17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 27 KASIM 2013 ÇARŞAMBA 12 DİZİ C399 No’lu kanıtın Kurşun hareketsiz kalıyor Atatürk Resmi Warren Komisyonu’na göre “sihirli kurşun”un trajektuarı. l Sihirli Kurşun ilk olarak Kennedy’nin sırtından, aşağıya doğru 17 derecelik bir açıyla vücuda giriyor. Birinci yara... l Sonra yukarıya doğru hareket ederek Kennedy’nin vücudunu boğazından terk ediyor. Bu, ikinci yara... l Kurşun 1,6 saniye havada hareketsiz kaldıktan sonra önce sağa, sonra sola dönerek Conally’nin vücuduna doğru ilerleyip sağ koltuk altının tam arkasından giriyor. Üçüncü yara... l Bu kez 27 derecelik eğimle aşağıya doğru yönelen kurşun Connally’nin beşinci kaburga kemiğini kırarak göğsünün sağ tarafından dışarı çıkıyor. Dördüncü yara... l Vücuttan çıkan kurşun sağa dönerek Connally’nin sağ bileğine giriyor. Beşinci yara... l Kurşun Vali’nin dış kol kemiğini kırarak bilekten dışarı çıkıyor. Altıncı yara... l Olağanüstü bir U dönüşü yapan kurşun son olarak Connally’nin sol bacağına saplanıyor. Yedinci yara... LEVENT GENCELLİ l Taksici yine de sökmedi örneği yok Vali Connally ilk kurşunla vurulmadığını ve omuzunun üstünden bakıp Başkan’ı göremeyince, bir komplo olduğunu anladığını söylüyor. İlk raporda Başkan’ı öldüren “kurşun” Kennedy’nin sedyesinde bulunuyor. Ancak sonra, kurşunun Kennedy ve Connally’deki yaraları açan kurşun olduğu saptanınca, onun Kennedy’nin değil Connally’nin sedyesinden çıktığına karar veriliyor. Eh, bu da herhalde tüm Amerikan güçlerini kullanan komisyon için, beceremedikleri “Başkan’ın arabasının vurulduğu sokağın adının Houston’a değiştirilmesi”nden daha kolay bir geçiş! O kurşunu oraya sedyelerin başında kimse olmadığı uzun anlardan birinde Jack Ruby’nin düşürüverdiği de bulmacamızın en has rivayetlerinden biri. “C399” numaralı kanıtın dünyada örneği yok! Uzman Adli Tıp Patoloğu Dr. Cyril Wecht’e göre bu rapor, kendine “belgesel” ya da “araştırma” raflarında değil, ancak Gulliver’in Gezileri ve Huckleberry Finn gibi “hayali hikâye” raflarında yer bulabilirdi. çıkartmasına 77 TL ceza Warren Komisyonu, “Oswald tek başına öldürdü” teorisine hizmet eden kişiler hariç, hiç kimseyi dinlemiyordu! ‘Sihirli Kurşun’ ve Marifetleri! u Olay günü ifade veren şahitlerin büyük çoğunluğu, Çimenli Tepe’den ateş edildiğini söylemesine rağmen resmi makamlar bunu duymak ve bilmek istemiyorlar! BURSA Bursa’nın Osmangazi ilçesinde, trafik polisi tarafından bir taksiye, kaputundaki Atatürk çıkartması nedeniyle 77 TL para cezası kesildi. Merkez Osmangazi ilçesi Fomora Meydanı’ndaki bir durakta çalışan Nusret Bülent Tekcan yönetimindeki taksi, yolcusuyla birlikte Stadyum yönüne giderken, yolda görevli trafik polisi tarafından durduruldu. Polis kaputta yer alan ve Atatürk’ün Kocatepe’de büyük taarruz öncesi çekilen fotoğrafının bulunduğu çıkartmanın Trafik Kanunu’na göre yasak olduğunu söyleyerek sökmesini istedi. Sürücü Tekcan bunun üzerine “Atatürk’ü çok seviyorum. Çıkartmayı sökmüyorum” deyince polisle arasında tartışma çıktı. Ancak, polis, Karayolları Trafik Kanunu’nun 26/2’inci maddesinde yer alan hüküm gereği ceza kesti. Tekcan, Atatürk çıkartmasını sökmeyeceğini belirtti. l Savcılık: Suç unsuru yok Seyit Rıza’ya takipsizlik TUNCELİ (Cumhu riyet) BDP’li Tunceli Belediyesi’nin 3 yıl önce yaptırdığı Seyit Rıza heykeliyle ilgili polisin suç duyurusu üzerine açılan soruşturma tamamlandı. Savcılık, herhangi bir suç unsuruna rastlanmadığını belirterek soruşturmayı kapadı. Dersim olaylarında idam edilen Seyit Rıza’nın heykeli, BDP’li Tunceli Belediyesi tarafından 29 Temmuz 2010’da Kışla Meydanı’nda milletvekillerinin de katıldığı törenle açılmıştı. Ardından Tunceli Emniyet Müdürlüğü, suç duyurusunda bulunmuştu. Heykelle ilgili geçen yıl nisan ayında karar alan savcılık, Seyit Rıza’nın heykelinin dikilmesiyle ilgili suç olabilecek herhangi bir bulguya rastlanılmadığını belirterek dosyayı kapattı. Dünyayı 5 c399 nolu kanıt: İşte sihirli kurşun.. Hem de ilk günkü gibi! Komisyon ele geçirdiği her türden bilgiyi, “Ulusal Güvenlik” sebepleriyle 2039’a kadar açılmamak üzere mühürledi (Büyük baskılar sonucu bu belgelerin bir kısmı açıklandı, bir bölümü de 2017’de açıklanacak). Komisyon 13 yılın ardından, bazı senatörler ve çeşitli kaynaklardan gelen baskılar üzerine 1976’da JFK ile Martin Luther King Jr. suikastlarını araştırmak için Temsilciler Meclisi Suikast Araştırmaları Komitesi (HSCA/ Komite) kuruldu. Richard Sprague’dan devralan Robert Blakey, Temsilciler Meclisi Başdanışmanı ve yasal kadro direktörüydü. Oldukça gerilimli geçen birkaç yıldan sonra, komitenin baş danışmanı, CIA’in işbirliği içinde olduğuna olan inancını değiştirdi. Çünkü komitenin araştırmacıları arasına CIA özel irtibatı olarak dahil edilen Gizli Operasyonlar Şefi olan George Joannides’in, suikasttan önceki aylarda CIA ile bağlantılı Castro karşıtı DRE grubu da dahil olmak üzere, Lee Harvey Oswald’ın ilişkisi olduğu bir örgüte adının karıştığını öğrendi. J ohnson, Başkan’a yapılan suikast ile Oswald ve Tippit cinayetlerinin araştırılması için, bir komisyon kurulması kararı aldı. Başyargıç (Türkiye’de Anayasa Mahkemesi Başkanı) Earl Warren, önceleri bu komisyona başkanlık yapmayı reddettiyse de sonra kabul etti. Komisyonda, bizzat Kennedy tarafından işine son verilen, CIA’in başı Allan Dulles gibi koyu muhafazakârlar vardı. Komisyon bağımsız yargı kavramından tamamen uzak kimliğiyle tarihteki yerini aldı. Oswald’ın “Yalnız, kaçık bir katil” olduğu haricinde tanıklık yapan kimsenin söyledikleri dinlenmedi. Yani komisyon, sonucu önceden belirleye Değiştiren 8 Saniye BEDRİ BAYKAM rek tüm sorgulamaları ve araştırmaları bu “sipariş” hükme ulaşabilmek için kullandı. Başkan’ı öldürmekle suçlanan Oswald’ı öldüren Jack Ruby’i dinlemeyi reddetmeleri ise komisyonun tek yanlı tutumunun ve gerçeğe karşı istemli körlüğünün komediden de beter itirafı oldu. 552 şahidin dinlendiği Warren Komisyonu tüm belgelerine ancak Eylül 1964 ortasında kavuşmasına rağmen, 24 Eylül 1964 günü yıldırım hızıyla nihai raporu Başkan Johnson’a sunuyordu. Komisyonun tayin ettiği baro başkanı Walter Craig, 51 toplantının yalnız bir veya ikisine katılıyor ve Oswald lehine hiç ağzını açmıyor. Oswald’ın annesi Marguerite oğlunun suçsuz olduğunu söylediği için FBI onu “güvenilmezler” listesine koyuyor. Marina ise bir süre polis denetiminde kalınca kocasının suçluluğunu vurguluyor ve hemen gözde şahitliğe terfi ediyor. Amerika’da yaşamaya devam edebilmesi için “uslu” davranması gereken Marina, tabii bu tavsiyelere uyuyor. Avukat Mark Lane, Warren raporuna inanmayıp “Citizens Inquiry Commitee”yi (Vatandaşların Bilgilenme Komitesi) kuran ve olayların perde arkasını araştıran ilk kişi olarak tarihte yerini alıyor. Lane’in başından beri kafasını kurcalayan, soruşturma boyunca, kimsenin Oswald’ın avukatlığını üstlenmemiş olması. l Mahkeme: Hukuki irtibat yok Dink davaları birleştirilmedi Lovefield Havaalanı’ndan yola çıkılmak üzere… JFK son dönemeçte... (üstte) Bulgular 50 yıl mühürlü HSCA, nihai sonuç raporunda Kennedy’nin büyük olasılıkla Sovyetler Birliği ya da Küba’yı içermeyen bir komplo sonucu öldürüldüğünü; daha da ileri giderek Organize Suçlar ya da AntiCastro gruplarının suikastla bir ilişkisi olmadığını açıkladı. HSCA, Lee Harvey Oswald’ın Kennedy’ye en az 3 el ateş ettiğine inanıyordu. İkinci ve üçüncü (öldüren kurşun) Başkan’a isabet etti. Komite elbette! Gizli Servis, FBI veya CIA’in suikastla bir ilgisi olmadığı inancındaydı. Rapor bulgularını, suikast sırasında Dealey Plaza’daki bir polis motosikletindeki bozulup kapanmayan vericinin dictabelt (Dictaphone’nun ürettiği silindir şeklindeki analog kayıt depolama cihazı) kayıtlarına borçlu. HSCA’in akustik kanıtlara dayalı bulgularıyla ilgili çeşitli lehte ve aleyhte yorumlar oldu. Robert Blakey ancak 2003’te, CIA ile hem Warren Komisyonu’nun hem de HSCA’in raporlarına olan güvensizliğini açıkladı. Komitenin bulguları ve verileri 50 yıl boyunca, yani 2029’a kadar mühür altında olacak. Clint Hilk arabaya arkadan çıkarken Jackie de John’un yanına dönüyor. (solda) Tanıklar: Çitlerden ateş edildi 23 yaşındaki Mercer, Elm Street’te üst geçitten biraz önde, sağda park etmiş ve yolu tıkayan bir kamyonun içinde iki kişi görüyor. Biri sağdaki çite doğru elinde bir paketle yürüyor. Demiryolları kule görevlisi Lee Bowers, otoparka olaydan önce biri 1959 Oldsmobile, diğeri Ford, üç arabanın girdiğini ve Ford’un şoförünün mikrofonla konuştuğunu hatırlıyor. Bu araba da 34 dakika dolanıp gidiyor. Üçüncü bir Chevrolet, cinayetten 78 dakika önce geliyor. Biraz dolanıp School Book Depository’ye doğru dönüyor. Bu arada birçok şahit cinayet sonrası şüpheli şahısların, açık renk bir Rambler Stationwagon ile TSBD’nin önünden kaçıp gittiklerini ihbar ediyorlar. J.C Price, silah seslerinden sonra otoparka doğru elinde bir nesneyle koşan birini görüyor. Üç şahidin her biri bu kişiyi 2530 yaşlarında, koyu kıyafetli, hafif toplu biri olarak tanımlıyor. Tutanağa geçen bu önemli ifadeye rağmen ne Price ne de Julia Mercer komisyon tarafından çağrılıyorlar. Cinayeti filme alan meşhur Abraham Zapruder, ateşin kendi arkasından geldiğini söylüyordu. Bunun gibi ifadelere rağmen komisyon raporda, “Güvenilir hiçbir kaynak School Book Depository dışında bir noktadan ateş edildiğini göstermemektedir” diyebiliyordu. Olay günü ifade veren yirmi beş şahitten yirmi ikisi, çitlerden ateş edildiğini söylüyorlar. Ama resmi makamlar “Oswald binadan ateş etti” kararlarını kamuoyuna açıkladıktan sonra şahitleri çağırıyor. Böylece bu kanaatin dışında konuşan herkes “kafa karıştırıcı spekülatörler” grubuna itilmiş oluyorlar. Parkland hastanesi doktoru Malcolm Perry de, müdahale eden 2. doktor Charles Carrico da, Kennedy’in boğazındaki yarayı “Adem elması”nın hemen altındaki bir giriş yarası olarak tanımlıyor. Böylece, Oswald’ın binanın 6. katından tek başına ateş ettiğini, birinci günden beri iddia eden Amerikan polisi çözümü imkânsız bir durumla karşı karşıya kalıyor: “Başkan’a arkadan ateş edildi ve o önden vuruldu”(!) İSTANBUL / TRABZON (Cumhuriyet) Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink’in öldürülmesiyle ilgili dönemin Trabzon İl Jandarma Komutanı Albay Ali Öz’ün “görevi ihmal” suçundan yargılandığı dava ile “ana davanın” birleştirilmesi talebi reddedildi. Dink cinayeti döneminde Trabzon Jandarma Alay Komutanı olan Öz’ün de aralarında bulunduğu sanıklar Trabzon 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılanıyor. Davaya bakan mahkeme, ana davanın görüldüğü İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’ne iki davanın birleştirilmesi yönünde görüş sorulmasına karar vermişti. 14. Ağır Ceza Mahkemesi iki dosya arasında hukuki ve fiili irtibat bulunmadığı gerekçesiyle birleştirilmesi talebini reddetti. Kararda her iki dosyanın da Yargıtay aşamasından geçtiği ve Yargıtay’ın birleştirme kararı vermediği hatırlatıldı. Öte yandan Yargıtay’ın bozmasının ardından Trabzon 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yeniden başlanan davanın dünkü duruşmasına Öz katılmadı. İstanbul 18. Ağır Ceza Mahkemesi’ne talimatla ifade veren Öz’ün eski kararda direnilmesini talep ederek bozma kararını kabul etmediği belirtildi. Tarihin en kıvrak kurşunu New Orleans Başsavcısı Jim Garrison, komisyonun tüm tutarsızlıklarını deşifre ettikten sonra, Clay Shaw isimli New Orleanslı işadamı aleyhine açtığı dava ile JFK cinayetini tekrar yargıya taşıdı. Mahkeme Zapruder filmini zorla getirtti ve şahitlerine seyrettirdi. Böylece alay yoluyla komisyonun “Sihirli Kurşun” teorisi gündeme geldi. Bu mantığı komisyona en genç üyelerinden Arlen Specter kabul ettirmişti. Komisyon özetle, olayı şuna getirmeye çalışıyordu: Üç kurşun sıkıldı. Biri herkesi ıskaladı kaldırıma çarptı ve sokakta duran James Tague’in suratına taş parçacıkları sıçrattı. Biri Başkan’ın beynini dağıttı. Biri de Kennedy ve Connally’de çeşitli yaralar açtı. Bunun da anlamı 8 saniyede o müthiş Oswald bile üç kurşundan fazla sıkamayacağına göre, Başkan’ın sırtında, boğazında, Connally’nin sırtı, eli ve dizindeki yaraların tamamını ikinci kurşun oluşturmuştu. Mühimmat tarihinin en “kıvrak” kurşununu anlatan mahkemeye taşıdığı Garrison’ın “Sihirli Kurşun” teorisi, Warren kararlarının “eğlencelik” olduğunu gözler önüne serdi. l Yardımcılarının yeri değişti Valiye hakaret davası açacaklar YUSUF ZİYA CANSEVER VAN Van Valisi Aydın Nezih Doğan’ın kendilerine hakaret ettiğini ileri sürüp yer değiştirme talebinde bulunan 5 vali yardımcısının görev yerleri İçişleri Bakanlığı tarafından değiştirildi. Vali yardımcılarının Doğan hakkında hakaret davası açacakları belirtildi. Konya’dan 3 ay önce Van’a atanan Vali Aydın Nezih Doğan’ın kendilerine hakaret ettiğini ileri süren vali yardımcıları Mehmet Özel Malatya vali yardımcılığına, Zafer Coşkun Batman vali yardımcılığına, Hakan Alkan Kars vali yardımcılığına, Mehmet Yüzer Şanlıurfa vali yardımcılığına, Salih Altun ise Bitlis vali yardımcılığına atandı. Dr. Jenkins başka bir yara buldu Başkan’ı öldüren ve başının sağ tarafında olan büyük yara dışında, Dr. Marion Jenkins sol tarafta da bir yara bulunduğunu açıklıyor. Ancak Warren Komisyonu yanıldığını (!) ima edince, bu görüşünü geri çekerek “Herhalde elimdeki kan, sol tarafa da bulaşmıştı, o yüzden öyle sanmış olabilirim” diyor. Bunu on yaşında bir çocuk değil, ABD Başkanı’na müdahale eden doktor söylüyor! O gün olay yerinde, insanların elinden alınan filmler, Vali Connally’nin temizlemeye yollanan giysileri, Başkan’ın yaraları hakkında özenle sorulmayan ve/veya rapora geçilmeyen sorular, her şey, o gün yaşanan gerçekleri zorla değiştirmek ve iz kaybettirmek için kullanılıyor. l AİHM’den Türkiye’ye ceza Baskında sakat kalan yurttaş tazminat alacak Dış Haberler Servisi Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), 3 Eylül 2007’de Tunceli’de bir eve yapılan baskında jandarma birliklerinin açtığı ateş sonucu yaralanarak sakat kalan Hıdır Taydaş adlı yurttaşın şikâyetini karara bağladı. Taydaş’ın şikâyetini haklı bulan AİHM, Türkiye’ye karar gereği, 52 bin Avro maddi tazminat cezası verdi. l SÜRECEK
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle