17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 10 KASIM 2013 PAZAR 10 GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK n Baştarafı 1. Sayfada kokan açıklamalarla ekranlara çıksalar da RTE ile yardımcısı, hükümet sözcüsü Bülent Arınç arasındaki olay, üstü örtülecek olaylardan değil. Gerçek şu: Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, onurlu bir davranışla her hatası, her yanlışı örtülmeye ve hatta olumlu karşılanmaya alışmış lidere karşı dik durdu. RTE’nin hakaretlerini kırmızı plaka uğruna sineye çekenlerden olmadığını kanıtladı. Yıllardır siyasal görüşleriyle davranışlarını eleştirdiğim Bülent Arınç; hiç beklemediğim, hemen hiçbir çevrenin, hatta AKP üst kadrolarının beklemediği bir zamanda ..... her sözü emir telakki edilen liderinden de gelse en hafif tabiriyle onuruna gölge düşürülmesine asla tahammül edemeyeceğini açıkladı. HHH Arınç, Başbakan’ın Kızılcahamam’da vekilleriyle kapalı toplantıda kızlıerkekli evlerle ilgili, medyaya yansıyan biçimiyle söylemlerini asparagas diye yalanladı. Başbakan RTE, salı grubunda TV’lerden yayınlanan konuşmasında, Kızılcahamam’da söylediklerinin arkasında olduğunu söyleyerek Arınç’ı yalanladı, fena halde harcadı. RTE ile Arınç’ın ters düşmeleri ilk değil. Başbakan yurtdışında iken henüz başlayan Gezi Parkı eylemcilerini temsilen gelen heyetin “demokratik hakların sağlanmasını” içeren konuşmalarını dinledikten sonra Başbakan Vekili olarak Bülent Arınç’ın, “Mesaj alınmıştır” diyen açıklamalarını döner dönmez yalanladı. Arınç, Belgrat’ta TRT’ye yaptığı açıklamalarda, Kızılcahamam’da vekillerle kapalı toplantıda “RTE’den ne duymuşsa onu dışarıda söylediğini” ve bundan dolayı yanlış yaptığını düşünmediğini söylediği gibi.... ....Başbakan’ın kızlıerkekli evlere yasa getireceğini açıklamasını da Adana Valisi’nin derhal sahip çıkarak harekete geçmesini de onaylamadığının altını çizdi ve.... ....Başbakan’ın itibarını, kişiliğini yıpratmasına, böyle basit bir olaydan dolayı kum torbasına dönüştürmesine malzeme olmayacağını açıkça söyledi... ...RTE’den, sorumlu olmadığı “çelişkiyi en güzel şekilde dün, bugün, yarın izah etmesini beklediğini” yüzüne söyleyen tek AKP’li olarak tarihe geçti.... HHH .... RTE; Arınç’ın partide alışık olmadığı üslup ve içerikteki açıklamalarını nasıl yanıtlayacaktı? Merakla beklendi. RTE’den tabii hiç kimseyi tatmin etmeyen kısa bir açıklama geldi. Arınç’ı yalanlayan konuşması TV’den canlı yayınlanan Başbakan’ı, Arınç’ın onurunu, parti içindeki kişiliğini koruyan açıklamalarını yine TV’den yapması elbette demokratik bir haktı. Ama demokrasilerde şeffaflıktan sürekli söz eden RTE; Arınç’ın çağrısına, TV’den halka açık ekranda yanıt vermekten kaçtı. Açıklamasında; Arınç’ı, “benim arkadaşım veya hükümet sözcüm ‘bir şey’ söylemiş” de ne olmuş yani demeye gelen, bir cümleyle küçümsedi..... Başbakan yardımcısı ve hükümet sözcüsünü küçük düşürmeye hakkı olduğunu, “Ben, Başbakan, partinin genel başkanıyım” cümlesiyle hem anımsattı hem de olayın büyümesini istemediğini gösterdi. “Bu konuyu konuşacak, görüşeceğim mahal burası değil, sizler (gazeteciler) değilsiniz. Kendi aramızda (tabii kapalı kapılar arkasında) görüşürüz... (Yok olduğunu ima ederek) Varsa bir sıkıntı kendi aramızda MYK’de, Bakanlar Kurulu’nda görüşürüz” dedi. RTE “sorunun” kapalı kapılar arkasında görüşülmesini neden istiyor? Tabii yandaşları; Arınç ile RTE arasındaki içeriği ve anlamı yüksek gerilimin iki dost ve kader arkadaşı arasındaki konuşmalarla çözümlendiğini duyuracaklar. Oysa asıl sorun Arınç’ın yandaş açıklamalarına yapacağı karşı açıklamalar ve RTE’nin açıklamaları tatmin etmezse Arınç’ın alacağı tavır önemli. Arınç’ın çıkışıyla RTE, parti içinde ve dışında sürdürdüğü ben ne dersem o dayatmasından ve kişiliğinden çok şey yitirdi. Hayırlara vesile olur inşallah! HHH “Sıkıntıyı” içimizde kapalı kapılar arkasında görüşürüz diyen; RTE… ....güreşte minderden kaçan pehlivan gibi... HABERLER ‘Bu kriz farklı’ ERDEM GÜL GÜNDEM MUSTAFA BALBAY n Baştarafı 1. Sayfada anımsatıldıktan sonra kendisi hakkında söylenmiş sözlerden 8 seçkiye yer verildi. John Kennedy, Charles de Gaulle, Franklin Delano Roosevelt, Wesley Clark, Douglas MacArthur, Andrew Mango, Winston Churchill’in söyledikleri tek tümce ile şöyle özetlenebilir: Dünya liderinin tarifi budur. Atatürk’e ilişkin tanımlamalardan bazılarını paylaşalım: 20. yüzyılın en büyük tarihi başarılarına imza atmış bir lider. Türkiye’nin tarihini Batı’ya taşımış bir kişi. Avrupa’nın en değerli devlet adamı, Ankara’da yaşıyor. Modern zamanların en büyük ulus yaratıcısı. Halkını ayağa kaldırmasını bilmiş, özgüveni yüksek bir özgürlükçü. Onun ölümü sadece ülkesi için kayıp değildi... HHH TIME’da bu satırların yer aldığı gün Anıtkabir’de de adım atacak yer yoktu. 29 Ekim’de Tandoğan’da olanlar meydanı şöyle anlattılar: “Çok büyük, kararlı ve meydandan ayrılmak bilmeyen bir kalabalık vardı. Bunu televizyondan anlamak çok zor. Orada yaşamak gerekir. İnsanlar Tandoğan’dan bir tek Anıtkabir yönüne doğru hareketleniyordu... En güzeli her yaştan insan vardı. Lise öğrencilerini görmeliydiniz; nereye geldiklerinin bilincinde, coşkuları da yerindeydi...” Rakamlar yukarıdaki anlatımı doğruluyordu. Resmi açıklamaya göre 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nda Anıtkabir’i 438 bin 451 kişi ziyaret etti. Bu rakam bütün zamanların rekoru. Tablo açık: Atatürk’ün adı devlet katlarında her gün bir yerden silinirken toplumun kalbinde daha da derine kazınıyor. Atatürk, her kuşakla birlikte yeniden diriliyor. 21. yüzyılda, 20. yüzyılın tarihini yazanlar, bu dönemin dünya liderlerini sıralarken iki elin parmağını geçmeyecek kadar isimden söz ediyorlar, biri Atatürk. Bu anlamda 10 Kasım’lar Atatürk’ün ölüm günü olmaktan çok onun ölümsüzlüğünün altını çizme günü. Dönemin koşulları içinde ekonomiden demokrasinin altyapısını oluşturan kurumlar üretmeye, bilimeğitim adımlarından uluslararası alanda kabul görmeye kadar Atatürk’ü aşacağını ilan edenlerin önce ona ulaşabilmesi gerekiyor. Öyle ki, Atatürk’ün yaptıklarını yıkmak bile yıllarını alıyor. HHH Bu konuda verilebilecek pek çok örnekten biri Atatürk Orman Çiftliği’dir (AOÇ). Atatürk 1925 yılında bugünkü AOÇ arazisinde küçük bir gezinti yapar. Bölge yarı batak, yarı çorak bir alandır. Çevresine şöyle der: “Burada bir çiftlik kuracağım. Bu çiftlikte hayvanlar yetiştireceğim. Bir küçük ormanın kenarında tarım endüstrimize ait bacalar tütecek...” Dediğini yapar. İlk zamanlarda Gazi Çiftliği diye anılan bu bölgede hem toprak bereketlenir hem bacalar yükselir. 11 Haziran 1937’de de çiftliği Türk ulusuna emanet eder. O günden bugüne orman çiftliği değil, talan çiftliği oldu desek abartmış olmayız. Atatürk çiftliği kurduğunda 102 bin dekarlık bir alandaydı. 2005 yılı kayıtlarına göre elde sadece 33 bin dekar kalmıştı. Geçen 8 yılda yağma artarak devam etti. Atatürk’ü gerçek anlamda anmak; onun eserlerine sahip çıkmakla, daha da ileri taşımakla olur. İçinde bulunduğumuz koşullar ne olursa olsun, bunun için çaba harcamalıyız. Mazeret değil, çözüm üretmeliyiz. Ne diyor Atatürk: “Hiçbir mazeret, başarının yerini tutamaz.” Mehmet Bekaroğlu’na göre Erdoğan ile Arınç arasında yaşanan gerilimin Köşk savaşları ve ‘Erdoğan’sız AKP’ planlaryla ilişkisi var ANKARA Kapatılan Fazilet Partisi’nin Rize Milletvekili Mehmet Bekaroğlu, bir dönem birlikte siyaset yaptıkları Başbakan Tayyip Erdoğan ile Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç arasındaki krizi değerlendirirken, “Erdoğan Arınç’ı göndermeyi göze alamaz. Ancak Arınç bu kez vuruşarak çekilmek isteyebilir” dedi. Bekaroğlu’nun değerlendirmeleri şöyle: Vicdanlı abi: Arınç bu hareket içinde özel kişiliği olan bir isim. Hep “vicdanlı abi” tavrıyla bilinir. Geçmişte de bu tavra uygun çıkışları oldu. Ancak hepsinde daha sonra realiteye teslim oldu, çark etti. Bu kez durum farklı: Ancak şimdi dönem farklı. Tüzükteki üç dönem yasa ‘Ailenin reisi bellidir...’ AKP kurmayları Bülent Arınç’ın “öğrenci evleri çıkışıyla iligili değerlendirmelerde bulundu. AB Bakanı Egemen Bağış, “AK Parti büyük bir ailedir. Aile mensupları içerisinde muhabbet olması çok doğaldır. Bunu da aile içerisinde konuşup netleştiririz. Ailenin reisi de bellidir” değerlendirmesi yaptı. TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı Prof. Burhan Kuzu ise A “AK Parti’de bunlar büyütülmez. Bülent Bey, kendi çapında haklı olabilir. Büyütülecek bir şey değil” dedi. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız ise basına yüklendi. Yıldız, “Her konuda aynı şeyler düşünülemeyebilir ama bunu bir ilişki yorgunluğuna bağlamayı, özellikle bazı basın mensuplarının üzerine atladığı bir konu olarak görmeyi çok doğru bulmuyorum” diye konuştu. ğı nedeniyle Arınç en azından milletvekili olamayacak. Arınç bu yüzden çıkış yaptı demiyorum, ama partide daha önce görülmemiş bu tür krizlerin 2014’teki Köşk seçimleri ve sonrasındaki üç dönem yasağının ne olacağıyla doğrudan ilgisi var. Erdoğan’sız AKP isteniyor: Özellikle Gezi’den sonra uluslararası alanda ve içeride de cemaat dahil birçok çevrede “Tayyip Erdoğan’sız AKP” senaryoları ve arayış ları gündemde. Arınç’ın çıkışının bu aşamada olmasa bile ileriki aşamada bu arayışlarla bağlantılı olacağını düşünüyorum. Erdoğan göze alamaz: Erdoğan, Bülent Arınç’ı göndermeyi göze alamaz. Çünkü Arınç’ın “özgül ağırlığı” var, parti içinde desteği var. Arınç sıradan bir isim değil. Ancak Arınç bu kez vuruşarak çekilmek isteyebilir. Gül güçleniyor: Gelişmeler Abdullah Gül’ün güçlenmesine neden oluyor. Erdoğan’ın Köşk’e çıkması ya da bir şekilde siyaset dışı kalması halinde partinin Gül’ün liderliğinde yoluna devam etmesine yönelik girişimler arttı. AKPliler de rahatsız: Erdoğan’ın en son öğrenci evleri açıklaması çok büyük travma yarattı. AKP’ye oy veren seçmen de bu söylemden rahatsız. Toplumda ülkeyi namuslular ve namussuzlar diye mi bölecek endişeleri var. ‘Yurt lobisi’ u Erdoğan’ın öğrenci evleriyle ilgili çıkışının ardında rant organizasyonu aranması gerektiğini söyleyen Şener, “Öğrenci yurdu inşaatlarına teşvikler öncesindeki hazırlıklar bunlar” dedi. UTKU ÇAKIRÖZER AKP kurucusu Şener’den ‘kızlıerkekli’ gündemin perde arkasına sürpriz iddia Erdoğan: Gereğini gerektiği yerde yaparım ANKARA AKP kurucularından olan eski Başbakan Yardımcısı Abdüllatif Şener, “öğrenci evleri” tartışmasının Başbakan Tayyip Erdoğan’ın “Yurt yapımı konusunda kendisine yakın isimleri organize ettiği bir dönemde” başlamasına dikat çekti. Şener, tartışmaların Başbakan’ın kendine yakın bazı isimleri yurt yapımı için organize ettiği bir dönemde başladığı iddiasını dile getirdi. Kendisi gibi partinin kurucu kadrosu içinde yer alan Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın, gündem yaratan Erdoğan’a yönelik sitemleri konusunda ise Şener, “Belli ki incinmiş. Ancak yine de uzlaşıp barışırlar. Kalıcı kavga beklemiyorum” dedi. ‘Kalıcı kavga çıkmaz’ Arınç’ın açıklamaları konusunda Şener şunları söyledi: “Bülent Arınç’ın zaman zaman farklı demeçleri oluyor. Bu ilk değil. Bu son olayda Başbakan’ın tavrından incinmiş gözüküyor. Erdoğan’ın söylediği bir şeyi, daha yumuşak bir şekilde kamuoyuna intikal ettirmek maksadıyla iyi niyetle yorumladı. Ancak Başbakan yine sert bir şekilde değerlendirince son açıklamalarıyla incindiğini ifade etti. Bunun arkasında kalıcı bir kavga beklemiyorum.” Arınç’ın çıkışları sonrasında medyada ve kamuoyunda oluşan “AKP içinde kırılma, dönüşüm” beklentileri konusunda ise Şener şu değerlendirmeyi yaptı: “Türkiye’deki siyası dönüşümleri AKP içindeki birtakım gelişmelere bağlamanın doğru olmadığı kanısındayım. Bunu dalgalanma yaratacak bir mesele gibi görmüyorum. Bence hükümetin Kürt sorununun çözümü için izlediği ‘açılım’ ya da ‘çözüm’ sürecin Antalya’da feci kaza: 4 ölü l ANTALYA (AA) Korkuteli’de Mustafa Gezgüç yönetimindeki otomobil, Sülekler köyü yolunda, Bekir Şimşek idaresindeki otomobille çarpıştı. Kazada sürücüler ile Bekir Aykut ve Hamza Gencer öldü. 4 kişi de yaralandı. deki gelişmeler çok daha önem arz ediyor.” Erdoğan’ın başlattığı “kızlıerkekli evler” tartışmasına ise daha farklı bir çerçeveden bakan Şener, olayın ekonomik boyutuna dikkat çekerek şunları söyledi: “Başbakan’ın genel siyaset üslubu şu: Bir şey söylerken tam tersini görülmez hale getirmeye çalışıyor. Bu konuda da işin parasal boyutunun önemi olduğunu ve her şeyden önce takip edilmesi gerektiğini düşünüyorum. Yani, yurt yapımı ile ilgili genel bir kampanya için kendine yakın isimleri organize ettiği bir dönemde bu çıkışı yaptığı kanaatindeyim. İktidarın motivasyonu açısından ticari, parasal rantlar önemli. Birtakım vakıf organizasyonlarıyla öğrenci yurtlarına yönelik teşvikler öncesinde yapılan hazırlıklar bunlar.” Erdoğan’ın benzer bir tavrı İsrail konusunda izlediğini savunan Şener, “İsrail’e bağırırken arka tarafta hangi ihaleler verilmektedir acaba. Oslo’da PKK ile gizli müzakare yapılırken, halka ne tür sözler söylendiği hâlâ hafızalarda” dedi. Bülent Arınç’a ‘üst perdeden’ yanıt ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Başbakan Tayyip Erdoğan, “Aramızdaki çelişkiyi izah etmeli” diyen Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç’ın sözlerine ilişkin, “Gereğini gerektiğiyerde ben yaparım. TV ile medya aracılığı ile yapmam, MYK’de Bakanlar Kurulu’nda görüşürüz” dedi. Erdoğan, Polonya’dan ayrılmadan önce bir grup gazeteciye yaptığı açıklamada, “Başbakan’ın sözlerinden ben sorumlu değilim. Başbakan aramızdaki çelişkiyi izah etmeli” diyen Arınç’ın sözlerini değerlendirdi. “Arınç’la aramızdaki sıkıntıyı medya aracılığı ile konuşmam” diyen Erdoğan, “Bir sıkıntı varsa aramızda görüşürüz. Partinin genel başkanı ve hükümetin başbakanı benim, varsa herhangi bir sıkıntı kendi aramızda görüşürüz. TV ile medya aracılığı ile yapmam. MYK’de, Bakanlar Kurulu’nda görüşürüz” ifadelerini kullandı. Erdoğan, “Yurtlarda kızlıerkekli kalıyorlar” şeklindeki sözlerinin de “farklı anlamlara çekildiğini” söyledi. Erdoğan, “Bu tür konular bir ya da iki defa konuşulur. Konuyu fuhuşa, zinaya, evlere paldır kültür girmeye kadar getirdiler. Ailelerin şikâyetleri üzerine bir açıklama yaptık, konuyu nerelere getirdiler” dedi. Erdoğan’ın Arınç krizi ile ilgili olarak Bakanlar Kurulu’nun yanı sıra AKP MYK’yi işaret etmesi akıllara MYK’nin yapısını getirdi. Arınç MYK’nin üyesi değil. Yani parti içinde kriz yorumlarına neden olan açıklamaların MYK’de tartışılması için Arınç’ın Erdoğan tarafından toplantıya davet edilmesi şart. Öte yandan Arınç’ın Erdoğan ile ilgili televizyon kanallarından yaptığı çıkış AKP kulislerini de hareketlendirdi. Cumhurbaşkanlığı seçimleri ile ilgili olarak Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün ikinci kez aday olmasını isteyen ya da Erdoğan’ın Köşk’e çıkması durumunda Gül’ün başbakan olmasını isteyen AKP’li vekiller tüm dikkatlerini Arınç krizinin nasıl bir seyir izleyeceğine çevirdi. Dikkat kesilen AKP’liler içinde üçüncü dönem yasağı nedeniyle 2015’te yeniden milletvekili olamayacaklar çoğunluğu oluşturuyor. Arınç, bir süre önce yaptığı bir açıklamada, üç dönem kuralına takılan milletvekillerine ‘ümit’ vermişti. UZUN SÜREDİR TEDAVİ GÖRÜYORDU Gazeteci Savaş Ay hayatını kaybetti Emekli polisin acı sonu l TEKİRDAĞ (Cumhuriyet) Malkara’da emekli polis Gürsel Zafer (53), Yiğit Polis Merkezi’nin önünde, ekonomik sıkıntıları nedeniyle cebindeki bıçağı çıkararak boğazına sapladı. Şahdamarına isabet eden bıçak darbesi nedeniyle kan kaybeden Zafer, kurtarılamadı. DAVUTOĞLU ‘MEZHEPÇİ’ İMAJINDAN KURTULMAYA ÇALIŞIYOR Küçük kızın büyük dramı... l SAKARYA (Cumhuriyet) Karasu’da baldızı N.Ş’ye (16) cinsel istismarda bulunduktan sonra erkeklere pazarladığı öne sürülen Erol K, küçük kızın polise sığınması üzerine tutuklandı. N.Ş ile ilişkiye girdikleri ilddia edilen 6 kişi de tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. Şiileri anımsadı DUYGU GÜVENÇ Tillo tabelalarına kavuştu l SİİRT (AA) Aydınlar ilçesinin adının Tillo olarak değiştirilmesiyle ilgili kanunun Resmi Gazete’de yayımlanmasının ardından ilçedeki tabelalar da değiştirildi. Vali Ahmet Aydın, bugünün çok anlamlı olduğunu belirtti. 1 kişiye 3 milyon 122 bin TL l ANKARA (AA) Sayısal Loto’da numaralar “8, 15, 16, 19, 43, 44” olarak belirlenirken, 6 bilen 1 kişi 3 milyon 122 bin TL kazandı. 5 bilenler 3 bin 328’er TL, 4 bilenler 42’şer TL, 3 bilenler 5’er TL kazandı. ANKARA Ağustos 2012’de Bağdat’tan habersiz Kerkük’e giden ve TürkiyeIrak arasındaki krizin derinleşmesine neden olan Davutoğlu, bugün Bağdat’ta Maliki’nin gönlünü almak için Şii kartını açacak. Davutoğlu, Maliki’nin Türkiye ile ilişkilerin normalleşmesi için şart koştuğu ziyaret kapsamında bugün Bağdat’a gidiyor. Davutoğlu’nun heyetinde Diyanet İşleri Başkan yardımcısının da yer alacağı belirtilirken programın detayları güvenlik nedeniyle paylaşılmadı. Davutoğlu, Irak ziyareti için Cem Vakfı Başkanı Prof. Dr. İzzettin Doğan’ın yanı sıra Başbakan Tayyip Erdoğan’ın Siyasi Da nışmanı ve TürkiyeIrak Dostluk Grubu Başkanı Yalçın Akdoğan’ın da ziyarete katılmasını istedi. Ancak son karar Akdoğan’ın programına göre verilecek. Davutoğlu Necef ve Kerbela’ya gitmeyi çok istiyor. Özellikle CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun Necef ziyaretini iptal etmesinin ardından Davutoğlu siyasi bir mesaj vermeyi planlıyor. Davutoğlu daha önce Bağdat’ın yanı sıra Basra, Erbil, Musul ve Kerkük’e ziyarette bulundu. Necef ve Kerbela Şiiler için kutsal mekânlardan. Davutoğlu bu kentlere de giderek “Irak’taki her kesimi ziyaret ettik” mesajı verecek. Dışişleri kaynakları niyetlerinin iki şehri de ziyaret etmek olduğunu; ancak duruma göre sadece Necef’le sınırlı kalabileceklerini bildirdi. İstanbul Haber Servisi Usta gazeteci Savaş Ay (59) dün tedavi gördüğü hastanede hayatını kaybetti. Gazeteci Ay’ın ölümü meslektaşlarını ve sevenlerini yasa boğdu. Savaş Ay için 11 Kasım Pazartesi günü 10.00’da Sabah gazetesinde, 11.30’da Cemal Reşit Rey Konser Salonu’nda tören düzenlenecek. Törenden sonra Savaş Ay’ın cenazesi Fatih Camii’nde ikindi vakti kılınacak cenaze namazının ardından Zeytinburnu Topkapı Mezarlığı’nda toprağa verilecek. Uzun süredir gırtlak kanseriyle mücadele eden Savaş Ay’ın boğazında son dönemde yeni bir tümör oluştu. Doktorların acil ameliyat talebine izin vermeyen Savaş Ay, dün fenalaştı. 24 Eylül’den beri tedavi gördüğü Samatya’daki İstanbul Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nden yapılan açıklamada, Ay’ın dün saat 14.30 sıralarında meydana gelen tümör kanaması ve kardiyak arrest sonucu hayatını kaybettiği bildirildi. Ay’ın ölüm haberi üzerine hastaneye gelen arkadaşı Nebil Özgentürk, “Savaş ölümün en yakışmayacağı insanlardan biri. Gazetecilik heyecanı 19 yaşında bir gencin heyecanı gibiydi” dedi. Savaş Ay’ın teyzesi Türkan Esen de, “Savaş dünyanın en iyi çocuğuydu. Sigara yüzünden onu erken kaybettik” diye konuştu. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Savaş Ay için başsağlığı mesajı yayımladı. Kılıçdaroğlu mesajında Ay’ın, basın dünyasının saygın ve seçkin isimlerinden, mesleğinin her tür çilesini çekmiş ve onurunu taşımış biri olduğunu belirtti. Ay’ın ölümü nedeniyle Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, DSP Genel Başkanı Masum Türker ve TGC de başsağlığı mesajı yayımladı. ‘Ölüm yakışmadı...’
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle