22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
26 KASIM 2013 SALI CUMHURİYET SAYFA Seçmen sayısında şüpheli artış Sığınmacıların vatandaş yapılması ‘güvenlik’ tartışmalarını gündeme taşıdı EMİNE KAPLAN HABERLER 7 Normalde, bütçe harcamalarının doğru yapılıp yapılmadığını Sayıştay denetliyor; yasası gereği 132 devlet kurumuna ilişkin denetim raporlarını Meclis’e sunuyor. Geçen yıl bu raporlar Meclis’e getirilmedi. CHP lideri de “Raporları görmeden ben nasıl kesin hesap raporunu eleştireceğim” diye itiraz etti. Sayıştay’ın devre dışı bırakılması, bazı usulsüz harcamaların üstünün örtüldüğü iddialarını gündeme getirmişti. Bu yıl Sayıştay raporları yine yok. Ve CHP, bu kez Meclis’te konuyu büyütmeye hazırlanıyor. Bütçeyi engellemek için her yolu deneyecekler. Ve işte orada, gençlerin öğütlerine kulak verecekler. HHH Geçen ay, Ankara’da 40 yaş altı sosyal demokratların bir toplantısına katıldım. Orada, çoğu ODTÜ ve Boğaziçi kökenli, doktorasını yapmış, iyi yetişmiş bir danışmanlar kadrosuyla karşılaştım. Kılıçdaroğlu’nun partiye kazandırdığı bu gençlere güvendiği, Gezi’nin toplumsal enerjisini partiye taşımayı ümit ettiği anlaşılıyor. “Bu gençler doğdukları andan itibaren vergilendiriliyor. Dolayısıyla devlet, onların da hizmetkârı olmak zorunda” diyor: “Diktatör, onlara da hesap vermek zorunda... Hesap sormak için onların dilini kullanacağız. Gezi’nin duvarlarına yansıyan o mizahı üreteceğiz. Genç reklamcılarla, çizerlerle, yönetmenlerle, mizah ustalarıyla çalışacağız. Klipler, kısa filmler, karikatürlerle savaşacağız.” HHH Bu seçim, yerel yönetimler kadar, yaşam tarzları da oylanacak; o belli... Gezi, bunu partiler üstü bir çizgide ve mizahın genç diliyle savunmuştu. CHP, bu dili konuşmayı öğrenirse, sadece kendisi için değil, Türkiye için kazanç olur. CHP, Gezi’nin Dilini Öğreniyor CHP lideri, pazar günü Cumhuriyet’i ziyaret etti. Bir grup yazarla birlikte 2 saat sohbet imkânı bulduk. Sohbetin bana en ilginç gelen bölümü, Gezi’yle ilgiliydi. Kılıçdaroğlu, Gezi Direnişi’nin dünya çapında bir olaya dönüşmesini, işin içinde “beyaz yakalılar”ın olmasıyla açıklıyor. “Dil bilen, sosyal medyayı iyi kullanan, dünyaya açık gençler, Türkiye’de yaşanan zulmü anında ve en iyi şekilde dünyaya aktardı” diyor. Bu genç, yeni ve sivil kanalın, partilerin söylemlerinden çok daha inandırıcı ve etkili olduğunu söylüyor. Bir de özeleştiri yapıyor: “Bizim dilimiz resmi... İçinde mizah yok.” HHH Bu teşhis büyük ölçüde doğru... Kılıçdaroğlu, kendi dillerinin bu seçimde ilk kez oy kullanacak gençlere ulaşamayacağının farkında... Bu iletişimsizliği aşmak, Gezi’nin ruhuna uygun bir dil ve politikalar yaratmak için ön çalışma yapmışlar. 100’ü aşkın bileşeni olan Taksim Dayanışması’yla temas kurmuşlar. Onların taleplerini birinci elden öğrenmeye çalışmışlar. CHP’nin ilan ettiği “Özgürlük ve Demokrasi Bildirgesi” ile benzeştiğini fark etmişler. Ancak gençlerin yüzde 99’u, CHP’nin bildirgesinin farkında bile değilmiş. Kılıçdaroğlu, “CHP markası”nın gençleştirilmesi gereğini anlamış. Bunun için de gençlerden yardım istemiş. HHH İlk hedefleri, Gezi’nin muhalif, sivri, mizahi dilini parlamentoya taşımak... Ana muhalefet, yakında Meclis’e gelecek bütçeye karşı ciddi bir mücadeleye hazırlanıyor. Seçmen olma şartı Acar, Suriyeli sığınmacılara seçmen olabilmeleri için vatandaşlık verildiğine ilişkin ciddi iddialar olduğunu da belirterek, “Türkiye’nin pek çok bölgesine Suriyelilerin yerleştirildiği söyleniyor. Suriye krizinden sonra Türkiye’ye gelen kaç Suriyeli vatandaşlığa alındı, kaç kişiye seçme hakkı verildi. Bunlara vatandaşlık verilmesi için Türkiye’de 5 yıl ikamet etme koşulu uygulanmakta mıdır? Bu sorulara mutlaka bir yanıt verilmelidir” dedi. MHP Hatay Milletvekili Şefik Çirkin’in yazılı soru önergesini yanıtlayan İçişleri Bakanı Muammer Güler, Türk Vatandaşlığı Kanunu’nun 11. maddesine göre, bir yabancının Türk vatandaşlığını kazanabilmesi için ikamet izni ile kesintisiz olarak Türkiye’de en az 5 yıl ikamet etmesi gerektiğini hatırlattı. ANKARA Dershane tartışmasında Gülen cemaatinin Başbakan Tayyip Erdoğan’a “mezardan kalkıp Türkiye’nin demokratikleşmesine katkı sağlandığı” vurgusu yapması, Suriye’den Türkiye’ye kaçanların vatandaşlığa geçirilerek seçmen yapıldığı iddiaları, seçim güvenliğine ilişkin kuşkuları yeniden gündeme taşıdı. CHP Antalya Milletvekili Gürkut Acar, son 6 yılda ülke nüfusu yaklaşık 5 milyon artarken seçmen sayısının 12 milyon arttığına dikkat çekerek, “Bu kadar fark mezarlıktan mı kaynaklanıyor” diye sordu. Yerel seçim sürecine girilirken seçim güvenliği ve seçmen sayılarına ilişkin tartışmalar yeniden alevlendi. CHP Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin’in, Türkiye’ye kaçan Suriyelilerin seçmen olabilmesi için Türk vatandaşlığına geçirildiği yönündeki iddiası yeni kuşkuları doğurdu. Seçmen sayısın daki kuşkulu artışı sık sık gündeme getiren CHP Antalya Milletvekili Gürkut Acar, AKP’ye mezardan gelen desteklerin yeniden gündemde olduğuna, seçim zamanı mezardakilerin oy kullanmasını isteyenlerin bugün yine mezarlıkları anımsattığına dikkat çekti. Acar, son yıllarda seçmen sayısındaki ani artışa işaret ederek şu görüşleri dile getirdi: “2002 yılında 41.4 milyon olan seçmen sayısı 2007 yılında 42.8 milyon, 2009 yerel seçimlerinde 48 milyon, 2011 yılında ise 52.8 milyona çıkmıştır. 20022007 döneminde seçmen sayısı yaklaşık 1 milyon artarken, 20072011 döneminde yaklaşık 10 milyon artmıştır. 31 Aralık 2012 tarihi itibarıyla ise 75 milyon 627 bindir. YSK, 24 Ekim 2013 itibarıyla seçmen sayısını 54 milyon 971 bin olarak açıkladı. Nüfus yaklaşık 5 milyon artarken, seçmen sayısı nasıl 12 milyon artmıştır? Bu kadar fark mezarlıktan mı kaynaklıyor?” 28 ŞUBAT DAVASI KURTULMUŞ: TALEP ÇOK MGK usule uygun yapıldı ‘Bir bedelli daha olabilir’ Haber Merkezi AKP Genel Başkan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, bedelli askerlik için yoğun talep olduğunu belirterek, “Son bir bedelli askerlik uygulaması olabilir” dedi. NTV’de gündeme ilişkin soruları yanıtlayan Kurtulmuş, “Bir önceki bedellide yaşın ve ücretin yüksek olması sebebiyle beklentiler karşılanmadı. Askerliğin 12 aya düşmesi ve bakaya durumunda olanların cezai işleme tabi tutulması ile de yeniden bedelli askerlik sesleri gelmeye başladı” dedi. Bedelli askerliğin ne zaman ve nasıl olacağının Genelkurmay’ın ihtiyaçları doğrultusunda belirlendiğini kaydeden Kurtulmuş, “Bu istişareler zaman zaman yapılıyor. Şu anda böyle bir talebi yok Genelkurmay Başkanlığı’nın. Kişisel fikrim esas olan askerlik sisteminde bir revizyona gitmektir. O da artık çok sayıda piyademizin olduğu askerlik yerine üstün savunma kabiliyeti olan uzman ordunun olması. Geri kalanlar için askerliğin kısaltılması esastır. Böyle bir düzenlemeye doğru Türkiye’nin gitmekte olduğunu görüyorum. Ama bu arada askerliğini yapamamış 400 bin gencimiz de var. Onlar için son bedelli uygulaması olabilir” diye konuştu. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Eski Hava Kuvvetleri Komutanı emekli Orgeneral Ahmet Çörekçi, 28 Şubat davasında yaptığı savunmada, Milli Güvenlik Kurulu (MGK) toplantılarının kanunda yazıldığı şekilde yapıldığını ve dönemin başbakanı Necmettin Erbakan’a da aynı saygının gösterildiğini söyledi. Bir müşteki avukatının dönemin komutanlarının emekli olduktan sonra bazı şirketlerin yönetim kurulunda yer aldığını söylemesine tepki gösteren Çörekçi, “Ben görev almadım. Sizi kınıyorum” dedi. Ankara 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen 28 Şubat davasının 37. duruşmasında Ahmet Çörekçi’nin çapraz sorgusu yapıldı. Mahkeme üyelerinden Hâkim Süleyman Köksaldı’nın sorusu üzerine Çörekçi, “Kanunda yazıldığı şekilde, MGK toplantıları yapılmıştır, hiçbir farklılık yoktur. Merhum Erbakan’a da aynı saygı gösterilmiştir” diye konuştu. YÖK Başkanı’na etten duvar Bologna Eşgüdüm Komisyonu Toplantısı YÖK Başkanı Prof. Dr. Gökhan Çetinsaya’nın da katılımıyla Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Meşelik Kampusu’ndaki kongre ve kültür merkezi salonunda yapıldı. YÖK’ü protesto etmek isteyen yaklaşık 50 kişilik öğrenci grubu, toplantıyı izlemek istediklerini belirtti. Salona girmek isteyen öğrencilere, barikat oluşturan üniversitenin özel güvenlik görevlileri izin vermedi. Öğrenciler barikatı yarmak isteyince arbede yaşandı. Geri çekilen öğrencier arasından seçilen 5 kişi, rektörlük binasına giderek Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Adnan Konuk ile görüştü. Öğrenciler Prof. Dr. Konuk’tan YÖK Başkanı’nın katıldığı toplantıyı izlemek istediklerini, kendisinden üniversitelerde bildiri dağıtma ve afiş asma yasağının kaldırılması talebinde bulunacaklarını aktardı. Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Adnan Konuk, toplantıya sadece konukların katıldığını belirterek afiş ve bildirilerle ilgili isteklerini üniversitenin senato toplantısında ele alacaklarını söyledi. Görüşmeden dönen arkadaşlarından bilgi alan ğrenciler olaysız dağıldı. (Fotoğraf: DHA) CHP’DEN EMEK VE ŞİDDET RAPORU İş cinayetlerinde inşaat ilk sırada KAYHAN AYHAN Türkiye’de son 9 ayda yaşanan iş kazalarında 842 emekçi, son on yılda ise yaklaşık 11 bin işçi yaşamını yitirdi. Her yıl yaklaşık 1100 işçi, iş kazalarında can verirken, inşaat sektörünün ise bu alanda başı çektiği belirlendi. CHP tarafından hazırlanan “Emek ve Şiddet” raporu verilerine göre, Türkiye iş kazalarında dünyada üçüncü, Avrupa’da ise birinci sırada yer alıyor. Rapora göre günde ortalama dört işçi, iş kazaları nedeniyle yaşamını yitirirken, altı işçi de iş göremez hale geliyor. Türkiye’de işçi ölümü ve iş kazalarının üçte biri inşaat sektöründe. Ardından taşımacılık, madencilik ve metal sektörleri geliyor. İstanbul İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi’nin raporuna göre de 2013’ün ocak ayında 84, şubat ayında 6, mart ayında 74, nisan ayında 74, mayıs ayında 115, Haziran ayında 105, temmuz ayında 120, ağustos ayında 148 , eylül ayında 127 ve ekim ayında da 7’si kadın, 4’ü çocuk olmak üzere 109 işçi yaşamını yitirdi. Raporda iş kazalarının sıklıkla yaşandığı sektörler mercek altına alındığı belirtiliyor. İnşaat sektöründe her gün 22 iş kazası meydana geliyor. 2013’ün ilk 9 ayında en az 206 inşaat emekçisi hayatını kaybetti. Rapora göre Türkiye’de mevsimlik gezici tarım işçi sayısı “kayıt dışı çalışanlar ve çocuklar ile birlikte” 1 milyon. Uluslararası Çalışma Örgütü’nün istatistiklerine göre ise bu işçilerin yüzde 60’ı yoksulluk sınırının altında yaşıyor. 2012’de en az 89 mevsimlik tarım işçisi hayatını kaybetti. 2008 yılında 48, 2009’da 92, 2010’da 105 ve 2011’de 79, 2012’de 80, 2013 yılının ilk 9 ayında ise 30 maden emekçisi hayatını kaybetti. TÜİK tarafından 2012 yılında uygulanan “Çocuk İşgücü” anketi sonuçlarına göre, çalışan çocuk sayısı 614 yaş grubunda 292 bin, 1517 yaş grubunda ise 601 bini buluyor. Bu çocukların yüzde 44.7’si tarım sektöründe, yüzde 24.3’ü sanayi ve yüzde 31’i hizmet sektöründe çalışıyor. Çalışan çocukların yüzde 50.2’si okullarına devam edemiyor. 2012’de önlenebilir nedenlerden dolayı 36 çocuk, iş kazası kurbanı olmuştur. 2013’ün sadece ilk 9 ayında ise en az 45 çocuk hayatını kaybetti. ersonelimizi takip ederiz’ Savcı Kemal Çetin’in, “Dini hassasiyeti yüksek personelin eş ve çocuklarının giyimine dikkat edilmesi, sicil notunun düşük tutulması gibi emirler var. Bu yaklaşımı nasıl değerlendiriyorsunuz” sorusuna Çörekçi, “Savcılık kendisine uygun yönleri iddianameye almış, olmayanları almamıştır. Bu emir istihbarata karşı koymak içindir ve Genelkurmay her yıl yayımlamaktadır. Bunlar, personeli korumak için gereklidir. İdeoloji, din gibi çeşitli oluşumlar TSK’ye sakıncılar getirir. Biz tek tip görünürüz. Dolayısıyla biz, personelimizi takip ederiz. İstihbarata karşı koyma tedbirleriyle ilgili direktif yayımlanmıştır. Bu her sene yazılır. Personeli korumak silahlı kuvvetlerin başındakilerin, karargâhın görevidir” diye yanıtladı. Savcı Çetin’in, “Emirdeki, ‘çağdaş olmayan kıyafet’ ibaresiyle ne anlatılmaya çalışılıyor” sorusuna Çörekçi, “Siz kendi arzunuza uygun olanları iddianameye almışsınız. Bu emir 13 sayfa, iddianamede sadece 3 sayfası var. Biz personelimizi korumaya mecburuz” karşılığını verdi. ‘P ‘Kayıplar kapsam dışında’ TESEV raporuna göre insan hakları bir kenara, AKP iktidarı sadece hükümete yönelik darbe teşebbüslerini araştırıyor İstanbul Haber Servisi Ergekenekon davasından 16 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırılan Teğmen Mehmet Ali Çelebi, son savunmasında sözleri nedeniyle hakkında açılan soruşturmada dün, Silivri Cumhuriyet Savcılığı’nda ifade verdi. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, Çelebi’nin savunmasını yaptığı 17 Haziran 2013 tarihli duruşma tutanağını ekleyerek 23 Temmuz’da Silivri Cumhuriyet Savcılığı’na suç duyurusunda bulundu. Çelebi, dün sabah tutuklu bulunduğu Hasdal Askeri Cezaevi’nden Silivri Adliyesi’ne götürüldü. Çelebi, avukatı Serkan Günel’in eşliğinde Cumhuriyet Savcısı Tuba Şener yarım saat süreyle ifade verdi. Günel, Çelebi hakkında son savunmasındaki ifadeler nedeniyle soruşturma açılmasını eleştirdi. Tutanaklara göre Mehmet Ali Çelebi savunması sırasında “İddia makamı esas hakkındaki mütalaasında komik durumlara düştü” diye konuşuyor. Mahkeme Başkanı ise “Bakın onu da açıkça söyleyeyim. Eğer iddia makamına resen takibi gereken bir suç isnat ederseniz onu da savunma kapsamını aşan şeyler olarak değerlendiririz” şeklinde uyarıda bulunuyor. Çelebi ifade verdi İstanbul Haber Servisi Diyarbakır Barosu Başkanı Tahir Elçi, faili meçhullerle ilgili kilit alanın siyasi irade olduğunu, ancak halihazırda bir siyasi iradenin varlığından söz edilemeyeceğini belirterek “Siyasi irade bu soruşturmaların ardında güçlü bir şekilde durursa hâkimler, tıpkı Ergenekon davasındaki gibi, arkasında durur” dedi. Avukat Gülçin Avşar Ergenekon soruşturmasını yürüten savcılık ve mahkeme heyetinin, davanın cezai temellerini dışarıda bırakarak yalnızca hükümete yönelik darbe teşebbüsü suçu çerçevesinde oluşturduğunu söyledi. Türkiye Ekonomik ve Sosyal Etüdler Vakfı’nın (TESEV) hazırladığı “Ergenekon’un Öteki Yüzü: Faili Meçhuller ve Kayıplar” konulu rapor dün kamoyuna açıklandı. Raporu açıklayan avukat Gülçin Avşar şunları söyledi: “Sanıkların, Susurluk, Yüksekova Çetesi, JİTEM ve Özel Kuvvetler Komutanlığı gibi 1990’lı yıllarda sivil Kürt vatandaşlara karşı gerçekleştirilen yargısız infazların uygulayıcısı olduğu iddia edilen sivil örgütlerle bağlantısı, 1990’lı yıllarda özellikle Kürt vatandaşlara karşı gerçekleştirilen ağır insan hakları ihlallerinin açığa çıkarılacağı beklentisi yarattı. Ancak davanın temelinde bu yok.” Avşar, birçok faili meçhul cinayet ve kayıp olayında karşılarına söz konusu örgütlenmede olan ve iddianame ile ek klasörlerde adı geçen kişilerin çıktığını kaydetti. AKP Milletvekili ve TBMM Darbe ve Muhtıraları Araştırma Komisyonu Başkanı Nimet Baş da darbe komisyonlarının sonuç ve önerilerinde elde edilen en önemli yapılanmanın sivil anayasa yapılma süreci olduğunu belirtti. Gazeteci Oral Çalışlar da konuşmasında “Medyadevlet ilişkisinin sorunlu bir ilişki olduğunu, her dönem kim güçlüyse medyanın da onunla işbirliği içine girdiğini” belirterek “Devlet dışında bir medya kolay kolay teşekkül etmiyor” değerlendirmesi yaptı. ‘Yargıtatör’ direnişin onurlu bir tablosu ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP İzmir Milletvekili ve gazetemizin yayın kurulu üyesi Mustafa Balbay’ın tutukluluk ve yargılama sürecini anlattığı “Yargıtatör” oyunu Kayseri’de sergilendi. Oyundan sonra konuşan Balbay’ın eşi Gülşah Balbay, “Adalet kavramının yerle bir edildiği ülkemizde, biz dışardakilerin de duvarları en yüksek hapishanede yaşadığımızı sert bir vuruşla beynimize çakan eser” yorumunu yaptı. CHP Kayseri İl Örgütü ve Atatürkçü Düşünce Derneği tarafından gerçekleştiren etkinlikte, Balbay’ın tutukluluk ve yargılama sürecini anlatan “Yargıtatör” adlı oyun Kayseri Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatrosu’nda sergilendi. Oyunun sahnelendiği geceye Balbay’ın eşi Gülşah Balbay, kızı Yağmur Balbay ve CHP İl Başkanı Mustafa Ayan katıldı. Gülşah Balbay, “Yargıtatör oyunu, faşizmin iç karartıcı çehresine karşı içerde inatla direnen aydınlarımızın onurlu direnişinin bir tablosu” şeklinde tanımlayarak, oyunun öznelerinin Ergenekon ve KCK gibi davalarda yazgıları tortop edilmiş gazeteciler, yazarlar ve akademisyenler olduğunu kaydetti.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle