Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
1 KASIM 2013 CUMAH CUMHURİYET SAYFA SPOR 17 FATİH TERİM G.SARAY’DAN AYRILIK SÜRECİNİ AÇIKLARKEN AYSAL’I ELEŞTİRDİ ‘Hakkımı helal etmiyorum’ CUMHUR ÖNDER ARSLAN lBu toplantıyı organize ederken, artılarını ve eksilerini fazlasıyla tarttım. Buna karar vermek çok kolay olmadı. Kimileri için susmam ve konuşmamam, kimileri için ise artık konuşup benim cephemde yaşananları anlatmam gerektiği yönünde görüşler olduğunu biliyorum. Doğal olarak ben, G.Saray’ı düşünmek ve zarar vermemek için ne kadar titiz davrandıysam, gündemin değişmediğini gördüm. Gördükçe de daha fazla üzüldüğümü ve yaralandığımı fark ettim. lBenim de değerlerim ve kıymet verdiğim bir ailem var. Unutulmasın ki sevinen, üzülen, kızan ve kırılan bir insanım. Ben, ‘Kişilere değil, G.Saray’a ve markasına zarar verir miyim?’ diye endişe ettim. Görüyorum ki sistematik bir şekilde sürdürülen itibarsızlaştırma çalışmasından ‘Fatih Terim’e zarar veriliyor mu?’ diyen kimse yok. Şu an konuşarak yanlış yapıyorsam da başkasının yerine bana bir kere de kendi dilimden zarar gelsin diye böyle bir konuşma yapmaya karar verdim. Divan kurulunda konuşmayı planlamıştım ama Sayın Aysal’ın bir gazeteciyle yaptığı televizyon programı beni beklememeye mecbur kıldı. lProfesyonellikle, kurumsallıkta bir karar alınır, uygulanır ve biter. Ancak biz de öyle olmadı. 1.5 aydır alınan bu kararı meşru kılacak, kararın doğruluğunu kabul ettirecek onlarca söylemde, iddiada, hatta serviste bulunuldu. Halen kimsenin aklının bu konuda net olmadığını düşünüyorum. Galatasaraylılara buradan sesleniyorum; lütfen bir haklı haksız, suçlu suçsuz arayışına girmeyin. Zor bir insan olabilirim. Kolayım demedim. Egolarım pek çok insandan fazla da olabilir. ‘Değişmem, yerimden kımıldamam’ demedim hiçbir zaman. KONUŞMAM GEREKİYORDU İTİBARSIZLAŞTIRMA ÇABASI VAR SUÇLU SUÇSUZ ARAMAYIN lYaşamını toplumsal ve ailevi değerler üzerine kurmuş, kendisini geliştirmek için hâlâ eğitim alan, G.Saray kültürünü ve geleneklerini pekçok kişiden daha fazla özümsemiş birine ‘G.Saray değerlerine aykırı davrandın’ diyemezsiniz. Eğer insanların bağlılığını gösteren bir terazi olsa, benim kefem pek çok kişiden daha ağır basar. Orada yüreğimin ve G.Saray’da yaşadıklarımın ağırlığı vardır. Onun için ağır basar. ‘GALATASARAY DEĞERLERİNE AYKIRI DAVRANDIN’ DİYEMEZSİNİZ G.Saray Başkanı Ünal Aysal, teknik direktör Fatih Terim’in açıklamaları sonrası NTV Spor’a konuştu. Aysal, “Gerekenleri daha önce kulüp televizyonunda söylemiştim. Hoca da söz hakkını kullandı. Cevaba ihtiyaç yok, biz bu konuyu kapattık” dedi. KoNuYu KAPATTIK Fatih Terim, bason toplantısının son bölümünde elini kalbine götürerek G.Saray taraftarına seslendi ve “G.Saray taraftarının benim için yaptıklarına sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum. 40 yıl içinde hakkım varsa hakkımı G.Saray taraftarına ve G.Saraylılara helal ediyorum. Siz de hakkınızı bana helal edin” dedi. ELİNİ KALbİNE GÖTÜRDÜ ‘AYSAL, BENDEN VAZGEÇMEYE NE KADAR İSTEKLİYMİŞ’ lBu süreçte tüm dengeleri gözettim. Hassas davrandım. G.Saray’a zarar gelmemesi için çok uğraştım. Sayın Demirören’in talebine ‘Sayın Aysal’dan izin almadan gelmem’ yanıtını verdim. Sayın Demirören, Sayın Aysal’dan izin aldı. Ondan sonra gittim. Bu ikisi arasındaki ilk telefondur. Kahvaltıda sadece Yıldırım Demirören yoktu. Birkaç da TFF yöneticisi vardı. Teklif kısmına geldiklerine ‘Sayın Aysal’dan teklif için de izin alın’ dedim. Demirören, ‘Hocam, Ünal Aysal görüşmemize izin vermiştir’ dedi. Bu da ikinci telefon görüşmeleriydi. ‘Milli Takım görevini kabul edersem para almam’ dedim. Milli Takım ile ilgili her görüşmeyi Sayın Aysal’ın onayıyla ve oluruyla yaptım. Sayın Aysal’ın Sayın Demirören’e ‘Hocamızı isterseniz ocak ayında verelim. Yeter ki 23 hafta önce haber verin’ demesi beni yaraladı. Vazgeçmeye ne kadar istekliymiş. Vazgeçmeye hazır bir başkan ve de emin. lMilli Takım’la ilgili süreçte işin özü değil de süsü mü sizi rahatsız etti. İmza süstü. G.Saray Kulübü kendi hocasına güvenmek yerine, sözleşme kağıdının peşine düştü. Söylenildiği gibi bana yapılan bu teklif ve yaşananlar eğer G.Saray’a bir komplo ise bu komplonun kolaylaştırıcısı ve ekmeğine yağ süreni ne yazık ki çok uzakta değil ama ben değilim. lFatih Terim, “G.Saray’a tekrar döner misiniz?” sorusuna “Hayat, neden olmasın” cevabını verdi. Terim, “5 ay önce ‘Tanımıyorum’ dediğiniz TFF vardı, sonra onlarla anlaştınız neden?” sorusunu ise “Benim kurullarla ilgili görüşüm belli, hiçbir zaman da değişmedi. Değişmedim, hâlâ her şeyi savunuyorum” diyerek yanıtladı. “Milli Takım’dan teklif gelmese yine de G.Saray’dan ayrılmış olur muydunuz?” şeklindeki soruya Terim, “Bence evet. Şu yaşananları gördükçe buna daha da inanıyorum” yorumunu yaptı. Deneyimli çalıştırıcı, “Bazı futbolcuların sizi başkana şikâyet ettiği şeklinde bir duyum aldınız mı?” sorusuna “Duyumlarım oldu ama inanmak istemedim” cevabını verdi. Terim, Ali Dürüst ve Abdurrahim Albayrak’ın Ünal Aysal tarafından yönetim kuruluna alınmaması içinse “İçime sindirdiğimi söyleyemem. Eksikliklerini her zaman hissettim. Varlıklarıyla da çok mutlu oldum” dedi. Bir gazetecinin, “4. yıldızı G.Saray takarsa, çağırılırsanız kutlamaya gider misiniz?” sorusunu Terim, “G.Saray’a arkamı döneceğimi sananlara rağmen giderim” biçiminde yanıtladı. GERİ DÖNÜŞ YoRuMu de üzülerek sıkılarak geldi ve ‘Başkan her yıl başarılı olmak şartıyla bu sözleşmeyi her yıl birer seneliğe döndürmemizi rica etti’ dedi. Eğer haysiyeti kırılan varsa benim. Nasıl tepki verdiğimi söylemeyeceğim. Bir gün bile çıkıp bununla ilgili tek kelime söylemedim. Ancak zaten bizim sözleşme problemimiz birinci günden başlamış. lBaşkan aradı aramadı, ulaştı ulaşmadı. Konsantrasyonu vardı yoktu. Mesele bu değil zaten istenmeyen bir durum vardı. Buna uygun kılıf aranıyordu. G.Saray yönetimi benle ilgili kararı almadan önce Lutfi Arıboğan durumu bana anlatmadı. Eğer böyle olsaydı, oybirliğiyle alındığı söylenen kararın demek ki yönetim kurulu kararı ile değil başka birinin kararıyla aldığı ortaya çıkar. Şahsen böyleyse ben böyle bir yönetim kurulunda olmak istemezdim. lSms kayıtlarının bir gazeteciye servis edilmesi haysiyet kırıcı. Hocasından habersiz 61 yenildiğiniz maçın sonrasında çıkacağınız Beşiktaş maçı için kaptan olmayan futbolcu ile prim konuşulması yapmak haysiyet kırıcı. Alnımın akıyla iki sene başarılar yaşatmış ve bu başarıları elde etmiş hocanızı değerlerinden vurmaya çalışmak yanlış, haysiyet kırıcı. Ne yapalım biz de telefon kayıtlarını mı açalım? Çıkıp göstereyim size, gelen son sms ne zaman? BÖYLE BİR YÖNETİMDE OLMAK İSTEMEZDİM G.SARAY YÖNETİMİ KÂĞIDIN PEŞİNE DÜŞTÜ BUNLAR HAYSİYET KIRICI BAŞBAKAN’LA SOHBET EDERİZ lFatih Terim, bir gazetecinin “Milli Takım’a Başbakan Tayyip Erdoğan’ın isteğiyle mi geldiniz” sorusuna “Sayın Başbakan ile zaman zaman Türk sporuyla ilgili sohbet ederiz. Kendileri, görüşlerimizi dinliyor. Taşın altına elimizi sokmamızı istediğini de biliyorum. O nedenle sandığınız senaryolardan daha farklı bir durum olsaydı söylerdim” yanıtını verdi. lSayın Aysal bir değişikliğe gideceğini, benle çalışmak istediğini söyledi. Biz de ‘Peki o halde genel kurul sonrası hallederiz’ dedik. Hatırladığım kadarıyla genel kurul geçti. Sezon başı geçti, Emirates geçti, Kayseri’ye gittik kupayı aldık o geçti, sonra lig başladı. Bu süreçte tek rahatsızlık yok. Mukavelenin bir kere gündeme geldiği yok. Fakat ne zaman süs imzası çıktı, birdenbire olaylar başka bir hâl almaya başladı. 3 Eylül, unutmuyorum antrenmanda herkes heyecanlı. Bana ‘Hayırlı olsun hocam’ dendi. ‘Neye hayırlı olsun?’ dedim. Sözleşme uzatma teklifini kabul etmişim. Bunu resmi siteden öğrendim. Resmi sitede imzalandı diye yazıldı, sonra değişti. Bunlar tesadüf oldu sanırım. Ardından 10 gün geçti. 3 ile 13 arası geçen 10 günde bana getirilen bir sözleşme var mı? Bana getirilen bir öneri var mı ve bu konuyla ilgili bilgi var mı? Olmayan şeyleri olmuş gibi göstermeyi becerenler böyle bir şey getirmiş olsalar buna destan yazmazlar mıydı? Buna gerek yoktu. Zaten Başkan ile bu konuyu konuşmuştuk. Buna ne gerek vardı! Sebebi camia ve taraftar baskısı. lAli Sami Yen ve Metin Oktay yaşasalardı, bunlara isyan ederdi. Buna rağmen ‘4. yıldızı takmadan gitmem’ diye isyan ettim. Hatta Antalya maçından önce ‘Beni Başkan ile karşı karşıya getirmeyin. Ben imzayı 1974’te attım’ dedim. AŞK OLSUN, YAZIKLAR OLSUN SÜS İMZASI ÇIKTI VE... lZoruma giden konsantrasyonumuzu kaybettiğimiz haberleriydi. Başka bir şey zoruma gitmezdi. Aşk olsun hatta yazıklar olsun. Ben namağlup bir takım bıraktım. Yani ilk maçlardan alınan skorlar üzerine mi beni yargılayacaksınız? Benim emeğimi böyle mi sorgulayacaksınız? Yani başarı varsa varsın, yoksa yoksun öyle mi? Hakikaten yazık. Şampiyonlar Ligi’ni hatırlayalım geçen sene. Üç maçta 1 puan, 6 maçta 10 puan. Ben sadece başarısızlıklardan sonra değil, çok büyük başarılardan sonra da telefonumu kapattım. Geçen sene şampiyonluk gecesi de telefonumu kapattım. Real Madrid maçının sonucu beni çok üzmüş, travma geçirmişimdir olamaz mı? Ben insan değil miyim? Karımla çocuklarımla anamla babamla görüşmezken herkese kapatamam mı? Telefonumu aileme de kapattım, evime de gelmedim. lBeşiktaş maçından önce antrenman esnasında Lutfi Arıboğan geldi. Bana başkanın primle ilgili sözlerini söyledi. Başkan ‘İsterse uğrarım’ demiş. ‘Sayın Başkanımız eşinin çocuğunun yanına gitsin, biz zaten kamptayız. Gerekirse ben ararım’ dedim. Lutfi bana ‘Başkan prim mevzusunu da konuşun isterseniz’ diye söylediğini belirtti. Başkan bana ulaşamıyor yardımcılarıma da mı ulaşamıyor? Bir futbolcuya ulaşıyor kaptan olmayan, onunla prim pazarlığı yapıyorlar, takımla paylaşıyorlar. Benim haberim yok. Beşiktaş maçı sonrasında oyunculara teşekkür ediyor. Biz de orada 80 bin kişiyle koridorlarda canımızla uğraşıyoruz. Daha stattan çıkmadan bu deklerasyon konuşuluyor. FUTBOLCUYLA PRİM KONUŞUYOR lTerim’in basın toplantısını yaptığı otelin önüne yanaşan bir teknede “İnadına Terim” yazılı pankart açıldı. lBenim G.Saray’a gelişimin birinci gününde ne oldu, biliyor musunuz? Sayın Dürüst, Sayın Aysal ve ben öğlen 3 senelik sözleşme imzaladık. Nasıl geldiğimi biliyorsunuz. Herkesin ‘Lütfen’ dediği yerde geldik. Aynı akşam 24 saat geçmeden evime gönderilen bir yönetici kendisi İSYAN EDERLERDİ ÖĞLEN 3 YILLIK İMZALADIK, AKŞAM 1 YIL ER GÖ Ve Fatih Terim sessizliğini bozdu. Milli Takım Teknik Direktörü Fatih Terim, Galatasaray yönetiminin sözleşmesini feshetmesinin ardından ilk kez konuştu. Deneyimli çalıştırıcı, başkan Ünal Aysal ile arasında yaşananları, Sarı Kırmızılı takımın başına 3. kez döndüğü günde kendisine yöneltilen teklifi, ‘bazı gazetecilere servis edilen’ telefon görüşmeleriyle mesajları hakkındaki detayları kamuoyuyla paylaştı. Terim, düzenlediği basın toplantısında Galatasaray Başkanı Ünal Aysal’a ‘Sayın Aysal’ şeklinde hitap etti. Organizasyonda 100’e yakın gazeteci yer aldı. Terim, gazetecilerden sorularını basın toplantısından önce hazırlanan bir kâğıda yazıp kendisine iletmelerini istedi. Deneyimli çalıştırıcı, toplantıdaki son sözünü Galatasaray taraftarına ayırdı. Terim, 2011 2012 sezonunda Şükrü Saracoğlu Stadı’nda yaşadıkları şampiyonluk öncesi bir grup Sarı Kırmızılı taraftarın kendilerine gönderdiği videoda söylediği söz olan “Elinizi kalbinize götürün” ifadesini kullanarak “Şimdi elimi kalbime götürüyorum” dedi. İşte Fatih Terim’in Galatasaray’dan koparılışıyla ilgili anlattıkları: olarak Milli Takım’ın son 4 maçında olmayı, Türk futbolunun geleceğe taşınması için görev aldım. Bu sözümün haricinde henüz bir şey yapmadım. Ne dediysem onu yaptım. Bundan sonraki kariyerim ailemi ve beni bağlıyor. Ben görevimin başındayken görüşülen yabancı hocaları niye sorgulamıyorsunuz! Antalya maçından önce telefonda aldığım sesin, daha önce kulağıma gelen isimlerin dili olsa da konuşsa. Hele bir de Türkçe konuşsa! Beşiktaş maçının devre arasında dördüncü yıldızı takmadan gitmeyeceğimi ifade ettim. YKEN E D V Y E R A CI HOCALA N lMayıs R BA ayına kadar ücretsiz lHak etmediğim ve yaşamadığım halde, yaşanmış gibi, yaşamadığım, yapmadığım veya olmayan şeyleri doğruymuş gibi gösterilen olaylara açıkçası cevap verecek olmaktan hicap duyuyorum. G.Saray Kulübü’nün bir divan üyesi olarak söylüyorum, Galatasaraylılık başarılı olmak için ve galip gelmek için her yola başvurmak değildir. Galatasaray Ali Sami Yen’dir, Metin Oktay’dır. l Sayın Aysal’ın da ifade ettiği gibi çok açık bir iletişim problemi yaşadık. Bunu kabul ediyorum ve hiçbir zaman da reddetmedim. Ben derdimi başkanla birebir konuşmayı istedim. Kapısından çıktıktan sonra konuşulanları internet siteleri, sosyal medyadan veya televizyonlardan öğrenmeyi tercih etmedim. Velev ki biz dostuz, öyle kabul edelim. Velev ki aramızda iletişim problemleri var. Bütün bunlara rağmen, yine karşılıklı oturur, konuşur ve yolları ayırırdık. Ben de başarılar diler, eşyalarımı toplar çıkardım. lMadem G.Saray kültüründen ve değerlerinden bahsediyoruz, antrenmanı bitirip teri soğumadan odasına giden hocasına işine son verildiğini basın yoluyla bildiren, G.Saray markasıyla yayın yapan televizyon kanalımızda aynı dakikalarda hayal mahsulü bir anlaşmanın haberini veren, evime bildirimde bulunmak için noter gönderen bir anlayış, benim 40 yıldır G.Saray’da gördğüm ve öğrendiğim bir uygulama değildir. lG.Saray Kulübü bu değildir. G.Saray’da tanımadığım, bilmediğim ve yaşamadığım bir davranış şeklidir. Ümit ederim benden sonra da yerli yabancı kimse yaşamaz. Çünkü bu G.Saray’a yakışmaz. Ben de telefon kaydı mı göstereyim! Bu bize yakışır mı? GALATASARAY ALİ SAMİ YEN’DİR, METİN OKTAY’DIR İLETİŞİM PROBLEMİ YAŞADIK LA GÖRÜŞTÜL EVİME NOTER GÖNDERDİLER TELEFON KAYDI MI GÖSTEREYİM KİM OLSA İSTİFA EDERDİ l‘Eleman’ meselesi, yönetim değişikliği, Albayrak ve Dürüst’ün ayrılışı, Mersin İdmanyurdu maçı sonrası TFF ziyaretimde konuşulanlar, aylar öncesinden başlayan yeni hoca isimleri, maç öncesi primin futbolcularla görüşülmesi, sadece futbolcuların kutlanması, emeği geçen hiçbir insanın kutlanmaması ve daha neler neler... Bunları düşünüp alt alta yazsam liste çok uzar. Bunların herhangi birinden sonra benim yerimde kim olsa istifa ederdi. Tam aksine ben, ‘Dördüncü yıldızı takmadan gitmeyeceğim’ dedikçe her şeyin şiddeti arttı. lGeriye bakınca bazı şeyleri daha iyi anlıyorum. Aysal’ın televizyon programında dile getirdiği Medical Park Antalyaspor maçı sonrası söylediğim açıklamların birkez daha izlenmesinde yarar var. Bana ihtiyaç duyulan her anda koşulsuz elimi ve gövdemi taşın altına sokmaktan geri kalmadığım G.Saray Kulübü’nde bana yaşatılanlardan dolayı bazılarına hakkımı helal etmiyorum. Bugüne kadar yapılanları G.Saraylılar içine sığdırıp Fotoğraflar: affediyorlarsa ben de ediyorum. FATİH ERDOĞDU G.SARAYLILAR AFFEDERSE BEN DE AFFEDİYORUM YoRuM ARİF KIZILYALIN Bu Gerekçelere ‘El İnsaf!’ Fatih Terim, medyanın karşısına çıktı dün; söz verdiği üzere. Konu Galatasaray’dan ayrılış süreciydi. Hemen hemen akla gelen tüm soruların satırbaşlarına yanıtlar verdi. Aslında 1.5 saati süren açıklamalarının her satırı önemli. Ama ısrarla altını çizdiği bir nokta var o da Ünal Aysal ve yakın çevresinin kendisini pek benimsemediği. Aslında bu durumu ilk gün hissetmiş Fatih Hoca. Şöyle özetledi bu yargısını: “Öğlen saatlerinde Ali Bey ve Sayın Başkan ile oturduk, 3 yıllık anlaştık. Akşam evime bir yönetici geldi; utana sıkıla, ‘Başkan başarı halinde sözleşme her yıl yenilenir’ biçiminde bir madde rica ediyor” dedi. İşte o gün durum belliydi...” Gerçekten de Ünal Aysal ve etrafındaki grup Terim’i göndermek için fırsat kollamış. Ancak sportif başarı sanıyorum G.Saray Başkanı’nı frenlemiş. Gerekçe olarak da 61’lik Madrid yenilgisinin sosu ile servis edilen ulusal takım süreci bulunmuş. İki takımı birden çalıştıracak olmanın yaratacağı motivasyon kaybı varsayımı ile Fatih Hoca’nın ipini çekmişler. En çok da buna içerlemiş galiba Terim. Toplantıdaki yazılı bir soruyu yanıtlarken durdu, gözleri doldu ve “Ben ve konsantrasyon kaybı haa...” dedi. Gerçekten de trajik bir durum. Fatih Terim için birçok eleştiride bulunabilirsiniz: Gergindir, egosu yüksektir, Anadolu jargonuna sahiptir, işine karıştırtmaz, düşündüğünü direkt söyler. Ama geride kalan 2 yıl için Fatih Terim’e, “başarısız” demek gerçekleri görmemekle eşdeğer! Hele hele “motivasyon kaybı yaşar” diyebilmek gerkçekten insafsızlık. Ve bir tespit! Terim, görevden alındığında Galatasaray yenilgisiz bir takımdı, üstelik Beşiktaş’ı 80 bin kişi önünde yenmişti. Yani başarılıydı. Şampiyonlar Ligi’nde ise Real Madrid’e 61 yenilmişti ama Terim’in takımı geçen yıl da Şampiyonlar Ligi’nin ilk 3 maçından sadece “1” puan çıkarabildiği halde, kalan 3 maçı alıp 10 puanla ikinci tura yükselmişti... Öyleyse, galiba hocayı harcamak için birileri fena halde gerekçe aramış, ama pek inandırıcı bahaneler bulamamışlar!