16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
1 KASIM 2013 CUMA CUMHURİYET SAYFA HABERLER Bakanlığın yardımı kestiği Dostlar Tiyatrosu’nun kurucusu Genco Erkal: 9 mücadele veren isimler olsa, sırf örtünme tercihleri nedeniyle Meclis’e giremeseler ve türbanı tercih hakları kabul ederek vekilliği reddetseler, kamuoyunda bu konu bambaşka algılanırdı. Oysa bugün adlarını sadece türbanlarıyla duyuyoruz. Erkeklerin verdiği izne göre başını örtüp açan bir hareketin, özgürlük getirmesi mümkün mü? HHH Meclis’te Şafak Pavey’e pantolon giydirilmezken, Kamuda kadına kolsuz bluz yasaklanırken, Okullarda, statlarda inatla kızların etek boyuyla uğraşılırken, Eşin türbanlı olması, kamuda terfinin koşulu haline getirilirken, Ekranda bir kadın sunucu, “dekolteli” diye Bakan emriyle kovulurken, üniversitede, kamuda, Meclis Genel Kurulu’nda türbanı serbest bırakırsanız, bunun adı “açılım” olmaz, “kapanma” olur. “Devlet, kimin ne giydiğine karışmaz” denilse, isteyen istediğini giyebilse, “demokrasi paketi”, tüm kıyafet kısıtlamalarını bertaraf etse, Meclis’te de, kamuoyunda da bir uzlaşma sağlanabilirdi belki... Ama dekolteye saldırırken türbanı kollarsanız, Tıpkı “klavyelere özgürlük” derken, o klavyeyi kullananları içeri tıktığınız gibi, Tıpkı milli andı kaldırırken, din derslerini zorunlu kıldığınız gibi, Tıpkı “Devlet ibadete karışamaz” derken cemevlerini tanımadığınız gibi, Tıpkı pakette “Toplanma özgürlüğü haktır” derken, toplanmayı suç haline getirdiğiniz gibi, İnandırıcı olmazsınız. Tersine, özgürlüğü sırf kendine yontan ikiyüzlülüğünüz ve “öteki”ni baskı altında tutan tahakkümcülüğünüz ortaya çıkar. HHH CHP, seçim hesapları yüzünden politika belirleyememiş olabilir ama şu son hamle, toplumun üzerine uzun süredir örtülmeye çalışılan o koca “örtü”nün Meclis’e de serilmesidir. Alternatifi, kişisel tercihlerden devletin elini çekmesini sağlayacak “topyekun bir özgürlük” fikridir. u Özel tiyatrolara yapılan yardımın hükümet değil devlet yardımı olduğunun altını çizen Genco Erkal, “Bugün dizi oyuncularının bile Gezi eylemleri nedeniyle fişlendiği, hatta kimi dizilerin yayından kaldırıldığı bir ortamda, böylesi sonuç beklenen bir şey” dedi. Darbeciler bile bunu yapmamıştı SELDA GÜNEYSU Meclis’teki Türban Türban bir simge mi? Evet. Ama bunda yadırganacak bir şey yok. İfade özgürlüğü sınırlı olan ülkelerin siyasi hayatı, dolaylı simgeler üzerine kuruludur. O yüzden badem bıyık da simgedir, pos bıyık da... Tespih de parka da... Ben de üniversitede hiç sakal bıyık sevmediğim halde, sırf hocalarıma yasaklandı diye, “simge” niyetine yıllarca bıyıklı gezdim. Yasak kalkana kadar da kesmedim. Simgelerden korkmam. Sorun, türbanın simge olması değil. HHH Türban özgürleştirir mi? Bence hayır! Hatta kadınların önemli bölümünün ancak türbanla sokağa çıkabildiği gerçeğine rağmen tersine inananlardanım. Yine de ben öyle düşünüyorum diye, üniversiteye, Meclis’e “Türbanlılar giremez” tabelası asılması da demokratik değil(di). Türban, bizim için özgürlük anlamına gelmese de türban takma tercihi, özgürlükler kapsamındadır. Toplumda türbanlılar varsa, onların üniversiteye girmesi, temsilcilerinin Meclis’te olması da beni rahatsız etmiyor. Sorun, türbanın Meclis’e girmesi de değil... HHH Sorun, düne kadar “Türban yasaktır” tabelasının yarattığı mağduriyeti kullanarak iktidar olanların, bugün hâlâ o mağduriyetten medet umması... Seçim öncesi hâlâ örtü meselesini kullanması... Sorun, “özgürleşme” adı altında türbana kapı açanların, kamuya, okula, ekrana, Meclis’e, “Dekolte yasaktır”, “Mini etek yasaktır”, “Kolsuz bluz yasaktır” tabelaları asması... Dertlerinin özgürleştirme olmaması... Kafalarının, “Nihayet yasaklama sırası bize geldi” diye çalışması... HHH Dün türbanla Meclis’e gelen kadın vekiller, kadın hakları için ANKARA Kültür ve Turizm Bakanlığı’nca “Gezi eylemlerine destek verdikleri ve katıldıkları” gerekçesiyle bu yıl destek yardımlarında üstü çizilen Dostlar Tiyatrosu’nun kurucusu Genco Erkal, “Kenan Evren döneminde bile destek yardımları kesilmedi. Böyle bir sonuca şaşırdık mı, hayır. Bundan sonra bize düşen hukukla hakkımızı aramak olur” dedi. Erkal, “Gezi eylemlerine destek verdikleri ve katıldıkları” gerekçesiyle bazı tiyatrolara Kültür ve Turizm Bakanlığı’nca destek yardımı yapılmamasına ilişkin Cumhuriyet’e açıklama yaptı. Bakanlık tarafından henüz kendilerine “resmi bir sonuç bildirilmediğini” dile getiren Erkal, yıllar önce Ankara Sanat Tiyatrosu’na da (AST) “sudan sebeplerle” yardım yapılmadığını ve bunun sonucunda AST’ın dava açtığını ve hak lı çıktığını kaydetti. Bakanlık tarafından her yıl özel tiyatrolara yapılan yardımın “hükümet yardımı değil, devlet yardımı” olduğunun altını çizen Erkal, sözlerini şöyle sürdürdü: “Ben hâlâ böyle bir sonuca inanmak istemiyorum. Kendi özelimizde belirtmek isterim ki, biz hakkımız olan destek için başvuruda bulunduk ve hiçbir belge, bilgi eksiğimiz yok. Yıllardır da tiyatro olarak Anadolu’nun pek çok yerinde oyunlarımızı sahneliyoruz. Bu nedenle hangi gerekçeyle yardım alamayacağız, bakanlığın bu durumu, gerekçeyi bize açıklaması gerekir. Açıklama yapsınlar ki, biz de bilelim. Ona göre de hakkımızı arayalım. Çünkü bu sonuçtan sonra bize düşen hukuk çerçevesinde hakkımızı aramaktır. Bu yardımlar her şeyden önce halkın vergileriyle sanata yapılan yardımlardır. Ancak biz böyle bir sonuca şaşırdık mı, hayır. Bugün nasıl med yayı susturdularsa, tiyatroları da susturmak istiyorlar.” Gezi Parkı eylemlerine katılan oyuncuların rol aldıkları dizilerin bile bugün iktidar tarafından yayından kaldırıldığını anımsatan Erkal, “Hatta bu eylemlere katılan, destek veren bazı oyuncu arkadaşlara yeni projelerde rol bile vermiyorlar. Bu nasıl bir anlayış, anlamak mümkün değil. Söz konusu destek yardımı bu ülkede 30 yıldır var. Biz de 30 yıldır bu yardımlar için başvuru yaparız. Bugüne değin iktidarlarca pek çok kez oyunlarımız sansürlendi, sahnelerimiz kapandı ama hiçbir zaman, Kenan Evren döneminde bile ‘Destek olmayalım’ denilmedi. Amaç muhalefeti susturmak, tiyatroları itibarsızlaştırmak. Ancak bilinmelidir ki, biz destek almasak da bildiğimiz yoldan yürümeye devam edeceğiz. Bugüne değin nasıl davranıyorsak, öyle davranacağız” diye konuştu. MERSİN ÜNİVERSİTESİ ‘Renklere’ soruşturma Öğrenciler rektörü ‘dart’ladı ABİDİN YAĞMUR MERSİN Mersin Üniversitesi Rektörlüğü, Gezi eylemlerinde ölenleri anmak için okul içerisinde merdivenleri rengârenk boyayan 13 öğrenci hakkında “kamu malına zarar vermek” suçundan soruşturma açtı. Mersin Üniversitesi’nde Gençlik Muhalefeti, Öğrenci Kolektifleri, Özgürlük Sokakta İnisiyatifi ve Özgürlükçü Gençlik Derneği üyesi öğrenciler, Çiftlikköy Yerleşkesi’nde 9 Ekim’de Gezi Direnişi’nde ölenleri anmak için merdivenleri rengârenk boyamıştı. Genel sekreter Yüksel Özdemir öğrencileri uyarırken, camdan bakan Mersin Üniversitesi Rektörü Prof Dr. Süha Aydın’ın öğrencilere küfür ettiği iddia edilmiş, öğrenciler Rektör Aydın’ı protesto etmişti. Öğrencilerin boyadığı merdivenler eylemin hemen ardından itfaiye tarafından tazyikli suyla temizlenirken, Mersin Üniversitesi Rektörlüğü inceleme başlattı. Eylem görüntülerini inceleyen rektörlük, “kamu malına zarar vermek” suçundan 13 öğrenci hakkında soruşturma açtı. Öğrenciler, rektörlüğün bu tutumunun demokrasi ve protesto hakkına aykırı olduğunu söyledi. Öğrenciler, haklarında 4 saat içinde soruşturma açılmasını protesto etmek amacıyla rektörü “dartladı.” İTÜ Maslak Kampusu’nda dün öğlen saatlerinde bir araya gelen öğrenciler, “Çapulcu Defteri Ödüllü Dart Festivali’nde, Recep Tayyip Erdoğan, Melih Gökçek, Kadir Topbaş, Suat Kılıç, Egemen Bağış’ın yanı sıra YÖK Başkanı Gökhan Çetinsaya ile İTÜ Rektörü Mehmet Karaca’nın dart tahtasındaki fotoğraflarına ok atarak yaşananları protesto etti. Yarışma havasında geçen ve hedefi 12’den vuran yarışmacılara “çapulcu defteri” veren öğrencilere, yarışma öncesi özel güvenlik saldırdı. Saldırının rektörün talimatı ile gerçekleştiği öne sürüldü. (Fotoğraf: SERKAN YILDIZ) İTÜ Rektörü de ağaç sevmiyor(!) ALİ AÇAR ODTÜ’de ağaçların kesilmesine tepki göstermek amacıyla İTÜ öğrencileri tarafından üniversite bahçesine dikilen fidanlar rektörlük tarafından söküldü. Öğrenci Kolektifleri’nden 10 öğrenci, fidanların sökülmesi üzerine Rektör Mehmet Karaca ile yapmak istedikleri görüşmeye oksijen tüpü ile gidince 7’si hakkında 4 saat içerisinde “Üniversiteyi işgal” ve “Üniversitenin huzur ve ortamını bozmak” iddiasıyla soruşturma başlatıldı. ODTÜ’deki direnişe destek vermek amacıyla İTÜ öğrencileri geçen hafta üniversite bahçesine Gezi şehitlerinin isimlerinin verildiği fidanlar dikti. Öğrenciler tarafından dikilen fidanlar 29 Ekim günü üniversitenin kapalı olduğu sırada rektörlük tarafından söküldü. Ertesi gün okula gelen öğrenciler, fidanların söküldüğünü görünce ellerinde oksijen tüpü ile birlikte Rektör Mehmet Karaca ile görüşmeye gitti. Öğrenciler, rektörün üniversitede olmadığını öğrenince ellerindeki oksijen tüpünü görevlilere bırakarak rektörlük binasından ayrıldı. Öğrencilerin rektörlük binasından ayrılmasının ardından yaklaşık 4 saat sonra 7 öğrenci hakkında “Üniversiteyi işgal” ve “üniversitenin huzur ve ortamını bozmak” iddiasıyla jet soruşturma başlatıldı. Üniversitenin internet sitesinden de yapılan açıklamada da öğrencilerin rektörlük makamını işgale teşebbüs ettikleri, kapı kırdıkları ve görevli memurları tehdit ettikleri ileri sürüldü. Rektörlüğün soruşturmasına karşı Öğrenci Kolektifleri’nden yapılan açıklamada, işgal ve tehtidin söz konusu olmadığı belirtilerek, “İTÜ yönetimi ‘huzur ve güven’ ortamını bozduğumuzu iddia etmektedir. Asıl üniversitenin huzur ortamını bozan Rektör Karaca’dır” denildi. Buca’da Gezi’cilere hücre cezası İzmir’de Gezi Parkı protestolarına katıldıkları için tutuklanıp Buca Cezaevi’ne konulan 24 kişi şimdi de cezaevi yönetiminin baskılarına direniyor. POLİSİN ODTÜ MÜDAHALESİ Af Örgütü’nden aşırı güç uyarısı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Uluslararası Af Örgütü, Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) kampusünde yapılacak yolu protesto eden göstericilerin protesto hakkına saygı duyulması ve aşırı güç kullanılmamasının güvence altına alınması çağırısında bulundu. Uluslararası Af Örgütü’nden yapılan yazılı açıklamada, polisin, 18, 21 ve 26 Ekim’de yol inşasının parçası olarak 3 bin ağacın kesilmesini protesto ettiğini söyleyen öğrencilere, akademisyenlere ve yerel sakinlere karşı aşırı güç kullandığı belirtildi. Açıklamada, 18 Ekim gecesi, yol çalışmalarının başladığı sırada ODTÜ’den bir akademisyenin, Uluslararası Af Örgütü’ne, polisin 20 göstericiye müdahalede bulunduğunu bildirdiği ifade edildi. Açıklamada, “Uluslararası Af Örgütü, Türkiye yetkililerine, ODTÜ protestocularının barışçıl protesto hakkına saygı duyulmasını ve kolluk kuvvetleri yetkililerinin protestoculara yönelik gereksiz ve aşırı güç kullanmamasını güvence altına alması çağrısında bulunuyor. Hak ihlalleri soruşturulmalı ve sorumlular adalet önüne çıkarılmalıdır” denildi. Deniz’e fular esareti Gezi protestosu ve kırmızı fular taktığı için örgüt üyeliği ile suçlanan Ayşe Deniz’in annesi Erçağan isyan ediyor CEMİL CİĞERİM OZAN YAYMAN SAMSUN Samsun Çevre Meclisi üyesi ve çevreci aktivist Nuray Erçağan’ın kızı Ayşe Deniz Karacagil, Gezi Direnişi’ne katıldığı için “örgüt adına eylem yapmak” suçlamasıyla tutuklandı. Taktığı kırmızı fular, örgüt üyeliğine delil olarak gösterildi. Kızının otobüs durağında beklerken gözaltına alındığını belirten Erçalan, “Bu ülkede gelecek hapis olduğu için Deniz de hapis yatıyor” dedi. Antalya’da Gezi Direnişi’ne katılan Ali K, Leyla N, Anıl Bartu E, Murat S, Mustafa Cihan Y. ve Ayşe Deniz Karacagil, 23 Ekim’de gözaltına alındı. Gençler, 1 Haziran gecesi Çallı’daki eylemler, Ahmet Atakan’ın ölümüne ilişkin protesto, 12 Eylül darbesi ile ODTÜ olaylarına yönelik protes tolara katılmakla suçlandı. Taktığı kırmızı fular sosyalizmi simgelediği gerekçesiyle suçlanan Karacagil, Murat S. ve Mustafa Cihan Y. tutuklandı. Diğer 3 genç ise tutuksuz yargılanmak üzere serbest kaldı. Deniz’in HES’lere karşı mücadele ettiğini belirten anne Nuray Erçağan, sosyalizmin yasak olmadığını, kırmızı fuların örgüt üyeliğine delil sayılmasının ise 12 Eylül günlerini anımsattığını söyledi. Erçağan, “Bayramda görüşme izni için Alanya Adliyesi’ne gittim. Savcıya ulaşamadık. Saç fırçası ve terlik götürdüm ama almadılar. İlk defa bir bayramda ayrı kaldık” dedi. Kızının 14 kişilik bir koğuşta kaldığını ifade eden anne Erçağan, “Tutuklama kararına itirazımız hakkında mahkeme 4 Kasım’da karar verecek” diye konuştu. İZMİR Gezi Parkı protestolarının İzmir bölümüne katılan ve ardından tutuklanarak cezaevine konulan 24 kişiye, 20’şer gün hücre cezası verildiği ortaya çıktı. Kaldıkları Buca Kırıklar Cezaevi’nde koğuşları görecek biçimde kameralar yerleştirilmesini protesto eden 24 kişinin kameralara zarar verdikleri gerekçesiyle haklarında başlatılan disiplin soruşturması, hücre cezasıyla sonuçlandı. Sanıklar, söz konusu cezaya itiraz ettiler. Sanık avukatlarından Ali Aydın, cezaevi yönetiminin koğuşları görecek biçimde her yere kamera yerleştirdiğini söyleyerek “Sanıklar hakkında, kameraları indirdikleri gerekçesiyle disiplin soruşturması başlatıldı. Sonuçta içlerinden büyük kısmı 20’şer gün hücre cezası aldı. Bu cezalara itirazlar yapıldı ve konu İzmir İnfaz Hâkimliği’nde görülmeye başlandı” dedi. Avukat Aydın, Gezi Parkı protestolarının İzmir bölümüne katılan ve sonrasında tutuklanarak cezaevine konulan sanıklarla ilgili, farklı ge rekçelerle 13 ayrı soruşturma başlatıldığını da söyleyerek “Bir kısmına kameralara zarar vermek, kamu malına zarar vermek, bir kısmına slogan atma suçlamasıyla cezalar verildi. 24 tutuklu sanığın geçen hafta aldıkları cezalara yaptıkları itiraz, mahkemede görüşülmeye başlandı. Sanıklar, söz konusu gelişmeleri avukatlarıyla değerlendirmediklerini bildirerek savunma için ek süre istediler. Bir sonraki duruşmalar kasım ayı içerisinde yapılacak. Mahkeme, cezaevi yönetiminin verdiği disiplin cezasını haklı bulursa, hücre cezaları uygulamaya alınacak” diye konuştu. Avukat Aydın, sanıklara verilen hücre cezalarına ek olarak “görüş yasağı” cezasının da söz konusu olduğunu söyleyerek “Mahkemeye, kameraların kırıldığına ilişkin görüntülerin olup olmadığını sorduk. O kameralar kırılmış mı, yoksa boş bir iddia mı bunun araştırılmasını istiyoruz. Biz bu gençlerin cezaevinde kalmasının yanlış olduğunu savunurken, bir de hücre cezasıyla karşılaştılar” diye konuştu.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle