19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
18 OCAK 2013 CUMA CUMHURİYET SAYFA HABERLER GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK ? Baştarafı 1. Sayfada inandıkları en ufak bir işarete rastlasalar, dünyayı ayağa kaldıracaklar… … Türkiye Cumhuriyeti’nin Kürt sorununu çözmeyi asla düşünmediğine kanıt olarak Paris cinayetlerini göstereceklerdi. Paris’e gittiler, Fransız İçişleri Bakanı ile halvet oldular... Ne çare, cinayetleri Türk derin devletinin işlemediğini gördüler ve Kürtçülük politikalarına yeni bir ivme kazandırmayı amaçlayan suçlamalardan vazgeçmek zorunda kaldılar. Paris’e gidip gelen BDP heyeti, medya kanallarında akil adam mertebesinde muamele gören Ahmet Türk, Fransa’yı suçlamaktan vazgeçtiler. Ahmet Türk’ün öne sürdüğü gerekçe, barış umudu bağladıkları RTE’yi memnun edecek, izlediği dış politikadan kıvanç duyduğunu yineleme fırsatı verecek içeride Türk’e göre cinayetleri; İran veya Suriye; ya da her iki komşu devletin istihbarat örgütleri birlikte, “Türkiye’nin Ortadoğu’da yükselen itibarını kırmak” amacıyla tezgâhlanmışlar! Derin devletten komşu ülkelere döndüler. Çevir kazı yanmasın hesabı! ??? Şu veya bu devletin kimi siyasal amaç ve hesaplarla, beklenmedik bir zamanda üç PKK’li kadını infaz etmesi elbette yabana atılacak olasılıklardan değil. Paris cinayetlerinin iz bırakmadan işlenmesi kuşku yok öncelikle gizli servisleri akla getiriyor. Bu nedenle bir değil, birçok olasılık hemen her gün gündemde. Ne var ki, çeşitli olasılıkları tartışırken ülkemizi doğrudan ilgilendiren gerçekler görmezden geliniyor... Hassas bir dönemden geçiyoruz; aman İmralı ayağındaki olumlu beklentilere yol açan süreci baltalamayalım mantığıyla konuşması gereken kesimler de şu sıra susabilir ama... … Paris Büyükelçimiz Tahsin Burcuoğlu’nun açıklamalarını şu veya bu nedenle dikkate almamak olanaksız. Büyükelçi, Fransa’daki PKK örgütlenmesi ve üyelerinin gördüğü itibardan söz ediyor, “Fransa’nın PKK’ye farklı baktığını” söylüyor. Milliyet’e yaptığı açıklamalarda Büyükelçi: Fransa’nın terör örgütü diye tanımladığı PKK’nin “çatı kuruluşu unsurlarına ‘farklı muamele’ yaptığını, çoğunun ‘siyasi mülteci’ statüsünde olduğunu ve bir anlamda (bunlara) ‘dokunulmazlık zırhı’ oluşturduğunun” altını çiziyor. Bu gerçeği bilen BDP veya Ahmet Türk, örneğin elinde otomatik silahlı fotoğrafları gazetelerde yayımlanan öncelikli hedef, Sakine Cansız ve iki kadın arkadaşını “üç fidan” diye ödüllendiren de Diyarbakır Belediye Başkanı Osman Baydemir; elbette, Fransa’yı köşeye sıkıştıracak açıklamalar yapmamayı yeğliyorlar… Gözleri İran veya Suriye’ye çeviren kaynağı belirsiz, tahmine dayanan böyle açıklamalar yapıyorlar. ??? MHP, AKP’ye ve Başbakanları RTE’ye… RTE, çözümlenemeyen vak’a Hüseyin Aygün üzerinden CHP’ye ve Genel Başkanı’na… CHP ve Genel Başkanı Çin’den RTE’ye, BDP hükümete, RTE, MHP ve BDP’ye; eleştiri düzeyini çoktaaan aşan karşılıklı salvolarla birbirlerine saldırıyorlar. Partilerin bir araya gelerek terör sorununu çözme olasılığı umut dağının ardında erişilmesi zayıf bir olasılık mı? Yok, hayır! Bu denli umutsuz olmayalım. Ufkumuzu ulusal partiler renklendiremiyorsa… daha ne kadar süreceği kestirilemeyen bir başka umuttan kaynaklanan olanak var önümüzde. Neden ortada: Barış yolunda umutlarımızı, uluslararası bir katile, İmralı’daki önder kılıklı “sayın” caniye bağlamadık mı? ??? Umut Mehmet’in ekmeği ise…Ye Mehmet ye! 13 Evren ve Şahinkaya, telekonferans yöntemiyle de duruşmalara katılmayacak Sanıksız 12 Eylül davası ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Ankara 12. Ağır Ceza Mahkemesi, 12 Eylül davasında sanıklar Kenan Evren ile ayakta tedavi gördüğü ortaya çıkan Tahsin Şahinkaya’nın tutuklanması talebini reddetti. Darbeci generallerin duruşmalardan vareste tutulmasına (katılmamasına) karar veren mahkeme, sanıkların telekonferans yoluyla duruşmaya katılmasına da gerek olmadığına hükmetti. 12 Eylül davasının 12. duruşması, Ankara 12. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Son iki duruşmaya telekonferans yöntemiyle hasta yataklarından katılan sanıklar Evren ve Şahinkaya için dünkü duruşmada bu sistem kurulmadı. Sanıklar bu nedenle duruşmaya bağlanmadı. Duruşmaya İstanbul GATA’nın sanık Tahsin Şahinkaya’nın hastanede yatmadığı, ayakta tedavi gördüğüne ilişkin yazısı damgasını vurdu. Avukat Fikret Babaoğlu, bu konuda “Sanıklar mahkemeyi yanıltıyor. Maalesef ayakta tedavi gördüğü halde Şahinkaya sanki bir Benjamin Button rolü oynayarak yatalak hastaymış gibi ifade verdi. Mahkemeyi yanıltan Şahinkaya tutuklanmalıdır” diye konuştu. Babaoğlu, sanıkların haklarında mahkemece verilmiş duruşmaya katılmama kararı olmamasına karşın, duruşmaya telekonferans yoluyla bağlanmamasına tepki gösterdi. Dışarıda eylem Aralarında 12 Eylül mağdurlarının da bulunduğu çeşitli siyasi parti ve sivil toplum kuruluşu üyeleri davanın görüldüğü Ankara Adliyesi önünde toplandı. Düzenlenen eylemlerde yargılamanın göstermelik olmaması istendi. (Fotoğraf: NECATİ SAVAŞ) ‘Gerçeğin ırzına geçildi’ Avukat Ömer Kavili, Şahinkaya’nın ayakta tedavi gördüğüne ilişkin yazının içeriğinden “herhangi bir ölüm tehlikesinin bulunmadığının ortaya çıktığını” kaydetti. Kavili, “Mahkemenin saygın bir yargılama yapabilmesi için bu sanığın mahkemede hazır bulunması gerekir” dedi. GATA’nın yazısının 31 Ekim tarihli olduğunu, bunun faksının 1 Kasım’da mahkemeye gönderildiğini belirten Kavili, “Burada bilgi gizlenmektedir ve sanıklar korunmuştur. Bu gerçeğin ırzına geçilmektedir. Bu dava tarihi bir davadır ve acı çektirilen halkın davasıdır. Bu dava yeteri kadar delil toplamayan savcının davası değildir” dedi. Kavilli, Şahinkaya’nın mahkemede hazır bulunmasının hayati tehlike oluşturabileceği yö nünde rapor düzenleyen üniversite görevlileri hakkında suç duyurusunda bulunulmasını ve sanık Tahsin Şahinkaya’nın tutuklanmasına karar verilmesini talep etti. Avukat Kazım Genç, sanıkların duruşmaya gelmemesine ilişkin “Halen yargının bazı bölümleri, 12 Eylül’ün baskısını üzerinde hissediyorsa davadan çekilmelidir. Sanıklara duruşmaya gelemez diyen profesörler darbecilere biat ediyor” diye konuştu. ‘Ulusu da yargılansın’ Avukat Ergin Cinmen, 12 Eylül 1980 askeri darbesinin hemen sonra, Milli Güvenlik Konseyi tarafından hükümet kurma görevinin Bülent Ulusu’ya verildiğini anımsattı. Dönemin başbakanı Ulusu, Bakanlar Kurulu ve Danışma Meclisi üyeleri hakkında savcılığa suç duyurusunda bulunulmasını isteyen Cinmen, “Bülent Ulusu, darbeden önce başbakan olacağını biliyordu. Darbe döneminde yapılan iş kencelerden o dönemin hükümeti de sorumludur” diye konuştu. Avukat Öztürk Türkdoğan, MİT ve Genelkurmay’dan istenen belgelerin gelmemesini eleştirerek “Bu belgelerin hemen gönderilmesinin önü açılmalı” dedi. CHP’nin avukatı Şenal Sarıhan, mahkemenin istediği bazı belgelerin MİT Müsteşarlığı’nca gönderilmediğini belirterek şunları kaydetti: “Başbakanlık davaya müdahil olmuştur. Eğer Başbakanlık bu davada samimi ise başta MİT olmak üzere tüm kurumlardaki bilgi ve belgelerin mahkemeye sunulmasında aktif olmalıdır. Diğer yandan MİT Müsteşarlığı, İstanbul’daki 1 Mayıs olaylarına ilişkin yazılan müzekkereye ellerinde bu yönde bir bilgi olmadığı yönünde cevap vermiştir. Oysa davayı yürüten Cumhuriyet Savcısı Çetin Yetkin ile Muhittin Cenkdağ, basına yansıyan beyanlarında iddiaları gündeme getirdi. Yetkin ve Cenkdağ’ın dinlenmelerini talep ediyoruz.” Sanıkların avukatı Bülent Hayri Acar, mağdur avukatlarının Şahinkaya’nın tutuklanması talebinin reddedilmesi ve beraatlarını talep ederken “Milli Güvenlik Konseyi’nin başkan ve üyeleri, mahkeme huzuruna çıkarıldı fotoğrafları çekildi. Amaç da hasıl oldu” dedi. 18 Nisan’a ertelendi Mahkeme, Danışma Meclisi üyeleri ile Ulusu başbakanlığında kurulan hükümet üyeleri hakkındaki suç duyurusuna ilişkin dilekçenin darbeye ilişkin ikinci bir soruşturma yürüten TMK savcılığına gönderilmesine karar verdi. Cenkdağ ve Yetkin’in dinlenmesi talebi reddedildi. Fahri Korutürk ve Evren’in arşivlerinden 1980 dönemine ilişkin belgeler Cumhurbaşkanlığı’ndan istenecek. Mahkeme, dosyaya daha önce gönderilen MASAK raporunun, sanık müdafileri ya da müdahil vekillerince, uzman kişi aracılığıyla incelenebilmesine hükmetti. Duruşma, 18 Nisan’a ertelendi. MİT krizine ‘son nokta’ Anayasa Mahkemesi, CHP’nin açtığı davada kararını verdi. MİT Yasası’nda yapılan değişikliğin iptali istemi reddedildi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Anayasa Mahkemesi, “MİT krizi” üzerine Hakan Fidan’ı korumak amacıyla MİT Yasası’nda yapılan değişikliğin iptal istemini reddetti. Dönemin Özel Yetkili İstanbul Savcısı Sadrettin Sarıkaya, yürüttüğü KCK soruşturmasında Müsteşar Hakan Fidan’ın arasında bulunduğu 5 MİT yöneticisini şüpheli sıfatıyla ifadeye çağırmıştı. “Hükümetcemaat krizi” olarak adlandırılan davete ilişkin Başbakan Tayyip Erdoğan, “Fidan’a (Oslo’da görüşmesi) talimatı veren benim. O zaman alacaksanız beni alın. O benim sır küpüm. Fidan’ı yedirtmem” diyerek meydan okumuştu. Hükümet Fidan’ı korumak için 2937 sayılı Devlet İstihbarat Hizmetleri ve Milli İstihbarat Teşkilatı Kanunu’nda değişikliğe giderek 26. maddeye “... veya belirli bir görevi ifa etmek üzere kamu görevlileri arasından Başbakan tarafından görevlendirilenlerin ...” ve “... ya da 5271 sayılı kanunun 250. maddesinin birinci fıkrasına göre kurulan ağır ceza mahkemelerinin görev alanına giren suçları işledikleri iddiasıyla ...” ibarelerini eklemişti. Söz konusu madde, şu şekli almıştı: “MİT mensuplarının veya belirli bir görevi ifa etmek üzere kamu görevlileri arasından Başbakan tarafından görevlendirilenlerin; görevlerini yerine getirirken, görevin niteliğinden doğan veya görevin ifası sırasında işledikleri iddia olunan suçlardan dolayı ya da 5271 sayılı kanunun 250. maddesinin birinci fıkrasına göre kurulan ağır ceza mahkemelerinin görev alanına giren suçları işledikleri iddiasıyla haklarında soruşturma yapılması Başbakan’ın iznine bağlıdır.” CHP ise MİT Yasası’na eklenen bu iki ibarenin iptali ve yürürlüğünün durdurulması için Anayasa Mahkemesi’nde dava açtı. Değişikliğin kişiye özel düzenleme olduğunu belirten CHP, bunun anayasanın hukuk devleti ve eşitlik ilkesine aykırı olduğunu kaydetti. İptal istemini dünkü gündem toplantısında karara bağlayan Anayasa Mahkemesi, kanunun yürürlüğünün durdurulması ve iptal istemini reddetti. Balbay, görme engelliler için Silivri’de stüdyoya girdi ? İstanbul Haber Servisi CHP İzmir Milletvekili ve Cumhuriyet gazetesi yazarı Mustafa Balbay, Adalet Bakanlığı’nın desteğiyle Boğaziçi Üniversitesi Görme Engelliler Teknoloji Laboratuvarı ve Türk Telekom’un işbirliğiyle hazırlanan “Telefon Kütüphanesi” projesinde, Homeros’un İlyada’sını okumak için Silivri Cezaevi’nde stüdyoya girdi. 592 sayfalık kitabı haftanın belirli bir gününde parça parça okuyan Balbay, sesiyle görme engellilere ulaşacak. Alan, Sincan’a nakledildi ? İstanbul Haber Servisi Balyoz davasından 18 yıl hapis cezasına çarptırılan emekli Korgeneral, MHP İstanbul Milletvekili Engin Alan salı günü Sincan Cezaevi’ne nakledildi. 28 Şubat soruşturması kapsamında da hakkında tutuklama kararı verilen Alan, hem bu davanın duruşmalarına katılabilmek için hem de eşi Nevin Alan’ın rahatsızlığı nedeniyle Ankara’ya naklini istemişti. KAYA’DAN SORU ÖNERGESİ AKP, Atatürk’ün vasiyetinin peşinde MAHMUT LICALI Polis aracına saldırı: 1 yaralı ANKARA Hükümetin politikalarına yönelik hiçbir soru önergesi vermeyen AKP’li vekiller, TBMM Başkanlığı’na soru önergesi vererek Atatürk’ün vasiyetinin peşine düştü. AKP’li Erol Kaya, TBMM arşivinde Atatürk’ün vasiyeti olup olmadığını sordu; Meclis Başkanlığı da “TBMM arşiv koleksiyonunda bulunmamaktadır” yanıtını verdi. Atatürk’ün gizli vasiyeti olduğuna ilişkin iddialar zaman zaman kamuoyunda tartışılırken AKP İstanbul Milletvekili Erol Kaya, TBMM Başkanı Cemil Çiçek’in yanıtlaması istemiyle verdiği soru önergesinde Atatürk’ün gizli ve açıklanmayan bir vasiyeti olup olmadığına ilişkin tartışmayı TBMM’ye taşımıştı. Kaya, kamuoyunun erişimine açık olmayan tek parti ve darbe dönemlerine ait belgeler olup olmadığını da öğrenmek istemişti. Kaya’nın soru önergesine yanıt veren TBMM Başkanvekili Mehmet Sağlam, siyasi tarihin önemli isimlerine ait erişime kapalı herhangi bir arşivin TBMM’nin arşiv koleksiyonunda bulunmadığını belirtti. Sağlam, “Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’le ilgili olarak erişime kapalı herhangi bir arşiv malzemesi TBMM arşiv koleksiyonunda bulunmamaktadır” dedi. Sağlam tek parti döneminde CHP’nin grup toplantı tutanaklarına ilişkin belgelerin TBMM arşivlerinde olmadığını belirtti. Eylemdeki işçilere polisten müdahale Tekirdağ Çorlu’da faaliyet gösteren Güney Koreli bir şirkete ait DYSK metal fabrikasında çalışan 130 işçi geçen kasım ayında sendikalı oldukları gerekçesiyle işten çıkarıldı. 65 gündür fabrika önünden ayrılmayan ve işe dönüş için mücadele veren işçiler, dün fabrika önünde yine eylem yaptı. İşçiler eylemleri sırasında fabrikadan çıkış yapmak isteyen 3 TIR’ı engellemek isteyince polis müdahale etti. Çevik kuvvet ekipleriyle işçiler arasında çıkan arbedede polis ekipleri havaya uyarı ateşi açarak işçileri TIR’lardan uzaklaştırdı. Çıkan olaylarda 2’si polis memuru 5 kişi hafif yaralandı. Maddi hasar meydana gelen TIR’lar polis ekiplerinin kontrolünden fabrikadan çıkarıldı. Birleşik Metalİş Sendikası Çorlu Şube Başkanı Fedai Duman “Fabrika yurtdışından kaçak işçi getirerek burada çalıştırdı. Sonuna kadar da hakkımızı aramaya devam edeceğiz” dedi. (Fotoğraf: AA COŞKUN BOZYEL) ? ŞIRNAK (Cumhuriyet) İdil ilçesinde dün akşam 19.30 sıralarında devriye görevi yapan zırhlı polis aracına, molotofkokteylli ve ses bombalı saldırı düzenlendi. Saldırganların attığı ses bombası zırhlı aracın çok yakınında patlarken atılan molotofkokteyli, açık olan zırhlı aracın arka kapısından içeri girdi. Molotofkokteyli nedeniyle zırhlı araç içinde çıkan yangında bir polis memuru hafif şekilde yaralandı. ‘Sanığın örgüt bağı yok’ ? İstanbul Haber Servisi Ressam Bedri Baykam ile Piramit Sanat Galerisi Genel Koordinatörü Tuba Kurtulmuş’u bıçakla yaralayan Mehmet Çeliker’in yargılandığı dava karar aşamasına geldi. Baykam’ın, dosyanın terör suçlarına bakan mahkemeye gönderilmesi talebini reddeden mahkeme, sanığın örgüt bağlantısına ilişkin herhangi bir delil bulunmadığına karar verdi. Dava, 5 Şubat tarihine ertelendi. Çatalca Belediye Başkanı Kara iddiaları yanıtladı ‘Kaymakam halkı yanıltıyor’ İstanbul Haber Servisi Çatalca Belediye Başkanı Cem Kara, Çatalca Kaymakamlığı’nın yayın organı olan “Çatalca’ya Hizmet’ adlı dergide belediyenin ilçede yapılan yatırımlara engel olduğu ve yapılan çalışmalara yardım etmediği yönündeki eleştirilere tepki gösterdi. Düzenlediği basın toplantısında ilçeye yapılanyatırımları anlatan Kara “Çatalca Kaymakamı yalan yanlış bilgilerle kamuoyunu yanıltarak karalama yapmıştır. Buradan iddiaları tek tek belgeliyorum. Kendisini kamuoyundan özür dilemeye çağırıyorum” dedi. İstanbul İl Başkanı Oğuz Kaan Salıcı da “Devletin kaynakları ile üretilmiş dergi siyasi parti yayını gibi göze çarpıyor. Cem Kara yalnız değildir”diye konuştu. Bıçaklı saldırgan paniği ? İstanbul Haber Servisi Maslak’ta bulunan Harp Akademileri Komutanlığı’na öğle saatlerinde taksi ile gelen bir kişi içeri girmeyi başardı. Elindeki bıçakla askerlerin üzerine yürüyen F.K. adlı saldırgan, bir türlü sakinleştirilemedi. Olay yerine polis ekipleri çağrıldı. Bu sırada bir uzman çavuş saldırganı başına flama sopasıyla vurarak etkisiz hale getirdi. Saldırganın nizamiyeden içeriye hangi gerekçeyle girdiği, güvenlik kontrolünden nasıl geçtiği ise bilinmiyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle