Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 24 KASIM 2013 PAZAR 10 n Baştarafı 1. Sayfada HABERLER CÜNEYT ARCAYÜREK n Baştarafı 1. Sayfada GÜNCEL GÜNDEM MUSTAFA BALBAY bilmek son söylemlerine pek çok çevrenin kuşkuyla bakmasına neden oluyor... Bu kanıyı kanıtlayacak bir değil birçok örnek aynı günlerde görsel ve yazılı medyanın gündemindeydi. Ne var ki bu örneklere bakarak hayret ve şaşkınlık duygusuna kapılmamak gerek. Zira bu türden örneklere yalnız siyasette, yalnız devletin üst bürokrasisinde değil; güncel yaşamımızda hemen her alanda rastlanıyor. RTE’nin dün söylediklerini bir süre sonra yalanlamasına o kadar çok rastlandı ki, adeta toplum, kamuoyu bağışıklık kazandı... Söylediğini yalanlıyor da ne oluyor? Toplumda bu ikiyüzlülük tepkilere neden olmuyor, en ufak iz bırakmıyor. Medya dünü anımsatmadan son söylediğini yeni bir ifadeymiş gibi büyük başlıklarla haberleştiriyor. HHH Dün bu gerçeği anımsatan bir haber yayımlandı. Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç; katıldığı bir etkinlikteki konuşmasında, yıllardır muhalefet partililerin, iktidara kul olmayan ilim adamlarının, muhalif medyanın ve yazarlarının söylediklerini, yazdıklarını yineledi. RTE’nin uyguladığı tek adam yönetimlerini, demokratik rejim adına yıllardır medyaya yansıyan sakıncaları bugün gördü. “Hükümetin Meclis üzerindeki vesayetin bütün ağırlığıyla devam ettiğini” söyledi. Yıllardır süregelen tek adam uygulamalarına şimdi karşı çıkıyor, örnek veriyor; “Hükümetten ne gelirse Meclis öyle yasa çıkarıyor” diyor. Hükümet ne derse eyvallah diyen Meclis değil Haşim Kılıç, yine iktidarı kollayan bir cümle kuruyorsunuz. Asker gibi üstten gelen her emre parmak kaldıran, o emre uymayan muhalefetten gelen uyarıları da dikkate almadan kabul eden Meclis’teki AKP vekil çoğunluğu! HHH Demokratik bir düzenden söz edilebilmesi için demokratik bir anayasanın zorunlu olduğundan söz ederek yeni anayasa hazırlık çalımalarının tıkanmasını eleştiren Haşim Kılıç’a göre, aksi halde rejim üzerinde tartışmalar devam edecek... Yeni anayasa yapılamadığına göre, bugünkü anayasada yeniden düzenlenmesini gerekli gördüğü bir önerisi var. Anayasanın cumhurbaşkanlarına tanıdığı yetkilerle donanmış bir kişinin, isim söylemiyor ama elbette RTE’nin; Çankaya’ya çıkmasındaki sakıncaların, ancak cumhurbaşkanının, devleti içeride ve dışarıda temsil edecek sembolik konuma getirmekle önlenebileceğini zorunlu görüyor. CHP yıllardır söyler durur ama Haşim Kılıç, maşallah yıllar sonra nihayet farkına vardı. Seçime beş kala şayet bir Meclis demokratik bir anayasa yapmak istiyorsa, öncelikle seçim ve partiler yasasını yenilemenin gerekli olduğuna, yüksek seçim barajına değiniyor. Hele tutuklu milletvekilleri sorununa değinmesi? Anayasadaki ilgili maddeye bir fıkra koyarak sorunun çözülebileceğini yıllar önce söylemiş, hatta hukuksal açıdan dayatmış olsaydı Kılıç; ola ki iktidarı bu yola itebilirdi. Ama ... yıllardır sustu bu konuda. Şimdi milyonlarca oyla seçildiler diye hâlâ içeride yatmalarına karşı çıkıyor. Özetlersek: Anayasa Mahkemesi Başkanı olarak Kılıç; zamanında bugün dile getirdiği uyarıları yapsaydı, elbette etkili bir görev yapmış olabilirdi. Ne çare Kılıç; atı alan Üsküdar’a geçtikten çok sonra kimi gerçeklerden söz ediyor. HHH Başbakan’ın Rusya’da Putin’e, “Şanghay İşbirliği Teşkilatı’na bizi de alın ve bizi de AB sıkıntısından kurtarın” dedi. Bu sözlerin elbette nereye varacağını pekâlâ biliyordu RTE.. Bu söz AB’ye sitem içerikli bir gönderme diye algılandı haberlerde. Oysa AB’de bu söylem: RTE Türkiye’sinin zaten örgüte tam üyelikten kaçmayı ve buna karşılık Batı’da insan hakları, basın özgürlüğü gibi kimi nedenlerle hoş görülmeyen Şanghay Beşlisi’nin işbirliği teşkilatına üye olmayı yeğlediğine... ...RTE’nin zaten Batı’ya değil Doğu’ya dönük yüzünü bu kez yarı şaka yarı ciddi bir ifadeyle Rusya’da gösterdiğine ilişkin kanılarla yorumlanacak. HHH Farklı özleyişler gündemde. RTE, AB’den... ülkenin özlenen demokrasiye kavuşmasını özleyenler de RTE’den kurtulmayı bekliyor! Böyle olur polisin kutlaması Öğretmenlere biber gazı ve tazyikli su... ALİCAN ULUDAĞ ANKARA Başbakan Tayyip Erdoğan’ın Trabzon’da “Fedakâr cefakâr öğretmenlerimize şükranlarımızı sunacağız. Onlar eli öpülesidir” dediği saatlerde, Ankara’da sorunlarını dile getirmek üzere toplanan binlerce öğretmene polis şiddeti uygulandı. Polis, Kızılay Meydanı’nda toplanıp, Milli Eğitim Bakanlığı’na yürümek isteyen EğitimSen üyesi yaklaşık 5 bin öğretmene; biber gazı, gaz bombası ve tazyikli su ile müdahale etti. Ara sokaklara kadar girip öğretmenleri kovalayan polis müdahalesinde 6 kişi yaralandı. Türkiye’nin dört bir yanından Ankara’ya akın eden Eğitim Sen üyesi öğretmenler, 24 Kasım öncesi Tandoğan Meydanı’nda buluştu. Buradan Gazi Mustafa Kemal Bulvarı’na çıkan öğretmenler, saat 10.00 sıralarında Kızılay’a doğru yürüyüşe geçti. Amaçları, MEB’in önünde toplanıp, basın açıklaması ile sorunlarını duyurmaktı. Yaklaşık 5 bin öğretmenin yürüyüşünde “AKP faşizmine teslim olmayacağız”, “Meslek onurumuza ve haklarımıza sahip çıkacağız” pankartları açıldı. Yürüyenler arasında ataması yapılmayan öğretmenler ile öğrenciler de yer aldı. GMK Bulvarı’ndan Kızılay Meydanı’nın başına çıkmak isteyen öğretmenlerin önü, çevik kuvvet polisleri, üç TOMA ve 2 Akrep aracı ile kesildi. Polis, grubun meydana çıkmasına izin vermedi. Polis aracından “Yaptığınız eylem kanunsuzdur. Size 10 dakika süre veriyoruz. Açıklamanızı yapın ve geldiğiniz yöne doğru dağılın. Yoksa zor kullanılarak dağıtılacaksınız” anonsu yapıldı. Öğretmenler ise sloganlarla barikatların kaldırılmasını istedi. Grubun daha fazla ilerlemesine izin vermeyen polis, 13.30 sıralarında önce biber gazı, ardından tazyikli su ve gaz bombası ile öğretmenlere müdahale etti. Öğretmenlere yoğun miktarda gaz bombası atılması sonucu GMK Bulvarı’nın başında göz gözü görmez oldu. Müdahale sürerken vatandaşlar, “Öğretmenime dokunma” diye slogan attı ve polis müdahalesine tepki gösterdi. Polisin sıktığı gazın türünün farklı olduğu, bölgede bulunan herkesi olumsuz etkilediği görüldü. Ataması Yapılmayan Öğretmenler Platformu da ayrıca, gündüz polisin izin vermediği Güvenpark’ta toplandı ve sabaha kadar oturma eylemi yaptı. Fenalık geçirdiler 6 yurttaş, yoğun gaz nedeniyle fenalık geçirdi ve hastaneye kaldırıldı. Bunlardan biri de dershaneye gelen Kübra isimli genç bir kız oldu. Kalp hastası olduğu belirtilen Kübra, ambulansla hastaneye götürüldü. Bir kadın eylemci de başından yaralandı. Özellikle İzmir Caddesi’ne giren polis, burada bekleyenleri dağıttı. Bu sırada kapalı otoparka bir grup eylemci girdi. Polis de otopark girişinde bekleyerek, eylemcilerin dışarı çıkmasını bekledi. Ancak olay yerine gazeteciler gelince, polis bölgeden ayrıldı. laylar sonucunda iki kişinin gözaltıO na alındığı öğrenildi. Bulvar üzerindeki grubu dağıtan polis, TOMA ve Akrep araçlarıyla öğretmenlerin kaçtığı ara sokaklara girdi. (Fotoğraf: NECATİ SAVAŞ) İstanbul’dan destek İstanbul Haber Servisi KESK İstanbul Şubeler Platformu üyeleri, Ankara’da polisin sert müdahalesini protesto etti. Taksim’deki Galatasaray Lisesi önünde toplanan üyeler “Faşizme teslim olmayacağız” pankartı açan grup adına açıklamayı yapan Eğitim Sen 8 No’lu Şube Başkanı Gıyaseddin Yiğit, “Kızılay’da eğitim emekçilerine yapılar saldırıyı lanetliyoruz. Sendikamız her zaman olduğu gibi baskı, sindirme ve yok etme politikalarına karşı mücadelesini sürdürmeye devam etmektedir” diye konuştu. MEB’in dershanelerle ilgili raporunda dikkat çekici istatistikler yer aldı Yüzde 42’si dönüşüme karşı 2 Aralık’tan önce 8 toplantı yapılacak Başbakan Erdoğan, dershanelerin kapanması ile ilgili yasa taslağının 2 Aralık’taki Bakanlar Kurulu’nda tekrar görüşüleceğini ve Meclis’e gönderileceğini söylemişti. MEB ise 2 Aralık’a kadar dershane temsilcileri ile 8 ilde toplantı düzenleyeceğini açıkladı. İstanbul, Samsun, Erzurum, Şanlıurfa, Antalya, İzmir ve Ankara’da, özel dershaneler ve etüt eğitim merkezlerinin, kurucu veya kurucu temsilcileri ile çalıştay yapılacak. Son çalıştay Ankara’da 28 Kasım’da yapılacak. re yıllık olarak 2.6 milyar TL ödüyor. SBS’ye hazırlık için ücret 8502050 TL, üniversiteye hazırlık 11003020 TL, mezun öğrenciler için 10003000 TL arasında. En fazla fen liseliler gidiyor: Dershanelere 1 milyon 388 bin öğrenci devam ediyor. Genel lise öğrencilerinin yüzde 19.54’ü, Anadolu liseleri öğrencilerinin yüzde 31’i, mes EMİNE KAPLAN ANKARA Milli Eğitim Bakanlığı’nın (MEB) Başbakan Tayyip Erdoğan ve AKP grup yönetimine sunduğu raporda, dershanelerin yüzde 56’sının özel okula dönüşüme “evet”, yüzde 42’sinin “hayır” dediği belirtildi. Rapordaki istatistikler şöyle: Kaçı dönüşüm istiyor: 3 bin 800 dershanenin yüzde 20’si, özel okula dönüşebilecek altyapıya sahip. Dershanelerin yüzde 43’ü bağımsız binada faaliyet gösteriyor. Dershanelerin yüzde 56’sı dönüşüme “evet” derken, yüzde 42’si “hayır” diyor. Cemaat dershaneleri: Ülke genelinde dershanelerin bina olarak yüzde 15’ini cemaat dershaneleri oluştururken, öğrenci sayısının yüzde 25’i ise bu dershanelere gidiyor. Ailelere maliyeti: Aileler dershanele leki teknik lise öğrencilerinin yüzde 4.54’ü, fen lisesi öğrencilerinin yüzde 57.6’sı, özel lise öğrencilerinin yüzde 20’si dershaneye giderken, dershaneye giden lise mezunlarının sayısı ise 253 bin. Öğretmen sayısı: Dershanelerde 27 bin 988’i emekli öğretmen olmak üzere toplam 39 bin 677 eğitimci görev yapıyor. “İnsan bilimlerinin açıkladığına göre, bugün dünyaya gelmiş bir çocuk, tarih öncesi çağlarda doğan bir bebekten hiçbir noktada farklı değil. İnsanlığın, yüzyıllar boyunca fethettiği ne varsa kültüreldir; bir başka deyişle, miras yoluyla değil eğitimle geleceğe taşınmıştır. Kısacası, insanı insan kılan her şeyi, dili, düşünceyi, duyguları, teknikleri, bilimleri, sanatları, ahlakı, insan öğrendi.” Devam ediyor: “Antropolojiye göre, insan vaktinden önce doğmuş bir hayvandır. Organizması, özellikle sinir bağlantıları yarıda kalmıştır. Böylece insan, küçük bir hayvanın tersine, her şeyi öğrenir ve öğrendiği sürece de başkalarına, yetişkinlere bağımlıdır. İnsanın bu yarım kalmışlığı, büyüklüğüdür de; hayvan daha doğuştan hayvanken insan yavrusu olabildiğince olmak zorundadır.” HHH İnsanı insan yapan eğitimin mimarı öğretmenler, bugün Türkiye’de eğitim deyince en son akla geliyor. Belki de atanamayan öğretmenler bu cümleye karşı çıkacaklar ve şöyle diyecekler: “Ne demek öğretmenler en son akla geliyor; hiç akla gelmiyor.” Son aylarda, hatta yıllarda eğitimle ilgili tartışma konularını alt alta koysak ilk sıraları şunlar alır: Sınav sisteminin değiştirilmesi, ders programlarının yenilenmesi, Eğitimin Birliği Yasası’nı tam uygulamak için tüm okulların adım adım imam hatibe dönüştürülmesi, dershaneler üzerinden iç savaşın başlatılması, öğrencilere süt dağıtım ihalelerinin yeniden düzenlenmesi, Andımız’ın kaldırılması, not sisteminin yenilenmesi... Eğitim sistemi o hale geldi ki; iktidarın yapabileceği en büyük iyilik, hiç dokunmaması olabilir. Zira, durmuş bir saat bile günde iki kez doğruyu gösterir, bu yapılanların ayarı yok. HHH Oysa bütün bunların ötesinde eğitimin direği öğretmendir. Gelişmiş ülkelerin başlıca önem verdiği alanların başında öğretmen yetiştirmek ve onu olabildiğince verimli kullanmak gelir. Günümüzde bilgiye ulaşmak kolaylaştı. Ancak asıl olan bilgiye ulaşmak değil, onu kullanabilmek ve bilgiden fikir üretebilmektir. Öğretmen, öğrenciye bunu aşılar. İç barışın sağlam temellere oturduğu ülkelerde yapılan araştırmaların ortak noktalarından biri şudur: Farklı toplumsal kesimlerin birbirini anlaması ve uyumu, okullarda öğretmenler aracılığıyla başlatılmış, pekiştirilmiştir. Türkiye’de ise öğretmenler iktidar hedeflerinin bir parçası olarak kullanılıyor. Bunun somut örneği, atama yapılırken eğitim sisteminin gerçek gereksinimlerine değil, hedeflenen neslin oluşmasını sağlayacak derslerin öğretmenlerine öncelik verilmesi. Bunun sonucu olarak da binlerce öğretmen yıllardır atama bekliyor. Belki de dünyanın hiçbir ülkesinde görmeyeceğimiz bir haber serisine sahibiz; atanamadığı için intihar eden öğretmenler! Öğretmen deyince iftihar akla gelmesi gerekirken bizde intihar geliyor. Bana bir harf öğretenin 40 yıl kölesi olurum sözü yönetim katlarında içerik ve anlam değiştirdi: Bana bir harf öğretmeye kalkanın, haddini bildiricisi olurum! Öğretmenler yeni nesil sizin eseriniz olacaktır sözü şu hale geldi: Öğretmenler, yeni nesli yetiştirirken bizim esirimiz olacaksınız! 100 yıl sonrasını düşünüyorsan toplumu eğit sözü dama atıldı: 100 yıl sonrasını düşünüyorsan, bugünün boşa geçiyor demektir. Öğretmenler Günü’nü her şeye rağmen kutlarken noktayı atanamayan öğretmenlerle koyalım. Türkçemizi yeni bir deyimle daha zenginleştirdik: Öğrencisiz öğretmenler! Aktif EğitimSen tekrar canlandı AKP’den öğretmene kadroya ve cemevine ret MUSTAFA ÇAKIR ANKARA Hükümet, bütçenin komisyondaki son gününde yedek ödeneğe “muhtelif idarelerin ihtiyaçları” gerekçesiyle 50 milyon liralık ekleme yaptı. Kiradaki kamu binaları için 330 milyon lira ayıran hükümet, CHP’nin cemevlerinin tadilat giderleri gerekçesiyle yedek ödeneğe 200 milyon lira eklenmesi önerisini ise reddetti. AKP, 24 Kasım öncesinde atanamayan öğretmenlerin umudunu da bir kez daha kırdı. Atanamayan öğretmenler için 127 bin kadro açılması, taşeronun kaldırılması, 4C’lilerin kadroya alınması, emeklilikte yaşa takılanların mağduriyetlerinin giderilmesine ilişkin muhalefet önergeleri AKP’lilerin oylarıyla teker teker reddedildi. 2014 yılı bütçesi önceki gece Plan ve Bütçe Komisyonu’nda kabul edildi. Görüşmelerin sonunda AKP 3 önerge verdi. “Muhtelif idarelerin ihtiyaçları için” yedek ödeneğe 50 milyon lira, “Ergene Havzası Koruma Eylem Planı” çerçevesinde altyapı projelerinin desteklenmesi için yatırımları hızlandırma ödeneğine 50 milyon lira eklenmesini öneren önergeler AKP’lilerin oyları ile kabul edildi. Komisyonda CHP ve MHP de önergeler verdi. Ancak tümü AKP tarafından reddedildi. CHP, “cemevlerinin tamir tadilat giderlerinin Diyanet İşleri Başkanlığı bütçesinden karşılanabilmesi” için Maliye Bakanlığı bütçesi yedek ödeneğinin 200 milyon lira artırılmasını istedi. Ancak CHP’nin önergesi AKP’lilerin oyları ile reddedildi. Muhalefetin verdiği, “çiftçilerin üretimde kullandıkları motorine ÖTV ve KDV istisnası getirilmesi, asgari ücretlilerden gelir vergisi alınmaması, taşeron hizmetin kaldırılması, 4C’lilerin kadroya alınması” gibi birçok önergesi yine AKP’lilerin oyları ile reddedildi. CHP ve MHP, atanamayan öğretmenler için 127 bin kadro açılmasını istedi. Ancak muhalefetin bu önergesi de AKP tarafından kabul edilmedi. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’na teknik hizmetler için 4 bin kadro verilmesi önerileri de AKP tarafından reddedildi. n Eğitim Servisi ÖZDEBİR, TÖDER ve Güvender üyesi dershanelerde görev yapan öğretmenler, “işlerine sahip çıktıklarını göstermek” amacıyla bugün derslere, kollarına ya da yakalarına siyah bant takarak girecekler. Dershane öğretmenleri yarın öğlen de Eminönü’nde topluca balıkekmek yiyerek protesto edecekler. n ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Ulusal Eğitim Derneği’nce “24 Kasım Öğretmenler Günü” etkinlikleri kapsamında, Ergenekon Davası’nda 23 yıl hüküm giyen eski İnönü Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Fatih Hilmioğlu’na “Eğitim Onur Ödülü” verildi. Ödülü Hilmioğlu’nun eşi Nurhan Hilmioğlu teslim aldı. n İstanbul Haber Servisi İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi Deneysel Tıp Araştırma Enstitüsü’nün çatısında dün onarım sırasında yangın çıktı. Binada hasar oluşurken dumandan etkilenen bir güvenlik görevlisi ayakta tedavi edildi. Enstitüde, hastalara ait patoloji örnekleri ile deneysel araştırmalar yapıldığı öğrenildi. n ANKARA (AA) Sayısal Loto’nun bu haftaki çekilişinde kazanan numaralar “4, 7, 22, 23, 40 ve 41” oldu. 6 bilen bir kişi, 1 milyon 569 bin 475 lira ikramiye kazandı. Çekilişte 5 bilenler 1792 lira, 4 bilenler 30 lira, 3 bilenler ise 4 lira 85’er kuruş ikramiye kazandı. Siyah bant takacaklar Yurt çalışanlarına da sendika hamlesi ‘kızlı erkekli’ rotasyon ANKARA AKP ile Gülen cemaati araMUSTAFA ÇAKIR SİNAN TARTANOĞLU ANKARA Kredi ve Yurtlar Kurumu (Yurtkur), öğrenci yurtlarını yalnız kız ve yalnız erkek olarak dönüştürdükten sonra; kantin çalışanları, sosyal hizmet uzmanları, kütüphaneciler ve güvenlik görevlilerine de çalıştıkları yurdun hizmet verdiği öğrencilerin cinsiyetine göre rotasyon uygulaması başlattı. İstanbul ve Edirne’deki kız öğrenci yurtlarında çalışan çok sayıda personelin de işlerine son verildiği belirtildi. Yurtları kızlı erkekli olarak ayıran Yurtkur, şimdi de tamamen kız öğrencilere hizmet veren yurtlarda erkek, erkek öğrencilere hizmet veren yurtlarda ise kadın personel çalıştırmamak için harekete geçti. Yurtkur yetkililerinden edinilen bilgiye göre genel müdürlük yurtlardaki kantin ve yemekhane görevlilerini yurdun hizmet verdiği öğrenci grubunun cinsiyetine göre düzenlemeye başladı. Yani kız yurdunda hizmet alım yoluyla kantin işleten işletmelerin erkek personel çalıştırması yasaklanmaya başlandı. Aynı yöntem erkek yurtlarında da kadın çalışanlara yansıtıldı. Yurtkur, kız erkek ayrımını kantinleri işleten özel şirketlerle de sınırlı tutmadı. Bazı yurtlarda görevli olan kütüphaneciler ve psikolojik hizmet veren sosyal hizmet uzmanları da dönüşüm çalışmaları kapsamında cinsiyetlerine uygun yurtlara gönderildi. Erkek güvenlik personelinin de sadece erkek yurtlarında görev yapacak şekilde rotasyona tabi tutulduğu, bu kapsamda kız yurtlarında kadın güvenlik görevlilerinin görev yapması için düğmeye basıldığı öğrenildi. Cemaatten Psikologlar da var Hilmioğlu’na ‘Onur Ödülü’ Çapa Tıp’ta korkutan yangın 16 işçi çıkarıldı Cinsiyete göre görev yeri değiştirilemeyen personel ise kovuluyor. İstanbul’da Vezneciler Kız Öğrenci Yurdu’nda aralarında kantin çalışanlarının da olduğu 10 erkek işçinin işine son verildi. Edirne Kız Öğrenci Yurdu’nda kalan öğrenciler ise yurdun kantininde çalışan 16 işçinin kovulduğunu iddia etti. 1 kişiye 1 milyon 569 bin TL sındaki “dershane kavgası” sendikal alana da yansıdı. Cemaate yakın olduğu iddia edilen ve mart ayında kapanan Aktif Eğitimciler Sendikası (Aktif EğitimSen) dershane kavgası alevlenince yeniden kuruldu. Sendikanın, diğer sendikalar tarafından AKP’ye yakın olduğu savunulan MemurSen’in en büyük sendikası Eğitim BirSen’e alternatif olarak kurulduğu yorumları yapılıyor. Temmuz 2013 istatistiklerine göre, eğitim, öğretim ve bilim hizmet kolunda yetkili sendika Eğitim BirSen’in 251 bin 110 üyesi bulunuyor. Türkiye KamuSen’e bağlı Türk Eğitim Sen’in 225 bin 250, KESK’e bağlı EğitimSen’in üye sayısı ise 124 bin 380 üyesi var. Eğitim BirSen’in genel başkanlığını aynı zamanda MemurSen Genel Başkanı da olan Ahmet Gündoğdu yürütüyor. Gündoğdu, son olarak “Akil İnsanlar” heyetinde de yer aldı. Aktif EğitimSen ise ilk olarak geçen yıl kuruldu. Sendika ilk kurulduğunda da “hükümet ile cemaat arasındaki dershane kavgasının sendikal alana yansıması” yorumları yapılmıştı. O dönemde MemurSen çevrelerinde de “Sendika bize rakip olarak kuruldu” yorumları yapılmıştı. Bu yılın başında cemaat ile hükümet arasındaki dershane kavgası yatışınca sürpriz bir şekilde Aktif EğitimSen de kapanma kararı almıştı.