17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
27 KASIM 2013 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA EKONOMİ [email protected] 11 İlk olarak 2009’da yapılan ancak iptal edilen ihalenin ardından hazırlık süreci tamamlandı Talih kuşu tatlandı özelleştirilecek. Ön yeterlilik için son başvuru tarihinin 30 Ocak 2014 olarak belirlendiği ihalede, geçici teminat tutarı 10 milyon dolar olacak. İhalede 10 yıllık lisansın yanı sıra, gelirden verilecek pay ise yıllık hasılatın yüzde 25’i ve satış geliri dışındaki gelirin yüzde 28’i olacak. Özelleştirme sonrası, toplam hasılatın yüzde 25’i lisans sahibi, yüzde 3’ü idare payı olacak; toplam hasılatın yüzde 10’u vergi, yüzde 322’si kamu payı ve yüzde 4059’u ikramiye oranı olacak. Diğer gelirler kaleminde ise lisans sahibi yüzde 28, kamu yüzde 72 pay alacak. Milli Piyango İdaresi’nin sahip olduğu yazılım, donanım ve oyun terminalleri gibi hiçbir varlığın, lisansın ve özelleştirmenin konusu olmayacağı bilgisine yer verilen açıklamada, lisans sahibinin mevcut oyunların yanı sıra pazara yeni oyunlar da sunabileceği vurgulandı. Ekonomi Servisi Özelleştirme İdaresi Başkanlığı (ÖİB), Milli Piyango’nun özelleştirilmesi için yeniden ihaleye çıktı. ÖİB, Milli Piyango İdaresi’ne (MPİ) ait şans oyunlarının 10 yıllık lisans devri ve hasılattan pay ihalesi için son teklif verme tarihini 13 Şubat 2014 olarak belirledi. İlk olarak 2009’da gerçekleştirilen ancak iptal edilen ilk ihalenin ardından uzun süre devam eden ikinci hazırlık sürecinde, Bakanlar Kurulu’nun 10 Eylül 2012 tarihli kararıyla planlama, tertip etme ve çekiliş düzenleme hakkı MP’ye ait olan şans oyunları lisansının 10 yıl için yeni bir operatöre, elde edilecek hasılattan belli bir oranda pay verilmesi yoluyla devrini düzenliyor. Resmi Gazete’nin dünkü sayısında yayımlanan ilana göre, piyango, hemen kazan ve sayısal oyunlar ile ilgili mevzuat çerçevesinde izin verilebilecek olan benzer şans oyunlarının lisansı, topluca verilmek suretiyle Altın yumurtlayan tavuk Akaryakıt ve gıdada taksit olmayacak Ekonomi Servisi Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK), kredi kartlarına taksit sınırlandırılmasına ilişkin beklenen düzenlemeyi açıkladı. BDDK Başkanı Mükim Öztekin, hazırlanan taslağa göre gıda ve akaryakıt alımlarında taksitlendirme olmayacağını duyurdu. Öztekin, kredi kartlarında genel taksit sayısının da 9 ayla sınırlandırılacağını belirtti. Öztekin’in açıklamaları şöyle; l Taslakta, elektrik/elektronik u Kredi kartıyla taksitli eşya, bilgisayar alışverişe beklenen alımları, araç kiralama, telekomükısıtlama geldi. nikasyon ve kuHazırlanan taslağa yumculuk işlemgöre kartlı alışverişte lerinde taksit 6 ay genel taksit sayısı 9 ile sınırlandırılırken, beyaz eşya ve ayla sınırlandırıldı. mobilya alımlarınOtomobil alırken taşıt da taksit üst sınıkredisinin vadesi 48 ayı rı 12 ay olarak belirlendi. aşmayacak. l Gıda ve akaryakıt alımlarında taksitlendirme olmayacak. l Binek araç ediniminde kullanılacak taşıt kredilerıne yeni sınırlamalar getirildi; kredi tutarına bağlı kredi teminat oranı uygulanacak. Kredilendirme oranı, taşıt değerinin 50 bin lira ve altı olursa yüzde 70; 50 bin lirayı aşarsa 50 bin liraya kadar olan kısım için yüzde 70, üstündeki kısım için yüzde 50 ile sınırlandırılacak. l Konut kredileri hariç tüketici kredilerinin vadesinin 36 ayı, taşıt kredilerinin vadesinin 48 ayı geçmemesi öngörülüyor. l Son dönemde ilgi çeken türev işlemler yakından izlenmekte; gerekli görülürse türev işlemlere yönelik yeni düzenlemeler uygulamaya geçirilebilir. Lufthansa haftalık olarak Türkiye ve Almanya arasında 126 uçuş gerçekleştiriyor. THY, şu anda Almanya’da 12 şehre sefer düzenliyor. Almanya’ya Ankara, Sabiha Gökçen ve kış döneminSunExpress çıkışlı de haftalık 238 uçuş ile ortak düzenleyen THY, yaz döneminde ise haftalık 271 uçuş düzenliyor. Lufthansa ile THY’nin halihazırda SunExpress şirketinde ortaklığı bulunuyor. Atatürk Havalimanı Gelir payları artırıldı Milli Piyango İdaresi’ne ait şans oyunlarının 10 yıllık lisans satışı için ikinci kez ihale süreci başladı. İhalede lisansı alacak şirkete gelirden verilecek pay ise yıllık hasılatın yüzde 25’ine çıkarıldı. Önceki ihalede bu oran yüzde 10 idi. İptal edilen bir önceki ihalede, yıllık hasılattan pay oranı yüzde 10, diğer gelirlerden pay oranı yüzde 20 seviyesindeydi. Söz konusu ihaleye, Şans Oyunları Yatırım Holding AŞ (Turkcell) ve DAF (Doğuş Holding/ Alarko Holding/Fina Bünyesinde, Milli Piyango, HemenKazan Holding) Yunan , Sayısal Loto, Şans Topu, On Numara ve Süpe OPAP grupları katılr Loto oyunlarını barındıran MPİ, 2008201 mış; ihale, tekliflerin 2 yıllarında vergiler dahil milli piyangodan ÖİB’nin belirlediği 2 milyar 236 milyon lira, hemenkazandan 623 1.622 milyar dolarlık milyon lira ve sayısal oyunlardan (sayısal loto, başlangıç tutarının şans topu, on numara, süper loto) 6 mily üstüne çıkmamaar 814 milyon lira olmak üzere toplam 9 mily sı nedeniyle iptal ar 674 milyon lira satış geliri elde etti. edilmişti. ÖİB raporuna göre, MPİ’nin 2012 sonu itibarıyla İhaleye yalnızca 5 bin 103’ü Marmara, 2 bin 947’si Ege ve 2 tüzelkişiler ile ortak bin 526’sı İç Anadolu bölgesinde olmak üzere girişim grupları 15 bin 356 bayisi bulunuyor. ÖİB, bu rakamın (OGG) katılabilecek. nüfusa oranla diğer ülkelere göre düşük kaldığını, OGG’ye en az 500 özelleştirme sonrası bayi sayısının artırılması milyon dolar sermayeli yla satış gelirinin yükselebileceğini değerlendiriyor yatırım fonları da ortak . olabilecek. Bölgesel Kalkınma İçin Teşvik Sistemi Yeterli mi? Neredeyse son bir aydır yazılarımız (QE diye anılan) Amerikan Fed kaynaklı parasal genişleme operasyonuna ayrıldı. Küresel finans piyasalarının coşkulu iniş çıkışları arasında reel ekonomide neler olup bittiği ikinci plana itildi gibi. Oysa geçen hafta ulusal ekonominin uzun dönemli geleceği açısından son derece önemli bir veri seti yayımlandı: Yatırım teşvik sisteminin yıl başından bu yana kazanımları Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan tarafından tanıtıldı. Bakan Çağlayan, yeni teşvik sisteminin (yoksul) 6. bölgeyi şahlandıracağını belirterek söz konusu bölgede ocakağustos döneminde geçen yılın aynı dönemine göre öngörülen sabit yatırım tutarında yüzde 216, istihdam bazında ise yüzde 60 artış yaşandığını açıkladı. HHH Bildiğimiz gibi mevcut yatırım teşvik sistemi 15 Haziran 2012 tarih ve 2012/3305 sayılı Bakanlar Kurulu kararı ile yürürlüğe girmiştir. Yeni teşvik sistemi, “kalkınma planları ve yıllık programlarda öngörülen hedefler doğrultusunda tasarrufların katma değeri yüksek yatırımlara yönlendirilmesi, üretim ve istihdamın artırılması, ... bölgesel gelişmişlik farklılıklarının azaltılması, kümelenme ve çevre korumaya yönelik yatırımlar ile araştırma ve geliştirme faaliyetlerinin desteklenmesi” amaçlarıyla yürürlüğe konulmuştu. Yeni teşvik sistemi kapsamında ulusal ekonomi altı bölgeye ayrılmış ve dört farklı uygulama ile “küresel düzlemde rekabet gücünün artırılması hedeflenmiş” idi. Bu çerçevede, “Genel Teşvik Uygulamaları”, “Bölgesel Teşvik Uygulamaları”, “Büyük Ölçekli Yatırımların Teşviki” ve “Stratejik Yatırımların Teşviki” gibi farklı destek araçlarla ekonomik gelişmeye ivme katılması amaçlanmıştı. “Bölgesel Teşvik Uygulamaları” ile her ilde desteklenecek sektörler, illerin gelişme eğilimi olan alanları ve ekonomik ölçek büyüklükleri dikkate alınarak tespit edilmiş ve bölgelerin gelişmişlik seviyelerine göre yardım yoğunlukları farklılaştırılmış idi. Ekonomi Bakanı Sayın Çağlayan’ın sunumundan yararlanarak, 2013 yılı uygulama sonuçlarını inceleyelim. Aşağıdaki tabloda OcakAğustos 2013 arasında yatırım teşvik sistemi altında bölgeler düzeyinde yatırım harcamaları ve istihdam kazanımları sergilenmekte. Söz konusu dönemde toplam 3 bin 370 adet yatırım belgesi teşviklendirilmiş. Desteklenen sabit yatırım harcaması tutarı 50 milyar TL, yaratılması planlanan istihdam ise 121 bin 235 kişi olarak öngörülmekte. Tabloda “yüksek gelirli” ilk iki bölge, “yoksul” konumdaki 5. ve 6. bölgeler ile karşılaştırılıyor. Lufthansa THY’siz uçacak Ekonomi Servisi Lufthansa grup sözcüsü ortak uçuş anlaşmalarının iş ortaklarıyla kazan kazan durumunun söz konusu olduğu hallerde yapıldığına işaret ederek bu durumun söz konusu olmadığını, bu nedenle Türk Hava Yolları (THY) ile işbirliğini gözden geçirdiklerini söyledi. Reuters’a açıklama yapan Lufthansa, Mart 2014’te geçerli olmak üzere THY ve Lufthansa arasındaki ortak uçuş (codeshare) anlaşmasının iptal Yatırım Teşvik Sistemi Uygulama Sonuçları: (Ocak Ağustos 2013) Sabit Yatırım Belge Adedi (Milyar TL) 1. Bölge 1,233 19,8 2. Bölge 562 9.5 5. Bölge 339 3.3 6. Bölge 575 5.7 TOPLAM 3,370 50.6 İstihdam (bin kişi) 47,240 18,569 11,516 18,068 121,235 Alman havayolu şirketi Lufthansa, Mart 2014’ten geçerli olmak üzere THY ve Lufthansa arasındaki ortak uçuş (codeshare) anlaşmasının iptal edileceğini duyurdu. edileceğini duyurdu. Ocak 2014’ten itibaren geçerli olmak üzere THY ile uçacak Lufthansa yolcularına daha önce bire bir oranında uygulanan statü mili yüzde 25’e düşürülecek. THY’den yapılan açıklamada ise “THY üyesi olduğu Star Alliance ittifakı aracılığıyla da tüm üye havayollarının yolcularına hizmet vermektedir. Ortak uçuş ve mil kazanımı ve kullanımı (FFP) uygulamaları da bu çerçevede değerlendirilmelidir. Lufthansa’nın tek taraflı olarak bu iki konuda aldığı kararı doğru bulmuyoruz ve tekrar gözden geçirileceğini umut ediyoruz” denildi. Sistemin Daimi Mağdurları: Kadınlar ve Çocuklar Siyasetin daha doğrusu siyasi polemiklerin daima kadınlar ve çocuklar üzerinden yapıldığı bir ülke burası. Dolayısıyla sistemin daimi mağdurları da kadınlar ve çocuklar oluyor. 25 Kasım Dünya Kadına Karşı Şiddetle Mücadele Günü’ydü ve Türkiye’nin birçok yerinde kadınlar erkek ve devlet şiddetine karşı sokaklardaydılar. Aynı saatlerde yine Türkiye’nin birçok yerinde erkekler eşlerini bıçaklıyor, öldürüyordu... Kadına yönelik şiddet daha çok aile içinden, evden geliyor. Bu yıllardır biliniyor, sözde önleyici yasalar çıkartılıyor ancak bir arpa boyu bile yol alınamıyor. Bunun yerine kürtajı engelleme girişimleri ile, “evlilik teşvik paketi” ile “kadın istihdamı paketi(!)” ile AKP, kadınları çok çocuk doğurmaya, evdeki tüm bakım yükünü üstlenmeye, ucuz ve güvencesiz koşullarda çalışmaya zorluyor. AKP, kadınları aileye, babaya, kocaya mahkum etmeye çalışıyor! Kısacası kadını güçsüzleştiriyor. “Demokratım diyen erkekler bile demokrat kimliklerini eve girince ayakkabıları ile kapının dışında bırakıp içeri öyle giriyorlar...” Bu sözleri 2 yıl kadar önce Diyarbakırlı bir kadından, Hayriye Aşçıoğlu’ndan dinlemiştim. Doğu ve Güneydoğu Anadolu’nun 23 ilinde kadının insan hakları konusunda çalışmalar yapan Kamer (Kadın Merkezi) adlı sivil toplum kuruluşunun çalışanlarından biriydi Aşçıoğlu. Bir proje kapsamında mahalle mahalle dolaşarak kadınlarla şiddeti konuşmuştu. “Tuzluğun yerinin değişmesi, yemeğin istediği ısıda olmaması, perdenin aralık kalması bile erkeğe dayak atması için bir neden olabiliyor. Aslında tek neden kadın olmaları. O kadar...” diye anlatmıştı. Kadınsız demokrasi ile gelinen nokta bu. Daha ötesi yok ne yazık ki... HHH Başta da dediğimiz gibi AKP siyasetinin bir diğer mağduru da çocuklar. Yazboz tahtasına dönen sınav sisteminden tutun, 4+4+4 uygulamasına, 60 aylık çocukların okula gönderilmesine, okulların büyük kısmının imam hatip okullarına dönüştürülmesine kadar... Son birkaç haftadır ise dersane tartışması almış başını gidiyor. Eğitimin kalitesini nasıl düzeltirim, dünya standartlarında nitelikli eğitim için nasıl adımlar atarım diye bugüne kadar kılını bile kıpırdatmamış olan; eğitim deyince sadece “türban özgürlüğü”nü anlayan Recep Tayyip Erdoğan hükümetinin bir anda dershanelerin karşısına “kapatacağım hepsini” diye dikilmesinin, eğitimdeki aksaklıkları düzeltmek amacıyla olmadığı kesin. Son zamanlarda iyice su yüzüne çıkan Gülen cemaatiErdoğan kapışmasının son hali ve ne yazık ki yine çocuklar siyasete alet ediliyor her zaman olduğu gibi. Dershanelere, özel derslere, etüt merkezlerine harcanan onca paraya; ailece girilen sınav kamplarına; bütün sistemin test ve sınavlar üzerinden hızlı problem çözme üzerine kurulmasına rağmen öğrencilerin matematik, okuma ve fen alanlarında dökülmeleri; OECD tarafından düzenli olarak yapılan Pisa (Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Programı) uygulamalarında daima son sıralarda olmaları gerçeği kabak gibi ortada. Ve herkes ping pong maçı izler gibi topun bir cemaate bir hükümete gidip gelmesini izliyor. İşin acı tarafı burada. Ve dershane dönüşümü tartışmasında henüz pek ayırdına varılmayan bir diğer tehlike de açık lise konusu. Adı gibi ucu da açık. Üstelik Türkiye’de ortalama eğitimin 6.8 yıl olduğu gerçeğini bildiğimizde... Kılıçdaroğlu sendikalara yüklendi Geçen hafta sonu gazetemizi ziyaret eden CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na peşi peşine sorularımızı sıralarken konu kıdem tazminatı tartışmalarına, emeğin sömürüsüne, taşeronlaşmaya da geldi doğal olarak. “İşçinin hakkına işçinin kendisi sahip çıkmıyor ki” diye yakındı Kılıçdaroğlu ve sendikaları topa tuttu. Hâlâ süren THY grevini örnek olarak gösteren ve “Bir avuç işçi direniyor, Türkİş bir kere bile gelip sahip çıktı mı?” diye soran CHP lideri, “İşçi haklarını yalnız CHP savunuyor. Önce sendikaları ve sendika ağalarını eleştirmemiz lazım. Neredeyse bir patron kadar kazanıp hiçbir şey yapmamalarını” dedi. Haklı Kılıçdaroğlu. Önemli bir konuya parmak bastı. Bu ülkede çalışan haklarının düzelmesi, taşeron sisteminin kalkması, insanca bir çalışma düzeninin oluşması isteniyorsa önce sendikaları ayağa kalkmaları için zorlamalıyız... Veriler, tüm yönlendirmelere karşın, “yüksek gelirli” bölgelerin toplam teşvik sistemi içerisindeki ağırlığının devam etmekte olduğunu belgeliyor. 1795 belge ile bu iki bölge toplam belge başvurusunun yarısını almış. 1. ve 2. Bölgede teşviklendirilmiş yatırım harcamaları 30 milyara ulaşarak toplamın neredeyse üçte ikisine ulaşmakta. Yoksul 5. ve 6. bölgelerde ise toplam yatırım harcaması sadece 9 milyar TL düzeyinde ve toplamın sadece beşte biri. Bir önceki yılın aynı dönemine görece 6. Bölgede teşviklendirilmiş yatırım harcamalarının 2.6 milyar TL’den 5.7 milyar TL’ye yüzde 216 artırılmış olduğu sözleri aslında son derece cılız olan baz etkisinden kaynaklanmakta ve bu haliyle bölgesel eşitsizliklerin sürmesi gerçeğini değiştirmiyor. Salt piyasa sinyalleriyle yönlendirilmiş teşvik sistemi aracılığıyla, ulusal ekonomide hüküm süren ikili yapının (dualite) aşılmasının mümkün olamayacağı çok net anlaşılıyor. Bir yanda 1. Bölgeye akan 20 milyar TL yatırım ile 47 bin kişilik yeni istihdam; diğer yanda sadece 5.7 milyarlık yatırım harcaması ve 18 bin kişilik istihdam öngörüsü, bölgesel farklılıklara dayalı eşitsizliklerin önlenmesinde yeterli olunamadığının belgesi niteliğinde. “Yüksek gelirli Türkiye”, “yoksul Türkiye’yi” sürekli yeniden üretiyor. n Ekonomi Servisi Türkİş’in Açlık ve Yoksulluk Sınırı Araştırması’na göre, kasımda dört kişilik bir ailenin sağlıklı, dengeli ve yeterli beslenebilmesi için yapması gereken gıda harcaması tutarı 1065 TL oldu. Gıda harcaması ile birlikte giyim, konut, ulaşım, eğitim, sağlık ve benzeri ihtiyaçlar için yapılması zorunlu diğer harcamaların toplam tutarı ise 3 bin 470.42 TL’ye yükseldi. Yoksulluk sınırı 3 bin 500 TL
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle