19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
18 OCAK 2013 CUMA CUMHURİYET SAYFA HABERLER 5 Savcı, yargıç, polis, siyasetçi... Mesleği ne olursa olsun çocuklarımızı sevmiyoruz. Mahkeme kapılarında geçen yıllar, tutuklu oldukları için yaşadıkları kayıplar... Barışın, sevginin, aşkın önemini kavrayamamışız! Yoksul halkların çocukları ölürken yüreğimizin dağlanmaması, yaşanan acıları bildiğimiz halde bunu dillendiremeyişimiz neden? Korkup sindirildiğimiz için! Sanatçıya karşı tavrımız, sonu gelmeyen kitap yasaklamaları, “çokuluslu altın avcıları”na tanınan özgürlük. Demek ki benim ülkemde siyanürle kimse zehirlenmiyor. Kitaptan zehirleniyor! HHH Ortadoğu yangın yeri, Fransa Mali’yi bombalıyor, Cezayir’de El Kaide’nin bir kolu doğalgaz işletmesini basıyor... Ordunun hava operasyonunda 34 rehine ve 15 saldırgan ölüyor.. Diyarbakır’da dün Fransa’da öldürülen PKK’lilerin cenaze töreninde yer yerinden oynuyor. Her şeye karşın barışa, kardeşliğe, umuda doğru yürümek istiyordum. Barış, kardeşlik, hukuk ve adalette eşitlik! Tüm bunlar, üniter devlet çatısı altında tümlüğümüz bozulmadan.... İnsanca yaşamak içindi! Yapıp yapamacağımızı bilmiyordum... Bildiğim, bu ülkede yaşayan herkesin, din, dil, inanç, mezhep ve ırk ayrımı yapmadan yurttaşlık kimliğinde el ele tutuşup çocuklarımız için birlikte yürümesiydi. HHH Hayatımızın dilsiz ve sağır yılları geride kalmalıydı... İşte o zaman Özgür ve Bahadır’lar, Deniz Gezmiş’in kartpostalı, Tolstoy’un “Savaş ve Barış” kitabından ötürü tutuklanmayacaklardı. O zaman dağlarına bahar gelecekti memleketimin... O zaman anlayacaktık Nâzım Hikmet’i, Dağlarca’yı, Ahmed Arif’i... HHH Değerli gazeteci dostum, arkadaşım Mehmet Ali Birand’ı dün akşam saatlerinde kaybettik. Ailesine, yakınlarına, çalışma arkadaşlarına başsağlığı diliyor, acılarını paylaşıyorum. ‘Umut’un enkazı PROF. HİLMİOĞLU Mahkeme, Mumcu, Kışlalı, Aksoy ve Üçok cinayetlerini gerçekleştiren 3 sanığa örgüt kurmaktan 12.5 yıl, 5 sanığa ise örgüt üyeliğinden 6.3 yıl ceza verdi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Gazetemiz yazarları Uğur Mumcu, Prof. Dr. Ahmet Taner Kışlalı, Prof. Dr. Muammer Aksoy ve Doç. Dr. Bahriye Üçok’un öldürülmesi olaylarını kapsayan “Umut” operasyonuna ilişkin davada karar açıklandı. 3 sanığı “yasadışı TevhidSelam ve Kudüs Ordusu” örgütünü kurma ve yönetmek suçundan 12.5 yıl hapis cezasına çarptıran mahkeme, 5 sanığı ise bu örgütün üyesi olmaktan 6 yıl 3 ay hapis cezasına mahkum etti. Yargıtay’ın bozma kararından sonra Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yeniden görülmeye başlanan “Umut davası”nda dün karar çıktı. Son duruşmaya, sanıklardan sadece Recep Aydın katıldı. Mahkeme, sanıklardan Mehmet Ali Tekin’in avukatının davayı uzatmak için verdiği mazeret dilekçesini kabul etmedi. Savcı Mehmet Özgür, daha önceki esas hakkındaki mütalaasını tekrar ettiğini kaydetti. Esas hakkındaki savunması sorulan Recep Aydın, “Yeniden önceki karar doğrultusunda beraatıma karar verilmesini talep ediyorum” dedi. Duruşmaya verilen aranın ardından kararını açıklayan mahkeme heyeti, sanıklar Mehmet Ali Tekin, Hasan Kılıç ve Ekrem Baytap’ı, “silahlı suç örgütü kurma ve bu örgütü yönetme” eyleminden dolayı 15 yıl hapis cezasına çarptırdı. Sanıkların yargılama aşamasındaki “iyi halleri” nedeniyle takdiri indirim uygulayan mahkeme, cezalarını 12 yıl 6’şar ay olarak belirledi. Mahkeme, sanıklar Abdulhamit Çelik, Fatih Aydın, Yusuf Karakuş, Mehmet Şahin ve Recep Aydın’a ise “silahlı suç örgütüne üye olmak” suçundan 7.5 yıl hapis cezası verdi. 5 sanığın cezası da iyi hal gerekçesiyle 6 yıl 3 aya indirildi. Mahkeme, sanıklar hakkında verilen cezaların infazından sonra denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına karar verdi. Sanıklardan Muzaffer Dağdeviren hakkındaki dava ise ölüm nedeniyle düşürüldü. Mahkeme, Uğur Mumcu’ya ait 06 YR 245 plakalı aracın enkazının mirasçılarına da iadesine karar verdi. “Umut davası” nın başlangıcı, Memleketim... Yeni umutlar nasıl yaratılır, hayat birey için ne anlam taşır, çocuk gülümsemeleri, anlatılan masallar nedir! Piyasa düzeni insanı çaresiz bırakır... Bu çaresizlik yumağında, sık sık altını çizdiğim gibi, ezilen yoksul emekçilerdir. Sömürü düzeninin çarklarında, insanın umudu yok olur, yaşam anlamını kaybeder, o anlatılan masalların bir kandırmaca olduğu ortaya çıkar... Demokrasi ve özgürlük insanın beyninde ve yüreğinde vardır... Demokrasilerde yasaklar değil yasalar vardır... Peki o yasalar nasıl işler? Aynı sömürü düzeninin çarkları gibi... Hırsızlar, vurguncular, talancılar bu ülkede kol gezerken parasız eğitim isteyen öğrenciler, “terör örgütü üyesi olmak” suçlamasıyla gözaltına alınır, tutuklanır, yedi ay zindanda yattıktan sonra yargıca aklanıp salıverilir. Ankara Üniversitesi öğrencileri Özgür Alkan ve Bahadır Söylemez... İki öğrenci hakkında savcılık 25 yıl ağır hapis cezası istemiyle dava açtı. Öğrencilerin THKO adına suç işlediğini, TKEPL’ye üye olduklarını iddia etti. Aynı savcı 20 ay sonra Özgür ve Bahadır’ın aklanmasını istedi. Peki davanın kanıtları arasında ne vardı? Deniz Gezmiş’in kartpostalları, Tolstoy’un “Savaş ve Barış” kitabı... HHH Bu ülkede demokrasi, özgürlük, hukuk, barış, sevgi, kardeşlik neden bir türlü yaşam biçimi olmuyor? Az önce anlattığım, insanın içini acıtan öykü gibi yüzlercesi var. Yüzlerce üniversite öğrencisi, çevreci tutuklu. Yafta hazır: “Terör örgütü üyesi!” Üniversite öğrencilerinin uzun tutukluluk süreleri, hayatlarını darmadağın ediyor, onları yalnızlaştırıyor, “terörist” olarak adlandırılıyorlar. Çocuklarını sevmeyen bir toplum! ‘Bile bile ölüme itiyorlar’ İstanbul Haber Servisi Ergenekon davası kapsamında 4 yıldır tutuklu bulunan ve Siroz ile karaciğer kanseri başlangıcı teşhisi konulan eski İnönü Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Fatih Hilmioğlu’nun avukatı Hayati Hilmioğlu, “Müvekkilinin tedavi için yeterli koşullara sahip olmayan hastanelere sevk edildiği” gerekçesiyle Silivri Devlet Hastanesi Sağlık Kurulu yetkilileri hakkında, “görevi kötüye kullandıkları” gerekçesiyle suç duyurusunda bulunacağını söyledi. Prof. Dr. Hilmioğlu’nun avukatı ve kardeşi Hayati Hilmioğlu, müvekilinin sağlık sorunlarının her geçen gün daha da kötüye gittiğini vurguladı. Hilmioğlu, “Silivri Devlet Hastanesi Sağlık Kurulu’nda bulunan yetkililerin, doktorların tamamı suç işliyor. Hilmioğlu sürekli Haseki Eğitim ve Araştırma Hastanesi ve Bakırköy Doktor Sadi Konuk Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne sevk edildi. Ancak Adli Tıp Kurumu raporu ve Adli Tıp Kurumu Genel Kurulu raporuna göre müvekkilimin 2 ayda bir üniversite hastanelerinin hepatoloji bölümüne sevk edilmesi gerekiyor. Yetkililer ise tüm bunları göz ardı ediyorlar. Bunların yaptığı cana kastetmekten başka bir şey değil” diye konuştu. Prof. Dr. Hilmioğlu’nun karaciger hastası olduğuna, böbreklerinin fonksiyonlarının iflas ettiğine ve şeker hastası olduğuna dikkat çeken avukat Hilmioğlu, müvekkilinin kısa bir süre önce oğlunu kaybetmesi nedeniyle de ağır bir depresyon geçirdiğini vurguladı. Hilmioğlu, “Tüm bunlara karşın önceki gün müvekkilimin Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi’ne sevk edilmesine karar verildi. Biz bunu kabul etmedik. Prof. Dr. Hilmioğlu Bakırköy’de nasıl tedavi edilebilir? Müvekkilim karaciğer hastası, bunun takibi orada nasıl yapılabilir? Bu nasıl doktorluk? Kimsenin bir insanı bile bile ölüme göndermeye hakkı yok” dedi. Mahkeme, Uğur Mumcu’ya ait 06 YR 245 plakalı aracın enkazının mirasçılarına iadesine karar verdi. 17 Ocak 2000 tarihinde Beykoz’da Hizbullah’a yönelik yapılan operasyona dayanıyor. Hizbullah lideri Hüseyin Velioğlu’nun ölü olarak ele geçirildiği Beykoz’daki hücre evinde yapılan aramalarda elde geçirilen disketlerin çözümünde “Tevhid” adı altında bir oluşum ortaya çıkarıldı. Soruşturmanın genişletilmesi üzerine TevhidSelam ve Kudüs Ordusu örgütünün Uğur Mumcu, Bahriye Üçok, Muammer Aksoy ve Ahmet Taner Kışlalı’nın öldürülmesi olaylarının da aralarında bulunduğu çok sayıda olayla bağlantısı saptandı. Yargıtay 9. Ağır Ceza Dairesi, dünkü davada ceza alan sanıklar hakkındaki davayı ise süreç içinde bozmuştu. “Umut” operasyonunun tek firarisi örgütün askeri kanat sorumlularından Oğuz Demir ise bir türlü yakalanamadı. ‘Utanç heykeli olarak dikilmeli’ Uğur Mumcu’nun kızı Özge Mumcu, aracın enkazının kendilerine iadesine ilişkin “Mahkeme kararının tam metnini inceledikten sonra nasıl bir yol izleyeceğimize karar vereceğiz. Babamın arabasının ‘mirasçılarına’ teslim edilecek olması, Türk yargısı adına temsili bir karardır. 20 yıl önce direksiyonu tepesine gelecek şekilde patlayan aracın enkazının Adalet Sarayı’nın önüne adaleti temsil eden bir utanç heykeli olarak dikilmesini öneriyorum. Türk adaleti için utanç heykeli olarak dikilmelidir” dedi. Arkadaşları Agos’a yürüyecek İstanbul Haber Servisi Gazetesinin önünde başından vurularak öldürülen Agos gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink, ölümünün 6’ncı yılında düzenlenen çeşitli etkinliklerle anılacak. Dink için Boğaziçi Üniversitesi’nde ABD’li ünlü düşünür Noam Chomsky’nin konuşmacı olarak katılacağı “2013 Hrant Dink İnsan Hakları ve İfade Özgürlüğü Konferansı” düzenledi. Bugün saat 15.00’te gerçekleştirilecek konferansta Chomsky, “Türkiye ve Oluşan Dünya Düzeni” konulu bir konuşma yapacak. Yarın ise Hrant’ın Arkadaşları, 6 yıldır olduğu gibi bu yıl da saat 15.00’te Dink’in vurulduğu yerde, Agos gazetesi önünde olacak. Saat 13.30’da Şişli’den yürüyüşe başlayacak olan Hrant’ın Arkadaşları, 6’ncı yılda da adalet mücadelesini sürdürecek. Medya Etiği Platformu ise Dink cinayetinde pay sahibi medyanın bugününü, “19 Ocak’tan sonra ne değişti?” konulu panelde masaya yatıracak. Panel Galatasaray’daki Cezayir Toplantı Salonu’nda 14.0016.30 saatleri arasında gerçekleştirilecek. l GAZETECİ HRANT DİNK’İN ÖLDÜRÜLÜŞÜNÜN 6. YILI Başbakan Erdoğan, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın Ankara Spor Salonu’nda düzenlediği çevre yatırımları açılışı ve temizlikdenetim araçları dağıtımı töreninde konuştu. (Fotoğraf: NECATİ SAVAŞ) CHP Tunceli milletvekilinin sözleri ulusalcı kanadı hareketlendirdi Aygün hedefte ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Tunceli Milletvekili Hüseyin Aygün’ün PKK’lilerin ailelerine taziye ziyareti ve “Rumlara etnik temizlik” sözleri partide rahatsızlık yaratırken, eski Genel Sekreter Önder Sav ekibinden eski milletvekillerinden Şahin Mengü bir deklarasyon hazırlamaya başladı. Sav, bu girişime destek vermedi. Uşak Milletvekili Dilek Akagün Yılmaz da CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu Çin’den döndükten sonra kendisiyle görüşeceklerini vurgularken “Deklarasyon yok. Genel Başkan’ın partiyi rahatlacak bir şeyler yapacağını düşünüyoruz” dedi. Hüseyin Aygün’ün Paris’te öldürülen PKK’lilerin ailesine taziye ziyareti ve Twitter’da “Rumlara etnik temizlik”le ilgili ifadeleri özellikle ulusalcı kanat içinde tepkiyle karşılandı. Eski Milletvekili Şahin Mengü bir deklarasyon hazırlığına girdi, ancak Önder Sav kendisine destek vermedi. Habertürk’ün haberine göre, Mengü’nün 10 Ocak günü yaptığı görüşmeyle ilgili bilgilerin yer aldığı “Önder Sav görüşme tutanağı” başlıklı metin yanlışlıkiş ürküttüğümüz kurbağaya değmez. Böyle bir metne fikren ve manen destek vermiyorum” diyor. Eski milletvekillerinin yanı sıra TBMM grubunda da özellikle ulusalcı kanattan milletvekilleri Aygün’le ilgi ‘Atık suyu akarsuya dökenler vahşilerdir’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, “Evinin atık suyunu, fabrikasının atık suyunu da o akarsuya verenler var. Bunlara medeni diyebiÇevre ve Şehircilik Bakanlığı taralir miyiz? Diyemeyiz. İşfından dün gerçekleştirilen törende, te maalesef onlar vahşimaliyeti 1.5 milyar lirayı bulan 389 ler sınıfına giriyor, kusutemizlik ve hizmet aracı ile 365 tesis ra bakmasınlar” dedi. ve çevre yatırımı hizmete sunuldu. Erdoğan, Çevre ve ŞeBaşbakan Erdoğan, konuşmasının arhircilik Bakanlığı’nın Andından değişik partilerden 13 belediye kara Spor Salonu’nda dübaşkanına tüm belediyeleri temsilen zenlenen çevre yatırımlaçevre temizlik ve denetim araçlarının rı açılışı ve temizlikdeneanahtarını teslim etti. Erdoğan, Bosna tim araçları dağıtımı töreninde yaptığı konuşmaHersek Visoko Belediye Başkanı da, Batı medeniyetlerinde Amra Babic’e de çöp toplama aracının kentin yalnızca zenginlerin anahtarını verdi. Visoko Belediyesi’ne ve soyluların yaşayabildiği teslim edilecek araca Babic ile binen yerler olduğunu belirtirken Başbakan Erdoğan, aracı bir süre “Bizim medeniyetimizde kullanarak inceledi. Erdoğan daha ise bunun tam tersi bir sonra uzaktan bağlantı yoluyla Ordu, anlayış söz konusuydu. Kahramanmaraş, Afyonkarahisar, Bir kere bizde kent diye İstanbul, Manisa ve Niğde’deki katı bir kavram yoktur. Bizde atık bertaraf tesisleri ve atık su arıtma şehir vardır. Şehir medetesislerini hizmete açtı. niyetin doğduğu yer olduğu kadar aynı zamannu, fabrikasının atık suyunu da da medeniyeti şekilleno akarsuya verenler var. Bundiren de bir yerdir. Bizim şehirlara medeni diyebilir miyiz? Dilerimiz tarihte hiçbir zaman dışyemeyiz. İşte maalesef onlar layıcı olmadı” dedi. “Vahşi her vahşiler sınıfına giriyor, kusura yerde vahşidir, medeni her yerbakmasınlar. Çünkü kimsenin de medenidir” diyen Erdoğan, bir başkasına zulmetmeye hakkı “Maalesef, akarsu akıyor ama yoktur” görüşlerini dile getirdi. bakıyorsunuz evinin atık suyu u Hüseyin Aygün’ün PKK’lilerin ailelerine taziye ziyareti ve “Rumlara etnik temizlik” sözleri CHP içindeki muhalif kanadı harekete geçirirken eski vekil Şahin Mengü’nün deklarasyon hazırlığı Önder Sav’dan döndü. Sav’ın Mengü’ye “Tabanda yaprak kıpırdamıyor. Böyle bir metne fikren ve manen destek vermiyorum” dediği belirtildi. la genel merkeze fakslandı. Faksın başında da “Ağbi, bu metinde benden kaynaklanan yanlış ve eksikler varsa onları siz düzelttikten sonra diğer arkadaşlara göndereceğim” ifadesi yer alıyor. Bu tutanağa göre; hazırlanan metinle ilgili olarak Sav, “Tabanda yaprak kıpırdamıyor. Yaptığımız li disiplin sürecinin başlatılmasını istiyor. Milletvekilleri kendi aralarında yaptıkları değerlendirmelerde, “Grup toplantısının kapalı bölümünde konuşursak sızar partimiz zarar görür. Genel Başkan döndüğünde yüz yüze görüşelim, önce onun tavrını görelim” görüşü dile getirildi. Uşak Milletve kili Dilek Akagün Yılmaz, “Kırmızı çizgilerimiz belli. Ege’de etnik temizlik gibi ifadeler kabul edilemez. Genel Başkanımızla konuşacağız. Genel Başkanımız da rahatsızlığını dile getirdi. Partimizi rahatlatacak bir şeyler yapacağını düşünüyoruz” dedi. Yılmaz, “Deklarasyon hazırlığı var mı” sorusuna da, “Yok, gereği de yok. Biz rahatsızlıklarımızı saklamıyoruz. Biz Yunan zulmünü yaşamış bir iliz. Tepkimizi çok açık kamuoyu ile paylaşıyoruz. CHP bizim partimiz. Ne Hüseyin Aygün’ün ne de Başbakan’ın yıpratmasına izin vermeyiz. CHP’yi yıpratmadan, yara almadan bu süreçten çıkılmasını istiyoruz. Hüseyin Aygün CHP’li değil, onun bir kaygısı yok, ama biz CHP’liyiz, kaygılarımız var, Genel Başkanımızı ve partimizi korumak istiyoruz” yanıtını verdi. 1.5 milyar liralık açılış yapıldı
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle