Katalog

10 KASIM 2013 PAZAR CUMHURİYET [email protected] SAYFA KÜLTÜR 21 14. ULUSLARARASI ANTALYA PİYANO FESTİVALİ Nesrin Kazankaya’nın yazıp yönettiği ‘Akdeniz’ müzikali Tiyatro Pera’da Gayriresmi Akdeniz u Geçen mayısta Akdeniz ruhu Gezi Parkı’nda yükselince prömiyeri bu sezona ertelenen müzikalde, resmi tarih dayatmalarının dışında bir Akdeniz ülkeleri tarihi geçiyor sahneden. ÖZNUR OĞRAŞ ÇOLAK isteyenler, fikirleri, düşünceleri ve şiirleri için Nâzım Hikmet’in elinden özgürlüğünü almış, onu duvarların arasına kapatmış. Kazankaya, “Düşünceleri, inançları ve yeteneği yüzünden cezalandırılan, 34 yıl ağır hapis “İki yıllık bir proje bu, bir yılı aşkın bir süredir şarkılara çalışıyoruz. Gerek orkestra düzenlemeleri, gerek şarkıların söylenişinde çağdaş ve çoksesli bir yapı için büyük emek verildi. Prömiyeri geçen mayıs ayında yapa Nesrin Kazankaya’nın oyunları seyirciyi içine çekiyor. Sanki sahnede yaşanan olaylar gerçek, içindesiniz ve olan biteni seyrediyorsunuz. Deyim yerindeyse bir büyü gibi... Aşk, tutku, hüzün, ayrılık, sürgün, coşku, mizah ve direniş temalarını görebileceğiniz oyun tıpkı bir portakal gibi biraz tatlı, biraz buruk... Oyunda söylenen şarkılar coşkulu ama hüzün dolu... Kazankaya’nın yazdığı ve yönettiği “Akdeniz” müzikali, portakal toplayan Akdenizli iki kız kardeşin, Akdeniz’e kıyısı olan ülkelerde düşsel bir gezintiye çıkmasıyla başlıyor. Portekiz, İspanya, Fransa, İtalya, Yugoslavya, Yunanistan, Kıbrıs ve Türkiye’nin anlatıldığı oyunda, faşizmin damgasını vurduğu tarihleri ve toplumların özgürlük için verdikleri direniş hemen hemen aynı. Geçmişte savaş ve bağımsızlık için bütün ödünler verilmiş. Sıra Türkiye’ye geldiğinde ölümlerin, yıkımların, hürriyet için verilen mücadelenin çok çabuk unutulduğunu görüyoruz. Geçmiş yıllarda özgürlük cezasına mahkum edilen, 17 yıla yakın hapiste yatan şairimizin yaşamı... Bunca insanımız hapislerde yatarken Türkiye’yi başka bir malzemeyle anlatamazdık. Onun şiirleri ve hapishane yaşamından kesit sahneler, yalnız hüzün değil, günümüzde yaşananlara yönelik umut dolu” diyor. Kazankaya’ya göre, Akdenizli olmak bir ayrıcalık: caktık ancak Akdeniz ruhu Gezi Parkı’nda yükselince bu sezona erteledik. Her ülke toplumunun öncelikle kendi tarihini, ardından da dünya tarihini, resmi tarih dayatmaları dışında iyi bilmesi gerekiyor.” Oyunda ülkeler şarkı ve şiirlerle anlatılıyor. Her ülkenin kendi dilinde şarkılar söyleniyor oyunda. Ayrıtılı ve titiz çalışmayı tercih eden Ka zankaya, kendi özgün müzikal stilini yaratmış “Akdeniz”de... Sahnede keyifli bir ekip buluşması görüyoruz. Oyunda 5 kişilik orkestra ve 9 oyuncuyla, 19 şarkı söyleniyor. 8 enstrüman çalan orkestra üyeleri, zaman zaman oyuncu olarak da oyunda yer alıyorlar. Müzikalin kolay bir iş olmadığını söyleyen Kazankaya, “Müziğin disiplini içinde mükemmeli hedeflemek, dram sanatıyla buluşturmak gerek. Çok uzun bir çalışma ve inançlı, yorulmayan bir ekip gerekiyor. İyi bir müzik tiyatroyu çok daha vurucu bir hale getiriyor” diyor. Yeni bir oyunun hazırlıklarını da sürdüren Kazankaya, yine kendi yazdığı ve yönettiği “İki Oyun Bir Ülke” ile 6 Aralık’ta prömiyer yapacak. Ayrıca 2014 Mayıs ayında “19. Uluslararası İstanbul Tiyatro Festivali”ne, Shakespeare’in “Kısasa Kısas” oyununu sahnelemeyi hedefliyor. Volkan Aktan, Erdinç Anaz, Emre Çakman, Linda Çandır, Gamze İpek, Başak Meşe, Zeynep Özden, Selin Sevdar ve Gökçe Burcu Zümrüt’ün rol aldığı oyunun müzik ve vokal yönetmeni Ezgi Kasapoğlu. Dramaturji Şafak Eruyar, dekor tasarımı Başak Özdoğan, kostüm tasarımı ise Fatma Öztürk’e ait. (Bugün 18.30’da Tiyatro Pera’da, 16 Kasım’da 20.30’da Caddebostan Kültür Merkezi’nde) ‘Su’yun Türkiye prömiyeri Kültür Servisi Antalya Büyükşehir Belediyesi’nin düzenlediği 14. Uluslararası Antalya Piyano Festivali önceki akşam Fazıl Say konseri ile başladı. Açılış konserinde Fazıl Say’ın piyano ve orkestra için bestelediği, dünya prömiyeri İsviçre’de gerçekleşen ve sanatçının suyun sakinliğini ve gücünü müzikle bir araya getirdiği “Su” adlı eserinin Türkiye prömiyeri gerçekleşti. Eserin prömiyerinde, sanatçıya şef Naci Özgüç yönetimindeki Antalya Devlet Senfoni Orkestrası eşlik etti. Konserin ikinci yarısında ise Fazıl Say’ın son dönemde dikkat çeken eseri “İlk Şarkılar” seslendirildi. Eserde, Say’ın piyanosuna solist Serenad Bağcan sesiyle eşlik etti. Gecede ayrıca, Belediye Başkanı Mustafa Akaydın ve ressam Fikret Otyam; festival boyunca AKM fuayede ziyaret edilebilecek M. Mesut Özderin’in resim koleksiyonunun sergi açılışını gerçekleştirdi. ‘Şair Eşref Silivri’de’ Kültür Servisi Semih Çelenk’in yazdığı, Barış Taşkın’ın yönettiği “Şair Eşref Silivri’de” adlı yeni bir oyun Müjdat Gezen Tiyatrosu’nda cumartesi günleri saat 20.30’da sahneleniyor. Oyunda, Abdülhamit’in Şair Eşref’i mahkemeden mahkemeye sürüklemesi, Eşref’in baskı ve işkence altındaki günlerinde bir gün uyuyakalması ve uyandığında kendini Silivri’de bulması anlatılıyor. Terence Blanchard ve Robert Glasper’ın sağ kolu olarak tanıyoruz onu, ayrıca sayısız ustayla ortaklığı var. “Live Today” Amerikalı basçı Derrick Hodge’un ilk albümü, aynı zamanda maceracı bir ruhun, disiplinli bir kafanın ürünü. Hodge’un yetenekleri, sadece bas çalmakla sınırlı değil. Yapımcı, süpervizör, proje lideri ve hiphop ustası… Açılıştaki “The Real”, büyüleyici Karayip zouk ritmiyle sizi hemencik içeri çekiyor. Hodge melodik bas hattıyla hem teknik gösteriler yapıyor, hem hüzün ve duygusal derinlik yaratıyor. Heyecan verici seslerle Derrick Hodge ‘Live Today’ (Blue Note) göz kamaştırıcı bir füzyon ve kişilikli bir sanat formu oluşturuyor. Tüm bunlar ve elindeki koca bas, “Message Of Hope” adlı parçada Frank Zappa kafasıyla bir solo yapmasına engel olmuyor. Piyanist Alan Hampton’ın vokal yapıp, gitar çaldığı “Holding Onto You”, albümün bütününden bağımsız duruyor. Karman çormanlığına karşın, fikirleri bulanık olmayan biri Hodge. Geniş bir ufku var; bir de izlenimci armonileri, alttan alta tahrik cümleleri, caz, hiphop ve diğer çağdaş pop formlarının iyimser ve idealist kombinasyonu. Tüm kışkırtıcı cazibesini kullanıyor bizim için; Jaco Pastorius ruhu, Victor Wooten tekniği, Miles Davis zekâsı, Weather Report soundu… Çılgınlık kertesinde yetenekli bir adam Rob Zombie, biraz da deli. Eski topluluğu White Zombie’nin ardından 15 yıldır solo takılıyor. Yedi yıldır albümü yoktu, meraklıları uzun süredir bekliyordu; “Venomous Rat Regeneration Vendor” onun beşinci stüdyo çalışması. Yeni albüm baştan sona nonstop heyecan yolculuğu; eğlenceli ve sağlam bir rock’n roll macerası. Yıllar Rob’un vokalini sertleştirmiş ve derinleştirmiş. Alice Cooper mirasının sadık bekçisi karanlık ve tehditkâr bir bütünlük içinde korku ve erotizm karışımı bir koku yayıyor. Rob Zombie ‘Venomous Rat Regeneration Vendor’ (Universal) Metalin öfkesi ve dansın kıvraklığı ile iyice yoğrulmuş şarkılarla dolu albümde Bhorror sineması etkisindeki konular sürüyor, müzikal olarak da gürültülü funky rock ve dans edilebilir (kafa sallanabilir) metal. Marilyn Manson’ın eski davulcusu Ginger Fish ile ilk albümü Rob’un. Parçaları ise gitar virtüözü John Five ile imzalamış. Yetmişlere selam vermeyi de ihmal etmemiş, Grand Funk Railroad klasiği “We’re An American Band”i şanına yakışır biçimde yorumlamış. 40 dakikaya sığdırılmış, cehennemden çıkma The Stooges hamlığındaki 12 parçayı baştan sona şarkı atlamadan dinleyin. Bittiğinde aynı işi bir daha yapacaksınız, sonra bir daha, bir daha, bir daha… Don Kişot Evi için dayanışma Kültür Servisi Gezi Direnişi ile örgütlenen Yeldeğirmeni Dayanışması ve mahalle halkının destekleriyle ayakta kalan Don Kişot Evi için 12 Kasım’da bir dayanışma konseri düzenlenecek. Baba Zula ve Sekerse Tehlike’nin sahnede olacağı konserden elde edilecek gelirle dayanışma evi için gerekli olan inşaat malzemeleri alınacak. Kadıköy Sahne’deki konserin giriş ücreti 20 TL. Tristan Tzara ile birlikte gerçekleştirdiği 1955 tarihli şiir kitabı “Zaman Doğarken”den (Le Temps Naissant) alıyor. Sergi 7 Aralık’a kadar devam edecek. Nejad Devrim Galeri Nev’de Kültür Servisi Galeri Nev Ankara, 20132014 sergi sezonuna Nejad Devrim ile devam ediyor. Sergi adını, Nejad’ın, Dada akımının ikonik yazarı