19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 21 EKİM 2013 PAZARTESİ 10 EKONOMİ [email protected] (AP) Teknoloji geliştikçe işverenin beklentisi, çalışanın saf dışı kalma korkusu artıyor Ekonomi Servisi İşverenlerin çalışanlardan bekledikleri meziyetlere her geçen gün bir yenisi katılırken çalışanlardaki gelecek kaygısı da giderek artıyor. Araştırmalara göre çalışanların azımsanmayacak bir bölümü önümüzdeki yıllarda bu yarışta saf dışı kalmaktan korkuyor. Uluslararası insan kaynakları şirketi Randstad, Türkiye’nin de dahil olduğu 32 ülkeyi kapsayan yılın üçüncü “Workmonitor” araştırmasında da bu sonucu destekler bulgular açıkladı. Buna göre her 10 çalışandan 9’u işverenlerinin 5 yıl öncesine göre daha fazla beceri ve yetkinlik beklentisi içinde olduğunu düşünüyor. Çalışanlardan eğitimin yanı sıra her yıl daha fazla deneyim, yetkinlik, sosyal ve dijital Gelecek kaygısı On yıldır yılda 4 kez gerçekleştirilen Randstad’ın Workmonitor araştırmasına göre, işverenlerin çalışanlardan bekledikleri meziyetlere her geçen gün bir yenisi katılıyor. Eğitimin yanı sıra her yıl gittikçe daha fazla deneyim, yetkinlik, sosyal ve dijital beceri isteniyor. Türkiye’de çalışanların yüzde 34’ü bu yarıştan kopma kaygısı taşıyor. beceri isteniyor. Bu da çalışanların yüzde 92’sini işlerinin gereğini yerine getirmek için ellerinden gelen her şeyi yapmaya itiyor. Buna karşılık çalışanların üçte biri zaman içinde bu yarıştan kopacakları korkusunu taşıyor. Bu kaygının en yüksek olduğu ülke yüzde 60 ile Japonya. Türkiye’de sürdürülen araştırmada ise çalışanların sadece yüzde 34’ünün bu Ekmek aslanın ağzında kaygıyı taşıdığı belirlendi. Alanında dünyanın ikinci büyük firması olan ve 2012 cirosu 17.1 milyar Avro’ya ulaşan Randstad Holding NV’nin Türkiye Genel Müdürü Altuğ Yaka, “Bu araştırma ile on yıldır aralıksız olarak yılda 4 kez iş dünyası eğilimlerini ölçümlüyoruz. Son araştırma da ilgi çekici sonuçlar ortaya koydu. Buna göre işverenler, çalışanlarının birçok konuda daha fazla donanımlı olmasını istiyor. İş yapış biçimleri dönüşüme uğradıkça işverenler de hizmet verdikleri alanlarda fark yaratabilmek için çalışanlardan beklentilerini arttırıyor. Teknoloji arttıkça iş dünyasında dijital becerilerin önemi, işverenlerin de bu alandaki beklentileri üst düzeye çıkacak” diyor. Yaka’nın verdiği bilgilere göre, özellikle Çin, Hindistan, Malezya ve Brezilya’daki çalışanların yüzde 90’dan fazlası, gelecek yıllarda işleriyle ilgili olarak daha fazla beklenti ile karşılaşacaklarını düşünüyor. Türkiye’deki önümüzdeki yıllarda işlerinde daha fazla çaba sarf edeceklerini düşünen çalışanların oranı ise yüzde 81. Bu oran en düşük, yüzde 57 ile İspanya’da ve yüzde 62 ile Danimarka’da ölçümlendi. (AA) Çevreci uçak motoruna Kemer sıkmaya karşı isyan büyüyor Ekonomi Servisi İtalya ve Portekiz’de on binler, hükümetlerin kemer sıkma politikalarına karşı yine sokaktaydı. İtalya’nın başkenti Roma’da ve Portekiz’in başkenti Lizbon ile Porto’da binlerce kişi sokaklara döküldü, polisle çatıştı. Roma’da cuma akşamından beri süren eylemlerin daha da büyüyeceği tahmin ediliyor. Eylemciler kentin büyük meydanlarında çadırlar kurdu. Protestolar kapsamında birçok mağaza ve banka kepenklerini kapattı. Romalıların hükümete tepki gösterdiği protestolarda yaklaşık 4 bin polis görev aldı. Polis ve protestocular arasında zaman zaman gerginlik çıkarken, protestolar süresince başta ulaşım olmak üzere birçok alanda aksaklıklar yaşandı. Roma’nın en büyük havaalanı Fiumicino’da 173 uçuş iptal edildi. Gösterilerde 10’dan fazla kişinin gözaltına alındığı belirtildi. Eskişehir damgası Ekonomi Servisi TUSAŞ Motor Sanayi AŞ (TEI) Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Hakkı Doğankaya, çevreye en duyarlı motor olan LEAP’lerin ana kompresöründeki ‘blisk’ ve ‘spool’ları Eskişehir’deki TEI fabrikasında üreteceklerini söyledi. AA’ya konuşan Doğankaya, söz konusu parçaların üretimi için, General Electric (GE) ile TEI arasında eylül ayında anlaşma imzalandığını hatırlatarak; LEAP motorların emisyonu en düşük ve çevreye en duyarlı motor olduğunu ifade etti. Doğankaya, “Bu motorda, TEI Yönetim Kurulu Başkanı Doğankaya: “Geleceğin motoru olan LEAP’lere, ana kompresördeki 4 ‘blisk’ ve ‘spool’ dediğimiz dönen yekpare parçaları üreteceğiz. LEAP motorlar, TEI’ye büyük bir kazanım getirmekle birlikte teknoloji konusunda geldiğimiz noktayı iyi şekilde gösteriyor.” yüzde 15’lik emisyon öngörülüyor. Ana kompresördeki 4 adet blisk ve spool dediğimiz dönen yekpare parçayı üreteceğiz. Bunlar emisyonun olmasını sağlayıcı ve buna direkt etki eden parçalar. LEAP motoru Boeing, Airbus ve Comac tarzı tüm uçaklarda kullanılacak. Önümüzdeki yıllarda uçakların büyük çoğunluğunda bu motor olacak” dedi. Doğankaya, ayrıca ilk yerli savaş uçağı olan FXTX projesinin bir parçası olma sürecinde olduklarını belirtti. ‘Her ay havadan para’ referandumu Ekonomi Servisi Dünya üzerinde refah düzeyinin en yüksek olduğu ülkelerden biri olan İsviçre’de halka ayda 2.500 frank (2.761 dolar) dağıtılması gündemde. Reuters’in haberine göre; kişi başına düşen gelir açısından en zengin ülkelerden biri olan İsviçre’de, büyüyen gelir eşitsizliği hoşnutsuzluk yaratırken, bu durum halka yakın komitelerden birinde üye olan Christian Muller’i harekete geçirdi. Muller tüm halka, çalışanlar da dahil olmak üzere, ayda 2500 frank dağıtılması için 100 bin imza topladı. İsviçre yasalarına göre 100 bin imza toplanması referandumun yolunu açıyor. Ülkede yasalar, vatandaşların rahatsızlıklarını politik eyleme dönüştürdüğü bu tip girişimlere izin verirken, bu şekilde yılda birkaç kez referandum yapılıyor. Muller yaptığı açıklamada, bu paranın bireylere hayatı ile ilgili ne yapmak istediği konusunda destek olacağını açıkladı. Yaşamı daha güvenilir ve daha özgür kılacağını belirtirken Muller, bu paranın bireylere meslek seçme imkânı da tanıdığını belirtti. İsviçre dünya üzerinde yüzde 3 ile en düşük işsizliğin görüldüğü ülke olurken, orta sınıfın gelirinin arttırılmasının önemine dikkat çekiliyor. Ayda 2500 frank yıllık 33 bin 600 dolara denk geliyor. ABD’de yaşanan bütçe, borç sınırı tartışmalarıyla, Fransa’da Marine Le Pen’in partisinin Brignol kasabası belediye seçimlerinde oyların yüzde 54’ünü alması arasında bir ilişki kurmak zor, ama olanaksız değil! BD’ de ‘muhafazakârların hezimeti’ Geçen hafta, federal hükümeti durdurduktan, ABD ile birlikte dünya ekonomisini bir mali uçurumun kenarına getirdikten, ABD ekonomisine 24 milyar maliyet yarattıktan sonra, GOP’nin (Cumhuriyetçi Parti) meclis, senato temsilcileri, bütçe pazarlıklarını iki ay ertelemeyi, borç sınırını da üç ay için uzatmayı, Demokrat Parti’den hemen hiç taviz koparamadan, kabul ettiler. Basında “Cumhuriyetçiler teslim oldu”, “Cumhuriyetçilerin çöküşü” başlıklı yorumlara yol açan bu uzlaşma paketi senatodan 18’e karşı 81, meclisten 144’e karşı 285 oyla geçti. Senatör McCain’in (Cumhuriyetçi) “Haftalar önceden, olmayacak bir şey istediğimizi söylemiştim. Uyardığım gibi oldu, bu savaşı kaybettik”, senatör Lindsay Graham’ın (Cumhuriyetçi) “Çok ileri gittik. Bo.unu çıkarttık” sözlerine (New York Times, 16/10) karşın senatör Ted Cruz (Cumhuriyetçi) ve senatör Mike Lee’nin “Washington’da egemen statükoyu”, “kapalı kapılar ardında iş bitiren.. halkın arzularına ters seçkinleri” suçlayan demeçleri GOP içinde, yenilgiden öte önemli bir bölünmeye işaret ediyor (The Times 17/10). GOP senato grubunun yüzde 40’ı, meclis grubunun yüzde 70’i pakete ret oyu verdi (Financial Times 17/10/2013). Bu bölünmenin bir tarafında uluslararasılaşmış sermayeden, Wall Street bankalarının temsilcilerinden oluşan geleneksel finans kapital kanadı var. Amerikan Ticaret Odası’nın uzlaşmadan yana tutumu, Wall Street Journal’ın, Çay Partisi’nin direnişi için “felsefi nedenlere dayanıyor” ama “çabalara değmedi” saptaması (17/10/2013) da geleneksel tarafı tanımlamaya yardımcı oluyor. Karşı taraftaysa “Çay Partisi” olarak tanımlanan akım var. A ‘Batı’da ‘Faşizan’ Dinamikler Her fırsatta Demokratlar kadar GOP’nin geleneksel kanadını da eleştiren Texas Senatörü Ted Cruz, bütçe, “borçlanma sınırı” tartışmalarında bu kesimin “ilkelerine sadık”, uzlaşmaz temsilcisi olarak öne çıktı. Cruz senatoda daha bir yılını doldurmadı, ama Washington’da 1113 Ekim arasında toplanan “Values Voter Summit” (değerlere oy verenler zirvesi) sırasında yapılan bir deneme oylamasında, tüm diğer adaylardan daha fazla oy alarak GOP’nin 2016 yılında yeni başkan adayı taraftarlarının eğitim düzeylerinin ortalamanın üstünde olduğunu gösterdiğine işaret ediyor. Lind bu kesimin temsilcilerinin, liderlerinin, destekçilerinin sınıfsal özelliklerine de dikkat çekiyor: Bunlar federal hükümete karşı yerel ekonomik ve siyasi iktidarlarını korumayı amaçlayan, bölgesel yaşamın seçkinlerinden, yukarı orta sınıftan, yerel kapitalistlerden oluşuyor. Bunların siyasi tercihleri, geleneksel muhafazakâr kanadın, Demokratların seçkinlerinin temsil ettiği uluslararası sermayeden, hazine kâğıtlarının faizinden, FED’in para politikalarından beslenen finans kapitalin tercihleriyle çelişiyor. Lind’in çalışması, Çay Partisi’nin, federal hükümetten, “yukarıdakilerden” nefret eden, “işçi sınıfından”, “yoksullardan” korkan klasik orta sınıfın, potansiyel faşist kesimin seçkinlerinin örgütü olduğunu düşündürüyor. olabileceğini gösterdi. Cruz’un kampanya kasasına giren fonların bir önceki üç aylık döneme kıyasla iki kat atarak 1.19 milyon dolara ulaşması adaylık olasılığının güçleneceğini, GOP içindeki bölünmenin daha da derinleşeceğini düşündürüyor (Washington Post 17/10). New American Foundation’ın kurucusu Michael Lind’in ayrıntılı çalışmasının gösterdiği gibi Çay Partisi, daha çok güney eyaletlerinin seçmeninin, beyaz Hıristiyan işçi sınıfının desteğini almakla birlikte salt bir “ırkçılar ve cahiller sürüsü” değil (Salon.com, 06/10). Ted Cruz’un Harvard Hukuk Fakültesi mezunu olması bir yana Lind, kamu araştırmalarının Çay Partisi rkçı, faşist partiler işbirliği arayışında Avrupa’da henüz federal bir hükümet yok. Ancak ülke düzeyinde AB sürecinin federalizme, Brüksel’in bir federal hükümete evrimleşmesinden korkan, Avrupa Birliği sürecine karşı, ırkçı, hatta faşist akımlar, “Çay Partisi” benzeri partiler var. Financial Times’ın aktardığına göre, bunlar, en azından Fransa’dan Marine Le Pen, Hollanda’dan Geert Wilders gibi, gelecek AB seçimlerinde birlikte davranmanın yollarını arıyorlarmış. FT, diğer AB üyesi ülkelerdeki benzer partilerin de Avrupa çapında işbirliği düşüncesine giderek yakınlaştığını düşünüyor. Danimarka Halk Partisi lideri Finlandiya ve Litvanya’daki I benzer, AB karşıtı ırkçı partilerin konferanslarına katılıyormuş. Marine Le Pen, Avusturya Özgürlük Partisi, İsveç Demokratlar adlı partilerle Belçika’nın Vlaams Blang Partisi’yle ilişkilerini geliştirmeye çalışıyormuş. İngiltere’de UKIP (Birleşik Krallık Bağımsızlık Partisi) lideri Nigel Farage, Le Pen’in partisini antisemit bulduğu için uzak durmaya çalışırken diğer gruplarla işbirliğine karşı değilmiş. Özellikle Ortadoğu ve Afrika’dan gelen göçmenlere, Müslüman kültüre düşman, ırkçı, hatta Yahudi düşmanlığı da içeren partiler yalnızca işbirliği yolları aramakla kalmıyorlar, hem oy tabanlarını güçlendiriyorlar hem de Farage’ın vurguladığı gibi “kendi ülkelerinde tartışmaları etkiliyor”, muhafazakâr partileri daha da sağa çekiyorlar. Avrupa Birliği üyesi ülkeler, kriz içinde AB yönetiminin ve Avrupa mali sermayesinin (“Yuvarlak Masa”nın) iradesinin, hatta Almanya’nın hegemonya projesinin ifadesi Avro kurallarının baskısı altında yerel ekonomi politikaları geliştiremiyorlar. Bu sırada işsizlik, yoksulluk artarken göçmenler gelmeye devam ediyor. Bu zeminde, AB karşıtı, yabancı düşmanı, milliyetçi akımlar taraftar kazanmaya devam ediyor. Başka etkenler de var. Merkez partilerin politikaları birbirine benziyor, muhalefet “uç partilere” kalıyor. Le Pen’in örneğinde olduğu gibi bu partiler, küreselleşme ve serbest piyasa karşıtı, kadın ve gay hakları bağlamında kimlik politikası, ekonomiye devlet müdahalesi, korumacılık vb. gibi genelde sol hareketlere ait talepleri programlarına ekliyorlar. Bu siyasi manevra ırkçı, yabancı düşmanı partilere, ulusal düzeyde, geleneksel işçi sınıfının, yerel pazara çalışan sermaye gruplarının, küçük işletmelerin, cinsel tercihi yüzünden ezilen grupların çıkarlarını savunma olanağı veriyor. Ancak, bu meşru taleplerin oluşturduğu karmaşık söylem, “yabancı düşmanlığı” gibi ırkçı bir “ana gösterge” (master signifier) altında birleşince karşımıza, 20. yüzyıldan tanıdığımız faşist hareketin ideolojisi çıkıyor. “Tarih kendini tekrarlamaz derler” ama, en iyisi Mark Twain’in “tekrarlamaz ama, kafiyeli konuşur” uyarısını anımsamak... Fransız milyonere yüzde 75 vergi Ekonomi Servisi Fransa Meclisi, yılda 1 milyon Avro’dan fazla geliri olanlara yüzde 75 vergi getirilmesini öngören maddeyi kabul etti. Kabul edilen tasarı, söz konusu verginin şirket ve kurumlardan alınmasını öngörüyor. Yeni uygulamanın bütçeye 2 yılda 420 milyon Avro’luk gelir sağlaması bekleniyor. Paris hükümeti daha önce, yılda 1 milyon Avro’dan fazla kazananlara yüzde 75 vergi getirilmesini istemiş ancak Anayasa Mahkemesi’nin itirazı üzerine bunun sadece şirketler tarafından ödenmesi kararlaştırılmıştı. KAÇAN KAÇANA Fransa’daki yüksek vergi oranları ve “servet vergisi” yüzünden Belçika’ya yerleşen ünlü Fransız aktör Gerard Depardieu daha sonra da Rus vatandaşlığına geçmişti. Dünyanın en büyük lüks tüketim gruplarından Louis Vuitton’un patronu Bernard Arnault da aynı nedenle Belçika’ya yerleşmişti. Ekonomi Servisi Batık mortgage kâğıtları nedeniyle inceleme altında olan JP Morgan, banka hakkında açılan soruşturmaları sonlandırmak için 13 milyar dolarlık cezayı ödemeye razı oldu. Konuya yakın kaynakların verdiği bilgiye göre, JP Morgan Üst Yöneticisi (CEO) Jamie Dimon ile ABD Adalet Bakanı Eric Holder, cezanın ödenmesi yönünde sözlü anlaşmaya vardı. JP Morgan 13 milyar dolar ceza ödeyecek Buna göre banka 13 milyar dolarlık tutarı ödeyerek Adalet Bakanlığı, New York Savcılığı ve Federal Emlak Finansman Acentası’nda (FHFA) devam eden incelemeleri sonlandıracak. Söz konusu soruşturmalar, bankanın sattığı mortgage kâğıtlarının 2000’lerin sonundaki emlak krizi sırasında aşırı değer kaybetmesi sonrasında açılmıştı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle