25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 2 OCAK 2013 ÇARŞAMBA 4 HABERLER Hükümet adına Fidan devrede ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Bir yılı aşkın süredir izole biçimde yaşayan Abdullah Öcalan’ı terör sorununun çözümünde önemli bir aktör olarak gören hükümetin ve Başbakan Tayyip Erdoğan’ın “iradesiyle” MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın bizzat görüşme yaptığı ortaya çıkarken görüşmelerin süreceği belirtiliyor. Yenişafak Ankara Temsilcisi Abdulkadir Selvi dünkü köşe yazısında ilginç bir gelişmeyi kaleme aldı. Oslo görüşmelerinin sızmasının ardından Öcalan’la görüşmelerin kesildiğini anımsatan Selvi, bugüne kadar bilinmeyen şu bilgiye köşesinde yer verdi: “PKK’nin saldırılarının arttığı, Selahattin Demirtaş’ın, ‘400 kilometrelik alan PKK’nin kontrolünde’ diye sorumsuzca açıklamalar yaptığı, Gültan Kışanak’ın PKK’lilerle buluşmak için Şemdinli yollarına düştüğü dönemde, bırakın Öcalan’la diyaloğu, Başbakan, siyasetle müzakereye dahi kapılarını kapatmıştı. Yeni süreçte Öcalan’la diyalog, açlık grevlerinin devam ettiği ekim ayında başlıyor. İkinci görüşme kasım ayında gerçekleşiyor. Her iki görüşme MİT Başkan Yardımcısı seviyesinde yapılıyor. Aralık ayındaki görüşmeye ise MİT Müsteşarı Hakan Fidan gidiyor. Bir takvim üzerinde konuşuluyor mu? Oslo devlet için de çok büyük bir deneyim oldu. Çözüme endeksli ve bir takvim dahilinde yapılmayan görüşmelerden sonuç almanın zor olduğu tecrübe edildi. Takvime dayalı ve çözüme endeksli bir süreç başladı. MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın görüşmesi 16 Aralık tarihinde gerçekleşti. Öcalan, sözüne güvenilir bir isim olması ve arkasında siyasi iradenin tam desteği Tanrıkulu Baluken CHP kuşkulu, BDP temkinli ‘Görüşme umut verici’ ? Öcalan’ı terör sorununun çözümünde önemli bir aktör olarak gören Erdoğan’ın ‘sır küpüm’ dediği MİT Müsteşarı Fidan’ın İmralı‘da görüşme yaptığı ortaya çıktı. Başbakan’ın başdanışmanı Akdoğan “İmralı ile görüşmeleri sürdüreceğiz. Beklentileri büyük tutmamak gerekir” değerlendirmesini yaptı. mücadele ile terör örgütünün ortadan kaldırılamadığını belirterek “Tek bir yöntem, silahlı mücadeleyle netice alamıyorsunuz. Dağda 5 bin kişi varsa, bunun kaç katı ortadan kaldırılmış, ama örgüt kendini devam ettiriyor. Bu nedenle devreye başka konular giriyor. Bunun içinde elbette diyalog da yer tutuyor. Oslo sürecinde bir yere gelmişti, ama sabote edildi, sonuç alınamadı. Başbakan bu enstrümanın gerektiğinde kullanılabileceğini söyledi, anlaşılan kullanılıyor. Silahların bırakılmasına dönük, netice alınacak her türlü çalışma bizim için önemli. Bunu iç siyaset malzemesi yapmamak, kısır çekişmelere kurban etmemek gerekiyor” değerlendirmesini yaptı. ‘Hükümet içeriğini açıklasın’ AYŞE SAYIN ANKARA Başbakan Tayyip Erdoğan’ın Abdullah Öcalan’la görüşmelerin sürdüğünü resmen açıklamasının ardından, “çözüm sürecine” dönük bir takvim bile oluşturulduğu iddiaları kamuoyuna yansırken CHP ve BDP görüşmelerle ilgili hükümetin bilgilendirme yapması çağrısında bulundu. CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu, “Öcalan görüşmesi” tartışmasının adeta AKP hükümetinin “propaganda malzemesine” dönüştüğüne dikkat çekerken BDP Grup Başkanvekili İdris Baluken, “Hükümetin Kürt sorunundan müzakere ve diyalog sürecini başlattığını ve siyasi irade olarak durduğunu açıklaması gerekiyor” görüşünü dile getirdi. Cezaevlerindeki açlık grevi sürecinde devreye giren Öcalan’la, MİT arasındaki görüşmelerin yeniden başladığının Erdoğan tarafından da açıklanmasının ardından, gözler hükümetin bundan sonra atacağı adımlara çevrildi. çeriğini bilmiyoruz’ Geçen günlerde bizzat MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın Öcalan’la görüştüğü bilgisi kamuoyuna yansırken İmralı’yla devlet arasındaki görüşmeleri “diyalog ve müzakere süreci başlaması açısından olumlu” olarak niteleyen BDP kanadı, sürece PKKBDP’nin katılmaması ve kendilerine hiçbir şekilde bilgi verilmemesi nedeniyle temkinli yaklaşıyor. BDP Grup Başkanvekili Baluken, görüşmelerin yapılıp yapılmadığı veya yapılıyorsa içeriğinin ne olduğunu bilmediklerini belirterek “Somut olan durum şudur: Öcalan’a tecridin 500. gününde avukatlarıyla görüşme izni verilmemiştir. Avukatların dün (önceki gün) yaptıkları başvuru bir kez daha reddedilmiştir” görüşünü dile getirdi. Baluken, zaten İmralı’ya BDP milletvekilleri olarak gitmek için başvuru yaptıklarını, ancak hiçbir yanıt alamadıklarını ifade etti. Baluken sözlerini şöyle sürdürdü: “Orada olup olmadığını bilmediğimiz görüşmeler, eğer müzakere ve diyalog süreci veya barış süreci işletilecekse anlamlıdır. Bu görüşmelerin anlam bulması için hükümetin Kürt sorunundan müzakere ve diyalog sürecini başlattığını ve siyasi irade olarak durduğunu açıklaması gerekiyor. Yoksa farklı istihbarat elemanlarını, ajanlarını göndererek, görüşmeleri yaparız denilerek çözüm olmaz. Hükümet müzakere diyalog sürecini işletmek istiyorsa, öncelikle görüşmelerin içeriğini kamuoyu ve bizimle paylaşmalı. Ona göre değerlendirme yapabiliriz. Tabii bu görüşmelerin dışarıdaki hiçbir somut gelişmesini göremiyoruz. Dün gece yapılan ev baskınlarında 15 öğrenci gözaltına alındı, tecrit devam ediyor, askeri operasyonlar sürüyor.” ropaganda aracı’ Kürt sorunu konusunda hükümete bir “yol haritası” sunan ve sorunun çözümüne katkı sağlamaya hazır oldukları mesajı veren CHP, hükümetin “basın” aracıyığıyla tek yönlü bilgi aktardığı gerekçesiyle bu görüşmelere kuşkulu yaklaşıyor. CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu, Öcalan görüşmesi tartışmalarının “AKP hükümetinin propagandası” haline dönüştüğüne dikkat çekerek medyaya sızdırılan bilgilerin doğruluğunu test etme olanakları olmadığına işaret etti. Sezgin Tanrıkulu, “AKP’nin geçmiş dönemlerde de bu tür görüşmeleri, sorunu çözüme odaklı değil, kendi geçici başarılarına odaklı yaptığını da biliyoruz. Ana muhalefet partisine ve diğer muhalefet partilerine sorunun geldiği noktayla ilgili bilgi verilmiş değil. Böyle bir durumda hükümetin Meclis’e bilgili vermesinin yanında ana muhalefete ve diğer muhalefet partilerine bilgi vermesi gerekir. Ama AKP bu yöntemi hiç denemedi ve sonuçta da sorunun çözümüne dönük hiçbir adım yaşama geçirilemedi” dedi. Görüşmelerin içeriğiyle ilgili bilgileri olmadığı için Öcalan’la görüşmenin soruna çözüm olup olmayacağı konusunda değerlendirme yapmak istemediğini belirten Tanrıkulu,“Sorun çok boyutludur, dolayısıyla tüm boyutlarını görmeden denenecek yöntemlerin başarı şansı yoktur. Burada temel sorun hükümetin bu olaya propaganda amaçlı yaklaşmasıdır” görüşünü dile getirdi. Oslo görüşmesi krizi Yargıyla hükümet arasında özel yetkili İstanbul Savcısı Sadrettin Sarıkaya’nın KCK soruşturması kapsamında MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın aralarında bulunduğu dört MİT yöneticisini 7 Şubat 2012’de “şüpheli” olarak ifadeye çağırması üzerine kriz yaşanmıştı. Çağrının konusuysa MİT’in PKK ile Oslo’da yaptığı görüşmelerdi. O dönem Başbakanlık Müsteşar Yardımcısı olan Fidan, görüşmelere Başbakan’ın “özel temsilcisi” olarak katıldığını belirtiyordu. Başbakan Tayyip Erdoğan’ın talimatıyla MİT’çiler ifadeye gitmedi. Sonraki süreçte savcı Sarıkaya dosyadan el çektirilirken hükümet, yasa değişikliği yaparak MİT’çileri korumaya aldı. Olayın perde arkasında olmakla suçlanan İstanbul Emniyeti’nin terör ve istihbarat şubelerinde görevli çok sayıda polis başka illere atandı. Hükümetle cemaat arasında iktidar mücadelesi olarak yorumlanan krize ilişkin açıklama yapan Başbakan Erdoğan, “Hakan Fidan benim sır küpüm. Talimatı ona ben verdim. Alacaklarsa beni alsınlar” diyerek meydan okumuştu. Özel yetkili mahkemeler tehlikesinin farkına varan hükümet, son olarak yasa değişikliğiyle bunların yerine terörle mücadele mahkemelerini kurmuş ve yeni atamalar yapmıştı. ‘Görüşmeler sürecek’ Sürecin bir takvime bağlanmasına ilişkin haberlere ilişkin Akdoğan, “Bu tür konulara ihtiyatlı iyimserlikle yaklaşmak lazım. Aşırı olumlu hava pompalamak, büyük hayal kırıklıklarına neden olur. İyi niyetle devam ettireceğiz, ama burada afaki beklentiler meydana getirmemek lazım. Ciddi bir çalışma yürütülüyor, ama şu kadar zamanda netice alınır gibi söylemleri doğru bulmuyorum. Bu süreçte Kandil, Öcalan ne diyecek bunu bilmiyoruz. Burada Kandil’in tavrını görmek lazım, gelişmeler nasıl bir noktaya götürecek” diye konuştu. Akdoğan, Öcalan’ın “hâlâ önemli aktör” olduğuna işaret ederken “Zaman zaman örgütün Öcalan’ı boşa çıkardığı, ismini kullandığı, nemalandığını biliyoruz. Fiili olarak örgütü yönetmesi söz konusu değil, ama duygusal vücuduna bakarsak örgütün, hâlâ önemli bir organı. Ama Öcalan diye altını oymaya çalışanların olduğunu gördük” dedi. ‘P bulunması nedeniyle MİT Müsteşarı Hakan Fidan’la görüşmeyi öneriyordu. Ancak Oslo sürecinde yaşananlar nedeniyle Hakan Fidan çekimserdi. O sorun da aşılmış gözüküyor. Hükümet kanadını yokladım, çözüm için ‘Erdoğan’ın güçlü iradesi var’ de diler. Umut verici. Başbakan başdanışmanı Akdoğan süreci anlattı Erdoğan’ın siyasi başdanışmanı, AKP Ankara Milletvekili Yalçın Akdoğan da katıldığı bir televizyon programında, sadece silahlı ‘İ GUARDIAN: EN UFAK BİR ÜMİT MEMNUN ETMELİ Haber Merkezi Guardian gazetesinden John Hooper, terör örgütü lideri Abdullah Öcalan ile yapılan görüşmelerin doğrulandığına dikkat çekerek “40 bin kişinin hayatına mal olan bir hareketin sonlanması doğrultusunda en ufak bir ümidin memnuniyetle karşılanması gerektiği” yorumunu yaptı. BBC Türkçe servisinde yer alan habere göre gazetede yayımlanan analizde, Öcalan’ın 1999’da yakalanmasından bu yana görülmemiş seviyede bir şiddete, son 18 ayda tanık olduğunu kaydetti. Hooper şöyle devam etti: “Ama bu noktada iki cevaplanmamış soru var: Guardian kendisiyle yakalanmadan önce Roma’da konuştuğunda Öcalan PKK’nin tartışmasız lideriydi. Ama şimdi Marmara Denizi’nde, bir hapiste. Son 14 yılda örgütün geçirdiği evrimden haberdar mı? İkinci soru da, ateşkesi kabul etse bile, Kandil’deki kişilere bunu uygulata bilecek mi?” Hooper, analizinin devamında açlık grevlerini durdurabilmesinin Öcalan’ın gücünün kanıtı olduğunu söylüyor. Yazar, AKP’nin 2011 yılında sahip olduğu halk desteğinin düştüğünü; partinin, ülkenin güneydoğusunda PKK sempatizanı partilerle doğrudan oy yarışına girdiğini, Türkiye’de iki yıla kadar seçimler yapılacağı için de Erdoğan’ın PKK’yle konuşuyormuş gibi görünmek istediğini öne sürüyor. Tutuklu öğrencilerin anlattıkları ‘tutuklamaya gerekçede yaratıcılığın sınırı yok’ dedirtiyor Memlekete gitmek bile suç AYŞE SAYIN ANKARA CHP Cezaevi Komisyonu üyelerinin Sincan Cezaevi’nde ziyaret ettiği Maocu Komünist Parti (MKP) ve KCK tutuklusu öğrencilerin verdiği bilgiler tutuklama gerekçelerinin “yaratıcılıkta sınır tanımadığını” ortaya koydu. “Yasadışı MKP’ye üye oldukları” gerekçesiyle tutuklanan öğrenciler, CHP’lilere, suç kanıtı olarak yapılan aramalarda “partiye üyelik formu” bulunması gösterilerek “yasadışı örgüte yasal formla başvurma” suçlaması yöneltildiğini anlattılar. MKP operasyonu kapsamında tutuklu bulunan, Ahmet Kerim Gültekin ise memleketi olan Tunceli’ye gidiş gelişlerinin bile “örgüt üyeliği suçlamasının kanıtı” olarak sunulduğunu anlattı. CHP Cezaevi Komisyonu üyeleri Veli Ağbaba, Özgür Özel, Nurettin Demir ve Emre Doğan, 29 Aralık’ta Sincan Cezaevi’nde MKP ve KCK tutuklusu öğrencileri ziyaret ettiler. 13 Kasım’da tutuklanan öğrencilerin yeni yılını kutlayan CHP’li komisyon üyeleri, öğrencilere tutuklu gazetecilerin cezaevinde yazdıkları kitapları gönderme sözü verdiler. Ağbaba’nın verdiği bilgiye göre, öğrenciler, tutuklanma gerekçelerini şöyle anlattılar: Ertan Sinan Şahin (ODTÜ Fizik 4. sınıf): Üyesi olduğu legal bir dernek olan olan Ankara Demokratik Haklar Derneği’nde “MKP’ye üyelik formu” bulunması nedeniyle “yasadışı örgüte yasal formla üyelik başvurusunda bulunma” suçlamasıyla gözaltına alınıp 13 Kasım’da 4 arkadaşıyla birlikte tutuklandı. “4+4+4, 1 Mayıs mitingleri ve KESK eylemlerine katıldığı ve ODTÜ’lü olduğu için” tutuklandığını belirten Şahin’in kız arkadaşıyla yaptığı telefon görüşmeleri ve mesajları da “örgütsel bağ” olarak gösterildi. Hâkimin bile tutuklama kanıtlarına “güldüğünü” anlatan Şahin, cezaevinde sınavlara girebildiğini, hocalarının bizzat sınav için cezaevine geldiğini anlattı. Ahmet Kerim Gültekin: MKP soruşturması kapsamında tutuklanan ve Ergenekon davasından tutuklu olan İP Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Bedri Gültekin’in antropolog olan oğlu Kerim Gültekin, Mazgirt Belediyesi’nin düzenlediği “Devrimci halkçı yerel yönetimler sempozyumuna katıldığı” gerekçesiyle örgüt üyeliği suçlaması nedeniyle tutuklandı. Sempozyum konuşmaları ve sık sık Tunceli’ye gidiş gelişi “suç delili” olarak gösterilen Gültekin memleketi de olan Tunceli’ye bir gidişinde otobüse binerken, kendisine “nereye gidi yorsun” sorusu yöneltildiğini anlattı. Cem Kaan Gürbüz: (Ankara Üniversitesi Gazetecilik 1. Sınıf): Telefon dinlemeleri gerekçe gösterilerek, MKP soruşturması kapsamında tutuklandı. Sinem Mut: MKP soruşturması kapsamında tutuklandı. Cezaevinde koğuşuna götürülürken, “ayakkabı çıkarma” tartışması sonrasında 10 gardiyanın kendisine saldırdığını ve darp edildiğini anlattı. Erkan Eryiğit: (Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi 4. sınıf): 13 Kasım’ta tutuklandı. 10 Ekim’de bir kavgaya karıştığı ve kendisine saldıranlara “sopayla” karşılık vermesi gerekçesiyle tutuklandığını anlatan Eryiğit, suç delili olarak da kavgada kullanılan sopanın gösterildiğini ve “KCK tarafından verildiği” suçlamasının yöneltildiğini anlattı. “Ülkücülerin” saldırısına uğradıklarını anlatan Eryiğit, “Birçok arkadaşımız burada olmalarından dolayı memnunlar. Çünkü, saldırıdan, ölüm korkusu geriliminden kurtulduk. 34 yıldır ölüm, saldırı gerilimi altında yaşıyoruz” dedi. ‘A DİYARBAKIR (Cumhuriyet) Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın “Silah bırakan PKK’liler başka ülkeye gidebilir” sözlerine PKK’nin Kandil’deki yöneticisi Murat Karayılan’dan yanıt geldi. Karayılan, “Erdoğan diyor ki ya ‘Türkleşerek tek milleti kabul edeceksiniz ya da nereye gidiyorsanız gidin’. Ben de diyorum ki sizin ne işiniz var ülkemizde. Burası Kürdistan’dır. Bizim ülkemizdir. Asıl siz çekin gidin ülkemizden. Mücadelemizden geri adım atmayız. Ancak eğer Kürt halkını tanırlarsa, hakikati görür ve kabul edip işgalci politikalardan vazgeçerlerse biz de diyalog ve müzakere yoluyla sorunların çözülmesinden yanayız” dedi. Karayılan, terör örgütü PKK lideri Abdullah Öcalan’ın özgürlüğüne kavuşması için uluslararası bir imza kampanyası başlattıklarını açıkladı. e s l sı l ü n i m ke zde e ç n it g k Yazarımız yıllık izninin bir bölümünü kullandığından dolayı yazılarına bir süre ara vermiştir. < ’ MİT MÜSTEŞARI’NIN BAŞBAKAN ERDOĞAN’IN İRADESİYLE TERÖR ÖRGÜTÜ LİDERİ ÖCALAN İLE 16 ARALIK’TA BİZZAT GÖRÜŞTÜĞÜ BELİRTİLDİ <
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle