hükümetini, “Jandarma kontrolünde Suriye’ye silah sevkıyatı” yapmakla suçladı. Kılıçdaroğlu, Cumhuriyet’in ortaya çıkardığı “ajanyargıç” işbirliğiyle gazeteci ve yazarların “kod” isimlerle dinlenmesi olayına da dikkat çekerek “Başka ülkede bu olay hükümet götürürdü, ama sizi millet götürecek” dedi. Kılıçdaroğlu, AKP’yi “Anayasa masasından tüymekle” suçladı. Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında Adana’da “uyuşturucu” ihbarıyla durdurulan bir TIR’da çıkan silahlarla ilgili kamyon şoförünün ifadelerini okudu. Şoför L.K’nin, “Ben bu malzemeleri Reyhanlı’ya götürüp teslim ettim. Teslim ettiğim yer jandarma korumasındaydı. Ancak aracı aramadılar. O binanın 200 metre ötesine yükü boşalttım. Boşalttığım yüklerin hepsi ambalajlıydı” dediğini anlatan Kılıçdaroğlu, “Bu bir suç belgesidir. Türkiye Cumhuriyeti’nin meşruluğunu uluslararası alanda sorgulatır. Siz Suriye’ye silah sevkıyatı yapıyorsunuz, oraya jandarma kontrolünde gönderiyorsunuz” diye konuştu. Kılıçdaroğlu şunları söyledi: Öğretmeni köle yaptın: Demeç veriyor, Hz. Ali demiş ki, “Bana bir harf öğretenin kırk yıl kölesi olurum”. Madem bunu söylüyorsun, sen ne yapıyorsun, bırak bir harfi, seni ‘Korkuya Yatırım Yapanlar’ Tuhaf bir durumla karşı karşıyayız. Milli İstihbarat Teşkilatı, ülke içinde birilerini dinlemek istiyor. “Normal” sayılan koşullarda bunun için bir mahkemenin bu kuruluşa dinleme izni vermesi gerekiyor. Hâkim de veriyor. Her şey yine “normal” gibi görünüyor. Ama hâkim hem kimin dinlenmesi için izin verdiğini bilmiyor, hem de dinlenecek kişilerin “casusluk yaptıklarından kuşkulanıldığı” için dinlenmesi gerektiğini sanıyor. Çünkü MİT dinleme talebinde gerçek isimler yerine birtakım kod adlarına yer vermiş ve casusluk kuşkusundan söz etmiştir. Özetle MİT sayın hâkimlere “Sayın hâkim, diyor, biz izninle yabancılarla sıkı fıkı ilişki içinde olan ‘Pastör’ü ve ötekileri dinlemek istiyoruz”. Ve kuşkusuz hâkimlerle “koordinasyon” içinde dinleme izinleri alınıyor. HHH Biz tabii bunları sonradan, iş savcılığa gidince öğreniyoruz. MİT Müsteşarı, dinlenenler olayı öğrenip de savcılığa başvurunca, dayanaklarının teşkilatın yönetmeliği ve o yönetmeliği onaylayan Başbakan olduğunu, Başbakan’dan da “soruşturmaya izin vermemesini” istediklerini savcılığa bildiriyor: “Kod isim uygulamasının, Başbakan imzasıyla yürürlüğe giren MİT’in Kuruluş, Görev, Yetki ve Sorumlulukları Yönetmeliği’nin ilgili maddelerinde ifadesini bulan ‘görevle ilgili çalışmalarda gizli faaliyet usul, prensip ve tekniklerinin kullanılabileceği’ hükmüne dayandığı, mahkemeleri aldatma kastı olmadığı gibi aksine, gizli servis faaliyetlerinin doğası gereğigizli yürütülmesinin zorunlu olduğunu bilen/takdir eden hâkimlerle kurulan koordinasyon çerçevesinde tatbik edildiğinin anlaşıldığı, bunların kod isim olduğunun zaten talep yazılarında ve mahkeme kararlarında açıkça belirtildiği...” Gördüğünüz gibi sayın okuyucu, burada “koordinasyon” biraz daha ete kemiğe bürünmüş durumdadır: “Gizli servis faaliyetlerinin doğası gereğigizli yürütülmesinin zorunlu olduğunu bilen/takdir eden hâkimlerle kurulan koordinasyon çerçevesinde...” HHH Bu çerçevede yürüyor işler. Peki sonra ne oluyor? Dinlendiklerini öğrenen, kendisine “Pastör” kod adı uygun görülen Prof. Dr. Mehmet Altan ve diğerleri savcılığa başvuruyorlar. Soruşturma başlatılıyor, ancak Başbakan, MİT Müsteşarı’nın isteği doğrultusunda soruşturma izni vermiyor. HSYK de “MİT’le koordinasyon içinde karar veren” hâkimlerin soruşturulmasına gerek görmüyor. Gerçek gizli kalabiliyor mu peki? Hayır kalamıyor. Gazetecilerin eline geçen mahkeme tutanakları kodları kod, koordineyi koordine olmaktan çıkartıyor. Gerçeğin huyudur, ortaya çıkacak bir iki yer buluyor. O bir iki yer gerçekten bir ikiden fazla değildir. Anlı şanlı gazeteler, kamunun parasıyla yayın yapan TRT, dizi yayımlamaktan habere yer bulamayan TV kanalları es geçiyorlar. Yalnızca bir gazete; Cumhuriyet ve bir internet sitesi; T24 olayı görüyor. Bir gazete de; Radikal, “Pastör” ve diğerlerinin dinlenmesine izin veren hâkimi bulup konuşuyor. Hâkimin dediği de şu: “Ben koordine falan olmadım.” Koordine olmamış ama kim olduğunu bilmeden “Pastör” için dinleme iznini de vermiş. Hepsi bu. Yargı ile yürütmenin böyle iç içe geçmişliği öyle gizlenebilecek gibi değildir. Burada olay artık MİT’in birilerini dinlemesinin ötesine geçmiştir. Haber budur. Ama medya önce susuyor, sonra susuyor, bir kısım medya hâlâ susuyor. Neden dilini yuttu medya? Doğan Akın T24’te yazdı: “Medya sahibi grupların enerji yatırımlarından bankacılığa, turizmden madencilik ve inşaata uzanan onlarca sektördeki habercilik dışındaki ve habercilikten öncelikli işleri maruz kaldığımız gazeteciliğin sebepleri olarak karşımızda duruyor. Grup medyalarının sahipleri, diğer işlerinin bekası için gazeteciliğe baskıyı satın alıyor, ‘korkuya yatırım’ yapıyor!” Nedeni budur. Peki öyleyse medya artık medya mıdır ki? ‘Sanatçının S’si olamazsın’ “Ahmet Kaya’nın, yaşasaydı Gezi’nin yanında olacağını söyledim geçen hafta. Erdoğan grup toplantısında bir konuşma yaptı: “Ödül töreninde Ahmet Kaya’ya saldırdılar. Gezi’de saldıranlar kimse onlar saldırdı. Ulan hepiniz oradaydınız” dedi. Bunların içinden bir sanatçı çıkar “Bize ulan diyemezsin” der diye bekledim. Hiçbirisi konuşamadı. Sizin sanatçılığınız su götürür bu saatten sonra. Üstelik bunlar Gezi’ye katılmayanlar, Erdoğan’ın yanında olanlar, önünde diz çökenler. Bir başbakanın önünde diz çöken, başbakan “ulan” dediğinde sesini çıkarmayan kişiye dünyanın hiçbir yerinde sanatçı denmez. Sanatçı rüzgâra karşı yürüyen adamdır, bunu bilmiyorsan, sanatçının S’si olamazsın.” adam etmeye çalıştılar. Güvenlik güçlerini seferber ettin, dövün öğretmenleri, kırın ayaklarını. Öğretmeni köle yapmaya çalışıyorsun sen. Yüzünü kapat: Şimdi Mısır politikası iflas etti tıpkı Suriye gibi. Dışişleri Bakanı, “Stratejik Derinlik” diye sözde kitap yazmış, stratejik rezaleti çıkarmıştır. Mısır’da büyükelçimiz yok, Suriye’de, İsrail’de büyükelçimiz yok. Sevsinler senin anlayışını. Amigoluğu bırak, elini göstere ceksen, ellerinle yüzünü kapat da ayıbını gizle bari. AKP masadan tüydü: Darbeciler baktı ki CHP, kendi bildikleri CHP değil, “En iyisi biz Cemil Çiçek aracılığıyla masadan tüyelim” dediler ve masadan tüydüler. Masadan kaçtı AKP. Cemil Çiçek, nasıl kaçacak? Bir formül buldu, “Meclis Başkanı olarak benim görevim değil, ayrıldım gitti...” Ayrılacaksan TBMM Başkanlığı’ndan ayrıl ben de kutlayacağım seni. Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç devreye girdi, “Kendimizi evlenme vaadiyle kandırılmış insanlara benzetiyorum” dedi. Değerli yargıcım, AKP’nin seni kandırdığının yeni mi farkına vardın? Ajan yargıç işbirliği: Ahmet Altan, Markar Esayan, Mehmet Baransu, Yasemin Çongar, Amberin Zaman, bir gazetede köşe yazıları yazıyorlar. Casusluk iddiasıyla dinlenmek isteniyor telefonları, ama önce bir iki hâkim ayarlıyorlar, kod isimleri kullanılıyor ve dinlenme kararı alınıyor. Yürekli bir avukat bunu takip ediyor, hukukun önceliği vardır diyor. Allah büyük ya, bir resmi yazı yazdı, “Yargıçlarla anlaştık, onlarla beraber kod adı kullanmayı kotardık” dediler. MİT Yasası’na göre dinlenen kişinin kimliğinin açıkça yazılması lazım. Normal bir demokraside bu rezalet hükümetleri, yargıcı, MİT müsteşarını götürür. Onları emin olun bu halk götürecek. BALBAY’IN KİTABI ÜNİVERSİTEDE DAĞITILDI Hukuk öğrencilerine armağan ‘Savunma’ İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) Sincan Cezaevi’nde yatan CHP İzmir Milletvekili ve gazetemiz yazarı Mustafa Balbay’ın son kitabı “Savunma”, dün Dokuz Eylül Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde öğrencilere ücretsiz olarak dağıtıldı. Kitabın önsözünde Balbay’ın, “Sevgili genç kardeşim, bu kitabı özümseyip önemsersen, belki ilerde bu tür kitapların yazılmadığı bir Türkiye olur” mesajı yer alıyor. 600 “Savunma” kitabının dağıtıldığı etkinlik öncesi konuşan Balbay’a Özgürlük Girişimi Sözcüsü Gürol Saygı, Balbay’ın Silivri duruşmaları sırasında söylediği “4.5 yıldır tutukluyum. Gençlik beni tanımıyor” sözleri üzerine harekete geçtiklerini ve kitabın İzmirli yurttaşların katkılarıyla alındığını vurguladı. Etkinlik 3 Aralık’ta Ege Üniversitesi İletişim Fakültesi’nde tekrarlanacak. (Fotoğraf: METE KIZIK) Başbakanlık, MİT dinlemesiyle ilgili bilgi istemini reddetti Kod isim ‘varsayımmış’ İLHAN TAŞCI BAHÇELİ’DEN ERDOĞAN’A ‘Dört yaparak ne elde ettin’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) MHP lideri Devlet Bahçeli, Mısır konusunda Başbakan Tayyip Erdoğan’ın bugüne kadar “dört” yaparak neyi elde ettiğini sordu ve “Zannedersiniz ki Başbakan sabah akşam dört yaparak zevkten dört köşe olmaktadır” dedi. Bahçeli, grup toplantısında Erdoğan’ın Mursi hayranlığı, “Rabia işaretiyle” avunması ve oturduğu yerden Mısır’ın içişlerine karışma teşebbüsünün Türkiye’ye külfetler getirdiğini kaydetti. Bahçeli, “Zannedersiniz ki Başbakan sabah akşam dört yaparak zevkten dört köşe olmaktadır” dedi. Türkmenlere yapılan saldırıları anımsatan Bahçeli, Erdoğan’ın “Kardeşim” dediği “iblisin” Türkmenlerden intikam aldığını, Türkmenlerin kanını içtiğini ifade etti. Bahçeli, “Dört parçalı Kürdistan peşinde koşanlar, acaba dört parçalı Türkmenistan fikrini ve hazırlığını engelleyebilecekler midir?” dedi. Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç’ın anayasa konusunda “Ben kendimizi evlenme vaadiyle kandırılmış insanlara benzetiyorum” dediğini anımsatan Bahçeli, “Damat kimdir, gelin kimdir? Evlenme vaadiyle kandırılan kimlerdir? Yoksa kendisi AKP’ye el altından yaptığı servisin, verdiği desteğin amacına ulaşamadığından mı yakınmaktadır?” dedi. Kılıç’ın anayasa konusunda faturayı siyasi partilerin ödeyeceğini söylediğini kaydeden Bahçeli, “Başkanlığının yanında müneccimliğe de mi soyunmuştur?” diye tepki gösterdi. 2011 seçimlerinden önce yaptığı 40 hesabını Erdoğan’ın Trabzon’da 61 hesabı yaparak taklit ettiğini söyleyen Bahçeli, “Başbakan’ı bu matematik dehasından dolayı tebrik ediyor, kendisinden daha fazlasını bekliyorum” dedi. Başbakan Tayyip Erdoğan adına yazılı yanıt veren Müsteşar Yardımcısı Ruhi Özbilgiç, Bilgi Edinme Yasası’nın 18. maddesindeki “Sivil ve askeri istihbarat birimlerinin görev ve faaliyetlerine ilişkin bilgi veya belgeler, bu kanun kapsamı dışındadır” hükmünü anımsatarak yanıt veremeyeceklerini iletti. Aynı başvuruya Başbakanlık Halkla İlişkiler Daire Başkanı Vekili Arif Şayık tarafından verilen yanıtta ise istenen bilgi ve belgenin halihazırda kurum kayıtlarında yer alıyor olması gerektiği belirtilerek “Bu doğrultuda bilgi edinme müracaatında yer alan taleplerin, başvuru sahibinde nitelenen varsayımsal şekli ile 4982 sayılı kanun kapsamında kabul edilebilecek bilgi veya belgelere yönelik bilgi edinme talepleri niteliğinde olmadığı ve mütalaa talebi niteliğinde bulunduğu değerlendirildiğinden 4982 sayılı kanunun 27. maddesinin ‘Tavsiye ve mütalaa talepleri bu kanun kapsamı dışındadır’ hükmü uyarınca karşılanmayacağı hususunu bilgilerinize arz ederim” denildi. Bunun üzerine Kart da, BEDK’ye itiraz etti. İtiraz başvurusunda Kart, “Başbakanlık keyfi ve sorumsuz bir şekilde ve tamamen karartma yapmak amacıyla birtakım soyut değerlendirmeler yaptıktan sonra olumsuz yönde işlem tesis etmiştir. Başbakanlık bünyesinde 2 ayrı birimin 2 ayrı gerekçeyle işlem tesis etmesi ve akabinde talebi reddetmesi başlı başına bir hukuka aykırılık sebebidir” değerlendirmesini yaptı. BEDK de “varsayımsal” olduğu ve verilen yanıtların yeterli olduğu gerekçesiyle başvuruyu reddetti. Kart, devlet ve hükümet eliyle yaratılan bir skandalın söz konusu olduğuna işaret ederek “MİT, adı geçenlerin muhalif tavırlarından dolayı savcılık makamı ve mahkemeye karşı yalan beyanda bulunmuş, sahte belge üretmiştir. Her bakımdan vahim ve kaygı verici olan bir olay söz konusudur” yorumunu yaptı. ‘İstihbarat bilgisi verilmez’ CHP’li Tarhan’dan, ‘Anayasa Vakfı’ tepkisi [email protected] ANKARA Başbakanlık Bilgi Edinme Değerlendirme Kurulu (BEDK), MİT’in kod ve sahte adlarla dinleme yaptığına ilişkin işlemlerle ilgili bilgi istemini “varsayımsal” olduğu gerekçesiyle reddetti. Başvuruyu yapan CHP Konya Milletvekili Atilla Kart, yaşananları “Her bakımdan vahim ve kaygı verici bir olay söz konusu” sözleriyle yorumladı. Kart, gazeteci ve yazarların sahte ve kod isimlerle dinlendiklerinin ortaya çıkması üzerine Başbakanlık’a başvurarak Bilgi Edinme Kanunu kapsamında kimi sorulara yanıt istedi. Kart başvurusunda “Bu eylemler, MİT Müsteşarı’nın bilgisi ve onayı dahilinde mi gerçekleşmiştir? Kimin ya da kimlerin talimatı ve onayı ile gerçekleşmiştir? Hem kanunsuz emir ve talimatları veren ve hem de bu talimatları uygulayanlar hakkında, başbakan olarak adli ve idari süreci resen neden işletmiyorsunuz” gibi sorulara yanıt istedi. İğneli Fırça ZAFER TEMOÇİN KIŞANAK’TAN RAPOR TEPKİSİ ‘Halkın parasıyla kurulan çiftlik mi?’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Ankara Milletvekili Emine Ülker Tarhan, TBMM Genel Kurulu gündeminde bulunan “Anayasa Mahkemesi Vakfı”nın kuruluşuna ilişkin yasaya tepki göstererek “Halkın parasıyla ve pazarlıklar eşliğinde yeni bir çiftlik mi kuruluyor” kuşkusunu dile getirdi. Yasanın geçen hafta iki gün üst üste “toplantı yeter sayısı bulunamaması” nedeniyle Meclis’ten geçirilemediğine dikkat çeken Tarhan, Anayasa Mahkemesi (AYM) Başkanı Haşim Kılıç’ın da hükümete tepkisinin altında yasanın geçirilememesinin rahatsızlığının yattığına işaret etti. Tarhan, yaptığı yazılı açıklamada, “Sayın başkan vakfın gecikmesine epey kızmış olmalı, hükümete derhal çıkarması için öyle bir ayar verdi ki sormayın” derken şu görüşleri dile getirdi: “Bireysel başvurular için alınacak harçların yüzde 30’u da vakfa aktarılıyor. Yani haksızlığa uğradığını düşünenler vakfı besliyor. Ayrıca vakıf bağış toplayabiliyor ki mahkemeden ayrıcalık isteyenler bağışta sınır tanımazlarsa ne olacak. Düşünün, toplasanız 300 kişiyi geçmeyen çalışanıyla bir mahkemenin masrafını devlet karşılayamıyor mu da vakıf kuruyor? Yoksa amaç yurtdışı gezileri ile yasal kılıfa sığmayan harcamaları finanse etmek, emekliliği yaklaşanlara emeklilikte oyalanacakları bir yer mi hazırlamak?” dedi. ‘Diktatörlük alametleri ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) BDP Eşbaşkanı Gültan Kışanak, TBMM Çözüm Araştırma Komisyonu’nun hazırladığı raporun, BDP’nin görüşü alınmadan Meclis Başkanlığı’na sunulması nedeniyle “Burası sizin çiftliğiniz mi? Buranın bir kuralı var. Rapor hazırlıyorsanız orada her üyenin ya onayı olacak, ya muhalefeti. Bunlar diktatörlük alametleridir” sözleriyle tepki gösterdi. Partisinin TBMM Grubu’nda konuşan Kışanak, 25 Kasım’ın Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü olduğunu anımsatarak AKP’nin sokakta işlenen her cinayetin paydaşı olduğunu belirtti. AKP’nin kendisini “Ahlak Kontrol Partisi” haline getirmeye çalıştığını belirten BDP Eş Genel Başkanı, sözlerini şöyle sürdürdü: “Siyasetiniz içinde ‘Kaç tane çift eşli var’ sorusunu cevaplayamayanların başkalarının hayatını tanzim etme hakkı yoktur. Sadece siyaset olsa kendimize bunu çok dert etmeyecektik. Ancak bu siyaset yapma yöntemi sokakta, ailede, kadına şiddet olarak dönüyor” dedi. Başbakan’ın sabah akşam kadınlara kaç çocuk doğurması gerektiğini söylediğini anımsatan Gültan Kışanak, “Biz eleştirince ‘canım Başbakan istediğini söylüyor’ diyorlar. Bir gün de çıksın çocuk yaşta evlendirilenler konusunda net bir tutum alsın, ama yapmaz” dedi. Nedim Şener’e Amerika’dan ödül WASHINGTON (ANKA) New York’taki Gazetecileri Koruma Komitesi (CPJ) tarafından Ekvador, Mısır ve Vietnam’dan 3 gazeteciyle birlikte Uluslararası Basın Özgürlüğü Ödülü’ne değer görülen gazeteci Nedim Şener, New York’ta düzenlenen törenle ödülünü aldı. Komite, Şener’i, “eleştirel haberciliği yüzünden terörist eylemcilikle suçlandı ve 15 yıl hapse mahkum olabilir” sözleriyle tanıttı. Amerika’nın Sesi’nin sorularını yanıtlayan Nedim Şener ödülünü, hem Türkiye’de zorluk çeken tüm gazeteciler, hem de tutuklu 60 gazeteci adına aldığını söyledi. CPJ Avrupa ve Orta Asya Program Koordinatörü Nina Ognianova, Türkiye’de basın özgürlüğünün kriz noktasına geldiğini söyledi. Ognianova, eleştirel gazeteciliğin terörizm ve aşırılık yanlılığıyla karıştırılır bir hale geldiğini kaydetti. ‘Her bakımdan kaygı verici’
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle