22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
17 KASIM 2013 PAZAR CUMHURİYET SAYFA HABERLER Arkadaşları, sevenleri ve sanatçılar gazetecilikte 33. yılı için bir araya geldi 7 Herkes Balbay olsun ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Arkadaşları, sevenleri ve sanatçılar gazetecilikteki 33. yılında yazarımız ve CHP İzmir Milletvekili Mustafa Balbay’ı anlattı. Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Nazmi Bilgin, “Bugün Balbay, cezaevinde olduğu için Balbay değil. Onu Balbay yapan içindeki gazetecilik ateşi. O, bugüne değin her ay iki konferans verdi, 20’nin üzerinde kitap yazdı. Cumhuriyet gazetesi gibi bir gazetenin Ankara temsilciliğini üstlendi. O kalemini bir mühendis gibi kullandı” derken, Balbay’ın öğrencisi gazeteciyazar Ali Haydar Fırat da, “Bugün artık herkes bir Balbay ve bir Metin Göktepe olmak zorunda” görüşünü dile getirdi. Gazetemiz yazarı Balbay’ın meslekteki 33. yılı nedeniyle Cumhuriyet okurları ve sevenleri tarafından Çankaya Belediyesi Çağdaş Sanatlar Merkezi’nde etkinlik düzenlendi. Etkinlikte ilk önce Balbay’ın meslek yaşamından fotoğraf kareleri yurttaşların beğenisine sunulurken müzisyen Ersan Petekkaya, Balbay’ın “Zulümname” eserinden tiyatral bir dinleti sundu. Dinletinin ardından da Balbay’ın meslek yaşamın konu edildiği bir panel düzenlendi. Panelin oturum başkanlığını CHP Parti Meclisi üyesi Umut Akdoğan üstlendi. Akdoğan, Balbay’ı önceki gün Sincan’da ziyaret ettiğini belirterek onun her ne kadar bugün cezaevinde olsa da içeriden milletvekilliği görevini yapacağını, Parti Meclisi’ne katılacağını, güzel Türkçesiyle partideki açıklamaları kaleme alacağını ve TBMM’deki odasında konukları ağırlayacağını kaydetti. Çağdaş Gazeteciler Derneği Başkanı Ahmet Abakay, Balbay’ın her şeyden önce bir gazeteci, centilmen, saygılı, çocuklarına en iyi baba, eşine en iyi eş olduğunu belirterek, Balbay’ın hapiste geçirdiği süre içerisinde arkadaşlarının hem çoğaldığını, hem de azaldığını vurguladı. Abakay, bugün Türkiye’de yandaş ve yanaşma gazeteciliğin tavan yaptığını belirterek, bu gazetecilerin AKP ile birlikte geldiklerini, iktidarın eteklerine yapıştıklarını ve bu nedenle en kısa zamanda yükseldiklerini kaydetti. Abakay, bu gazetecileri “Sahte gazeteciler” olarak nitelendirdi. Balbay’ın öğrencisi gazeteciyazar ve “İki Dil Bir Bavul” filminin senaristi Ali Haydar Fırat, bugün çok sayıda gazetecinin terörist yaftasıyla hapislerde çürütüldüğüne vurgu yaparak, bu gazetecilerin arasında muhafazakâr ve sağcılardan herhangi birinin olmadığını kaydetti. Balbay’la ilk kez 1999’da Ahmet Taner Kışlalı’nın katledilmesinin ardından tanıştığını belirten Fırat, aynı zamanda bir araştırmacı olarak bugün Türkiye’de üniversite ortamlarında “Türkiye’de bir gazeteci ve aydın geleneği var mıdır” sorusunun sorulduğunu, ancak bu soruya kendisinin, “Yoktur, ama aydın ve gazeteci öldürme ya da cezaevinde çürütme geleneği vardır” diye yanıt verdiğini söyledi. “Ama yarın böyle olmayacak” diyen Fırat, bu görüşünü şair Hasan Hüseyin Korkmazgil’in “Yoktu yarınları onların, çünkü onlar suç taşıyan sandık gibi karanlıktılar” cümleleriyle açıklık getirdi. Fırat, bugün herkesin bir Balbay ve bir Metin Göktepe olmak zorunda olduğunu kaydetti. Fırat, “Artık evlerimizden çıkmanın zamanı geldi. Çünkü sokağı ele alan iktidarı da ele alır, Gezi Direnişi bize bunu gösterdi” diye konuştu. Gazetemizin düzenlediği etkinlikte konuşan gazetemiz yazarı Özgen Acar ise Balbay’ın Ergenekon davasında, “darbeye teşebbüse gerekçe gösterilen” “Genç subaylar rahatsız” haberinin aslında “bugünkü iktidarı rahatsız ettiğini” kaydederek şöyle devam etti: “Bugün ‘yandaş basın’ diyoruz. Ben bu kavrama katılmıyorum. Yandaş basın var ama bir de ‘çıkardaş basın’ var. Bunlar fırıldak gibi bugün öyle yarın böyle. Ancak bilinmelidir ki Cumhuriyet hiçbir zaman ‘çıkardaş basın’ olmadı. Hep Atatürkçü, ulusalcı oldu. Bu doğrultuda yürüdü. Bunun için Nadir Nadi’leri, İlhan Selçuk’ları hapise attılar; Uğur Mumcu’ları, Ahmet Taner Kışlalı’ları öldürdüler. Aydınlara terörist dediler. Oysa onlar kalemşorlardı. Kalemşorlar asla terörist olamaz. Ergenekon sürecinde önce İlhan Selçuk’u gözaltına aldılar. İlhan Ağabey hastalanınca Balbay’ı aldılar. Çünkü Balbay’ı İlhan Selçuk’un veliahtı olarak görüyorlardı” dedi. “Balbay darbe yapmadı, darbeyi Balbay’a yaptılar” görüşünü dile getiren Acar, “Sayın Başbakan bugün ‘Sandıktan çıktım’, ‘milli irade’ diyor. O, yüzde 49’la çıktı sandıktan. Balbay ise yüzde 51’le... Hani milli irade vardı? Milli irade içeride” diye konuştu. Hocaefendinin Hacet Duası “Durun siz kardeşsiniz!” dedik ama kavga durmadı. Tam tersine hızlanmışa benziyor. Demek ki ortada seçim hesaplarını da, “kardeşlik hukukunu” da bir yana bırakmalarını gerektirecek bir şeyler var. Bir taraf “ben bu dershaneleri kapatırım” derken, diğer taraf “Hacet” duasına oturmuş, destek arayışına girmiş deniliyor. Tarafını pek belli etmeden, diplomatik imalarla Cemaat’e destek çıkanlar da var, şimdilik gönlü bir yana aksa da sütre gerisine yatanlar da. Ben anlayamadım bu kavganın esbabı mucibesini ey kariler, siz anladınız mı? HHH İplerin kopmasının başlangıç noktası olarak PKK ile girişilen müzakerelere karşı çıkan Cemaat’in Oslo görüşmeleri ile birlikte harekete geçtiği, MİT Müsteşarı’na açılan soruşturmada parmağının bulunduğu, Başbakan’ın buna çok kızdığı, yasa çıkarıp müsteşarını korumaya alırken, “Beni de mi tutuklayacaksınız” dediği, Cemaat’in Doğu’da, Güneydoğu’da PKK ile arasının iyi olmadığı, “barış sürecine” giren hükümet kanadının, sürece de karşı çıkıp her gün makale döşenen Cemaat’e “öyleyse işte böyle” diyerek düğmeye bastığı ... söylenmekte... Bilmem ki doğru mudur? HHH Ben de en iyisi her zaman “munis” ve “ulvi” birtakım kelam ile zamanı geldiğinde duruma el koyduğu bilinen Hocaefendi’nin söylediklerine bakayım da, birinci elden fikir sahibi olayım dedim. Biliyorum ki çok “hikmetler” vardır bu eski vaizin sözlerinde. Girdim “Herkül Org” sitesine, vay ki vay, ateş püskürmekte Cemaat’in fukara önderi. Neler demiyor ki! Ama ben, en çok ilgimi çeken sırlarla dolu bir bölümü aktarayım da, siz de artık sırların içindeki sırra vâkıf olun. Aktarıyorum: “60 ihtilalinden bu yana onu da gördük tokadını yedik, 70 darbesini gördük tekmesini yedik. 80 darbesini gördük onun da çiftesini yedik. Hepsinden bir şey yedik. Fakat tekme atan tokat atan çifte atanın şimdi hesapları görülüyor. Biz yapmadık onu, kader hüküm verdi ve kaderin o mevzuda figürü olarak kullandığı insanlar, onları öyle yaptılar. Ne var ki birileri onları planlıyor, yapıyor, ‘Topuklarını birbirlerine vurdu. Karşımızda dimdik durdu bu adamlar. Bunlara bunu dedirttik’ diyorlar bir taraftan, fakat bir taraftan da camia onu sanki bir kısım elemanlarına yaptırtıyormuş gibi onlara fısıldıyor. Bir taşla iki kuşu vurma gibi bir nifak hareketi içinde bulunuyorlar.” HHH Bu kadarı yeter zaten bize; özete gerek var mı değerli karilerim. Ezcümle söylersek, şu sıralarda yargılananlar, hüküm giyenler konusunda, iddiaların aksine “biz yapmadık onu” demekte hazret. Yani “polis soruşturmalarında, savcılarda, davaları gören mahkemelerde dahlimiz yoktur” diye kenara çekilmekte. Kitap yazan Nedim’in, kitabını basamadan içeri alınan Ahmet’in, cemaati hedef alan, deşifre eden kitabı yüzünden hâlâ içeriden çıkamayan Hanefi Avcı’nın başlarına gelenler konusunda “vallahi de bizim günahımız yoktur” demekte. “Ne Balyoz’la ne Ergenekon’la ilgimiz var” diye ağlamakta. En çok ilgimi çeken yanı budur efendi hazretlerinin tiradında benim. Gerisi şudur ki; dış politikada şaşmış rotayı düzeltmeye çabalar, “Tutturamadık, durumu iyi kavrayamadık. Davutoğlu, bozduğun gibi düzelt” diyerek moda tabirle her şeyi “resetleyen” Başvekil, diklenen Cemaaat erbabına da “Hadi bakalım, el mi yaman bey mi yaman” diye rest çekmektedir. Ben de Hizmet ya da Cemaat “elemanlarına” ya da Gülen Efendi müritlerine, “Kenara çekildiniz ya, şimdi bunlar hepsini üstünüze yıkarlar, vallahi iki cihanda kurtulamazsınız, cennet kapılarını da kapatır bunlar size” diyerek mizahın karasına gömülüyorum da billahi çok üzülüyorum! Almanya’da anlamlı etkinlik Bu arada Balbay’ın Sincan Cezaevi’nde tecritte tutulduğu hücrenin bire bir aynısı, bugün 16.00’da, Frankfurt’ta sergilenecek. Etkinlikte Balbay’a ait özel eşyalar, el yazısı notlar, okur mektupları ve kitap çalışmaları da orininal haliyle ziyaretçilerin ilgisine sunulacak. Aynı gün opera binasında “Nâzım Hikmet Oratoryosu”nu seslendirecek ünlü piyanist Fazıl Say da sergiyi ziyaret edecek. Etkinlik öncesi Almanya’ya giden Balbay’ın eşi Gülşah Balbay, önceki dönem Yeşiller Partisi Eyalet Milletvekili olan Memet Kılıç’ı ziyaret etti. TBMM İçtüzük Uzlaşma Komisyonu, bu hafta yazım çalışmalarına başlayacak ‘Seçmene selam’ formülü EMİNE KAPLAN ANKARA TBMM İçtüzük Uzlaşma Komisyonu, bu hafta daha önce uzlaşılamayan 21 maddenin yazım çalışmalarına başlayacak. Milletvekillerinin gündem dışı ve yasa tasarıları üzerindeki konuşmalarında ağırlıklı olarak seçim bölgelerine yönelik açıklamalar yapmasının önüne geçilmesi, tasarıların özünün tartışılması için birleşimin açılmasında 10 vekile 3’er dakika yerinden söz verilmesi formülü üzerinde duruluyor. AKP, muhalefetin bir milletvekiliyle karar yeter sayısı vererek Genel Kurul çalışmalarını engellemesinin önüne geçmek için en az 15 milletvekilinin yeter sayı istemesini önerirken, muhalefet partileri buna karşılık grup başkanvekillerine bu yetkinin verilmesini istiyor. Partilerin ilkesel olarak sıcak yaklaştığı formüle göre birleşimin açılışında 10 milletvekiline yerinden, seçim bölgelerine ilişkin açıklama yapabilmeleri için kısa süreli söz verilmesi üzerinde duruluyor. Vekillere verilecek süre konusunda ise görüş ayrılığı yaşanıyor. Muhalefet partileri 5’er dakika, AKP ise 3’er dakika süre verilmesini istiyor. İçtüzükte en fazla tartışılan maddeler arasında, her milletvekilinin karar yeter sayısı isteyebilmesini öngören madde yer alıyor. AKP, sık sık karar yeter sayısı istenmesi nedeniyle Meclis’in çalıştırılmadığını belirterek en az 15 milletvekilinin karar yeter sayısı isteyebilmesini öneriyor. Buna karşı çıkan muhalefet partileri ise, son toplantılarda grup başkanvekillerinin karar yeter sayısı isteyebilmesini istedi. AKP’nin de buna sıcak yaklaştığı öğrenildi. Muhalefetin Genel Kurul gündemini değiştirebilmek için başvurduğu grup önerisi yönteminin de kaldırılmasını isteyen AKP, buna sınırlama getirmek istiyor. Hayrünnisa Gül’den tepki Fotoğraf: NECATİ SAVAŞ ‘Devlet anababa gibi değildir’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün eşi Hayrünnisa Gül kızlıerkekli ev tartışmalarına “Bu işi ailelerin götürmesi taraftarıyım. Ortada eğer kötü bir şey varsa devlet olmaması için tedbir alabilir, yurtlar kurabilir, ama anababa gibi olamaz. Bu iş ailede biter” tepkisini gösterdi. Hayrünnisa Gül, Posta gazetesinden Hakan Çelik’in sorularını yanıtladı. Gül, kızlı erkekli ev tartışmaları ile ilgili olarak “Her şeyin doğal seyrinden yanayım. Bir şeyi zorla yaptırmak çok güç. Belki bunun sıkıntılarını dönem dönem bazı yerlerde çekiyoruz. Ben de çocuğumun bu şartlarda kalmasını istemem. Yurtdışında okuyor, orada da o şartlarda kalmıyor. Anne baba olarak çocuğumuzun doğru şartlarda olmasını istiyoruz. Çocuğunu en iyi tanıyan anne babadır. Aile tedbir alabilir, yurtlar kurabilir devlet, ama anne baba gibi olamaz. Bu iş ailede biter” değerlendirmesini yaptı. Kadınlar gericiliğe başkaldırdı ANKARA/İZMİR (Cumhuriyet) AKP hükümetinin kadınlara yönelik açıklama ve uygulamaları TBMM önü ve İzmir’de protesto edildi. Ankara’da kadınlar, AKP’nin gerici uygulamalarına ve Başbakan Tayyip Erdoğan’ın kızlı erkekli kalınan öğrenci evlerine müdahale edecekleri yönündeki açıklamalarına karşı Meclis’e yürüdü. Binlerce kişi, Anadolu Kadın Hareketi, Cumhuriyet Kadınları Derneği, T.C. Sanatçı İnisiyatifi, Türkiye Gençlik Birliği, Türk Kadınlar Birliği ve Vardiya Bizde Platformu’nun çağrısıyla Güvenpark’ta toplandı. Bazı kadınların; hamile kadınları, çocuk gelinleri, şiddete maruz kalmış kadınları anlatan makyajlar yaptığı, kıyafetler giydiği görüldü. Eyleme CHP milletvekilleri Nur Serter ve Dilek Akagün Yılmaz, İşçi Partisi Genel Başkan Yardımcısı İnci Özdil de katıldı. “Yobazlığa da, gericiliğe de hayır”, “Kadınlar diktatöre teslim olmayacak”, “Cumhuriyet için başkaldırıyorum”, “Şiddete ve tecavüze geçit yok” yazılı dövizler taşıyan binlerce kişi “Kadınlar gericiliğe başkaldırıyor” pankartı ile Meclis’e yürüdü. Kadınlar Meclis’in Dikmen kapısı önünde yaptıkları açıklama ile hükümeti kınadı. İzmir’de ise Kıbrıs Şehitleri Caddesi’nde bir araya gelen kadınlar çaldıkları düdük ve attıkları sloganlarla hükümete tepki gösterdi. Cumhuriyet Meydanı’ndaki Atatürk Anıtı önünde saygı duruşunda bulunan grup, İstiklal Marşı’nı ve “Andımız”ı okudu. tip Ve tBkp yÖnetiCisi VEFAT Merhum SamimSevinç Kocagöz’ün oğlu, merhum İhsanMuazzez Tanrıöver’in damadı, ŞükrüGül Kocagöz’ün kardeşi, Şükrü Kardıçalı’nın amcası, Aylin Kocagöz’ün babası, Esma Kocagöz’ün sevgili eşi Sargın anıldı İstanbul Haber Servisi Türkiye İşçi Partisi (TİP) Genel Sekreteri ve Türkiye Birleşik Komünist Partisi (TBKP) Genel Başkanı Nihat Sargın, ölümünün 3. yılında dün Zincirlikuyu’daki mezarı başında düzenlenen törenle anıldı. Nihat Sargın’ı anma törenine, yakın arkadaşı Mustafa Atalay, TİP Genç Öncü Genel Başkanı Abdurrahman Atalay, TİP yönetim kurulu üyeleri, İstanbul Tabip Odası Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Nazmi Algan, Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi Yönetim Kurulu Sekreteri Sami Yılmaztürk, ÖDP İstanbul İl Örgütü üyeleri ve mücadele arkadaşları katıldı. (Fotoğraf: CANAN COŞKUN) Varol’dan kızlıerkekli sorusu Show TV ekranlarında yayınlanan İhsan Varol’un sunduğu Kelime Oyunu yarışmasındaki sorular izleyenleri şaşırttı. Varol, “karmaokul” sorusuyla Başbakan Erdoğan’ın kızlıerkekli açıklamalarına gönderme yaptı. Varol, Gezi Direnişi sırasında da sorduğu sorularla eylemcilere destek vermişti. AHMET FÂDIL KOCAGÖZ 17 Kasım günü (bugün) öğle namazında Söke Kocacami’den kaldırılarak Akçakaya Kocagöz Mezarlığı’na defnedilecektir. Arzu edenlerin EÇEV’e bağışta bulunmalarını dileriz. AİLESİ
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle