17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 17 KASIM 2013 PAZAR 8 HABERLER “Asrın projesi” söylemiyle açılışı yapılan Marmaray’la ilgili tartışmalar bitmek bilmiyor. Postmodern Sıkıyönetim Merhabalar, 19 Şubat 2013’te KESK üyelerine yönelik bir operasyon yapılmıştı. 184 emekçi gözaltına alınmış ve 72 kişi tutuklanmıştı. Ben de İstanbul’da tutuklanan 32 kişiden biriyim. Diğer illerin hiçbirinde tutuklu yargılanan kalmadı. İstanbul’un iddianamesi ise 8 aylık kuluçka döneminden sonra neredeyse polis fezlekesinin aynısı olarak çıktı. Mahkemeye ilk olarak 2324 Ocak 2014’te çıkacağız. Kafadan 11 ay yatmış olacağız yani. Biz içerideyken ülke demokratik açıdan çook gelişti. Cumhurbaşkanlığı Ahmet Kaya’ya ödül vermiş. Yılmaz Güney’i övmüş Başbakan. Nasıl olur ama? Daha dün evlerimizden çıkan Yılmaz Güney’in bilekleri kelepçeli resmi bizimle birlikte gözaltına alınmadı mı? Bu ne yaman çelişki anne! Demokrasi paketi, ileri demokrasi... Demokrasi, isim tamlamasının tamlayanı ve tamlananı olarak kalmamış; paket paket, sandık sandık, üstümüze üstümüze yağmış. Düşünceyi ifade özgürlüğü, toplantı ve gösteri hakkımız varmış. Biz bu özgürlüklerimizi, anayasal haklarımızı kullanırken pusuya yatmış polis. Suç bulmamış, dağılın dememiş ama fotoğraf çekmiş. Bu fotoğrafları hatıra olarak saklayacak değil elbet. Kendince suça ispat sayacak. KESK eyleminde KESK flaması taşırken fotoğraflamışlar beni. Gözaltındaki ÇHD’li avukatlarla ilgili KESK genel başkanı açıklama yapıyor adliye önünde. Ben sendikanın çağrısı ile oradayım. Fotoğrafım için propaganda cezası istemişler. Engin Çeber’in işkencecileri yargılanıyor. Adliye önünde bu konuyla ilgili açıklamayı izlemişim. İşkenceye karşı çıkmak, 1 Mayıs’a katılmak, TEKEL işçilerine destek suçlarını işlemişim. Hatta bulunmadığım 19 Aralık eyleminde doğal olarak fotoğrafımı çekemeyince, eşimle birlikte sokakta yürürken çektiklerini dosyaya koymuşlar delil olarak. Haklarımızı kaşıkla kullanırken bedelini kepçeyle ödeten siyasi bir intikam davası olur da CD’ler olmaz mı? Var elbet. CD’lerden birinde “Aşır Emir, Isparta, öğretmen” yazıyor. Gelin görün ki Ispartalı değilim. Orada okumadım, öğretmenlik yapmadım, akrabam bile yok. Yine 2007’de ele geçen bir CD varmış ama nedense 2013’ü beklemişler. CD olur da gizli tanık olmaz mı? O da var tabii ki. Ethem’in ve Roboski’nin katilleri, işkenceciler “yedirtmeyiz” sloganı ile sanık koruma programına alınmışken tanık koruma programının gizli (belki de olmayan) tanıkları kendilerinden istenen suçlayıcı ifadeleri vermişler. Bir gizli tanık benim için “Şahsı Murat olarak tanıyordum...” demiş. Aynı gizli tanık tutuklu öğretmen arkadaşım Sinan Eşiyok’u da Murat olarak tanıyormuş. Kopyala yapıştırın azizliğine uğramışlar anlaşılan. Telefon dinlemeleri ve bunların rüya yorumlanır gibi yorumlanması da unutulmamış. Ailecek gittiğimiz, herkese açık piknik alanında Halk Cephesi’nin de bulunması, bizi bulmaya çalışan akrabama yol tarifini pankartlara göre yapışım, beni örgüte üye yaparmış meğer. Bu mantıkla korkarım ki AKP’ye de üye olmuşum bilmeden. Çünkü evimi de AKP Esenyurt İlçe Teşkilatı’na göre tarif ediyorum. Buyrun size daha önce de pek çok benzerini gördüğümüz bir iddianame daha. Bu yargılama KESK’i terörize etmeyi amaçlıyor. Bu iddianameler her türlü eylem ve etkinliği suç olarak gösterip talanın, sömürünün dikensiz gül bahçelerini yaratmaya çalışan iktidarın ilan ettiği postmodern sıkıyönetimdir. İyi çalışmalar. Aşır Emir EğitimSen İstanbul 1 No’lu Şube Üyesi Edirne F Tipi Hapishane Uzmanlar: Marmaray yeterli test sürüşleri yapılmadan açıldı, eksiklikler örtbas edildi Yolcular kobay oldu ÖZLEM GÜVEMLİ 76 kilometrelik Marmaray’ın yalnızca 13 kilometresinin apar topar açılması beraberinde aksaklıkları ve eleştirileri de getirdi. Uzmanlar İstanbul trafiğini rahatlatacak bir proje olan Marmaray’ın eksiklikler nedeniyle değersizleştirildiğini düşünüyor. Marmaray’ın yeterli test sürüşleri yapılmadan açıldığını ve şu an yolcuların kobay gibi kullanıldığını vurgulayan uzmanlar deprem tehlikesine de dikkat çekiyor. Geç tespit edildiği için, tünelin üzerine yerleştirildiği sıvılaşan zeminin küçük bir bölümüne kazık çakıldığı, ancak bu kazıkların içine demir donatı konulmadığı için kibrit çöpünden farksız olduğu da iddialar arasında. Uzmanlar, Londra ve Pekin’in de bu proje ile birbirine bağlanmasının mümkün olmadığına vurgu yaparak “Tünelde sadece metro hattı var. Bağlantı ancak tren ile olur” diyorlar. Boğaziçi Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölü Depremde ‘Rodeo’ etkisi... Batırma tünelinin yerleştirildiği Sarayburnu yakınlarındaki alanın 3’te 1’inde sıvılaşma olduğunu vurgulayan Tezcan, “Sıvılaşan zemin, depremde rodeo gibi üzerindeki yapıyı atar. Tüp geçitlerin araları açılır ve içeri su girer. Su girmesin diye alınan önlemler işe yaramaz. O su Halkalı’ya, Gebze’ye kadar gider. Asrın faciası olur” uyarısında bulundu. Sıvılaşan zeminde inceleme yapmak üzere Hollanda’dan su altı araştırma gemileri getirildiğini, alınan numunelerin İtalyan üniversitelerine gönderildiğini anlatan Tezcan, “Zeminde sıvılaşma var, önlem alın” uyarısı yapıldığını anımsattı. Tezcan, bu uyarı yapıldığında tüp tünelin yüzde 60’ının tamamlandığını, bu nedenle çok kısıtlı bir alanda önlem almak için kazık çakıldığını belirterek bu kazıkların da içinde demir donatı olmadan kibrit çöpü gibi oraya yerleştirildiğini vurguladı. mü öğretim üyesi Prof. Dr. Semih Tezcan, proje için Japonya’dan binde 7 faizle 2.5 milyar dolar kredi alındığını belirterek “Yarım milyar doları batırma tüneli, geri kalanı da istasyonların modernizasyonu, hattın 2’den üçe çıkarılması için verildi. Japonya bu proje için açılacak tüm ihalelere sadece Japon şirketlerin katılması şartını getirince kredinin faizi yüzde 15’e kadar çıktı” dedi. Her büyük mühendislik projesinde olması gereken, denetim yapacak müşavirlik firmasının da Japon olduğuna dikkat çeken Tezcan, kusurların ve gecikmelerin bu yüzden örtbas edildiğini söyledi. Pekin ile Londra’nın bu hat ile birbirine bağlanmasının da mümkün olmadığının altını çizen Tezcan şunları söyledi: “Bu bağlantı metro ile olur mu? Tünelden tren için 3. bir hat geçirilmesini önerdik ama dinlemediler. Tünelden tren hattı geçse LondraPekin birbirine bağlanırdı. Tünelden tren de geçmeliydi. Abdülmecit’in projesi de demiryolu geçişiydi. Metro hattının üzerinden de tren geçer ama bu, hattın saatlerce kilitlenmesi anlamına gelir.” Kapılar açıkken bile hareket etti Marmaray projesinde 20022008 yılları arasında sinyalizasyon SCADA ve haberleşme uzmanı olarak çalışan Rıza Behçet Akcan, yaşanan arızaların acelecilikten kaynaklandığını belirterek Marmaray açılmadan yapılması gereken testlerin de eksik olduğunu söyledi. Akcan, Marmaray’daki testler sırasında karşılaşılan arızaların önemli bölümünün kapıların açılması ve trenin hareketleri ile ilgili olduğunu vurguladı. Akcan, “Örneğin kapılar açıkken trenin çalışmasını istemeyiz. Denemeler sırasında kapılar açıkken trenin hareket ettiğini gördük. Benim de içinde olduğum bir tren 67 ay önce kapılar açıkken hareket etti. Bu çok tehlikeli bir durum. Kapı açılıyor, genel müdür ‘ellediler’ diyor. Bu tabir bir genel müdüre yakışmaz” dedi. Test sırasında trenlerde kullanılan kum torbaları yerine şu an yolcuların kullanıldığını ifade eden Akcan “Düzgün test de yapılmıyor. Biz test sırasında kum torbalarını koyarız, her şeyini not alırız, eksikleri not ederiz. Kum torbası yerine yolcu kullanılıyor ama eksiklikler not edilmiyor” dedi. Yolcuların arızalar sırasında panik yaşamamasının büyük bir şans olduğunu dile getiren Akcan, “Ama bundan sonra panik olmayacağının bir garantisi yok” uyarısında bulundu. Marmaray’ın apar topar 29 Ekim’de açılması “şov yapılıyor” eleştirilerine neden oldu. Kum torbası yerine insan Proje değersizleştirildi İnşaat Mühendisleri Odası İstanbul Şube Başkanı Cemal Gökçe, Marmaray’ın İstanbul ulaşımını rahatlatması açısından büyük önem taşıyan değerli bir proje olduğunu belirterek “Ortaya çıkan manzara projeyi değersizleştirdi. Kimsenin bunu yapmaya hakkı yok. Önemseyip desteklediğimiz bir proje için vatandaşlara ‘binmeyin’ demek de ‘binin’ demek de bizim açımızdan büyük sıkıntı” diye konuştu. Propaganda için sistemin tamamlanmadan 29 Ekim’de apar topar açılmasını eleştiren Gökçe, test sürüşlerinin daha uzun sürmesi gerektiğini ifade etti. Yapılan test sürüşlerinin de elektrik olmaması nedeniyle dizel çekicilerle yapıldığına dikkat çeken Gökçe, “Oysa çekicilerin de elektrikli olması gerekirdi. Yaşanan bu aksaklıklar şaşırtıcı değil” diye konuştu. Sistem için Üsküdar’da 10 milyon lira harcanarak kumanda mer ‘İmdat kolu’ iddiaları komik Akcan, Marmaray’da acil durum düğmelerine gereksiz yere basıldığına ilişkin iddiaları gülünç bularak “İstanbul’da raylı sistem ilk defa açılmıyor. İstanbul’da raylı sistemin kuruluşundan beri işin içindeyim. Genel müdür olarak yönettim, bizzat sistemi kurdum. Aksaray tramvayı 25 yıl önce açıldığında bile kimse imdat kolunu çekmiyordu. Marmaray’a binen İstanbullular uzaydan mı geldiler de sağını solunu kurcalıyorlar” diye sordu. Akcan, Marmaray’ın elektriğinin şehir şebekesinden alındığı savının da doğru olmadığını söyleyerek konuya şöyle açıklık getirdi: “Ulaştırma Bakanı arızayı ‘Şehir şebekesindeki kesintiden kaynaklandı’ diye açıklayınca elektriğin şehir şebekesinden alındığını düşündük. Ama Marmaray’ın açılışından 1520 gün önce asıl bağlamak istediğimiz trafo, yüksek gerilim hattından bağlanmış. O sav doğru değil, bakanın açıklaması bizi yanılttı.” Oyuncağa döndü kezi oluşturulduğunu anımsatan Gökçe, Marmaray’ın tamamı devreye girdiğinde bu merkezin kapatılacağını kaydetti. Gökçe, insan alışsın diye 15 gün boyunca ücretsiz olmasını da tepki göstererek “İşsiz güçsüz insanlar meraktan gidiyor. Bu kadar uzun süre ücretsiz olunca vatandaş Marmaray’ı çocuk oyuncağına çevirdi. Daha önce metro ve tramvay hatları açılışları da yapıldı. Orada kimse mekanizma ile oynamadı” dedi. Sözen: Proje bizim, davet bile etmediler İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olduğu dönemde Boğaz Tüp Tünel Geçişi Projesi’ni ihale aşamasına kadar getiren Nurettin Sözen Marmaray’ın açılışına davet edilmediğini açıkladı. Davet edilmediği için kırgın olduğunu söyleyen Sözen “Bu saygısız ve geçmişi reddeden anlayış ilk değil” dedi. Sözen, kendi döneminden önce kaba şekli ile var olan projeyi son olarak ODTÜ’de revize ettirip ihaleye hazır hale getirdiklerini anlattı. Sözen “Biz raylı tüp geçit olarak isimlendirmiştik, Marmaray dememiştik. Ama açılan sistem bizim projemiz, yeni bir proje çizmediler” diye konuştu. Sözen, açılışa davet edilmemesini de “Her gün her olayda bunu yaşıyorum. İnkâr eden bir anlayışları var” sözleriyle yorumladı. Sözen görevden ayrılmadan önce 14 kilometrelik Taksim metrosunun 10 km’sini tamamladığını, ama açılışın Recep Tayyip Erdoğan tarafından yapıldığını söyledi. Sirkeci tamamlanmadı Rıza Behçet Akcan, Sirkeci istasyonunun da yolcu yoğunluğu yüzünden değil istasyon henüz tamamlanmadığı için kapalı olduğunu belirtti. İstasyonlarda yapılacak bir sürü ince iş olduğunu söyleyen Akcan “Yürüyen merdivenlerden birinin motoru arıza yapmıştır mesela. Ya da 8 karo yerine konmamıştır. Oyuncak tren istasyonu değil ki bu... İnsanlara değer vermiyorlar” diye konuştu. Eskizleri Cahit Kayra çıkardı Sözen “Yapılanları inkâr etmek çok ayıp. Demokrasinin ve devletin devamlılığı ilkesine aykırı. ‘Emeği geçenler’ diye geçiştiriyorlar. Ayıp denilen bir şey var. Bu projenin yapılması, çizilmesi kolay bir şey değil. Tüp geçidin eskizlerini bile arşivden eski bakanlardan Cahit Kayra çıkardı. İnkâr politikası olağan hale geldi, alıştık artık” dedi. Nurettin Sözen kırgın olduğunu söyledi. n İstanbul Haber Servisi Bağcılar Belediyesi tarafından düzenlenen “Toplu Düğün Şöleni”nde evlenecek olan 48 çift, Marmaray Kazlıçeşme İstasyonu’ndan trene binerek Üsküdar’a geçti. Bağcılar Belediyesi’nden yapılan açıklamaya göre, her yıl düzenlenen “Toplu Düğün Şöleni”nde nişanlı olup maddi imkânsızlıklar nedeniyle evlenemeyen 48 çift, Marmaray’ın Kazlıçeşme’deki istasyonunda toplanarak Üsküdar’a geçti. Çiftler, nostaljik arabalara binerek, sahil yolunda gezdi. Fatih Sultan Mehmet Köprüsü’nden de geçen çiftler, İstanbul’un en yüksek binası olan Sapphire’den İstanbul manzarasını izlediler. Sapphire’in 55. katında Bağcılar Belediye Başkanı Lokman Çağırıcı’nın kıydığı 2 aynı nikâh töreninde, Sevilay Küçükşabanoğlu ve Mehmet Şanverdi ile Yasemin Köseoğlu ve Osman Çetin çifti dünya evine girdi. Çağırıcı da Başbakan Erdoğan gibi çiftlerden 3 çocuk yapmalarını istedi. Marmaray’da toplu nikâh geçidi
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle