17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET [email protected] 10 KASIM 2013 PAZAR 20 KÜLTÜR 23. İstanbul Sanat Fuarı’nın Onur sanatçısı Mustafa Ata: İçeriğim gençlerle aynı: Direniş ZEYNEP ALTAY Bugün 10 Kasım... “Biz Türkiye’yi kendimize örnek alıyorduk; hep Türkiye gibi olmak istiyorduk. Ama artık aynı şeyi söyleyemeyiz...” “İslam dünyasında, Türkiye Cumhuriyeti’nin ayrıcalığı, farklılığı vardı: Müslüman coğrafyasında çağdaşlığın simgesiydiniz...” “Örnektiniz...” “Umuttunuz...” Hep geçmiş zamanlı söyleniyor bu tümceler... Bir zamanlar... Dün... Referansınız din olmadan önce... İki gündür Sosyalist Enternasyonal Kadın Konseyi toplantısı vardı İstanbul’da. Yukarıdaki alıntılar, toplantı başlamadan önce yabancı delegelerin sohbet sırasında söyledikleri... Bugün 10 Kasım... İçim acıyor... Çağdaş uygarlık yolunda atılan her adımda Mustafa Kemal Atatürk’ün koyduğu ilkeler var. Geriye, karanlığa yönelen her adımda da onun yokluğu... Sosyalist Enternasyonal Kadın Konseyi toplantısına 30 ülkeden 70 kadar delege katıldı. Ev sahipliğini CHP yaptı. BDP gözlemcilerle katıldı. İki ana tema vardı: “BM Yüzyıl Kalkınma Hedefleri, 2015 sonrası Kalkınma Gündemi” ile “Arap Baharı ve Kadınlar”... Şu minicik köşeye, toplantıda tartışılan konuların binde birini sığdıramam ancak şunu genelleyebilirim: Kuzey Afrika ve Ortadoğu’da “Arap Baharı” diye etiketlenen olayı başlatan, ilk fitili ateşleyen kadınlardı. Direnerek, başkaldırıyla, haklarını savunarak, örgütleyerek, yazarak, konuşarak, tartışarak, çatışarak erkeklerle birlikte, erkeklerle yan yana diktatörlüklere karşı “devrim” gerçekleştirenler kadınlardı. Bugün, “Arap Baharı” çoktan “Arap sonbaharına” dönüştü. Çünkü diktatörlerin yerini dinci yönetimler aldı. Kadınları dışlayan, yaşamın her alanında ayırımcılığı kışkırtan yöneticiler... Bugün 10 Kasım... Onu her zamankinden daha çok özlüyorum... Yalnız ben değil, toplantıya Arap dünyasından katılan neredeyse her delege onu özlemle anıyordu. Onların şansızlığı bir Mustafa Kemal Atatürk’leri olmamasıydı. Bugün 10 Kasım. 75 yıl oldu onu yitireli. Özellikle şu son on yılda onu yok saymak, küçültmek, karalamak, hakaret etmek, anısını silmek için yapmadıkları kalmadı! Ama boşuna! Dedim ya: Çağdaş uygarlık yolunda atılan her adımda onun koyduğu ilkeler var... Geriye, karanlığa yönelen her adımda da onun yokluğu... Ve kaçınılmazdır ne denli önlenmeye, geriletmeye çalışılsa da, toplumsal gelişimin temel içeriği, ileri gitmek zorundadır. Atatürk ilkelerini sömüre sömüre bugün geldiğimiz nokta: 136 ülke arasında 120. sıra... Dünya Ekonomik Forumu Cinsiyet Uçurumu 2013 raporundaki utanç verici yerimizi düşünmeden edemiyorum... Sosyalist Enternasyonal Kadın Konseyi toplantısının açılış konuşmalarından birini de Gülsün Bilgehan yaptı... O konuşmasını yaparken Gezi’nin simgelerinden “Kırmızılı Kadın” da geldi aramıza oturdu. Kurtuluş Savaşımızın tüm direnen kadınları da; dünyanın farklı coğrafyalarından tüm “Kırmızılı Kadın”lar da katıldı. Bu arada muhteşem bir de “sol” tanımını bizle paylaştı: “Yalnız bana değil sana da... Yalnız burada değil, orada da... Yalnız şimdi değil yarın da...” Bugün 10 Kasım. Bugün ve her gün Mustafa Kemal Atatürk benimle. l Ata, yapıtlarını ustalarının kapısına eğri odun bırakmadan üretmeye çalıştığını söylüyor. Sanatçı, içeriğinin ise gençlerin Gezi’yle ilgili yapıtlarındaki Direnişle aynı olduğunu vurguluyor. TÜYAP 23. İstanbul Sanat Fua rı ARTİST’in Onur Sanatçısı Mustafa Ata’nın fuardaki sergisi, 50 yıla yaklaşan sanat yaşamının bir özeti niteliğinde. Başlangıçtan günümüze sürekli bir “değişebilirlik” içinde görülen Ata’nın, sanatsal içeriği, fuardaki gençlerin Gezi olaylarla ilgili yapıtlarıyla aynı: Direniş. Yapıtlarınızı belirleyen etkenlerden söz edebilir misiniz? Başlangıçtan beri insan ve çevresini tanıma bilinci. Özellikle bugün geldiğim noktada; yaşadığım coğrafyanın kültürel değerlerini göz ardı etmemeyi daha çok önemsiyorum. Öte yandan günümüz dünya sanatı içinde çağdaş bir bireşim oluşturmak yapıtlarımın temel sorunlarından biri. Fuarda eserlerinizden oluşan özel bir sergi de sanatseverlerle buluştu. 47 yıllık sanat yaşamınızı nasıl bir çerçevede sundunuz? Bu sergi başlangıçtan günümüze seçilmiş eserlerden oluşan sanat hayatımın kısa bir özeti. Figürden yola çıkarak oluşturduğum yapının sonuçları. Şöyle bir bakıldığında sürekli bir değişebilirlik içinde olduğum görülür. Başlangıçtan beri renkle tariflediğim biçimin, bugün geldiğim noktada “biçimsel değerlerin değişmesi” yanında doğal olarak içeriğin de değişimi söz konusu. Bu beni nesnel gerçeklere daha çok yaklaştırdı. Sergide, “Sarmal Gelişim” başlıklı iki yapıtınıza yer verdiniz. Sarmal gelişim ile neyi işaret ediyorsunuz? Doğu ve Batı’nın sunduğu dünya görüşü ve yaşama biçimi tarih boyunca çoğu zaman çatışmayı da birlikte getirmiştir. Biri diyalektik filozofiyi önerirken diğeri metafizik dünyadan söz eder… Biri nesnelerin değişmezliğinde ısrar ederken diğeri değişebilirliği, bir başka deyişle Sarmal Gelişim’i öne rir. Her iki yaşama biçiminin getirdiği etik öneriler tarihsel süreçte dünya sanatına başyapıtlar kazandırmıştır. İşte bu noktada bize düşen nedir? Bu soruyu günümüz sanatçısı kendine daima sormalıdır. Ödülü, Türk resim sanatının bugünkü noktaya gelmesinde emeği geçen büyük ustalara adadınız? ‘Geçmişteki gelecek’ teması, aynı alanda eserleriyle bir araya geldiğiniz gençler için ne söylemek istersiniz? Geçmişi unutturarak bugünü kurgulayamazsınız. Sanat bir ahlak meselesidir, ahlaklı olmayı öneren bir yaşam biçimidir. Ben eserlerimi, bu fikri başlangıçtan bugüne ısrarla sürdüme çabasının bana verdiği güçle, ustalarımın kapısına eğri odun bırakmadan üretmeye çalıştım. Bugün fuarda gençlerin Gezi olaylarıyla ilgili yaptıkları eserleri görüyoruz. İçeriğim onlarla aynı: Direniş! Türkiye’de sanatsal ticari sirkülasyo nun geldiği noktayı genç sanatçılar için bir tehlike olarak görüyorum. Üretenle tüketen arasında duran kurum veya kişiler, özgür yaratmanın önünde engeldir. Yaşamın her alanında emeğin değerlendirilmesini toplumsal etik açısından çok önemsiyorum. TÜYAP kültür ve sanat adına bunu hayata geçirme, kültürün ve sanatın konuşulduğu bir alan yaratma çabası gösteriyor. Sosyalist Enternasyonal Kozmikova’nın tablosunun Sanat Fuarı’ndan kaldırılmasına protesto ‘Müdahale’ye müdahale var... u ‘Müdahale Var mı?’ sergisinde, Başbakan Erdoğan’ı eleştiren bir tablo önceki gün savcılık kararıyla kaldırılmıştı. Dün sanatçılar bu ‘müdahale’yi protesto amacıyla, sergideki tüm yapıtların üstünü siyah çöp poşetleriyle kapattı. ASLI ULUŞAHİN 23. Uluslararası İstanbul Sanat Fuarı’ndaki, “Müdahale Var mı?” isimli sergide yer alan bir tablonun, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a hakaret şikâyeti sonrası savcılık kararıyla kaldırılması sergideki diğer sanatçıları harekete geçirdi. “Müdahale Var mı?” sergisinde yer alan tüm yapıtların üstleri sanatçılar tarafından siyah çöp poşetleriyle kapatıldı. Dün fuar alanına gelen sanatseverler, “kesin bilgi: müdahale var” yazısı ve simsiyah duvarlarla karşılaştı. Protesto, Nova Kozmikova’nın, Başbakan Erdoğan’ın petrol ve duble yollar politikasını eleştiren, gözlerinden ve ağzından zift akan tablosunun, bir vatandaşın şikâyeti üzerine, önceki gün sergiden kaldırılması nedeniyle düzenleniyor. Savcılık tabloyla ilgili soruşturma Solun en güzel tarifi başlatmış, küratör Ali Şimşek ve sanat fuarının organizatörü Ümit İyem karakolda ifade vermiş. Ümit İyem, şu sıralar işleyen bir hukuk süreci olduğu için yorum yapmak istemiyor. İfadesi sırasında “İşimi yaptım” dediğini belirten İyem, bugün de söylenmesi gerekenleri sanatçıların söylediği kanısında. Ali Şimşek de “Hep birlikte sonucu göreceğiz. Ama sergi sorduğu sorunun cevabını aldı. Bu anlamda sergi amacına ulaştı” diyor. Yaşananlar sonrası, Sanat Fuarı’nda yer alan birçok galeri dün eserlerin üzerine siyah bantlar çekerek “müdahale”ye karşı tepki gösterdi. 7. ve 8. salonlardaki birçok galeri bugün de konuklarını siyah bantlarla çevrilmiş eserlerle karşılaşacak. Karşı Sanat’tan Feyyaz Yaman, Sanat Fuarı’na sergiden bağımsız olarak katıldıklarını ancak sergiye müdahale edilmesini kabul edemeyecekleri için protesto gösterisine destek verdiklerini söyledi. “Sanatçının eserinin kaldırılması kişi hak ve özgürlüklerine saygısızlıktır” diyen Yaman sözlerini şöyle sürdürdü: “ Sanat özgür leştiricidir, bü tün gücünü eleştiriden alır. Modern sanat, çağdaş sanat bunlarla yol aldı. Bu tavır sanatın doğasına aykırı. Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın açıklamalarına katılıyorum.” TÜRK GENÇLİĞİNE HİZMET VAKFI Ulu Önder Atatürk’ün aramızdan ayrılışının 75. yıldönümü anısına Yönetmen Prof. Dr. Güngör ŞATIROĞLU TGHV Başkanı Slayt gösterisi Atatürk Söylevlerinden bir kesit Konuşmacı Neşe DOSTER (EğitimciYazar) Tarih: 10 Kasım 2013 Pazar Saat: 17.0019.00 Yer: TAXIM HILL HOTEL Sıraselviler Cad. No: 5 (Taksim Anıtı karşısı) B/4 TAXIM HALL SALON 4 PERA 1 TAKSİMİSTANBUL TEL: 0212 334 85 00
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle