19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 28 OCAK 2013 PAZARTESİ 4 HABERLER Strasbourg’da Cumhuriyet’e konuşan Haşim Kılıç uzun tutukluluk sürelerini değerlendirdi ‘Sorun zihniyette’ BAHADIR SELİM DİLEK STRASBOURG Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç, uzun tutukluluk süreleri ve ifade özgürlüğü konusunda yaşanan sıkıntılarla ilgili sorunun yargıçların zihniyetinden kaynaklandığını belirterek, “Mevcut yasalarla ve anayasayla bile bu işleri çözmek mümkün, sorun uygulamadan kaynaklanıyor” dedi. Kılıç, hakkında ömür boyu hapis cezası verilen sosyolog Pınar Selek ile ilgili davanın bireysel başvuru hakkı kapsamında Anayasa Mahkemesi’ne gelebileceğini söyledi. Kılıç, Avrupa İnsan Hakla rı Mahkemesi’nin yeni adli yıla başlaması töreni için geldiği Strasbourg’ta Cumhuriyet’in sorularını yanıtladı. Kılıç’ın değerlendirmeleri şöyle: Bireysel başvuru konusunda ne noktaya geldiniz? 23 Aralık 2012’den önce kesinleşen yargı kararları inceleme u Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç, hakkında ömür boyu hapis cezası verilen sosyolog Pınar Selek ile ilgili davanın bireysel başvuru hakkı kapsamında Anayasa Mahkemesi’ne gelebileceğini söyledi. u AİHM'nin raporunda yer alan uzun tutukluluk sürelerine değinen Anayasa Mahkemesi Başkanı Kılıç, “Uzun yılların getirdiği bir birikim maalesef. Bu yargıdaki sorunlar birinci sırada yer alıyor, bunların çözümü ile ilgili çok yoğun bir çaba var” diye konuştu. dışı olduğu için ilgili arkadaşlarımız “kabul edilemez” kararı veriyor. Zaman yönünden maalesef yetkisizlik söz konusu. 23 Eylül’den sonra kesinleşmişse o kararlara karşı, ona bağlı idari işlemlere karşı dava açabiliyorlar. Yeni başlamasından dolayı eksiklikler çok ve bu eksiklikleri tamamlatmaya çalışıyoruz. AİHM, eksiklik görüyorsa reddediyor artık. Bunun çok doğru olmayacağını düşündük, 15 günlük süre vermek suretiyle bu eksiklikleri tamamlatalım şeklinde bir anlayış gelişti ve yasa da öyle çıktı. O eksiklikleri tamamlamakla meşgulüz, eğer kabul edilebilir bulunursa, işin esası ilgili çalışmalar başlayacak. AİHM raporunda yine en büyük sıkıntı uzun yargılama... Uzun yılların getirdiği bir birikim maalesef. Bu yargıdaki sorunlar birinci sırada yer alıyor, bunların çözümü ile ilgili çok yoğun bir çaba var. Bunu görmek lazım, yargı paketleri ile bu kamuoyuna sunuluyor ve Meclis’ten geçip geliyor ancak bunları yasal düzenlemelerle değil, yargıcın bu konudaki zihniyeti, anlayışı, evrensel ölçülere, değerlere yatkınlığı, bence bunlar çözecek işi büyük ölçüde. Bu sebeple ben hem anayasa için hem yasalar için birinci önceliği yargıçlarımızın anlayışına bırakıyorum. Eğer orada başarılı olabilirsek, mevcut yasalarla ve anayasayla bile bu işleri çözmek mümkün yani, sorun uygulamadan kaynaklanıyor maaselef. Pınar Selek davası... İstanbul 12 Ağır Ceza Mahkemesi, bir karar verdi, bu tekrar temyize gidecektir, arkasından bizim mahkemenin önüne gelme ihtimali de olabilir. Biz bu ihtimali gözetmek zorundayız. Yüksek yargıç olarak böyle bir değerlendirme yapmanın çok doğru olmayacağı kanaatini taşıyorum. İşin siyasi boyutu da öne çıkmaya başladı. O bizim kulvarın dışında... Tutuklu vekiller meselesi. Onunla ilgili bir usül sorunu var GÖZLER 4. PAKETTE u Gölcük Tersane Komutanı Tuğamiral Şevki Şekerefeli’nin istifa ettiği iddia edildi. BARKIN ŞIK TSK’de istifa söylentileri bitmiyor ANKARA TSK’de istifa söylentilerinin ardı arkası kesilmiyor. Son olarak Gölcük Tersane Komutanı Tuğamiral Şevki Şekerefeli’nin istifa ettiği iddia edildi. Kulislerde adı istifa söylentilerine karışan diğer isimler ise İzmir’deki casusluk davasında sanık durumunda bulunan Tümamiral Ercüment Tatlıoğlu ve tuğamiraller Gündüz Alp Demirus ile İskender Yıldırım oldu. Güvenilir kaynaklar, istifa söylentilerini doğru olmadığını belirtti. Askeri çevreler, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın, tutuklu subaylarla ilgili olarak “Terörle mücadele için gönderecek komutan bulamıyoruz. Yasayla bu işi çözelim” sözleri ile ilgili düzenlemenin 4. Yargı Paketi ile birlikte TBMM’ye gelmesini bekliyor. Donanma Komutanı Oramiral Nusret Güner’in istifa etmesinin ardından TSK yeniden Türkiye’nin gündemine oturdu. Erdoğan, Türk Silahlı Kuvvetleri’ne (TSK) yönelik düzenlenen operasyonları eleştirirken askerlere yönelik operasyonların terörle mücadelede motivasyonu olumsuz etkilediğini ve mücadelede büyük bir darbe yenmesine neden olabileceğini belirtti. Askeri çevrelerde büyük beklenti oluşturan bu sözler, gözlerin 4. yargı paketine çevrilmesine neden oldu. Geçen hafta Bakanlar Kurulu’nda ele alınan paket ile ilgili çalışmaların devam ettiği belirtiliyor. Pakette, “uzun tutukluk” süreleri ile ilgili mahkemeleri etkileyecek yasal düzenleme yapılması bekleniyor. Oramiral Güner’in istifasının ardından ise TSK’deki istifa söylentileri doruk noktasına ulaştı. Hemen hemen her gün bir ismin istifa dilekçesini TSK komuta kademesine sunduğu öne sürülüyor. Son olarak Aydınlık gazetesi, dün Gölcük Tershane Komutanı Tuğamiral Şekerefeli’nin istifa ettiğini duyurdu. Ancak, güvenilir kaynaklar, TSK’de şu an için Güner’den başka istifa eden isim bulunmadığını bildirdi ve Şekerefeli’nin görevi başında bulunduğunu kaydetti. 42 yıllık faili meçhul Faili meçhul cinayete kurban giden eski Türkiye İşçi Partisi (TİP) Genel Yönetim Kurulu Üyesi ve Amasya İl Başkanı Şerafettin Atalay katledilişinin 42. yıl dönümünde Memüde Mezarlığı’ndaki mezarı başında anıldı. Anma etkinliğine ÖDP İl Başkanı Galip Yazgan, eski TÖS Başkanı Ali Şimşek, Eğitim Sen Amasya Şube Başkanı Cumhur Koca, Şerafettin Atalay’ın kardeşleri Mustafa ve Abdurahman Atalay ve dostları katıldı. Şerafettin Atalay’ın mücadele arkadaşı ve TİP yöneticilerinden Can Açıkgöz, Amasya dönemin TÖS Başkanı Ali Şimşek ve Günseli Andaş Atalay birer konuşma yaptı. Şerafettin Atalay’ın mezarı başında yapılan konuşmalarda Atalay’ın emek ve demokrasi mücadelesine kendini adadığı, sosyalist mücadelede özverili, yürekli bir duruş sergilediği, 1965 seçimlerinde TİP’in Atalay’ın çalışmaları ile Amasya’da ülke ortalaması üzerinde oy aldığının altı çizildi. Şerafettin Atalay’ın köylü direnişleri, ABD karşıtı haşhaş mitinglerinde en ön sıralarda yer aldığı ve Amasya’da ve ülke gündeminde dikkat çektiği vurgulandı. (MEHMET MENEKŞE) şu anda Anayasa Mahkemesi’nin önünde. Biz tutukluluk kararlarının, artık kesinleşmiş yargı kararı şeklinde niteleyebilecek miyiz, niteleyemeyeceğiz mi? Bununla ilgili, bir usül kararının verilmesi gerekiyor. Bu sorunu aştıktan sonra işin esası ile ilgili kararı verecek mahkeme. Bununla ilgili de çok iyi bir çalışma yapıldı. Raportör arkadaşları görevlendirdik, o görevlendirme sonunda çok ayrıntılı raporlar getirdiler. Kısa bir süre içinde o raporlar, üyelerimiz tarafından değerlendirildikten sonra genel kurul olarak toplanıp bu konuda bir ilke kararının çıkacağını umuyorum. Bu ilke kararından sonra artık, bu usul kararını aştıktan sonra daha doğrusu, AİHM bunu kabul ediyor, bir usül sorunu olarak görmüyor, bunu artık kesinleşmiş yargı kararı olarak görüyor ve işin esasına giriyor. Ancak bizim anayasamızda çok açık bir şekilde kesinleşmiş yargı kararlarına karşı, böyle bir davanın, başvurunun, bireysel başvurunun kullanılabileceği yazıldığı için burada bir tereddüt var, sorun var ana davadan ayrı olarak tutuklulukla ilgili verilen bir kararın, kesinleşmiş bir yargı kararı, kesinleşmiş bir karar olup olmadığı konusunda bir sorun var, bir tereddüt var, o tereddütü gidermeye çalışıyoruz. Milletvekillerinin tahliyesi beklenebilir mi? Bir değerlendirmeye girmeyeceğim, bölümlerimiz ne karar verir, onu bilmiyorum. Ama verdiği kararı da yazarken, gerekçesini de yazarken, o ihlalin de nasıl giderileceğini de karara geçirecek yazacak yani, dolayısıyla bilemiyorum, gelecekte ne olur, bilemiyorum. Mahkemelerimiz adına bir karar vermek istemem doğrusu... İfade özgürlüğü konusunda da sıkıntılarımız var. Ben bu ifade özgürlüğü konusunu Anayasa Mahkemesi’ne ilk seçildiğim tarihten itibaren, özellikle siyasi partilerin ifade özgürlüğünden başlamak üzere, çok yoğun ve çok canlı bir biçimde muhalefet şerhlerime geçirdim. Ama ben onu yine sorunu büyük ölçüde uygulamada görüyorum. Eğer uygulamada yargıçlarımız, biraz önce söylediğimiz, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ndeki anlayışa ya da diğer uluslararası hak ve özgürlükler ile ilgili sözleşmelerdeki anlayışı içselleştirebilirlerse, ben sorunun çok rahatlıkla aşılabileceği kanaatini taşıyorum. Sevgi mi, Korku mu? İnsanları, toplumları neyle yönetirsiniz? Sevgiyle mi? Korkuyla mı? Neden bu soruyu soruyoruz? Çünkü toplumlar korkuyla yönetiliyor. Sevgi, sevileni güçlü kılıyor. Korku ise korkutanı güçlü kılıyor. Sevginin etkisi değişik. Seven güçsüz, sevilen güçlü. Korkuda ise farklı. Korkutan güçlü korkan güçsüz. Bu nedenle de toplumlar korkuyla yönetiliyor. Hitler’in nazizmi de korkuyla yönetilmiştir. Mussolini’nin faşizmi de... Stalin de toplumunu korkuyla yönetmiştir. İnsan ilişkileri nasıl yönetilir? HHH İnsan ilişkilerinde sevgi insanları özgürleştirir. Eşiniz de çocuğunuz da sevgiyle gelişir. Ama ilişkileriniz korkuya dayalıysa, korkanlar geriler ve köleleşir. Kişiliklerini yitirirler. Otokratik aileler böyledir. Demokratik aile ise yanlış anlaşılır, disiplinsiz sanılır. Oysa değildir. Demokratik ilişkilerin disiplini ortak ilkelerdir. Ortak ilkelere dayalı ilişkiler sevgiyi geliştirir, saygıyı yaşatır. Korkuları da ortadan kaldırır. Günümüzde yaşam pek çok korkuyu üretiyor. Korkuyu üretiyor, büyütüyor, yaygınlaştırıyor. Günümüzün yaygınlaşan korkuları: Yalnızlaşma, kimsesizlik. İşsizlik, parasızlık. Yaşlanma, hastalanma. Evsizlik, sokakta kalma. Başarısızlık, mutsuzluk. Terk edilme, ölüm ve daha birçok korku. Ama daha büyük korkular da var. HHH Adaletsizlik büyük korkudur. Haksız yere suçlanmak. Hakkını alamamak. Bunu kimseye anlatamamak. Toplumsal suskunluk. Toplumsal sağırlık. Korkunun her yana sinmiş olması. Adaletsizlik büyük korkudur. HHH Ayrımcılık büyük korkudur. Din ayrımcılığı. Mezhep ayrımcılığı. Irk ayrımcılığı. Renk ayrımcılığı. Cinsiyet ayrımcılığı. Gelir ayrımcılığı. Ayrımcılık pek çok haksızlığın nedenidir. HHH Ülkemizin yaşadığımız sorunları da işte bunlardır. Adaletsizlik. Ayrımcılık. Bütün korkuları üreten toplumsal ortam. Korku ile yönetilme. Güvensizlik. Ancak itaatini kanıtlarsan yaşama hakkı bulma. Ya sonra? Ya sonrası? Nereye kadar? HHH Bunun açık bir yanıtı vardır. İzin verdiğin kadar. İzin verdiğin sürece. İnsanların yaşadığı da budur. Toplumların yaşadığı da budur. Sen izin verdiğini yaşarsın. Sen izin verdiğin sürece yaşarsın. Onu ‘o’ yapan sensin. Bunu görmezden gelerek, farkında değilmiş gibi yaparak, izin verdiğini yaşıyorsun. Yakınmak yerine düşünmen gereken budur. Erakyol, Balyoz davasını TSK’yi yıpratma operasyonu olarak değerlendirdi ‘Büyük Yalan’a inanmayın! EMRE DÖKER rilen Deniz Piyade Kurmay Albay Mücahit Erakyol, Hasdal Cezaevi’nden İzmir Ödemiş’teki hemşerilerine mektup göndererek “Devletin her kademesine kadar sızmış organize suç örgütü tarafından yaratılmış ‘Büyük Yalan’a’ inanmayın” dedi. Erakyol, isminin amiral ola u Balyoz davası kapsamında müebbet hapis cezası alan Deniz Piyade Kurmay Albay Mücahit Erakyol, Ödemiş’teki hemşerilerine İZMİR Balyoz davası kapsamında müebbet alan ve ceza mektup göndererek uyarıda bulundu. Erakyol, “Bizlerin masum sı daha sonra 18 yıl hapse çevolduğuna emin olunuz” dedi. caklar arasında yer alan aldığı dönemde tutuklanmıştı. C Erakyol’un hemşerilerine gönderdiği ve yaşanan hukuksuzluğu anlattığı mektubunu, CHP’li il genel meclisi üyesi Adnan Saygılıer gazetemizle paylaştı. Erakyol, mektubunda şu görüşlere yer verdi: “Balyoz davasının hiçbir dayanağı yoktur. Davada, imzalı belge, telefon dinlemesi somut hiçbir delil bulunmamaktadır. Kamuoyuna ses kaydı olduğu yönünde yalan söylenmektedir. Bahse konu ses kayıtları 2003’te 1. Ordu Komutanlığı, İstanbul’da yapılan semi nerin kayıtlarıdır.” Erakyol, mektubunu, “Değerli hemşerim, size masumiyetimi haykırıyorum. ‘İktidar olma’ hırsıyla alet olunan, dışarıdan yönlendirilen ‘Büyük Yalan’ın kurbanı olan bizlerin masum olduğuna babamın adı gibi ‘emin’ olunuz. Sizden isteğim lütfen bu gerçekleri, bu ‘Büyük Yalan’ı çevrenize aktarınız. Televizyonlara, gazetelere çıkıp hayâsızca ‘yalan’ söyleyenlere inanmayınız” diye sonlandırdı. Kışlada uzman çavuş dehşeti n ISPARTA (Cumhuriyet) Yenişarbademli Jandarma Komutanlığı’nda görevli Uzman Çavuş Mustafa K, dün 18.00 sıralarında karakolda kolorifer dairesinde görevli jandarma er Birkay Çetinkaya (20) ile tartıştı. Tartışmanın büyümesi üzerine Mustafa Ç, Çetinkaya’ya beylik tabancasıyla ateş etti. Çetinkaya ağır yaralandı. Çetinkaya’nın hayati tehlikesinin bulunduğu belirtildi. Mustafa K. ise gözaltına alındı. Her gün bir söylenti Tekin: CHP’yi kimse tartışamayacak İstanbul Haber Servisi CHP Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin ve milletvekilleri Süleyman Çelebi ile Mevlüt Aslanoğlu dün partilerinin Küçükçekmece ilçe başkanlığı tarafından düzenlenen kahvaltıda ilçedeki muhtarlar ve dernek başkanlarıyla bir araya geldi. Toplantının ardından basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Tekin, Birgül Ayman Güler’in “Türk ulusuyla Kürt milliyetini eşit gördüremezsiniz” açıklamalarıyla başlayan tartışmaları “Parti kurullarının dışında CHP’yi hiç kimse tartışamayacak. Bunu herkes böyle bilsin” sözleriyle değerlendirdi. Tekin, bunların parti içi tartışmalar olduğunu vurguladı. ‘Öcalan söylemeden ülke dışına çıkmayız’ Haber Merkezi PKK’nin Avrupa sorumlularından Zübeyir Aydar, diyalog sürecinde BDP’nin yapamayacağı şeylerin de olduğunu kaydederek “Öcalan söylemeden biz silahlı güçleri sınır dışına çıkaramayız” dedi. Avrupa’da Kürtçe yayımlanan “Rudaw” gazetesine İmralı’da başlatılan süreç ile ilgili değerlendirmelerde bulunan Aydar, “Öcalan cezaevinde olmasına rağmen siyasi konularda her şeye hâkimdir. Öcalan’ın PKK liderleri ile konuşması lazımdır” dedi. Mardin Bağımsız Milletvekili Ahmet Türk de “Adaletin, eşitliğin, Kürt halkının hukukunun tanınmadığı bir anlayışı asla kabul etmeyeceğiz” dedi. n ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Adalet Bakanlığı, gazetemiz yazarı ve CHP İzmir Milletvekili Mustafa Balbay’ın tutuklu bulunduğu Silivri Cezaevi’ne ilişkin “Günde 5 taksitte 9 saat verilen su toplam 10 dakikaya düştü. Silivri’de susuz kış yaşanıyor” şeklindeki sözleri üzerine açıklama yaptı. Balbay’ın sözlerini doğrulayan bakanlık, “Verilen su, Sağlık Bakanlığı’nın ilgili yönetmeliğinde öngörülen miktarın çok üstündedir” dedi. n SİİRT (Cumhuriyet) Siirt Valiliği’nden yapılan açıklamada, 3. Komando Tugay Komutanlığı’na bağlı Akrep üs bölgesine bir grup PKK’li teröristin uzun namlulu silahlarla ateş açtığı belirtildi. Açıklamada, olayda herhangi bir kaybın yaşanmadığı belirtilerek bölgede hava destekli operasyon başlatıldığı bildirildi. ‘Suyu fazla bile veriyoruz’ Askeri üsse taciz ateşi
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle