Katalog
                    Yayınlar
                
                - Anneler Günü
 - Atatürk Kitapları
 - Babalar Günü
 - Bilgisayar
 - Bilim Teknik
 - Cumhuriyet
 - Cumhuriyet 19 Mayıs
 - Cumhuriyet 23 Nisan
 - Cumhuriyet Akademi
 - Cumhuriyet Akdeniz
 - Cumhuriyet Alışveriş
 - Cumhuriyet Almanya
 - Cumhuriyet Anadolu
 - Cumhuriyet Ankara
 - Cumhuriyet Büyük Taaruz
 - Cumhuriyet Cumartesi
 - Cumhuriyet Çevre
 - Cumhuriyet Ege
 - Cumhuriyet Eğitim
 - Cumhuriyet Emlak
 - Cumhuriyet Enerji
 - Cumhuriyet Festival
 - Cumhuriyet Gezi
 - Cumhuriyet Gurme
 - Cumhuriyet Haftasonu
 - Cumhuriyet İzmir
 - Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
 - Cumhuriyet Marmara
 - Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
 - Cumhuriyet Oto
 - Cumhuriyet Özel Ekler
 - Cumhuriyet Pazar
 - Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
 - Cumhuriyet Sokak
 - Cumhuriyet Spor
 - Cumhuriyet Strateji
 - Cumhuriyet Tarım
 - Cumhuriyet Yılbaşı
 - Çerçeve Eki
 - Çocuk Kitap
 - Dergi Eki
 - Ekonomi Eki
 - Eskişehir
 - Evleniyoruz
 - Güney Dogu
 - Kitap Eki
 - Özel Ekler
 - Özel Okullar
 - Sevgililer Günü
 - Siyaset Eki
 - Sürdürülebilir yaşam
 - Turizm Eki
 - Yerel Yönetimler
 
                        Yıllar
                    
                    - 2025
 - 2024
 - 2023
 - 2022
 - 2021
 - 2020
 - 2019
 - 2018
 - 2017
 - 2016
 - 2015
 - 2014
 - 2013
 - 2012
 - 2011
 - 2010
 - 2009
 - 2008
 - 2007
 - 2006
 - 2005
 - 2004
 - 2003
 - 2002
 - 2001
 - 2000
 - 1999
 - 1998
 - 1997
 - 1996
 - 1995
 - 1994
 - 1993
 - 1992
 - 1991
 - 1990
 - 1989
 - 1988
 - 1987
 - 1986
 - 1985
 - 1984
 - 1983
 - 1982
 - 1981
 - 1980
 - 1979
 - 1978
 - 1977
 - 1976
 - 1975
 - 1974
 - 1973
 - 1972
 - 1971
 - 1970
 - 1969
 - 1968
 - 1967
 - 1966
 - 1965
 - 1964
 - 1963
 - 1962
 - 1961
 - 1960
 - 1959
 - 1958
 - 1957
 - 1956
 - 1955
 - 1954
 - 1953
 - 1952
 - 1951
 - 1950
 - 1949
 - 1948
 - 1947
 - 1946
 - 1945
 - 1944
 - 1943
 - 1942
 - 1941
 - 1940
 - 1939
 - 1938
 - 1937
 - 1936
 - 1935
 - 1934
 - 1933
 - 1932
 - 1931
 - 1930
 
                    Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
                    Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
                    Sayfayı Satın Almak İstiyorum
                
            
                SAYFA	  CUMHURİYET	  1	KASIM	2013	CUMA  8 GÜNCEL n Baştarafı 1. Sayfada  HABERLER CÜNEYT ARCAYÜREK GEÇEN günlerin bayram sabahlarından biriydi; uyku mahmurluğu geçmemişti. Rayonun düğmesini çevirince birdenbire alaturka bir aşk şarkısı: “İster vur, ister okşa.” Söyleyen ya da teybe veya başka bir şeye kaydettiren de güzel sesli bir hanım. “Hangi gün, hangi radyoda yahut televizyon kanalında” diye sormayın, önemli mi? “Şarkıyı söyleyen, besteleyen kim?” falan da önemsiz. Önemli olan, “vur”la okşamak arasında hiç fark yokmuş gibi, ikisinin yan yana getirilmesi ve bu sözlerle şarkının süslenmesi. “Vur” sözcüğünün tokat atmak ya da tabancayla öldürmekten hangisine  olursa olsun saldıran, doğruları çarpıtmakta ustasını sollayan AKP sözcüsü Hüseyin Çelik; partisinin kadın vekillerinin türban eylemini savunurken “Türkiye ne 1999’daki Türkiyedir, ne de TBMM 1999’daki TBMM’dir” dedi. Gerekçesi ne olursa olsun kırk yılda bir kez doğruyu söyledi H. Çelik ve bu saptamanın içerdiği gerçek anlamı patronu, genel başkanı ve de ne çare sıfatı Türkiye Cumhuriyeti’nin son Başbakanı RTE açıkladı: 11 yıldır başları açık AKP’li kadın vekillerin birden, bir yerden emirle harekete geçen robotlar gibi türbanı kafalarına geçirmelerine karşı, Meclis’te dün eylemsel tavır sergilemeye hazırlandığı söylenen CHP’ye yüklenirken... ...“Ana muhalefetin bir temsilcisi ‘başörtü siyasal bir simgedir’ diyor. Başörtüsü nasıl siyasal simge olabilir yahu? Başörtüsü dinimizin gereklerinden bir tanesidir. Yani dinimizin böyle bir emrinin olduğunu bilmeyecek kadar cahil bu adam” dedi. Böylece, Başbakan RTE; 1999’daki ve daha önceki TBMM’lerin, başbakanların, partilerin –bugün olduğu gibi laikliği benimseyen bu ülkede “dinden emir alarak” hareket etmediklerini kanıtladığı gibi... ....bal gibi asıl amacı olan, devleti din devletine dönüştürmenin yeni bir adımı; türbanı, din emri olduğu için Türkiye Millet Meclisi’ne taşıdığını itiraf etti. HHH Başbakan’ın siyasal yaşamı baştan aşağı tezatlarla dolu. Tek bir örnek bile dün söylediğinin bugün aksini söylediğini kanıtlamaya yeter. Örneğin “Yurdu dört baştan demir ağlarla ördük” diyen 10’ncu Yıl Marşı’na bile tahammül edemeyerek alaya alan RTE ile şimdi bilmem kaç bin kilometre demiryolu yapmakla övünen RTE aynı adamdır. 11 yılı, 1923’te kurulan Cumhuriyeti ve devrimleri karalamak, kötülemekle geçti. O günlerin yaptırımlarının adeta kopyası, sonuçta aynı kapıya çıkan yöntemleri bugün uygulayan Başbakan RTE’nin; örneğin İzmir’deki ‘İktisat Kongresi’nde önceki gün yaptığı konuşma siyasal yaşamındaki tezatlara bir başka örnek. Genç Cumhuriyetin ilk günlerinde Mustafa Kemal’in öncülüğünde toplanan Birinci İktisat Kongresi’nde, özel ve devlet sektörüne, “en uygun ekonomik yöntemlerin belirlendiğini” söylemeye dili varmaz. Karşı siyasal ve ekonomik görüş açıklayan, AKP iktidarına yandaşlık, yalakalık yapmayan ister medyadan, ister iş dünyasından olsun, sermayeye uyguladığı baskı yöntemlerinin gerçek sahibinin bizzat kendisi olduğunu, aynı kongredeki konuşmasında tümüyle unutmuş göründüğü gibi, yalanlıyor da... Medya holdinglerini müffettiş baskınlarıyla muma çeviren yöntemlerin herhalde unutulduğunu ya da kendisine özgü demokrasi anlayışının ahvalı adiyeden birer uygulaması diye yorumlandığını sanıyor. HHH Kul söylese nasılsa dikkate almıyor, almayacak; bari anlayacağı dilden soralım. Allah aşkına söyler misiniz; 11 yıldır her alandan sermayeyi kendi hizasına getiren yöntemler, uygulamalar unutulmuş gibi... ....İzmir’de şimdi “Cumhuriyetimiz işadamlarında ayırım yapmaz” ve “sermayeyi makbul ve makbul olmayan diye ayırmak Cumhuriyet anlayışı değildir” diye konuşan bugünkü RTE ile dünkü RTE aynı kişi midir? İnsaf yahu! Sermayeyi makbul olanla olmayan diye ayırmadığını söyleyen, Gezi Parkı eylemlerinde orantısız güç kullanan polisten kaçarak can havliyle sığınan insanlara insanlık gereği yardımcı olan, yaralarına saran su ve yiyecek veren Divan Oteli’nin sahibine yüzlerce müfettiş gönderen Başbakan RTE ile bugün o konuşmayı yapan Başbakan RTE’nin ayrı kişiler olduğunu söyleyebilir misiniz? HHH Artık sözün bittiği yerdeyiz. Cumhuriyeti Rebebiyye başka, milyonların anladığı, bağlandığı Cumhuriyet başka! Gün gelir o gider. Atatürk’ün kurduğu Cumhuriyet kalır!  İster	Vur	 İster	Okşa ait olduğunu tam kestiremeseniz bile bir sevda şarkısında birlikte yer aldıkları kesin. O zaman yavaş yavaş anımsıyorsunuz eş ya da sevgililerden oluşan kadın cinayetlerinin niçin artmakta olduğunu. Demek ki, çok sevmek ölüm demekmiş! umhuriyet sözünün dillerden düşmediği, o kavram uğruna bayraklar asılıp törenler düzenlendiği bir sırada böyle bir müziğin özel ya da resmi bir yayın organında seslendirilmesi işlerimizin ne ölçüde savruk, özensiz ve sorumsuz yürütüldüğünün bir başka belirtisi daha yaşanmaktaydı. Kadınerkek eşitliğinin hiçe sayılması bu ölçüde sırıtmamalıydı. Böyle bir dikkatsizliğin fark edilmemesi ve sanki hiçbir şey  G  C  olmamış gibi tepkisizliğin sürüp gitmesi, yalnız yayın organlarını yönetenlerin kusuru olarak geçiştirilemez. Sivil toplum örgütleri olarak bilinen kuruluşların böyle bir olaydan sonra bile suskun kalması toplumsal bilincimizin ne ölçüde zayıflamış olduğunu açıkça gösteriyor. O bilincin sağlam olduğu yerde böyle bir gafın ya da ayıbın herhalde iki türlü tepkisi olur uygar toplumlarda. Ya özür dilenir ya da işin mizahı geçilip gaf alaya alınarak hiç değilse herkes bol bol eğlendirilirdi. erçekten, olay ya çok vahim ya da çok komiktir. Oysa, ortasını bulmak hiç zor değildir: Biraz dikkat, biraz sağduyu, biraz da insanların duyarlılığına saygı.  Atatürk toprak satmadı FIRAT KOZOK ANKARA  AKP iktidarı döneminde 300 milyon metrekareye dayanan yabancılara toprak satışı konusunda Cumhuriyet’in ilk yıllarına gönderme yaparak “Bizzat Mustafa Kemal döneminde yabancılara toprak satıldığını vurgulamak isterim” diyen Başbakan Tayyip Erdoğan’ın, tarihi çarpıttığı ortaya çıktı. Erdoğan’ın bu sözlerinin aksine Atatürk, yabancılara satışta 300 dönüm sınırı getirmiş, konut satışında belediye sınırları içinde olması koşulunu getirmişti. AKP geçen yıl yaptığı son düzenlemeyle yabancı uyruklu kişilere satılacak toprak miktarını 12 kat artırarak 30 hektara yükseltmişti. Bakanlar Kurulu, bu miktarı artırabiliyor. AKP’nin iktidara geldiği 2002’den bu yana satılan taşınmaz miktarının ise 300 milyon metrekareye dayandığı belirtiliyor. Buna karşın Erdoğan, önceki gün 5. İzmir İktisat Kongresi’nin açılışında yaptığı konuşmada, “Cumhuriyet sermayeyi renklere ayıran değil, onları bir ve beraber gören bir anlayışı egemen kılmıştı. Yabancıların mülk edinmesinin önünün Cumhuriyetin ilk yıllarında açıldığını bizzat Mustafa Kemal döneminde yabancılara toprak satıldığını, özellikle vurgulamak isterim” demişti. Ancak Erdoğan’ın bu sözlerinin gerçeklik payı bulunmuyor. Atatürk döneminde yabancılara satışta ciddi sınırlamalar getirilmişti. Satışlarda mütekabiliyet şartı getirildiği için taşınmaz satın alabilen yabancı ülkelerin sayısı 30’u geçmiyordu. Bu düzenlemelerin 1925’te çıkartılan Köy Kanunu’nda yer aldığına işaret eden eski Tapu ve Kadastro Genel Müdür Yardımcısı, araştırmacı yazar Orhan Özkaya, şöyle konuştu: “Atatürk’ten önce Osmanlı borçlarını ödemek amacıyla 18671868’li yıllarda ecnebilere gayrimenkul edinimine dair yasa çıktı. Yabancılar Türkiye topraklarına el koydular. Atatürk bunu Lozan’da engellemek için İnönü’nün mücadelesiyle çabaladı ama yapılamadı. Ancak Lozan’dan sonra 1925’te 442 sayılı Köy Kanunu’nu çıkartarak yabancılara belediye sınırları dışında gayrimenkul satışı yasaklandı. ‘Atatürk zamanında toprak satışları yapıldı’ demek çok yanlış. Atatürk aynı yasanın bir başka maddesiyle yabancıların köylerde ikamet etmelerini ‘devrimlere karşı propaganda yapmasınlar, halkın eğitim düzeyinde yararlanıp suiistimal etmesinler’ diye İçişleri Bakanlığı’nın iznine tabi tuttu. Böyle hassa davranan bir insan köylerde, kırsal alanda toprak satışını yapmaz.”  AtAtürk, 1 metrekAre toprAk sAtışı yApmAmış, konut sAtışınA sınırlAmA getirmişti  Erdal	İnönü	anıldı İstanbul	Haber	Servisi		Eski başbakan yardımcısı, SHP’nin Onursal Genel Başkanı, bilim insanı Prof. Dr. Erdal	İnönü, ölümünün 6. yıldönümünde Zincirlikuyu’daki mezarı başında eşi	Sevinç	İnönü, Şişli Belediye Başkanı Mustafa	Sarıgül ve yakınlarının katıldığı törenle anıldı. Sevinç İnönü, konuşmasında “Yaşasaydı	bugünkü	duruma	herhalde	üzülürdü”	dedi. Mustafa Sarıgül de Erdal İnönü’nün nezaketiyle, zarafetiyle, bilim adamlığıyla, siyaset adamlığıyla örnek bir insan olduğunu kaydetti.  ‘Yakmak	da	mağduriyet!’ İlahiyatçı yazar Tuksal’ın Sivas katliamı ile ilgili ‘Yakmak da mağduriyettir. Biz de Sünniler olarak mağdur olduk’ sözleri Alevi kurumlar ile yurttaşlardan tepki çekti İstanbul	Haber	Servisi	 İlahiyatçı yazar Hidayet Şefkatli Tuksal’ın, siyaset, özgürlükler ve başörtülü vekil polemiğinin tartışıldığı televizyon programında Sivas katliamıyla ilgili yaptığı değerlendirmede “Yakmak	 da	mağduriyettir.	Biz	de	Sünniler	 olarak	mağdur	olduk” sözleri sosyal medyada sert tepkilere neden oldu. Tuksal, önceki akşam CNN Türk’te Tarafsız Bölge programında çok tartışılacak bir söze imza attı. Programda Tuksal, Türkiye’de uzun yıllar çoğunluk olan inanç sahiplerinin mağdur olduğunu savunarak Sivas katliamıyla ilgili “Alevi	arkadaşlarla	yaptığımız	toplantılarda	onların	da	anlamadığı	şey	buydu.	Biz	de	Sünniler	 olarak	mağdur	olduk” dedi. ÖDP Genel Başkanı Alper Taş, “Kusura	 bakmayın	da	siz	mağdur	olduk	diyorsunuz	ama	siz	yakılmadınız” diyerek Tuksal’a yanıt verdi. Tuksal “Yakılmak	bir	mağduriyettir.	Ama	 yakmak	da	bir	mağduriyettir” dedi. Taş’ın “Anlamadım. Yakmak nasıl bir mağduriyettir” sözlerine karşılık ise Tuksal, “Böyle	bir	vahşeti	 yapılabilecek	ve	göz	yumacak	bir	 toplum	olmak	çok	kötü	bir	şey”	diye konuştu. Tutsal’ın açıklamalarının ardından Twitter’dan “Bu	söze	ödülünüz	 ne	olacak?	Söz	konusu	söylem	 muhafazakâr	otoriter	söyleminin	 son	demlerini	yaşadığına	işarettir.	 Yakana	mağdur	değil,	katil	denir” gibi çok sayıda tepki mesajı yazıldı.  PATLAMA İLE İLGİLİ DAVADA REKOR CEZA  Fotoğraf:	AHMET	AKKUŞ	DHA  Güngören’de 2 sanığa müebbet CANAN COŞKUN Güngören’de, 2008’de meydana gelen ve 17 kişinin öldüğü bombalı saldırıya ilişkin dava karara bağlandı. Mahkeme heyeti, tutuklu sanıklar Hüseyin	Türeli	ve Nusret	Tebiş hakkında, 18’er kez ağırlaştırılmış müebbet ve toplamda 1283 yıl hapis cezası verdi. Sanıklar, Adalet Komisyonu tercüman atamadığı için savcının esas hakkında mütalaasına karşı son savunmalarını yapamadan cezalandırıldı. 3’ü tutuklu 9 sanığın yargılandığı dava dün İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Duruşmada tutuklu sanıklar Hüseyin	Türeli, Nusret	Tebiş	ve Mehmet	Salih	Yanak hazır bulunurken duruşmayı patlamada hayatını kaybedenlerin yakınları da izledi. Davayı karara bağlayan mahkeme heyeti, tutuklu sanıklar Tebiş ve Türeli’yi “devletin	birliğini	bozmaya	 teşebbüs”	suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırdı. Mahkeme iki sanığa ayrıca 17 kişiyi öldürmek suçundan da 17’şer kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verdi. Heyet, sanıklara olayda yaralanan 79 kişi için de ayrı ayrı ceza vererek her yaralı için 16’şar yıl cezalandırdı. Sanıkların toplamda “Patlayıcı	madde	bulundurmak”, “adam	öldürmeye	teşebbüs”	ve “mala	zarar	verme”	 suçlarından 1283 yıl hapisle cezalandırılmasına hükmetti. Sanıklar Ziya	Kiraç	ve Abdurrahman	Oral’ı “terör	örgütü	üyeliği” suçundan 12’şer yılla cezalandıran heyet, sanık Şerafettin	Kara’yı da 11 yıl 3 ay hapse mahkum etti. Sanık Aydın	Ağlar ise 9 yıl hapisle cezalandırıldı. Tutuklu sanık Mehmet Salih Yanak da “Terör	örgütüne	üyeliği” başta, pek çok suçtan 19 yıl 6 ay hapisle cezalandırıldı. Sanık Şaban	Güneş’i, “Terör	örgütü	üyeliği”	suçundan 2 yıl 1 ay hapisle cezalandıran heyet, sanık Cihan	Aydın’ı, “Örgüte	yardım	etmek”, “ateşli	silahlar	kanununa	muhalefet”	suçlarından 15 yıl 9 ay hapse mahkum etti. Sanık Cevat	Aydın, “Terör	örgütü	üyesi	olmak” ve “ateşli	silahlar	kanununa	muhalefet”	suçlarından beraat ederken Mehmet Salih Yanak tutuklu kaldığı süre dikkate alınarak tahliye edildi.  İstanbul	Haber	Servisi	 Gazetemizin eski Genel Yayın Yönetmeni ve eski Türkiye Gazeteciler Sendikası Başkanı Oktay Kurtböke, ölümünün 14. yıldömünde bugün mezarı başında anılacak. 12.30’da Zincirlikuyu Mezarlığı’nda yapılacak törenin ardından, 13.30’da Elmadağ Meyhanesi’nde anma yemeği verilecek.  Oktay Kurtböke anılıyor  Ölüm orucunda MARDİN	(Cumhuriyet)		Suriye	sınırında	duvar	örülmesini	protesto	için	oturma	eylemi	başlatan	Nusaybin	Belediye	 Başkanı	BDP’li	Ayşe	Gökkan,	dün	ölüm	 orucuna	girdiğini	açıkladı.	 Gökkan,	önceki	gün	başlattığı	oturma	eylemini	dün	de	sürdürdü.	BDP’liler	 gece	boyu	Gökkan’a	destek	verdi.	Gökhan,	dün	sabah	kendine	götürülen	yiyecekleri,	 ölüm	 orucuna	 başladığını	 söyleyerek	geri	çevirdi.	BDP	İl	Başkanı	Reşat	Kaymaz	ve	bazı	partililer	Gökkan	ile	görüştü.	Eyleminden	vazgeçmeyeceğini	söyleyen	Gökkan,	bir	ara	Türkiye	Suriye	sınırını	ayıran	tel	örgüleri	 tahrip	etmek	istedi.	 BDP	 MYK	 üyesi	 Ferhat	 Tarhan,	 Gökkan’ın,	“Günlerdir	mülkü	amir	olmama	rağmen	bana	hiçbir	bilgi	verilmiyor.	Buranın	belediye	başkanıyım.	Ancak	duvarla	ilgili	bilgilendirilmiyorum”	 dediğini	belirtti.	Gökkan’ın	devam	den	 eylemine	belediye	çalışanları	da	sınıra	 yürüyerek	destek	verdi.	  ‘Öcalan başmüzakereci olsun’  DİYARBAKIR	(Cumhuriyet)	 BDP Grup Başkanvekili İdris Baluken, PKK lideri Abdullah Öcalan’la yürütülen görüşmelerin yasal zemininin olmadığını, devletin adeta korsanvari yöntemlerle süreci götürmek istediğini belirterek görüşmeleri yasal zeminde sürdürmesi için Abdullah Öcalan’a “başmüzakereci” pozisyonu sağlanması gerektiğini söyledi. Baluken, görüşmelerde üçüncü bir kurul ya da komisyonun da yer alması gerektiğini anlatan Baluken, yerel seçimlerin ardından BDP grubunun tamamının HDP’ye katılacağını da açıkladı.  ABD Savunma Bakan Yardımcısı Jim Miller, önceki gün Ankara’ya sessiz bir ziyaret yaptı  TAYAD’lılara sert müdahale  ‘Tercihinizi değiştirin’ Yılmaz: Füze ihalesine herkes girebilir ANKARA	(Cumhuriyet	Bürosu)		Milli	Savunma	Bakanı	İsmet	Yılmaz,	Çin	ile	yapılan	füze	 anlaşmasına	ilişkin,	“Bizim	tercihimizdeki	bir,	 iki	ve	üçü	belirledik.	Süreç	henüz	başladı.	Bu	 durumda	iki	ve	üçüncüler	yeni	tekliflerini	bize	 gönderirlerse	en	azından	mevcutla	olan	sözleşmemizdeki	görüşme	aşamalarında	bize	faydalı	olur.	Dolayısıyla	herkes	son	teklifini	hâlâ	göndermekte	serbesttir”	dedi.	31	Ocak	2014’e	kadar	son	teklif	verme	süresi	uzatılan	ihalede	Çin	 ile	birlikte	ABD	ve	Fransaİtalya	konsorsiyumu	 yarışıyordu.	“Siyasi	bir	danışmanın	Türk	Silahlı	Kuvvetleri’ni	siyasallaştırabileceği	yönündeki	 iddiaların”	da	sorulduğu	Yılmaz,	“Hayır,	kesinlikle	böyle	bir	şey	olmaz”	dedi.	Yılmaz,	Genelkurmay	Başkanlığı’nın	gerek	duyarsa	sivil	basın	müşaviri	de	kullanabileceğini	kaydetti.  İstanbul	Haber	Servisi		 Yunanistan’dan Türkiye’ye iade edilmek istenilen 4 kişiye destek için Yunanistan’ın İstanbul Başkonsolosluğu önünde açlık grevi yapmak isteyen TAYAD’lı ailelere polis müdahale etti. Polis, 38 gündür açlık grevinde olan Mehmet Yayla’nın annesi Zeynep Yayla’nın da aralarında bulunduğu üç kadını İstiklal Caddesi boyunca yerlerde sürükledi. Konsolosluk önünde eylemlerini sürdürmek isteyen TAYAD’lı gruptan 5 kişi daha gözaltında alındı.  DUYGU GÜVENÇ ANKARA  Pentagon’un iki numaralı ismi ABD Savunma Bakan Yardımcısı Jim Miller, önceki gün Ankara’ya sessiz bir ziyaret yaptı. Miller’in Ankara’daki temasları ile birlikte Türkiye ve ABD arasında uzun menzilli füze sistemi konusunda pazarlıklar da resmen başlamış oldu. Ziyaret basına duyurulmazken Miller’in hükümet ve Türk Silahlı Kuvvetleri’nden (TSK) üst düzey yetkililerle bir araya geldiği belirtildi. Dışişleri’nde ise Müsteşar Feridun Sinirlioğlu ile uzun bir görüşme yaptığı belirtildi. Miller görüşmelerinde, Türkiye’nin Çin firmasından yana koyduğu uzun menzilli füze tercihinin değiştirilmesinin beklendiğini yineledi. Türkiye ise buna karşılık “ortak  ANKARA	(AA)	 Süper Loto’da kazanan numaralar “12, 22, 37, 39, 42 ve 48” olarak belirlenirken 6 bilen çıkmayınca 5 milyon 185 bin 280 lira haftaya devretti. Çekilişte 5 bilenler 4 bin 982 lira 65’er kuruş, 4 bilenler 93 lira 80’er kuruş, 3 bilenler 7 lira 45’er kuruş ikramiye kazandı.  Süper Loto devretti  üretim olursa değerlendiririz” karşılığını verdi. Miller’in yanı sıra ABD’nin Avrupa ve Avrasya’dan Sorumlu Bakan Yardımcısı Victoria Nuland da dün önce İstanbul’a geldi. ABD Dışişleri Bakanlığı’ndan Rick Barton da yarın Türkiye’de olacak. Miller ile yapılan görüşmelerde NATO kapsamında iki ülke arasında devam eden işbirliği ele alındı. Miller, Çin firması CPMIEC’in ABD’nin yaptırım listesinde yer aldığına işaret ederken sistemin NATO’ya entegre edilmeyeceği mesajını da yineledi. Budapeşte’den Türkiye’ye gelen Nuland, İstanbul temaslarının ardından Adana’ya gidecek. ABD Dışişleri Bakanlığı’nın Çatışma ve İstikrar Operasyonlarından Sorumlu Bakan Yardımcısı Barton da 27 Kasım tarihleri arasında Türkiye’de olacak.  KARA LİSTEYE ALINMIŞTI  için yasak bitti YUSUF ÖZKAN  Hollandalı gazeteci LAHEY	Türkiye  AB müzakereleri öncesi, yeni raporun hazırlıkları için Türkiye’de olan Avrupa Parlamentosu (AP) Türkiye Raportörü Ria	Oomen, Türk makamlarının Hollandalı gazeteci Bram	Vermeulen ile ilgili “seyahat	yasağını” kaldırdıklarını açıkladı. Oomen, Vermeulen’in neden engellendiği konusunda, “Sorun	çözüldü.	Önemli	olan	bu”	dedi. Hollanda Devlet Televizyonu (NOS), İstanbul muhabiri Vermeulen, Türk makamlarınca “kara	 listeye”	alınmış, nedeni açıklanmamıştı.   
            
    
